1. 851.
    0
    zaten hemen bugün yapmıyorum finali ya
    belki dedim.. bi kaç gün içinde de olabilir belli olmaz dedim.
    bu gece de olabilir o da belli olmaz
    ···
  2. 852.
    0
    beyler dışardayım şimdi gelebildim eve
    ···
  3. 853.
    +1
    olum doğum günüm lan bugün... daha şimdi gelebildim... bugün mazur görün artık...
    ···
  4. 854.
    0
    eyvallah panpa...
    ···
  5. 855.
    0
    olum beni bugün mazur görün ne demek... köle izuara yaptınız beni iyice.
    ···
  6. 856.
    0
    eyvallah binler..
    ···
  7. 857.
    0
    beyler kusura bakmayın. bana küfretmeyin. ttnet'e edin. dıbına koduklarım. 4 gündür üzgünler. hizmet veremiyolar. giremedim yani hiç sözlüğe...
    ···
  8. 858.
    0
    devam ediyorum binler. gecikme için kusura bakmayın. her şey üst üste geldi. size oturup dert anlatmicam merak etmeyin. sadece mazur görün yeter. şu anda başlıyorum yazmaya. eklicem de başlığa yazdıkça...
    ···
  9. 859.
    0
    uzun süre ayrı kaldık. son parçaları bir hatırlayalım... ama özetle tablonun peşinde olan kahramanlarımız anthony'nin evine girmişti gizlice...
    ···
  10. 860.
    0
    flamma cingit caelum
    et mendacium concident
    cum imbre flammas
    iustus infidelis effugiet

    Alevler saracak gök yüzünü
    Ve yıkılacak yalanları
    o alevlerini püskürttüğünde
    Sadece inanmayanlar(kafirler) kurtulacak
    Ashley bana dönüp, kilise kimlere kafir der biliyor musun? Dedi…
    inanmayanlara mı dedim…
    Hayır, kendi söylediğine inanmayanlara. Burada dona, belli ki kinaye yapmış. ironi… asıl inanların kendileri olduğunu, kilisenin de onları da kafir diye nitelediğini söylemiş belli ki…

    Haklıydı… altında başka anlamlar aramaktan, ilk anldıbını göz ardı ediyordum…
    Bir incilin habercisi olduğunu biliyorduk bu günlüğün.. öyle düşünüyorduk… kendinden sonra başka bir peygamber geleceğini müjdelediğine inandığımız bir peygamberin kitabı… ama bu kilisenin işine gelmezdi… kendisinden sonraki dinin varlığını kabul etmek, kendi dinlerini geçersiz kılacaktı. Bu yüzden gerçek anlamda hz. isa’ya inanları katletmişlerdi…
    ···
  11. 861.
    0
    Olayı kavramak için, en baştan başlamamız gerekiyordu… hz. isa ‘ dan…
    Bu konuda yardım alabileceğimiz arkdaşlarım var dedi ashley… birkaç telefon görüşmesi yaptı… geldi..
    - internet var mı burada?

    internet üstünden, uzmanlığı hristiyanlık tarihi olan olan bir arkadaşıyla konuştuk… bize hz. isa hakkında resmi-gayrı-resmi her şeyi anlattı…
    işimize yarar pek bir şey yok gibi görünüyordu…
    Daha spesifik şeyler yok mu dedim? Anekdotlar… vs. mesela bizim dinimizde çoktur…
    Var dedi… anlatmaya başladı.
    Bir anda sözünü kestim… anlattığı şey ilgimi çekmişti…
    Anlattığı olay, hz. isa’nın çarmıha gerilmeden önce, işkence gördüğü yerdi. Romalı askerler, Yahudilerin kışkırtmasıyla uzun süre kendisine işkence etmiş, kırbaçlamışlardı… hikayede ya da anekdotda ilgimi çeken nokta ise, hz. Meryem’in bir yardımcısının, havarinin yardımıyla, hz. isa oradan zütülüp zindana atıldıktan sonra yaptığı şeydi… bir çarşafla yerdeki kanı silmiş ve tanrının oğlunun kanı yerde kalmamalı demişti…
    Belli ki bu hristiyan inancında bir öyküydü ama ya gerçekse… ya değiştirilen kısmı sadece “oğlu” kısmıysa… ya hepsi doğruysa ve Allah’ın peygamberinin kanı yerde kalmasın deyip, orayı silmişse…
    O bez şimdi neredeydi?
    O kan neredeydi…
    Hz. isa’nın dna’sı.. tüm dünyadaki dengeyi değiştiremez miydi?
    Umduğumuzdan da büyük bir şey bulmuş olabilirdik…
    ···
  12. 862.
    0
    Bunu bilmemizin bir yolu yoktu. Sonuçta karşılaştırabileceğimiz bir örnek falan bulunmuyordu… yine de incelemekte fayda vardı gerçi ama… cevaplara bu şekilde ulaşamayacağımız aşikardı. incelememiz gereken şey, cevapların bulunduğu şey, günlükten başkası olamazdı…
    ···
  13. 863.
    0
    Aradan 1 haftadan uzun bir süre geçmişti. Bay x’in gelişiyle elimiz güçlenmişti. Kimsenin bilmediği bağlantıları vardı. Özellikle antalya’da. Bize göre büyük bir turizm kenti olan Antalya, bay x, safa bey ve sebastian için çok daha fazlasıydı. Biliyordum. Burada güvendikleri başka şeyler olmalıydı. Yoksa safa bey yaptığı için çoğunu izmir veya istanbul üzerinden yürütüyordu ama kendisi yıllardır burayı terk etmemişti. Sebebini bilmesem de, onlara güvendiğim için burada ben de kendimi güvende hissediyordum. Ayrıca annem ve kardeşimin başına bir şey gelmesini de istemiyordum…
    ···
  14. 864.
    0
    1 haftadır, günlükte, daha önce kullanmadığımız dizelere bakıyorduk. Ashley ve ben. Ama ne yazık ki hiçbir şey bulamamıştık. Diğer dizelerin, gerçek incilin yerini göstermek için yazıldığı artık bizim için kesindi. Ama dona gibi kadın bu günlüğün sadece belli birkaç yerine bir şeyler gizlemiş olamazdı. Bence günlüğün tamamında bir şeyler vardı. Kulağa basit gelen cümlelerin içinde bir şeyler gizli olmalıydı…
    ···
  15. 865.
    0
    Aradan geçen zaman zarfında, annem ve kardeşimin de ashley’yle ne kadar iyi anlaştıklarını görmüştüm. Artık çat pat Türkçe konuşuyordu. Belki anneme bu yüzden tatlı geliyordu. Konuştukları çoğu şeyi ben çevirmediğim sürece anlayamasalar da, aralarında bir elektirik olması hoşuma gitmişti. Çünkü artık ashley de benim için büyük bir anlam ifade ediyordu. Sıradan, alelade biri zaten değildi, ama sadece bana yardım eden hoş bir kadın da değildi artık. Bir şeyler hissediyordum… uzun zaman sonra ilk kez….
    ···
  16. 866.
    0
    Doktor emrahla yeniden bağlantıya geçtik.
    Daha kapsamlı bir araştırma için gerekenleri safa bey sağlayabilmişti.
    Artık daha fazla zaman kaybedemezdim.
    Ortalıkta bir ölüm sessizliği hakimdi ve herkes bunun farkındaydı.
    Sakin görünen günlerimiz aslında hayli gergin geçiyordu.
    Ve ben bunun daha fazla uzamasından yana değildim.

    Kaldığımız ev oldukça büyüktü.
    Bir odasını laboratuar gibi düzenletmişti safa bey.
    Sanırım bunu Emrah istemişti ondan.
    Çok geçmeden dr. Emrah geldi.

    Her şeye yeniden başladık.
    ···
  17. 867.
    0
    Birkaç gün geçmişti. Emrah ashley ve ben oturup bir durum değerlendirmesi yaptık.
    Sonuç pek iç açıcı değildi. Hiç birimiz yeni bir şeye ulaşamamıştık.
    3. Kan örneğiyle ilgili pek tahmin de bulunamıyordu Emrah bey.
    Sadece el kısmında var demişti.
    Ama neden?
    Ne anlatmak istemiş olabilirdi üstad possini?
    Dona neden daha açıklayıcı değildi?

    Günlerdir gece gündüz, bir şeyler bulmak için defalarca, defalarca okumuştuk günlüğü.
    Ama tahminlerimizin ötesine geçememiştik…
    sabah olmak üzereydi.
    Dinlenmek üzere herkes odasına çekildi.
    Çok geçmeden kapımın çalındığını işittim.
    Gelen ashley’ydi…
    (annemlerin de aynı evde olmasında dolayı, ayrı odalardaydık ashley ile…)

    - Kendini çok zorluyorsun… dedi.

    - Biliyorum ama benim için artık bir merakın ötesinde bu konu. Hayatımı boş çabalar peşinde
    geçirdim. Belki de artık iyi bir şey yapmamın zamanı gelmiştir.

    - Sen iyi birisin antonyo. Bunu biliyoruz. Kanıtlamana gerek yok…

    - Kanıtlama amacında değilim de… ama, bilmiyorum… belki de inat haline geldi. Çok insan öldü bu yüzden. Bazıları tekrar dirildi hatta. Hayatımı haybeye harcamış olduğumu görmek istemiyorumdur belki de… yani, bunu çözebilirsek, sanırım kendimi daha iyi hissederim. En azından yapmış olduğum şeylerin bir kısmının bir amacı olur…
    ···
  18. 868.
    0
    Uyuyamıyordum ki…
    düşünmeden edemiyordum…
    aklımda hep aynı dizeler vardı. Günlüğün anahtarının o dizeler olduğunu düşünüyordum.
    Beni genelde yanıltmayan hislerim de öyle olduğunu söylüyordu.
    O kadar çok okumuştum ki, ezberlemiştim ve sürekli tekrar ediyordum içimden.

    flamma cingit caelum
    et mendacium concident
    cum imbre flammas
    iustus infidelis effugiet

    Alevler saracak gök yüzünü
    Ve yıkılacak yalanları
    o alevlerini püskürttüğünde
    Sadece inanmayanlar(kafirler) kurtulacak

    ne demeye çalışmıştı dona?
    Ne anlatıyordu?
    Ne saklıydı burada…
    sanki herçeyin başlangıcını anlatıyordu.
    Ama bu görünen anlamıydı.
    Altında başka bir şey olmalıydı ama ne?

    Altında ne olabilirdi?

    Altında?

    Altında mı?

    Aklıma bir şey gelmişti. Devdıbına baktım…
    ···
  19. 869.
    0
    vos obtulit fictus locis
    numquam ad te
    solent invenire cum ire
    quod numquam terra

    flare ventus versus
    veritatem potest capere
    si antem ad TUBER
    te sanctuarium turpis olfacies flos

    loca summa putes
    actu sunt sub terra
    si non potes videre
    ante corrueret mendacium

    in qui dicere veritatem
    mortui cum non ratione
    sed mendaces sunt vivere
    clam et invisibilis


    sahte evler(yerler) sundunuz
    asla sizin olmayan evler
    gittiklerinde bulamayacaklar
    aslında olmayan bir yeri

    rüzgar estiği yönden
    doğruları getirmez
    çöplüğünüzden eserse
    mabediniz çiçek kokmaz

    yüksek sandığınız yerler
    aslında yerin dibinde
    baksanızda göremezsiniz
    yalanlar yıkılmadan

    gerçekleri söyleyenler
    öldüler sebepsizce
    yalancılarsa yaşıyorlar
    görünmeden ve gizlice
    gittiklerinde bulamayacaklar
    aslında olmayan bir yeri

    burada insanlara cennet vaat eden papazlara bir gönderme olduğu kesindi.
    Ama bu kısım, dizelerin devamıyla bir uyum içindeydi sanki.

    Dona ile konusuyor gibi hissetmiştim. Gittiklerinde bulamayacaklar, olmayan bir yeri. Tıpkı bizim, baktığımızda bulamadığımız gibi… olmayan bir yer… olmayan yer… tablodaki kan, düşündüğümüz gibi dona ve possiniye ait değilse… yani, dona tablo için kanını akıtmadıysa ama öyle görünmesini istediyse… yani donnanın sarılı olan eli, ve farklı kan örneğinin olduğu o kısım, ya bizim gibi düşünülmesini sağlamak içinse. Yani aslında dona nın eli kesilmemişse… dörtlüklerin bazı kısımlarını bir anda birleştirdim gözlerimle. istemsizce…

    gittiklerinde bulamayacaklar
    aslında olmayan bir yeri
    rüzgar estiği yönden
    doğruları getirmez
    baksanızda göremezsiniz
    yalanlar yıkılmadan
    gerçekleri söyleyenler
    öldüler sebepsizce
    ···
  20. 870.
    0
    tamamen anlamıştım…
    yani baktığımızda bulamadık. Aslında olmayan yer de, aslında kesilmemiş olan eli. Demek ki orada değildi aradığımız şey. Diğer kısımlarındaydı tablonun.

    Rüzgar estiği yönden, doğruları getirmez… görünen kısmında değildi tablonun. Arka kısmında mıydı? Ön yüzünde değil de…

    baksanızda göremezsiniz… evet kesinlikle görünen kısmında değildi.

    Yalanlar yıkılmadan… yalandan kastı belki de bakanların öyle düşünmesini sağlamak için kesilmiş gibi gösterdiği eliydi… bu nasıl yıkılacaktı?

    Gerçekleri söyleyenler, öldüler sebepsizce… burada isa’ya inananları değil de Hz. isa’nın kendisi kastettiyse…

    koşarak odadan çıktım. Emrah’ı ve ashley’yi kaldırdım. Laboratuara gittik.

    - Bir şey buldum Emrah… şu donanın elinin olduğu kısım. Olay orada değil. Etrafında… o katmanı kazımalıyız. Karıştırmadan örnek alabilir misin?

    - Denerim… dedi…

    Çalışmaya başladı.
    ···