/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 151.
    +6
    -Zeynep
    -Efendim.
    -Zeynep benim gitmem gerek. Saat 12 ye gelmişti. içimi anlamız bir umut ve heyecan sarmıştı kendimi aşık bir liseli gibi hissediyordum
    -Nereye kal hep yanımda kal. Kucağında Sabahı tutuyor bir yandan da saçlarını tutturmaya çalışıyordu.
    -Ama
    -Biraz daha kal ne olur bira daha kal bir şarkılık da olsa kal
    -Geri geleceğim ama önce yapmam gereken bir şey var.
    -Ne Ne yapman gerekiyor
    -Bu seni hatta beni bile açan bir şey Zeynep
    -Olsun bende yardım edeyim sana
    -Olmaz yapamazsın zaten.
    -Tamam ama bir şarkılık kal...

    Olur dememi beklemeden kucağından Sabah'ı indirdi. Ve Telefonundan bir melodi açtı. Göğsüme sarılıp yattı ve şarkıyı kendi söylemeye başladı

    https://www.youtube.com/watch?v=z1Dg1irRIYM

    Hayatımın en güzel günü yaşıyor olabilirdim. Bu sıcaklık bu duygu sanki insanın insan olduğunu anlatıyordu.
    Daha düne kadar hiç bir duyguyu hissetmeyen ben artık kalbimin farkına tekrardan farketmiştim. Allah'ım bu nasıl birşeydi kalkamıyordum. Sesi tutuyor kolları beni buraya bağlıyordu sanki. Öpsem doyabilirmiydim acaba bir kereyle?
    ···
  2. 152.
    +6
    Çok uzatmadım artık ayrılmamız gerekiyordu... Bu problemli durumları atlatabilirsem bigün gidecektim yanına sahiplenecektim, sahibi olacaktım o da benim...

    Aşk böyle bir şeymiş demek ibadet gibi, farz gibi...

    3 gibi evime vaardım. inanılmaz hafif hissediyordum. sanki kütleme inat uçacaktım. Ellerim ayaklarım uyuşşuk yüzümde inanılmaz saçma bir tebessüm vaardı. Bakan biri aşık olduğu mu anlamazsa kesin deli derdi sanırım. Kendime mani olamıyordum gülüyordum beyler tutmak istiyordum içimde ama olmuyordu. Şehrin elit caddelerinde kalabalık semtlerinde ara ara kahkaha atıyordum...
    ···
  3. 153.
    +5
    Bir kaç saatlik yolun ardından evime geri döndüm, kapı açıktı ürpermiştim bu durumdan
    mutluluğum tekrardan kursağımda kalmıştı neden oluyordu bunlar asla işlemediğim bir günahın vebalini çekiyordum sırtımda. Kambur olmuştu artık dedemin günahları sırtımda. Asla sağlıklı bir ruh haline bürünememiştim.

    Yetimliğin öksüzlüğün ezikliği yetmez gibi birde bu mesele artık beni darlıyordu...

    Girdim içeri ev darmadaın bir haldeydi sanki bütün eşyalar önce havalanmış ardında yere tekrar düşmüştü. Ne Mete ne de günlük vardı. Kaybolmuşlardı. Ne olduğunu anlayamadım. içimdeki o çaresizlik duygusu tekrardan aklıma hakim olmaya başlamıştı. inanın bu duygu insanın akl-i ve duygu foksiyonlarını ekliyordu. Sağlıklı düşünemiyordu insan.
    ···
  4. 154.
    +5
    Hemen telefonuma sarıldım Mete yi aradım ama ulaşılamıyordu. Çaresizlikle oturdum bir süre ağlamaya çalıştım ama tek damla aklmadı gözlerimden sanki yeniden kilitlenmiştim. Ama birşeyler yapmalıydım. Korkuyordum bir yyandan da günlüğe ve Meteye ne olmuştu. Nasıl kaybolmuştum böyle.
    ···
  5. 155.
    +6
    Çaresizlik ve düşünerek bir gün geçirdim ara sıra Meteyi aradım. Ama hala ulaşamıyordum. Ne oluyordu lan ne oluyordu.

    Ellerim kollarım titriyordu. Aklım karışmıştı ne yaacağımı nasıl bir yol çizeceğimi şaşırmıştım. Birşey yiyemiyordum. Bir ara aklımdan Zeynep'i de alıp çok uzaklara hatta varımı yoğumu satıp ülke bile değiştirmeyi düşündüm. Ama yapamadım Teo yu ve bin Meteyi aydınlatmam gerekiyordu yoksa bu vicdan azabıyla asla yaşayaazdım. Öte yandan ya Yesus peşimi bırakmazsa ya kabuslar ve bu şizofrenik durum devam ederse.

    Karar veremiyordum
    ···
  6. 156.
    +5
    Ertesi gün incin hatta harabe haline gelen evde uyandım nasıl uyuuştum onu bile hatırlayamıyordum. Yavaş yavaş akli dengemin bozulduğunu hissediyor bazen bunların hepsi bir rüyaymış gibi geliyordu.

    Sonra ciddi bir karar aldım ve Daniel'in kitapcısından başlayarak bu olayı aydınlatmak için evden çıktım. Bu meseleyi çözmem gerekiyordu.

    Çıktım evimden cüzdanımda yüklü miktarda para kışlık giysilerle. Kapıyı kilitledim. Derin bir nefes alıp düştüm yollara.
    ···
  7. 157.
    +5
    Bir kaç saate Teonun defterinde bahsettiği kıtapçıyı buldum fakat kapalıydı. Sordum soruşturdum 1-2 Haftadır buranın kapalı olduğunu öğrendim. Fakat yardımsever bir esnaf bana Daniel beyin oturduğu adresi verdi.

    Buraya uzak olmayan bir yere vardım. 7-8 Kattı lüx bir apatmanın 4. katıydı. Zile bastım ve bir yumuşak ve aksanlı bir kadın sesi duydum.

    -Kimsiniz. Bir an panik olmuştum. Şu bir kaç haftada ruhsal sağlığım tekrardan bozulmuştu. Kimliği belirsiz her hareket ve ses beni derinden sarsıyordu. Biraz bocaladıktan sonra cevap verdim.
    -Efendim ben Daniel beyle acil bir konuda konuşmam gerekiyor.
    -Evladım Daniel bey. dedi ve sustu kadın sesi titriyordu.. Ardından kapı açıldı. Temkinli adınlarla daireye çıktım beni nur yüzlü bir kadın karşıladı kapıda ses etmeden içeri davet etti.

    Güzel döşenmiş salonda misafirledikten sonra mutfağa gitti ve bana içecek bir şeyler getirdi.

    -Eeee evladım Daniel beyle. dedim kadın birden sözümü kesip.
    -Evladım Daniel bey kayıp dedi dolmuş gözlerle.
    -Nasıl
    -Evladım Daniel birkaç hafta bir çocuk ve Kütahyalı bir hocayla gitti ve bir daha dönmedi. dedi
    -Ne diyorsunuz efendim siz.
    -Aradık taradık evladım ama bir sonuç yok. dedi gözlerinden birkaç damla aktı.
    -Hanımefendi ben de o konu için gelmiştim...
    ···
  8. 158.
    +5
    -Hanımefendi nereye gittiklerinden kim olduklarından haberiniz yok mu?
    -Daniel bana xxx köyüne gittiklerini söyledi sadece. Beynimdden vurulmuşa dönmüştüm orası benim köyümdü.
    -Ya Hoca o kim onu biliyor musunuz? başını hayır anlamında sağa sola salladı.
    -Ne yaptıkların peki...
    -Başını yeniden hayır anlamında salladı.
    -Evladım sadece Daniel beyi sormak için mi geldin?
    -Hanımefendi o çocuk benim arkadaşımdı Daniel beyin aksine arkadaşım geri dönmüş fakat evine varınca ilk işi intihar etmek oldu. Dünde ev arkadaşı kayıplara karııştı. Burayı da intihar eden çocuğun günlüklerinden buldum.

    Kadın şok olmuştu, o da artık benim içinde bulunduğum duygu bunalımını yaşıyordu. Tepkisizleşti bir an da

    -Evladım arkadaşının problemi neydi.
    Başım önüme eğilmişti bir kez dana Teonun benim yüzümden öldüğü fikri aklıma düşmüştü. Kalbim parçalanmıştı biran da...
    -Hanımefendi arkadaşım benim yüzümden öldü. dedim her kelime dilimden çıkarken damarlarımı geriyordu.
    ···
  9. 159.
    +6
    Konuyu bir bir anlattım sonra hanımefendiye Teonun ölümünü ve Metenin kayboluşu dahil bütün meseleyi anlattım zaman hızla geçti.

    -Evladım sorununuz gerçekten çok büyükmüş kocam niye bu işe tek başına gitmediğini şimdi anlıyorum. Sana birinin adresini vereceğim ona git konuyu izah et bana Daniel'i ölü ya da diri getir.

    -Teşekkürler Daniel'i size sağ salim getirmeye çalışacağım. Bana bir adres verdi montumun iç cebine koyup yola düştüm.
    ···
  10. 160.
    +5
    Kadın beni kapıdan yollarken birle ağlamamak için kendini zorluyordu. Belliydi Daniel'i çok seviyordu ya da ona aşk kadar ihtiyaç duyuyorduç Daniel'i o kadına sağsalim getirmem gerekiyordu ama naasıl.

    işlerin bu denli büyüyeceğini ve hatta ölümlere kaybolmalara kadar yol açacağını hiç düşünmemiştim.

    Allah'ım ben nasıl bir pisliğin içine düşmüştüm. Korkum artıyor yalnız kaldıkça da daha çaresiz kalıyordum. Bitsin artık bu korku bitmeli. Düşünceli ve titrek adımlarla tüm yolu tek başıma ve düşünerek yürüdüm bir kaç saat sürdü yürüyüşüm. Akşam üzeriydi hava yavaş yavaş kararmaya insanlar artık işlerinden evlerine dönmeye başlamıştı ben bir gece kondunun önüne gelmiştim.

    Korkarak çaldım kapıyı bu artık benim son şansım olmalıydı.
    ···
  11. 161.
    +6
    Kapıyı genç bir Anadolu kadını açtı, başında yazma ve ayağında şalvarıyla. Ben demeye kalmadan beni nazikçe eve davet etti.

    -Oğlum Hoca efendi için mi? dedi ben ürkekçe başımı salladım. Odanın tekini gösterdi ve mutfağa yarım kalan işinin başına geri döndü.

    Kapıyı tıklattım içerden kendine güvenen bir ses
    -Gel. dedi

    içeri girdim. Boylu poslu bir adam vardı karşımda, Sakalları ağarmış yüzü nurlanmış bir adam. Saçları hafiften dökülmeye başlamış ve çekik gözleriyle bana bakan bir adam. Sonradan öğrendim ki Tatarmış (Kırım Türküymüş yani)

    Hemen bana yer açtı karşısında oynayan tvyi kapattı ve.

    -Söyle bakalım delikanlım derdin nedir.
    -Biraz karışık. dedim sanki herşeyi gözümden anlıyor gibiydi. Cengiz diye bağırdı. içeriye 13- 14 yaşlarında çekik gözlü sevimli bir çocuk girdi.
    -Koş abine bi bardak çayla bir küllük getir baki oğlum. dedi Çocuk tamam baba diyerek koşturdu içeriye bir dakika kadar sonra çayımla küllüğüm gelmişti.
    ···
  12. 162.
    +4
    Adam bana sarma bir sigara uzattı.
    -Delikanlı bu daha iyidir dedi. Aldım yaktım gerçekten daha yoğundu kendide yaktı bir tane.
    -Anlatabilecek misin şimdi.
    Derin bir nefes daha alarak anlatmaya başlamıştım. Anlattıkça yeniden duygudan duyguya geçmeye başlamıştım adamın yüzünden de anlayabildiğim kadar olay gittikçe daha da karmaşıklaşmıştı.

    Yarım saat kadar her şeyi anlattım ardından adam sessizce yerinden kalktı. Üç mum bir tas ve bir kara çarşaf alıp geldi mumları üçgen şeklinde yaktı ortasına tası koydu içine bir miktar su koydu artık zemzem miydi yoksa başka bir su muydu bilmiyorum ardından arapça bir şeyler diyerek çarşafı tasın üzerine örttü ve Arapça konuşmaya devam etti birkaç dakika sonra çarşafı bir kaldırdı ki.

    Tasın içindeki su komple kırmızıya dönmüştü. Adamın kaşları çatılmıştı.

    -Evladım biri sana musallat büyüsü yapmış.
    -Ne
    -Evladım biri sana Yesus'u musallat etmiş.
    -Ama
    -Bak evladım sesin dedinin meselesini siz çözmüşsünüz artık tekrar senle uğraşmasının bir anlamı yok bunu anlayamamıştım ama artık herşey daha berrak. Biri sana musallat büyüsü yapmış.
    ···
  13. 163.
    +6
    Dünya başıma yıkılmıştı ama artık daha iyi anlayabiliyordum neden bunca zaman sonra lanet devam ediyordu. Ama anlayamadığım yeni bir sorun çıkmıştı kim bana neden bu ifriti musallat etmişti. Adam tekrardan konuşmaya başladı kaşları çatılı ve yüzünde bir soru işareti vardı evladım şimdi sen burada otur ben birazdan geliyorum.

    Odadan çıktı. ben orada yetim bir çocuk gibi oturuyordum doğru ya zaten yetimdim. Bin dedesinin elindde büyümüş lanetlenmiiş bir yetimdim. Duygularım birbirine girmiş artık hissizleşmiştim. Teo Mete Daniel hepsi aklımdan çıkmıştı. Geçmiişe dalmıştım.

    Eziktim lan ben ezik hiç aşk yaşayamadım çünkü hiçbir kızın bana yazacağını düşünemiyordum. Mesela hiç hayır diyemedim kimseye. içimde kaldı hiç fikrimi söyleyemedim kimseye. Aklım karmakarışıktı.

    Bir süre sonra hoca girdi içeriye
    -Delikanlı bu giysiler sana olur bunları giy üzerindekileri bana ver dedi. Çıkardım herşeyi giyindim hocanın verdiklerini. ,
    -Yaarın bir şeyler alırız sana bilirim yeni gençliği hoca kısmısının giysileri açma sizidedi ve kahkahayla güldü bende güldüm. Neşemi yerine getirmek istiyordu anlamıştım.

    Oturdu yanıma
    -Bak evladım Yesus günlüklerde yazıldığı gibi güçlü ve bir reistir emrinde binlercesi vardır. Sevmez parasının alınmasının. Altına tapar bu mahluk. Kızdırmışsınız ama payını vermişsiniz ona. Teomanın derinden etkilendiğini ve bu yüzden rüyalar gördüğünü düşünüyorum evladım. Sonra ne olduysa bu işi kendi kafasına göre deşelemiş bu yüzden tekrardan uyandırmış bu mahluku ve biri de sana musallat büyüsü yapınca ihale tamamen sana kalmış delikanlı.

    Hoca konuştukça her şey yerli yerine biraz daha oturuyordu. Ama kim niye böyle bir şeyi yapardı.
    ···
  14. 164.
    +5 -1
    Hoca sonra hiysilerimi önüne aldı ve kurcalamaya başladı. Bir süre inceledikten sonra montumun sırtını yoklarken bir şey hissettiğini anladım. Etrdıbına baktı iç kesimde bir santimli bir dikiş izi gördüm. Hemen bir bıçakla dikişleri söktü. Montu yardı ardından Montumun arasından A5 büyüklüğünde bir sarı kağıt levha çıktı üzerinde Arap harfleri ve değişik figürler vardı ejder kafalı insanlar, dalgalı karışık işaretler felan.

    Beynimden vurulmuşa döndüm bir anda bu ne ara buraya girmişti kim sokmuştu bunu buraya. Hay Allah'ım neler oluyordu...
    ···
  15. 165.
    +4
    -Bak evladım bu ejder Yesus'u buradaki hayat dalgalarıda seni işaret ediyor. Bunu yapan adam işini baya iyi biliyor ama bizim görevimiz planları altüst etmektir değil mi?
    -Hocam aklım almıyor gerçekten aklım almıyor.
    -Oğlum işte üzerinde oyun oynanmış anlamayacak ne var...
    -Şey hocam peki Daniel'e ne olmuştur.
    -Daniel bey çok sevdiğim bir abimdir inşallah başına bir şey gelmemiştir ama kesin bir şey diyemem bu adam senin gibi genç dinamik bir adama bunları yapabiiliyorsa Daniel'i o adamdan Allah korusun...
    ···
  16. 166.
    +5
    -Önce seni bu ifritin büyüsünden kurtarmamız gerekiyor ardından da şu xxx köyüne gidelim bakalım neler olacak.
    -Nasıl olacak o iş hocam.
    -Basit. dedi yüzünde ki kararlılıkla.

    Tekrardan dışarıya çıktı bir şişe suyla geri döndü.
    Bak evladım bu zemzem suyudur her şeye devadır. Allah'a hamdolsun senin sorununu da çözecek inşallah. Yüzünde garip bir tebessümle. Adam babacanlıkta ODTÜ den yüksek lisans diploması almış gibiydi.

    Belden üstünü çıkar bakalım dedi. Ardından Cengiz'i çağırıp bir leğen istedi.

    -Delikanlım şimdi ne olursa olsun gözlerini açma tamam mı? dedi.
    -Tamam hocam dedim

    Ardından leğene doğru beni eğip gözlerimi kapatmamı istedi gözlerimi sımsıkı yumdum. Ardından Hocanın o ilahi sesinden Arapça sesler duymaya başladım ve ardından tas tas saçlarıma sırtıma dökülen suların soğukluğunu hissetmeye başladım.

    Birden herşey hissizleşmeye başladı sanki boyut veya mekan değiştirmiştim. Kulaklarım çınlıyor vücudum uyuşuyordu.
    Birden bir ses duydum Bu Bu Zeynepti
    -Ahtapot
    -Efendim Zeynep.
    -Napıyorsun burada
    -Özel bir iş Zeynep.
    -Bırak işini felan Ahtapot gidelim buradan ben hiç sevmedim burayı.
    -Olmaz Zeynep
    -Nasıl olmaz Ahtapot yoksa beni sevmiyormusun?
    -Seviyorum Zeynep seviyorum ama şimdi olmaz.
    -Ahtapot açsana gözlerini yoksa beni görmek istemiyormusun?
    -Açamam
    -Aç gözzlerini yoksa beni görmek istemiyor musun?
    -istiyorum ama açamam.

    Birden sizi cızırtılandı.

    -Gözlerini aç lan hırsız.

    O an irkildim ve sırtıma vuran koca bir elin ağrısıyla kendime geldim ve kustum. Gözlerimi açıp bir anda geriye doğru yaslandım nefes nefeseydim.
    ···
  17. 167.
    +10 -3
    Beyler inanın bende yazmak istiyorum ama şuan içimden gelmiyor gerçekten gecenin ilerleyen saatlerinde belki atarım bir iki part daha zaten bölüm sonuna da birkaç part kaldı. 4. Bölüm kısa ve son bölüm olacaktı gönlümden geçen hikayeyi trende sokmaktı olmadı.

    Bu sene içerisinde fantastik kurgu dalında bir romanım çıkacak. Desteklerinizi beklerim.

    Nasip olursa yarın bitireceğim hikayeyi.

    Destekleyin beni beyler bir efsane çıkarmak istemiştim ama olmadı. Hüzünlüyüm. Yaktım sigarayı

    Beyler yarın saat tam dörtte burada olun...
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa harbi değerin bilinmiyor varya tam filmlik senaryo amk çok güzel yaziyosun bitir lütfen hikayeyi
      ···
    2. 2.
      0
      nerdesin la
      ···
    3. 3.
      0
      nerdesin la
      ···
    4. 4.
      0
      çok iidi amk kaç gündür sözlüğü senin için açıom
      ···
    5. diğerleri 2
  18. 168.
    +5
    Birden öğürerek kalktım iğreç birşey çıkarmıştım çimde. Hocanın söylediğine göre beni bu bıkkınlığa iten ve hissizleştiren şey bu düğümmüş. O kadar kötü kokuydu ki hemen atma zorunda kalmıştım.

    Her neyse beyler. Herşeyi halledip hocayla bizim köye doğru yol tuttuk. Bilmem kaç saatlik yorucu ve uzun bir yolun sonunda köye vardık. Kimseye görünmeden akşam üzeri define alanına gittik.

    Ritüeli hallettik. Mumlalr yakıldı. Dualar edildi. Kazma küreğe sarıldık beyler. Kazdık kazdık bir poşete denk geldik. Siyah bir poşetti bu kalın şaşırmıştım daha önce böyle birşeyle karşılaşmamıştık.

    Kazdık poşeti çıkardık. Leş gibi bir koku yayılıyordu etrafa. Ceset gibi sanki.

    Poşeti açtık, bir ceset çıktı içinden takım elbiseli temiz yüzlü bir adamdı bu ceset Daniel olduğunu anladım. Şok olmuştuk. Teo adamımı öldürmüştü diye.

    Ama kim eden öldürmüştü. Hoca oturdu yerine. Durup dururken adam bir cinayet davasına bulaşmıştı.

    Belli etmiyordu ama olaylara o da biraz şaşırmış gibiydi. Yada bana belli ettiği azdı. Kazmaya devam ettik.

    Hazine sandığına denk geldik. Çıkardık açtık. içinde hiç bir şey yoktu.

    Hocayla oturduk ne yapacağımızı düşünüyorduk ama bir şey bulamamıştık. Evlerimize döndük.

    Danieli aynen oraya gömdük. Ben dünyadan uzaktım. Ama Zeynep'e yakındım. Ona yerleşmiştim. Normal bir hayat seyrediyordum.

    Bir gün internetten haberlere bakarken. M.Ö. ve D.V. isimli iki kiişinin feci şekilde can verdiğini anlatan bir habere denk geldim. Fotalardan biri meteye aitti.

    Herşeyi orada çözdüm byler.

    Meğer Mete parası bitince D.V. isimli hocayla beraber parayı çıkarmış. Birkaç gün snra Mete Teo'nun günlüğünü bulup bu işi kurcaladığını anlayınca peşinne düşmüşler. Daniel'in yanına gidince de Hoca davreye girmiş ve ajanlık yapmış.

    Hazinenin olduğu yere gittiklerinde Daniel'i öldürmüşler. Teoyuda işin içine itmişler ama Teo vicdanına yenik düşünce, onuda öldürmek zorunda kalmışlar. Ben geldiğimde ise bir fırsatını bulup Yesus'un nefretini bana bağlamışlar.

    Son

    Teo: Ölü
    Mete: Ölü
    Zeynep: Onunlayım
    Ben: -
    ···
  19. 169.
    +4 -2
    Evet son hiç yakışmadı ama vaktim olmadığı için böyle yapmak zorunda kaldım kusura bakmayın beyler...

    Yakın zamanda yeni bir başlık daha açabilirim...

    Yeni bir paranormal olayı araştırıyorum yeteri kadar bilgi toplarsam kurgulayıp yazacağım...

    Teşekkürler iNCi SÖZLÜK.
    ···
    1. 1.
      0
      ulan hep en efsanevi hikayeler böyle taktan bitiyo quantumda aynısını yaptı sende
      ···
    2. 2.
      0
      ulan hep en efsanevi hikayeler böyle taktan bitiyo quantumda aynısını yaptı sende
      ···