/i/Tespit

  1. 51.
    0
    Fosil kayıtları, canlılara ait temel vücut biçimleri hakkında neler gösteriyor? Aşağıdaki alıntılar, bir evrimci paleontolog ordusu tarafından, son 150 yıldır yapılan geniş çaplı araştırmalar sırasında bulunan fosillerle ilgili görüşleri yansıtıyor. Evrimci bilim adamlarına ait bu ifadeler –ki burada sadece birkaç örneğe yer verilmiştir-, fosil kayıtlarının gerçekte ortaya çıkardığı anlamları dile getirmektedir. Bu gerçek şudur; fosiller evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını, tüm canlıların yaratıldığını ispatlamıştır:

    Paleontoloji evrim hakkında parlak vaatlerde bulunmasına rağmen, evrimcilerin karşısına bazı hoşa gitmeyen güçlükler çıkarmıştır ve bunlardan en çok bilineni ise, fosil kayıtlarındaki boşluklardır. (Evrimci paleontolog David B. Kitts)

    "Kademeli gelişimi veya sıçramalı evrimi savunan hiçbir gerçek evrimci, fosil kayıtlarını, Yaratılış'a karşı evrim teorisini ispatlayacak bir delil olarak öne sürmez." (Evrimci zoolog Mark Ridley)

    Bilinen fosil kayıtlarında, büyük bir morfolojik dönüşümü başarmış, tek bir filetik evrim (yeni türlerin ortaya çıktığını iddia eden evrim modeli) örneği bulunmamaktadır. (Evrimci Steven M. Stanley)
    ···
  2. 52.
    0
    Amk cahili gibtir git
    ···
  3. 53.
    0
    Darwinistlerin, kullandıkları en önemli yanıltma metotlarından biri de, maymunun insana olan bazı benzerliklerini ve maymunların zeki davranışlarını kullanma yöntemidir. Hayvanat bahçelerinde veya doğal ortamlarda gördükleri maymunları, insana olan benzerliğine bakarak ve bazı zeki davranışlarını temel alarak, "Biraz gelişse, tıraş olsa, iyi beslense rahatça insan olur" gibi yüzeyzel bir mantıkla düşünerek değerlendirme yapabilirler. Sonra öne sürdükleri bu teori üzerine sahte deliller ve senaryolar üretmeye başlarlar. Oysa insan ve maymun arasındaki dev anatomik farklılıkları kendileri de bilmektedirler. Ancak yüzeysel düşünme, onları bu gerçeklerden uzaklaştırır. Gerçeklere ve bilimin ortaya koyduğu bulgulara değil, inanmak istedikleri şeye inanır, insanları da bu yönde aldatma yoluna giderler.
    ···
  4. 54.
    0
    Papağanlar eğitildikleri takdirde kareyi yuvarlaktan, kırmızıyı maviden ayırt edebilmektedirler. Eğer evrim teorisine göre kıstas, canlıların gösterdikleri beceriler ise, bu durumda papağanların da bir zaman sonra insana dönüşmeleri gerekirdi. Kuşkusuz ki bu son derece akıl dışı bir iddiadır, fakat evrimcilerin savundukları mantık tam olarak budur.
    ···
  5. 55.
    0
    200 yıldan uzun bir süredir paleontologlar ve jeologlar yeryüzünün tepelerinde, vadilerinde ve ovalarında kazılar yapıyorlar. Bu süre zarfında bir milyardan fazla fosil ortaya çıkardılar ve kayıt altına aldılar. Evrimciler benzer canlılar arasında ara özelliklere sahip hayvan kemikleri bulduklarını ve böylece evrimin gerçekleştiğini ispatladıklarını iddia ederler (örneğin küçük atlarla büyük atlar gibi). Fakat fosil kayıtlarında, bir canlının yavaşça değişerek farklı bir canlıya dönüştüğünü gösteren herhangi bir örnek yoktur.

    Bir milyardan fazla fosil bulunmuş olmasına rağmen, çok farklı canlı türlerinin veya canlı özelliklerinin arasında, karşı gelinemez bir geçiş formu bulunmamaktadır (sürüngen pullarının kuşun tüylerine dönüşmesi gibi). Hiçbir delil bulunmamasına rağmen, insanın daha önceki canlılardan zaman içinde meydana gelen değişimler sonucu oluştuğunu iddia eden evrim teorisinin akla uygun olduğunu nasıl söyleyebiliriz."Yazar Richard L. Kleiss"
    ···
  6. 56.
    0
    Şu önemli bir gerçektir: Darwinistler her ne kadar çeşitli rekonstrüksiyonlarla göz boyamaya çalışsalar da, evrimi geçerli kılabilecek tek bir delil bile olmadığı sürece, kullandıkları aldatma yöntemlerinin bir anlamı yoktur. Rekonstrüksiyonlar, belli bir dönem içinde insanlar üzerinde etkili olmuş olabilirler. Artık insanlar, gazete ve dergilerde gördükleri maymun adamların, yalnızca birer hayal ürünü olduğunun farkındadırlar. Çünkü artık konu hakkında kapsamlı bilgiye sahiptirler. Evrimcilerin iddialarına, bu iddiaların geçersizliğine ve bunlara verilebilecek tüm cevaplara hakimdirler. Söz konusu maymun adamların gerçekte yaşamadıklarını bilmektedirler. insanların da, tüm diğer canlılar gibi evrim geçirmediklerini, gördükleri resimlerin bilimsel olarak geçerli olmadığını anlamışlardır. Dolayısıyla evrimcilerin kullandıkları tüm sahte yöntemler, artık geçersizdir.
    ···
  7. 57.
    0
    Bir kemik parçası, farklı sanatçıların farklı yorumları ile değişik canlılara benzetilebilir. Çünkü kemik parçasına bakarak, canlının yumuşak dokularını belirleme imkanı yoktur. Zaten çoğu zaman evrimcilerin ellerine geçen fosil parçaları, yalnızca yüz kemiklerinin bir kısmı, vücut iskeletinin bir parçası, hatta bazen tek bir kemik, daha da şaşırtıcı olanı, bazen tek bir "diş"tir. (Nebraska adamı ve ailesinin sosyal yaşamı, tek bir dişe dayanılarak yapılmış bir rekonstrüksiyondur. Herhangi bir bilimsel delil olmamasına, fosil izinden söz konusu canlıya ait hiçbir belirleyici nitelik bulunmamasına rağmen söz konusu "dişe" Nebraska adamı ismi konmuş ve bu hayali maymun adamın, hayali ailesi oluşturularak sözde sosyal yaşamı da resmedilmiştir. Kısa bir süre sonra bulunan dişin bir yaban domuzuna ait olduğu saptanmış ve bu büyük aldatmaca, evrim sahtekarlıkları tarihinde yerini almıştır. Bu örnek, Darwinistlerin rekonstrüksiyonlar yoluyla ne kadar büyük sahtekarlıklara yönelebileceklerinin önemli bir örneğidir). Dolayısıyla evrimciler tarafından yapılan rekonstrüksiyonlar, tümüyle onların istedikleri şekilde, yorumladıkları biçimde oluşturulan çizimler ve maketlerdir. Söz konusu rekonstrüksiyonların, bilimsel olarak hiçbir değeri ve geçerliliği yoktur. Evrimi ispat yönünde herhangi bir katkısı da yoktur. Bunların tümü, insanları, geçmişte yarı insan yarı maymun şeklinde varlıkların yaşadığına inandırmak amacıyla kurgulanmış hikayelerdir.
    ···
  8. 58.
    0
    Bazen tek bir kol kemiği, bazen tek bir dişten yola çıkılarak üretilen rekonstrüksiyonlar, büyük birer sahtekarlık örneğidir. Yumuşak dokuların tespiti mümkün olmamasına rağmen, hayali yarı maymun insanlar sosyal hayat içinde çizilmekte ve evrimci basında bir gerçekmiş gibi sunulmaktadır.
    ···
  9. 59.
    0
    Peki yaklaşık 1.5 asırdır devam eden bu oyunun insanlar üzerinde etkili olmasının sebepleri nedir? Darwinizm'in insanlar üzerinde etkili olmasının nedenleri pgibolojiktir. Darwinizm, bir kısım medyayı da kullanarak, adeta bir büyü etkisi yapmış, bir tür kitle hipnozuyla toplumları etkisi altına almıştır. Teorinin ilk ortaya atıldığı yıllarda karşılaştığı tepki, tamamen pgibolojik yöntemlerle bir süre sonra sindirilmiş ve kitleler zamanla aklın ve mantığın asla kabul edemeyeceği iddiaları normal görmeye, hatta bunları kabullenmeye başlamıştır. Başka bir koşul altında olsa gülünç bulunacak mantıksız hikayeler, bilimsel birer gerçek gibi algılanmıştır. Evrim teorisinin sunulma şekli ahlaki prensipleri tanımamakta, saygı, dürüstlük, bilimsellik, doğruluk gibi kavramları kabul etmemektedir.
    ···
  10. 60.
    0
    Evrim teorisi savunucularının kullandıkları en önemli yöntemlerden biri, canlıların yaşam şekilleri gibi detaylar üzerinde demagoji yapmak, fakat evrimin asıl açıklaması gereken temel konuları gözardı etmektir. Örneğin evrimciler, "Neandertal adamı konuşabiliyor muydu?" gibi başlıklar atarak bu konu üzerinde kendi senaryolarını oluşturur, sayfalarca veya konferanslar boyunca bu senaryoları detaylandırarak anlatabilirler. Amaçları, okuyucunun dikkatini dağıtmak ve Neandertal addıbının insanın sözde ilkel atası olduğunun çoktan ispatlandığı, geriye sadece konuşup konuşmadığı gibi bir detayın kaldığı izlenimi oluşturmaya çalışmaktır. (Neandertaller, günümüz insanlarından farksız soyu tükenmiş bir insan ırkı olduğundan, kuşkusuz insan gibi konuşmaktadırlar.) Ancak evrimciler, örneğin "ilk canlı hücrenin" nasıl meydana geldiği konusunda suskundurlar. Evrimci kaynakların hiçbir yerinde ilk DNA'nın veya göz gibi kompleks yapıların nasıl meydana geldiği konusuna değinilmemiştir. Zaten bu konulardan bahsetmeleri de mümkün değildir, çünkü evrim teorisinin bu tip kompleks yapıların oluşumuna dair bir açıklaması veya üretebileceği bir senaryo yoktur. Kompleks yapılar, gözlemlenebilir ve üzerlerinde deneyler yapılabilir niteliktedir. Dolayısıyla, evrim teorisyenlerinin konuyla ilgili ortaya atacakları her asılsız senaryo, laboratuvarlarda kolaylıkla yalanlanmaktadır. Bu gerçeğin farkında olan evrimcilere göre kullanabilecekleri en etkin pgibolojik yöntem, bunların tümünün açıklandığı izlenimi vermeye çalışmak ve demogojiye açık, detay konular üzerinde yoğunlaşmaktır.
    ···
  11. 61.
    0
    Bu kitapta birçok hayvan bulunmasına rağmen canlıları tümüyle gösteren fotoğraflar bulunmuyor; büyük ölçüde ekgib haldeki iskeletlerin çizimleri var ve fosiller dışında herhangi bir örnek yok. Dolayısıyla ben de dinozorları çizenler gibi yaptım; daha doğrusu iskeletten yola çıkarak hayvanın dış görünüşünün rekonstrüksiyonunu hazırlayarak derisini, pullarını, tüylerini ve renklerini canlandırdım. William Reed, 2000 yılında yazdığı, 'Dinozorlar gerçekte neye benziyorlardı... bunu hiç öğrenebilecek miyiz?' başlıklı makalesinde, 'Dinozor iskeletleri çok nadir olarak bozulmamış halde bulunur, bu nedenle incin haldeki kemiklerin nasıl birleştiğini ortaya çıkarmak her zaman kolay değildir. Sonra bu kemiklerin üzerine doku ve deri kitlelerini yerleştirmek ise belirsizliklerle dolu can sıkıcı bir süreçtir."Evrimci deniz biyoloğu Richard Ellis"
    ···
  12. 62.
    0
    … Şu anda bize üstünlük sağlayan konumumuzdan bakarak, fosilleri kendimizde gördüklerimizin yavaş yavaş kazanıldığını yansıtan bir şekilde ayarlarız. Doğruyu aramayız, kendi ön yargılarımıza uyması için, onu gerçeğin ardından yaratırız."Nature dergisinin editörü evrimci Henry Gee"
    ···
  13. 63.
    0
    Darwinistlerin en bilinen aldatmaca yöntemlerinden birisi, evrimin sözde bilimsel bir kavram, evrim teorisinin de bilimin desteklediği bir teori olduğu yalanıdır. Evrim teorisi, bilim tarihinde bir dönüm noktası olarak tanımlanır ve evrim teorisine karşı çıkanlar da "bilim karşıtı" olarak lanse edilir. Oysa bu, büyük bir aldatmaca, gerçeklerle hiçbir şekilde örtüşmeyen bir gösteridir. Evrim teorisi, materyalist felsefenin bir zorunluluğu olarak ortaya çıkmış bir dogmadır. Darwinizm ise bir tür şaman dinidir. Şamanizm nasıl doğadaki bazı güçlere tapınmayı temel alıyorsa, Darwinizm de aynı şekilde doğaya tapınır. Doğayı, kendince "efsanevi ve esrarengiz güçleri olan" bir varlık olarak tanımlar. Taşın toprağın, Güneş'in, şimşeğin, rüzgarın bir araya gelerek tesadüflerin etkisiyle canlılığı meydana getirdiğine inanır ve toplumlara bu yalanı telkin eder. Darwinizm'in yöntemi, bilimsel deliller sunarak teorinin geçerli olup olmadığını tartışmak değil, bilimsel ifadeler kullanıp gösteri yaparak teorinin doğru olduğu izlenimini oluşturmaya çalışmaktır.
    ···
  14. 64.
    0
    Darwinist yayınlar, evrim aldatmacasının en önemli propaganda malzemelerindendir. Yanıltıcı başlıklar, kullanılan göz boyayıcı bilimsel terimler, evrimi, bilimsel bir gerçekliği varmış gibi göstermeye yöneliktir. Fakat bu yayınların içinde, evrimi doğrulayan tek bir kanıt dahi bulmak mümkün değildir.
    ···
  15. 65.
    0
    Bu gerçeği bilmeyen halkın önemli bir kısmı da söz konusu kimselerin, bilime olan sadakatleri nedeniyle evrimi savunduklarını sanmaktadır. Oysa Darwinistlerin sadakati bilime değil, materyalizme ve evrim dogmasınadır. Biyokimya profesörü Michael Behe, bilim dünyasının materyalist dünya görüşü nedeniyle evrime sahip çıktığını ve bilimin halka nasıl yansıtıldığını şöyle ifade eder:
    Evrenin nasıl çalıştığıyla ilgili neredeyse tüm bilgiler, ayırt edilmeden, önce katı bir materyalist filtreden geçirilir. Daha sonra halka sunulur... Bilimsel literatür tamamen bu anlayışı yansıtır. Çalışmalar çoğunlukla, hem genelde hem de özel konularda, doğanın bilinen ve emin olunan işleyişinden bahseder. Okul kitapları bu kanaati öğrencilere ileterek görevlerini yerine getirmiş olurlar. Bu tanımlamalar, boşluklardan veya cevaplanamayan sorulardan hiç bahsetmez. Bunun yerine, her şeyin bilindiği, en azından hemen her şeyin bilindiği ve laboratuvarlarda test edildiği izlenimi verilir. Eğer teoriye uymayan bir kanıt varsa, o zaman da teoriden değil kanıttan şüphe edilir... Sorun, mantıklı iddialara dayalı olmayan, sosyal baskıyla yaygınlaştırılan materyalizmdir." Biyokimya profesörü Michael Behe"

    Michael Behe'nin sözünü ettiği sosyal baskının, yoğun olarak yaşandığı asıl yer ise akademik dünyadır. Dünyanın pek çok ülkesinde okullarda ve üniversitelerde Darwinist akademisyenler desteklenmekte, Allah inancına sahip bilim adamlarının ise akademik kariyerleri engellenmeye çalışılmaktadır. Darwinizm'i reddettikleri için çoğunun kitapları, makaleleri bilimsel yayınlarda yer almamakta, bir taraftan da hiçbir doğruluk ifade etmediği halde "gericilikle" suçlanmaktadırlar. Çoğu Batı ülkesinde eğer bir bilim adamı akademik kariyer yapmak istiyorsa, Darwinci safsatalara göz yummak, hatta bunları ister istemez savunmak zorundadır. Aksi takdirde akademik kariyerinde yükselmesi, hatta bulunduğu üniversitede kalıcı olması dahi çok zordur. Evrimci bilim adamları akademilerde, üniversitelerde bir çeşit "diktatörlük" oluşturmuşlardır. inançlı bilim adamlarının Yaratılış'ın bilimsel delillerini ortaya koymaları, bilim dünyasının çoğunluğu, özellikle de materyalist düşüncenin hakim olduğu kurumlar ve akademiler tarafından tepkiyle karşılanmakta, ancak ateizm veya materyalizm propagandası yapılmasına asla karşı çıkılmamaktadır. Bu da, bazı bilim adamlarının evrimin geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen, gelecek endişesi ve kariyerlerini kaybetme korkusuyla seslerini yükseltmemelerine neden olmaktadır
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    0
    Bazı bilim adamlarının Darwinist olması, insanların sanki tüm bilim dünyası evrime inanıyormuş, dolayısıyla evrim bilimsel bir teoriymiş gibi yanlış bir kanaat edinmesine sebep olabilir. Gerçekten de bilim dünyası içinde Darwinist telkinlere kapılmış çok sayıda insan vardır. Ancak bunların büyük kısmının Darwinizm'e olan bağlılıkları bilimsel bir yaklaşımın sonucu değildir. Evrim teorisinin materyalizme ve ateizme sağladığı dayanak, bu kişilerin Darwinizm'i ideolojik kaygılarla sahiplenmelerine neden olmaktadır. Bu insanlar Darwinizm'in geçersizliği ortaya konduğunda, materyalizmi yaşatmanın mümkün olmadığını bilmekte, bu nedenle de akla, bilime ve mantığa aykırı olmasına rağmen var güçleriyle Darwinizm'i savunmaktadırlar. Darwinizm'in materyalist kaygılarla desteklendiğini, Phillip Johnson, Marksist zoolog Richard Lewontin'in iddialarını değerlendirdiği bir yazısında şöyle açıklamaktadır:

    Darwinizm, felsefi olarak tarafsız olması gereken (bilimsel) kanıtlara değil, materyalizme olan "a priori" (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) sadakate dayalıdır. Felsefeyi bilimden ayırdığınızda, kibir kulesi yıkılıverir. Toplum bunu tam olarak anladığında, Lewontin'in Darwinizm'i, bilimsel müfredattan silinmeye başlayacak ve tarihin tozlu raflarında Lewontin'in Marksist görüşlerinin yanında yerini alacaktır."Phillip Johnson "
    ···
  17. 67.
    0
    Bir kez daha ifade etmek gerekir ki, Darwinistlerin kullandıkları ağır, anlaşılmaz dil ve teknik üslup, evrim teorisinin lehinde hiçbir delil sunmaz. Bu yöntemin kullanılmasının tek sebebi göz boyamak, "evrim bilimseldir" aldatmacasını zihinlere yerleştirmektir. Ancak evrim teorisinin gerçek mahiyeti anlaşıldıkça ve bir aldatmaca üzerine kurulu olduğu insanlara gösterildikçe, artık bu sahte yöntemler de geçerliliğini ve etkisini yitirmektedir.
    ···
  18. 68.
    0
    Bütün Darwinist yayınlarda, evrimin bilimsel bir teori olduğu söylenir. Ama Darwinizm'in öne sürdüğü herhangi bir iddiaya getirilebilmiş bir tane dahi bilimsel delil bulunmamaktadır. Darwinizm, tek bir hücrenin nasıl ortaya çıktığını açıklayabilmiş değildir. Sözde tesadüflerin eseri olarak ortaya çıkan bu hücreden, binlerce farklı canlı türünün hangi mekanizmalarla oluştuğunu delillendirebilmiş değildir. Canlıların birbirlerine hayali dönüşümleri iddiasını, tek bir örnek üzerinde bile gösterebilmiş değildir. Balıkların sürüngenlere, sürüngenlerin kuşlara dönüştüğünün uzun uzun anlatıldığı evrim masallarını ispatlayan hiçbir bulgu yoktur. 150 yılı aşkın süredir yapılan kazılarda, bir tane bile bu hayali sürecin izini gösterecek ara form fosiline rastlanmamıştır. Dahası evrim teorisi, genetik biliminin ortaya koyduğu yenilikler konusunda da sessizdir, açıklamasızdır, delilsizdir. Kısaca evrim teorisi, bilimsellikten son derece uzaktır. Bilim, evrim teorisini yalanlamaktadır. Astronomi, biyoloji, paleontoloji, jeoloji, fizik, kimya, jeofizik, embriyoloji vb. birer bilimdir. Darwinizm ise bilim değildir, ilkel bir Şaman dinidir. Buna rağmen Darwinistler, telkinlerini ikna edici gösterebilmek için bilimi alet edinirler.
    ···
  19. 69.
    0
    Darwinistlerin bilimi kullanma yöntemleri ise tanıdıktır:

    Öncelikle bilimsel konuların halk tarafından anlaşılmasının mümkün olmadığı, ancak bir avuç sözde seçkin insanın bilimi anlayabileceği telkininde bulunurlar,

    Bu telkini pekiştirmek için yazılarında ve konuşmalarında halkın çoğunluğu tarafından bilinmeyen bilimsel terimler kullanırlar,

    Uzun karmaşık formüller, Latince terimler ve ifadeler, ağır ve anlaşılmaz bir dil kullanarak son derece önemli bir konudan bahsediyormuş izlenimi verirler. Anlattıkları, bilimle tamamen çeliştiği halde, bilmeyenlerin bunu bilimin bir parçası zannetmesini sağlarlar,
    ···
  20. 70.
    0
    Oysa ne Latince terimler, ne karmaşık cümleler, ne de evrimci birkaç profesörün sürekli ön plana çıkarılıyor olması, evrim teorisinin içinde bulunduğu çıkmazı ortadan kaldırabilir. Belki bir müddet daha evrimin bilim karşısında aldığı yenilgi örtbas edilebilir, ama gerçekler en sonunda ortaya çıkacaktır. Çünkü evrimci kaynakların hiçbirinde evrimi savunmak için kullanılabilecek bilimsel bir veri yoktur. Darwinist dergilerde, kitaplarda, gazetelerde, televizyon programlarında, konferanslarda, sadece farklı evrimcilerin farklı senaryoları dile getirilir. Ancak neticede bunlar birer varsayımdan, daha doğrusu spekülasyondan ibarettir. Bu kişilere, anlattıkları hikayenin bilimsel dayanağını sorduğunuzda, bu iddialarını hangi bilimsel bulguların desteklediğini görmek istediğinizde, alacağınız cevap büyük bir sessizlikten ibaret olacaktır.
    ···