beyler size çok değer verdiğim kızı anlatcam

@1 anlat da sen anlatırken ben de gibimi sıvazlayayım.

sonra zamanla okuduğum bölümü sevmeye başlamıştım iş olanakları ve çalışma alanları tam benlik olması artılarıydı. ailem benim lise 3 de dershaneye gitmemi istemişlerdi. bende seve seve kabullenmiştim. ilk 2.sınıftaydım 'fmm-2' neyse sonra hazırlık sınavları olmaya başladı ilk sınavda ben 3.sınıfa düştüm. hemen hemen 2.sınıftaki herkesle aynı sınıftaydık yine
edit:@3 idare et panpa

ilk yerleşimlerde farklı kimse görmedim sınıftakiler 4. sınıf okuyorlardı. haliyle gözlerinde çömez olarak gözüküyordum. benim gibi lise 3 okuyanlarda vardı tabi, 2. hazırlık sınavında 2.sınıfa yükselmiştim. sınıftaki atmosfer güzeldi...
neredeyse hemen hemen hepsi 3.sınıf okuyordu. sınıftaki kız sayısı da hemen hemen erkeklerle aynıydı kelle basına
belki 2 tane bile düşebilirdi.

up up up up

up up up up varmı dinlemede olan panpalar ?

belki dinlerim belki dinlemem

zamanla sınıfta kendimce bir imajım vardı. dershaneye gel zaman git zaman sınıftaki herkes ile sıcaklık kurmuştum sempatikliğim sayesinde
derslere girer çalışır puanımın yükselmesi için çabalardım. millet derse girmek istemezdi ben ısrarla derse girerdim.
bir gün 1.sınıftan bir kız 2.sınıfa düştü (bende 2.sınıfta devam ettim sene bitene kadar).
güzel kızdı, ama sorunları olduğunu, kimseye kolay kolay güvenmediğini arkadaşları konuşurken duymuştum.

anlat panpa

ders esnasında göz temasları oluyordu illaki. ama ilk zamanlardı yani ona karşı içimde zerre yoktu (aşk anlamında).
ben dediğim gibi derslere girer, dersler bittikten sonrada evin yolunu tutardım. her gün çankayadan konağa yürürdük sınıftaki çocuklarla.
2-3 hafta geçtikten sonra begüm de yavaş yavaş sınıfa ısınmıştı (begüm göz teması olan olayın ana elemanı).

sabahları ben hep erken gelirdim dershaneye. tekrar yapar, 1-2 test çözerdim. derse yarım saat kadar kala begüm gelirdi.
yine her hafta sonu olduğu gibi erkenden gittim dershaneye, kantine çıktım, kahvaltı yapmak için boyoz ve çay aldım. kahvaltı olayını bitirdikten hemen sonra begüm geldi.
ilk defa erken gelmişti.
ben 2. çayımı almaya kalktım;
-çay içermisin? diye sonrdum
-neden olmasın. dedi

rezervettin

yavaş yavaş çaylarımızı içerken iyice birbirimizi tanımaya başlamıştık.
derslerde artık daha çok göz göze geliyorduk.
derslere hiç girmemezlik yapmazdım. her derse ekgibsiz girer, notları tam alırdım.
bir gün sınıfça dediler derse girmeyelim işte oraya gidelim buraya gidelim.
kaçış toplu olunca karşı çıkmak olmazdı.

begüm de bizimle beraberdi ilk başta sonra ayrıldı. o gün konakta deli gibi içmiştik diğerleriyle...
öbürkü gün sınıf iyicene birbirine ısınmış. birbirlerine daha dikkatli davranır olmuşlardı. sınıfça güzel ama benim için ekgib bir gündü...

sonraki hafta sonu ise, yine aynı şekilde erken geldim. kahvaltımı yaptım, tekrar yaptım ama nedense içimden test çözmek gelmiyordu.
2.çayımı aldım yerime geçtim ve geçer geçmez yine begüm gelmişti neredeyse geçen hafta ile aynı saatte.
bu sefer yanıma gelmeden kendisi çayını aldı ve yanıma oturdu...
-nasılsın? dedi
-iyi fena sayılmaz. seni sormalı dedim
-bende iyiyim
falan dedikten sonra hafta içi okulda olup bitenleri anlatmaya basladı. konuşma bittikten sonra ben;
-neden geçen hafta gelmedin? dedim
-ufak bir işim vardı. dedi
ve geçiştirdi. bende çok üstelemedim tabi ki, nede olsa beni ilgilendirmezdi.

derslere tam giren, hiç ders kaçırmayan ben yavaş yavaş derslerden uzaklaşır olmuştum.
ama yine derslere girmemezlik yapmazdım. eve giden mesajla ailenden nutuk dinlemek yerine derste uyumak daha cazip geliyordu.
derslerde ismim hocaların ağzından düşmese de sıkıntı yoktu benim için, sınıf içinde öyle.
haftalar hızlı bir şekilde geçerken artık hafta sonu gelse de işte dershaneye gitsem falan demeye başlamıştım.
sınıftakilerle muhabbet okuldakiler ile muhabbetten daha iyiydi.
lisede
-aga şu kıza bak amk ne manita be söyle çakarım böyle çakarım...

dershanede biraz daha farklı, sanırım birazda sempatik olmamdan kaynaklanıyor olsa gerek lisede baktığım kızın 3-4 katı güzellikteki kızı koluma tapık dolaşıyordum.

her hafta sonu olduğu gibi standart bir şekilde kantine çıktım kahvaltımı yaptım. 2.çayımı aldım o gün begüm gelmedi kantine.
ders arasındaydık sigara içmek için dışarı çıktık. sigaramı yaktım. sırtım girişe dönüktü muhabbet esnasında biri gözlerimi kapattı işte ben kimi tahmin et falan dedi.
-begüm. dedim
arkamdaki kişi begüm değildi tabi ki, el kıpırdamaları bir anda durdu. hayır bilemedin dedi ve ellerini çekti.

sınıftan bir kızdı onu aslında anlatacaklarımın arasında işi yoktu sadece merak olsun diye yazdım... neyse konumuza dönelim *

sonra begüm geldi.
-bugun derse giresim yok gezelim. dedi
sanki o soruyu günlerdir bekliyordum...
-tamam olur. dedim
dershaneden çıkarken bizim sınıftakiler
-aaa.. kimler gidiyor bak.
-bizimle kaçmaz kaçmaz begümle kaçar. diyorlardı arkamdan

- ne yapalım? diye sordum
- kafeye gidelim nargile içeriz. dedi
benim için ne derse sıkıntı yoktu.
-tamam dedim
kafeye gittik, içeri oturduk, menü aldık, kavunlu nargile ve 2de ice tea söyledik. garson gitti. 2dakika geçmen tekrar geldi.
-özür dilerim ama kimliklere bakmam gerek. dedi
benim 18 olmama tam 20 gün vardı. begüm ayca daha küçüktü benden.
haliyle ben hemen
-18 diyebilirsiniz. dedim
-bakmak zorundayım. dedi
-tam 18 değilim ama 20 gün sonra yaş günüm var. dedim
ama nafile adam vermemekte ısrarlıydı.

dinleyen var mı? pankuşlar