1. 1.
    +11
    her şey fm'de hangi takımı alsam diye düşünürken akhisarlı arkadaşımı, üzerinde formasıyla görmem ile başladı. akşam eve koşup açtım hemen oyunu, akhisarı seçtim. her zaman galatasaray'ı, chelsea'yi ya da real madrid'i alan ben; bu sefer şirin bir kasaba takımı olan akhisarla başladım oyuna..
    ···
  2. 2.
    +4
    2011 yılının Temmuz ayında start alan bu macera, verilen 0 transfer bütçesi ve en iyisi 150k değerinde olan takım kadrosu ile çok zor bi olay olacağını daha en baştan hissettirdi. hemen bir iki oyuncuyu satılığa çıkardım ve transfer marketine girdim. amacım bonservisi elinde ve takıma katkı yapacak oyuncular almaktı..
    ···
  3. 3.
    +2
    hemen free agent olan suat kerçin, ndong ndong ve osman fırat'ı kadroma kattım, kaleci oğuz'un yedeğine de eski galatasaraylı kerem inan'ı getirdim. bunların yanı sıra kiralık teklifte bulunduğum üç büyüklerin gençlerinden de bayaa bi gibtir yedim tabi. neyse takımı bi şekilde kurduk emrah eren ve kürşat duymuş kaptanlığunda. ama ilk hazırlık maçında bozüyük'ten 5 yiyince kadroda ufak bi revizyona gittim, 4-4-2'den 4-2-3-1'e dönerek forvetim şehmus'a tek forvet şansı verdim. o da bir sonraki maçta inegöl'e hat-trick yaparak taktiğin takıma uyacağını gösterdi.
    ···
  4. 4.
    +2
    ligin başlamasına yakın kafamdaki kadroyu kurdum.
    oğuz
    emrah-kürşat-uğur-ismail özeren
    mustafa aşan-merter yüce
    ndong-diego lima-sertan vardar
    şehmus özer

    ilk maçta kartal deplasmanına gidiyordum..
    ···
  5. 5.
    0
    kartal deplasmanında fark ettim ki; taktik ve oyun kurgusu güzel ama bunu evimde oynamalıyım ve deplasmanda daha kapalı bi şekilde orta sahaya güç vermeliyim. çünkü, bütün maç savunma yaparak 1-1 berabere kaldım ve ilk maçımdan 1 puanla döndüm. daha ilk haftadan kendini belirten takımlar sakaryaspor, kasımpaşa ve adana oldu..
    ···
  6. 6.
    +2
    bu arada galatasaray'dan ibrahim selen'i kiralayıp, elazığ'dan da göksu türkgüzel'i kadroya kattım. merter yüce'yi kiralık, ahmet cebe'yi ise bonservisi ile gönderdim. birkaç da ileriye dönük 17-18 yaş transferleri yaparak asıl kadromu kesin olarak oluşturdum. devam eden günlerde boluspor, kasımpaşa, çaykur rize, adanaspor ve tavşanlı linyitspor ile oynadım; bu 5 maçtan 2 galibiyet 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak, toplamda 6 haftada 9 puan ile 7. sıraya yükseldim..
    ···
  7. 7.
    0
    daha sonraki haftalarda gerek forvetlerimin, gerek ise kalecinim(!) yüksek formu sayesinde bi galibiyet serisi yakaladım ama nasıl görmeniz lazım; her maç 3-2, 4-2, 5-3 bitti. attığım kadar yemeyi kafaya koymuş gibiydim. bu arada ısrarla azar karadaş'ı transfer etmeye çalıştım ama benim takımı giblemedi. menejeri olağanüstü bi teklif vermezseniz bu iş olmaz dedi, bütün imkanları seferber ettim yine gelmedi oç, 15. haftada da ayağını kırdı zaten 4-5 ay arası sakatlandı, ahımı fena aldı.. *
    ···
  8. 8.
    0
    ilk yarıyı sakarya ve kasımpaşa'nın arkasında; 34 puan ile 3.sırada bitirdim. bütün favorilere ve beklentilere rağmen sürpriz bi çıkış yapmıştım. aslında benim kafamda ligi 6-10 arası bi yerde bitirmek ve diğer sene de şampiyonluğa oynamak vardı. ama bu performansı görünce en azından ilk 6'da olup en kötü play-off oynamaya kafayı koydum. ama beni en çok zorlayan şey bütün sene peşimi bırakmayan sakatlıklar oldu..
    ···
  9. 9.
    +2
    azar karadaş binine oh olsun diyorum ama aynı tarz sakatlıklar bende de oldu. zaten takımdaki rotasyon kısıtlı, bi sakatlık bütün planlarımı alt üst ediyodu. özellikle sağ bekim ve en önemli oyuncum emrah eren'in sakatlanması ve takımda başka sağ bek olmaması yüzünden rezerv takımdan 18 yaşındaki fatih kara'yı ilk 11'e almak zorunda kaldım. aslında yetenekli bi çocuktu ama her maç saçma sapan hatalar yapıyodu, yediğimiz gollerin %70'i onun kanadından gelmeye başladı..
    ···
  10. 10.
    +4
    ikinci yarıya beklemediğim bi şekilde arka arkaya 3 mağlubiyet ile başladım ve birden 8.liğe kadar düştüm. takımın morali de bozulmaya başladı, lan napsam falan düşünürken birden yardımcı antrenörüm fuat geldi, fuat buruk.. takım toplantısı ayarlayayım, bi iki kelam edin bakalım takım ne düşünüyo falan dedi. ben de eyvallah fuat, bi deneyelim bakalım dedim. takım toplandı, dedim ki; beyler bakın, gayet iyi gidiyoduk, güzel işler başarıyoduk, 3 tane şanssız maç geçirdik diye her şeyi yıkmaya gerek yok. önümüzdeki maçı alıp tekrar toparlanırız dedim, ama önümüzdeki maç da sakarya ile, yani lig birincisi ile. bi de kaptan kürşata sordum sen ne diyosun kapo diye (ben 36 yaşındayım, adam 33 zaten; kardo desem bile yeridir *). o da haklısın hoca, biz bu yola beraber girdik, beraber getiricez devdıbını deyince bi anda moraller düzeldi. haftasonu olacak sakarya maçını beklemeye başladık..
    ···
  11. 11.
    0
    neyse ki, bir buçuk aylık aradan sonra emrah sağ bekteki yerini tekrar almıştı, şehmus da formundaydı (20maç 12 gol), ama orta sahanın ortasındaki mustafa sakattı, onun yedeği olan gurbetçi osman bozkurt ise avusturya milli takım kampındaydı. tek çarem sene başında geleceğe yatırım olarak alıp rezerv takıma koyduğum 16 yaşındaki atabey'i oynatmaktı. (atabey çiçek gerçek hayatta forvettir, hatta şu anda gençlerbirliğinde ve u19 milli takımımızda oynuyor, ben gençlerbirliği altyapısındayken beraber oynamıştık, o yüzden aldım onu. ama gerçek mevkisi yerine orta saha olarak görülüyor oyunda). atabey'i merter'le beraber göbeğe koydum ve yine 4-2-3-1 sistemim ile maça çıktım..
    ···
  12. 12.
    +4
    sakarya ilk dakikalarda resmen çılgın atarak kaleme gelmeye başladı. kürşat ve uğurun stoperdeki çırpınışlarına dayanamayarak merter'i ön libero'ya çektim, forvet arkası diego lima'yı atabey'in yanına aldım.. gol yememem mucize gibi görünüyodu, derken kornerden sakaryanın golü geldi, dk.35.. aha dedim, bundan sonrası yokuş aşağı gider, hem maçı veririz, hem play-off falan yalan olur. ben bunları düşünürken sertan bi anda kontraya çıktı, resmen yardıra yardıra gole gidiyodu soldan, önünde kimse yoktu. ama levent arkadan gelip kaydı ve sertan düştü, hakem de tereddüt bile etmeden kırmızı verdi veriştirdi levent'e. ilk yarı böyle gitti. ve ikinci yarıya başlarken lig boyunca yaptığım en büyük hamleyi yaptım, hem de en risklisini..
    ···
  13. 13.
    +3
    merter'i çıkarıp göksu'yu, diego lima'yı çıkarıp suat kerçin'i oyuna alarak sakarya deplasmanındaki ikinci yarıya 4-3-3 ile başladım. orta sahanın ortasındaki tek adam atabey çiçek'ti, sadece 16 yaşındaki atabey çiçek.. ne yalan söyleyeyim hiç inanmıyordum maçı alacağıma, vereceksem de adam gibi vereyim fark yiyeyim de adamların işine yarasın diye çıktım bu taktikle. maç başladı ama garip bi şey oldu. dk.56 iken hakem bana penaltı verdi. şehmus'u çekmişlerdi ceza sahası içinde. benim yaptığım cengaverliğe bakın, penaltıyı kime attırdım? tabii ki atabey *. o da yazdı ve son yarım saate 1-1 berabere girdik. arada sırada sakarya yine bastırıyodu ama 10 kişi oldukları için etkisiz kalıyolardı. hiç unutmam dk.76'ydı, sol çaprazdan frikik oldu. topu sertan aldı, hakem rakibe sarı çıkarıyo işte falan ben de bu arada şeyi düşünüyorum; topu arkaya açsa, uğur indirse şehmus vursa hoca 100 100 verse falan. derken bizim crazyboy sertan topu direkt vurup doksana astı. yemin ediyom evde tur attım koşarak, şu peste gol atan ilkokullu gibi..
    ···
  14. 14.
    +5
    golün hemen ardından sertan'ı çıkardım, ndong'u aldım oyuna. sertan iyiydi ama kondisyonu %47 kalmıştı, bi de alkışlatmak istedim tabi az sayıdaki akhisar taraftarına (ben ve yedek kulübesi dahil 15 kişi akhisarlı çıkmazdı tabii *). derken dk.80 oldu, resmen şok oldum. karşı forvet kürşat'la girdiği mücadelede kürşatı sakatladı. oyuncu değiştirme hakkım da yok, rıdvan dilmen gibi oyuncu.. hakk.. değiş.. dolduuuuu!!!1!!1 diyerek kaldım olduğum yerde. hemen ne yapabilirim diye baktım. en defansif görünen yine atabey'di (lan şu adamı almasam napıcaktım amk bilemiyorum). hemen onu stopere çektim, yanında kırmızı ışık yandı burda oynayamaz diye, ama ben, benim aslanım her yerde oynar diyerek devam tuşuna bastım. dk.90+1 iken sakarya korner kullandı. arka direkte stoperleri kafayı vurdu, top üst direğe çarptı ve dışarı çıktı. oğuz da topu almayla oyalanırken, zaten +2 verilmiş olan uzatma bitti ve biz, akhisar belediye gençlik ve spor kulübü, lig birincisini evinde 2-1 ile geçtik. yemin ediyorum hayatımın en güzel anlarından biriydi..
    ···
  15. 15.
    +6
    2003 yılından beri cm ve fm oynarım ama bu maç bana resmen yaşama sevinci verdi. zaten görmeniz lazım, oyun öyle bi sardı ki, lan sağa bi yedek olsam iyi olacak falan iki dakka durun deyip yemekten kalkıp oyunun başına geçmeler, rüyamda şehmus'u hat-trick yaparken görüp uyanınca, zaten anca rüyamda atarsın lan demeler.. bildiğin akhisar'ın yeni hamza hamzaoğlu'su olmuştum. bu maçtan sonraki 7 maçta 4 galibiyet 3 beraberlik alarak, 2.sıraya yükseldim. 3. kasımpaşa'nın da aynı puanı vardı. adamlar bi zütümden ayrılmadı zaten..
    geri kalan 6 maçta 10 puan toplarsam play-off garantiydi. ama ben 2.liğimi devam ettirip direkt çıkmak istiyodum süper lige.. derken 2 maçta arka arkaya beraberlik alınca (biri kasımpaşa'ya karşı), 3.lüğe düştüm. diğer 4 maçta da 2 galibiyet 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak normal sezonu 3.bitirdim.
    ···
  16. 16.
    +4
    sakaryaspor ve kasımpaşa direk yükseldiler süper lige. bense önce lig 6.sı ile, eğer onu yenersem de 4. ile 5.'nin oynadığı maçın galibiyle oynayıp lige çıkıp çıkmayacağımı görecektim. sıralama şöyle idi:
    3.akhisar bld.
    4.boluspor
    5.adanaspor
    6.çaykur rizespor

    ilk maç çaykur rize, onların evindeydi. onlara ligdeki iki maçta da çakmıştım ama play-off'ta nasıl olucaktı bilemiyordum. ama yine de rahat geçeceğimi düşünüyodum..
    ···
  17. 17.
    +3
    dediğim gibi maça çıkarken rahattım, bi tek semavi'denn çekiniyodum. çaykur rize'nin amansız orta sahası.. maça başlarken merter'e adam adama markaj yapması için görevlendirmede bulundum. o da sağolsun kitledi onu. ilk defa 6.2/10 ile oynarken gördüm semavi'yi. maç karşılıklı ataklarla geçti. deplasmanda 2 gol attım şehmus ile ama kalemde de 2 tane gol gördüm. yine de 2-2'lik bi skorun bana yeteceğine emindim. maç sonu takıma genel bi konuşma yaptım, performansınızdan memnunum beni şaşırtmadınız dedim. keyifler güzel bi şekilde akhisar'a döndük. diğer maçı beklerken adana ve bolu'nun taktiklerini ve oyuncularını izlemeye başladım. bolu'dan kenan özer ve adana'dan burak çelik dikkatimi çekti. zaten ikisinin de bana ligde golü vardı ama şu aralar 7+/10 ile oynuyolardı ve bu 2.ligdeki oyuncular için gayet iyiydi..
    ···
  18. 18.
    +6
    benim aklımda bunlar varken, adana-bolu maçı da 1-1 bitti. maç adanada olduğu için bolu evinde geçer diye düşünüyodum ama yanıldım. çılgın atan burak çelik sayesinde bolu'yu geçtiler ve ilk finalist oldular. evet, sıra gelmişti bizim maça. ben yine merter'i semavi'nin markajına verdim ama allah kahretsin ki 17.dakikada sakatlandı merter, yerine atabey'i aldım ve markaj da ona kaldı haliyle. biraz endişelenmeye başlamıştım ki, goller sağanak gibi gelmeye başladı. rize 1-0 yaptı, şehmus 7 dakikada 2 gol atarak (biri penaltı), durumu 2-1'e getirdi ama 45+1'de yine kornerden gelen bi gole engel olamadım ve ilk yarıyı 2-2 kapattık. evimde olmanın da rahatlığıyla, ikinci yarıya daha atağa yönelik bir 4-3-3 taktiği ile çıktım. göksu ve suat'ı aldım yine. suat'ın golüne rize semavi'nin penaltısıyla karşılık verdi. maç uzatmaya gidicek, oyuncu hakkım da bitti diye düşünürken göksu türkgüzel yaklaşık 25 metreden acayip bi gol attı (maçın ardından hemen sözleşmesini 2 yıl daha uzattım *) ve durumu 4-3 yaptı. allaha şükür devamında sakatlık olmadı, pozisyonları da savuşturduk ve maçı 4-3, eşleşmeyi de toplamda 6-5 ile geçerek finale adımız yazdırdım. yeni rakip adanaspor'du. süper lige merhaba demem için son bir maç..
    ···
  19. 19.
    +3
    merter'in sakatlığı 1 ay'ı bulacak gibi duruyodu. bunca maçın stresini kaldıramayacağını düşündüğüm atabey'i; aferin aslanım, sen benim daha çok işime yarayacaksın diyerek yedeğe çektim tekrar ve bir haftadır özellikle incelediğim adana'ya karşı farklı bir taktik hazırladım. 4-4-1-1. adana gol atıyordu ama attığı kadar da yiyordu, defansı pek sağlam değildi. ileride ise tek güvenceleri burak çelik'ti, forvet olmasına rağmen sol açıkta oynuyor, ordan yardıra yardıra gelip ya gol atıyor ya da asist yapıyordu. maça başlamadan önce lima'yı; sana güveniyorum aslanım, haydi allah utandırmasın diyerek forvet arkasına koyuyor ve bu sefer kaptan sağ bekim emrah'a veriyordum burak'ın markaj işini. ve antalya'daki tek ayaklı final maçı başlıyordu..
    ···
  20. 20.
    +2
    maç başlar başlamaz burak'la atağa kalktı adana, emrah'ı bi sağa sola yatırdı (e tabi biri 25 yaşında, diğeri 33. olağan bi şey), ortasını kesti ama forvetleri emre aktaş vuruşta etkisiz kalıyordu. ilk yarı karşılıklı ataklarla geçti; şehmus'un bi topu direkte patladı, adana karşı karşıya kaçırdı, böyle böyle ilk yarı 0-0 bitti. devre arası etkili bi konuşma yaptım. hadi beyler bu son maç, bunu almazsak istifamı basacağım ve akhisar'ı terk edeceğim gibisinden bi şeyler söyledim. takım bi gaza geldi, ikinci yarıya fırtına gibi girdik, bunun sonucunu da 64. dakikada şehmus'un enfes aşırtma golü ile aldık, ki bu gol de ona 2 yıllık daha sözleşme getirdi *. bu dakikadan sonra adana bastırmaya başladı ve 77. dakikada burak'ı tutamadık, oğuz, oğuz al bunu oğlum derken.. yapmayın çocuklar...
    neyse moral bozmadan devam ettik ama ben sadece bir değişiklik yaptım. uzatmada lazım olur diye, nitekim de oldu, maç uzatmaya gitti. uzatmada resmen iki takım da top çevirdi ve penaltıları bekledi. ben iyice gerildim çünkü penaltılar beni her zaman korkutmuştur. iki değişiklik yaparak atabey'i ve suat'ı aldım oyuna, biraz da penaltı özelliklerine bakarak yaptım bu değişiklikleri. ve hakem 120+1'i de oynatıp penaltı atışlarına gidileceğini söyledi..
    ···