cinlerle ilk iletişimim ve yıllar sonra 2

sonradan aldığım yorumlar üzerine dünyanın en güzel kızı değildi belki ama gönül kimi severse güzel odur prensibi devredeydi . ne olmuş , nasıl olmuşsa aşık olmuştum .işin kötü tarafı kızın her halinden zengin olduğu belliydi , şu an sizin sosyal dediklerinizden . ben ise okan bayülgen gibi sigarasına asılan arada istem dışı ııı layana ve en basit erkeğe tercih edilebilecek bir yapıdaydım . kadınlara gereğinden fazla değer verdiğim zamanlar olmuştur ve bazen bu değeri gerçekten hak edecek birini tanıdığımda utandığım da doğrudur . size bir aşk romanı yazmıyorum sakin olun sanırım bu biraz iç hesaplaşmalarım olacak ancak paranormal olaylara detaylı giriş evrelerini kapsayacak . sanırım zamanımız bol , bende içimi dökmüş oluyorum . ha aşk dedim de , zaten aşk dediğin karşılıksız olunca güzel bir şey değildir . emin olun saf bir duygu ile sevilmek çoğu kez çok daha değerlidir . vitrinde görüp alamadığın o elbiseye , ayakkabıya sadece bakmak anlık mutluluklar yaşatır sana . parası olan ise anında indirip geçiriverir onu üstüne . o zaman gerçekler tokat gibi patlar suratında , 'ben sana layık değilim' cümleleri arasında 'ulan kimse bana layık değilse ben kimle sevişecem ' diye düşünmeye başladığın dönemler olur . habersizce daldığın erik ağacında 'aha sahibi geliyor nidaları ile apar topar inmeye çalışırken , kafanı gözünü kırarsın çoğu seferinde . işin acı tarafı yarana merhemde yoktur kimse de talip değildir tabipliğine , kafayı gözü bırak kalbinde artık darp izi vardır..

Kurtulduktan sonra muzaffer ile öğrenci olduğumuz şehre döndük . yine teras muhabbetlerimiz sürmekte idi ve kendisi en yakın , en sağlam arkadaşım olmuştu . birbirimizin sırrına ortak idik ve ikimizinde ilgi alanında olan meseleler üzerinde bilgi ve arzu sahibiydik . muzaffer ile bölümlerimiz farklı olmasına rağmen yurt ortamı sebebi ile akşamları beraber takılırdık . bazen dışarı çıkar , bazen saatlerce terasta sohbet ederdik . bunlar kimi zaman mistik meseleler , kimi zaman gündelik hayata dair şeyler olurdu . o dönem hayatımda daha önce pek tatmadığım bir duyguyu tattım , bir kızdan hoşlanmak . muhtarın kızı ile karıştırmayın bunu , bu çok farklı bir duyguydu aşk gibi diyebilirim . elbette daha önceden de kaza süsü ile memeye değmişliğim , yanaktan öpüşürken milimetrik hesaplarla ağız kenarına kaymışlığım vardı fakat bu ayrı bir olaydı ve başıma ilk kez geliyordu diyebilirim . kadınlarla yaşadığım talihsizliklerin ilk sinyalini bu güleç yüzlü yanak güzelinden aldım desem çok büyük bir yanlışlık yapmış olmam sanırım . o zaman benimde herkes gibi en büyüğe olan talebim mevcuttu , iri göğüsleri de beni cezbetmedi demek riyakarlık olur . gerçi şimdiki tercihimi sorarsanız

uzaktan tebessüm eden sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir küçük memeden daha güzel birşey varsa o ancak ,

uzaktan tebessüm eden sağlıklı, mutlu ve huzurlu iki küçük memedir derim

fizikselden öte tamamen kimyamı bozan bir kızdı bu . ismi aslı . o derece bir tutkuydu ki bana fotokopisi bile yeterdi ,bırak aslı'nı... ömrü boyunca eli ifrit elinden ötesine değmemiş biri için fazla iddialı

ilk hikayeyi okuyanlar için devamı geliyor . ister gerçek , ister sahte olarak algılayın bu mühim değil . umarım hoşça vakit geçirirsiniz ve keyif alarak okursunuz , beni ilgilendiren kısmı bu . sohbet etmek isteyen arkadaşlarımla elbette özel mesaj vasıtası ile konuşabilirim sanırım yanlış anlaşılmalar olmuş , benim tek istediğim görmediğim tanımadığım kimselerin babamın adını bil sana birşeyler anlatacağım demesi . bakım falan yapmıyorum arkadaşlar , ancak dediğim gibi yalnız bir insanım ve sohbetimi paylaşmak benimde hoşuma gider . sadece belirttiğim husus hikaye ile alakalı sorular ve her tür pgibolojik rahatsızlığı cinlenmek sanan arkadaşlarımla alakalı . doktoru telefonla arayıp bende bir kist olacağından şüpheleniyorum demek , ne kadar sonuç getirirse bu işlerde böyledir . ben ise bu işin doktoru değilim , sadece örnek olması babında belirtmek istedim

zenginin fakire vermesi pek alışılmış bir durum değildir . ne malını , ne kalbini ne de başka şeylerini . davul bile dengi dengine derler ya , çapıma bakmadan vakitsiz bir sevdaya tutulmuştum . açılamamak en fenasıdır , dilinin ucuna kadar gelir ama kızın etrafında türlü istinat duvarları görürsün yılıp vazgeçersin . birisi ona yakınlaşacak olsa çocuğu gibip öldüresin olmasına rağmen 'aman canım banane ? sevgilim değilim birşeyim değil ! ' triplerine girersin . aslında bunu dilin söyler , gönlünden geçen o adamı duvarlara , gardroplara vura vura gibmektir . tam denk düşmese dahi 'konuşsam tesiri yok , sussam gönül razı değil ' sözünün hangi ruh hali ile sarfedildiğini gayet net anlarsın .

bu gesi kim aldı lan sözlüğe ?? bunu sözlüğe kabul eden adamın amcığına koyayım

bu arada ufak meselelere açıklık getireyim

1) gibik saptamalarınız olsa da saygı duyarım , ancak sidik yarışına dönmesin . hadi buna cevap ver deseniz bile bir önceki tecrübeden ötürü cevap vermeyeceğim , sadece samimiyetine inandığım kimselere olabilir . gerçi bu da ucu açık bir kelam oldu , ergenler yazmasın deyince gözden kaçırdığım herkes ben ergen miyim diye sitem etti .

2) sakallı cübbeli bir adam değilim . kel fodul standart altı aksak bir adamım . kısacası benimle sevişmek istemeniz size birşey kazandırmaz . ben kızım sevişelim mi ^-^ yazarak duygularımla oynamayın : )

3) cin - sel sex deneyimi adına beni rahatsız etmeyin . o alemden escort pazarlıyorum sanki aq.muhabbet tellalınız değilim . gidin önce ifritle bir tanışın , çay içmeye falan çıkın sonra karar verirsiniz .

4) yazı dilimin zaman zaman sert ve argo olması ya da kendi çapımdaki mizah anlayışım bazılarını neden rahatsız ediyor anlamak güç . ben bu şekilde yazıyorum ancak hiçbir şahsın kişiliğine, inancına vs lafım olmamıştır... sadece çok küfür ve taciz edenlere cevap veriyordum ondan da vazgeçip bakmayacağım. buranın neresi olduğunu iyi biliyorum arkadaşlar , ancak bu ipinden kurtulmuş gibi sadece ama sadece küfür etmeyi gerektirmiyor bence . bende argo kullanıyorum ama bana göre gerekli yerlerde ve tat vermesi adına...

5) neden buraya yazma gereği hissediyorsun diyenler oldu . bir yere yazacaktım buraya yazdım burda üyeyim çünkü . serkan inci kitabımı basmayacak sakin olun , ya da kimseyi bir yöne çekme kaygım yok . dikkat ettiyseniz kimsenin inancına da müdahale etmedim , ancak anlatacaklarım inançla alakalı şeylerse birkaçı rahatsız olup yanlış düşünecek diye de saptıramam.

bu arada aslı'dan sonra dedim de ; objektif bakınca , aslı'nın beğenip beğenmediği hala muamma ben çok senelerdir irdeliyorum , deşeliyorum bir gibim bulamıyorum bu mesele hakkında . hani gerçek manada beni beğenmemiş te olabilir yani , durduk yere yaprak sıfatlı kardeşlerime umut pompalamayayım . gönül tersine meyillidir ama siz azmedip denginizi bulun aq . ben şu zamana kadar bulamadım siz bulun . fazla beklentiler içine girmeyin ' hayat sana umduğunu vermeyecek , o kızla devam et ' diyen tipler çıkabiliyor ve kızla ilişki noktalanınca kısa süre sonra 'aslında biz neden birbirimizi hiç o açıdan düşünmedik ? '' diyebiliyor ayık olun . demek ki karıların ters pgiboloji taktiği daha gelişmiş oralara da gelecem . hepsi bir örgü halinde gelecek , sabır talep ediyorum ey bebek zütünden hassas cilde sahip okuyucu kardeşim

zaman içinde iyiden iyiye kendimi kaptırdığımı hissettim ona klagib sevgi sözcüklerinin dışında sıfatlar , tanımlar bulma ihtiyacı duydum . her verdiğim sıfat ona yüklediğim yeni bir anlamdı . ilişkinin rehaveti ile dostum muzaffer'i boşladığımı hissettim . erkeklerde olan ahmakça bir tutum , sevdiğin kişi seni hiç bırakmayacak sanıp aşkın sarhoşluğu ile dünya yansa umrumda değil triplerine giriyorsun . aramıza üçüncü bir şahsın girmesi her ne kadar ilişki boyutumuz farklı da olsa bir uyumsuzluğa neden oluyordu . en boş vakitlerimin çok azını bile muzaffer'e ayırabilecekken , ( ki bu insan sayesinde dertlerimden nispeten kurtulmuştum ) en boşunda boşunu kızı düşünerek geçiriyordum . metafizik öğelerden sıyrılmıştım , hayat toz pembeydi . çok kaptırmamam konusunda tüm uyarıları kulak ardı ederek dikine gidiyordum . karşılık geldikçe daha bir farklı hissediyorsun , ölmekten falan bile korkmuyorsun garip bir histi . tek korkun 'kaybedebilme ihtimali ' bunu da pek düşünmemeye çalışıyorsun , netice de herkes birgün kaybeder diyorsun kendine . en sonunda birgün ölüm ayıracak zaten . hayatın tadını çıkarmak gerekli diye düşünüyorsun . unuttuğum husus ise müjganın işlemden sonra sana söyledikleri . kendini o kadar şartlandırıyorsun ki , belki müjgan bile öylesine demiştir hem herşeyi allah bilebilir sadece diye düşünüyorsun . kısacası tüm olumsuzlukları bir kenara atıyorsun , bazen inananarak bazen zorlayarak ve kendini kandırarak

çok tuhaf bir hal ile uyandım . efendimiz beni rüyamda ziyaret etti ise ne şeref . ciddi anlamda sahipsiz olmadığımı anladım . hediyeleri karşılıksız bırakmadıklarını anladım . o taşlardan beni savunup içeri alanlardı , arkamda bir manevi destek hissettim . dualarıma karşılık olarak beklediğim işaret çok ama çok manidar oldu . bu işaret değil erip erişebileceğim en büyük şerefti

zaman geçtikçe muzaffer bu işte tek adam olarak kaldı . artık esamem okunmuyordu . ben ise araştırıyordum . hem de öyle basit işleri değil , mensup olduğum dini ve manasını . şunu söylemem sizde nasıl bir intiba bırakır bilemem ama şu an hiçbir mezhebe mensup değilim , muvahhid bir müslümanım . islamın emir ve yasaklarını kabul eder , mezhep imamlarının görüşlerini kaale almam . herhangibir tarikatten değilim . evet bir zamanlar tasavvuf geçmişim vardı , ancak şu anda yok . cemaat tipi yapılaşmalar bana göre islamdaki 'kardeşlik ' bağına terstir . 'bizim kardeşimiz' olayı yoktur . nedense bu adamların hepsi dinden öte ticari kardeştirler . her neyse . amacım her cemaat mensubunu da aynı kefeye koymak değil . çoğunun ateşli bir şekilde savunduklarını ben 5 yıl savundum . ama anladım ki insanlara allah ve kuran yetmiyor . tıpkı iseviler gibi peygamber'i de ilahlaştırıyorlar . o yetmiyor yanına mezhep imamlarını koyuyorlar . o da yetmiyor hocalar . kısacası insanlara allah yetmiyor . allah'ın ' apaçık indirdik ' dediği kitabı biz anlayacak kapasitede değiliz diyerek haşa allah'a iftira attılarda , üstad kabul ettikleri kimselerin 'allah keldıbını ' tercümesine muhtaç oldular . evet belki üstadları güzel şeylerden bahsetti . lakin o üstadı da allah yarattı . şu an sırası değil oralara da gelecek meseleler ve hep beklediğiniz erumili sakilli evreye geçeceğiz . ancak bu adamlar ben tarikati 'şirk olabilir ' endişesi ile bıraktığım zaman bana sundukları tez şuydu . şimdi sen çok büyük birinin makdıbına , başka birinin hatrı olmadan girebilir misin ? allah'ı beşer ile kıyaslayacak kadar davalarına bağlılar . şirk işte budur . onlara 'allah ' yetmiyor : ) benim ise yolum belli

eğer senden yüz çevirirlerse de ki ;allah bana yeter

bir de bir vakit namaz kılmama cezasını 80.000 sene tayin eden (?) , haşa allah adına hüküm verenler ve bunların peşine gidenlere de bir ayet gelsin

allah adına iftira edenden daha zalim kim vardır !

http://inci.sozlukspot.co...4%B1llar-sonra-2/@skortak

aslında adının edebi olmak için fazla güzelim olması gerekiyordu bu hikayenin ... hikaye sözcüğünün amacı hayal satmak değil aslında , göreceli hususlar olması hasebiyle size bırakıyorum,bundan kaynaklanıyor... o zaman şöyle diyelim ; hikayenin , gerçeğin ya da artık her ne halt ise onun ismi ''edebi olmak için fazla güzelim' olacaktı... neden bu isim ? o da kilit noktalardan biridir ve akış içinde cevabı gelecek sadece sabır istiyorum.özel mesajlara bakmadan ilerleyeceğim bu sefer arkadaşlar,çünkü içinden çıkılamaz bir hal alabildiği oluyor.hem karşıdaki kişi , hem de ben sıkıntıya düşüyoruz.kaldı ki benden ciddi anlamda büyük beklentilere giren arkadaşlar var , oysa ilkini dikkatli bir şekilde okudu iseniz benim böyle bir iddiam zaten mevcut değil.

takip edenlerin az çok tanıyabilmesi için cinlerle ilk iletişimim ve yıllar sonra 2 ismi ile açtım başlığı...

yazdıkça paylaşmak niyetindeyim ve yine talebe göre gelişecek bir süreç olacak... bu kez ergenlere cevap verilmeyecek müsterih olunuz , yine kafasında sorular oluşan arkadaşların sorularına da ukalalık olarak algınlamaması adına hikaye bitince cevap verilecek.

en azından yerini parselleyelim , özelden soran arkadaşlara devdıbının geleceği konusunda ufak bir teminatta bulunalım... bilirsiniz ki ; bir öncekini de yarıda bırakmadım... 1-2 gün içinde kısım kısım atmaya başlarım

saygılar

sohbet ilerledikçe , hep aynı şeylerden bahsedildiğini gördüm . kesinlikle küçümsemek değildi amacım ama sığ ve basit örnekler anlatan konuşmacı , sanki islamı dünyaya tanıtmış gibi şişiyordu . ilkokul çocuğu seviyesinde örneklerle , inanmayanlarla dalga geçerek yapınca pek hoşuma gitmedi . ona göre kendisi ve yol arkadaşları dışında herkes ziyandaydı . evinde kendi halinde kuran'ı anlamaya çalışan adam bile yanmıştı , zira onun elinde üstadının açıklamaları yoktu . zaten allah peygamberin vefatından , üstadıdını bu eseri yazdığı döneme kadar olan bütün müslümanları da cennetin alt kademelerine koyabilirdi ona göre. öyle bir düşünce yapılarına sahiptiler . düşüncelere saygım belki birçoğunuzdan daha fazladır , ancak aptal aptal örnek veren bir adamın kendini 'dünyayı kurtaran adam ' sanması canımı sıktı . dikkat ederseniz üstad sözcüğünü kullanıyorum , bu aslında tahmin ettiğiniz cemaat olmayabilir . aslında her cemaatin tarikatın başındaki kişiler üstaddır . bunu bir ünvan olarak kullanabiliriz sanırım . konuşmacı herifin bir gibim olmadığı aşikardı , hep derim ya 'ahmak olmaktan daha beteri ahmak olduğunun farkında olmamaktır ' . bu adamlar islamı komik düşürüyor ve benim derdim bu . pilot kalem örnekli şakirt falan bu adamlar ilkokul tezlerini sunuyorlar ya , üstüne bir de kendi aralarında 'hıhıhı bak nasıl yapıştırdık örneği , dünya züt oldu ' gülüşü atıyorlar ya ; o zaman aleti çıkarıp ağzına burnuna veresim geliyor . herkese saplamam ama bunlara saplamak , kıvrımsız beyinlerinde gezdirmek istiyorum .

benim tek amacım allah'ın ne anlattığını tam olarak anlamaktı . islama hep hadislerden saldırıldığını gördüm . o çok heybetli , dokunulmaz buhari'ye göre peygamberim ayşe ile daha çocuk yaşında ilişki yaşamıştı . yine onun hadislerine göre bir gecede 9 hanımıyla falan beraber olmuştu . kaynak mı ? falan oğlu falan , falandan duymuş , ona da falancanın falanı söylemiş . delilsiz bir hadisle islama recm sokulmuştu . açıkça baktığında görüyordun ki , bunlar o dönem iktidar sahibi kimseler tarafından uygulanmak istenilenlere kılıf olarak dayatılanlardı . bende o zamanlar tüm sahabeleri ' süper kahraman' sanıyordum . oysa kuran'da kimisi hakkında münafıklık ayeti olduğu geçer . yine öyle meseleler var ki ; bazı uygulamalarda 3 kişinin şahitliği istenirken , işlerine geldiği gibi 'peygamberin hakkında 'kezzab ' yani yalancı dediği bir sahabenin ' şahitliği 3 kişi yerine sayılıp bugün okuduğunuz kitapların içine giriyordu . insanlara kuran yetmiyordu . kuran ferahlatıcıydı . kuran müjdeydi . kelime anlamı yol gösteren demektir . sıkça 'düşünesin diye ' ibaresi ile ayet veren bir kitap için , siz anlayamazsınız biz yorumladık diyen zalimler vardı . allah'ın sözünü çarpıtandan daha zalim kim vardır ? sahi kim vardı ? onlara göre ben vardım . amıma koysunlar benim bu sefer cidden çok ayıp ediyordum . cıkkk cıkkk cıkkk bu kadar da olur muydu ?

muzaffer'in araya soktuğu kişi üç beş lafla tav etmiş sanırım , bana kadar düştü ise garibimin ne defosu var diye düşündüm . o zaman da aynıydı , bu zamanda . ben sevgililer gününde hediye edilen 'seni seviyorum' diye hönküren ayıcıklar gibiyim . seni seviyorum lafının benden çıkmasının pek bir kıymeti yoktur kısaca , kısa süreli bir avutucu olabilirim . bazen ağlama duvarı , bazen hoca ama benden cidden sevgili olmaz... ayy ben gülerim deki adam gibi .

kızla olan ilk buluşmamda bir hayli etkilenmiştim . ben stres altında saçmalayan bir adamım , karşımda bir put oturunca olabilecekleri tahmin etmek sanırım sizin açınızdan da zor değildi . o an kalkıp orayı terketmek istiyorsun ama allahtan yüz ifaden tüm bunları saklayabilecek olgunluğa sahip . insanlar genellikle kasarlar , en sevmediğim insan tiplerindendir . sohbete tutunuldu bir ucundan anne baba kardeşler iş güç hayat okul memleket şu bu derken allahtan muhabbete giriş yapıldı . güldürebiliyordum bu beni rahatlatabilen bir olaydı . tabi tutukluk ister istemez olan birşey . herneyse kafanızda birebir olmasa da az çok tutumlar canlanabilmiştir umarım . zengindi ama zenginliğini saklayan bir hali vardı , genelde tüm kadınlar güce ve paraya taparlar . her ne kadar önemi yok deseler bile bu doğalarında olan birşeydir . siz siz olun bu palavralara kanmayın , hele sıradan bir kadına hiç kanmayın . kimseye nasihat verecek konumda değilim ancak yaşadıklarımdan özetle bunları çıkarabilirim ve belki bir tavsiye olarak genç arkadaşların aklında kalabilir . olduğunuz gibi olun , hatta daha aşağı gösterin kendinizi , bu şekilde var olanlar artılarınız olarak görünecektir .

buhari'den öncesi de vardır . oraya değinip buhariye geçeyim . mezhep imamları en erken doğanı ebu hanife'dir . gençliğe eriştiği dönem yaklaşk olarak peygamber'in vefatından 90 sene sonraya tekabül eder . ardından 4 hakk mezhep olarak tanınan mezhep imamları da 700 lerde , 800 lerde yaşam sürmüş kişilerdir . bugün 4 hakk mezhep olarak adlandırılması sizi yanıltmasın yüzlerce vardır . bu kimselerin görüşlerine tabii olunca o mezhebe mensup olmuş sayılıyorsunuz . onun yorumunu kabul ettiğiniz anda ondan oluyorsunuz . 'hanefi , şafii , maliki ,hanbeli' gibi . 'i ' eki ondan olduğunuzu gösteren bir ektir . peki bu kimselerin görüşlerine kadar yani tahminen 80-90 sene müslümanlar hangi mezhebe uydular . tenleri kanayınca mı abdest aldılar , 7 yaşından büyük karşı cins tenine değince mi ? köpek salyası necis miydi , yoksa mahsuru yok muydu ? abdestin sünneti kaçtı ? abdeste niyet edilirken en başta mı ediliyordu , yoksa yüz yıkanırken mi ? bunların cevabını bende bilmiyordum . soracak olsam ' şşşttt' falan alıyordu , aralarında ufak farklar vardı cıkkk cıkkk cıkkk'tı. aşırı olmuştum onlara göre . ben alim miydim ? amıma koysunlardı benim çok ayıp ediyordum . düşünerek çok ayıp ediyordum

bu süreç içinde ordaki insanların ufak problemlerine erumi ve sakil vasıtası ile derman olmaya çalıştım . insanlar hikayemi dinledikçe ve kendilerinde rahatlama hissedince allah'ı andılar , bu bana yetti . bazı insanlar sahipsizdir , ben de onlardandım . kimsesiz demiyorum , sahipsiz . servis camından yere atılan boş meyve suyu kutusu gibiydim , dıbına koduğumun veletleri gelip beni şişirip patlatmıyorlardı bile . çok ama çok iyiydi bu halim aslında . sadece kendimin sorumluluğunu aldığım bir hayat .

bir gün önce sen beni 'bo-ğu-yor-sun ' diyen kız , ertesi gün sensiz yapamam moduna geçiyordu . müthiş bir dengesizlik seziyordum . dedim ya acayip bir çaresizlik . onu bırakırsam bir daha nefes alamam gibi geliyordu , ancak sürekli kırılıyordum . düzelir diye umut etmek sadece kendimi kandırmaktan ibaretti . evet , o dışardan cezbeden güzelliği , şirinliği beni çekmişti ama ruhaniyeti bende ters etkiler yaratıyordu . verdiğim tüm sıfatların yerle bir olduğunu gördüğüm bu dönemlerde tek yol onu kendime bağlamaktı. bunu çok denedim , doğal yollarla yapmayı ancak en sonunda kesin kararımı aldım . büyü yapacaktım

çok fazla memmuniyetsizlik ifadeleri görürürüm sarkmış suratlarda . gözlerini ufka dikiyorsa birisi ve hafif kısık bakıyorsa ( - bunu yaparken 'haberim yokmuş gibi çek panpa' durumu mevcut değilse ) emin olun geçmişi bayağı gibimsonik olaylara sahne olmuştur . öyle adamlar da öyle derin bakışlar gördüm ki ben , hayatı tarihin en kısa meydan muharebesine 'mohaç' a mekan olmuştu ve sanırım kendisi macar ordusundandı . belki bunu okuyanların nicesi de böyle , gibik hayatlarımızda tek dönümlük ömrün 3 nefeslik periyodunda yarenlik ediyoruz klavyemizle . neyse fazla derinlere dalıp , aramızda yaşça genç kardeşlerimizin boğulmasına sebebiyet vermek istemem . hayat sizi zamanla daha dibe batıracak ve nefesinizi kontrollü kullanmayı öğreneceksiniz zaten . o halde şimdi hepsini bir kenara kaldıralım ve size iyi bir haber vereyim bari . evet , arada güzel şeylerden de bahsedebliyorum * emin olun ne kadar gibik bir tipiniz olsa da , birileri çıkara dayalı olsa dahi birgün sizi beğenebiliyor . aslı'dan sonra biri daha beğendi beni ordan biliyorum .