1. 1.
    +2
    ön edit: beyler adam aramaktan vazgeçtim. bu başlıkta, çukur efsanelerinden bahsediyorum. entrylerin devdıbını okuyun.

    bir zamanlar kaslı, güçlü adam arardık ama artık öyle bir şey aramıyoruz.
    kendine güvenen gelsin, 3 senelik sözleşme imzalıyoruz, 10 kişiden sadece 3'ü 3 senelik sözleşme boyunca devam edebiliyor. kalanların yarısı ölüyor, yarısı sakat (özellikle kör) kalıyor.

    riskleri bunlar. kazancı ise bol, 3 senede 400bin lira kazanabilirsiniz.
    başvurular için rezerve
    ···
  1. 2.
    0
    yaz panpa
    ···
  2. 3.
    +6
    haftada 1 gün 3 adet huur getiriyoruz, onları gibip stres atıyorsunuz. dış dünyayla aranızdaki tek bağ o huurlar.

    çukurun kurallarını biliyorsunuz beyler. rakibin insafına kalmışsınız. öldürebilir ya da kalkamayacağınız kadar dövdükten sonra bırakabilir. kazanması için sizin karşılık vermemeye başlamanız gerekiyor.

    çukur efsanelerinden sivas ayısı kerem, 117 karşılaşmanın 114'ünü kazanmıştı. son karşılaşmasında, karşısına trabzonlu yürüyen dağ geldi. dağ, bunun gözlerini çıkardı. kerem şimdi kenarda zulaladığı parasıyla metin şentürkçülük oynuyor.
    ···
  3. 4.
    +2
    spartacus mu izledin naptın amk. veya başka birşeyse isim ver bende izleyeyim.
    ···
  4. 5.
    +4
    oğlum adam döğüş etmek diyor lan, döğüş etmek diyor oğlum herif!
    ···
  5. 6.
    0
    beyler şu dakikadan itibaren sizlere çukur efsanelerinden bahsedeceğimi bir çoğuyla tanıştım, muhabbet ettim. izledim.
    ···
  6. 7.
    +1
    yaz panpa
    ···
  7. 8.
    +1
    mardin hiddeti:

    bu elemanın adı bilinmiyordu beyler. sahalara efsane gibi girmişti, güzbaşı turnuvasında, maskeli döğüşçü olarak yer aldı. turnuva 32 kişiliktir, dövüşemeyecek hale gelenler kaybeder. örnek: bir karşılaşmada bir eleman kazandı, diğeri kaybetti. kaybeden eleman dövüşebilecek durumdaysa, bir maça daha çıkar. turnuva sonunda, dövüşebilecek halde kalan tek kişi kazanır.

    mardin hiddeti, kara bir maskeyle dövüştü o gün. yüzü cellat gibi sarılıydı.
    2 kişinin bacağını kırarak turnuva dışına itti.
    ardından, sivas ayısı kerem'le karşılaştı. inanılmaz bir dövüştü beyler, inanılmaz. dakikalarca sürdü, çukurun içindeki çığlıkları duymanız lazım. sivas ayısı kerem'in kaybettiği üç karşılaşmadan biri budur.

    sivas ayısı, yerde sendeleyen mardin hiddetinin üstüne kontrolsüzce geldi. mardin hiddeti, dağ kadar geniş omzuyla üstüne gelen ayıyı duvara yapıştırdı. ardından bir çuval gibi tutup yere çaldı. ve sonra diğer yere. mardin hiddeti, kolunu kırmak için pozisyon aldığında kerem merhamet diledi. hiddet, kabul etti.

    ondan sonraki 4 karşılaşmasında ufak çizikler alarak şampiyon oldu hiddet.
    ancak maskesini çıkarmadı.

    söylentiler odur ki, hiddet 97 finalini kaybeden kürt yılanıdır. ama kimse gerçeği bilmiyor tabi.
    ···
  8. 9.
    +1
    gibtir git bela alma la üstüne
    ···
  9. 10.
    +1
    beyler, en unutulmaz turnuvadan bahsedeceğim size.
    çukurların tüm efsanelerinin yarıştığı, döğüş ettiği efsane turnuvadan. ödülü kilolarca altındı beyler. ama ödül kimsenin gibinde değildi. o döğüşün prestijinin önünde hiçbir ödül duramazdı.

    neredeyse tüm çukur efsaneleri o döğüşteydi.
    çukurun reislerinin hepsi de, son kez bir araya gelmişti döğüşleri izlemek için.

    sırf bu döğüş için yeni arena tasarlanmıştı. demir parmaklıkların ardındaki tribünlerde, sayısını bilmediğimiz kadar insan vardı. herkes kan görmek istiyordu ve dönemin en büyük turnuvasının galibini merak ediyordu.
    ···
  10. 11.
    +1
    adam çakma spartacus amk
    ···
  11. 12.
    +1
    reserved
    ···
  12. 13.
    +1
    isimlere bak amk özel harekat operasyon isimleri gibi neyse merak ettim
    ···
  13. 14.
    +1
    hint sığırı bile döğüşteydi beyler. doğu efsanesidir o adam. bulgar arslanı, döneminin en büyük döğüşçülerinden. millet, 15 yıldır güneş görmediğini falan söyler o adamın.

    büyük döğüş çağrısını duyan herkes binlerce kilometre tepip geldi beyler.
    hiç unutmuyorum, döğüşün başlamasına yakın, tesislere mezapotamya aygırı atıyla gelmişti. sahaya atıyla indiğinde, millet delirmişti aq. 2 metre 30 santimlik bir canavardır o adam, yüzünde yediği yumruklarla paramparçadır. atıyla sahaya geldiğinde, o anı anlatamam amk.

    o büyük turnuvanın olduğu dönem, 5 günlük bir festival gibiydi.
    has dövüşçüler, kendi hücrelerinde çalışırken, meydanlarda küçük bahisler için, küçük döğüşler olurdu.
    mezapotamya aygırı atıyla geldiğinde, bahisçiler ellerindeki biletleri düşürmüştü amk. öyle söyleyeyim.

    sivas ayısı kerem, o dönem daha 17'lik bir yaver amk. tuz yumruğun yaverliğini yapıyor daha. hatta, mezapotamya aygırı sahaya girdiğinde, kerem 25 dakika önce küçük döğüşlerin birinde bir galibiyet almıştı.
    ···
  14. 15.
    +1
    ben gelirim lan
    ···
  15. 16.
    +1
    tek göz, turnuvanın başlamasına 2 gün kala gelmişti sahaya.
    tek gözünü, olaylı bir maçın kumlarına gömmüştü. kızıl zambak'ın kafasını ellerinin arasına almışken, kızıl zambak'ın yaveri saha kenarından çıkıp elinde bir demirle tek göz'ün (ki o dönemki adı demir el'di) sol gözünü delmişti.

    tek göz o anın şiddetiyle, avuçlarının içindeki kafayı duvara vurup kızıl zambak'ın genç yaverine yönelmiş ve elindeki demiri yakalayıp çocuğu savurmuştu. acı içinde bağırıyordu ancak elindeki demirle çocuğun kafasına öyle şiddetli vurmuştu ki, çocuğun suratının sol tarafı harabeye dönmüştü. oracıkta öldü tabi. ardından kızıl zambak'ın çenesini elleriyle açarak parçaladı. kızıl zambak, orada ölebilirdi, ancak uzun süren yoğun bakımın ardından kullanılmaz bir çeneyle yaşama döndü.
    ···
  16. 17.
    +1
    reserved
    ···
  17. 18.
    +1
    kendini kanıtlamak isteyen, cevval gençler de bu turnuvaya katılmıştı. bir çoğu, hayatlarının en büyük hatası olduğunu bilmiyordu elbet. ağır abilerin yanında, gençler sadece çerez olurdu.

    ve elemelerin hızlı geçmesi için ilk etaptaki sopalı dövüşlerde, çoğu genç adam elenecekti ve büyük bir bölümü de sakat kalıp çukurlara veda edecekti.

    ismail iyi bir çocuktu beyler, çukurlara ilk geldiğinde kara kuru bir gençti. her şeyini kaybetmişti. ailesi, kan davasında katledilmişti ve ismail, tek başına kaçmıştı. yüzlerce kilometreyi, tek başına yürümüştü. sol bacağını bir dövüşte kaybetmiş gök gürlemesiyle karşılaştığında, ölmek üzereydi. gök gürlemesi, uzun süren dövüşçülükten sonra, dövüş efendilerinden olmuştu ve altında bir çok dövüşçü yetiştiriyordu.

    ismail'i, dövüşçü olarak yetiştirmek için almadı yanına. kahyalık yapsın diye aldı. çay getir zütür, dövüşçülerin silahlarını yenile, giysilerini yenile, yaralarını sar vs. ama ismail, büyüdükçe dövüşlerin daha çok etkisinde kalmıştı ve bir gün o da çalışmaya başladı. çelimsiz vücudunu geliştiriyordu ve o masum bakışları yerinde kalsa da, ince ama kaslı vücuduyla "doğu fırtınası" ünvanını almıştı. çünkü gerçekten çok seriydi, ama onun yer aldığı turnuvalar sadece basit turnuvalardı. ki onlarda bile en başarılılardan olduğunu söyleyemeyiz.

    yine de doğu fırtınası, bu büyük turnuvaya girmeye karar vermişti.
    ···
  18. 19.
    0
    ilk dövüşler, daha önce de söylediğim gibi, hızlı eleme için sopayla yapılacaktı. herkese eşit sopalar verilirdi. 1 metre 85 santimlik bir sopaydı bu. kimisi iki eliyle tutmaya çalışırdı. kimisi, mezapotamya aygırı gibiler, tek eliyle bir oyuncak gibi oynardı bu sopayla.

    ilk mücadelelerde 174 dövüşçü, sahaya 6şarlı gruplar halinde çıkacaktı.
    6şarlı grupların arasında tek sağ kalan kişi üst tura çıkıyordu. böylelikle ilk turun sonunda 29 kişi kalacaktı ve onlara da, son şampiyon (güz, kış ve bahar şampiyonu) katılarak 32'ye tamamlanacaklardı.

    ondan sonraki turlar da çıplak elleydi.
    ···
  19. 20.
    +1
    evet beyler, ilk turlar o kadar kanlıydı ki, 174 kişiden 10 kişi kayıp verildi.
    bir çok kişi ağır yaralı ve sakat kalarak tedaviye alındı.
    şanslı ufak bir bölüm sadece yaralar alarak ayrılıyordu turnuvadan.

    mezapotamya aygırı, şans eseri belgrad kaplanıyla aynı gruba denk gelmişti. belki de, buna şans demek turnuvayı çok masum görmek demekti. bu ikisinin arasında eski bir hesaplaşma vardı, eşli dövüşlerin birinde, belgrad kaplanı daha öne çıkmak için mezapotamya aygırı'nı indirmişti ve mezapotamya aygırı, bu yüzden 6 ay boyunca bacağındaki kırık sebebiyle maç oynayamamıştı.

    bu olaydan 10 ay sonra, bir başka dövüşte maskeli bir dövüştü yer almıştı. bu dövüşçü, dağ gibi büyüktü. aslında çoğu dövüşçü büyüktü, ama boyu 2.5 metreye yaklaşacak kadar hayvaniydi. aslında çoğu kişi hatırlayabilirdi, eğer mezapotamya aygırı uzun süredir dövüşmüyor olmasaydı. belgrad kaplanının karşısına geçtiğinde, onun iki elini bir çırpıda yakalamış ve ellerini parçalamıştı. kemikleri öyle ufalanmıştı ki, belgrad kaplanı hala parmaklarını kapatamaz.

    ancak onların davası bitmemişti. ardından belgrad kaplanı, mezapotamya aygırı'nın oğlunu kaçırmıştı ve buna karşılık mezapotamya aygırı onun evini ateşe vermişti. eğer belgrad kaplanı hızlı davranmasa, annesi diri diri ateşlerde yanacaktı.

    işte, böyle bir hikayenin kahramanıydılar.
    ve turnuva başladığında, ikisi ellerindeki sopalarla, birkaç dakika içinde tüm düşmanlarını devirmişti bile. ancak ikisinden sadece biri üst turda yer alacaktı. sopalar öyle vücdansızca çarpışıyordu ki, fazla uzun sürmeden ortalarından iki ayrıldılar. belgrad kaplanı, ellerini tam kapatamadığı için, sadece sol eline iple bağlıydı sopası. diğer eliyle destek veriyordu. sopası kırıldığında, onun elinde bir kısa sopa varken, meapotamya aygırı çift sopaya sahipti. üstelik 2.30 metrelik mezapotamya aygırı, güç bakımından da 1.80'lik belgrad kaplanını ezecek durumdaydı. hızı dışında bir özelliği kalmamıştı kaplanın.
    ···