1. 1.
    +1 -2
    çok kafkaesk desem yeterince entel olurum heralde kankalar
    ···
  1. 2.
    0
    ···
  2. 3.
    +3 -7
    bunun sevenlerin, davasını boş bi şatoda giberim, taktan bir dönüşüm içine girip bütün öykülerini duruşmada anlatırlar.
    ···
  3. 4.
    +4
    dönüşümü okuyun da adam olun muallakler...
    ···
  4. 5.
    +3
    (bkz: metamorfoz değişim dönüşüm)
    (bkz: mahkeme önünde)
    (bkz: dava)
    ···
  5. 6.
    +3
    franz kafka (3 temmuz 1883’de prag’da doğdu; 3 haziran 1924’de kierlimg’de öldü) yahudi bir tüccar aileden gelen, almancaya da hâkim olan bir yazardı. kafka’nın en önemli eserlerini, üç romanının (dava, şato ve kayıp) yanı sıra; ortaya koyduğu birçok hikâyeleri oluşturuyor.
    kafka’nın eserlerinin büyük bölümü ancak kafka’nın ölümünden sonra meslektaşı ve yakın arkadaşı max brod tarafından yayımlandı ve bu eserler 20. yüzyılda dünya edebiyatında kalıcı bir etki bıraktı.

    franz kafka’nın babası hermann kafka (1852–1931) ve annesi julie kafka (1856–1934) yahudi soylu bir aileden gelmektedir. hermann kafka henüz çocukken, tüccar olan babasının mallarını çevredeki köylere dağıtmalıydı. sonra seyahat temsilcisi olarak çalıştı ve daha sonraları ise prag’da kendi bujiteri dükkânını açtı. julie kafka varlıklı bir ailenin çocuğuydu, kocasına göre daha eğitimli biriydi ve günlük bazen on iki saate kadar çalıştığı kocasının işinde önemli ölçüde söz sahibiydi.
    henüz küçük yaşlarda ölen georg ve heinrich adında iki erkek kardeşin yanı sıra, kafka’nın üç kız kardeşi vardı. kız kardeşleri daha sonra sürgüne gönderildi ve muhtemelen izlerinin kaybolduğu toplama kamplarında ya da gettolarda hayatlarını kaybettiler. bunlar, gabrielle, elli diye çağırılan kız kardeşi (1889–1941?), valerie, valli diye çağırılan (1890–1942?) ve ottilie, „ottla“ kafka (1892–1943?), en küçük kardeş.
    kafka, prag halkının yüzde onluk bir bölümünü oluşturan ve ana dilleri almanca olan kesimin içindeydi. ayrıca kafka anne ve babası gibi çekçe’ye de son derece hâkimdi.
    kafka’nın edebiyatı büyük ölçüde babasıyla olan ilişkileriyle şekillenirken, annesi daha geri planda kalmışsa da; kafka’nın figürlerinde annesinin birçok akrabasının yer aldığı görülür.

    kafka, “yargı” adlı eserini 1912 yılında 22 eylülü 23 eylüle bağlayan gece sadece sekiz saatte kaleme almayı başarmıştır. bu eserle birlikte kafka edebiyat dünyasında konu ve stil bakımından özünü bulmuştur. kafka yazmanın yaşama hissini kuvvetlendirdiğini ve eserin defalarca okunduğunda bile, hem okuyucuların hem de kafka’nın üzerinde aynı etkiyi verebilmesi gerektiğini söyler.
    yargı, kafka’nın 1912 yılında yazdığı hikâyesidir. eser, baba-oğul çatışmasını konu almaktadır. hikâyedeki genç ve başarılı tüccar bir türlü babası tarafından fark edilememiştir.
    hikâye bir tüccarın oğlu olan georg bendemann’ın yaşdıbını konu alır. georg aşıktır ve petersburg’daki onun için son derece önemli olan arkadaşıyla yazışmaktadır. bu arkadaşlığı devam ettirmek için kendi yaşamındaki birçok başarıdan mektubunda bahsetmemiştir. uzun süre düşünüp taşındıktan sonra georg sevgilisine onunla evlenmek istediğini belirtir. georg mektuplarla babasına gider; fakat babası bu duruma olumlu bakmaz. onun bu dönemde evliliği düşünmek yerine ticaretle daha sıkı ilgilenmesini gerektiğini söyler. bunun üzerine georg her şeyi geride bırakıp evi terk eder, kendi yolunu çizmeye karar verir.
    “yargı” eseriyle kafka, ilk uzun soluklu yaratıcılığını ortaya koymuştur; ikinci eseri yaklaşık iki sene sonra kaleme alınabilmiştir. bu gecikmenin sebebi olarak da kafka’nın sanatsal başarısıyla bile üstesinden gelemeyeceği bir problem ortaya çıkması gösterilebilir, bu problem gittikçe büyümüştür ve sonuç olarak kafka yarım yıl boyunca edebi açıdan üretken olamadığı bir dönem yaşamış, kendisinin ve ailesinin yaşdıbını sürdürebilmek için gerekli olan parayı kazanamamıştır. fakat işi ile ilgili yaşadığı problemler, kafka’nın yaratıcılığını hiç de olumsuz yönde etkilememiştir, hatta kafka bu zor dönemlerde yaratıcılığının en üst seviyelerine çıkmıştır.
    (1. dünya savaşı’nın patlak verdiği yılın ikinci yarısını bu döneme örnek verebiliriz.) kafka bütün bunları planlı bir şekilde çalışarak başarmıştır, kendi stratejisine göre kafka; sabahları büroda çalışıyor, öğlenleri uyuyor, geceleri yazmaya devam ediyordu.
    kafka “yargı” eserini tamamladıktan sonra, kafka’nın yaşamında bir takım değişiklikler meydana geldi. kafka’nın kendini tamamen yazmaya adaması aynı zamanda yaşamından birçok şeyi feda etmesi anldıbına geliyordu. zamanla bu tarzıyla kendini günlüklerinde ve mektuplarında ağırlıklı olarak maddiyata verdi.

    1917 yılının ağustos ayında bir gece kafka’nın ağzından kan gelir, o yıllarda tedavisi mümkün olmayan akciğer kanseri teşhisi konulur kafka’ya. hastalık iyiden iyiye kendini hissettirmeye başlar ve 1918’in sonbaharında i̇spanyol gribine yakalanır, haftalarca ağrı çeker. daha sonraları ise tüm tedavilere rağmen, kafka’nın sağlığı yıllar ilerledikçe kötüleşir. kafka 1923–1924 yılları arasında berlin’de bulunuyordu ve bu yıllarda kanser iyice ilerlemiş durumdaydı; gırtlağına kadar ilerleyen kanser yüzünden kafka artık konuşma yetisini de kaybetmişti. yemek yerken ya da bir şeyler içerken dayanılmaz acılar çekiyordu. 1924 yılının nisan ayında wienerwald senotosunda, aynı zamanda aile dostları ve akciğer hastalıkları tedavisinde de uzman olan dr. hugo kraus tarafından, kafka’ya gırtlak kanseri teşhisi konuldu; sebebi olarak da tedaviye geç kalındığı belirtildi.
    muayeneler sonucunda, kafka’nın durumunun son derece kötü olmasından dolayı cerrahi bir müdahale yapılamayacağı sonucuna varıldı. kafka kierling senatosu’na taşındı ve 3 haziran 1924 yılında klosterneuburg’da, 40 yaşında hayata gözlerini yumdu. resmi ölüm sebebi olarak da kalp yetmezliği teşhisi konuldu

    kafka ilk olarak çok milletli avusturya-macaristan i̇mparatorluğunda yaşadı ve 1. dünya savaşı’ndan sonra yeni kurulan çekoslovakya’ da yaşadı. o dönemlerde almanca farklı ülkelerde (avusturya, i̇sviçre’nin bir bölümünde, güney tirol) konuşuluyordu. kafka kendisini bir mektubunda, ana dili almanca olan biri olarak tanımlamıştır. (“almanca benim anadilim, fakat çekçe kalbimde yatıyor“)
    prag’da almanca konuşan halk ki yaklaşık halkın yaklaşık yüzde sekizini oluşturuyor, kendilerini “prag almancası“ olarak tanımladığı bir çemberin içerisinde yaşıyordu. bu durum kafka için de geçerliydi, kafka bir mektubunda „ hiç bir zaman alman halkı arasında yaşamadım“ demiştir. daha sonra ise çoğunluğunu çek halkının oluşturduğu, almanca konuşanlardan izole edilmiş bir ortamda yaşadı. —hassas yaradılışından dolayı almanca konuşan azınlıktan uzaklaştı.(bütün bunların yanı sıra o yahudi azınlığa mensuptu.) okullarda da o dönemde çekçe ve almanca konuşan praglılar arasında büyük bir çekişme söz konusuydu. kafka’nın eserlerine baktığımızda ise 1. dünya savaşı döneminde ne almanya’nın politik konularından ne de avusturya milliyetçiliğinden bahsetmediğini görürüz.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    +3
    natakov’a göre flaubert edebi açıdan en fazla kafka’dan etkilenmiştir özellikle de kafka’nın stilinden yararlanmıştır. flaubert gibi natakov da kafka’nın düz yazılarını beğenmemiştir ve dili bir araç olarak kullanmışlardır. “özellikle kafka’nın hukuk ve doğa bilimleri için kullandığı kavramları almış, onlara kuşkusuz ironik bir doğruluk yüklemiş, bunu yaparken kendi kişisel duygularını katmamıştır, aynı stile flaubet’in eserlerinde de rastlanmaktadır“. (natakov, die kunst des lesens, fischer tb, s. 320).
    kafka lise yıllarından itibaren yoğun bir şekilde friedrich nietzche ile ilgilenmiştir. özellikle de nietzsche’nin “also sprach zarathustra” (böyle buyurdu zerdüşt) eseri kafka’yı büyülemiştir. kafka kendine yaşam paraleli olarak filozof kiergaard’ı görmektedir. ve onun için şöyle demiştir : “o beni bir arkadaş gibi doğruluyor“
    1908’ in aralık ayında yazdığı bir mektubunda kafka şöyle demiştir: “başka şekilde biz sinemacı uğruna kendimizi nasıl hayatta tutabilirdik ki?” bunu 1019 yılında sinemada âşık olduğu ikinci aşkı julie wohryzek’e yazdı. fakat kafka’nın filmlerden pek de etkilendiği söylenemez; yazılarında uygun ifadeler ekgibtir bu yüzden birçok kez metinlerini bizzat yeniden yapılandırmıştır. hikâyelerinde film konularını inceleyip üzerinde kafa yorduğu için farklı karakterler yaratmıştır. konu, komik resimlerin birbiri ardına sıralanmasıyla oluşur ve abartılıdır; burada edebi yoğunluk kendini sözlü olarak gösterir. kafka’nın hikâyelerindeki film her zaman o anı konu alır: büyük şehirdeki trafiğin ritmi, korkunun dışa vurumu gibi. bu tür figürlere özellikle “kayıp” romanında rastlanır.

    1933 – 1945 yılları arasında kafka da tıpkı diğer bütün saygın yahudi yazarlar gibi yasaklanan yazarlar arasındaydı. hatta kafka, nazi döneminde yasaklanan yazarların başında geliyordu. eserleri yakılacak kitapların arasındaydı.

    yaşadığı dönemde kafka, geniş çevrelerce pek fazla tanınmıyordu. kafka eğer yazdığı kısa metinlerin dışındaki eserlerin de yayımlanmasına izin verseydi, bu durumum belki daha farklı olabilirdi. kafka ne kendi eserlerine ne de yazarlığına güveniyordu; bu güvensizlik öyle boyutlara ulaşmıştı ki; en yakın arkadaşı ve vasiyetini bıraktığı max brod’a yayımlamadığı eserlerini (bunlara bütün romanları da dâhildir) yakıp yok etmesini vasiyet etmiştir. 29 kasım 1922’de araştırmalar sonucunda bulunan belgede, kafka’nın şöyle belirttiğini görüyoruz: “ortaya koyduğum bütün eserlerden sadece şu belirttiklerim geçerlidir “yargı”, “ateşçi”, “dönüşüm”, “ceza kolonisi”, “köy hekimi”; hikâyelerimden ise: “açlık sanatı.” (“gözlem’in“ bir örneğinin kalmasını istiyorum, kimse bu hikâyeyi yok etme zahmetini çekmesin, fakat onun yeni basımının olmasını da istemiyorum.) bu belirttiğim beş kitabın ve hikâyenin geçerli olduğunu söylemem kesinlikle onların yeniden basılıp, yayımlanması anldıbına gelmesin; aksine ben bu eserlerin hepsinin yakılıp yok edilmesinden yanayım. eğer bu kitaplara ulaşmak isteyenler varsa onlara da engel olamam.“
    kafka’nın brod’dan istediği, kitaplarının yakılıp yok edilmesiydi; fakat brod bunu yapmadı. bugün de brod’un verdiği kararın doğru olduğu su zütürmez bir gerçekliktir. yapıtlarının bir bölümünü de kafka yaşadığı dönemde bizzat yok etmiştir. kafka ancak 2. dünya savaşından sonra dünyaca üne kavuşabilmiştir, önce a.b.d. ve fransa’da, 50’li yıllarda ise almanca konuşulan bölgelerde ünlenmiştir. 1963 yılında prag’daki liblice şatosunda ağırlıklı konusu yabancılaşma olan, kafka üzerine uluslararası bir konferans düzenlenmiştir
    kafka ölümünden önce arkadaşına müsveddelerinin büyük bölümünü ortadan kaldırması için adeta yalvarmıştı. fakat brod, kafka’nın vasiyetine rağmen, kafka’nın birçok eserini ölümünden sonra yayımladı. alman ordularının prag’a girmelerinden kısa bir süre önce, 1939 yılında brod, kafka’nın müsveddelerini i̇srail’e kaçırmayı başardı. 1945’de bu müsveddeleri sekreteri ilse ester hoffe’ye gönderdi ve aynen şöyle yazıyordu notunda: “sevgili hester, 1945 yılında sana kafka’nın bana ait olan bütün el yazmanlarını ve mektuplarını gönderdim.“
    hoffe bu müsveddelerden bazılarını satın aldı, satın aldığı eserler arasında mektuplar, posta kartları, “bir savaşın tasviri” eserinin el yazması ve “yargı” romanının el yazması bulunuyordu, bu eser 1988 yılında 3.5 milyon marka londra’daki bir edebiyat arşivine kaldırılmıştır. diğer el yazmalarını ise hoffe, kızları eva ve ruth hoffe’ye göndermiştir.

    1909 – ein damenbrevier
    1909 – gespräch mit dem beter (dua eden adamla sohbet)
    1909 – gespräch mit dem betrunkenen (serhoşlarla sohbet)
    1909 – die aeroplane in brescia (brescia’daki uçaklar)
    1912 – großer lärm (büyük gürültü)
    1913 – betrachtung (gözlem)
    1913 – das urteil (yargı)
    1913 – der heizer (ateşçi) amerika olarak bilinen romanın ilk bölümü
    1915 – die verwandlung (dönüşüm)
    1915 – vor dem gesetz (yasanın önünde) dava adlı romanın bir bölümü
    1918 – der mord (cinayet); kardeş katili öyküsünün ilk hali (1919)
    1918 – ein landarzt (bir köy hekimi) 13 öyküden oluşan bir kitap; aralarında on bir oğul ve bir akademiye rapor öyküleri de bulunmaktadır
    1919 – in der strafkolonie (ceza kolonisi)
    1921 – der kübelreiter
    1924 – ein hungerkünstler (açlık sanatçısı)

    1904–1905 – beschreibung eines kampfes (bir savaşın tasfiri)
    1907–1908 – hochzeitsvorbereitungen auf dem lande (taşrada düğün hazırlıkları)
    1914 – erinnerungen an die kaldabahn (kaldabahn hatıraları)
    1914–1915 – der dorfschullehrer (köy öğretmeni)
    1915 – blumfeld, ein älterer junggeselle
    1916–1917 – der gruftwächter
    1916–1917 – die brücke (köprü) brod’un başlığı
    1917 – eine kreuzung
    1917 – der schlag ans hoftor (çiftlik kapısına vuruş) brod’un başlığı
    1917 – der jäger gracchus (avcı gracchus) brod’un başlığı
    1917 – beim bau der chinesischen mauer (çin seddi’nin i̇nşaasında)
    1917 – eine alltägliche verwirrung brod’un başlığı
    1917 – der nachbar (komşu) brod’un başlığı
    1919 – brief an den vater (babaya mektup)
    1920 – heimkehr brod’un başlığı
    1920 – die abweisung (geri çevrilme)
    1920 – zur frage der gesetze (yasalar sorunu üzerine)
    1920 – das stadtwappen (kent arması) brod’un başlığı
    1920 – kleine fabel (küçük fabl) brod’un başlığı
    1920 – die truppenaushebung
    1922 – forschungen eines hundes (bir köpeğin araştırmaları) brod’un başlığı
    1922 – das ehepaar
    1922 – der aufbruch (gezinti)
    1922 – gibs auf brod’un başlığı
    1923–1924 – der bau brod’un başlığı
    1925 – der prozess (dava)
    1926 – das schloss (şato)
    1927 – der verschollene (amerika) i̇lk olarak 1912 yılında kayıp olarak tasarlandı, fakat brod tarafından amerika olarak yayımland
    Tümünü Göster
    ···
  7. 8.
    +1
    http://inci.sozlukspot.com/e/2813544/

    kalp var bende ipneler yapmayın şunu yapmayın!!yazmayın amk!
    ···
  8. 9.
    +1
    o değil de şu mızmızlanan amcık ağızlıları Kafka, zütünden mi gibti? ne bu sinir amk?! hadi soad huur çocukları olsa neyse..
    ···
  9. 10.
    0
    bütün kitaplarini okudum bu herifin, cok acaip pic
    ···
  10. 11.
    0
    adam kafkas beyler
    ···
  11. 12.
    0
    5. nesil entel yazar
    ···
  12. 13.
    0
    bol acılı adana favori yemeğiymiş.bir sevdiceği varmış bunun milena.çok sevmiş kafka çoook.ama yazığımda öyle bir kader var ki, her şeyde olduğu gibi bu konudada yüzü gülmemiş. kankası vardı bide bunun, bin max broad, kılım ona oda ayrı bir konu.
    ···
    1. 1.
      0
      ah milena kara amlı milena...
      ···
  13. 14.
    0
    dönüşüm dışında hiçbir kitabını sevemedim... bu adamdaki kasvet sıkıntı ne taksa abartılıyor;sartre, samuel beckett, camus hadi neyse de kafka ı-ıh!
    ···
  14. 15.
    0
    @18 davayı okumadın mı bin
    ···
  15. 16.
    0
    @18 sensin lan... ben 17... okudum lan davanın da şatonun da amerikanın da canı cehenneme... koridormuş hani lan daralma kasvet, hüzün,bulantı...
    ···
  16. 17.
    0
    kayip-amerika- adli romani cok hakli beyler
    ···
  17. 18.
    0
    hanım koş kafka selebriti olmuş.
    ···
  18. 19.
    0
    kim lan bu, çok duyuyorum adını da hiç araştırmadım. biri özet geçsin
    ···
  19. 20.
    +1
    çok tipsiz bi herif.ben de o kadar tipsiz bir bin olsam ben de edebiyatta sanatta ilerlerdim amuğa yerleştiriyim.
    ···