/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    Ejderhadan sonrasını okumadım
    ···
  2. 27.
    0
    rexistanizm
    ···
  3. 28.
    +1
    teogda 31 cektim hayatim karardi
    ···
    1. 1.
      +1
      kardeş ne yaptın sennn :D
      ···
  4. 29.
    +17
    Edit:Herkese günaydın. Üniye gidene kadar buraya elimden geldiğince hızlı bir şekilde atacağım. Saat 12.00 da çıkacağım evden yani 2.30 saatimiz var. Devam edelim.

    "O sana emanet." kelimesiyle birlikte uyandım. Sadece bir kelimeydi ama içim titremişti. Biraz soluklanıp kendime geldim. Bugün günlerden pazardı. Pazar günü pazar alışverişi yapardım. Ve babam yine pazar parasını ekgib etmemişti. Dün yaşadığım şey muhtemelen bir rüyaydı. Rüya olmalıydı. Ejderhalar gerçek değildir çünkü. Ama hikaye çok karamsardı. O mağaraya tekrar girecektim ama pazar alışverişinden sonra. Pazara gittim ve domatesin kilosunun 6 tl olmasına yakınırken Derya'yı gördüm. Eski sevgilim en yakın kankasını. Ve yanağımdaki yara aklıma geldi. Yanağıma dokunduğumda hiçbirşey hissetmiyordum. Ne bir acı, ne de bir sızlama. Bir aynaya doğru koştum ve baktım. Gerçekten de hiç yaram yoktu. Nasıl olur? Hatırlıyorum morarmıştı. Tabi ya o ejderha. Çok hoşuma gitmişti. Dayak yedim ve eseri yok şimdi. O yara olsa durmadan o olayı hatırlardım. Bu da o ejderhanın rüya olmadığının başka kanıtıydı. içimde bir heyecan vardı. Hemen pazar alışverişini bitirip ejderhanın yanına gitmek istiyordum. Ben aynaya bakarken arkamda Derya belirdi.

    D-"Bir bine dün olanları duydum üzüldüm. Sen iyi misin?" iyi miyim? iyi miyim? Soru mu bu şimdi? Tabiki berbatım.

    b-"Sana nasıl gözüküyorum?"

    D-"Dün yanağın morarmıştı seni aradım ama bulamadım makyajla falan mı gizledin yaranı? Bunda utanılacak bişey yok hepsi o Melisa'nın hatası."

    b-"Hayır yaramı gizlemedim. Yaram yok çünkü. Bir krem sürdüm hemen iyileşti" diye yalan söyledim ve devam ettim: "Hem beni üzen şey onun hatası değil benim onu hala seviyor olmam. içten içe hala gelse ve ben pişmanım dese affedeceğimi hissediyorum. Ama neden bana bunu yapar ki? Neden yani? Ne yaptım?" Derya sessizleşti. Nedenini biliyor gibiydi.

    D-"O başından beridir Serdar'ı seviyordu. Sadece Serdar istedi diye seninle çıkıyormuş gibi yapıyordu."

    b-"Sen bunu biliyordun ama bana söylemedin mi yani?" Midem bulanmıştı. Artık ağrılarımın sancıları fena artmıştı. Pazar alışverişim zaten bitmişti ve mağaraya doğru koşmaya başladım. Derya ise

    D-"Bir bine dur bekle" diyordu ama onu dinlemiyordum. Sadece koşuyordum mağaraya doğru. O mağaraya girmem lazımdı. Bu olanları unutmam lazımdı. Neden ki? Sırf oynamak için miydi bu kadar şey? Bu kadar acı bu kadar hüzün hepsi oyun muydu? içim intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu. Ama acı şu an daha baskındı. Mağarayı görür görmez içeri girdim elimdekileri bırakarak. Mağaraya girdiğimde ejderha şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Ağladığımı görüyordu.

    E-"Ne oldu?"

    b-"Hikayenin kalanını dinlemeye geldim" dedim kendimi dizginleyerek. Ejderha ise

    E-"Acını saklamana gerek yok. Burada kimse yok istediğin kadar ağlayabilirsin" dedi ve bende kendimi tutmadım. Hıçkıra hıçkıra bağıra bağıra ağlamaya başladım.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 30.
    0
    Devam reis efsane sardı aq
    ···
  6. 31.
    0
    Bro haydi yaz artık
    ···
  7. 32.
    +6
    E-"Şu an daha iyi misin?"

    b-"Evet iyiyim."

    E-"Dışarda duygulara sihir yapmayı iyi bilen birileri olmalı. Senin duygularınla çok fazla oynuyorlar."

    b-"Sadece kelimelerini iyi seçiyorlar o kadar" dedim. Ejderha güldü

    E-"Şu halinle bile sanki hiçbirşey olmamış gibi konuşabiliyorsun. Bu yeteneğini akıllıca kullan" dedi. Bunu herkes yapabiliyordu. En azından tanıdığım çoğu kişi. Daha sonra ejderha durağanlaştı.

    E-"Biri geliyor. Sizin ırktan bir dişi." Bu Derya olmalıydı. Beni buraya kadar takip mi etmişti? Burada olduğumu anlamazdı. Benim buraya girecek cesaretim olmadığını biliyordu. O Ov. Malzemeleri dışarıya bırakmıştım. Kesin içerde olduğumu oradan anladı. Deryanın sesi zaten geldi.

    D-"Bir bine, dünyaya lanet getirmeye çalışıyorsan sana baştan söyleyeyim batıl inanç bu. Bu mağaraya girerek eline bişey geçmez. Geliyorum haberin o-olsun." Korktuğu her halinden belliydi. Ejderha içeri girmesini istemediğimi anlamıştı ama

    E-"Lütfen içeri buyurun" dedi. Kısık bir sesle

    b-"Ne yapıyorsun sen? Neden onu içeri davet ettin ki?" Duymamazlıktan gelmişti. Derya'nın ayak sesleri git gide yaklaşıyordu. içeri girdiğinde ilk beni gördü. Ejderhayı kaya sandı. içerisi hafif aydınlıktı ama yine de belli olmuyordu.

    D-"Beni dinler misin?" dedi. Ejderha ise

    E-"Hoşgeldin." dedi. Daha sonra Derya korkarak arkasına döndü. Arkasında Ejderha'yı görünce tahmin edersiniz ki bayıldı.

    b-"Planın bu muydu?"

    E-"Tabiki değildi. O dişi insan senin için endişelendiğini hissettim ve içeri davet ettim. Ama beni görmesi onu çok şaşırtmış olmalı. Hayatında ilk kez mi bir ejderha görüyor?"

    b-"Ben de hayatımda ilk kez bir ejderha gördüm. Hatta dünyada kalan tek ejderha sen olabilirsin" dedim. Ejderha ise hiç ses çıkarmadı. Derya'ya doğru bir nefes üfledi ve Derya uyandı.

    D-"Ben nerdeyim?"

    E-"Benim evimdesin." Derya tekrar çığlık attı ve kaçmaya çalıştı ve ben onun elinden tuttum.

    b-"Sizin gibi zararlı biri değil. Korkmana gerek yok." dedim ve Derya biraz olsun sakinleşti.

    E-"Kusuruma bakma. Tarihte kalan son ejderha olduğumu bilmiyordum. Çok korkuttuysam özür dilerim. Ama sen korkmamıştın." Çünkü o zamanlar ölmek istiyordum. Ama hala ölmek istiyorum.

    D-"Me me memnun oldum." diyebildi sonunda. Ejderha gülümsedi ve

    E-"Benden korkmana gerek yok. Sana zarar vermem. Hikayenin ortasıydaydık baştan dinlemek ister misin?" diye sordu. Derya ise

    D-"Önce bir bineye anlatmam gereken bişey var. Daha sonra hikayene devam edebilirsin." dedi. Çok hızlı alışmıştı. Ejderha da farkına varmış olacak ki güldü.

    E-"Tamam en azından adınızı öğrenmiş oldum siz bana söylememiş olsanız bile."

    b-"Peki senin adın ne?"

    E-"Benim bir adım yok ama sizin bana seslendiğiniz Ejderha kelimesi adıma ve atalarımın sembolü olan ada tam uyuyor. Onun için adım Ejderha. " Derya bana doğru döndü ve şu kelimeleri sarf etti:

    D-"Beni tehdit ediyordu söylememem için."
    Tümünü Göster
    ···
  8. 33.
    0
    Devam bin
    ···
  9. 34.
    0
    Sarıyore
    ···
  10. 35.
    0
    Sen ejderdoğan mısın aq.
    ···
  11. 36.
    +1
    Kardeş sex varmı bi ejderhayı gibte inci hikayesi yerini bulsun
    ···
  12. 37.
    +10 -1
    D-"Babam onun yanında çalışıyordu. Küçüklükten beri arkadaşımdı ama o olaydan sonra Melisa değişti. Sana o olayı anlatamam. Melisa bir kere aldatıldıktan sonra erkekleri umursamamaya başladı. Onlarla oynuyor sonra da bırakıyordu. Ama başından beridir Serdar'a aşık olmuştu. Sadece ona yaklaşmak için seni kullanmıştı. Eğer sana bunu söylersem babamı işten atacağına dair tehdit etti. Ben de söyleyemedim." Bu zenginlerin fantezisine bak ya? Sırf Serdar'a yaklaşmak için beni kullanmak ne demek? Bu kadar mı kolaydı insanlarla uğraşmak? Artık ne diyeceğimi bile bilemiyordum. Ben bunları düşünürken Ejderha da Derya'ya hikayede kaldığımız yere kadar anlattı. Daha sonra amk havası yine karardı.

    E-"Siz çocukların gitme vakti geldi de geçiyor."

    D-"Evet annem ve babam merak etmiştir."

    b-"Buradayken zaman hızlı geçiyor."

    E-"Mutlu olduğunuz zaman zaman hızlı geçer. Siz buradayken ben de mutlu oluyorum. Benim için de zaman hızlı geçiyor. Yarın tekrar gelin o zaman. Hikayenin kalanını anlatayım."

    b-"Yarın malesef okul var. Gelemeyebiliriz bile." Ejderha şaşırmış bir biçimde sordu:

    E-"Okul da nedir?" Bu sefer ikimiz güldük.

    D-"Bizim eğitim gördüğümüz yerin adı." dedi.

    b-"Kısaca işkence yuvası." Ejderha bana doğru döndü ve

    E-"Ben de sizi eğitiyorum işkence mi çekiyorsun burada sen yani?"

    b-"Hayır hayır kesinlikle çekmiyorum. Aksine çok eğleniyorum ve dertlerimden uzaklaşıyorum burada."

    E-"O zaman okul dediğin yeri de burasıymış gibi düşün ve orada da rahatla" dedi. Gerçekten dedikleri güzel ama yarın okulda Melisa ve Serdar'ı görecektim. Bu da işkence için yeter de artardı. Derya neşeli bir sesle

    D-"Hikaye için teşekkürler. Devdıbını sabırsızlıkla bekliyorum. Yarın zaman bulursam gelmeye çalışacağım." dedi.

    E-"Zaman her zaman bulunan birşey değildir. Gelmenizi bekleyeceğim" dedi ve biz dışarı çıktık.

    D-"Hala inanamıyorum Bir bine. Bir ejderha ile tanıştım."

    b-"Ve bunu kimseye söylememen gerektiğini de biliyorsun o zaman."

    D-"Neden söyleyeyim. Deli mi sansınlar beni? Sen ne zamandan beridir bu ejderhayı tanıyorsun?"

    b-"Çok fazla olmadı. Dün dünyayı yok etme amaçlı girdim oraya. Ama ejderha çıktı. Ne şanslıyım ama."

    D-"Gerçekten de nazik bir ejderhaydı. En azından mitolojide insanları yakıp öldüren bir ejderha değildi. Ama Ti-an'nın hikayesine çok üzüldüm. Bilerek öldürmemesine rağmen kendini öldürmüş."

    b-"Ejderha bana açıklamıştı bunu sorduğumda. Çocukları öldürmenin kaç nesli yok ettiğinden falan bahsetmişti. Geri alınmayacak tek şey ölümmüş." Derya bunu mantıklı buldu ama

    D-"Yine de üzüldüm" dedi. Ve saate baktı.

    D-"Birazdan karanlık olur ben eve geçiyorum yarın okulda görüşürüz" dedi ve gitti. Sanki yarın okulda mutlu mutlu gidecektim de. Devamsızlığımı harcadığım için boşu boşuna kendimden nefret ediyordum. Ben de yerdeki malzemelerimi aldım ve eve doğru yola koyuldum.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    0
    Rezerszzzz ejderha var şuku
    ···
  14. 39.
    +10
    Eve geldiğimde babam kapıda dikilmiş bekliyordu.

    B-"Neredeydin?"

    b-"Arkadaşımla dolaşıyordum." dedim. O da daha fazla üstelemedi.

    B-"Tamam yemeği hazırla o zaman yiyelim" dedi ve odasına geçti. Beni merak etmesi buraya kadardı. Yemek yiyemediği için bekliyordu belkide. Sebzeler kesin çürüdü. Sabahtan beridir dışarıdalar. Sebzelere baktım ve hiçbirşey olmamış. Hatta bazı çürükler bile düzelmişti. Yine ejderin işi olmalıydı. Nasıl yaptığını yarın kesin soracaktım. Yemeği yaptım ve yine babamın odasına zütürüp bıraktım. Odasından çıktım ve kendimi odama kapattım. Kaç gündür bilgisayar oynamıyordum? Etkinlikleri kaç gündür kaçırmıştım? Bilgisayara geçesim geldi ve oturdum. Bilgisayarı açtım ve oyunı biraz oynadım. Kafam dağılmıştı. Saat gece 3 gibi yatağa yattım ve her zamanki gibi saat 7'ye alarm kurdum.

    Alarmın iğrenç sesine uyandım. Gerçekten alarmımı değiştirmem lazımdı. Kalktım ve her zamanki gibi kahvaltıyı hazırladım. Kendim yedim ve çıktım. Geriye kalanı babam uyanınca yer zaten. Okula doğru gitsem de ayaklarım geriye doğru gitmek istiyordu. Okula vardım ve sınıfa girdim hemen yerime geçtim. En arka en köşe. Muhtemelen Melisa yanıma gelmeyecekti. Serdar geldi ve

    S-"Yerine geç yoksa döverim" dedi.

    b-"Zaten yerim burası."

    S-"Artık değil" dedi ve beni sıradan tek hamleyle fırlattı. Daha sonra Melisa geldi ve yerine geçti. Ben de ayakta kaldım. Sanki yeterince gururumu ezmesi yetmezmiş gibi bir de sıradan fırlatarak kemiklerimi de ezecek herhalde. Ben de Serdar'ın boş bıraktığı yere geçtim malesef. Yanımda Salih oturuyordu. Çok çalışkan bir öğrenciydi. Hedefi beyin cerrahı olmaktı. Vücut hakkında da bayağı bilgisi vardı. Okulun doktoruydu neredeyse. Müdür bile arada rahatsızlandığında Salih'i çağırırdı. Ama Salih Serdar'ın köpeğiydi. Serdar ona sosyal hayat kazandırırken Salih de ona derslere çalıştırıp notlarında yardımcı oluyordu. Aralarında ilişkileri sağlamdı. Ben yanına oturunca direk biraz yana kaydı. Sanki ona dokununca virüs bulaştıracakmışım gibi. Ben de fazla umursamadım. Sadece 8 saatlik ders programındaki derslere girip hemen mağaraya gitmek istiyordum. Tek rahat olduğum yere. Hemen Ejderha'nın sözü aklıma geldi. Okuldayken de kendini mağarada hisset dediği. Bu sözüne uymaya çalışacaktım ve ders zili çaldı. Ders başladı.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 40.
    +1
    Rezderya
    ···
    1. 1.
      +1
      hahahaha çok iyiydi bu :D
      ···
  16. 41.
    0
    Aga cok iyi rezz
    ···
  17. 42.
    +7
    Kendimi mağarada hissetmem biraz zor olmuştu Ama biraz olsun hissetmiştim ve sanki ejderha hikaye anlatır gibi dinliyordum dersi pür dikkat. Hatta konuyu bile anlamıştım. Matematik dersinden konu anlamam pek kolay değildir. (Hayat dersi veren bir ejderhanız yoksa dersi anlamazsınız :D) Ders arasında hoca çıkar çıkmaz arka sırada öpüşmeye başladılar bunlar. Sınıf birşey diyemez ki istese de. Demeye kalkışsalar dayak yerler. Direk yani. Ben ise dayanamadım tuvalete doğru koştum ve tuvalete girer girmez kusmaya başladım. Gerçekten de iyi değildim. Sadece 3 günde hayatımda hiç yaşamadığım kadar adrenalin ve üzüntü yaşamıştım. Bu da bana yeterince kötü gelmişti. Tuvaletten çıktığımda Derya oradaydı.

    D-"iyi misin sen?"

    b-"Evet, şimdi biraz daha iyiyim. Okul çıkışında mağaraya gidecek miyiz?"

    D-"Tabiki gideceğiz. Hikayenin devdıbını merak ediyorum." diye karşılık verdi.

    b-"Sadece hikaye için mi gidiyorsun oraya?" Derya omzuma vurdu ve

    D-"Tabiki hayır. Sen dün Ejderha'nın (adı Ejderha artık özel isim yani. Kesme işareti kullanmam bu yüzden) hikayeyi anlatırkenki yüz ifadesini gördün mü? Çok mutlu oldu.Biz giderken gözlerini kaçırıyordu. Yanlız kalmaktan korkuyor gibiydi."

    b-"Bende farkettim. Onun için sana sordum çıkışta gidelim mi diye?"

    D-"Tamam çıkışta okulun kapısının önünde buluşalım." dedi. Benden de onay alınca sınıfa geçtik. Derslere devam ettik. Sınıfa beraber girdik ve ben yerime geçtim. Salih ise

    Sa-"Derya'dan uzak dur" dedi. Ne oluyo lan? Mal mı lan bunlar?

    b-"Onunla öyle bir ilişkim yok." diyiverdim olay çıkmaması için.

    Sa-"ilişkinin olup olmaması umurumda değil. Uzak dur" dedi. Artık sinirlendim. Biraz sessiz bir biçimde

    b-"Artık rahat bırakın lan beni. Ne istiyorsunuz benden? Ben size ne yaptım da her yaptığım işe karışıyorsunuz?" Salih ise hemen

    Sa-"O bana ait. Ondan uzak dur" dedi.

    b-"Mal mı lan bu sana ait. Nasıl konuşuyorsun sen. Sana bilginden dolayı saygım vardı ama bu son lafından sonra sana saygım kalmadı. Bundan sonra sen ondan uzak dur." dedim. Çok sinirlenmiş olacak ki tam elini havaya kaldırdığında Serdar belirdi arkasında ve elini tuttu.

    S-"Salih. Sakin ol. Ben onun icabına bakarım. Sen çalışkan öğrencisin unuttun mu? Kirli işleri bana bırak." dedi ve "Çıkışta görüşeceğiz" dedi bana. işte şimdi sıçtım.
    ···
  18. 43.
    0
    Reeeeez
    ···
  19. 44.
    0
    Rezervasyon
    ···
  20. 45.
    +9
    Dersler sırasında mağaraya doğru ne kadar hızlı koşarım diye içimden hesap yapıyordum. Yiyeceğim dayak umurumda değildi ama beni fena benzetirlerse mağaraya gidemem. Ama kaçış da yok ki amk. Hoca ders bitti diyecek sonra da ben dayak yiyecem. Hocalardan yardım istesem 2 disiplin işlemi sonra hoop yine ben dayak. Her türlü dayak kaçınılmaz. Şu an aklıma gelen tek şey dayaktan pazarlık etmek. "Taksit taksit yesem olmaz mı?" diye sorsam "dalga mı geçiyorsun" derler ve 2 kat dayak yerim. Aman gibmişim giderim yerim dayağımı. Zaten ders bitti 2 öğrenci kollarımdan tutup sürüklediler. Çektiler beni kamera olmayan tek oda olan süpürge odasına. Serdar da geldi hemen zaten.

    S-"Senin hakkında bazı duyumlar aldım. Duyduğuma göre zütün kalkmış senin. Onu indirecek olan da ben ve bir süpürge sopası. Sana güçlülere saygı göstermeyi öğreteceğim." Daha sonra güldüm. Kahkaha attım hatta. Kendimde değildim sanki.

    b-"Bana zaten öğreten bir hocam var ve senin bu odandan kat kat büyük bir yerde öğretiyor ve senden kat kat büyük."

    S-"Ne o onu çağırıp beni mi dövdüreceksin yoksa" dedi ve güldü. Ben ise

    b-"O senin gibi karaktersiz birisi değil. Aksine senin gibi güce tapmaz. Nezakete inanır" dedim. Ben ne diyordum böyle? Dayak katsayımı milyarlara çıkaracaktım. Serdar son lafıma sinirlenmiş olacak ki

    S-"Sen" tak (taklar benim sopayı yemem.) "benim" tak "ne " tak "yaşadığımı nereden" tak "bileceksin?" tak tak tak... Yarım saat kadar sonra dayağını bitirdi ve (tabiki benim ağız yüz felç)

    S-"Bu arada Salih'ten sana mesaj var. Derya'nın yanına bir daha yaklaşma."

    b-"hafır. yaklafacafım.(Türkçe meali: Hayır, yaklaşacağım)" Ve bir daha vurdu ve bayıldım.

    Uyandığımda hastanedeydim. Babam da dışarıdan bana bakıyordu ve içeri girdi.

    B-"iyi misin oğlum. Kim yaptı bunu sana."

    b-"Baba saat kaç?"

    B-"Saati ne yapacaksın? Daha kendini zar zor toparlayabildin. 6 saattir uyuyorsun. Gece oldu." Hayır hayır hayır hayır. Ejderha'ya gidemedim. Böyle olmamalıydı. Çok moralim bozulmuştu onu göremediğim için bugün. Derya ne yapmıştı peki? Ona da haber verememiştim. Belki beni beklemeyip gitmiştir. Hikayenin devdıbını da öğrenemedim. Hikaye önemli değildi. Önemli olan Ejderha'yı görmekti. Gözyaşlarıma hakim olamadım. Ağlamaya başladım ama hıçkıra hıçkıra değil. Sadece gözümden yaşlar çıkıyordu. Zaten hıçkırarak ağlayacak takatim yoktu. Her yerim ağrıyordu. Daha sonra babam tekrar sordu

    B-"Sana bunu kim yaptı?" ("hav hav" "hain kostok" tek benim mi aklıma geldi burada?) Tam söyleyecekken babamın telefonu çaldı. Biraz hararetli bir konuşmadan sonra

    B-"Benim işe gitmem gerekiyor gece vardiyam vardı bugün. Yarın sabah gelirim." dedi ve gitti. Bıraktı beni bir başıma. Babam gittikten 10 dakika sonra Derya belirdi.
    Tümünü Göster
    ···