1. 176.
    +1
    reserved devam devam devam
    ···
  2. 177.
    +2
    panpalar dalga geçecek ve küfür edecekler lütfen ilgilenmesin konuyla. dalga geçilebilecek bir sürü konu var. oraya gidin lütfen
    ···
  3. 178.
    +1
    reserved
    ···
  4. 179.
    +1
    yaz yoksa sana 5 tane yollarım panpa
    ···
  5. 180.
    0
    panpalar telefondan yazıyorum idare edin.
    @151 bu gece bitmez panpa.
    ···
  6. 181.
    +2
    anlat amk anlat dayanamıyorum okuyorum yine.
    ···
  7. 182.
    +3
    kahhar geldi diyosunda bende rahatlıyorum o kadar tripteyim yani anlat anlat
    ···
  8. 183.
    +1
    reserved
    ···
  9. 184.
    +4
    Beyler bunu okudum yemin ederim tırsıyorum zütümü duvara sürte sürte ilerliyorum
    ···
  10. 185.
    +1
    lan evde yalnızım kafam güzel amk böyle işin merakla bekliyorum
    ···
  11. 186.
    +1
    Devam devam
    ···
  12. 187.
    +2
    allah'ım madem yarattın takip et
    ···
  13. 188.
    +3
    kusura bakmayın nette sorun vardı giremedim.
    askerliğimin sonuna kadar kendimi hep güvende hissettim. korkan arkadaşlara da elimden geldiğince yardımcı oldum. kahharın varlığını hissediyordum ve kafam çok rahattı. askerliğimin son 3 günü kalmıştı ve çok sevdiğim efendi bir arkadaşımız vardı. son zamanlarda biraz uzaklaştı, garipleşti. ben çıktıktan 7 gün sonrada o çıkıyordu. son günlerimizi hep beraber eğlenerek ve keyif yaparak geçiriyorduk ama halil adındaki bu arkadaşımız hep uzak kalıyordu. önce şüphelendim acaba birşeymi oldu diye. ne kadar sorduysam da anlatmadı. arkadaşım da benim gibi ankarada yaşıyordu. o gece kendine nöbet yazdırmış. yazıcı arkadaşa silahsız nöbet yerine yazmasını rica ettim. sağ olsun dediğimiz gibi yapmış ve koğuşa nöbet yazmış. tabi biz gece uyuyorduk halil nöbete kalkmış nöbetini tutmuş sonra abdestini almış ve namazını kılmış. sonra dışarı çıkmış ve o nöbet saatindeki arkadaşlar bir daha görmemiş. saat 04:00 civarında düdük sesleriyle uyandık. ne oldu yinemi alarm verdim fark etmeden diye düşündüm. kalktığımda herkes dışarı koşuyordu. uyku sersemi üzerime birşeyler giyip hemen dışarı çıktım. kimse ne olduğunu anlamadığı sırada ambulans geçti koğuşların yanındaki yoldan. kesin biri kendini vurmuştur dedim ve sallamadım. ama meğerse halil elektrik direğine kendini asmış. okadar üzüldüm ki can ciğer arkadaşımdı sonuçta. üzüntüden yine kalp krizi geçiriyordum ve acilen yine hastaneye kaldırıldım. geçirmeden müdahale etmişlerdi ama yine de iyi değildim. hastanede ilaçlar verilince direk bayıldım zaten. gözlerimi açtığımda yine yatıyordum. oda karanlıktı ve boştu. benden başka kimse yoktu. "rüya gördüm sanırım" dedim kendi kendime. sonra "hemşire hanım" diye seslendim bir kaç defa. kimse gelmedi. yataktan doğruldum ve yürüyebilecekmiyim diye denedim. ayaklarım tutuyordu. kapıya kadar yavaş yavaş gittim ve kapıdan kafamı uzattım. koridorda da kimse yoktu. hemşirelerin oturduğu odaya gittim. kapıyı çaldım ses gelmedi. kapıyı yavaşça aralayıp uç taraftan baktım. televizyon açıktı ama hiçbir kanal çekmiyordu. karıncalı görüntü vardı. kapıyı biraz daha araladığım da 2 tane hemşire ayakta arkaları dönük bekliyorlardı. o an korkmaya başladım. kısık sesle "hemşire hanım" diyemeden birden arkalarını döndüler. kapıyı hemen çektim ve kapının kolunu yukarı doğru tuttum. diğer elimle hemen muskama baktım ama muskam yoktu. çok korktum ne yapacağım diye düşünüyordum ve kapının dibine geldiler. hissedebiliyordum onları hemen kapının dibindelerdi. bıraksam koşamayacağımı da biliyordum. oraya kadar çok zorlanmasam da gitmiştim.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 189.
    +2
    hala ne yapacağıma karar verememişken kapının kolu elimde kaldı. ve kapı yavaşça açılmaya başladı. hemen koridorun öteki tarafına doğru hızlı adımlar atmaya başladım. ne kadar hızlı gittiğimi düşünsem de o varlıkların bir anda önümde belireceğini de adım gibi biliyordum. ne kadar uzaklaştım diye merak edip arkamı döndüğümde ikisi de o korkunç yüzlerini bana çevirmiş gülümsüyorlardı. korkum bir anda 4 kat arttı ve tekrar önüme döndüğüm de gittiğim yönde en dipteki ışık söndü. ışık söndüğü an durdum. hissediyordum, o geliyordu. odama birkaç adım kalmıştı ama odaya girsem ne olacaktı. vazgeçtim kaçmaktan ve tam ortada bekledim. ne olacaksa olsun artık dedim ve tam ensemde bir nefes hissettim. o rüzgar enseme çarpınca gözlerimi kapattım. bu sefer de gölge gelmişti. onu da hissedebiliyordum. bir anda duvara doğru iteklendim. gözümü açtığımda sol omuzumu sert bir biçimde çarptım. olduğum yere yığıldım kaldım. tekrar dövdüler beni. öldürmüyordu. sadece ölmeme birşeyin sebep olmasını istiyordu. öldürmüyordu beni. sadece kendimi öldürmemi bekliyordu...
    ···
  15. 190.
    +1
    okuyoz lan yaz işte
    ···
  16. 191.
    +1
    kendime geldiğim de güzel bir hastane odasındaydım. sağ bileğim kırılmış sol omuzum ve sağ ayak bileğim çıkmıştı. ne oldu bana diye soramadım çünkü kimseyi tanımıyordum. biraz sonra annem belirdi kapıdan onu çok özlemiştim. annem gelip saçımı okşadı ve hüngür hüngür ağlıyordu. "benim yüzümden oldu bunların hepsi" diyordu. zar zor konuşarak üzülmemesini söyledim. ellerimi öpüyordu. hiçbirşey beni bu kadar sevindirmemişti. bir anda aklıma geldi ve "muskam?" diye sordum. annem de "boynuna taktım" dedi. "peki nerdeymiş" diye sordum. eşyalarımın arasından çıkmış ve hemen boynuma takmış. rahatladım ve hemen geri yattım. artık askerliğim bitmiş ve en azından başıma gelecek birşey varsa daha rahat baş edebilecektim. gözlerimi kapattım ve uyudum.
    ···
  17. 192.
    +2
    aradan 2 yıl geçti ve ben gölgeyi belirli aralıklarla hissetim. o da uzaktan takip ediyordu ama yaklaşamıyordu. çünkü hem manevi açıdan hemde pgibolojik açıdan daha da güçlendirmiştim kendimi. herşey normalken can ciğer kankalarımdan birinin bir sır vermesiyle tekrar dirildi. bu sefer onlar da yanlız değildi, ama bende değildim..
    en sevdiğim 3 arkadaşımdan birisi yusuf iş çıkışı çay içmek için hepimizi bir araya topladı. gittiğimiz mekan biraz kalabalıktı ama bitene kadar abuk sabuk şeylerle oyaladı bizi. etraf sakinleşince "hacılar size bir sır verecem ama söz verdin" dedi. allah allah ne sırrı bu diye düşünürken zar zor söz verdirtti bize. ankaranın dışında bir yerde bir gömü olduğunu söyledi. nerden nasıl öğrendiğini sorduk ama tam bilgisi olmadığı için aydınlatamadı bizi. "bakalım mı bir nedir ne değildir" diye sordu. herkes onay verince bir bakmayı uygun gördük. önce gidip devletten kazı yapacağımıza dair izin aldık. tanıdıklarımız vardı sağ olsunlar. 15.ooo tl ye dedektör aldık kazı malzemeleri, çadır yani aklınıza ne geliyorsa aldık ve iş yerlerimizden 10 günlük izin almaya çalıştık. izinleri de aldıktan sonra yola çıktık.
    ···
  18. 193.
    +4
    oha amk kaşınmışsın sende ne işin var gömüde
    ···
  19. 194.
    +1
    @169 katılıyorum kardesim. ne isin vardı amk saten gibiyorlarmış geçmişini 2 yıl once...
    ···
  20. 195.
    0
    bir kaç saat mesafeden sonra mekana gittik. yusuf, caner, onur ve ben. araçtan indik önce biraz dağı taşı gezdik. yusufa tarif edilen yere doğru keşfe çıktık. akşama doğru geri dönüp araçtan malzemeleri indirdik. çadırları kurduk ateşimizi yaktık. marketten aldığımız hazır kuru fasulyeleri pişirdik. afiyetle yedik derken. etraftaki çalılarda bir kıpırdanma oldu ve bir av köpeği geldi. çok yüksek sesle havlıyordu. hoşt falan diye kovalarken çalılar tekrar hareketlendi ve elinde tüfekle 2 amca geldi yanımıza. yöresel dilleriyle selamlaştık ısıttığımız yemeklerden sunduk. çay demleyip içerken amcalardan birisi "siz neye geldiniz bura" dedi. bizde gömü için geldiğimizi söyledik. amca dediki "tikkat edin buraların gömüsü pistir" dedi. biz anlamadık ve niye pistir dediğini sorduğumuz da amca çok alim hocalarla alabileceğimizi söyledi. ne alaka diye fazla sulandırmayıp amcaların kalkmasını bekledik. vedalaştılar ve gittiler amcalar. biz de çaylar bittikten sonra gömünün olduğu mekana doğru gitmeye başladık. çadırlarla arası 150 metre vardı. gömünün oraya gittiğimiz de dedektörü tuttuk ve anında altın gösterdi. hepimiz birbirimize bakıp gülümsedik tamamdır bu iş diye.
    ···