/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 26.
    0
    Bahamalı martılar beni çağırdı,
    Bir ikinci bahar gecesi
    Yalan söyledim,
    Yırtık blucinli tayfalara,
    Seni sevmediğimi söyledim.
    Oysa rıhtımlar
    En sarkılı dalgalarla yıkanıyordu,
    Midye kabuklarında sakladım gözyaşlarımı;
    Hastaydım,
    Kırık kötümser bir öksürük yapışmıştı boğazıma
    Seni unutmak gerekiyordu...
    Bahamalı martılar beni çağırdı,
    Bir ikinci bahar gecesi,
    iskele fenerlerinin altında oturup
    Seni bekledim sevgilim
    Ellerim ıslaktı, gözlerim ıslaktı
    Gelip caydırabilirdin beni gitmekten
    Oturup sigara içer, anlaşabilirdik..
    Sana tapacağım yalan degildi
    Benim olursan
    Seni seviyordum, seni istiyordum...
    Bahamalı martılar beni çağırdı,
    Bir ikinci bahar gecesi
    Filler gibi içtim liman meyhanelerinde;
    Seni unutmak için içtim..
    Senin sokağında geceler yıldızsızdı,
    Senin sokağında gece yağmur yağıyordu
    Ben zayıftım, çabuk ıslanıyordum
    Bana sevmek yaramıyordu,
    Ben sevilemiyordum...
    Bahamalı martılar beni çağırdı,
    Bir ikinci bahar gecesi
    Sana bırakacağım bu kentin
    Üç semtinde üç damla gözyaşı döktüm,
    Birincisi seni ilk gördüğüm yerdi,
    ikincisi seni ilk öptüğüm yerdi
    Üçüncüsü... söylemeye dilim varmıyor,
    Üçüncüsü bana git dediğin yerdi
    işte bu mısraları orda karalıyorum;
    işte demir aldı şilebimiz,
    Gidiyor, gidiyor, gidiyorum...
    Edgar Allan Poe
    ···
  2. 27.
    0
    Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
    Şöyle diyebilirim; "Gece yıldızlarla dolu"
    Ve yıldızlar masmavi, titreşiyor uzakta
    Şarkılarla dönüyor gökte gece rüzgarı
    Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
    Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara
    Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
    Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında
    Sevdi beni o, ben de bir ara onu sevdim
    O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama?
    Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
    Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
    Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi
    Ota düşen çiy gibi düşmekte şiir cana
    Ne çıkar sevgim onu alıkoyamadıysa?
    Gece yıldız içinde, o yakın değil bana
    Hepsi bu. Uzaklarda şarkı söylüyor biri
    Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
    Gözlerim arar onu, sanki yaklaşmak ister
    Yüreğim arar onu, o yakın değil bana
    Aynı gece ağartıyor aynı ağaçları
    Bizler, ah, o zamanki bizler değiliz ama
    Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim
    Sesim arar rüzgarı, ulaşmak için ona
    Ellere yar olur, öpmemden önceki gibi
    O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla
    Artık sevmiyorum ya, severim belki yine
    Ne uzundur unutuş, ah ne kısadır ayrılık
    Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
    Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü
    Belki bana verdiği son acıdır bu acı,
    Belki son şiirdir, bu yazdığım şiir ona
    Pablo Neruda
    ···
  3. 28.
    0
    Sen benim onyedi yaşımsın,
    Deli çağımsın...
    Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın .
    ilk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın.
    Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim ,
    ilk şiirim, ilk kavgam ,
    Yaşamı ilk farkedişimsin .
    Sen benim onyedi yaşımsın...

    Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan.
    Cebinde iki gazoz parası
    Gönlüne tarifsiz rüzgarlar dolan .
    iki film bu akşam,
    Birinde Yılmaz Güney oynuyor, birinde Fikret Hakan.
    Bak Suat Sayın söylüyor cızırtılı plaktan:
    '... Rüyadır gördüğün bütün düşler ,
    Gözlerin aklımı perişan eyler ,
    Aşk masalından şarkılar söyler ,
    Beni hülyalara salan gözlerin ... '
    Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan ,
    Bir külah çekirdeği, mangal gibi yüreği var, bilesin...

    Sen benim onyedi yaşımsın,
    Deli çağımsın...
    Aynaya ilk bakışım ,
    Babamla ilk kavgam,
    Evden ilk kaçışımsın.
    Serçeleri sevdimse senden,
    Minibüslerde muavinlik ettiysem.
    'Bir Teselli Ver'i dinlediysem Orhan Gencebay'dan,
    Emirgan'da çay içtiysem,
    Tophane'de sabahçı kahvelerini öğrendiysem ,
    Nerden bildiysem şiirlerini Ümit Yaşar'ın,
    Pazar sabahları kapının önünden geçtiysem,
    içimdeki kıpır kıpır bu soluk nereden ...

    Sen benim onyedi yaşımsın,
    Deli çağımsın...
    Okulu ilk asışım,
    ilk kez birine gümüş kolye alışımsın.
    Sen benim ilk sakarlığım, ilk tuhaflığım, ilk yakalanışımsın.
    Sen benim onyedi yaşımsın...

    Mahallenin delikanlısı,
    Elleri ceplerinde, dudağında ıslığı,
    Başında kavak yelleri.
    Şarkılar mırıldanıyor.
    'Zalimin zulmü varsa sevenin Allahı var' yeni çalıyor 45lik plaklardan.
    Hayri Şahin ortalığı kavuruyor.
    Mahallenin delikanlısı,
    Cebinde iki gazoz parası.
    Yüreğinde garip bir pıtırtı
    Alışmaya çalışıyor sana alışmaya.
    Akşamları işportaya çıkıyor,
    Bir defter, bir kalem, bir de çakı alana aynayı bedava veriyor.
    Yani günler geçiyor onyedi yaşının bütün tadıyla ...

    Sen benim onyedi yaşımsın,
    Deli çağımsın...
    ilk maça gidişim, Cemil Turan'ı ilk seyredişim, ilk sevincimsin.
    Ben anamın muskasını nasıl astıysam göğsüme öyle güvendiğimsin.

    Sabahları eskici geçiyor kapıdan
    Karşı komşu Nafile Teyze bakkaldan ekmek istiyor
    Çocuklar top kovalıyor mahallenin arsasında
    Bir bakıyorum cama da iki güvercin konuyor iyi mi,
    Herşey güzel oluyor.
    Bu hengame nasıl yakışıyorsa istanbul'a bana da aşk öyle yakışıyor.
    Anam koş kapa diyor muslukları, üç gündür akmayan sular geliyor.
    Ben onyedi yaşındayım, hayat benden yana duruyor ...

    Sen benim onyedi yaşımsın,
    Deli çağımsın...
    Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın.
    ilk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın.
    Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim,
    ilk şiirim, ilk kavgam, yaşamı ilk farkedişimsin...

    Sen benim onyedi yaşımsın,
    Sen benim, sen benim, sen benimsin.
    Sen benim herşeyimsin.
    Hiçbirşeyimsin
    Hiçbirşeyimsin
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    0
    Şunu da severim
    yıkma kendini
    Öyle mahsun öyle garip
    Nerde olursan ol icerde dışarda
    Derste sırada turu üstüne üstüne Tukur yüzüne celladın firsatcinin fesatcinin hayinin
    Dayan kitap ile dayan iş ile
    Tırnak ile iş ile
    Dayan rusva etme beni
    ···
  5. 30.
    0
    Bir gün bile uzak olma gün uzun
    Gün uzun anlatamayacağım kadar
    Trenler bir yerlerde uyuduğunda
    insanlar garlarda nasıl beklerse, öyle beklerim seni

    Bir saat bile gitme gidersen uykusuzluk
    Damla damla birikir o saatte
    Ve bir evi arayan bütün duman
    Yitik yüreğimi öldürmeye gelir belki de

    Kırılmasın kumun üstünde görüntün
    Göz kapakların bensiz uçmasın
    Bir dakika bile gitme sevdiğim

    Bir an bile uzaklaşsan
    Dünyayı dolaşırım yalvarmak için sana
    Ya dön ya da bırak öleyim diye
    Pablo Neruda
    ···
  6. 31.
    -1
    söylesem ah söyleyebilsem derdimi
    mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi
    göreceksin seninle dolu
    desem, diyebilsem ki seviyorum seni
    çılgınca aşığım sana
    ama demem, diyemem
    çünkü aramızda dağlar, denizler
    ve benim o kahrolası gururum var
    bu böyle sürüp gidecek
    sen, seni sevdiğimi bilmeyecek, öğrenmeyeceksin
    ben her gece yıldızlara seni sevdiğimi söyleyeceğim
    sana asla...
    çünkü aramızda dağlar denizler
    ve benim o kahrolası gururum var

    victor hugo
    ···
  7. 32.
    0
    Daha güzelleri var ama şunu yazasım geldi

    VUSLAT
    Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
    Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
    Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
    Görmezler ufuklarda şafak söktüğü anı.
    Gördükleri rü'ya,ezeli bahçedir aşka;
    Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka,
    Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez,
    Gül solmayı, mehtab azalıp bitmeği bilmez;
    Gök kubbesi her lahza bütün gözlere mavi,
    Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
    Sevdaları hulyalı havuzlarda serinler,
    Sonsuz gibi bir fıskiye ahengini dinler.

    Bir ruh o derin bahçede bir def'a yaşarsa,
    Boynunda onun kolları, koynunda o varsa,
    Dalmışsa, onun saçlarının rayihasiyle.
    Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle;
    Yıldızları boydan boya doğmuş gibi, varlık,
    Bir mu'cize halinde,o gözlerdedir artık;
    Kanmaz en uzun buseye, öptükçe susuzdur.
    Zira susatan zevk o dudaklardaki tuzdur;
    insan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan,
    Bir sır gibidir az çok ilah olduğumuzdan.

    Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
    Bir gün, nereden, hangi tesadüfle gelirler?
    Aşk onları sevk ettiği günlerde, kaderden,
    Rüzgar gibi bir şevk alır oldukları yerden;
    Geldikleri yol... Ömrün ışıktan yoludur o:
    Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!
    Dört atlı o gerdune gelirken dolu dizgin,
    Sevmiş iki ruh, ufku görürler daha engin.
    Simaları gittikçe parıldar bu zaferle,
    Gök her tarafından donanır meş'alelerle.

    Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
    Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar,
    Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda,
    -Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-
    Bir an uyanırlarsa leziz uykularından,
    Baştan başa,her yer kesilir kapkara zindan.
    Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak,
    Günden güne hicranla bunalmış gibi yanmak.

    Ey talih! Ölümden de beterdir bu karanlık;
    Ey aşk! O gönüller sana mal oldular artık;
    Ey vuslat! O aşıkları efsununa ram et!
    Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!


    Yahya Kemal BEYATLI
    ···