Yakın dönem edebiyatının en ses getiren yazarlarından biri olan Franz Kafka’nın, 1915 yılında yazmış olduğu Dava adlı eseri hakkındaki naçizane düşüncelerim şu şekildedir:

- Dava, Franz Kafka’nın, bürokrasinin ya da otoritenin bireye belirsizlikten ötürü azap çektiren hiyerarşisine yönelik bir nevi eleştiri türünde yazdığı romanıdır.

- Nüfuzlu bir bankanın önemli mevkisinde bulunduğu halde rutin bir yaşantı sürdürmekte olan Josef K., sıradan bir sabah gününde evine gelen polis memurlarını görmesiyle birlikte şaşırır, niçin evine izinsiz girdiklerini sorduğunda da tutuklandığını öğrenir. Tutuklandığını öğrenen Josef K., yaşadığı bu hadiseye anlam veremeyerek sebebini öğrenmek ister, fakat yeterli bir gerekçe duyamaz, çünkü tutukluluk kararını ortaya koyanlar bir örgüttür. Bu örgütün temel amacı; suçsuzları tutuklayıp, haklarında durup dururken çoğunlukla sonuçsuz kalan davalar açarak onları hem maddi hem de manevi anlamda yıpratıp pgibolojilerini altüst etmeye çalışmaktır. Josef K., bu bataklıktan kurtulabilmek için her anlamda yoğun bir mücadeleye girişecek, çeşitli kişi ve kurumlarla irtibata geçerek bu beladan kurtulmaya çalışacaktır.

- Franz Kafka, metin içerisinde baştan sona kadar betimlemeleri o kadar yerinde kullanmış ki, Josef K.’nın başına gelen hadiselere tanık olurken sanki sinema filmi izliyormuşum gibi hissetmeme neden oldu.

Dava romanından alıntılar:

● Kadın eli her şeye sessizce çekidüzen verir.

● Bir sürü boş şey arasında adalet kaybolup gidiyor! Ortada hiçbir şey yokken mahkeme bir suç yaratıyor.

● Zan altındaki bir insanın sırtüstü yatmak yerine huzursuz olması çok daha iyidir, çünkü sırtüstü yatan kişi farkında olmaksızın kendini terazinin bir kefesinde bulup günahlarının ağırlığıyla tartılabilir.

● Aslında kendilerinin de hiç anlamadıkları şeylerden konuşuyorlar. Kendilerine bu kadar güvenmeleri aptallıklarından.