1. 1901.
    +1
    Ohoo reyis yıllar sürecek bekliyoruz
    ···
  2. 1902.
    0
    ramazan geldi hadi aq
    ···
  3. 1903.
    0
    izorvit
    ···
  4. 1904.
    +2
    Senin o killi gotunu gibeyim yazinca suku at geri gelicem oc
    ···
  5. 1905.
    +2 -1
    la ramazan geldi oruç başladı hala yazıcan
    ···
  6. 1906.
    +1
    Irispi cicigi inini gibiyim
    ···
  7. 1907.
    +1
    seni seviyoz panpa anlat sen
    ···
  8. 1908.
    0
    biri şuna nick6 gibertmesi atsın ya zor geliyo amk
    ···
  9. 1909.
    +2 -2
    Artık arkadaşlarımı bulmuştum gündüz ve dicle hem hoş hem iyi insandılar. Beraber ileride çok takılacak, eğlenecektik. Fakat eski arkadaşlarımın yerini tutmuyordu. Ben de elimdekilerle yetinmeye karar verdim, fakat ecrin içimde hep bi aşk kıvılcımı olarak kalacaktı. Akşamları fazla dışarı çıkmıyor, evde ders çalışıp, pc oynuyordum malum sınavlara hazırlanırken çok oynamamıştım. Pusat ise kafasına göre takılıyor eve bazen geç geliyordu, iyi bi çocuk olmasına karşın biraz alkolikti. Bana da giren çıkan olmadığı için karışmıyordum. Fakat bir gün eve çok alkollü geldi. Les gibi vira kokuyordu. Biraz oturduktan sonra benden kahve yapmamı rica etti ben de yaptım sonuçta arkadaşım. Getirirken onu koltukta sızmış ve eli gibinde buldum. 31 çekmiş ben yokkeb galiba. Benim gelmeme karşı uyandı ve enseme bir tane geçirdi ben kendimi yerde buldum ve Pusat 22lik gibini çıkarıp beni gotumden gibmeye başladı kanatarak hem de. züt deliğim basketbol topu büyüklüğünde açıldı. ileride ecrin zütumun durumunu sorduğunda ne diyecektim ben ?
    ···
  10. 1910.
    0
    gibertmeye başlamalıyız artık?
    ···
  11. 1911.
    0
    gibertmeyi yapmasakmi artik beyler
    ···
  12. 1912.
    0
    gibertmeyi yapmasakmi artik beyler
    ···
  13. 1913.
    +5
    Sonra hoca geldi, dersini anlattı. Dersten sonra 1 saat mola verdik. Dicle, gündüz, ben çıkıyorduk. Aslında dicle’ye gel falan dememiştik ama peşimize takılınca ‘gelme’ de demedik. Herkes birbirini yeni tanıyordu zaten biraz baskın karakterli biri gibi görünse de yapacak bir şey yoktu. Olmadı kızdan hoşlanmazsak ona iğrençliklerimi gösterir, bir güzel kendimden soğuturdum daha önce yapmadığım bir şey değildi bu.

    Dicle önümüzde oturan çocuğu da dürttü çıkarken
    “serkan sen de gelsene!” bu kim amk? uzun şaçlı, sakallı, küpeli, converseli… tipik üniversiteli lan bu.

    Cidden kendilerimi aralarında ağır abi gibi hissediyordum çünkü yüzüm ve saçlarım traşlıydı.

    Saçları kulaklarının altına kadar geliyordu herifin. Anca bu kadar uzatabilmiş dedim kendi kendime, seneye omuzlarına gelir elbet..
    Adam uykulu gözlerle dicle’ye bakıyordu. Dicle dürtünce kalktı. Merhabalaştık. Kendini tanıttı, biz de öyle.

    Bahçeye çıktık hava fena değildi. istemeyerek de olsa yere oturdum.

    Serkan zaten istanbul’da oturuyormuş ve liseden beri barda çaldığı bir grubu varmış. Ama arkadaşları şehir dışında üniversite kazanınca 2 kişi kalmışlar.

    Cidden lisede çalmak güzeldir ulan. Cep harçlığını çıkarıyorsun falan, hem karı kız ortamı da vardır. Gerçi benim böyle bir ortamda gözüm yok biliyorsunuz.
    ···
  14. 1914.
    0
    reserved
    ···
  15. 1915.
    +3
    Dicle aramızdaki tek kız olmaktan pek rahatsızlık duymuyor gibiydi. Zaten kendisi de öyle narin ve kırılgan bir tip değildi, arada küfrediyordu, sert mizacı vardı. Hani ona bakınca şunu söyleyebilirdim; atak, cana yakın, agresif. Çabuk sinirlenen ve çabuk sönen birine benziyordu.

    Serkan da ailesiyle yaşıyormuş ve bu durumdan oldukça şikâyetçiydi beyler. Evinde yeri olan var mı falan diye yakınıyordu. Sonuçta adamı tanımıyordum ve ev iki odalıydı. Yer yok demek zorunda kaldım.

    Böyle grupla dolaşmak hiç bana göre değildi aslında. Hani lise boyunca hep ercan’la ben olmuştuk yakın arkadaş. Ecrin zaten sevgilimdi. Hiçbir zaman kalabalık bir arkadaş grubum olmadığı için buna alışmak zor olabilirdi. Gerçi hala kalabalık sayılmayız ama illaki dicle yanında bir kız daha getirecekti.

    1 saatlik arada bir şeyler atıştırıp derse girdik tekrar. Bu arada hazırlıkta farklı fakülteden öğrenciler bir arada bulunabiliyor beyler. Yani biz gündüz ile aynı fakültedeyiz ama diğerleri değil.

    Dersten sonra bir ara daha verildi. Bu arada da sohbet ettik falan cart curt. Sonra evlere dağıldık. gündüz buraya yakın bir özel yurtta kalıyormuş.

    Eve gittiğimde pusat çoktan gelmişti. Çünkü ben bilerek oyalanmıştım. Sofra kuruluydu. Tamam dedim içimden mesaj alınmıştır. Tam yemek yapmaya başlayacaktım, kapı çalındı, yasemin abla(teyze demem yasak biliyorsunuz)

    -aa yasemin abla
    -merhaba tatlım nasılsınız
    -iyiyiz saolun siz
    -allah iyilik versin ben de iyiyim. Valla bir sürü yemek yapmış ilayda, biz bitiremeyiz gelsenize?
    ilayda dediği kişi torunuydu büyük ihtimalle
    -ıı olur ben bir pusat’a da sorayım
    -hayır diyecek hali yok. Neyse ben çıkıyorum sizi bekliyoruz tamam?
    -tamam abla

    Kapıyı kapatınca meşhur zafer dansımı yaptım beyler.

    Yorgundum, duş almam lazımdı, yemek de yapmaya hiç halim yoktu ve yasemin abla yardımıma koşmuştu.

    Pusat’a haber verip 5 dakikada duş aldım. Sonra yukarı çıktık.

    Kapıyı kolsuz, çiçekli bir elbise giyen kız açtı. ilayda bu olmalı. Güler yüzle tokalaştı bizimle beyler.

    Uzun boylu, kumral, mavi gözlü bir kızdı. Ve sanırım pusat’ın dibi düşmüştü. Hayır o kadar mantıklı, oturaklı çocuk böyle davranıyorsa sebebinin yasemin abla olmadığı çok açıktı.

    Kıza salak salak sırıtıyor, ilayda yemek koymak için kalktığında o da kalkıyor, ben koyarım triplerine giriyor… eve gidince bana eğlence çıkmıştı.

    Daha sonra çayları içtik, yasemin abla iskambil kağıtlarını getirdi.

    -evet gençler haydi batak oynayalım

    ilayda ellerini çırptı. Bizse pusatla şok olmuştuk. Bu nasıl büyükanne, bu nasıl yaşlı kadın amk?
    Ama ciddi anlamda böyle bir komşumuzun olması harikaydı, kağıt oynamayı severdim. Babam zaten biz zonguldaktayken oradaki arkadaşlarıyla sık sık oynardı. iskenderun’da pek kafa dengi bulamamıştı ama…

    Yasemin abla bir sigara yaktı, ilayda ona kızdı. Biraz tartıştılar. Yasemin abla bağımlı olmadığını, bunun keyif sigarası olduğunu söylüyor, torunuysa itiraz ediyordu.

    Yasemin abla, kağıt oynarken bir yandan sigarasını içiyor, bir yandan da kendilerini daha iyi tanıtıyordu.

    -ben ilayda’nın anneannesiyim çocuklar. Torunumun annesi öldü, babası da kızı yaşında bir karıyla evlendi. Ben ilayda’mı bırakır mıyım onlara?

    ilayda hüzünlenmiş gibiydi. Cidden kötü bir şey amk.

    -lise üçten beri benim yanımda yavrum. Şimdi de koç’ta okuyor. sizinle yaşıt.

    Ben de hemen atladım
    -aa benim arkadaşım da koç’ta!

    ilayda yanıt verdi
    -adı ne?
    -ercan
    -tanımıyorum ya şimdilik
    -burslu musun?
    -hayır.

    Böyle sohbet ettik oynarken. Pusat da oyunu kazanmıştı. Yasemin abla ise hala oyunun kazananının kendi olduğunu iddia ediyor, kabullenemiyordu yenilmeyi.

    ilayda fısıltıyla
    -hiç tahammülü yok bu oyunda yenilmeye
    Dedi.
    -görüyorum
    Dedim güldüm ben de.

    Pusat ise saçma sapan bir havaya girmişti. Saat de geç olmuştu. izin istedik, yasemin abla her gün gelmemizi söyledi.

    Aslında isterdim böyle bir şey ama olmazdı beyler.

    Eve gidince pusat ile baya dalga geçtim. o inkar ediyordu, “güzel kız ama dibim falan düşmedi” diyordu.

    illa pekekent edeceniz yani beni amk. illa araya sokacanız. Bir ara bu işe el atacaktım.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 1916.
    +4
    Ertesi gün her zamankinden geç uyandım beyler. Duşa girmeye vaktim yoktu, ama yine de girdim. Aslında dün almıştım duşumu ama yasemin teyze yanımızda sigara içmişti ve biz de biraz otlanınca kokmuştuk. Sigara kokmaktan ve saçlarıma sinmesinden nefret ederdim o yüzden hızlıca bir duş aldım.

    Pusat evde yoktu. Vay bin. insan bir uyandırır la, bırakıp gitmiş. Masa da topluydu halbuki. Benim de kahvaltı etmeye vaktim yoktu ama hemen ekmeğin arasını peynirle doldurup karnımı şişirdim, dişlerimi fırçalayıp çıktım.

    Otobüs durağı kalabalık denebilirdi. 5 dakika kadar bekledim. Sonrasında beklediğim otobüs geldi.

    Akbili falan bastım derken, bir kız koşa koşa bindi otobüse. Saçı başı incin zaten. Binince çantasını karıştırdı bir “hiii” çekti telaşla. Bana döndü: “akbilimi unutmuşum bassanız da parasını versem?”
    Bastım akbili. Kız teşekkür etti cüzdanını çıkarırken “yo lafı bile olmaz” falan dedim.

    Kız “olsun olsun” derken çıkardı cüzdanı yüzüme döndüğünde gözleri fal taşı oldu.

    -beni tanımadın değil mi?
    -yo niye ki?
    -hiç.
    -o dans eden kızsın

    Dedim, kızı acayip utandırdım. Utansın. Öyle her yerde dans edilmez yavrum. Hem de zafer dansı!

    Kız elime hemen parayı tutuşturdu, aralardan sıvışıp arkalara gitti, utandığı belli oluyordu.

    Kendi kendime bir “cık cık” çektim ve yolu izlemeye koyuldum.
    ···
  17. 1917.
    +5
    Kampüse vardığımda bahçede dicle ile serkan oturuyorlardı, hararetli bir şeyler konuşuyorlardı.
    Yanlarına vardım. Dicle;

    -neredesin sen? Çaldırdık birkaç kere

    Telefonumu unuttuğumu yeni fark ettim.

    -uyuyakalmışım, telefonumu da evde unutmuşum.
    -tamam, ara verildiği sırada geldin tam
    -gündüz nerede?
    -çay almaya gitti dur mesaj atayım sana da alsın

    Başımı sallayıp yanlarına çöktüm ben de
    -ee ne konuşuyorsunuz
    -sosyalizmden

    Bir of çektim. Üniversiteye atılan herkeste bir devrimci kafası… tepki çekmemek için bir şey söylemedim ama siyaset beni geriyordu. ideolojiler de öyle. Bu yüzden sohbet dışı kalmayı tercih ettim, serkan’ın telefonuyla oynadım.

    Gündüz geldiğindeyse bu sefer rahatlamaktan of çektim. Hele şükür kafa dengim gelmişti. Dertli tasalı konular konuşmak istemiyordum, gündüz de bu konuda benimle hemfikirdi.
    Adam neşeliydi, giblemiyordu, tadını çıkarıyordu işte.

    Çayları içtik derse girdik. Hoca tam başlayacak, içeri bu sabahki kız girdi.

    Değişik bir kızdı beyler; altında acayip bol bir kot, üstünde çizgifilmimsi bir tişört , ayaklarında da mavi converseleri vardı.

    Hocaya baş selamı verip içeri geçti, dicle’nin yanına oturdu.
    ···
  18. 1918.
    0
    Yaz panpa devam dinlemedeyim önemli isim yoksa full dinleyecem
    ···
  19. 1919.
    0
    Devam reserved şimdi suku atcam millet gelsin
    ···
  20. 1920.
    +3
    dicle hemen kızla sohbete koyuldu. Aslında yanımda serkan, onun yanında dicle olmasına rağmen ben konuşmalarını duyabiliyordum. Sabahki kız pek bir şey demiyordu. Canayakın ve konuşkan olan dicle idi, hep o konuşuyordu haliyle. Kızın yüzünü göremediğim için ise bir şey diyemeyeceğim.

    Ders zar zor geçti. ingilizcem şimdiye kadar pek bir gelişme göstermedi. E haliyle zaten daha bir hafta bile olmamıştı, benimki de laf.

    Yine ara verdiğimizde, dicle kızı kolundan tutup önümüze attı “bakın bu bade!” (takma isimdir)

    Bade ise neye uğradığını şaşırmıştı, zoraki gülümsemeye çalışıyordu. Herkes merhaba dedi. En son ben bağırdım

    -merhaba!

    Kız beni görünce
    -yine sen?
    Gibi bir tepki verdi
    -noldu, sevinmedin mi beni gördüğüne?
    -bilmem.

    Dicle atladı
    -siz tanışıyor musunuz?
    -bugün otobüste karşılaştık.

    Dedim. Bade de kafasını salladı.

    Hep beraber dışarıya çıktık. Serkan grubuna 3. Kişiyi bulmuş. Yıldız teknikte okuyan bir baterist. Bass çalan geçici bir elemanla da anlaşmışlar bu cumartesi gelsenize dedi.

    Biz de onayladık. Bu kaynaşmamız için iyi olabilirdi beyler.

    Bade ise sıkıntılı görünüyordu. Gündüz sordu

    -bade noldu?
    -ya ne işimiz var

    Dicle atladı bu sefer
    -barda mı?
    -evet
    -niye ki ya eğleniriz. Ailen mi izin vermiyor?
    -yok o değil. Allı pullu elbiselerle falan gitmeyeceğiz di mi
    Dicle kahkaha attı
    -ya niye ki?
    -nefret ederim
    -yok kızım normal giyin gel işte.

    ikna olmuştu sanırım. Ama hala yakınıyor gibi bir hali vardı.
    ···