1. 13.
    0
    yaramın başı gibi film. bu filmin çok önemli fikirler barındırdığını düşünecek kadar ergen olan ateistlerin olduğunu öğrenmek üzüntü verici.

    not: ateistim bu arada.
    ···
  2. 12.
    0
    (bkz: the seventh seal)

    (bkz: yedinci mühür)
    ···
  3. 11.
    -1
    alegori ve melankoli…işte bu ve bergman’ ın parmağının bulunduğu diğer tüm filmlerde olduğu gibi bu iki obje de filmin özünü oluşturuyor. kendi içine kapalılık, alegori ve melankoli…

    --- spoiler ---

    bu film, başlı başına orta çağ ile savaş sonrası döneminin, bergman’ın kendisinin de belirttiği gibi alegori ve postmodernizm ile harmanlanması. orta çağ insanı vebadan ölesiye korkarken, aklını yitirirken modern çağ insanının ikinci dünya savaşından yeni çıkmış olması benliğini hapsetmiş buhran ve yıkımın getirisiyle atom bombası ve olası bir nükleer savaş hakkında kehanetler yazıyordu. savaştan dönmüş şövalye ve veba illeti ikinci dünya savaşını betimleyen bir metafor.

    modern çağın zihnini kurcalayan varoluşçuluk orta çağda metaforlar olarak beden buluyor. bu yolla din, ölüm, varlık ve insan gibi hayatın temel sorunları sorgulanıyor. kendini isa ve acıları adına kırbaçlayanlarla sahnedeki oyuncuları kıyaslıyor ve din adamlarının en iyi oyuncular olduğunu söylüyor çünkü ayinlerle kendini kırbaçlayan din çilekeşleri ile tiyatro oyuncuları aynı görevi üstleniyor: insanları peşlerinden sürüklemek. dinin doğuşunun nedeninin de hiçliğe olan korkumuz; "hiçlik. işte ölümden sonra olan, dayanamadığımız, korkularımızın nedeni hiçlik."

    "içine düştüğünüzü söylediğiniz o karanlıkta, hepimizin karanlığında yakarışlarınızı dinleyecek, acılarınızdan etkilenecek kimseyi bulamayacaksınız. gözyaşlarınızı silin, duygularınızı dizginleyin…"

    eğer her şeyin hiçlik olduğunu ve bunu bilmenin de bize içinden kurtulamadığımız bir çeşit bunaltı verdiğini biliyorsak neden hala içimizde yaşama isteği var? neden vebaya tutulmuş o adam “yaşamk istiyorum.” diye haykırıyordu? neden onu öldürecek adama aslında kendisine iyilik yapacağını söyleyen adam ölümü gözleriyle gördüğünde fikrini değiştirdi? biz hiçlik için varolduk ama varlığımızdan öyle uzaklaştık ki en sonunda hiçlikten korktuk. biz, hiçken evrenin merkezine oturduk ve artık ölümü her düşünüşümüzde hissettiğimiz hiçlik, bizi korkudan titretiyor.

    -canımı sıkan biriyle beraberim.
    -silahtarınız mı?
    -hayır, o değil!
    -kim o zaman?
    -kendim.

    yedinci mühür, varolmanın anlamsızlığının yüzümüze çarpıldığı; gerçeğin önemsiz, sıradan ama hayallerin büyülü olduğunun hikayesidir.
    --- spoiler ---
    Tümünü Göster
    ···
  4. 10.
    +1
    bir filmde ilk defa mı tanrı sorgulanmıştır ondan mı kült diye geçer bilmiyorum ama şu muhabbet dışında filmde hiç bir gib yok. izlemeye niyetliyseniz şunu okuyun ve hemen başka bir filme bakın.

    - tanrının kendini göstermesini, benimle konuşmasını istiyorum. karanlıkta ona sesleniyorum ama sanki hiç kimse yok.

    + belki de kimse yoktur.

    - o halde yaşam korkunç bir şey. her şeyin bir hiç olduğunu bilen biri ölüm karşısında yaşayamaz.

    + çoğu insan ne ölümü ne de yaşamın hiçliğini düşünür.

    - ama bir gün hayatın sonlarında karanlıkla yüzleşmeleri gerekecek.

    + o gün…

    - korkumuzdan bir imge yaratır ve sonra o imgeye tanrı adını veririz.

    (bkz: herkes beğenmiş eski zaten siyah beyaz denişik o zaman ben de beğeneyim çünkü ben bir koyunum sorsanız neyi beğendim diye size bir gib söyleyemem ya tanrı din ehe ehe falan)
    ···
  5. 9.
    0
    siyah, beyaz.
    ···
  6. 8.
    0
    ekşici binlerin beğendiği gibimsonik film.
    izleyip de ders çıkaran adamın zütünü gibeyim.
    ···
  7. 7.
    0
    bana göre ölüm-yaşam-tanrı-din sorgulamalarından çok bu filmin bu kadar başarılı olmasının sebebi bir dönemin atmosferini, tarihini inanılmaz bir gerçeklikte anlatabilmesidir. o karamsarlığı, din ve kilisenin insanlar üzerindeki otoritesini, ve tabi ki veba'yı bir hastalıktan öteye geçirerek bütün filmin ana teması yapabilmesi hakkaten çoh iyidir. ayrıca filmi bu kadar ilgi çekici kılansa tabi ki "ölüm-azrail" adlı bir karakterin olması ve insanlarla (daha doğrusu şövalyeyle) olan diyalogları, özellikle satranç muhabbeti. (gerçi pek bi yere bağlanmaz bu satranç muhabbeti, zaten son bellidir). dediğim gibi en azından bu devirde hayat-din ve tanrıyla ilgili çok fazla düşünen, bilmem kaç tane kitap okuyan insanlara çok da yeni bir şey katmaz. tabi bu kitapların belki de çıkış noktalarından birisi de bergmanın bu filmidir. ama dönemi için düşündüğümüz de tabi ki bir başyapıt diyebiliriz.

    amk kendimi ekşide gibi hissettim bi anda.
    ···
  8. 6.
    0
    allah gibi film.
    ···
  9. 5.
    0
    özet:
    http://www.aksam.com.tr/images/news/25008.jpg
    ···
  10. 4.
    0
    hemşerim ingmar'a tanrının varlığının soruşturulduğu sahne için gerçekten teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca 1957 şartlarında çekilmiş bir film olduğunu belirtmeden edemeyeceğim.
    ···
  11. 3.
    0
    bergman reisin en önemli filmlerinden biri. en önemlisi persona tabii. ayrıca ben bir entel incici, bir sinebin olarak bu tip başlıkların artmasını istiyorum.
    ···
  12. 2.
    0
    (bkz: the seventh seal)
    (bkz: yedinci mühür)
    ···
  13. 1.
    +1
    özet:
    mal bi sövalye var azrail diyo öldürcem seni, köyde veba var zaten, palyaço falan var bide taş hatun, takılıyo bunlara, azrailede dio ki gel satranç oynayalım yenersem öldürme azrail amcığı hile yapıyo sonra hepsini öldürüyo dıbına koyiim
    ···