1. 1.
    +32 -21
    (bkz: cinlerle ilk iletişimim ve yıllar sonra 2)
    (bkz: cinlerle ilk iletişimim ve yıllar sonra son)

    bu hikayede anlatılanların hepsi ama hepsi gerçektir.haklarında gerekli işlemler yapılmış ve üzerinden hayli zaman geçmiştir,o sebepledir ki ; kişiler,şehirler ismen değiştirilerek anlatılmıştır...

    http://inci.sozlukspot.co...4%B1llar%20sonra/@skortak

    edit 1 :

    fragman gibi bir swf... belki aşağılamak için yapılmıştır,yine de güldüm... emeğe saygı

    http://inciswf.com/skortak_0001.swf

    edit 2 :

    mizahına hayranlık duyduğum kardeşimin ,beni epey güldüren çalışması... zaman ayırmış,emek vermiş

    https://www.youtube.com/w...63480&feature=mh_lolz

    edit 3 :

    güzel 2 caps... emek veren kardeşime sonsuz teşekkürler

    http://www.resimagaci.com/img/j535lph.bmp

    http://www.resimagaci.com/img/3p5n6pl.bmp
    ···
  2. 2.
    +17 -6
    34 yaşındayım,35 yani yolun yarısına az kaldı.şu sıralar mecburi olarak akdeniz bölgesinde yer alan bir ilimizde yaşıyorum. bekarım ve bekar kalacağım, sebebini hikaye içinde bulacaksınız...

    kimseyi kolundan çekip ne olursun oku demiyorum... bu hususta anlaşalım. takip edenler olursa devam ederek ilerleyeceğim, alakasız kaldığınız anda yazmayacağım.3 günüm boş ve lanet olasıca sebebpler ( bunları açıklayacağım) yüzünden normal bir insan gibi dışarı çıkıp eğlenme lüksümde yok...

    quantum vs hikayelerinden gerçeğe dönmek istiyorsanız, şimdi başlıyorum...
    ···
  3. 3.
    +20 -3
    herneyse mustafa artık gitmişti o an içimde bir rahatlama olmuştu o gece içim sıkılmadan uyumayı başarmıştım. ertesi gün yine aklımda mustafa vardı.

    mustafanın verdiği kitaba bir göz atayım dedim hem anmış olurum hem de rahatlamış olurum diyordum kendi kendime. artık hiç bir şey de musallat olmuyordu.

    taki kitabın o sayfasını açana kadar.

    açtığım her yerde kendimi görmeye başladım elimde bir asa başımda bir taç vardı her sayfada o anda yeni kral sensin gibi sesler sesten de garip iç duyumlar geliyordu. çok ürktüm kitabı hemen kapadım ancak anında geri açıldı.

    az sonra mustafa geldi gözümün önüne

    aslanım arkanı dön merasim başlıyor dedi

    ne merasimi abi dedim (hala abi diyorum aq)

    dön sen artık yeni kral sen olacaksın sana devrediyoruz dedi.

    ne devrediyorsun abi derken

    üstünü çıkar sana kendi kanımdan süreceğim dedi.

    artık her şeyi kabul etmeye başlamıştım bundan kaçoş yoktu. peki ama bizimkiler içeride dedim.o eski sırıtmasıyla bu zamana geldik hala geniş düşünemiyorsun. onlar şu anda donuk haldeler dedi

    peki dedim soyundum o anda bi acı hissettim mustafa yannanını zütüme dayamıştı lank diye giriverdi zütüme artık çatır çatır gibiyordu karşı koyamıyordum ona abi yeter dediysem de fayda etmedi... ondan sonra kurtuldum zaten amk
    ···
  4. 4.
    +20 -1
    senin çaren onda derken kastedilen '0' ben değilmişim.bu kişi muzaffermiş.

    muzaffer küçük yaşlarda sıkça cin tacizlerine maruz kalmış. geçirdiği fiziksel rahatsızlıklarda bundamış. hakk işler yapsan dahi canını yaktığın şeytaniler sana bir şekilde bulaşır. kadından ötürü de muzaffer'i taciz etmişler.bu işlerle uğraşanlar kendi kanına hüküm edemezler, sorunlarını çözemezler. kadın benim sorunumu çözünce ,dedemden miras kalan erumi ve sakil de ona armağan olarak muzafferin perdesini kapamışlar.

    kadın bana tüm bunları anlattı. yalnız dedi bunların bir bedeli oldu. hayatın boyunca evlenemeyeceksin, seni musallattan kurtardık ama onlar bu acı ile tahammül edemezler. evlensen de kanına intikal ederler. zaten hiçbir şekilde ciddi bir ilişki yaşayamayacaksın.bir de dikkatli olmalısın, maddi kayıplara sebep olabilirler. ancak yıkılmamalısın, allahtan dönmemelisin. aksine hayatında bir daha görmemen tüm bunlardan yücedir.en sonunda öldürecekti seni. haşa belki annene bacına sarkacak derece tuhaf işler yaptıracaktı sana. insanlara bir bak,ar ve namusun bu kadar kaybolduğu bir noktada herkes bunların etkisinde. hayvanlığın en ilersinde dedi.

    o günden sonra ifriti bir daha görmedim. erumi ve sakil ile devam ettim yoluma.

    onlarla inanç ekgibliği ya da bunalımda olan insanları teselli ettik. mustafa gibi onları şerre davet etmemiştim. insanlar merak ettikleri bazı şeyleri bildiğimi görünce ve inançlı olduğumun bilincine varınca bunu allah'a yordular. kısacası durumlarını düzelttiler.ve bunun allahtan olduğunu bilip hakk üzere oldular...

    bana zararı oldu elbette bu ufak yardımların.şu şekildeki ; insanlar duygu ve düşüncelerimi değilde kısmi yeteneklerim sebebi ile dost olmaya çalıştılar.fal bakmadım, büyü yapmadım. sadece çok ama çok sıkıntıda olan kimselere erumi ve sakil yardımı ile faydam dokundu.

    okul bittikten sonra müjganın bahsettiği olası bedelleri ödedim,bir kaza neticesinde sol bacağım büyük ölçüde hissiz kaldı.2008 de türlü emeklerle giriştiğim ilk binam çöktü. tüm bu olayları öc almak için bir kere yapma hakları vardı, aslında ölebilirdim bacağım kopabilirdi ancak erumi ve sakil'in vesilesi allahın yardımı ile bunla kurtuldum.mal kısmına gelirsen, giden mal olsun. kısmende olsa beni bu badirelerden en az hasarla kurtardıkları için, sonunda erumi ve sakil'i özgür bıraktım. birbrimizden razı olarak ayrıldık... hala mühendislik yapıyorum, çok param olmasa da yetecek kadar. ancak yaşadıklarım neticesinde insanlarla dost olamıyorum, hafif bir paranoya bıraktı bende. dışarıya çıkıp uzun süre takılamıyorum.

    annem ve babamı kaybettim. kız kardeşim ile ise kırgınlık sebebi ile görüşmüyorum...

    ben sözümü tuttum ve bitirdim, istediğine inanabilirsin... umarım zevk almışsındır. fakat hala yalan mı ? gerçek mi ? kısmında bana gelme.en başından beri sana söylüyorum. yalan demen beni incitmez, gerçek demen ise bana kazandırmaz. eleştiriye açığım ancak dalyaraklığın lüzumu yok.ne dediğimi dalyaraklar anlar, diğerleri alınmasın

    saygılar...

    ... son...
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +18 -1
    geldiğime pişman olmadım değil o düğüne,bir sohbetdaşım mustafa idi o da öldüm, bayıldım belasına kendini attı bir köşeye... koca bir kamelya da tek başıma otururken bir kız geldi elinde meyve kasesi ile.o esnada sigara içiyordum, içimden garip birşeyler ona doğru akıp gitti. kız yaşıtımdı, giyimi kuşamı yerindeydi... haşa haddim değil köylü şehirli ayırmam ancak şehirliden şehirliydi... konuşması düzgündü... yahu dedim sen zahmet ettin bunu ikram ettin,ben de sana bir sigara vereyim tellendir... nasılsa üstte asmalar var görünnme... o dönem sigara içmek çılgın bir aktivite idi, hele ki kızlar adına... bilmem ki falan dedi tatlı tatlı gülümseyerek,bir taneden birşey olmaz diyerek uzattım sigarayı aldı ince parmakları pamuk elleriyle... nerden mi biliyorum, elif ve esen olayından hatırlayın çaktırmadan meme sıkmak konusunda ihtisas yapmıştım... neyse eline dokunmakla tutmak arasında bir hamle yaptım, ulan kız eli çok güzel birşey : ) içim bir tuhaf oldu... bu arada bu paragrafı okuyup asılan varsa hakkımı helal etmiyorum,ben onu çok sevmiştim aq sapıkları : (
    ···
  6. 6.
    +18
    hadi çabuh yaz haç elimde
    ···
  7. 7.
    +17 -1
    beyler bir 10 dakika müsade isteyeyim... kahve yapayım... 2 saattir yazıp yapıştırıyorum... stoklarım tükendi... biraz da dinlenirim 5-10 dakika... sanırım 3 dakika bir 4,5 satırlık entry girebilirim

    devam edeceğim 10 dakika sonra... kimseye şuku veremedim, sonra ödeşelim... destek olan arkadaşlara teşekkürler... olmayana da saygım var...

    ancak gerçek mi yalan mı kısmını deşelemeyin... ben diyeceğimi dedim hani özelden olsun burdan olsun cidden tadı kaçıyor... ben okuyana, okumak isteyene yazıyorum
    ···
  8. 8.
    +13 -4
    1978 yılında geldim dünyaya. ilkin aramızda pek bir sorun yoktu bu kahpe gezegenle, nereden bilebilirdim ki; her saniyemi kabir azabına döndürecek ve beni derin yalnızlıklara, bunalımlara gark edeceğini
    ···
  9. 9.
    +15 -2
    babam devlet memuruydu ,o zamanlar babanın kravatlı olması büyük bir ayrıcalıktı. fakat her aile gibi kıt kanaat geçinen bir aileydik bizde.bir güneydoğu şehrinde, merkezden uzak kasabayı andıran bir mevkisinde oturuyorduk. evimiz lojmandı. arka balkonumuz ve salonumuz aynı istikamete bakardı. pencereden 4-5 m uzaktaki kavak ağaçları, bitkisiz toprak bir bahçe ve ardı uçsuz bucaksız boşluk. kendi halinde sessiz sakin bu çiftin 5 yaşlarındaki tek çocuğuydum...
    ···
  10. 10.
    +14 -3
    http://imgim.com/3316incis1878275.png

    erumi ve sakil
    ···
  11. 11.
    +17
    not
    ...

    5 dakikadır türlü arkadaşlar, cinleri nasıl pompalayabiliriz diye soruyorlar... ya sabır ya selamet...

    az evvel biride gibişi az ayrıntılı anlat demiş...

    ...

    az bekleyin lan... işte sizin gibiler oldukça mustafalar da çok oluyor... büyük resmi görün...
    ···
  12. 12.
    +16
    bütün gecem bu düşüncelerle geçti,bir bakıma da o kız geldi aklıma... insanca bir muhabbet hissettiğim kızın anasına kaymıştı mustafa... yahu şimdi okurken sana basit geliyor ancak pgibolojisi çok farklı... aklıma red'in bir parçasında sözler geldi...

    ne lanet badireler atlatırsan atlat koçum
    anlatanda bitmiyor iş , biz ne dersek dümen dicen...

    şimdi 35 yaşındaki adam rap müzik mi dinler diyeceksin... ben dinlerim... inanırım ki sözler yaşanmışlıkları ifade eder,ne kadar çok söz varsa o kadar yaşanmışlık... empati kurmaya çalışırım... 'yatcaz kalkcaz ' bana uygun değil : )
    ···
    1. 1.
      +1
      Adamsın abi :D
      ···
  13. 13.
    +16
    eve döndüm aldım kitabı, olmayan malzemeler ile büyük ruhani varlıkları çağırmaya giriştim,bir sonuç alamadım. yavaş yavaş aklımı oynatma noktasına gelmiştim. rüya dışında tuhaf bir durum yoktu lakin sürekli bir boşluk,bir bıkkınlık içine girmiştim. sanırım anladınız neleri demek istediğimi.1-2 gece sonra yeniden bu geldi rüyama. ancak şuna dikkat çekmek isterim ki ben normal hayatında çok sık rüya gören bir kimse değilim ve bu rüyadan öte birşey. teninin sıcaklığını falan hissedebiliyorum.'ne istiyorsun benden ? ' diye sordum, kırk yıllık ahbabım gibi... 'bir şey mi istiyormuşum senden ? ' dedi gülerek...

    'korkuyorum dedim,ama seviyorum seni... gerçek değilsin halbuki... keşke gerçek olsan' yine aynı şekilde boşalttı beni kardeş... uyandığımda gerçek mi hayal mi anlayamıyorum...

    tıpkı 'onlar insansa biz neyiz ? biz insansak onlar ne ? ' diye haykıran nihat doğan sendromu yaşıyorum... bunu sanırım ne yaparsam yapayım tarif edemeyeceğim... çok sonra anladım ki onlar rüya değilmiş... çoğu zaman uyumuyormuşum bile...
    ···
  14. 14.
    +14 -1
    tam içeri girecekken ayağı yeri boydan boya kaplayan, parçalar şeklinde yapıştırılmış kağıt, keçe karışımı halıya takıldı tökezledi ve bardakları un ufak etmeyi başardı.

    gibtiğimn halısı dedi yere tükürdü... kardeşim bu hayatta herşey mi bana karşı dedi, aynen az önce bahsettiğim onaylanmayı bekleyerek. sorumluluğu üzerinden atma pgibolojisi budur, sanırım anladınız. haziran ayında pikniğe gidince yağmur yağsa ya mikail biz sana ne yaptık diye serzenişte bulunacak bir adam tipi... çaresiz ve bu kadar sitemkar oluşu da bu yüzden. canlı nesnelere sitem edemiyor, çünkü o genelde sitem edilen taraf...

    insanları eğitim durumu, cinsiyeti,ırkı ya da cüzdanına göre ayırmamam,bu tip adamların ağlama duvarı olmama sebep olmuştur... pişman mıyım ? asla... güzelleştim yasla : )
    ···
  15. 15.
    +14 -1
    bahsettiğim kızıl ifritin (- ki ; maden herkes onu böyle kabul etti bende artık böyle hitap edeyim) varlığı benim için sıradan bir durumdu, bundan bahsetmiştim. ancak bu demek olmuyor ki ; durum hoşuma gidiyordu. sadece yeni bir çevre, hafif asabiye çalan tavırlarım,ana baba özlemi öncül sıkıntılarım olmaya başlamıştı.bir şekilde orta yolu bulamamış bir genç adamdım.ya bu ilim mevzusu gibi işin pis tarafının en içinde,ya da özgür kızın arkadaşlık girişimi karşısında en dışında kalabiliyordum. nasıl başarabiliyordum ? emin ol bende bilmiyorum. normaller anormal, anormaller normalleşmeye başlamıştı hayatımda.bir temelde arıza meydana gelince, üstüne ne koyarsan koy sağlıklı olma ihtimali yok.bu kıza karşı takındığım tutum,ben dışında herkesle arkadaş olmayı başarmış birinden bile uzak kıldı beni. yurttakiler desen zaten anlattım uzak kalma gerekçelerimi.6 kişilik odamda afakanlar basıyordu beni, yurdun terası vardı çok şükür.pek kimse çıkmazdı buraya, çayımı alıp saatlerce oturuyordum burda. gökyüzünü seyrediyordum akşamları. bilhassa tahmin edebiliyorsam, seçebiliyorsam venüs'ü ve ay'ı.derin hayallere dalıyordum, boşluğa emanet bıraktığım gözlerimden sıyrılarak. sabit bir noktaya bakan gözlerim değildi;beynimdi o düşünceleri projeksiyon makinesi edasıyla seyrettiren. gelecekle ilgili hayaller işte. okul bitiyor, evleniyorum,çocuklar falan, babamı rahat ettiriyorum ,annemi hiç görmediği yerlere zütürüyorum mesela. eşimle aramız çok iyi,ten uyumunu gibtir et,düşüncelerimiz eş gibi.o yüzden diyoruz birbirimize. düşünceleri pek önemsemediğinizi biliyorum,o zaman zütüne karanfil takılan bir kuzu cesedini becerin pekala. düşünceleri,hisleri olmadan bir kadın neye yarar.o zaman katılırım 250 gram muhabbetlerine ( bayan arkadaşlardan özür dilerim,dil sizi incitmesin. yazar burda kadını meta olarak gören muallak baykuşlara giydirdi)

    bu hayallerin önünü açabilecek en önemli noktalardan biri yıllardır çektiğim bir hastalığa çözüm bulmaktan geçiyordu.kronik parasızlık.onun içinse bir meslek sahibi olmak ve bunun içinse şu lanet okulu bir şekilde bitirmek.ne oldu daha geleli 2-3 hafta olmuş olmamış, hemen okulu lanetlemeler falan ? dersen eğer; lanetim okuldan ziyade kısa süreli yaşananların yarattığı ruh haline diyebilirim.

    parayı buluyorum ve onun üzerinden devam ediyorum tatlı hayallere, derken bir anda hepsi suya düşüyolar,ama boğulmuyorlar... çünkü tüm hayallerime yüzme öğretmişim... her kırılan umudun kanadını yeni bir hayalle sarabilmişim ben... hala da farklı birşeyler yapmıyorum ya...
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    +1 -13
    onlysatancanjudgeus
    ···
  17. 17.
    +12 -1
    nas - felak.avi
    ···
  18. 18.
    +11 -2
    gelin ve güvey kelimeleri kafama fazlaca takılmıştı ancak diyorum ya çocuksun henüz. fakat şu günkü çocuklardan daha olgun olduğumuzu söyleyebilirim. saksı çocuğu değildik. ortaokula giden çocuğu ay araba çarpar diye servise bindirip, dönüş saatinde servisin gelişini beklemezdi kimse. tüm vaktimiz dışardaydı, arkadaşlarımızla gider fırından yarım açık ekmek alırdık yanına da herkes evinden birşeyler getirdi mi al sana aktivite.bir de o yaşlarda kız tavlardık ancak kafaya 5 kilo jöle süremediğimizden suyla : ) bizden daha büyüklerle takılırdık bu kız tavlama merasimlerine, tabi kız mız tavlayamadığımızdan döner dolaşır lojmanın altındaki sur dibini anımsatan su deposu çevresine konuçlanırdık... millet anlatırdı işte cin, peri,hortlak... çokça düşündüm ilerleyen yaşlarımda acaba onların etkisi miydi erumi ve sakil diye... hayır sanmam, çünkü ben erumi ve sakil'i haşa ezelden tanıyor gibiydim... şu gün tanıştım diyemem tek bildiğim gittikleri dönemdi... hadi hepsini geç bir elinde gibik bir balta diğerinde kılıç olan tek taku 2 adım ileri gitmek olan robotu ben mi tamir etmiştim ? içi açılmasa dinamo tarzı yapıyı nasıl anlatacaktım babama. koruyucu meleklerdim dedim geçtim o meseleleri zamanla... kısa sürede de hafızadan kayboldu... ya da ben kaybolduklarını sandım belki de tüm bunlar bir felaketin, benim felaketimin başlangıcıydı
    ···
  19. 19.
    +13
    kafamın içinde parçaları birleştirmeye çalışsamda mümkünü yok... doğru bildiklerinin yalan çıkmasının ne kadar derinden yaraladığını ilk kez tattım o an... ulan rüyamda gördüğüm karı bile bir rüya değildi, sanal bebek gibiydim... tamamen başkaları elindeki bir değiş tokuş metası yahut dolandırılmış bir tüccar... tüccar elbette, herkesin pay alacağı bir işe girip aslında görmediğim ortaklardan birine pay olarak ikram edilmiştim. söyleyecekleri daha fazla incitemezdi. yine de aklımda kalan birkaç soru işaretine cevap bulmak ümidi ile kıpırdadı dudaklarım...

    peki bu kitabı neden bana verdin ? dedim

    ahh o kitap dedi acı bir tebessümle, sana birşeyler vermeliyim ki ,seni ikna edebileyim dedi...

    yani bu da mı yalandı ? dedim, cevabının hayır olmasını bekleyerek

    ''hala o küçük kafan almıyor değil mi ? seni başka nasıl ikna edebilirdim diyorum sana... beni nasıl kandırdılarsa ben de seni öyle tava getirdim. aslında tüm işi bu cinler yapıyor. biraz geniş düşünmeyi öğren artık.o kitap, elindeki gibik yüzük hepsi gereksiz birer ritüel... hepsi sana birşeyler yapılıyor izlenimi vermek adına uğraştırdığımız boş beleş işler.iş ne kadar komplike olursa o kadar çok 'bir mertebe' sahibi sanacaktın kendini... elbet kaçarı yok, birgün öğrenecektin.o da bugünmüş.

    onu geçtim bu kitap içindeki onlarca şekil,bir anlam çıkan saçma sapan harfler ? madem ki beni kandıran kişisin ve seni de birisi kandırdı,o halde onu kandıranı kim nasıl kandırdı ?

    onu kandıranda süleyman'ın bu harikalar ile insanlara hükmettiğini yayan kişinin zihniyetindeydi... benden pek uzak sayılmazsın hatada, beni suçlamayı kes !

    bana 1 bölüm verme amacın ne peki mustafa abi ? madem bir taka yaramayacaktı ve tamamen kendini sıyırmak adına beni belaya bulamak içindi. kalanlarını neden vermedin ?

    çektiğim belanın bir bedeli olmalı değil mi ? evlenemediğimi biliyormusun ? heryerde büyücü, şifacı yahut hanzo olarak anılmanın bedelini... 2 kuruş para için kırk adamın ağız kokusunu çekerek taaa suriyelere kaçmayı ? hiç bir tak bilmiyorsun... madem sordun söyleyeyim, birkaç ay daha fazla benim yanımda kalacaktın, palalar ayıkırsa öne seni sürecektim define olayı için... şehir dışına çıkmıştım,her şekilde beni arayacaktın. bulamazsan mekanlarına gidecektin. ayıkırlarsa en fazla kahvenin işletmesini alırlardı bende,ama seni giberlerdi... aslanım kusura bakma fakat ,aslan olacaksan o gibtiğimin vicdanından uzak duracaksın...

    her şekilde yannanı yiyeceksin diyorsun dedim ve kendimi tutamadım gülmeye başladım... sinir boşalması

    yok,şu saatten sonra yemen gerekmez... akıllı olacaksın... karı kız düdüklemeyiver, ananı babanı görmeyiver... bu hikaye üstünden bak dalgana.. mustafa ol sende, günü gelince bir skortak bulup rahata kavuş.bak benim son bir aşamam kaldı, kızı bafileyip erkekten de kurtulacağım. zaten bir şekilde namım var, insanlar bana inanmış bir kere... gelmeye yine devam ederler, param zaten var... artık bir kahvem var, adı her ne kadar kahve ise de şehrin daşşaklı elemanlarının mekanı


    uzun bir süre sessiz kaldık, çaylar tazelendi sigaralar devam. süleyman demirel gibi bir adamdı mustafa. saatlerce konuşup,bir çözümden bahsetmemişti.tek anladığım bu takun içine gayet güzel battığımdı. itiraz hakkım yoktu. mücadele gücüm yoktu. tavsiyelerine açıktım, bilmediğin bir ıssızda kalırsan ilk gördüğüne yol sorarsın seni ölüme bile yollasa başka çaren yok.her şekilde öleceksin zaten.bir an düşündüm ? ya bunlarda yalansa...

    hocadan falan yardım alamam mı ? dedim çekinerek... o an tek bir cümle istiyorum ,evetdese inanın ki 1000 km ötede olsa yaya giderim.o umut nedir bilir misiniz ?

    içindeki cini giberek öldürecem der zütüne kayar,bir de cebindeki parayı alır'' dedi bir kahkaha patlatıp... bildiğiniz celladımla oturmuş, akibetim hakkında malumat istiyordum...
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +13
    etme cahil ile sohbet çekersin ya elinden ya dilinden
    taklu bülbül ne anlasın has bahçenin gülünden
    ···