1. 76.
    0
    Ulan sonuna kadar hakli adam. Ama ben liselilerden degil modlardan utaniyorum knsallah yaptiklariyla gurur duyuyorlardit
    ···
  2. 77.
    0
    @14 tamamen katılıyorum hocam
    ···
  3. 78.
    0
    bu embesiller burda yaptıkları hayvanlıkların gerçek hayattaki akislerinde kaybolmuş, okuyup eğlendiği inci nerde lan? kıvrak zekalı @2 ler vardı yarılırdım onları okurken, liseliler yokken... milletin kızına kardeşine laf atılmazken, büyük huur çocuklarıymışsınız siz sayın küçüük çüklü muallakler...
    ···
  4. 79.
    0
    @1 hakli.

    ben de birinci nesilim ve utandim. arkadas tamam sanalda manalda gibko yapiyoruz ama bu kadari fazla.
    ···
  5. 80.
    0
    inciyi artık magandalar dolup taşırmış

    eğer adamsanız gerçek inciciyseniz gerçekten bu sitenin gerçek amacını biliyorsanız bu konuyuda uplayıp en üstte tutarsınız

    o gibtiğimin modları olan bitene saçma sapan şeyler yazıcağına adam gibi üzüntülerini bile dile getirmekten acizdir. aslında bunun gerçek sorumlusu ve suçlusuda modlardır arkadaşlar
    ···
  6. 81.
    0
    @1 sapına kadar haklı sapına kadar gibsin o tüm cevahir tayfasını fellik fellik eksiliyodur şimdi huurçocukları. keşke maça girseydiniz de böyle bir rezillik yaşanmasaydı. siz kimsiniz amk işini gücünü yapan kadınların, yoldan geçen insanların huzurunu bozuyorsunuz binin torunu binler. utanç kaynağısınız amk en çokta sürekli şşşt şşşt diyerek birbirinizi susuturma çabanızdan tiksindim. lise arka sıralarında oturuolarda güldükleri gözükmesin diye hocadan kaçıolar sanki. amk malları. gidin ölün biyerde özlenmezsiniz.
    ···
  7. 82.
    0
    @1 köklemesine haklısın aq
    ···
  8. 83.
    0
    abdullah bey, inşaat çivisi imal eden bir fabrikanın sahibi idi. i̇şleri yerinde, evine bağlı bir hanımı, osman isimli küçük bir de çocuğu vardı.
    bir gün, gündüz vakti, evine postacı kılığında bir soyguncu girip, evin hanımını bayıltarak çelik kasayı açtı. para bulamayın ca, bu sefer de, ağladığı için sesini duyduğu bebeği kaçırmaya karar verdi. çünkü eli boş dönmek istemiyordu.
    abdullah bey i̇ş yerindeydi. çalan telefonu açınca, karşısın daki ses, çocuğunu kaçırdığını, karısının evde baygın bir şekilde yattığını, hemen evine gitmesini ve polise haber vermemesini söyledi. şaşkın ve kararsızdı. evi aradığında telefona cevap ve rilmemesi kuşkularını artırdı ve hemen evine koştu. hanımı peri şan bir vaziyette ağlamaktaydı. sakinleştirmeye çalıştı.
    birkaç saat endişeli bekleyişten sonra, beklediği telefon geldi. arayan aynı sesti. yarın akşam şu kadar parayı falan yere getir mesini ve polise de haber vermemesini bir kere daha söyleyip, telefonu kapattı.
    çocuğu pendik’te yıkık bir eve zütürmüşlerdi. çetenin reisi apo isimli tipsiz bir herifti. avaresinin birinin adı zevzek’ti. bir de i̇stanbul’a artist olmak i̇çin gelip, aradığını bulamayıp da kötü yola düşen, romantik isimli sevgilisi vardı.
    abdullah bey’in eşi, kocasından habersiz durumu akrabaları komiser mahmut’a bildirmişti. mahmut bey, iki sivil polis gön derdi. bilinen soruşturmaları yaptılar. bahçıvanın bu abdullah bey, inşaat çivisi imal eden bir fabrikanın sahibi i-di. i̇şleri yerinde, evine bağlı bir hanımı, osman isimli küçük bir de çocuğu vardı.
    bir gün, gündüz vakti, evine postacı kılığında bir soyguncu girip, evin hanımını bayıltarak çelik kasayı açtı. para bulamayın ca, bu sefer de, ağladığı için sesini duyduğu bebeği kaçırmaya karar verdi. çünkü eli boş dönmek istemiyordu.
    abdullah bey i̇ş yerindeydi. çalan telefonu açınca, karşısın daki ses, çocuğunu kaçırdığını, karısının evde baygın bir şekilde yattığını, hemen evine gitmesini ve polise haber vermemesini söyledi. şaşkın ve kararsızdı. evi aradığında telefona cevap ve rilmemesi kuşkularını artırdı ve hemen evine koştu. hanımı peri şan bir vaziyette ağlamaktaydı. sakinleştirmeye çalıştı.
    birkaç saat endişeli bekleyişten sonra, beklediği telefon geldi. arayan aynı sesti. yarın akşam şu kadar parayı falan yere getir mesini ve polise de haber vermemesini bir kere daha söyleyip, telefonu kapattı.
    çocuğu pendik’te yıkık bir eve zütürmüşlerdi. çetenin reisi apo isimli tipsiz bir herifti. avaresinin birinin adı zevzek’ti. bir de i̇stanbul’a artist olmak i̇çin gelip, aradığını bulamayıp da kötü yola düşen, romantik isimli sevgilisi vardı.
    abdullah bey’in eşi, kocasından habersiz durumu akrabaları komiser mahmut’a bildirmişti. mahmut bey, iki sivil polis gön derdi. bilinen soruşturmaları yaptılar. bahçıvanın bu diyse de, abdullah bey “senin kabahatin yok!” diyerek buna müsa ade etmedi.
    karı koca, gece gündüz çocuklarına kavuşmak i̇çin allah’a dua ediyorlardı.
    osman’a ne olmuştu? tesadüfen orada durmak zorunda ka lan bir kamyonda anası-babası van depreminde ölmüş olan, on iki yaşmdaki muavin garip’in ağlayan bir bebek sesi işiten hassas kulakları sayesinde, garip ve ustası ali tarafından bulunduğu yerden alınmış, kendisi de kimsesiz büyümüş bu çocuk tarafından altı değiştirilmiş, karnı doyurulmuştu.
    ali ve garip, yanlarında, özellikle garip’e iyice alışmış olan osman’la birlikte, yaklaşık on beş saat yolculuktan sonra, yaşa dıkları kayseri’ye varmışlardı. ali’nin fatoş ve nihat isimli iki küçük çocuğu vardı. hanımına osman’ı da teslim etti. i̇yi yürekli olan kadıncağız osman’ı yıkadı, karnını doyurdu, temiz elbiseler giydirdi. fatoş kız osman’ı çok sevmişti, onunla oyunlar oynadı, oyuncaklarını verdi.
    ali’nin aklına, garip ve osman’ı yanına alarak, kayseri’ye yakın bîr köyde çiftliği olan, ancak çocukları olmadığı için çok üzülen ve kendisine “bir çocuk bulursa evlatlık alacağım” devamlı olarak söyleyen bünyamin amca ile şerife hanım’ların evine zütürmek geldi. yola çıkarak ikisini de onlara bıraktı. çocuksuz anne ve baba, birdenbire iki çocuk sahibi oldukları için çok se vinmişlerdi. sessiz çiftlik evleri, cıvıl avıl neşe ile dolmuştu.
    osman’ın anne ve babası ise aylarca normal hayata döneme diler. annesinin saçları ağarmış, zayıflamıştı. abdullah bey, eşini fazla üzmemek için acısını içine atmış; ama o da epeyce zayıfla mıştı. ayşe kadın ve oğlu murat’ı evin içine almışlar, bahçeye bakması için gül dede isimli bir bahçıvan bulmuşlardı. gül dede, ismine yakışır bir şekilde, bahçeye gül gibi bakıyordu. yanların dan bir dakika bile ayrılmayan abdullah bey’in yeğeni zarife de edebiyat fakültesini bitirmiş ve lisede
    biı gün yaşlı bir kadın gelerek, eski bahçıvanın hapisten çık tığını e kansı ayşe ile görüşmek istediğini bildirdi. ayşe, abdul lah bry’ie fatma hanım’ın bilgisi dahilinde gidip görüştü, koca sına “namusunla yaşayacağını ispatla, o zaman gelirim.” der ve tekrar yaşadığı yere döner.
    osmancık, çiftliğin neşesi olmuştu. adını bilmedikleri için hüseyin koymuşlardı. garip abisi on altı, kendisi de altı yaşına gelmişti. garip ve hüseyin onları ana baba diye çağırıyorlardı. bünyamin ağa, sık sık garip’i, hüseyin’e durumu sezdirmemesi için ikaz ediyordu.
    bir gün bünyamin ağa rahatsızlandı ve kayseri’de hastane ye yatırıldı. aradan bir hafta geçmişti ki, şerife hanım ağlaya ağlaya eve geldi. bünyamin ağa ölmüştü. çocuklar bir kere daha babasız kalmışlardı.
    ¦ < ¦
    köşkte hayat ister istemez tekrar normale dönmüştü. os mancık kaybolalı ise aradan yedi yıl geçmişti. abdullah bey ile şerife hanım’ın bir kızları olmuş, adını şükran koymuşlardı. yeni çocukları onlar için büyük bir teselli kaynağı olmuştu. ancak, bu seferde ayşe’nin kocası huzursuzluk veriyordu.
    bir gün ayşe, her tarafı morarmış bir halde geldi. islah ol muş zannederek yanına yerleştiği kocası, üç aydır çalışmıyordu. birkaç ay önce kemal’in trafik kazası geçirerek hastaya yattığını iddia etmiş ve bu bahaneyle para koparabileceğini ummuştu. ama abdullah bey’in hastaneye giderek araştırması sonucu böyle bir durumun yalan olduğu ortaya çıktı. abdullah bey’den para istemesi için sürekli tehdit ettiği ve kullandığı ayşe’yi ve oğlu kemal’i bu sefer de evden kovmuştu.
    onları tekrar kabul edip, kucak açtılar.
    köyde ise osmancık (hüseyin) ilkokulu bitirmişti. çiftlik iş leri garip’in bütün gayreti ile çalışması sonucu devam ediyordu. ama onun da askere gitmesi sonucu, tüm işler şerife hanım’a ağır gelmeye başladı. aynı zamanda, köyden birisinin hüseyin’e şerife hanım’ın öz annesi olmadığını söylemesi tehlikesi de her an vardı. bu nedenle taşınmaya karar verdi ve kocasının i̇stan bul’daki ağabeyine mektup yazarak niyetini bildirdi. onayım alınca, ilk görüşte büyük bir şaşkınlık yaşadığı i̇stanbul’a, selahattin bey’in hemen yakınında bahçeli bir ev satın alarak yerleşti. böylece osmancık da yeniden i̇stanbul’a dönmüştü.
    hüseyin, amcasının kızı şebnem ile aynı sınıfta okuyordu. şebnem ne kadar tembel ise, hüseyin de o kadar çalışkandı. bu durum büyük bir huzursuzluk yaratıyordu. babasının sık sık hüseyin’i örnek göstermesi, şebnem’ın hüseyin’i kıskanmasına ve onunla konuşmamasına yol açmıştı. babası, dersleri kötü olan kızının hüseyin’le beraber ders çalışmasını istiyor, ancak kızı buna yanaşmıyordu.
    garip askerliğini bitirip gelmişti. sık sık hüseyin’le birlikte i̇stanbul’u gezmeye çıkıyorlardı. hüseyin’in şaka ile “araba alalım, böylece sen de bizle gelirsin, ağrıyan dizlerin de yorulmaz.” sözünü bile ciddiye alan şerife hanım, sürpriz olarak bir de taksi almıştı. bu arada garip’i evlendirdiler. hayat böylece devam edip gidiyordu. hüseyin okulda daha da başarılı bir öğrenci oluyorken, şebnem tembelliğe devam ediyordu. nitekim sınıfta kaldı. babası da onu okula göndermeme kararı aldı.
    şebnem, bir gün hüseyin ile yalnız görüşerek ondan bütün yaptıkları için özür dileyerek, hüseyin’den tekrar okula gitmesi için kendisine yardımcı olmasını istedi. hüseyin, selahattin bey’e adeta yalvarırcasına ricada bulununca, şebnem’in babası onu kırmadı ve kabul etti.
    böylece, birlikte eylül ayında yapılacak sınavlar için ders ça lışmaya başladılar. nitekim şebnem sınıfını geçti. bir daha da sınıfta kalmadı. beraber liseye yazıldılar. aynı sınıfta idiler. hü seyin okulda herkes tarafından sevilen ve sayılan bir öğrenci idi. şebnem’e her konuda yardımcı oluyordu. hüseyin ise artık lise üçüncü sınıfta idi
    Tümünü Göster
    ···
  9. 84.
    0
    @1 sonuna kadar katılıyorum
    ···
  10. 85.
    0
    üçüküncü nesilim ben de utanıyorum, hiçbir halt olmasam sırf adam olsam utanmak için yeterli sebebim var demektir...
    ···
  11. 86.
    0
    bende ücküncü nesil çaylağım bende utanıyorum
    ···
  12. 87.
    0
    @1 haklı beyler modlar uyumayın sözlügün ölüsünü gibiyo liseliler
    ···
  13. 88.
    0
    ap ap ap ap ap ap ap ap uplamıyan huur cocudur yüklenin amk
    ···
  14. 89.
    0
    @1 kesinlikle katılıyorum. ben buraya üye olduğumda da sözlük güzel sayılabilirdi aslında ama keşke yazar alımı açılmasaydı. ben benim gibi düşünen kendisini özgürce ifade edebilen bunla dalga bile geçilse gülebilen insanların olduğunu görünce bile eğleniyordum. bence inci sözlük amacından çıkmıştır. bunun tek çözümü 3. nesili kökten yok etmektir ki moderasyon da bunu yapacak değildir.

    küfür edilebilen, her konuda tartışılabilen bi forum sitesi olmuştur resmen. bu cevahirdeki huur çocuklarını inciye alanların ta dıbınakoyim. milletin bacısına amaçsız bi şekilde böyle saygısızlık yapmanız hiç komik değil huur çocukları 1 gram zekanız yok amk. herşeye gülebilecek kadar salak ve boşsunuz.
    ···
  15. 90.
    0
    frankeştayn yarattınız beyler adam hakklı
    ···
  16. 91.
    0
    üçüncü nesilleri gibtir edelim. dördüncü nesil ise gündeme bile gelmesin amk.
    ···
  17. 92.
    0
    adam haklı beyler
    ···
  18. 93.
    0
    @1 adam haklı beyler.Ben üçüküncü nesilim ancak ben bu siteye üye olduğumda bile anket gibertmeleri yapıyorduk bir sürü.Şu geçen 2-3 aylık sürede bile site acaip değişti bir sürü mal mal tipler doldu.
    ···
  19. 94.
    0
    bende utanıyorum aq sen 2010 nun ilk ayalrındaki başlıkların çok daha farklı olduğunu söylüyorsun katılıyorum bense buraya üye olalı yaklasık 3 ay olmasına ragmen ilk üye olduğum zamanla bugün açılan başlıklar arasında daglar kadar farkın olduğu kanısındayım
    pgibolog
    ···
  20. 95.
    0
    bende bir sosyolog olarak katılıyorum arkadaş sana ama bu zütverenlere bırakılmamalı bu sözlük hele karın tokluğuna çalıştırılan emekçilere yapılanlardan utandım yapanlar uçurulsun sorgusuz sualsiz.
    ···