bu da böyle bir anımdır

beyler ve bayanlar. merdivenden kayanlar. yıllar yılları eskitmiş, ortaokul, lise, öss derken hayallerimi süsleyen üniversitenin pgiboloji bölümüne yerleşememiş, teselli ödülü olarak başka bir üniversitenin pdr bölümüne yerleşmiştim. patoloji, kişilik kuramları, davranış bozuklukları vs hangi ders çıksa gelişine voleyi çakıyordum. en nihayetinde insanın pgibolojisini giben dersler bitmiş, 4.sınıfa gelmiş, teorik bilgileri ve taktikleri almış, ilk avı için yollarda hafif semptomlu vakalar arıyordum. semptomu geçtim annesiyle bulaşıkları yıkama konusunda tersliğe düşmüş ve bu ara hassaslaşmış birilerine bile razıydım. girmediğim kafe, bakmadığım sınıf, ilan vermediğim direk kalmamış, tuvaletlerin kapılarını düşünecek duruma gelmiştim. velhasıl bulamadım. artık pes etmiştim. danışma yaptığıma dair ses kaydını vermek için sadece 12 saatim kalmıştı. giberim danışmasını diye söylene söylene evin içinde dolanırken olayı yaran olaylar yapan kapı zili nihayet çaldı. \\\"buldum buldum\\\" diye kız arkadaş girdi içeri. dıbına koduğumun sanki yer çekimini buldu.
-bak dinle olum, simdi senin bu danışmada görüntü kaydı olmasa da olur değil mi?
+evet..
- hıh işte bi odayı boşaltalım ses yankı yapar al sana danışma odası, ee danışan da ben olurum.
+vay mk nasıl düşünemedim bunu. çok aptalım.
\\\"ulan bu kız deli olmaya deli hazır elinde vaka da var incele işte\\\" diye düşünüp gece gece odadaki eşyaları dışarıya çıkarmaya başladık. dolaptı, bazaydı derken odayı komple boşalttık. danışma ortdıbını sonunda yaratmıştık. karşılıklı sandalyeleri çektik, ses kaydını açtık, 40 dakika sürecek ses kaydını 3 saatte çektik ama sonunda oldu. bitmişti, bu kadardı işte. başarmıştık. mutluydum. terapi dediğin böyle olurdu.
-bundan sonrasını kısa geçmek istiyorum.
sabah kalkıp iyi bir iş çıkarmamın verdiği sevinçle sırıta sırıta okula gittim. ders hocası tek tek ses kayıtlarını dinleyip analiz ediyor. neyse sıra bana geldi açtı dinliyor bende hemen dibindeyim. bizim kızın her söylediği duygu durumuna yapıştırdığım cevaplardan sonra gururla hocanın suratına bakarak gerçek bir pgibolog olduğumu düşünürken yanılmıyorsam 37. dakikalarda \\\'\\\'aşkım yeaa gene olmadı\\\'\\\' diye bir ses geldi. hoca dondu, ben dondum, sınıf dondu kainat durdu o an. kulaklarımda o ses yankılanıyor mk. mini minnacık hoparlörlerden çıkan ses, kulaklarımda belediye hoparlörlerden 75 hektarlık üniversitenin tüm sınırlarını sese boğmuş gibiydi. daha fazla devam edemicem.

edit: bu dersten dolayı üniversiteyi uzatmalı bitirdim.

Gel dinle moruk gel. Çok nadir olan bir şeydir bu benim hatıralarımdan birini anlatma olayım. iÇiMDEN GELDi gel kaçırma.

Rez - şuku - tak - püsür istemez. Tek nefeste bitiriyoruz. %100 gerçektir.

Moruk zamanında bir hatunla takılıyorduk (üniversite 1 gibi.) Kızı da seviyordum yalan yok. Ailesi ile tanışayım bir an evvel adını koyalım olayın diyordum. Kız da uygun bir zaman olursa haber veririm gelir bizimkilere kendini biraz gösterirsin diyordu.

Neyse bir zaman sonra annesi hastalandı. Dedim kendi kendime ulan killergeek o gün geldi çattı. Haydi göster kendini.

Yaptırdım çiçeği ziyaret ayağına bunlara gittim. Babasına beni “okuldan iyi bir arkadaşım” olarak tanıtmıştı. Güzel dileklerimizi sunduktan sonra ben gideyim dedim. Babası, “onca yol geldin, düşünceli bir çocuksun saol, bir kahvemizi iç öyle git delikanlı” dedi. Peki dedim. (içimden de işler yolunda gidiyor diye seviniyordum.)

Kız kahveyi yaptı babasına ve bana yanına da nane likörü getirmiş. (Ufak shot bardakta hazırlamış. Ne alaka şimdi bu amk demiştim kendi kendime.)

içmeye başladım ama normalde yudum yudum içilmesi gerekiyormuş. Bir yudum kahveden bir yudum likörden, adet böyleymiş ama ben shot bardağı görünce her halde böyledir diyerek tek attım. Kahveden bir yudum aldım.

Likörüm tekten bitince hatunum kalktı ikinciyi doldurdu. Ulan ilk defa kahve yanına likör ikram edildiğini gördüm, ne bileyim usulü nedir amk yine shotladım. Kahveden bir yudum çektim. (Bu sırada muhabbet dönüyor, babası bir şeyler soruyor, cevaplıyorum.)

Hatun üçüncü bardak likörü de kalktı doldurdu ama kaş yapıyor göz yapıyor... Ulan ne oluyor anlamıyorum ki. Neyse üçüncü shotı da çaktım.

Kız yine doldurmaya niyetlendi kalktı dedim ki “dur sen zahmet etme, ben koyarım.” Babası da sanki bunu bekliyormuş gibi “yok kızım sen doldur” dedi. (Sanki sesinde bir gariplik mi vardı?)

Neyse ne moruk, kız doldurdu dördüncü shotı. Şişeyi de aldı mutfağa zütürdü... (içimden, ulan geriye kalan bir yudumluk likör amk getir de bitsin diye geçirdiğimi hatırlıyorum ahahahhha)

Son shot ile kahvemin son yudumunu da içtim. Kız bir ara mesaj atmış “seninle birazdan görüşürüz” diye... Anlam veremiyorum tabi. Babasına ayıp olmasın diye telefondan nedenini de soramıyorum.

Velhasıl kelam muhabbet bitti, kahve bitti (Bir şişe likör de bitti evet.) ben müsade alayım dedim ama babası yine laf sokarcasına, “oğlum bu halde kendin gitme ya ben bırakayım ya da sana taksi çağıralım” dedi. Ben de saf saf “yok ya saolun, zahmet olmasın ben giderim” dedim.

Gel zaman git zaman hatunumun annesi iyileşti, olayların üstünden de 1- 2 ay kadar vakit geçti, bizim aşk işi biraz daha ciddileşti.

Kız, bir ilişkisi olduğunu babasına söylemiş. (Beni yani.) Babası da o kişinin ben olduğumdan habersiz “gelsin bakalım delikanlı kimmiş bir göreyim kendisini” demiş. Hatun bir akşam çağırdı, çiçeğimi yaptırdım yine güzelce gittim.

Babası beni görünce delirdi ulan arkadaş ya... Amk adamı “benim kızımın ayyaşla, sarhoşla, içkiciyle işi olamaz, derhal ayrılacaksınız” dedi iyi mi? UNUTMAMIŞ O LiKÖR OLAYINI... Vay arkadaşım ya amk olaylara bak. Yaka paça attı beni evden ahahahaha ulan sinirlerim bozuldu ya bak yine.

Hatun da hemen satmıştı beni, babam izin vermiyor diye hahahaha ya amk omurgasız kızı... Ayrıldık böylece. Başta üzüldüm ama kim giber ciddi ilişkiyi amk o zamandan sonra da SADECE TAKILMA KARARI ALDIM! Felsefemi de “çak geç” olarak değiştirdim. Evleneni gibsinler. Keyfim yerinde benim.

EVET AYNEN BU DA BÖYLE BiR ANIMDIR!!!

Sosyal mesaj köşesi: Alkol şifa değildir, bilakis hastalık vericidir. Bir de kızdan ayırabiliyor. Kız gitmesin diyorsan gizli gizli içeceksin moruk.

Not: Babasının derdini gibeyim!