böyle şansın adaletini sikmek

yirmibirinci hayatımdaki kadar nazlı olmamışımdır hiç bir hayatımda. çünkü çin hayvanat bahçesinde dişi panda olarak dünyaya geldim. çocukluğum ve gençliğim güzel geçti. sabah akşam okaliptüs yaprakları yeyip , gelen ziyaretçilere komiklikler şakalar yaparak geçti. ama hiç bir mutluluğum gibi bu da uzun sürmedi. neslimizi kurtarmaya and içmiş bilim adamları namusuma göz diktiler. nerden geldiği belirsiz oğlan irisi erkek pandaylan aynı kafese bıraktılar beni. sırf beni gibe gibe çoğaltsın diye. öyle yağma yok , daha ilk günü kafasını gözünü patlattım binin.
fazla naz aşık usandırdı , gibe gibe öldürdü beni jumbo. üreyemediğimiz gibi bir kişi eksildik... yapacağınız işi gibeyim.

22. hayatımda zengin arap şeyhiyim.. haremim bile var amk. süt gibi kızları lüleden emiyorum..
para gani gani , para kum bende.. boş vakitlerimde gibime daşşağıma sürüyorum riyalleri , dinarları...
bu kadar parası olan herkes şımarır. hayvanları severim , doğum günü hediyesi olarak kutup ayısı istemek benim de hakkım amk.
mecbur getirecekler , kaç paraysa veririz icabında dememe kalmadan , soğutmalı konteynırı çekiyorlar çadırın önüne... işte bu diye düşünüyorum... bundan sonra hangi şımarıklığı yapsam?
nargileyi çektiğim gibi soğuk konteynere atıyorum kendimi. gibtim seni kutup ayısı... sıyırdım entariyi yaklaştım gülbeyazın yanına...

erkek kutup ayısı getireni çadırdan kovmak lazım , tabi sex sonrası hayatta kalırsam.
o bişey değil de milletin diline düşecem asırlar boyu.. talihimi gibeyim.

23. hayatım yine arap yarımadasında başladı. Deve olmak aslında kolay , zor olan kabız olmak.
develer kabız olduklarında dübürlerine yağ sürülür kolay hacet gidersin diye. Doğuştan kabızlık var bende. Her gün muntazaman yağlarlar benim zütü. yoksa koşamam karnıma ağrılar girer. benden vazgeçememelerinin sebebi ise çok fazla zeki olmam.
bir deveye göre atom mühendisi sayılabilirim. o derece bilgim tecrübem var. hendek bile atlarım doğru bileşenler olursa. Sahibim beni çok sever , oturmasını kalkmasını bilirim. tek heceli kelimelerle eğitim aldım.

yine kabız olduğum bir gün , arap beni yağlıyor. bende bağırıyorum , "fiytuuuuu , miytuuuuu , uuuuuu" , sahibim , benim zütü yağlayan arap'a şaka yapmak amaçlı "kıh" diye bağırıyor. "Kıh" dendiği zaman otururum , böylede eğitimliyimdir.
cort diye oturunca , yağlı dübür ,arabı lök diye içine çekiyor...
yandım allah koşuyorum , koştukça arap daha derinlere kayıyor , arap derine kaydıkça koşuyorum... hörgüce kadar geldi entarisini gibtimin..

aceleyle beni oracıkta kesip arabı kurtarıyorlar.
mundar oldum huur çocukları , etimi dağıtaydınız fakir fukara sebeplenirdi

24. hayatım çok taktan be. sakat bir çocuğum , parmaklarım yok... Ama evlat , eğer bir yarasaysan ve uyumak için baş aşağı durman gerekiyorsa , o parmaklar sana çok lazım... dik durarak uyumayı öğrendim ancak bizimkiside içgüdü sonuçta.
evet yataktan düşerek öldüm...

25. hayatımda yükseklik korkusu olan bir zürafa olarak buldum kendimi. çocuklukta boy kısa olduğu için bişey anlamıyosun ama ergenlikte acaip boy attım... nasıl tırstığımı anlatamam , düşecekmiş gibi oluyosun.. kafayı eyerek dolaşmaya başladım etrafta, ama yiyecek bir şey bulamıyorum.. karnımı doyurmak için kaldırıyorum başımı , iki üç yaprak yiyemeden başım dönüyor , gözüm kararıyor , kusuyorum. yahu bu nasıl bir yaradılıştır diye isyan ediyorum.
sen misin isyan eden , yine başım dönmesin diye domala domala gezdiğim bir gün başka bir zürafanın tecavüzüne uğradım.
ağzımdan çıkıyodu amk... allahtan hemen öldüm

tenya olmaktan daha taktan bir şey varsa o da 26. hayatında bağırsak tenyası olmaktır.
tıyniyetini gibtimin gavatının içinde tenya olarak dünyaya geldim. pis boğaz neler yemiyor ki. ama dıbına koyduk aşiretle beraber.
kilo aldırmamaya and içtik. gönderiyor besini , hop tüketiyoruz ... böldürmüyoruz atp leri , işletmiyoruz mitekondrileri ki enerji alamasın bin kurusu... ah o elim gün..
nasıl bir ilaç içtiyse pekekent , resmen disneylandda sanıyoruz kendimizi. bağırsaktan bir kayışımız var , zannedersin aqua parkta animasyon ekibindeyiz... bütün aşireti sıçtı ben korktum tutundum çeperlere.
tuvalet kağıdıyla ezdi beni , aaa bi dakka lan bu kağıdı tanıyorum ben.

27. hayat... tekrar insanım.
ücret karşılığı insanların sex yapmasına olanak sağlayan zenci bir iş adamıyım.(pekekent..) sanırım amerika burası..oh özgürlükler ülkesi.2,5 kilo eroini yurtdışına çıkartmam gerekiyor , karşılığında alacağım parayla holdingi büyütüp , vergi rekortmeni olmama az kaldı. ama 2,5 kilo eroin tanga değilki züte giyip geçesin kontrolden. prezervatiflere koyup yutuyorum eroinleri. karnımda biraz şişlik oluştu aslında ama önemli değil.
şimdi siz zannediyorsunuz ki , karnımda patladı eroinler , bende altın vuruştan geberdim... yo yoo , o şanslı kuryelerin başına gelir.

uçakta çok sıkışıyorum , ama öyle böyle değil. sıçtım sıçacam... diyorum "tuvalete gideyim , sıçayım , tekrar yıkayıp yutarım , bağırsaklarıma gelmesi uzun zaman alır nasolsa " ... böyle düşünüyorum çünkü çok zekiyim.

sıçıyorum eroinleri ve o anki rahatlıkla basıyorum sifona... uçak tuvaletinin sifonu sen ne yaman emiciymişsin arkadaş.
pişman olmama fırsat bile vermiyor , gitti mallar.
boynum bükük iniyorum uçaktan ve buluşuyorum alıcıyla... hikayeyi olduğu gibi anlatıyorum ama yemiyor tabi.
canlı canlı adam gömüldüğü nerde görülmüş lan? elveda vergi mükellefliği...

28. hayatımda deniz yıldızı olmuştum. pek bir hareket yok , sabah akşam dalga nereye biz oraya.
gel gitler esnasında karaya vurduğumuzda aklımı çıldıracaktım. binlerce deniz yıldızı koskoca kumsalda yanyana yatıyor ve ölmeyi bekliyorduk. aslında çığlık atıyordu herkes ama ses tellerimiz olmadığı için duyuramadık sesimizi.
yanımıza yaklaşan bir adam bizi sıradan denize fırlatmaya başladı. oha dedik işte kurtarıcımız geldi. herkesin içini bir umut kapladı bir anda. ama uzun sürmedi. her taku bilen bir huur çocuğu kurtarıcımıza yaklaştı ve şöyle dedi;
"neden deniz yıldızlarını okyanusa atıyorsun? , kilometrelerce sahil , binlerce deniz yıldızı var , ne fark eder ki?"
bizimkisi bana doğru uzandı , heyecandan kalbim patlayacak gibi , sonunda kurtuldum diye düşünürken , yanımdaki deniz yıldızını aldı ve denize fırlattı... şöyle dedi " onun için farketti"...
karizmasını gibtimin binleri , bi lafa tutuşmasaydınız benim için farkedecekti... şovunuzu gibeyim... kurudum kaldım.

ne zaman kızılderili olacam diye bekliyordum. kısmet 29. hayataymış.
bilirsiniz kızılderililerin isim almaları için erkekliklerini kanıtlayacak cesurca bir şey yapmaları gerekir. işte tam olarak sorun buydu. kendimi hiçbir zaman erkek gibi hissedememiştim. çocukluğumdan beri zikim en büyük derdim olmuştu. geceleri gizli gizli annemin çadırına girer savaş boyalarıyla dudaklarımı boyar , tüylü başlığından tokalar, kolyeler yapardım.. artık 18 inci yaşıma girdim. sabaha benden bufalo avlamamı bekliyorlar , hemde mızrağım olmadan... hayırlısı bakalım...

bütün gece uyku tutmadı... sabah saldılar beni ovaya , uzaktan izliyorlar.. bufalo sürüsü tam karşımda... korkudan 3 kere altıma sıçalı daha 5 dakka olmadı.. enayi değilim , gidip büyük bir bufaloyu boğamıyacağımın farkındayım. bu yüzden yavru olanlara göz dikiyorum. yavaşça yaklaşıp kavrıyorum boynunu binin... resmen güreşiyoruz, bir sağa bir sola yatırıyorum ipneyi...
derken birden boyumun uzadığını hissediyorum... ohaa çok cesurca davrandığım için ulu manitu beni ödüllendirdi...
aha skimi ödüllendirdi , yavru bufalonun annesi takmış boynuzu benim züte , meşale gibi dolaştırıyor bedenimi. adeta bizim kabileye ders niteliğinde... zütte boynuz , kalbimde yara.. zevke dalarak ölüyorum... bir kızılderilinin ismi sonsuza kadar yaşar.. mezar taşıma bakan gelecek nesillere ders niteliğinde.."delikli boynuz"... vereceğiniz ismi gibeyim

30. hayat.. kızılderililikten kurtulamadım. bu sefer şefin büyük oğluyum.. ismim "yılan korkutan"..övünmeyi pek sevmem ama ismimi nereden aldığımı anlamışsınızdır.. damızlık kızılderili gibi bir yaratığım.. kabilede zikmedik manitu bırakmadım... ulu manitu hariç..o olmaz.
"delikli boynuz" efsanesiyle büyüdüm , bu kahraman ileride dönüşeceğim savaşçının ilham kaynağıydı... tek başına bufalo sürüsünün arasına girer ve bir hamlede en kuvvetli aygırın kalbini söküp canlı canlı yermiş... vay be delikli boynuz , ismini nasıl hakettin acaba? sana saygı duyuyorum...

aha beyaz adamlarda geldi... "nerde lan ateş suyu keraneciler" diye takılıyorum beyaz adama..son zamanlarda aramız iyi , al ateş suyunu ver altını..mal lan bunlar , altın nedir, her yer altın...

ateş suyunu içince bana bi haller geliyo.. çok neşeli oluyorum... beyaz adamın ses çıkaran ateşli çubuğu var, hep yanında taşıyor.. bizde de var böyle enstrümanlar.. size bir şeyler çalayım..aha borusuna üfleyip , düğmesine basacaz heralde , mal değiliz.
manitu çağırdı gitmem lazım... huur çocukları bu mu lan medeniyet , barutunu gibtiklerim...
geliyorum delikli boynuz bekle beni... hakkaten lan ismini nasıl aldın acaba?

31. hayat deyince hemen terbiyesizleşmeyin. kır çiçeğiyim bu hayatta. ince ve narin bedenimden yayılan kokular , arı kolonilerinin başını döndürecek nitelikte. eğer bu hayatımda insan olsaydım kesinlikle prenses olurdum.. gece olunca üşürüm , etraftaki çalılar beni korumak için yapraklarını uzatırlar. doğa beni sever beni korur.. koçum doğa hep böyle kal..
sabah oldu , yine kokmam lazım , sevimli arıların bal yapması gerekiyor..bal yapsınlar kovan kovan , çocuklara şifa olur.

ama işte yapmayacaktın bunu doğa.. üzerime sıçmayacaktın inek.. hiç destansı olmadı.
üzerine inek taku düşerek can veren kaç kişi olabilir?

32.hayatımı skim.. ulan ne gibim sonik hayattı.. hiperaktif bir kaplumbağa olmak ne demek bilir misiniz? içim içime sığmazdı, sürekli hoplamak zıplamak , sex etmek , koşmak isterdim... doğanın kanunu bu , yavaş hayvanlarız. yapacak bir şey yok. içimdeki yangını söndüremedim. en çok bu hayatımda ölmek için dua ettim.ama nafile , 167 yıl sürdü çileli ömrüm... içimden bakınca ninja kaplumbağa var , dışımdan bakınca 70 yaşında çük...

sanayi devriminin çarkları arasında ezildim..
ironi yapmıyorum ulan , tren raylarında öldüm.

33.hayatımda tam bir malım... fransada esnaflık yapıyor terlik pabuç satıyorum.. millet bir anda gaza geldi , dedim la noliy?... devrim yapıyorlarmış.. halk komünler kurmuş , oturmuşlar bik bik toplantılar moplantılar... bide mahallelere barikat kurmuş ipneler , müşteri yok sinek avlıyoruz.. esnaf kan ağlıyor.. esnaf şaşkın , aslanım esnaf... ulan dedim bu böyle olmaz , taş mı yiycez akşama.. aldım bi kaç arkadaşı önce devrimcileri dövdüm... oh olsun binler , hem alışveriş yapmeyo hem tükanın önünü kapatıyo ayı oğlu ayı.. sonrada gittik barikatları açtık müşteri gelsin diye... sağolsun polis abiler gelip ortalığın dıbına koydular...
e hani terlik pabuç?
polisler almadı... ucuz mal sattığım için zenginlerde almadı... fakirleri de ben dövdüm... hakettim amk açlıktan öldüm.
uç uç böceğim annen sana terlik pabuç alacak... yarağımı alır

34.hayattan umutluydum.. kocaman bir sürüde kuzuyum çünkü... çoban boruya üfleyip ses çıkarıyor , bizde takip ediyoruz, afferim çoban , ne güzel çalıyosun... çıktık yine otlamaya , anamın yanından ayrılmam... ayrılıpta bir klişeye kurban gidecek göz yok bende... sürüden ayrılanı kurt kaparmış gibi bir atasözüne gizli özne olanı gibsinler... bütün gün o ot senin bu çimen benim geziyorum zıplayarak..o da ne , koca zütlü inek gelmiş yine çiçeklerin üstüne sıçıyor.. ahahahaha çok gülüyorum ben bu olaya , şu çiçeklerin dili olsa da konuşsa..

noluyo layn?

insanların kuzu etini sevmesini anlarım , bunun için sürü besleyerek çoğalmamıza imkan vermeniz ve besin zincirinin tepensinde olmanızı da anlarım... boğazlandıktan sonra derimin yüzülerek camekanda sergilenmesini anlamak için kendimi zorlarım.
ama beni sergilerken zütüme karanfil sokmanız beni üzer... amcık hoşafları

35.hayat... komedi/drama hayatım... evet palyaço oldum.. halk arasında paryanço , polyaça ve hatta paylanço diye de anılır.. dünyanın en gereksiz sirkinde çalışıyorum. türlü türlü şebeklikler, komiklikler... içten içe çok sinirli bir yapım var , çabuk parlarım..ama mal insanlar beni anlamaz , çünkü suratımda gibimsonik bir ifade var , boyaynan güldürmüşler beni.. zevksiz binler.

trapezci hatun var bir tane.. yanığım ona.. nasıl güzellik lan bu , boya posa bak maşallah.. trapezdeki eşi ivan , kesin aralarında bir şey var. yedirmem sana hatunu taklacı ivan.
siper aldım izliyorum.. plan basit , ivanın donuna pireler attım... zütü çok kaşınacak ve elbet bir eliyle donu zütün aradan kurtarma hareketi yapacak.. zevksiz ivan , bin ivan...

kız tam ivana doğru atladı trapezden , tut ivan tut - ivan kızı tut...
zütü kaşımanın sırasıydı pekekent.. uçtu ilik gibi hatun..oha bu tarafa geliyor - gel yavrum gel , başıma gelen en güzel şeysin.

36.hayatımda tak böceği oldum. hemen iğrenmeyin lan rızkımın peşindeyim..
olayım basit , tak bulacaksın , toparlayacaksın , yuvarlaya yuvarlaya yuvana zütüreceksin... artık akşam mı yersin , sabaha kahvaltı mı yaparsın orasını bilmem.. sıkıcı hayatıma renk gelsin diye uzak diyarlarda arıyorum taku.. işin zor kısmı , ihaleyi aldıktan sonra emtiayı eve kadar taşımak.bu işte tam bir profesyonelim. diğer türdaşlarım gibi taku iteleyerek nakliye yapmıyorum, çıkıyorum takun üstüne iki ayağımla küçük ve hızlı adımlar atarak sürüyorum. işi eylenceli hale getirmek lazım değil mi?

aha kedi geldi yine sıçmak için çukur kazıyor. mal kedi...
kapat üstünü kapat huur çocuğu , sırf bana ipnelik olsun diye yapmıyosa ne olayım. ama bu sefer yemezler , sen üstünü kapatamadan bi koşu gidip alırım ben.

alamadım.. beni sıçması 3 gün sürdü minnoşun.. mezarıma toprak atarken ağlıyormuydu lan?

kelebeğin ömrü kısa ama bir o kadar da güzeldir derler... yarağımı yesinler... karşınızda 37. hayat..

çırpınıp durdum tırtılken..o yaprak senin bu yaprak benim , kemirdim durdum. amacım kozaya girip muhteşem bir kelebek olarak yeni bir hayata gözlerimi açmak. çok şey mi istedim ulan.
işte vakti geldi.. yediğim yapraklar meyvesini veriyor , içgüdüsel olarak kozalıyorum kendimi... kıskananlar çatlasın amk.. çok umrumdasınız...

3-5 gün uyudum kozanın içinde , alayını skerim lan... sonunda yırttım kabuğumu... o da ne muhteşem renkli kelebek oldum... biliyodum lan biliyodum...

kanatlarım bir harika... mcuk mcuk aslan kanatlar... hadi uçalım..
yorulunca durmasını bilmek lazım , hayat uzun değil malum... şurada kamış var , adeta dinlenme tesisi... peh peh heybetine kurban olurum...

ulan bu nasıl kader arkadaş... sen git at skini dinlenme tesisine benzet... dinlenme tesisi çiftleşmek istesin... başka bir atın .mcığına sıkışarak öl...
daha iyi günlerim olmuştu... gülme lan oç

38. hayatımı müziğe adamışım... bir rock starın gitarı olmuşum.. usta müzisyen öttürüyor bedenimi.. tellerimden çıkan melodiler aşıkların sex malzemesi oluyor... ustayı kıskanan dinleyiciler "huur evladı" olmakla suçluyor büyük müzisyeni.."huur çocuğu çok iyi abi yaaaa" gibi nidalanıyorlar stara... çal star çal , kulak asma bu itnelere...

saniyede 78 nota basıyormuş geyikleri benim büyük bir motor olduğuma işaret ediyor.. resmen orgazm oluyorum usta... yine çal , titret bağrımın tellerini..

gaza geldi huur evladı.. benden ne istedin bin...
itnelere hava atcam diye kırdın beni , kafamı yere vura vura.
dur lan yakma...

39. hayatımda üç silahşörlerleydim. ama onlardan biri değildim..
kafanız karışmasın , ben dartanyan.. atos-portos-aramis bunlar üç silahşörler. ben yancılarıyım. birimiz hepimiz hepimiz birimiz için amk. kavga mı çıktı mesela , hop atos koyuyor kafayı ben kılıçtan geçiriyorum pekekentleri , aramis hani bana hani bana diyor.
ortamımız çok süper. sulu kuru her türlü yol var.

yalnız portos biraz içine kapanık. konuşmuyor benimle. kavgalarda falan da uzak durmaya çalışıyor. devamlı diğerlerini köşeye çekip fısır fısır konuşuyor huur çocuğu... pis portos.

doldurmuş diğer ikisini... fişeklemiş bana karşı.
hani lan hepimiz birimiz içindi? hepiniz birimize girerseniz olmaz.. delikanlılığa sığmaz.
bak dinliyomu...

40. hayatım (bkz: döverim dedim)