1. 1.
    0
    yazacağım kimse dokunmasın başlığıma
    ···
  2. 2.
    0
    ” Senin oradaki insanlar, dedi Küçük Prens, bir bahçenin içinde binlerce gül yetiştiriyorlar ama yine de aradıklarını bulamıyorlar. Aslında aradıkları tek bir gülde, ya da bir damla suda bulunabilir. Ama kördür gözler. insan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçekleri görebilir.”

    Küçük Prens - Antoine De Saint Exupery
    ···
  3. 3.
    0
    Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni
    Değmez bu yangın yeri avuç açmaya değmez
    Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini
    Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz
    Değil mi ki ayaklar altında insan onuru
    O kız oğlan kız erdem; dağlara kaldırılmış
    Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru
    Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş
    Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın
    Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene
    Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın
    Değil mi ki kötüler kadı olmuş yemene
    Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama
    Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama.

    Shakespeare
    ···
  4. 4.
    0
    Soylediklerimin hepsi yalandir.

    Kendini kotu hissettigin bir gun , birisi ile tanisacaksin, cok sevileceksin. Kimseye karsi hissetmedigin, sadece kendine sakladigin duygulari onunla paylasacaksin. Daha dun... hersey cok zor gelirken bugun en zor seyleri bile yapabilecegine inanacaksin. Tek basina iken hayalini kurdugun herseyi onunla birlikte yapacaksin.

    Cok sevileceksin, kiskanilacak ve doyasiya opulecek birsi olacaksin. Sessini duymak icin sana hergun telefon acacak. Onceleri cok sasiracaksin, karsina boyle birsi ciktigi icin, sonra gercektende hak ettigini anlayacaksin. Kucuk bir eviniz olacak, en sevdigin, kimseye soylemedigin filmleri onunla izleyeceksin. Basini gosune koydugunda aglar gibi olacaksin, uyumayacaksin, once onun uyumasini bekleyeceksin, uyurken onu seyredeceksin. Ellerine yanagina koyup gozleirne baktiginda heycandan ne soyleyecegini bilemeyeceksin. Susacaksin ama en cokta seveceksin cok sevileceksin. Sesi cok guzel olacak, sana ara sira sarki soylecek. Basini dizine koyup onu dinleyeceksin.

    Kucuk evinizde bir tane akvaryumunuz ve icerisinde bir suru baliklar olacak, iki tane tavsaniniz olacak, birlikte bakacaksiniz onlara. Birlikte yemek yapacaksiniz. Aksam karanliginda , karanligi aydinlatan karda birlikte yuruyeceksiniz, belki kar topu bile oynarsiniz.

    Sevismesini bilmeyenlere inat doyasiya seviseceksiniz, birazcik soguk degse teniniz urperecek. Bir odaya renkli balonlari doldurup onlarla oynayacaksiniz, birlikte doga yurusu yapip , ellerini hic birakmaycakmiscasina simgibi tutacak. Ben geldigim dediginde kalbin daha hizli atmaya baslayacak, herkesi ona benzeteceksin. Yok yere guleceksin, baskalari agib misin diye soracak, sen yok oyle dalmisim diyeceksin.

    Bir yerde farkli birsey gorsen, bir sarki duysan hemen onunla paylasmak isteyeceksin. Onun ilgi duydugu seyleri sen sevmesende ilgi duymaya baslayacaksin. Sana kucuk ama guzel suprizler yapacak, cok sevineceksin, mutlu olacaksin, ne kadar sevildiginin tadina varacaksin.

    Cok guveneceksin, hic kimseye guvenmedigin kadar ona guveneceksin. Ve en guzeli seni birakip gitmeyecek, sevgisinden hic suphe etmyeceksin. Seni seviyorum demeden ne kadar cok sevildigini bileceksin. Hayatinda kendini hic hisetmedigin kadar cok huzurlu hissedeceksin.

    Bu sefer zaten ben ne zaman bir seyi cok istesem olmaz demeyeceksin.
    ···
  5. 5.
    0
    Insanlar beni tanimasin istiyorum, beni taniyanlardan nefret etmek istiyorum, benden nefret edenleri sevmek istiyorum. Onlarla film izlemek istiyorum ve bir hiclikte kaybolmak istiyorum. Uzaklarda , soka... kta dolasan bir serserinin arkadasi olmak istiyorum., Bana hayranlik duyulmasindan nefret etmek istiyorum…Beni taniyanlar himm o mu? O artik tam bir klise, birak onunla isimiz olmaz desinler istiyorum. O artik bizi mutlu edemiyor, zavalli birisi desinler istiyorum. Yorgunlugumda heryerim agrisin, acitsinlar canimi ve hickimse olmak istiyorum…

    Ama en cokta…

    En cokta sevilmek istiyorum, kiskanilmak , gozlerine bakilasi birisi olmak istiyorum… Yanagindan tutulup seni anliyorum dediklerinde aglayacak gibi olmak istiyorum. Yuzu yuzune koyulacak, kocaman opulecek birisi olmak istiyorum, yakindan gorenler guzel insan desin, uzaktan gorenler sevilesi insan desin istiyorum. Nefesi icine cekilecek, uyumadan once kalbi dinlenilecek birisi olmak istiyorum…

    Simdi tum bu isteklerimden gitmek… en cokta nefret edilmek istiyorum…
    ···
  6. 6.
    0
    @5 gibtirgit başlığıma dokunma dava açarım amkodum israil ajanı seni
    ···
  7. 7.
    0
    "Gerçek şu ki, herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey, acı çekmeye değer birini bulmak." Bob marley
    ···
  8. 8.
    0
    Bir Sürü Delikanlıya Dostça Öğütler...

    tibet'e git
    deveye bin
    incili oku
    ayakkabılarını maviye boya
    sakal bırak
    ... kağıttan bir kanoyla dolaş dünyayı
    the saturday evening post'a abone ol
    çiğnerken sadece sol tarafını kullan ağzının
    tek bacaklı bi kadınla evlen
    ve düz bir usturayla traş ol
    ve kadının koluna adını kazı
    benzinle fırçala dişlerini
    bütün gün uyu ve gece ağaçlara tırman
    keşiş ol
    viski ile bira iç
    kafanı suyun altında tut
    ve keman çal
    pembe mum ışığında göbek at
    köpeğini öldür
    belediye başkanlığına aday ol
    bir varilin içinde yaşa
    baltayla kafanı yar
    yağmurda lale ek
    AMA ŞiiR YAZMA!

    Charles Bukowski
    ···
  9. 9.
    0
    Buradan, gitmek buradan ve başka bir yere varmak, ya da kalmak burada ama bir aşağı bir yukarı dolanarak. Önce kımılda, bir beden gerekli, eskisi gibi, yadsımıyorum bunu, yadsımayacağım artık, bir bedenim var diyeceğim, ayağa kalkacağım, ya... şamak diyeceğim buna, benim diyeceğim, ayağa kalkacağım, düşünmeyi bırakacağım, işimle dolu olacağım, ayakta durmakla, ayakta durmayı sürdürmekle, yer değiştirmekle, katlanmakla, yarına, gelecek haftaya sağ çıkmaya çalışmakla, yeterli olacak fazlasıyla bütün bunlar, bir hafta, ilkbaharda bir hafta fazlasıyla yeterli olacak, yaşam şırıngalayacak içimize. Arzulamak yeterli bunu, arzulayacağım ben de, bir bedenim olmasını arzulayacağım, bir kafam olmasını arzulayacağım, birazcık kuvvet, birazcık da cesaret, şimdi koyuluyorum işe, bir hafta çok çabuk geçti, sonra döndüm buraya, şu karışık yere, günlerden uzak, günler uzak, kolay olmayacak.

    Peki neden tüm bunlardan sonra, hayır, hayır, bırak, başlama yeniden, dinleme tüm bunları, tüm bunlar deme, her şey eski, her şey eşdeğerde, yazgıları böyle yazıldı. Ayaklarının üzerindesin işte şimdi, doğruluğuna ant içerim, senin bunlar, benim bu, ant içerim, oynat ellerini, dokun kafana, usun orada işte, bir çalışmasa çuvallardın anında, başka yerlerine geçelim şimdi, daha aşağı bölgelere, onlara da gereksinmen var, söyle bakalım neye benziyorsun, bir tahminde bulun, nasıl bir adamsın, bir erkek gerekiyor, ya da bir kadın, bacakaranı yokla bir, güzellik zorunlu değil, güçlülük de öyle, bir hafta kısa bir süre, kimse sevmeyecek seni, korkma sakın. Hayır, böyle değil, çok ani oldu, korkuya kapıldım.

    Ama başlamak için debelenmeyi bıraksan, öldürmeyecekler seni, kimse seni sevmeyecek, kimse seni öldürmeyecek, belki Gobi çölünde bulacaksın kendini, yuvanda hissedeceksin orada. Seni burada bekleyeceğim, hayır, yalnızım, yalnızım ben, bu kez benim gitmem gerekiyor. Nasıl yapacağımı bilmiyorum, bir adam, bir tür adam, yaş almış bir çocuk olacağım, zorunluyum buna, bir dadım olacak, üstüme titreyecek benim, karşıdan karşıya geçerken elimden tutacak, parklarda özgür bırakacak beni, uslu duracağım, bir köşeye sinip kedi gibi oturacağım ve sakalımı tarayacağım, düzleştireceğim onu, daha yakışıklı, biraz daha yakışıklı olmak için, böylesi ne güzel olurdu kuşkusuz.

    Hiç için Metinler - Samuel Beckett
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    0
    Ben ihtiyaç duyulmak istiyorum. Benim birisinin hayatında vazgeçilmez olmaya ihtiyacım var. Bütün boş vaktimi, egomu ve dikkatimi yiyip bitiricek birine ihtiyacım var. Bana bağımlı biri. Karşılıklı bağımlılık.

    Chuck Palahniuk /Tıkanma
    ···
  11. 11.
    0
    bana yar olmayan devr-i devranın,
    izzet-i ikrdıbını gibeyim.
    yansın bu muallakler,
    su veren itfaiyenin hortumunu gibeyim,
    ben deli miyim?
    mecnun gibi bir am için çöllere düşeyim,
    verirse verir, vermezse leylayı da gibeyim.

    gibisinden çılgınca bir şiiri yazdığı rivayet edilen, bir gün sahilde otururken kalabalığın içinde "huurçoçuklarııııı" diye bağırıp herkes ona baktığına "ulaan amma da çokmuşsunuz." diyen, galata mevlevihanesinde de bir süre bulunmuş, ney üstadı
    ···
  12. 12.
    0
    Yalnızlığa çekilmek mi istersin kardeşim? Kendine varan yolu aramak mı istersin? Biraz dur da beni dinle.“Arayan, kolay yiter. Her türlü yalnızlık suçtur.” Böyle der sürü.Ve sen sürüdendin uzun bir süre. Sürünün sesi daha sende çınlayacak... Ve sen desen: “ Artık sizinle ortak vicdanım yok benim” yakınma ve ağrı olacak bu.Derdinin yolunu, yani kendine varan yolu yürümek mi istersin?Öyleyse hakkını ve bu işi becerecek gücünü göster bana!Sen yeni bir güç ve yeni bir hak mısın? Bir ilk devinme misin?Bir kendi kendine dönen tekerlek misin? Yıldızları kendi çevrende dönmeye zorlayabilir misin? Yazık, yüksekliğe tutkunluk öyle çok ki!Gözü doymaz kişilerin çırpınmaları öyle çok ki!Tutkun ve gözü doymaz bir kişi olmadığını göster bana! Özgür mü diyorsun kendine? Egemen düşünceni işitmek isterim ben senin, boyunduruktan kurtulduğunu değil. Kendi kötün ile kendi iyini kendine sağlayabilir misin, kendi istemini bir yasa olarak kendi üstüne asabilir misin? Kendi kendinin yargıcı olabilir misin? Bugün kalabalığın acısını çekersin daha, ey tek kişi:Bugün yürekliliğin tam daha ve umutların.Ama bir gün yalnızlık yoracak seni,bir gün eğilecek gururun ve yürekliliğin yılacak.

    Bir gün haykıracaksın:“Yalnızım ben!”Yalnızı öldürmek isteyen duygular da vardır; başaramazlarsa, kendileri ölürler sonra!Ama sen buna yeterli misin, katil olmaya? Kardeşim, ‘horgörme’ sözcüğünü tanıdın mı? Peki doğruluğunun, seni horgörenlere karşı doğru olmanın ağrısını? Onlar haksızlık ve çamur atarlar yalnızca; ama böyledir diye, kardeşim, yıldız olmak istersen, daha az ışık saçmamalısın onlara!Ve iyilerle doğrulara karşı tetikte ol!Onlar, kendi erdemini yaratanları çarmıha germeye can atarlar, onlar yalnızlardan nefret ederler. Kendi sevginin baskınlarına karşı dahi tetikte ol!Her önüne gelene elini uzatmaya pek hazırdır yalnız kişi. Elini değil, yalnız pençeni uzatmalısın nice kimselere;hani pençenin tırnakları da olursa, yok mu…Ama karşına çıkabilecek en çetin düşman kendin olmalısın hep;sen mağaralarda ve ormanlarda kendine pusu kurarsın. Kendi yalımınla yakmaya hazır olmalısın kendini;önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki!Sevginle git yalnızlığına, kardeşim, yaratmanla git, doğruluk ancak daha sonra topallar ardın sıra senin. Benim gözyaşlarımla git yalnızlığına, kardeşim. Kendinden öte yaratmak isteyeni severim ben,ve böylece yok olanı.

    Nietzsche
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    0
    Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak... Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin... Sokağa fırlayacaksın... Sokaklar da dar gelecek... Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi... Ne denizin mavisi açacak içini, ... ne pırıl pırıl gökyüzü... Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin.. Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan... "Önemli olan sağlık."

    "Yaşamak güzel." "Boş ver, her şey unutulur."Sen hiçbirini duymayacaksın... Göz yaşlarından etrafı göremez hale geleceksin... Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin...

    Hep ondan bahsetmek isteyeceksin... "Ölüme çare bulundu" ya da "Yarın kıyamet kopacakmış" deselerbaşını kaldırıp Ne dedin?" diye sormayacaksın... Yalnız kalmak isteyeceksin... Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak... ikisi de yetmeyecek...

    Geçmişi düşüneceksin... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak... Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin... Gittiğin yerlere gitmek... Bu sana hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksın... Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın... Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin... Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin... Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin... Herkesi ona benzetip... Kimseyi onun yerine koyamayacaksın... Hiçbir şey oyalamayacak seni... ilaçlara sığınacaksın... Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan. Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren... Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...

    Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin... Uyumak zor, uyanmak kolay olacak... Sabahı iple çekeceksin... Bazen de "Hiç güneş doğmasa" diyeceksin... Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler... Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin... Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin.

    Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek... Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin... Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin... Telefonun çalmasını bekleyeceksin... Aramayacağını bile bile... Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek... Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla... Yüreğin burkulacak... Canın yanacak... Bir daha sevmemeye yemin edeceksin... Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden... Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...

    Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret edeceksin... Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin... Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek... Ama bir umut... Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... Bu umut seni gitmekten alıkoyacak... Gel gitler içinde yaşayacaksın... Buna yaşamak denirse...

    Razı mısın bütün bunlara... ? Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye... ? O halde aşık olabilirsin ... 

    Can Dündar
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    0
    Bir moron gibi yaptıgım bir sey var. Adı "Düşünmek". Kendi görüslerimi de olusturmayı sevdigim için pek iyi bir Amerikalı degilim. Bana söylendigi anda yerde yuvarlanmıyorum. Ne yazık ki çogu Amerikalı emir verildigi anda yerde yuvarlanır.

    B... en öyle degilim. Hayatımda uydugum kesin kurallarım var. 1.Kuralım: Devletin bana söyledigi hiç bir seye inanmamaktır. Hiç bir seye…

    Ayrıca bu ülkedeki medya ve basın organlarını pek ciddiye almam. 1.Körfez savası zamanında savunma bakanlıgının gönüllü çalısanlarından fazlası olmamıslardır. Çogunlukla Amerikan hükümetinin halkla iliskiler bölümü gibi çalısmaktadırlar. Onları dinlemem. Ülkeme gerçekten inanmıyorum. Sunuda söylemeliyim. Sarı kurdeleler ve Amerikan bayrakları beni pek aglatmaz.

    Isleri dengelemek için biraz bizi birlestiren seylerden bahsetmek istiyorum. Farklarımızdan ziyade benzer yönlerimizi vurgulayan seyler. Çünkü bu ülkede hep farklarımızdan bahsedilir. Medya ve siyasetçiler hep bizi bölen seylerden bahseder. Bizi birbirimizden farklı yapan seyler. Bütün toplumlardaki yönetici sınıflar hep böyle çalısır. Geri kalan insanları bölmeye çalısırlar.

    Zenginler parayı alıp kaçmak için alt ve orta sınıfları birbirine kırdırırlar. Oldukça basit bir sey ve hep ise yarar. Farklı olan herhangi bir sey hakkında konusurlar. Irk, din, etnik ve milli geçmis, is, gelir, egitim, sosyal statü, cinsiyet. Birbirimizle kavga etmemiz ve onların bankaya gidebilmesi için herhangi bir sey.

    Bu ülkedeki ekonomik ve sınıfları nasıl tanımlarım biliyor musunuz? Üst sınıf bütün parayı elinde tutar ve hiç vergi ödemez. Orta sınıf bütün vergileri öder ve bütün isleri yerine getirir. Fakirlerde orta sınıfı ürkütmek için vardır. Çünkü “islerine” gitmeleri gerekmektedir.

    Politikacılar bu kelimeyi bilirler ve sizin üzerinizde kullanırlar. Politikacılar geleneksel olarak üç seyin arkasına saklanmıslardır. Bayrak, Incil ve çocuklar. “Hiç bir çocuk arkada kalmasın”. Oh, öyle mi? Kısa zaman önce onlara üstünlük saglamaktan bahsediyordun. “Avantaj”.”arkada kalan”. Biri burda hızını kaybediyor.

    Ancak bir sebebi var. Bir sebebi var. Bunun bir sebebi var. Egitimin rezil oluaunun bir sebebi var. Asla düzelmemesi ile aynı sebep. Asla düzelmeyecek, bosuna beklemeyin. Elde ettiginizle mutlu olun. Çünkü bu ülkenin sahipleri bunu istemezler. Gerçek sahiplerinden bahsediyorum. Büyük ve zengin…

    Gerçek sahipleri ; Her seyi denetleyen ve her seye karar veren büyük ve zengin… Is hissedarları. Politikacıları unutun onlar önemsiz. Politikacılar size seçim hakkı tanındıgı fikrini sürdürmek için varlar. Hakkınız yok. Seçim hakkınız yok. Sahipleriniz var. Size sahipler. Her seye sahipler. Bütün önemli topraklara sahipler. Kolektif sirketleri denetliyorlar ve sahipleriler. Uzun zamandır senato, meclis, hükümet binaları, belediyeleri sahipleriler. Hakimler arka ceplerinde. Bütün büyük medya ve haber sirketlerininde sahipleriler. Duydugunuz bütün haber ve bilgileri denetliyorlar.

    Her sene milyarlarca doları lobilesmek için kullanıyorlar. Istediklerini elde etmek için lobilesiyorlar. Ne istediklerini biliyoruz. Baskalarına daha az ve kendilerine daha çok istiyorlar. Ne istemediklerini size söyleyeyim. Elestirel ve düsünen vatandaslar istemiyorlar. Iyi derece bilgilendirilmia ve egitim görmüs insanlar istemiyorlar. Bu ilgilerini çekmiyor. Bu onların isine gelmiyor. Bu çıkarlarına aykırı.

    Ne istiyorlar biliyor musunuz ? Uslu çalısanlar istiyorlar. Makinaları çalıstırıp, belgeleri yazabilecek kadar zeki ve pasifce git gide taktanlasan islerde, daha az maasla, daha uzun sürelerde, daha az haklarla, fazla mesainin olmadıgı, almaya geldiginde yok olan emekliliklerle çalısacak kadar aptal insanlar.

    Simdide emeklilik maasınızın pesindeler. Emeklilik paranızı istiyorlar. Geri istiyorlar ki sabıkalı arkadaslarına verebilsinler. Ve biliyor musunuz? Alırlar. Sizden hepsini öyle yada böyle alırlar. Çünkü buraya sahipler, bu büyük bir cemiyet. Siz üye degilsiniz. Siz ve ben büyük cemiyete üye degiliz.

    (George Carlin anısına; 1937 - 2008)
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    Canimi en son acitan gunude birlikte sayarsak, sozlerime kulak verin, sizleri temin ederim ki; konu ask ve seygiye geldiginde, karsidaki kisi sizden fiziksel olarak etkilenmiyorsa, ne kadar guvenilir birisi olmanizin, karakteri oturmus, soz... u dinlenir birisi olmanizin ya da esprili, sevecen bir insan olmanizin , yani insan gibi insan olmanizin palavra oldugunu anladim, benim aradigim sevgi,ask, huzur ve insanlik diyenlerin ne kadar adi insan olduklarini ve sizi uzaktan tanidiklarinda tanismak icin can atarken , sizi gorunce fiziksel olarak begenmediklerinde, bu insanlarn en cok nefret edilmesi kisiler oldugunu da anladim…
    ···
  16. 16.
    0
    Bazı şeylerin gitmesine izin vermek işte bu nedenle çok önemlidir !..Onları serbest bırakmak, gevşek olanı kesmek..! insanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor !..Bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz ; Hiç... bir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını.. Daireyi tamamla, gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için ; Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul..! Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen ' O ' ol...

    Paulo Coelho
    ···
  17. 17.
    0
    Artık gözlerine bakınca eskisi gibi avunamıyorum. Güneşe dayanamıyorum artık Milena geri dönmeliyim, geri dönmeliyim. Yolunu kaybetmiş bir hayvan gibi gücümün yettiğince kaçıyorum. Ama onu da gittiğim yere zütürebilir miyim diye düşünere... k kaçıyorum. O belki gittiğim karanlıkları aydınlığa çevirebilir... Neler olduğunu sen de benim gibi bir türlü tam anlamıyorsun. Büyük bir coşku ile karşılaşınca delirecek kadar ürperiyorum. Bir şey istiyorum, gürültüden, kalabalıktan uzak karanlığımda kendi başıma kalmak. Bir yerlere gizlenmek istiyorum bu isteğim ardından gitmek istiyorum..

    Bendeki bu coşku bir yanardağın patlaması gibi olduğundan elbet dinecek bir gün. Ama bu coşkuyu oluşturan güçleri içimde taşıdığımı bilmek çok korkutuyor beni. Zaten yaşamım korkulara bağlı beni vareden bu korkular onlar yok olursa ben de yok olurum. Benim böyle olduğumu sen de biliyorsun, hatta böyle olmasaydım benimle bu kadar ilgilenir miydin? Patlamalar şu an bitmek üzere aslında mutlu olmam gerekiyor ama bunların her zaman olacağını bilmek korkutuyor beni..

    Gözüm açıldı artık Milena, ama “beni bırakma” diyen yakarışmalarımı düşünüp de acı çekmene gerek yok. Bu konuda senin ateşin hala bütün gücü ile aydınlatmakta yüreğimi. O yüzden düşüncelerimde değişen bir şey yok. Ancak bu durumun ne senin için ne benim için kötü bir durum. Çünkü söylenmesi gereken en küçük doğru söz ilk söylendiğinde beni yıkmaya tepetaklak yuvarlamaya yeterlidir... "

    Milena`ya Mektuplardan – Frans Kafka
    ···
  18. 18.
    0
    Size hic evliligin ne OLMADIGINI anlattilar mi?

    Evlilik; onlarca samimiyetsiz yuzlerin bir araya toplanip , tanimadigin adamin birinin ve onunda tanimadigi adamin birinden aldigi yetkiye dayanarak , onunuze uzatilmis bir kagit parcasina ilko... kulda ogrendigin acaba hangisi daha guzel diye saatlerce tekrarlayip attigin imzalardan herhangi birisi degildir. Ya da hemen arkasindan gelen, 3. lig amator bir sevisme sonrasi nasil yaptigini bile hatirlamadigin bir cocugun 2 yil sonra ortaya birakilmis halide degildir. Evlilik daha once hic yanaklarinda avuclarini hissetmedigin, gozlerine bakinca aglamakli olmadigin ya da yuzunde yuzunu gezdirmedigin , kocaman opmedigin bir sevgilinin, ayni evi paylastiginda, aslinda cok farkli bir kisi oldugunu anladigin zaman bu sen degilsin diye kendi kendine evrim gecirmis halinde degildir…

    Ceyiz, kina, soz, nisan, dugun gibi inatla, adeta duygusal baski ile dayatilan toplumsal ogretilerden nasilda nefret ediyorum. Evlilik; matematikte bir bilinmeyeni bulmaca oyunu oynar gibi ,acaba hangi adetleri yerine getirirsek , o bilinmeyeni bulmus oluruz endisesi icerisinde , kavgayla sonuclanan bir duzensizlikte degildir.. Evlilik, samimiyetsiz yuzlerin dugunde giyilen kiyafetleri elestirmesi, takilan paralarin miktari, yuzuklerin ne kadar degerli oldugu ya da onlarca batil inancin eglence adina surekli tekrarlanmasi da degildir. Konu sadakat ve bagliliga gelince, evlilik; atilan imzalar, takilan takilar, duygusuz tebrikler, isteksiz gerdekler, luzumsuz korna calmalarda degildir…

    Evlilik , bas baglamaca oyunu, kizliktan cikmaca oyunu, delikanli olmaca oyunu ya da duygulari satin almaca oyunu degildir, hele hele cocuk yapmaca oyunu hic degildir. Evlilik bir cok kisinin dusundugu gibi ve ebeveynlerinizin bu cocugun sevisme cagi geldi artik diyerek gezindigi, kapi kapi dolasmaca oyunu da degildir. Evlilik; bu yozlasmis duzenin sana zorla kabul ettirmeye calistigi, ve onlarin dusundugu gibi yapmaz isen kendini kotu hisset diye ugrastigi bir kurum da degildir. Evlilik; yukarida da belirttigim gibi 3. lig bilemedin 2. ligde on siralardan sevismek icin sana bedava uzatilan kombine bilet de degildir.

    Evlilik; sen bunlari okurken ama ama toplumumuz boyle istiyor, ne yapalim, bizde onlara bagliyiz diye acinasi yakarislarinla hala o duzenin bir parcasi olma ihtiyaci duydugun sefillikte degildir.
    ···
  19. 19.
    0
    Hiç yalnız hissetmedim kendimi. Bir odada tek başıma kaldım, intiharın eşiğinde. Kendimi çok kötü hissettiğim oldu, ama hiçbir zaman birinin odaya girip kendimi daha iyi hissetmemi sağlayacağını düşünmedim. ya da birkaç kişinin. Başka bir d... eyişle, yalnızlık beni hiçbir zaman rahatsız etmemiştir, çünkü yalnız kalmaya doyamam. Ben kendimi insan dolu bir odada ya da tezahürat yapan seyircilerle dolu bir tribünde en yalnız hissederim. Ibsen'den bir alıntı yapacağım: "En güçlü insanlar genellikle yalnızdır." Hiçbir zaman içimden, "şuh bir sarışın içeri girip beni düzecek, taşaklarımı ovacak ve kendimi daha iyi hissedeceğim," diye geçirmedim. Hayır, onun hiçbir yararı olmaz. insanları bilirsin, "Hey, Cuma akşyokı, ne yapacağız? Burda kös kös oturacak mıyız?" Evet, kesinlikle. Çünkü yok dışarıda bir şey. Aptallık sadece. Aptal insanlarla fingirdeyen aptal insanlar. Geceye koşa koşa çıkmak gibi bir ihtiyaç içinde olmadım hiçbir zaman. Barlarda gizlendim, çünkü fabrikalarda gizlenmek istemiyordum. Hepsi bu. Milyonlarca insan adına özür dilerim, ama ben kendimi hiçbir zaman yalnız hissetmedim. Kendimden hoşnutum. Bildiğim en iyi eğlence kendimim. Biraz daha şarap içelim!

    Charles Bukowski
    ···
  20. 20.
    0
    Karşınızda basit bir vodvil gönüllüsü var. Vicdanının hem kurbanı hemde katili olarak savaşan bir gönüllü. Yüzümdeki bu maske vasat bir görüntü yaratmak için varolan kostüm parçası değildir. Herneyse.Bu görüntü geçmişin vahim vesaitlerinden çı... kmış, vahşete karşı koyan birinin görüntüsüdür.Bu,kokuşmuş bir trenin aşağılık veba saçan uşaklarına karşı vakurla karşı koyan biridir. Verilecek tek karar intikamdır.Bir kan davası ve bir amacı var, boşuna değil. Değerler ve dürüsütlük vakti geldiğinde kazanacak ve zulüm son bulacak biliyorum.

    Bu maskenin altında etten daha fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var, Bay Creedy. Ve fikirlere kurşun işlemez.

    V For Vendetta
    ···