1. 51.
    0
    Yüzü Güzele Kırk Günde Doyarsın, Huyu Güzele Kırk Yılda Doyamazsın..!
    ···
  2. 52.
    0
    Bazı insanlar dünyayı armut gibi görürler ve ayı gibi davranırlar; bazıları ise kovan gibi görürler ve arı gibi davranırlar...
    ···
  3. 53.
    0
    "Ben, şimdiye kadar hiç kimsenin olmadığı kadar korkunç bir insanım, ama bu benim en iyiliksever insan olamayacağım anldıbına gelmez." Nietzsche
    ···
  4. 54.
    0
    Bir ben vardır bende benden içeri...
    Âşk imiş kalb-i hilmi…
    Âşk imiş kalbin ilmi…
    Âşk imiş evrenin sebebi…

    ... Ve âşk imiş her ne var âlemde…
    Âşık Fuzuli…Âşk olmuşsa, âşk olmuşsa…
    Âşık bile fuzuli, maşuk bile fuzuli imiş…
    Âşk imiş bu evrenin sırrı, sebebi
    ···
  5. 55.
    0
    Erken yatana tavuk, Çok çalışana inek, Aklını kullanana çakal, Kıskanmayana domuz denilen bi ülkede insan olmak çok zor. Hergün önüne gelen kızlα yαtmα hαyαli kurαn gençlerin, evlenecegi zαmαn bαkire kız beklemesinin mαntığı çözülmemiştir .
    ···
  6. 56.
    0
    Çöldeyim, susuzum. Dudağın bana Leylâ. Kuyularda Yusufum. Sözlerin bana Züleyhâ. Ateşlerde ibrahimim. Gözlerin bana deryâ. Sancılar içinde Meryemim. Bakışın bana isâ. Yaralar içinde Eyyubum. Hasretin bana şifâ. Ölüler içinde bir ölüyüm. Ellerin bana musallâ.
    ···
  7. 57.
    0
    "Ağaç yaşken eğilir" diyip terbiye edilen bir nesilden bu kadar fazla "odun" çıkmasına şaşırmamalısınız..
    ···
  8. 58.
    0
    Ey gönül bir görmediğimize aşık olduk, bırakamıyoruz.Ona Olan Aşk ile Yaşıyoruz. Cemal-i Ba Diyip Kemali Seyrediyoruz.Sen ne yüzsüzsün be gönül.Hem gördüğünü hem görmediğini seviyorsun. Görmediğine elbet kavuşacaksın peki ya gördüğüne ?
    ···
  9. 59.
    0
    Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir.

    Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel

    hatta mükemmel olurdu.

    Nasıl mı?

    Cami' de uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içersinde,

    herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar

    helal edilmiş vaziyette.

    Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı

    olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar,

    iltifatlar, çocuklar, torunlar hepsi hazır.

    Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.

    Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya

    üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz.

    Ne güzel, hazır maaş, hazır ev...

    Altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur

    içinde yaşıyorsunuz.

    Sağlığınız gittikçe düzeliyor

    Kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.

    Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk

    başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol

    saati veriyor patronunuz..

    Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir

    makamdan tecrübeli bir insan olarak işe

    başlıyorsunuz.

    Herkes karşınızda elpençe divan...

    Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de

    başlıyor.

    Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz

    Diğer hormonal Aktiviteler artıyor, fevkalade...

    Aman ne güzel günler başlıyor...

    Derken bir gün patron size artık Üniversiteye gitsen

    daha iyi olur diyor.

    Bu arada babanız ortaya çıkmış, "fazla çalıştın"

    diyor "artık eve dön, işi bırak, okumaya başla,

    harçlığın benden olsun... "

    Keyfe bakar mısınız ?

    Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor

    Ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor.

    Partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor.

    Derken anne ve babanız sizi zütürüp getirmeye

    başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık...

    Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde

    otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar...

    Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı

    bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık

    yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.

    Derken anneniz bir gün size süt verme kararını

    alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor.

    Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır.

    Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama

    giriyorsunuz.

    Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir

    kordondan besleniyor sıcacık yumuşacık gürültü ve patırtısız

    bir ortamda yaşıyorsunuz.

    Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini

    alıyorsunuz.

    Ve günün birinde müthiş keyifli bir orgazm ile hayatiniz

    bitiyor...

    CAN YÜCEL
    Tümünü Göster
    ···
  10. 60.
    0
    O mükemmel değil. Sen de mükemmel değilsin. Asıl soru birbiriniz için mükemmel olup olmadığınız...
    Sean
    "Good Will Hunting - Can Dostum"
    ···
  11. 61.
    0
    " Ey GönüL ! Şimdi Sorarım Sana, Hangi Aşk Daha Büyüktür ? AnLatıLarak DiLLere Düşen mi . AnLatıLmayıp Yüreğe Deşen mi ? . . " Şems - i Tebrizi
    ···
  12. 62.
    0
    Ask, gülü dikeniyle avuçlamaya benzer Ellerin kan içinde kalir ama dikenlerinden hesabini, gülden soramazsin
    ···
  13. 63.
    0
    kızlar kendini güldüren erkeklerden hoşlanmaz hoşlandığı erkeklere güler
    ···
  14. 64.
    0
    Beğendiğiniz Bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup "Aşk'' sanıyorsunuz!" William Shakespeare
    ···
  15. 65.
    0
    Aşkın en acımasız yanı; Ağzından çıkmaya cesareti olmayan sözlerin, yürekte fırtınalar koparmasıdır. Aragon
    ···
  16. 66.
    0
    Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metrekarelik yere sığmak zorunda kalacağını farketmeli insan... "[Can Yücel]
    ···
  17. 67.
    0
    Unutma, Sana ışık tutanlara sırtını dönersen, göreceğin tek şey kendi karanlığındır.. [Descartes]
    ···
  18. 68.
    0
    Sevmek Belki Birşeydir Ama Sevildiğini Bilmek Çok Şeydir..!
    ···
  19. 69.
    0
    insan yaşamı boyunca bir kişiyi sever. önceki ve sonrakiler birer arayış kaçış yada aldanıştır
    ···
  20. 70.
    0
    Bir KADIN oğlunu aklı başında biri yapabilmek için 20 yıl uğraşır, bir başka KADIN gelir 20 dakikada aklını BAŞINDAN alırr ...
    ···