/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +5
    Yarını bekliyoruz abi.
    ···
  2. 27.
    +6
    Yer aldım
    ···
  3. 28.
    +4
    Hafıııız...

    Ah be hafızım...

    Rezerved... ^^
    ···
  4. 29.
    +6
    devam muhtemel boydaş panpam (boydaş biraz değişik oldu sanki)
    ···
  5. 30.
    +6
    Reserved
    ···
  6. 31.
    +6
    Devam pampa
    ···
  7. 32.
    +6
    Güzel yazıyorsun eline sağlık.
    ···
  8. 33.
    +6
    Rezerved
    ···
  9. 34.
    +8 -1
    Bu akşam işim çıktı dostlar kusura bakmayın gece gelebilirsem yazarım.
    ···
  10. 35.
    +5
    Bekliyoruz cepni
    REZolver
    ···
  11. 36.
    +5
    Rezerved...

    Hafız hayır mı ses soluk yoktur ?..
    ···
    1. 1.
      +5
      ben de tam hikayeye bakıyodum.
      ···
  12. 37.
    +5
    Üslubun çok güzel sevgili dost. Devam et lütfen.
    ···
  13. 38.
    +5
    Babasız bir başlık daha..
    ···
  14. 39.
    +5
    Rezerved ulaaaağn...

    Kötü birşey olmamıştır inşallah... :/
    ···
  15. 40.
    +8
    Geldim, buradayım, bu gece devam edeceğim gecikme sebeplerini de anlatacağım.
    ···
  16. 41.
    +13
    Okul hayatım hiç de hayal ettiğim gibi gitmiyordu. Derslerimin ilkokulla alakası yoktu, giderek berbat bir hale geliyordu. Kütüphanede ne kadar roman hikaye varsa okumuş, pek çok film izlemiş dersleri sallayıp umursamaz bir tavır içerine girmiştim.
    Veli toplantısında babamı arayıp özellikle çağırmışlardı. Öğretmenlerin hemen hepsi beni kötülemiş, derslere olan ilgisizliğimden yakınmış, tembel bir öğrenci olduğumu söylemişlerdi. Toplantı çıkışı ilk defa babamı üzgün gördüm, ve sebebi bendim sanırım. Aldı beni karşısına oğlum bi sıkıntı varsa söyle , halledelim diyerek yardımcı olmaya çalışmıştı. Ama benim isyanım genel olarak düzene olduğu için bi sıkıntı yok baba çalışır hallederiz deyip geçiştirmiştim.
    Dediğim gibi de yaptım, biraz derslere asılıp 2. sınıfı çıkarmak için uğraşmaya başladım. Bir gün oda arkadaşım yasin facebook diye bir sitede takılrken gördüm, tabi ben nerden bileyim face yi twitteri cart curtu. Sosyal paylaşım sitesiymiş. Öğrenince iyice açtım bir hesap, baktım hemen hemen bütün arkadaşlarımın hesabı var, nasıl bu kadar geç farkettiğime yandım bi süre. ilk olarak yasini ekledim, sonra sınıftaki arkadaşları, sonra şeymayı, esrayı...
    Ertesi gün baktım tekrar baktığımda çoğu kabul etmişti; şeymay'la esra da kabul etmiş, şeyma mesaj atmıştı üstelik.ilk mesajım şuydu;
    murat nerelerdesin seni çok merak ettim, ben sağlık meslek lisesi kazandım, giresundayım görünce bana mesaj at
    Bir de telefon numarası bırakmıştı. Tabi bende eski bir telefon vardı, 4-5 yıllık bir telefondu bu, ablamın üniden sonra yeni telefon aldığı için kullanmadığı telefonu.Ne internete girer, ne de doğru dürüst bir işe yarardı benim gözümde. Ama mesaj hakkı felan yaptırdım sonradan. Şeymayla konuşur, mesajlaşır, dertleşirdim. Yasin sağolsun sigaraya iyice kaptırmıştım kendimi. Yurtta tuvalette felan içerdim, birkaç defa içki de içtiğimiz oldu kaçak göçek.
    Okul yönetimi hiç memnun değildi bizden.Eve 3-4 ayda bir gider, geri kalan zamanı okulda basketbol oynayarak geçirirdim. Lise 3 e geçtiğim yazı hiç unutmam. O bahçe motoruyla ramazan ayında aç acına çalıştım. 32 Gün boyunca fındık topladım. Bahçe sahibinin benden 1 yaş küçük bir oğlu vardı. Ailesi her zaman o çocuğa beni gösterip, bak sana ne imkanlar veriyoruz bu çocuk fen lisesine gidiyor gibisinden şeyler söylüyorlardı. Sinir olmamak elde değildi.
    Şerefsize el mahkum olduğumuzu düşünüp sürekli iş buyurup birşeyler söylüyordu, babamın sinir olup burayı da bırakmaması işten bile değildi. Ama allah kahretsin ki mecburduk oraya. Okul paramı çıkarıp kendimi kurtarmam gerekiyordu.
    Dayandım, herşeye rağmen o yazı da çıkardık, lise 3'e başlamıştım artık. Okul bizden hiç memnun olmadığını artık her fırsatta yüzümüze vuruyordu. O yıl berbat bir şekilde geçti, hocaların hemen hemen hepsi bizi bırakmak için elinden geleni ardına koymadı. Yasin kardeşimden daha yakın oldu bana. Lise 3 ün sonunda notlarımız bizi güç bela kurtarıyordu. Sisteme bir baktık, bütün hocalar 05 10 sözlü notu girmiş. Biri hariç, felsefe hocamız hepimize hakettiği notu vermiş, dersten geçirmişti.
    Oturup çaresizce birbirimize baktık Yasin'le. Fen lisesinde sınıfta kalacaktık. Ayrıca sınıfta kalınca direk düz liseye gönderilecektik. Gözüm hiçbirşeyi görmüyordu. Böyle bir şerefsizlikle daha ömrüm boyunca karşılaşmamıştım. Müdür yardımcısına, müdüre önüme gelene allah ne verdiyse saydım söyledim. Felsefeci, sevdiğimiz tek hoca, adamlığını yaptı, tek tek konuştu hocalarla, notları düzelttirdi. Tek bir şartla tabi. Okuldan ayrılacaktık, zaten durmazdık orada. Sıkıntımız şuydu; ailelere haber vermemiştik, nasıl söyleyeceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz de yoktu ayrıca. Skerim böyle hayatı deyip oturdu 3. katta camın kenarına yasin... yaktı bi sigara. durur muyum çöktüm kenara bi sigara da ben yaktım.
    Aradım babamı, anlattım her şeyi. Öyle okulda durma zaten oğlum diye destek verdi sağolsun. Yasinin babası emekli öğretmendi, okula gelip olaylar çıkardı.Siz eğitimci değil katilsiniz diye saydı söyledi. Tek kalan dersim matematikti, yazın ortasında beni geçirmediği için kurtarma sınavına geldim taa o okula, son kez.. Bir de dedim ki matematikçiye , benim hafızam kuvvetlidir, hiçbir şeyi unutmam..
    Tümünü Göster
    ···
  17. 42.
    +5
    30 dkya burdayım.
    ···
  18. 43.
    +9
    Bir anadolu lisesine kaydoldum , evden gidip geliyordum servisle. Şeyma'yla uzun zamandır muhabbet etmemiştim. Her ne kadar istemesem de babam tuttu dershaneye yazdırdı beni. Lise 3ten sonra boyum aşırı bi şekilde aniden uzamış, 1.80 lere çıkmıştım ama hala çok zayıf bir çocuktum. Sürekli çalıştığım ve 2 kişilk yemek yediğim halde. Anadolu lisesi, çok sıkıcı oldu benim için. Herkes lise 4 te gelen yeni çocuğu merak ediyor, fen lisesinden gelmiş deyince bi tak sanıyorlardı. Öncelikle bir iki eski arkadaşımı buldum onlarla kendi çapımda takılmaya çalıştım ama adeta bir eziyetti.
    Dershaneye doğru oflaya puflaya yola çıktım hafta sonu. Bahçeye ait olan evde kaldığımız için merkeze uzaktı baya, otostop çekip gidiyordum dolmuş denk gelirse biniyordum. Dershane küçüktü, bir iki tanıdık vardı eskilerden. Beni çalışkan sınıfına koydular fen lisesi ya bi tak sandılar onlar da. Ders arasında gidip bir çay içeyim diye geçirdim içimden, koridora çıktım merdivenlere doğru yöneldim. Arkamdan bir muraaat çığlığı yükseldi. dönüp bakınca bana doğru uçan Şeyma'yı gördüm.Bu kadar mutlu olacağım aklıma gelmezdi. Şeyma benim için bir kurtuluş kapısı oldu o dershanede o yıl. Kafayı ne zaman dağıtsam, toparlayan o oldu. Sene sonu artık her şeyden nefret eder bir halde dershaneye doğru giderken, bir yandan da düşünüyordum. Ygs sonuçları iyi gelmiş Lys 'ye 1 ay kalmıştı. Hiç bir hedefim yoktu.
    Yol kenarında çığlık çığlığa bir köpek gördüm. Bacağının kenarını birşey kesmiş, orada çırpınıp duruyordu. içim acıdı geçip gitmeye. Zaten eve yakınım, şunun bacağını bir sarayım öyle giderim dedim kendi kendime. Ağzını bir bağcıkla bağlayıp kucakladım hayvanı getirdim eve, temizleyip sardım yarayı. Önüne de yiyecek birşeyler bırakıp evden çıkıyordum annem başladı sitem etmeye;Bizim oğlan baytarlığa soyundu gene iti köpeği yığdı eve . Kafamda bir şimşek, baytar, baytar ,baytar.. Anneme bir sarılıp öptüm, gene ne oldu deli oğlan deyip yüzünde gülücükler açtı. Koştur koştur gittim dershaneye, şeymaya anlattım , insanlara ne yapsam boş bari hayvanlara yaranayım dedim.
    Kafasını yatırdı yana, öf be murat lanet olsun içindeki hayvan sevgisine diye bir espri yaptı patlattım kahkahayı.Şeymayı hep kardeş gibi gördüm, o da beni öyle gördü.4.kız kardeşimdi o benim.. Artık bir hedef koymuştum da kendime, meslek hakkında bilgi toplamam, puanlarına felan bakmam lazımdı. Daha bir istekle gittim okula, evden 1 yılda çok sıkılmış, serbest yaşamaya alışmıştım ben.Lys den çıkıp geldik, tercih zamanları geldi. Dershanenin kantininde oturuyordum. Yakup diye bir çocuk vardı, hiç sevmezdim.Şeymaya laf atmış,o da tersleyip ağzına geleni sayınca kalkmış vurmuş şeymaya.Şeymanın arkadaşı geldi, alt katta böyle böyle oldu dedi, şeymaya vurmuş tan sonrasını duymadım. Yakupun yüzünü en son gördüğümde kanlar akıyordu kaşından. Kendimi kaybetmişim. Yılların sinirini yakuptan çıkarmıştım. Atıldı yakup dershaneden, bana türlü tehditler savurdu, zaten yıl bitti diye sallamadım.
    Her yeri yazdım veterinerlik olan. Neresi çıktı biliyor musunuz; Van.. Ağladı anacığım. olmaz oğlum gitme oralara şöyle böyle felan. Şeyma bir yer kazanamamış, lise çıkışlı hemşire olarak özel bir hastahaneden iş ayarlamaya çalıştığını söylemişti. Vana gideceğimi duyunca morali bozuldu hepten. Gitme, 1 yıl daha hazırlan felan dedi. Bekleyemezdim artık. Bunalıyordum.
    O bacağını sarıp kurtardığım köpek, iki defa hırsızlardan kurtardı bizi. Vana gitme vakti geldiğinde , inanır mısınız mutluydum, hedeflerim vardı, kendime biraz güvenim vardı, ha unutmadan bir de göğsümde bir ağrı vardı, arada dayanılmaz oluyordu ama söylemezdim kimseye..
    Tümünü Göster
    ···
  19. 44.
    +4
    Van heeeee. Bak bu kardeşin ercişli. Gittiğin köyleri söylesene abi biz de akraba çok ahahah.
    ···
    1. 1.
      +4
      söylerim kardeşim ayıpsın *
      ···
  20. 45.
    +13
    Kimseyi tanımıyordum vanda, geldik kaydımızı yapıp gittik önce, cemaat evinde kalacaktım. Aksaraylı biriyle tanıştım; bir yıl okulu uzatmış, aynı odada kalacaktık. Sağolsun vanı gezdirdi iyice öğrendim okulu, yolları , dolmuşu. ilk birkaç gün sadece tanışma evresi oldu. Sınıftakiler doğu batı diye bölünüverdi birden. Emekçinin dibi biri olduğum için asla insan ayrımı yapmadım bu güne kadar.
    ilk haftadan sonra kapıda bankta yanlız başıma otururken bir kız gördüm, inanılmaz güzel geldi bana. Sebebini bilmiyorum ama ona bakarken öyle bir dalmışım ki kendimi unutmuşum, sigarayı unutmuşum. Kitlenip kalmıştım adeta, ama toparladım kendimi. Kalktım, sınıfa gittim bir baktım o kız bizim sınıfta. Heyecanla yoklamayı bekledim, ismini öğrenmek için. Adı Berfinmiş. Memleketi hakkari. Yıkıldım kendi içimde. Cemaat evinde kaldığım için her türden insan vardı. 1 hakkarili 2 mardinli 1 vanlı ve ben..
    ilk başlarda görüş ayrılığı yüzünden sıkıntı çıkar sandım ama hiç bir sıkıntı olmadı. Siyasi açıdan çok fazla uyuşmasak da gayet iyi anlaşıyor, çıkıp dışarı takılıyorduk.Bir gün kantinde otururken berfini gördüm. Dersle ilgili birşeyler sorup muhabbet kurayım dedim içimden, kaltım bir cesaret gittim oturdum karşısına. Sınıftan az buçuk muhabbet kurmuş selam sabah alır hale gelmiştik. Muhabbet arasında beni çarşıda gördüğünü, yanımdakileri felan sordu. Sonunda ortak bir nokta bulmuştuk sanırım. Kültür farklarından sağdan soldan baya bir konuştuk. Kendimi farkında olmadan çok kaptırıyordum sanırım..
    Sınıfta bariz bir kürt-türk ayrışması yaşanıyordu.Üniversitenin genelinde bu vardı gözlemlediğim kadarıyla, ve ben tam ortadaydım. Ne o tarafa ne bu tarafa değil, herkesle az çok muhabbet eden etliye sütlüye karışmayanından.. Bir gün kantinde yanlız başıma oturup çay içip kitap okurken berfin geldi, oturdu karşıma , aniden kaptı kitabı elimden, ne okuyorsun bakayım dedi. insanların yazdıkları ilginç şeylerin bize değişik bir şekilde sunulmuş halini okuyorum dedim. Değişik değişik baktı bana, sen herkesten farklı gözüküyorsun ? dedi. Ben de sen herkesten güzel gözüküyorsun ama ben bunu sana sormuyorum deyince gözlerini devirdi, kızardı biraz. Kalktı, benim gitmem gerek görüşürüz dedi ve gitti.
    Arkasından bakakaldım. Neydi şimdi bu?. Sanırım daha önce hiç bir kızla çıkmadığım için anlamıyordum. Odun muydum biraz bilmiyordum. Berfin benim gece gündüz aklıma yer etmiş, tüm şarkılarda onu arar olmuştum. Kendimi hakim olamadığım duygular içerisinde buluyordum.iki gün sonra kantinde çayımı almış, kenara giderken bir ses, hani bana çay ? diye seslenince dönüp baktım. Berfin kenarda bir masaya oturmuş bana sesleniyordu.
    Benim çay kaçak olsun diye ekledi peşinden, iki kaçak çay alıp geçtim masasına oturdum. merhaba dedi zarifçe canını yediğim.. Merhaba dedim ben de. Tanışalım mı diye ekledim. Tanışalım diyerek gülümsedi.. Uzun uzun konuştuk, gözleri çok güzeldi beyler. Ölürdüm o gözlere... Aklımda binlerce olay parlıyor sönüyor, ona giden en kısa yolları kafamda canlandırıp kendi kendime seneryolar üretiyordum. Nasıl yapılır ne edilir hiç bir fikrim yoktu. Yasini aradım o gece. Anlattım uzun uzun herşeyi. Olum sen ne yapıyorsun kız hakkariliymiş uzak dur felan diye girdi önce bi konuya, baktı benim olurum yok. Yasin dedim benim ne zaman insan seçtiğimi gördün?, yazın hakkarili şırnaklı neresi olursa olsun mevsimlik işçilerle çalışmadık mı ?, çay toplarken nereli olduğunu bile bilmediğimiz insanlarla koyun koyuna yatmadık mı diye sitem ettim iyice. Artık yasin ikna olmuş, ne yapacağım konusunda bana taktik vermeye karar vermişti..
    Berfinin telefon numarasını almış, arada mesajla konuşuyorduk.Laf arasında doğum gününü öğrendim. Daha önce hiç kimse sürpriz yapmamış beyler. Vanda iskele var , gittim buraya tren raylarına koydum iki kutu havai fişek. Çağırdım berfini iskeleye, gel biraz gezelim, bana vanı öğret diye ayak yaptım. Berfinin sınıfta gördüğüm samimi arkadaşlarını da çağırdım doğum günü sürprizi gelin diye. Geldi berfin, akşam üzeri oradaki teknelerden birinin üzerinde doğum günü için koyduğumuz pastayı ayarlatıp biz girince oraya başladı arkadaşlar, iyi ki doğdun berfin diye. Benim çanakkaleli bir arkadaşım vardı ,yaptı adamlığını yaktı havai fişekleri, şenleniverdi gökyüzü, berfinin gözleri, gamzeleri...
    Tümünü Göster
    ···