/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 9.
    0
    Part 8-
    Sontaran gemisinin Çanakkale ye yaklasmasi yaklaşık 15 dakika sürmüştü. Sontaran askerleri gemiden yaydiklari yeşil gazın ardından karaya çıkış yaptı. Bu gaz etkiledigi insanlarin sontaran askerleri için köle olmasını sağlıyor, derilerini kurutuyor, kan kusturuyor ve elleriyle gozlerini kırmızı yapıyordu. Gazdan etkilenen Anzak askerleri etkilenmeyen askerlere dokununca onlarda ayni etkiye maruz kalıyordu. Böylece Sontaranlar hic zahmete girmeden kendi ordusunu oluşturuyor ve sakince ilerliyordu. O sırada olanlardan habersiz doktor kumandan Mustafa Kemal ile TARDIS e varmıştı.
    + Aah benim güzelim. Sana ne oldu böyle. (Diye ic geçirdi doktor)
    TARDISin dışındaki telefon ahizesini çıkardı çünkü içine giremiyordu. Clara
    çok korkmus olmalı diye düşündü. TARDDIS in içindeki telefonu aramak istemişti ama karşıdan cevap gelmedi.
    Bu vesileyle doktor cok uzun zamandır yapmadığı bir şey yaptı ve eski TARDIS yardım hattını aradı. Bu eski sistem TARDIS kullanmayı bilmeyenler icin bir nevi klavuz seklindeydi.
    +Iyi gunler Zaman Lordu. TARDIS yardım hattına hos geldiniz. Lutfen yardım almak için isminizi söyleyin.
    -Benim adım doktor.
    +Doktor Kim?
    (Doctor bir eliyle ahizeyi kapatip kumandana döner ve gülerek)
    -Hep bu soruyla karşılaşıyorum.
    Tekrar telefona döner ve
    -Kayitlarina bir daha bak. Ben. Doktor.
    +Kayıtlar gözden geçiriliyor... Doctor ismi kayıt dışı. Kaydolmak istermisiniz?
    -Lanet makina! Tamam nasıl kaydoluyorum.
    +Lutfen telefon panelinin altindan çıkan cisime zaman lordu oldugunuzun kanıtı olan iki kalbinizi dayayınız.
    Doctor kızgın bir şekilde denileni yapar ve yaklaşık 15 saniye sonra telefondan
    +Zaman lordu olmadığınız için sizi kayıt altına alamıyorum. Lütfen daha iyi bir destek icin sizi Galiffrey destek hattına baglamami bekleyin...
    Doktor gözlerini devirir ve
    -Ya tabi ne demezsin. Galiffrey kayıp ve inan bana bulman imkansız.
    Doctor'un sözü karşıdan gelen bir erkek sesiyle kesilir.
    -Iyi gunler ben Galiffrey gezegeninden destek icin arıyorum. Kiminle görüşüyorum acaba?
    ···
  2. 8.
    +1
    Part 7-
    (O sırada yer küre dışında yörüngede durmakta olan bir Sontaran Gemisinde)
    Sontaran askerleri birbiri ardına dizilmiş ve diger Sontaranlardan cok daha farklı olan kumandanlarina bakmaktadir. Kumandanın ten rengi simsiyah, bir gözü yukarıdan aşağıya bir yara yüzünden kapalı ve etrafi kızarmış. Diğer gözü ise ışık gibi parlayan mavi renkte. Ayakta zor duruyor ve hafiften titriyor. Fakat sesi de bir o kadar öfkeli.
    +Askerler! Dünya gezegenine inmemize az bir zaman kaldı. Derhal son raporlarinizi iletin.
    Yan taraftan kumandanin bulunduğu kürsüde bir subay hafifçe Sontaran kumandanina yaklaşarak.
    -Efendim bundan eminmisiniz. Su an tarayicilarimiz zaman çizgisinde bozulmaması gereken bir anda olduğumuzu gösteriyor. Eğer müdahale edersek sonuçları korkunç olabilir.
    Kumandan yüzünü ekşiterek
    +Sen korkunç nedir gormemissin asker. Zaman çizgisi umrumda değil. Buraya tek bir hedef için geldim ve onu almadan asla geri dönmeye niyetim yok.
    (Askerlere dönerek)
    + Beni dinleyin! Eğer burda yapmak istediğim şeyi kabul etmeyeniniz varsa gidebilir. Sizi Hiç bir şeye zorlamiyorum.
    (Bir müddet sessizlikten sonra subay Sontaran yavasca hareketlenir ve kapıya gider. Kumandan subayı birden silahla vurur ve Sontaran subayinin cansiz vücudu sessizce yere düşer. )
    +Dedigim gibi, kabul etmeyen varsa gidebilir.
    Bu sefer askerler mum gibi kumandanlarini dinler.
    +Dünya çıkarmasını yapmaya hazirlanin! Karaya iner inmez gitmeniz gereken yer hakkında emirleri iletecegim. Şimdi... Asker marş!
    (Askerler büyük bir kararlilikla silahlarini kusanir ve dünyaya inmek icin son hazırlıkları yapar. )
    ···
  3. 7.
    +1
    Part 6-
    Doctor ve kumandan kısa sürede çadırdan sakince dışarı çıkar. Basta iki er onlarla gelmek istese de kumandan buna gerek olmadığını eliyle isaret eder. Doctor merak içinde
    +Sanirim bana guveniyorsunuz kumandan. Bu ilk basta pek olmayan bir sey. Genellikle beni pek fazla dinlemezler. Özellikle askerler. Siz belli ki sadece bir askerden fazlasısınız. Isminiz nedir?
    - Benim adım Mustafa. Ikinci bir adım daha var ama resmi sayılmaz. Öğretmenim vermişti bana. Mustafa Kemal diyebilirsiniz. Bana bir askerden fazlası olduğumu söylemeyin lutfen. Benim gözümde vatanını savunan her birey kahramandir. Su an bu cephede sadece askerler yok. Yurdun her yanından adam eksigimizi gidermek ugruna anneler ufacık genclerini bize verdiler. Ne onlar nede ben sadece askeriz. Size gelicek olursak... Galiba siz de bir doktor dan fazlasısınız.
    (Doktor munzur bir gulumsemeyle başını eğer. Yerde bir silah gordugunde ise gulumsemesi kesilir. Nede olsa silahlardan nefret eder.)
    +TARDIS ... öhöm yani kulübem cok uzakta değil. Tamir etmem gerekicek.
    -Bir kulübenin nesinin tamir edilmesi gerekebilir ki?
    +Inanin bana kumandan bu benim de cok merak ettiğim bir konu.
    ···
  4. 6.
    0
    helal pic sevdim
    ···
  5. 5.
    +2
    -Part 5-
    +Askerlerimin kusuruna bakmayın. Biliyorsunuz ki savaşın ortasındayız ve küçük mavi bir kutu cephenin arkasında her gün belirmiyor. Sizin adınız nedir? Kimsiniz?
    - Bana sadece Doctor diyebilirsiniz.
    + Anladım demek tıpla uğraşıyorsunuz. Anlarsınız ki şu an gerçekten ihtiyaç duyulan bir meslek.
    - Askerlerle pek aram yoktur kumandan. Silahlarla da. Savaşın gereksiz olduğunu düşünürüm.
    + Hepimiz barış isteriz Doctor. Ama söz konusu vatanımı korumak olunca gerekirse savaşarak ölürüm. Bunların olmasını hiç kimse istemezdi ama oldu. Şimdi bir köşeye çekilip kabullenmemizi bekleyemezsiniz.
    -Biliyorum kumandan. Biliyorum. Kızgınlığım size değil. Nede olsa size verilen emirleri uyguluyorsunuz.
    Doctor o an türklerden birisinin kendisiyle anlaşabildiğine çok sevinmişti. Normalde olsa TARDIS her türlü iletişimi düzeltir ve çeviriyi anında yapardı ama anlaşılan çok sevdiği aletinde bir sıkıntı vardı. Sakince:
    +izin verirseniz o mavi kulübeme kısa süreliğine dönmek istiyorum. Halletmem gereken bir şey var.
    -Üzgünüm doktor ama siz gerçekten de yabancısınız. Böyle bir izni vermemin tek yolu sizinle gelmem.
    +Ahh evet. Sandığınızdan daha da yabancıyım...
    ···
  6. 4.
    +3 -1
    -Part 4-
    Doctor TARDIS'in kapısından adım atar atmaz karşısında 6 kişiden oluşan askerleri görür. Kendisine silah doğrultan ekibe;
    -Lütfen sakin olun size zarar verme gibi bir niyetim yok. Şimdi bakıcak olursanız benim adım-
    Sözü anlamadığı bir bağırışla kesilir
    +ingilizce konuşuyor bu gavur! Kesin casus yakalayın!
    Arka taraftan gelen bir asker Doctor'un kafasına dipçikle vurur ve Doctor tekrar gözünü açtığında kendini elleri bağlanmış bir şekilde çadırda bulur. Etrafta dediklerini anlayacak birileri var mı diye bakınırken çadırın boş olduğunu görür. Fırsat bu fırsat diyerek ellerini çözmeye uğraşırken kapıdan aniden 3 kişi girdi. içlerinden birisinin rütbeli olduğu anlaşılıyordu. Adamlarına sakince bir şeyler söyledi ve iki asker Doctor'un ellerini çözdü. Kumandan sakince haritanın bulunduğu masanın yanındaki koltuğuna oturdu. Doctor'u süzerek yavaşça geriye yaslandı ve ingilizce konuşarak:
    +"Bu adam casus değil." dedi.
    ···
  7. 3.
    +2
    -Part 3-
    -Burda neler olduğunu söyleyeyim Clara. Savaş. işte olan bu. insanoğlunun manasızca kendi kendini yok etme çabasının sadece bir meyvesi. Askerler doğar ve ölür. Ülkelerinizin size nasıl baktığını bilmiyor muyum sanıyorsunuz? Eğer bebek erkekse Asker, kızsa Asker doğurma makinesi!
    +Doctor sakin ol bunun sende öyle olmadığını biliyorsun.
    -Ben bir aptalım Clara. (Hızlıca yerinden kalkar.) Kesinlikle burada daha fazla durmaya niyetim yok. TARDIS'i tamir eder etmez buradan gitmeliyiz.(Elini hızlıca TARDIS'in konsoluna atar ama bir şok dalgasıyla geriye savrularak duvara çarpar.)
    +Anlaşılan bir süre daha buradayız.
    Sersemlemiş halde doğrulan Doctor "O burda olmamızı istiyor. Sanırım burada çözmem gereken bir şey var."
    - Çözmem gereken ne demek? Ben de burdayım Doctor. Sana yardım etmeliyim.
    + Kusura bakma Clara ama zaman çizgisinin çok kritik bir noktasındayız. En ufak hata bile tarihin akışını korkunç şekilde etkileyecektir. Burada kalıyorsun.
    Sakince Clara'nın yanına gelen Doctor Clara'yı hafif bir dokunuşla bayıltır. Usulca kıyafetini düzeltir ve TARDIS'in kapılarını açar.
    ···
  8. 2.
    +2
    -Part 2-
    Gelibolu(Çanakkale) 1917
    -Senden bunu anlamanı beklemiyorum Clara ama zaman çizgisinde asla değişmemesi gereken olaylar vardır. Tecrübelerime dayanarak söylüyorum bu olaylar her ne olursa olsun bozulursa sonuçları korkunç olur.
    +Evet ama bunun bizimle ne ilgisi var? Bu savaşı duymuştum. Osmanlı Devletindeyiz değil mi?
    - Kısa bir süre daha evet...
    + Çok korkunç olduğunu okumuştum. Hatta ingiliz aileler olası bir ikinci Gelibolu çıkartması yapmak isteyen hükümetin yaptığı oylamada kağıtların arkasına "Artık Gelibolu cehennemine gönderecek oğlumuz yoktur." bile yazmışlar. Gerçekten burada ne oldu Doctor?
    ···
  9. 1.
    +6
    Gençler kendi kurguladığım ufak bir senaryo var seveceğinizi düşünerek paylaşıyorum. Şu an ufak bir başlangıç kısmı mevcut part halinde devam edicem.
    -PART 1-
    Günümüz- TARDIS-
    -Şöyle güzel bir yıldızın doğuşunu merak ediyorum Doctor.
    +Aaah evet. Evrendeki sayısız ama bir o kadar da nadir mucizelerden birisi. Biliyor musun Clara bir yıldızın doğuşunu seyretmek her zaman içimi açmıştır. Tabii ki bilmiyorsun. Hiç görmedin ki! Eğer kendini hazır hissediyorsan Clara sana bu ciksi şeyi göstermek istiyorum.
    -(Gülerek)ciksi mi? Senin hakkında şüphelerimi günden güne çürütüyorsun Doctor.
    +Buz dağının diğer kısmını bilmiyorsun. Hadi öyleyse yolculuğa çıkmaya hazırsan başlıyoruz!
    (Doctor her zamanki gibi heyecanla TARDIS'in konsolundaki ayarlamaları yapar ve Clara'yı Exodia yıldızının doğumuna tam 2 Milyar Yıl sonrasına zütürmek için kollarını sıvar. TARDIS her zamanki sesiyle yolculuğa hazırlanırken birden tamamen susar. "Ne oluyor?" diye sormak isteyen Clara'ya bu fırsatı vermeyen TARDIS büyük bir gürültüyle sallanır ve ikisi de yere düşer. Doctor TARDIS sakinleştikten sonra ayağa kalkar ve tarihe bakar. Gözleri önce şaşkınlık sonrasında ise hüzünle Clara'ya döner.)
    -Hiç te iyi bir yere gelmedik Clara. Dışarı çıkmamız gerektiğinden bile emin değilim.
    +Neredeyiz Doctor?
    -Teknik olarak Dünya'dayız. Bir ingiliz olduğun için bulunduğumuz yeri iyi tarih kitaplarından duymuşsundur. Ama bunu nasıl söylesem?
    +Doktor söyle artık...
    -Savaşın ortasındayız Clara. Gelibolu dayız...
    VE DOCTOR WHO JENERiĞi GiRER..
    ···