1. 26.
    0
    belki tutar

    reserved
    ···
  2. 27.
    0
    bütün acıları biriktirmek zordur o nedenle insanlar bazen ağlar kahrolur vs..vs.. ama yinede bütün acıları göstermemekte bize aittir. ben sana acımı göstermedim göstermemeliyim diye hep gayret ettim ve bir gün!...
    o gün ne lanet bir gündür hala aklım alamaz... çamura battı,kalktım ve sonra iskeleden düştüm! bir aksilik var diyordum kendi kendime ama hep ıslanıyor sonra gülüyordum! sonra birden...

    "iki gözüm seneler geçiyor...
    gönül ektiğini biçiyor...
    bir selam lutfet bu ne çok hasret gel barışalım artık" tınısı geldi ve dona kaldım!... sonra ne yapmalı derken aklıma "şarabın gazabından kork çünkü fena kırmızıdır" dedim ve an geldi! şarap birden sağ elime düşmüş bir nostalji edası ile sol elimede ekmek!... birde önümde kaşar tabağı belirdi... ve ben ağlıyordum ıslanıyordum! çamura düşüşlerimin,denize düşüşlerimin anlamı buydu sanki! ama yinede saçmaydı ve sonra!...
    nasıl bir hikaye ise yaşamımın üç yıl öncesine gidip o anı yaşıyordum ve gülümsüyorumdum... tanrı'ya şükrediyordum sonra hep mutlu olduğumda şükrettim ben tanrıya ve hiç düştüğümde yardım istememiştim sanki o yüzden hep aramız açık kalmış gibiydi...
    ben yine "iki gözüm seneler geçiyor... " diyordum sona bir türlü varamıyordum şizofrene bağlanıp an gelir diyor şaraba bakarak senden korkuyorum diyordum ve seni "o" zannediyordum... birden şarapla konuşmaya başlamıştım ve konuştukça batmaya,battıkça ağlamaya, ağladıkça ıslanmaya... nasil birşeydi bu bilemiyordum sonra kendime geliyordu zihnim birden beşiktaş sahilinde oluyorduk... bana yazdıkların elimde. arkada sezen in arkadaş şarkısı çalıyordu.

    http://www.youtube.com/watch?v=ACr6ZOuM4LE
    ···
  3. 28.
    0
    her şey bittiğinden beri düşünüyorum. neler oldu, ben neler yaptım, neler geçti elime, nelere üzüldüm, nelerden ders çıkardım diye... ben çok şey öğrendim sayende. 1 seneden bir kaç gün fazla oldu geriye baktığımda. aslında tanışmamızın üzerinden tam 3 sene geçtiği gün sana yazdım bu yazıyı... ama oturdum, okudum defalarca... sadece bende gizli kalmaması gereken, okusan da asla anlayamayacağın bu yazı işte... senden sonra küçük çocukları yetiştirmeye çalışmam ve bununla avunmam, kimseyi sana en ufak bir özelliğiyle bile benzetememem... nasıl koyuyor bir bilsen... nerden bilebilirsin ki? okusan da anlamazsın zaten... işte o kocaman senenin özeti:

    tam bir sene önce bugüne bakıyorum da... pek uzak gelmiyor açıkçası. hayatımı değiştiren, tamı tdıbına 11 ay beni kendine bağlayan insanı tanıdığım gündü bugün. 3 sene geçti, benim yalnız kalışımın üzerinden ise 1 ay...

    bu 1 sene içinde yaşadıklarımı kendim seçtim, kendi seçtiklerimi yaşadım. çok kalp kırdım, çok can yaktım, çok insan üzdüm ama çok az canım yandı belki... ha sırf zarar vermedim! çok insana yardım ettim, çok insana elimi uzattım, birçoğuna da destek oldum sadece yanlarında durarak...

    ben böyle büyüdüm, ben seninle büyüdüm ve bilmiyorum sen benimle büyüdün mü? 21 senenin en güzel 26 ayını verdin sen bana. ben seninle mesafe kavrdıbını, gerçek sevgiyi, özlemeyi ve çektiğim acının karşılığının bir gün çok tatlı bir şekilde bana geri dönebileceğini öğrendim...

    kilometrelerce uzaktan ellerimi uzattım sana ve sen tuttun. bıraktığın zaman, bırakmak zorundaydın ve ben daha uzağa uzatamazdım ellerimi... tam sana geliyorum diye kararımı almışken, arkama bakmayacakken bu ayrılık... neden diye sormaktan kendimi alamadım ama hiçbir cevap bulamadım sorduğum sorulara...

    artık sormuyorum, cevaplamıyorum! artık cevabı buluyorum! cevap benim göz ardı ettiğim şeylerde gizli... geçmişime dönüyorum, küçüklüğümü buluyorum, ve o saf çocuğu tekrar canlandırmak için uğraşıyorum... o akıllı ama kırılgan, dışarıdan yardım görmeden ayakta duran çocuğa ulaşmaya çalışıyorum ve başarıyorum, çünkü hissediyorum!
    ···
  4. 29.
    0
    şimdi arka plandaki şarkı ne biliyor musun? bilmiyorum şarkıyı biliyor musun ama şöyle diyor şarkıda her şey seninle güzel olmayacak düşlerin peşinden koşmak bile. ben kendi yarattığım dünyamda seninle olmayacak hayallere yelken açıyorum. sen benim sevgilim oluyorsun hiç bırakmıyorsun hep yanımdasın hep benim için sığınacak bir limansın. sonra hayaller bitince gerçek dünyaya dönüş zor oluyor. bu bu dünyada sen yoksun işte ama ben senin bu dünyamda var olmanı istiyorum. gerçekten hep benim yanımda olmanı istiyorum. ama kader denilen şeyde yazılmamışsın sen bana. tüm çabalarıma rağmen değişmiyormuş kader denilen şey. o yazılmış biz oynuyormuşuz. şimdi her dizide birbirinden ayrı olan ya da kavuşan sevgililer görmek ağlatıyor beni. gün oluyor seni aleks kendimi zarife yapıyorum gün oluyor ben ışık sen harun. ama bu ehp böyle gidiyor sanki onlar birbirine kavuşunca benim vuslatım gerçekleşecek gibi hissediyorum o iki hayali kahramanın kavuşmasını o kadar yürekten diliyorum ki tıpkı seni dilediğim gibi. çok seviyorum ben seni bunu benden kaç defa duydun bilmiyorum ama ben senden hiç duymadım bu lafı. duymak için nelerimi feda edebilirdim bilmiyorum. sırf benim için kutsal o iki sözcüğü duymak için... ama senin dünyanda bana yer yok. allah baba kaderimizi yazrken bizi hiç bir araya gelecekler diye yazmamış ama şunu unutmuş ben seninle hayallerimde hep bir aradayım. gerçeğe dönüşü zor olsa da orada seninle çok mutluyum. seni çok seviyorum sen sevmesen de.
    ···
  5. 30.
    0
    hayaller.. ne güzeller değil mi ?
    şimdi bir hayal kuruyorum.
    yanımdasın şimdi sen, elimi tutmuşsun. gülümsüyorsun, bana seni seviyorum diyorsun eskisi gibi. kalbim elinde o an ve atmıyor sanki. o kadar mutluyum ki..
    ve tam bende sana cevap verecekken dağılıyor herşey.
    sen gidiyorsun.
    hayal bitiyor, gerçek başlıyor.

    sanırım hayat da bu zaten. hayalin bittiği yerde başlayan acı bir gerçek.

    neden bu kadar zor olmak zorundaki sanki, neden ?
    hani herkes mutlu olsa, herkes istediği gibi yaşasa olmaz mı ?
    saçmaladım, biliyorum olmaz..

    seni çok özledim, hem de çok..
    ne güzel gülerdin. ne tatlı konuşurdun.. artık yok.
    teoman'ın da dediği gibi, zaten hiç halim yok..
    ···
  6. 31.
    0
    insanın "vay be" diyesi geliyor. boğazında düğümleniyor. diyemiyor.
    ···
  7. 32.
    0
    ayrıca teomanı da gibeyim.
    ···
  8. 33.
    0
    önce saniye teyze öldü sonra dedem sonra babaannem sonra yengem sonra eniştem. sonra eniştemin ölüm haberini bana veren bakkalı bıçakladılar eniştemin yedisinin okunduğu akşam. sonra sedat amca öldü sonra babam sonra öbür dedem bir de büyük deprem. otuzuma basmadan otuz tabut kaldırdım musalladan. babamdan öncekileri babamla beraber kaldırdık. ama ilk ölen hep babammış gibi geldi bana yıllarca. sanki oydu bu ahret furyasını başlatan. öyle değilmiş yeni anladım.

    sen gittin ve herkes ölmeye başladı

    zaten kim tam anlamıyla sağ kaldığını iddia edebilir ki bu kadar mevtanın ardından kim biraz zombileşmek istemez. daha kırılgan daha dikenli ve daha fukuyamacı olmaz. dedem ziraat mühendisiydi ama pek çok doktordan daha ilginç tıbbi hatıraları oldu.

    (bkz: emrah serbes)
    ···