değişik insanlarla döğüşüyorum

3 Eylül 2004

Üniversite son sınıftayım, en yakın arkadaşım berk. Kafalar uyuşuyor berkle. Çabuk gaza gelirim. usta bir dövüşken olduğumu söylerler.. etrafımdaki bütün eşyaları ninca gibi kullanabilme yetim var. sert görüntümün altında pırlanta gibi bir kalbe sahibim. Ve size bişey söyleyim mi? istesem berki döverim.

7 Eylül 2004

Kantinci hasan abi var çok matrak adam. çay alırken Ceren diye bi kızı gösterdi bana , üf adeta bir melek.. Sana yazıyo galiba bu kız dedi. "Hımh" diye yamuk güldüm , erkekten anlıyor demekki bu ceren diyerek komiklik yaptım Hasana. Gülmedi bin.

Öğlen Berke gösterdim Cereni. Bana yazıyo bu hatun dedim. Yakışır kardeşime dedi geçiştirdi mevzuyu. Ulan Berk seninde dıbına koyayım , hiç halden anlamıyosun.

Beklenen oldu , aradan toplam 7 saat geçmeden aşık oldum cerene. ilk görüşte aşktı bu. Zaten o gün bi daha hiç görmedim. Lan madem bu kadar aşıksın bana , niye çay sırasında söylemedin ki? Avrat Hasandan duyuyorum bana yazıldığını. (Hasan o komikli şakama gülecektin bin , kırgınım sana)

8 Eylül 2004

Bütün gece hayalimden mesaj attım cerene. Sonra hayalimde çıkmaya başladık. Hayalde ilerleyen bu aşk oyununda cereni bir grup serserinin elinden kurtarıp kahraman oluyordum. Dup dup dup yumruk içinde bıraktım serserileri. Tabi daha önceden ayarladığım arkadaşlarım olduğu için beni dövmediler. Hep dayak yediler sağolsunlar. Sonra iyice coştum ve fantastik tekmeler attım her birine. Hayalim ilerledikçe kendimi durduramıyordum ve aynı hayalin ayrıntılarını defalarca düşünüyor , abartılı yerlerin altını çizerek olayı nasıl daha gerçekçi göstereceğimin senaryosunu oluşturuyordum. Her senaryoya bir serseri fazladan eklemeyi ihmal etmiyordum tabiî ki.

8 Eylül 2004 gece yarısı

Hayalin taku çıkmaya başladı. Bir yerde dur demek lazım. Serseri sayısı 15 in üzerinde seyrediyor. Ulan o kadar arkadaşım yok benim. Hem olsa bile bu oskarlık performansta rol verilebilecek kadar güvenebilir miydim? Ya arada gaza gelip bir iki yerime vursalar?

3 kişi iyiydi. Fazlası acıtabilir.

9 Eylül 2004

Sabaha kadar uyumadım diyebilirim. Hayalimde en az 3000 kişi dövdüm. Son senaryoda atın üzerindeyken dövüyordum serserileri ve at da bana çok sadık olduğu için gerek şaha kalkıyor gerek kıçıyla serseri tokatlıyordu. Dövüşün sonunda cereni hop diye atın arkasına alıp uzaklaşıyorduk. Nereye uzaklaşacaz , atı nereye bağlayacam? At konusu sıkıntı yarattı vazgeçtim.

okula geldim. Ders elektromanyetik teoriydi. Berk en önde oturuyor. Olum dedim kalk bi kantine gidelim nasıl olsa yoklama almıyor hoca. Berk sen git dedi , hem belki cereni görürsün. Berkin haklı olduğunu düşündüm , dedim notları alırım senden , baba kaçar.Son hızla kantine gittim

bin Hasan Cerene çay verirken gülüyor , kızı güldürmeye çalışıyordu. Hemen kaynadım araya. Oo Hasan ağabeycim yine günündesin diyerek kızın aklını almaya çalıştım. züt hasan çay mı istiyon dedi. Ulan bu ne soğukluk… Her zamankinden ver dedim. Çünkü böyle komiklikler yapınca kızların çok hoşuna gider."Bar mı burası aslanım , pavyondamısın" dedi ipne Hasan. Ceren gülmüştü sonunda. "Ah ah haaahh çok şakacısın hasan ağabey" diyerek bozdum pekekenti. Ulan kız beni seviyor , kabul et artık buna bozulmanın anlamı yok.

Ceren çayı alıp gözden kayboldu. Dedim nasıl olsa gelir kantine tekrar , bana açılmak için bir fırsat arıyor , yalnız görünürsem gelir yanıma.

8 Ekim 2004

Aradan neredeyse 1 ay geçti ve ceren hala bana açılamadı. içine kapanık bir sevgilim var. Acaba ilk ben açılarak bu ilişkiyi şahlandırsam mı diye düşündüm. Vazgeçtim sonra. Aklıma süper bir fikir gelmişti. Hayalini kurduğum taktikle cereni serserilerden kurtaracaktım. E eşek değilya heralde o zaman dudaklarıma yapışacak ve “kahramanım seni seviyorum” diyecekti.

Zaman kaybetmeden bu fikrimden berke bahsettim. Abi dedi atı nerden bulacaz. Haklı buldum zaten bende önceden vazgeçmiştim ama yineden şansımı deneyim dedim. Kendimi durduramıyordum en az 7 kişi dövmeliydim. Berkinde ısrarıyla sayıyı tekrar üçe çektik. Peki kim olacaktı bu oskarlık üç oyuncu?

Berke dedim biri sen ol biri avrat hasan olsun biride avrat hasanın çırağı kız Ahmet. Ancak berkte serseri tipi yoktu , ayrıca bin hasanı tanıyordu ceren. Bu yüzden mevcut kişilerle şansım pek yüksek değildi. Peki kız ahmetin arkadaşı yokmuydu?

12 Ekim 2004

Plan kafamda iyice netleşti. Cerenin bana açılabilmesinin tek yolu onu serserilerin elinden kurtarmak olacaktı. Kız ahmeti kantinden çıkardım. Yak dedim bi cuvara. Ahmet konuyla ilgili görünüyordu.

Dedim Ahmet seni severim ama iki arkadaşınla birlikte seni çok feci dövmem gerekiyor bana yardım eder misin? Şaşırdı mal.

Ahmet dedim bak koçum , dravdan dövecem , sahici yumruklarım ve ölümcül tekmelerimi kullanmayacam söz veriyorum.

20 şerden 60 liraya tavladım kek ahmeti. Planım tıkır tıkır işliyordu. Bir saatçi ustasının çarkları yerine oturttuğu andaki hisleri yaşıyordum. Oskar benim olacaksın.

15 Ekim 2004

Aslan yürekli Ahmet bu gün yanıma geldi , dedi abi arkadaşlar hazır. Yarın okul çıkışında yengeyi takip ediyoruz , evine yaklaştığı zaman basıyoruz pandiği.

Hoşt dedim köpek pandik olmaz , laf atın yeter dedim. Sonra bir iki itip kakarsınız o sırada bende gelip ağzınızı burnunuzu mecazen kırarım dedim. Tamam abi dedi gitti.

Gece uyku tutmuyordu. hayalimde Aslan yürekli Ahmet ve şovelyeleri en az 26 değişik teknikle dövdüm.son hayalimde o kadar profesyonelleşmiştim ki , Ahmeti iki yakasından tutup fırlatarak mahalleden dışarı kadar atıyordum. Ahmet göklerde süzülürken ağzından şu cümleler dökülüyordu , “ biz nasıl bir belaya bulaştık , aman tanrım lanet olsuuuuuunnnn" sonra düşüyordu yere falan..at konusunu kafamdan atamıyorum.

16 Ekim 2004

Büyük gün geldi çattı. Kariyerimin ilk profesyonel dayağını atar gibi yapacaktım. Çıkışta dördümüz takıldık kızın peşine takip ediyoruz. Neyse okula fazla uzak oturmuyormuş Allahtan. Tam bir apartmandan içeri girecek gibi oldu ceren , aslan yürekli Ahmet ve şovalyeler sıkıştırdı kızı…

Kalp atışlarıma dur diyemiyordum , işte beklediğim o an sonunda gelip çatmış , ben evinin her odasında , her komidinin üzerinde , her kapı arkasında tuvalet kağıdı koleksiyonu olan ben , sonunda metamorfoz geçirerek , bir sürüngenden bir süper kahramana dönüşecektim

Koşmaya başladım. Sessiz , derinden ve mağrur koşuşum , tıpkı ağır çekimde yarış kazanan bir arap atının yelelerini savurduğu anda verdiği poz gibi asil ve kusursuzdu.

Attığım her adımda aşkıma , cerenime biraz daha yaklaşıyor , efsanevi aşkımızın ilelebet sönmeyecek olan fitilini ateşlemeye doğru uzanıyordum.