yolda herşeyi anlatıyorum susuyor, konuşmuyor.

benim anlamadığım kafede elifle oturduğumu nerden öğrendi?

aklıma kafede arkamızda oturan kız geldi meğer o da benim peşime birini takmış turan taktiği yapmış.

ardından okuluna geldik ve inerken seni seviyorum dedim, hiç bişey demeden indi...

BEYLER VAKiT BULDUKÇA YAZMAYA ÇALIŞIYORUM...

Tm yaz rez hadi hızlı

7 deyim okucam rez

mineyi okuluna bıraktıktan sonra arabayla evime doğru dönüyordum, bu kızın tribini nasıl çekecem diye düşünüyordum, tam o sırada okulda minenin peşine taktırdığım çocuk aradı.

- alo?
+ alo, nasılsın napıosun kardeşim.
- çok şükür uğraşıp duruyoruz sen napıyosun.
+ bende aynı, mineyle ilgili bişey söylemek için aradım.
- dinliyorum?
+ mine şu anda yan sınıftan biriyle kantinde oturuyor.
- ney? ciddi misin?
+ evet, şu anda aynı masada oturuyorlar.
- dersin başlamasına ne kadar var?
+ valla benim bir ders aram var bi saat sonra girecem de, ilk ders 10 dakika sonra başlıyor.
- tamam kardeşim çok teşekkür ederim görüşürüz.
+ görüşürüz

hemen kapattım telefonu, ilk aradan u dönüşü yapıp minenin okuluna doğru bastım gaza.

yaklaşık 7 dakika da okuluna vardım, arabadan indim okula girdim. hemen kantine girdim, tam kalkıyorlardı koşa koşa gidip yanında ki çocuğun suratına yumruğu geçirdim. önce bi sarsıldı, sonra boğazından sıkıp duvara dayadım.

- ne işin var lan bu kızın yanında?

herkes kantinde olanları izliyordu, mine beni arkadan çekip ayırmaya çalışıyordu.

çocuk konuşamadı, mine geldi yanıma;

+ aşkım o sadece beni bi a...
- kes lan sesiniii!

diye bağırdım. ardından çocuğa döndüm.

- olum bak ben sinir hastasıyım sana adam gibi soruyorum, ne işin var bu kızın yanında?
+ abi sadece muhabbet ediyorduk ya...

ardından arkadan bi ses geldi;

+ bırak lan o çocuğu!
- hayırdır lan? abisi misin sana noluyor.
+ abisiyim lan sen kimsin?
- olum bak benim üstüme gelme ağzını suratını giberim burda!
+ gel lan gel buraya!

dediği gibi çocuğun üstüne atladım, yumruklaşıyorduk, çocukta biraz sağlamdı açıkçası, ardından bi kaç kişi araya girip ayırdılar bizi.

benim sol gözüm iyi bi morardı. o çocuğunda burnu kanadı.

- bu burda bitmeyecek olum hepinizin soyunu kurutacam lan soyunu!

deyip ayrıldım okuldan...

akşam oldu mine aradı;

+ ne yaptığını zannediyorsun sen?
- ulan bi kız yüzünden ağzıma sıçtın, senin bu kaçıncı oluyor lan kaçıncı?
+ ne saçmalıyorsun! ben hiç kimseyle oturup, muhabbet edemez miyim?
- haa ben edemem ama sen edebilirsin öyle mi hanımefendi?

sonra sustu biraz, bi hafta falan konuşmadık.

benim bu işe çözüm bulmam gerekiyordu, ya mineyi kendi okuluma aldıracam ya da o okula geri dönecem.

o okulun beni asla almayacağını biliyordum 2 kere mevzu çıkarttım okulda.

mineyi de okuluma kaydettirmek için para gerekiyordu.

salihi arayıp teşekkür ettiğimi ona gönderdiğim bütün parayı acil bir ihtiyaçtan dolayı geri istediğimi söyledim.

ardından sabah minenin kapısına gittim ve çıktığı gibi korna çaldım, arabaya bindi...

- mine bak 2 dakika konuşacam sözümü kesmeden adam gibi dinle.

eğer benimle birlikte olacaksan benden başka hiçbir erkeğe bakmayacaksın, benden başka hiçbir erkekle oturup muhabbet etmeyeceksin.

tamam ben bi hata yaptım karşılığında günlerce ağzıma sıçtın, üstüne üstlük gidip başka bi erkekle konuştun.

+ tamam bidaha söz hiçkimsey...
- sus, sözümü kesme. ben bu saatten sonra senin yalanlarına inanamam. eğer bu ilişkinin devam etmesini istiyorsan kaydını bizim okula aldıracağız.

sonra sustu, düşündü biraz.

+ hadi diyelim ben kabul ettim, nasıl halledecez okul işini.
- senin kabul etmenden daha kolay olur emin ol.
+ ben alıştım bu okula düzenimi bozmak istemiyorum.
- o zaman bana alışmamışsın demek ki, şimdi gibtir git okuluna.
+ yaaa off yeter tamam ne diyosan tamam yeter ki beni bi rahat bırak..

Rezervasyon

Rezervasyon 64

bastım gaza doğru minenin okuluna gittik idari kata çıktık ve mine kaydını sildirmek istediğini söyledi. bunun karşılığında 10.000 ytl civarı bi ücret ödememiz gerekiyordu, mineyi o okuldan almak isteyen bendim o yüzden parayı ailesine ödetemezdim, benim ödemem gerekirdi.

bankayı aradım salihe gönderdiğim paranın geri geldiğini öğrendim. hemen ödemeyi yapıp çıktık okuldan.

hemen benim okula doğru gittik, ve kaydını yaptırdık. neredeyse eski okulun parasıyla aynı ödeyecekti, e tabi onu ailesi ödemeye devam edecekti.

ailesine de okulunu değiştirdiği için bi açıklama yapmak zorundaydık, gittik evlerine ve semra teyzeye eski okulda ki eğitimin yetersiz olduğunu ve bizim okulun öğretmen kadrosunun çok tecrübeli olduğunu vs. anlattım. ikna kabiliyetim yüksektir, biraz düşünse de tamam benim için problem yok önemli olan kızımın eğitimi dedi...

artık mineyle aynı okuldaydık, her sabah evinden alıyodum, beraber kahvaltı yapıp okula gidiyoduk.
minenin benim yanımda olduğu için daha başka erkeklerle konuşmaya cesareti yoktu ve tabi benimde başka kızlarla konuşmaya cesaretim yoktu. elif anlayışlı bi kızdı, sevgilim olduğunu görünce daha yanıma gelmedi. sorunsuz bi şekilde kalan dönemi tamamladık.

bizim okuduğumuz bölüm iki seneydi. üniversiteyi tamamladık ve mezun olduk. mezuniyet günümüzde onu bi boğaz turuna çıkardım, çok güzel bi gündü ayrıntıya girmeyeceğim.

ikimizinde okulu bitmişti, artık bi mesleğimiz vardı ama büyük bi engel vardı önümde, askerlik...

ARKADAŞLAR BURDA MISINIZ? YOKSA BOŞUNA MI YAZIYORUM?

buradayizm
moryq

askeriyeden kağıt gelmişti, üniversiteyi 4 sene değil 2 sene okuduğum için 12 ay yapacaktım askerliği.

mineyle konuşmak zorundaydım, nasıl açıklayacağımı bilmiyordum.

bir gece düşünmekten uyku tutmadı beni, minenin kapısına gittim ve telefonla aradım.

+ alo
- alo aşkım aşağıya iner misin önemli bişey konuşmalıyız?
+ bu saatte mi?
- evet, uyku tutmadı beni.
+ tamam biraz bekle hayatım geliyorum.

gözlerim yaşlı bir şekilde mineyi beklemekteydim...

BEYLER FiNALE YAKLAŞTIK, KENDiNiZi BELLi EDiN BiRAZ...

Reserved.

hava yağmurluydu kapıdan çıktığı gibi arabaya bindi. konuşmaya başlamak zorundaydım.

+aşkım hayırdır bu saatte birine bişey mi oldu?
-hayır kimseye bişey olmadı.
+noldu hadi anlatsana meraktan çatlatacan beni?

ellerinden tuttum ve konuşmaya başladım. evlilik teklifi yapacağımı zannediyordu ama öyle olmadı tabi ki.

-mine benim dünyamda tek sevdiğim sensin, sen benim ilk sevdiğimsin, ilk hasretimsin, ilk gözyaşlarımsın, herşeyimsin. ben seni tam 5 senedir seviyorum nerdeyse 6 yıl olacak.
+hayatım seni çok seviyorum ama bu saatte bunları söylemek için mi geldin?
-hayır mine, konuşmamız gereken bişey var.
+ ney o zaman?

konuşamıyordum beyler, çok zordu gerçekten...

-peki sen beni ne kadar seviyorsun mine?
+kelimelerle açıklanabilecek bi tarifte değil ki bu hayatım, çok seviyorum işte çok.
-beni 1 sene bekleyecek kadar seviyor musun?
+ney? anlamadım.

bir iç çektim zorla konuşmaya devam ettim.

-mine askeriyeden kağıt geldi, 1 sene askerlik yapmam gerekiyor.
+aşkım sen çıldırdın mı? ne askerliğinden bahsediyorsun?
-başka çarem yok mine.
+var çare ney biliyor musun bedelli askerlik diye birşey var, git hiç uğraşmadan bitir şu işi.
-mine anlıyorum seni beklemek zor, ama ben bedelli askerlik yapamam.
+neden? para sorunumu var?
-hayır alakası yok, benim ne kadar milliyetçi bir insan olduğumu herkesten iyi sen biliyorsun.
+ya aşkım saçmalama bunun milliyetçilikle bi alakası yok.
-hayatım benim bu vatana olan borcumu ödemem gerekiyor...

+ya hayatım boş konuşma senin ne borcun var bu vatana?
-bitanem bu konuyu tartışmak istemiyorum. sadece saygı duymanı istiyorum. beni bekleyecek misin?
+hayııırrr! kendi düşüncelerin yüzünden bana 1 sene acı çektirmeye hakkın yok. ya bu işten vazgeç ya da ...

dedi sustu.

-ya da ney?
+hiçbir şey
-ya da ney soruma cevap ver!
+ya da beni unut! ben bi oyuncak değilim 1 sene benle oynayamazsın.

deyip kapıyı vurup indi arabadan...