/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +34 -1
    Arkadaşlar dinleyen 3-5 kişi kaldı sanırsam. Hikayeyi yazarken hem aklımda kalan detayları ve olayları hatırlamakla kafa patlatıyorum hem de internet kesintisiyle mücadele ediyorum. Zaten Gezi Direnişinde yaşadıklarımı yazsam ayrı bir hikaye ortaya çıkar lütfen kusura bakmayın. Ama yine de dinleyen ve özelden istekle mesaj atan arkadaşlar için Gezide yaşadığım en çarpıcı olayları kısaca aktarmak istiyorum;
    • Polis müdahelesi sonucu Hikmetin babasının bileği çatladı ve 1 ay alçıda kalarak işe gidemedi.
    • Polis müdahelesi sonucu gözümün önünde bayılan insanlar oldu
    • Polis dayağından ben de nasibimi aldım fakat yediğimiz dayaklar öfkeye evrilip üzerlerine yağdı
    • Gözaltına alındım, ailem gelip aldı fakat daha sonra tekrardan direnişe koştum
    • Hikmetin midesine plastik mermi isabet etti ve yaralandı
    • Bizlere protestolar sırasında saldıran faşist bir kitle oldu fakat sert bir şekilde püskürttük
    • MHP'nin parti logosu olan üç hilal bulunan bir pankartla küçük bir grup alana girdi fakat kısa sürede destek amaçlı geldikleri anlaşılarak kimsenin kılına zarar verilmedi
    Antikapitalist Müslümanlar isimli sol örgüt ve orada bulunan Müslümanlar, direnişin Cuma günlerinde alanda namaz kıldı ve ateistler tarafından polis müdahelesine karşı etten duvar örüldü
    • Direniş devam ederken ilkerde dahil olmak üzere yüzlerce kişi TKP'ye katılmak için başvuruda bulundu
    • Berkin'in ölümü sonrası hayatımda ilk defa Hikmeti ağlarken gördüm
    • Hikmetle, TKP'nin sloganı olan Boyun Eğme yazılı yüzlerce t-shirt'ü 5 lira gibi ucuz bir fiyattan park içerisinde sattık
    • Kurduğumuz çadırlar, ücretsiz kitap dağıttımız kütüphane, ücretsiz yemek dağıttığımız yemekhane ve Gezi Parkına astığımız onlarca pankart polis tarafından imha edildi
    • Taksim üzerinde ki AKM işgal edildi ve üzerine ilk olarak TKP'nin Boyun Eğme yazılı pankartı ardından neredeyse bütün sol örgütlerin hazırladıkları pankartlar, Türkiye Bayrağı ve Mustafa Kemal'in fotoğrafı asıldı. O manzarayı canlı canlı gördüğüm için çok mutluyum https://muziktekalmaz.fil...board_img_6220.jpg?w=1200
    • NTV arabası gözümüzün önünde ele geçirildi üzerinde komünistlerce modifiye çalışması yapıldı https://zete.com/wp-conte...oads/2015/05/gezi-NTV.jpg
    • Olayların bitiminde Gazdanadam Festivali yapıldı ve binlerce Kemalistler, Komünistler, Taraftar grupları ve örgütsüz muhalif vatandaşlar bir araya geldi. En çarpıcı kısım kapanışa doğru büyük bir kalabalıkla söylenen Gündoğdu Marşıydı. https://www.youtube.com/watch?v=vbM2j3LmipM
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -5
      15 inde bir fidan huur çocuğu berkin Elvan
      ···
  2. 52.
    +22
    Gezi Direnişi yüzünden okuldan karneyi almaya bile gidememiştik, benim karnemi babam almıştı. Müdüre de benim Kırklareline köye gittiğimi falan söylemiş. LYS sınavında olaylar devam ediyordu ve benim kafam hep Gezideydi, zaten fazla da çalışmamıştım ama YGSden sağlam puan almıştım ona güveniyordum. Sonuçlar açıklandığında ben istediğim üniversiteyi ve bölümü kazanamamıştım ama Hikmet Ankarada kazanmıştı...
    Sene 2014 gayet rutin bir şekilde geçti, köpek gibi ders çalışıyordum ve politikaya fazla zaman ayıramıyordum. Arada Yasin ve ilkerle parti binasına falan giderdik ama Hikmet gibi sohbet edemezdim onlarla, Hikmetle aramda sıkı bir bağ oluşmuştu ama bu bağı mesafeler gevsetmişti. Ama sosyal medyadan iletişimi kesmemiştik ve bazen istanbul'a gelirdi, bir kaç günümüz olduğu için siyasete el sürmez gezer tozardık. Bir kızla yakınlaşmaya falan başlamış Hikmet üniversitede onu anlatıyordu, baya baya da entelektüel bir tarzı olmuştu, kulağında küpeler, kıvırcık saçlarını uzatmış, dövmeler falan yaptırmıştı fakat üstünde ki parka hala aynıydı onunla bütünleşmiş gibiydi Hikmet. Mücadeleye de hala devam ediyormuş faşistlere soda şişesi fırlattığını falan söyleyip gülüyordu...
    Ben ise o sene istediğim üniversiteyi istanbul'da kazanmıştım ve önümde güzel mücadele ve aksiyon içeren bir yıl vardı.
    Sene 2015 ben üniversitedeyim...
    ···
  3. 53.
    +19 -1
    Arkadaşlar az sonra arkadaşlarla buluşmak için çıkıcam, gelince bir part daha yazarım.
    Hikmet hakkında çok soru geliyor onları cevaplıyım, Hikmetin hikayeden haberi yok ama arayıp anılarımızı anlattığımı haber vericem ve hikayeyi okutucam. Hikmetin ve benim okuduğum üniversiteyi sormuşsunuz ama bunları söylemek pek iyi olmaz diye düşünüyorum ve anlayış bekliyorum. Hikmetin incide hesabı olup olmadığını sormuşsunuz, evet var ama uzun süredir girmiyor o en son lisede takılırdı buraya şimdi daha çok ekşide takılıyor diye biliyorum​.
    ···
  4. 54.
    +15
    Başladığım üniversite 68 kuşağından beri sol görüşlü öğrencilerin aktif olduğu bir üniversiteydi fakat azımsanmayacak derecede sağcı öğrencilerde vardı ve karşıt görüşlü hiç kimseyle şuana kadar kavga etmemiştim. Okulda iki büyük sol kitle vardı, biri Kemalist TGB, diğer kitle de tamamen Marksist kitleydi. TGByi daha önceden tanıyordum, ülkücülerle pek bir sorunları yoktu. Yaptıkları eylemler daha çok AKPye ve gündemde yaşanan gerici olaylara karşıydı. Fakat komünistler geçmişten bu yana her türlü haksızlığın ve eşitsizliğin yanında faşizme de yoğun bir şekilde karşı duruyordu. Birde Radikal islamcı ümmetçi bir kitle vardı, bu insanlar bize sadece onların inanmadığı kutsallara inanmadığımız için müthiş bir nefret besliyordu ama küçük ve etkisiz bir kitleydi. ikinci haftadan itibaren üniversite içerisinde örgütlenmiştim, birden fazla sosyalist örgüt vardı ama ben TKPliler içerisinde yer alıyordum. Yoldaşlarla tanışmıştım, Oktay dışında hepsiyle samimi değildim ama Oktay bana Hikmeti hatırlatıyordu, Oktay hafif kilolu, kumral saçlı, toparlak bir yüzü olan aslen Mersinli bir çocuktu. Ailesi izmir'de oturuyormuş oradan gelmişti. Benden bir yaş küçüktü ama anlattığına göre o da liseden beri TKP içerisinde yer alıyordu. ilk haftalar politik herhangi bir olay yaşanmamıştı...
    ···
  5. 55.
    +26 -1
    Komünizme yeni yeni yönelen bazı öğrenciler tanışmak için aramıza geliyordu. Biz aramıza alırken kimsenin dinini, cinsiyetini ve etnik süzgeçten geçirmezdik. ibrahim isimli bir genç gelmişti, esmer, uzun boylu ve yanlış hatırlamıyorsam Vanlıydı. Biz sabahları kampüsün kafesinde buluşur kahvaltı eder ve gündemden sohbetler ederdik. ibrahim bir kaç gün yanımızda sessiz sessiz takıldı fakat bir vakitten sonra sürekli Kürt Hareketini övmeye ve Kürt halkının özgürlüğü için savaştıklarını iddia ediyordu. Biz ibrahime Kürt sorununu zaten tanıdığımızı fakat PKK ve yapılanmalarının sosyalist çizgiden uzun süre önce ayrıldığını, milliyetçi ve emperyalist güçlerden beslendiğini, geçmişte Dev-Yol gibi sol örgütlerden insanları katlettiğini, eylemlerinde suçu olmayan insanları katlettiğini ve böyle bir kuruluşun sosyalist olmasının imkanı olmadığını anlatmaya çalıştık. Bizim ilgilendiğimiz hareketin Kürt değil işçi sınıfı hareketi olduğunu fakat Kürt halkına kesinlikle herhangi bir kinimizin olmadığını hatta antifaşist olduğumuzu da (trajikomik değil mi?) belirttik. Fakat ibrahim bizleri faşistlikle suçlayarak aramızdan ayrıldı. Giderken Buse yoldaş "hadi ilerle ulan faşiiist" diyerek bizleri güldürmüştü...
    Daha sonra Oktay bana ibrahim'in Twitter hesabını gösterdiğinde YPG, PKK ve YDG-H gibi örgütlerin fotoğraflarını ve Kürt milletini öven paylaşımlarını görmüştüm, aramızdan Kürtçü bir faşist ayrılmıştı/temizlenmişti...
    Edit: Yarın devam edicem bir işim çıktı dinleyen arkadaşlar varsa rez alıp bekleyebilirler. iyi akşamlar.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam devam
      ···
  6. 56.
    +15
    Üniversite dönemi gayet sakin ve eğlenceli geçiyordu. Gençlik olarak okulda çalışmalar ve etkinlikler yapıyor ve epey eğleniyorduk. Bu ortamlar bana biraz küçük burjuva geliyordu fakat bazı yoldaşlar buralardan ayrılmıyordu, arada ben de gidip onlara eşlik ediyordum. Her şey güllük gülistanlık giderken kampüste oturan kadın öğrencilerin, ismini vermeyeceğim bir gerici oluşum tarafından rahatsız edildiğini ve erkeklerin olduğu bir yerde mini eteklerle oturulmayacağını söylediğini öğrendik. Üstelik bir öğrenci kendisine "Böyle giyinirsen sana bakmayacaklar da ne yapacaklar?" denildiğini iddia etmişti. Üniversitede giyim özgürlüğü vardı, isteyen öğrenci mayoyla bile derse girip çıkabilirdi bu üniversitenin resmi kuralları dahilindeydi fakat okulda "Mazlum din kardeşlerimize yardım"(!) Amacıyla okul yönetiminden özel izin alarak stand açıp çalışma yapan bu oluşum, hem aldıkları yardım paralarının ulaştığına dair herhangi bir belge sunmuyor hem de insanların özgürlüklerine karanlık düşüncelerini sokuyordu ve buna "birileri" dur demeliydi.
    O "birileri" bizdik...
    ···
  7. 57.
    +15
    Bizler bunu duyar duymaz hızlıca toplanıp karar aldık ve okulda FKF ile dayanışma içerisine girip örgütlendik. Gelebilen gelsin çağrısı yapılmıştı ve gelenler kampüsün arka kısmında toplanmaya başlamıştı. Yaklaşık 15-20 kişi kadardık, bazı yoldaşlar ceplerine taş doldurmuştu. Önden bir kaç arkadaş eline döviz almıştı ve dövizlere "Hoşt ulan ayı!", "Yallah from my university habibi!" gibi yaratıcı ve komik yazılar yazmışlardı. Üniversiteli yoldaşların mizahına bayılıyordum, Oktayla kesintisiz dakikalarca o pankartlara gülmüştük, Oktay pankartlarla fotoğraf çekilmişti. Üniversite içerisinde bir ÖGB ordusu vardı ve muhtemelen Üniversitesinin onayı olmadığı için bizi engellemeye çalışacaktı. Oktay uzun lacivert bir parka giyiyordu ve bakışlarıyla mimikleri bana nedense çok komik gelirdi Oktayın, bir şaşkınlık ifadesi vardı genelde geniş suratında ve benim yanımdan ayrılmıyordu...
    Biz hazırdık, o gün o yobazları okuldan şutlayacaktık. Ben elime bir megafon almıştım, yoldaşlar sloganları bana attıracaklarını zaten söylemişlerdi, benim sesim biraz gürdü ve slogan ritmini iyi ayarlardım, slogan atmayı lisede öğrendiğim çoğu şey gibi Hikmetten öğrenmiştim...
    Kortejin en önüne ve biraz sağına geçtim, yumruğumu kaldırdım, ilk sloganı attım ve harekete geçtik; "Şeriata Faşizme Karanlığa Geçit Yok!"...
    ···
    1. 1.
      0
      Devam seri
      ···
  8. 58.
    +16
    Sloganlar atarak kampüsün meydanına doğru girmiştik. Bütün herkes oturduğu yerden kalkmış bizi izliyordu, hatta bazıları sanırsam böyle bir şeye alışık değildi çok şaşırmıştı, kimi video çekmeye başlamıştı ve bu sinir bozucu bir durumdu. Bizler sloganlar atarak yine kurulmuş olan standın yanına yaklaştık ve Buse yoldaş standın başındaki kadın ve adama "Okulumuzdan defolup gideceksiniz, sizler kimin ne giydiğine nasıl karışıyorsunuz siz kimsiniz arkadaşım?" gibisinden bağırmaya başlamıştı. O anda herkes standın başındakilere tepki göstermeye başlamıştı, ben elimdeki megafonla etrafta toplanıp bizi izleyen kalabalığa "Bu yabancılar okulumuzun öğrencisi olmamasına rağmen okulumuzun öğrencilerinin kılık ve kıyafetine karışıp kendilerinde insanları rahatsız etme lüksü buluyorlar! Bizler bu insanlara sesimizi yükseltmezsek bugün ona, yarın şuna, ertesi gün size karışacaklar! Bu apaçık bir faşizmdir!" diye bağırdım. O an bacaklarım titriyordu, daha önce böyle bir şey yapmamıştım ve megafonla etrafı bilinçlendireceğimi yoldaşlara da söylememiştim. Etraftan bizi izleyenlerden alkışlayıp bizi destekleyenler oldu, ardından okulun girişindeki merdivenlerden Özel Güvenlik Birimleri inmeye başladı, standın başındaki bereli ve sakallı bir kişi bize söylenmeye başlamıştı, muhtemelen buraya doğru gelen güvenlikleri görünce kendinde bize bağırma cesareti bulmuştu. O an tanımadığım bir FKFli yoldaş standı tekme darbesiyle yıktı ve küçük bir arbede yaşandı. ÖGBnin araya girmesiyle olaylar yatıştı ve biz okulda ki ilk eylemimize imza atmıştık...
    ···
  9. 59.
    +25
    Hikmeti aradım ve hikayeden bahsettim, şuan aramızda ve hikayeyi okuyor arkadaşlar. Ayrıca rica ediyorum lütfen özelden numaralarımızı ve sosyal medya adreslerimizi ısrarla istemeyin. He bir de hikayeyi devamlı olarak okuyan ve bazı destekçi arkadaşlar var, nickleri bir kağıda yazdım ve onları da hikaye sonunda unutmayacağım, o sıkı takipçi arkadaşların aralarından bir kişiye Gezi Direnişinde sattığımız "Boyun Eğme" t-shirtlerinden birini yollamayı da düşünüyoruz.
    ···
    1. 1.
      0
      Rez bekliyoruz biraz hızlı
      ···
    2. 2.
      0
      Rez qnq
      ···
  10. 60.
    +16
    O eylemden sonra yine aynı yapılanma okulda stant açıyordu fakat kırk yılda bir görürdük ve akılları başlarına gelmiş olacak ki bir daha herhangi bir özgürlük kısıtlamasına girişmelerini duymamıştık. Fakat okulda birilerinin de gözüne batmıştık...
    Bir kaç gün sonra Oktay, Hilal ve ben kantinde çay içerken yanımıza 3 kişi geldi, gömlek, kadife pantolon giyiyorlar ve tesbih çekiyorlardı. Biri ise bildiğin düğüne gider gibi takım elbise bozması bir şey giymişti. Bize akıllı olmamızı(!) bu okulda "koministlere" yer olmadığını söylemişlerdi. Komünizmin ya da sosyalizmin ne olduğunu sorsan çok büyük ihtimal bilmezlerdi fakat dün öğrencilerin özgürlüğünü kısıtlayan yobazları okuldan kovduk diye bize düşman kesilmişlerdi. Oktay ayağa kalkıp gidin lan burdan diyince ben de ayağa kalkmıştım, bir şeyler olacak gibiydi ama Hilal yoldaş ürkmüştü. Bir tanesi Oktayı boğazından tutup iterek "geri bas lan amcık" dediği gibi o itene Oktayın arkasından ani bir çıkış yaparak yumruk attım. Yumruk güzel patlamıştı ama bunun üzerine diğerleri de bize saldırmaya başlamıştı, kafenin çalışanları ve bir kaç öğrenci gelip bizi ayırdı. Üçü giderken bizim PKKlı olduğumuzu iddia edip küfürler ediyorlardı, faşizm beyinlerini sulandırmıştı ve cahillikleri beni çıldırtıyordu. O gün elmacık kemiğimde küçük bir şişkinlik haricinde yaralanmamıştım fakat bu faşizan saldırıya yoldaşlarımla misliyle cevap verecektik...
    ···
    1. 1.
      0
      Qnq yavaş yavaş değilde hızlı hızlı atsan komünizm hayatı merak ettiğim konudur öyle kitap felan varsa isim verir misin qnq
      ···
    2. 2.
      0
      Kesin ulkucudur amk onlar.
      ···
  11. 61.
    +16
    Olayın yaşandığı gün fakültede yoldaşlarım gelip benimle konuşmuş ve geçmiş olsun dileklerini sunmuşlardı. Bu olay sonrası sağduyulu olmaya çalışan bazı yoldaşlara Oktay kızıp bağırmıştı, çoğunluk bu saldırıya misilleme olarak karşı bir saldırı istiyordu. Bu olay sonrasında bazı FKF ve Öğrenci Kolektifleri üyeleri de bana geçmiş olsun dileklerini iletmiş ve şişmiş olan elmacık kemiğimi Twitter'da​ paylaşıp devrimci bir dayanışma yaparak intikam almak istemişlerdi. Fakat böyle bir şey linç doğururdu, komünistlerin linç kültürü olamazdı. Üstelik fotoğraflarımın sosyal medyaya yayılmasını istememiştim. Gelen dayanışma çağrılarını reddederek sadece TKPli öğrenciler olarak faşistlerden hesap soracaktık...
    ···
  12. 62.
    +15
    Kampüste ikisi kız tam 8 kişi çıkıp yarım saat civarı bize saldıran kişileri aramıştık, Hilal yoldaş dört kişilik dün ki iki tanesinin de aralarında olduğu bir grup gördüğünü söylemişti. Bunu duyunca hemen hızlı adımlarla Hilal yoldaşın bulunduğu yere doğru gittik, herkes çantasını sırtına almış, Oktay parkasının ceplerini taşla doldurmuştu. iki kişinin olduğu yere gitmişik fakat bizi görünce dün ki mafya rolleri birden çok değişmişti. Dört kişi tedirgin bir şekilde ayağa kalkmıştı, Oktay yoldaş birden cebinde ki taşları teker teker fırlatmaya başlayınca bizde 6 kişi saldırmaya başlamıştık. Biz kavga ederken Buse ve Hilal yoldaş slogan atıyordu. Birinin başına taş isabet etmişti ve başı açılmıştı, diğer üçünü de sıkı dövmüştük fakat olay yerine gelen ÖGB bizi joplayarak müdahale etmişti. Bu olay sonrası dayak yiyenler bizi şikayet etmişti, fişlenmiştik ve Okul yönetimi bizi uyarmıştı...
    ···
    1. 1.
      0
      Devam devam
      ···
    2. 2.
      0
      Devam devam
      ···
    3. 3.
      0
      helal yoldAŞ
      ···
    4. 4.
      0
      hadi agam be bekliyok
      ···
    5. diğerleri 2
  13. 63.
    +16
    Bu olaydan sonra biraz sular durulmuştu. Bir ay sonra Hikmet istanbul'a gelmişti. Hikmete olayları anlattığımda yanımda olamadığı için morali bozulmuştu. Bu arada öğrenci evinde kalıyorum, Hikmet bir gün Okmeydanında kaldıktan sonra 2 gün bende kalmıştı, ilker ve Yasini de alıp bizde bira içip Dota oynamıştık. Hikmet gezmeyi çok severdi, Beyazıt meydanında sahaflar çarşısının girişinde bir bit pazarı kurulur, oraya gidip antika ürünler alırdık. Hikmet Sovyet madalyaları biriktiyordu ve Ankara'da baya baya koleksiyon yapmıştı bu madalyalardan. ikinci el onlarca kitap almıştı sahaflardan, sonra Beşiktaş'a geçip bira içmiştik. Ertesi gün de beni zorla Okmeydanına babasının evine zütürmüştü, Okmeydanı hep aynıydı. Mahir Abi odasında ki Deniz Gezmiş çerçevesinin gözlerinin içine bakarak bize Şarkışla türküsünü söylemişti. https://youtu.be/M0P9eoLZVL4
    Ardından Hikmeti Mahir Abi ve babasıyla Esenler otogarına bırakmıştık...
    ···
    1. 1.
      0
      rez rez rez
      ···
  14. 64.
    +14
    Üniversitede bir yarım dönem konseri olacaktı, küçük burjuva tiki kızlar tek gecelik ilişkiler için, babasının sermayesiyle onları etkileyecek olan çocuklar sınırsız alkol için, Anadolunun bağrından kopup gelmiş tertemiz çocuklar ise canlı müzik ve güzel vakit geçirip stres atmak için heyecanlıydı. Biz de heyecanlıydık fakat bizim heyecanımız diğerlerinden biraz farklıydı. Konserde karaoke yapılacak ve isteyen öğrenci canlı olarak çıkıp kalabalığa bir şarkı söyleyebilecekti. Bizler de 10 kişi koro halinde yumruklarımız havada sıkılı şekilde bir şarkı söylemek istiyorduk. Söyleyeceğimiz şarkı ise Ruhi Su'nun Türkiye solunda efsaneleşmiş bir eseri olacaktı; Ellerinde pankartlar... https://youtu.be/foNgu46zz44
    ···
    1. 1.
      0
      devam seri
      ···
  15. 65.
    +15
    Öncelikle Emre yoldaş karaoke yapmak yerine canlı enstrümantal eşliğinde söylersek çok daha iyi olacağını ve daha fazla dikkat çekeceğimizi önermişti. Bunun için müzikle ilgilenen arkadaşları olduğunu ve onlarla konuşup bizim için çalabilirlermi sorması gerektiğini söylemişti. Emre yoldaşın sözüyle bir gün beklemiştik fakat cevap gelmemişti, ikinci gün ise whatsapp grubuna düşen mesaj üç tane müzisyen arkadaşın koroya müzik çalması için geleceğini yazıyordu. Bu çok güzeldi fakat üç kişi yetersizdi, bunun için okuldan iki arkadaş daha bulduk. Çalacakları parçanın politik bir şarkı olacağını söylemiştik ve herhangi bir sorun çıkarmamışlardı...
    Yapacağımız tek şey konseri düzenleyen organizatörlerden izin almaktı, bazı yoldaşlar yönetimin böyle bir şarkıya izin vermeyeceğini söylüyordu fakat Oktay "bunlar sırf eylem korkusundan bile izin verir yoldaşlar rahat olun" gibisinden konuşup ortamı neşlendiriyordu. Organizatörlere gidip ve şarkı için izin almıştık ve yönetim​ herhangi bir sorun çıkarmamıştı. Daha sonra konseri düzenleyen organizatör arkadaşlarla konuştuk bir çay içtik ve bize karaoke sıramızı verdiler. Güzel bir gece olacaktı...
    ···
    1. 1.
      0
      rez devam
      ···
  16. 66.
    +13
    Konser günü geldiğinde beklediğimiz kalabalık yoktu fakat görebildiğim bütün öğretmenler ve 150-200 kişilik bir öğrenci kitlesi vardı. Canlı müzik eşliğinde partnerler dans edip öpüşmüş, iki kişi fazla alkolün verdiği etkiyle birbirine girmiş ve upuzun sırayı kaplayan açık büfe abur cubur ve gazlı içecek bir saatte silip süpürülmüştü. Sıra karaoke performanslarına geldiğinde heyecanımız artmıştı, bizi en önde bekletiyorlardı, sıramız gelince çıkacaktık. Çok güzel performanslar oluyordu, sesi mükemmel olan bir kız öğrenci herkesi çok etkilemişti, bir arkadaştan Cem Karacanın unutulmaz "Bu Son Olsunparçasını çok güzel seslendirmişti, bir arkadaş rap, biriyse "Sweet Child O Mine" parçalarını söylemişlerdi...
    Sıra bize geldiğinde yavaş yavaş ayağa kalktık ve sahneye çıktık, erkeklerin üstünde tek tip kırmızı, kızların ise sarı t-shirt giyilmişti ve yan yana bir erkek bir kız yoldaş olmak üzere 10 kişi dizilmiştik. En sağda ve solumuzda ise müzisyen arkadaşlar yer almıştı, ışık sahneye vurunca artık dayanamıyordum, bir an önce başlayıp bitsin istiyordum. Bizler için yaka mikrofonları verdiler ve müzisyen arkadaşlar ses denemesi yaptılar. Ardından herkes kol kola girdi ve müzik alttan girdi, koro halinde ilk kızlar tiz bir sesle bir demet okuyor, daha sonra erkekler seslerini gürleştirerek giriyordu. Son demeçte "kalkın ayağa kalkın!
    diye ardı ardına haykırmıştık, bunun üzerine hem öğretmen kadrosu sandalyelerinden hem de çimlere ve puflara oturmuş öğrenciler ayağa kalkarak bizi alkışladı.
    Alkışlar arasında başımdan aşağı akan terler içerisinde gülümsemiş ve derin bir oh çekmiştim. Bu hayatımda ki en unutulmaz anlardan biriydi...
    ···
  17. 67.
    +12
    Biraz dinlenicem arkadaşlar bugün Eminönü soğuğu sert çarptı sanırım sıtma oldum. Yarın devam edicem dinlemek isteyen arkadaşlar rez alıp yarın başlığı kontrol edebilir.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon
      ···
    2. 2.
      0
      Rezzervasyon
      ···
    3. 3.
      0
      Devam et yoldas bize onculuk et.
      ···
    4. diğerleri 1
  18. 68.
    +14
    ilk dönem bitmişti ve ben kaldığım evin kirası faturalardan ödeyemiyordum. Ailemden aylık para alıyordum fakat artık hem okuyup hem çalışmak zorundaydım. insan böyle zamanlarda devrime daha da bağlanıyor, devrim gelse de kira derdi ortadan kalksa diyordum fakat bu kolay yoldan kaçmak gibi oluyordu. Ev sahibine parayı verip öğrenci evinden ayrıldım ve ailemin yanına döndüm, sonuçta iki evde istanbul'daydı fakat ben öğrenci evinde çok rahat hissediyordum. ikinci dönem başlıyordu, üniversite yine canlı ve hareketliydi. Okulda ilk defa siyahi öğrenciler görmüştüm, Oktay aralarından biriyle tanışmış ve dost olmuşlardı. Bu arada okulda artan PKK saldırılarına karşı bir yürüyüş düzenlendi fakat yürüyüş ülkücü ağırlıklı bir yürüyüş olmuş, milliyetçi hatta ırkçı sloganlar atılmıştı ve biz katılmamıştık. Katılmamakla beraber yürüyüşe "Karışmamıştık"...
    1 Mayısa gelene kadar herhangi bir sorun olmadı, 1 Mayıs için 5 yoldaşımız okulda stand açmışlardı ve herhangi bir sorun yaşanmamıştı. O sene ki 1 Mayıs çok sert geçecekti...
    ···
  19. 69.
    +11
    Özelden bir çok kez Türkiye Komünist Partisinin, PKK ile bir bağlantısı olup olmadığı soruluyor buna bir aydınlık kazandırmak şart oldu arkadaşlar.
    TKP çok köklü bir sınıf partisidir, sınıf mücadelesini Türkiye'ye sokan partidir ayrıca. Maalesef toplumda bütün komünistlere karşı böyle bir bakış açısı var, TKPnin PKK ile uzaktan yakından bir ilişkisi bulunmamakla beraber, Kürt hareketiyle ilgilenmeyen bir partidir. Fakat toplumda ki Kürt sorununu tanıyan ve bunun için mücadele eden sayılı partilerdendir. Şunu da belirtmek isterim ki TKP, 1920'den beri eline sadece bir kere silah almıştır, onu da Kurtuluş Savaşına destek için antiemperyalist bir düşünce sonucu gerçekleştirmiştir. Bizim öncü misyonumuz Mustafa Suphilerden bu güne proleterya olmuştur, öyle de kalacaktır.
    ···
  20. 70.
    +10
    1 Mayıs günü gelmişti ve üniversite olarak hazırdık. Pankartlar yapılmış, flamalar hazırlanmış ve parti binasına gidilmişti. Fakat bir sorun vardı, AKP günler önceden 1 Mayısın Taksim'de kutlanmayacağını söylemişti. Bu çok zeki bir politikaydı fakat biz neyin ne olduğunu anlayabilen insanlardık. Kalabalığı bölmek ve yılların 1 Mayıs konumu haline gelmiş Taksim Meydanını kapattıtmıştı. Fakat biz bu sene Taksime girecektik ve bunu günler öncesinden planlamıştık...
    Bu arada ben TKP bölünmesi sonucu KP'deydim arkadaşlar bunu da çok soran olmuştu belirtmek istedim. Parti binasına gidip flamaları ve üstlüklerimizi almıştık, sırt çantalarımız sırtımızdaydı ve içi limon, gaz maskesi, su gibi malzemelerle doluydu. Taksim meydanın önüne polisler barikat kurmuştu ve biz adını vermeyeceğim bir otelin içine saklanmıştık. Yaklaşık 30 kişi kadardık ve tamamen gönüllü yoldaşlar aramızdaydı, bu büyük bir eylemdi, Oktay ve çoğu yoldaş aramızda yoktu. Bir anda anlaştığımız gibi meydana doğru sloganlar atarak girdik ve karşımıza çıkan polisleri aşarak meşhur heykelin önüne geldik. Polis koşan yoldaşlarımızdan bazılarını yakalamış ve gözaltına almıştı, içeride olan herkes kol kola girdi ve slogan atmaya başlamıştık, o an içimden Türkiye Sol tarihinin en büyük eylemlerinden birini yaptığımızı düşünüyordum...
    Sanırım hiç birimiz inanamıyorduk fakat yasak konulmuş Taksimin tam göbeğindeydik. Sloganlar atarak geri çekilmeye başladık, bu sefer polis bütün kiniyle bize saldırdı. Jop ve yumruklarla polis bize vuruyordu fakat biz ona rağmen elimizde ki bayrak sopalarıyla kendimizi korumuyorduk. Polis dört koldan saldırarak bizleri gözaltına almıştı, o an etrafta bizleri seyreden emekçi abilerin alkış ve destekleri yediğimiz bütün polis dayağına yetiyordu...
    https://youtu.be/bQhGfiygUog
    ···
    1. 1.
      0
      O otelden çıkan 30 kişilik güruh u hatırlıyorum AMK
      ···