1. 51.
    +77 -1
    siteye ve özellikle bizim bloğa giriş çıkışlar bayaa arttı son günlerde, bu yüzden kuşkulanmaya başlamıştım. tamam çok haneli yerlerde hiç tanımadığın insanlarla karşılaşabiliyorsun ama bizimki normalden fazla gibiydi. muhtemelen blokta eskort hatunlar vardı. bu eskort hatunlar da biraz enteresan. kendi bloğundan hiç kimseye vermezler mesela, hiç muhatap olmazlar kimseyle afişe olmamak için. neyse, önce işe sanal ortamdaki eskort sitelerini araştırarak başladım acaba bir komşuya rastlayabilecek miyim diye. kuşku duyduklarımı arayıp nerede oturduklarını soruyordum bakalım bizim sitenin adını veren olacak mı, merak ediyordum. 1 saat kadar uğraştım böyle, sonra baktım boşalacak gibi oldum, neyse gibtir et dedim. aşağı indim elimde telefonla, blok girişine. koridorun hemen önünde küçük bir masa var apartman görevilisi arada otursun diye ve üzerinde kebapçıların, pizzacıların vs broşürleri oluyor. oturdum oraya. bloğa girenlerden tanımadığım adamlara hangi daireye geldiklerini soruyordum ve şüphelendiklerimin cep telefonuyla fotoğrafını çekiyordum; okum yanımdaydı. 2 saat içinde yedinci kata ve aynı numaralı daireye geldiğini söyleyen 3 kişi ile karşılaştım. hepsinin fotoğrafını çektim. kapıcıya sordum sonra, kim oturuyor diye burada. artık kapıcılara apartman görevlisi ya da teknisyen deniyor, unutmayın. irem hanım diye birisi var dedi. irem? eskort irem. neden olmasın amk. bunun daha başka mantıklı açıklaması yoktu. sonra üşenmedim ve elimde belgelerle birlikte yöneticinin kapısına gittim. dedim böyle böyle, bana gürültü yapıyorsun, taşkınlık yapıyorsun, içip içip insanlara rahatsızlık veriyorsun diyorsun ama sitemizde eskortlar var dedim. eskort ne dedi, ford eskort amk dedim. gerizekalı yaa, umumhane var senin anlayacağın şekilde diye düzelttim sonra. araştırıcam bunu dedi. amkmun evladı tbmm insan hakları komisyonu başkanı sanki, neyi araştırıcan lan ahaha, tribe bak.

    hayır yani kızdığım olay, bizim kız arkadaşlarımız geldiğinde tip tip bakan, siteyi geneleve çeviriyorlar diyen huur çocuklarının bu tarz bir şeye göz yumuyor olmasıydı. muhtemelen belli bir çıkarları vardı bu işte ve bunu bulmaya yemin etmiştim. şimdi bazı şeyler daha da netleşmeye başladı çünkü. elimden kurtulamayacaklar. detayları ve gelişmeleri siz panpalarımla paylaşmaya devam edicem
    ···
  2. 52.
    +29
    @149 sadece siteye ödediğim aidat, ailenin aylık yemek parasıdır oç
    ···
  3. 53.
    +29
    @157 iyi yapmışsın panpa, acımak yok komşu milletine. sen ben gürültü yapınca bıdıbıdı etmeyi biliyorlar amkmun evlatları. eline fırsat geçtiğinde gibiceksin böyle. evde düğün mü yapılır hem lan, sanırsın adile naşit'li münir özkul'lu bizim aile filmi oynuyor
    ···
  4. 54.
    +69 -5
    bu yaz sonu bir cumartesi akşamı sitenin havuzbaşında yaza hoşçakal partisi verildi. ahaha isme bak, yaza hoşçakal. amk bir şey sanmayın ama öyle deyince, yönetici yardımcısı olacak zütveren güzel çiğköfte yapıyormuş da, işte geceye katılım bedeli kişi başı şu kadar olacak diye blok koridorundaki panoya yazı asmışlar 1 hafta öncesinden. sanırsın reina'ya tiesto'yu getirecekler. sığırlar hep televizyonda gördükleri şeylere özeniyorlar diye geçirdim aklımdan ama makara olsun diye gitmek de istiyordum. iki tane hatunu ve üç tane erkek arkadaşı davet edecektim, kalabalık olalım istedim çünkü biraz daha çekilebilir olacaktı her şey. yönetimi aradım eve çıkınca, malın biri var aylık maaş alıp evrak işlerini halleden, o açtı telefonu. katılım bedeli kişi başı 10 tl demişsiniz, bu fiyata dahil olan ne acaba öğrenmek istiyorum dedim. salata, çiğ köfte, küçük çapta meze, ayran ya da meşrubat dedi. djahgsdjhdsg meşrubat ne amk dedim, işte kola, gazoz, meyve suyu falan gibi bir şey diye cevap verdi. 5 kişi gelicez ve kendi içkimizi getiricez, ben meşrubat falan içemem dedim, ona göre fiyatta bir şeyler yapın. valla menü bu dedi, zaten maliyetine yapılıyor, herhangi bir şey yapamayız ücret hususunda dedi gibtiğimin zangocu. öyle mi dedim, öyle. tamam amk. cumartesi gecesi arkadaşlar geldi, evde biraz demlendik. sonra dışarı çıktım, ünlü bir çiğköfte markasından 1,5 porsiyon çiğköfte aldım ve tekelden de büyük rakı aldım yanına. zaten fazla katılım olmamıştı, hava esiyordu biraz. tekrar yukarı çıktım ve arkadaşlarla hazırlığımızı yapıp aşağı indik. bana fiyat 10 tl, zaten maliyeti bu diyen zütvereni gördüm orada, hiç oralı olmadan geçtim boş masalardan birine. zütü yemedi bir şey demeye çünkü ticari bir olay değil demişti ya, sadece maliyetini alıyoruz baabında. yok oturamazsınız ya da dışarıdan havuzbaşına yiyecek getiremezsiniz dese, burası lale hotel değil, biz de yarım pansiyon konaklamıyoruz, sokarım oku zütüne dicem. dedim ki, bak hayri bey ben şu görmüş olduğun çiğköfte ve büyük rakıya 50 tl verdim; sizin istediğiniz paraya çiğköftenin kralını yiyip kafamız da otursun istedim. yanımdaki saplardan biri ney çalıyordu, gelirken getirmesini de tembihlemiştim. içtikçe çal oğlum dedim, içtikçe daha bir güzel oldu her şey. en azından bazılarının keriz olmadığımızı anlamış olması gayet güzeldi.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +8
      Reina için yaktım bi dal
      ···
  5. 55.
    +96 -1
    insanları anlamak gerçekten zor. bazen bana laf eden, bana sorunlu diyen zütverenlerin nasıl tipler olduğunu görmek gerçekten hoşuma gidiyor. mesela 30'lu yaşlarının sonlarını yaşayan ve hafif kaçıktan bi hatun olan alt komşum var. tam alt katıma denk geliyor ve arada gürültü olduğunda, ciks olduğunda sopa gibi bir şeyle yukarı vuruyor, uyarı hesabı kevaşe. ama bu cidden hastalık boyutunda. hani osursak tavanına vurup bize uyarı gönderiyor ama bugüne kadar yönetime şikayet ettiğine şahit olmadım. neyse, bi gün saat 16:00 sularında baktım alt kattan tartışma sesleri geliyor. karının sesinden anladım zaten, bizim evde kalmış meymenetsizdi kesin ama diğer sesi çıkaramadım. merak edip alt kata indim. asansörle indim ama, üşendim merdivenlerden inmeye. sonuçta bloğumda olan şeyler beni de dolaylı yoldan ilgilendiriyor. hayır yani o kaltağa bir şey olsa belki beni de suçlayabilirler pgibopat bildikleri için, hayatta insanın başına her şey gelebilir bu amkmun yerinde. asansörün kapısını aralayıp kafayı uzattım, bi baktım bizim karı adamın biriyle tartışıyor. meğersem iç oda kapısı yaptırmış anladığım üzere, aman neden şöyle neden böyle oldu, şikayet edicem diyor. hayırdır bayan dedim sonra yaklaşarak, bi sorun mu var? gelin bi bakın allasen dedi, şu kapıların kollarına bakın. insan üzerine naylon koyar, bi koruma yapar; şimdi ben bu adamların dokunduğu şeye el sürmek zorunda mıyım dedi. allah belanı versin dedim içimden, uğraştığın şeye bak. ama böyle tiplerin derdi bellidir az buz. ulan adamlar zaten gariban, bana bakıyorlar kedi yavrusu gibi çaresizce. karıya dönüp dedim ki, bakın bayan, siz bu kapı kollarını tutamıyorsunuz şimdi başkası dokundu diye, yarın öbür gün evlenseniz gibi nasıl tutucaksınız?

    kafamı çevirip çıktım yukarı ne cevap vereceğini beklemeden, zaten bir şey de demedi. hiçkimse bir şey demedi. çok derin bir sessizlik oldu, blok sessizlikten yıkılacaktı sanki. sonra eve girdim, dünden kalan bi duble kadar rakı vardı, onu doldurup fondip yaptım ve üzerine bi erik yedim. konu kapanmıştı sanırım, bugüne kadar herhangi bir şikayet de olmadı zaten
    ···
    1. 1.
      +5

      şerefsizim haykırdım lan efsane

      ···
    2. 2.
      +1 -2
      Abartmis amk oyle bisey diyemez
      ···
    3. 3.
      0
      Amk karısı
      ···
    4. diğerleri 1
  6. 56.
    +92 -1
    bir öğleden sonra sitenin dışındaki şarküteriye uğradım biraz tulum peyniri alayım diye. çatalcalı bi çocuk varmış, her gün köy sütü geliyormuş o taraflardan, abi alsana dedi. ulan dedim ne işim olur sütle kompostoyla. en azından yoğurt falan yaparsın, çok güzel olur dedi. o an düşündüm, hayatımda hiç yoğurt yapmamıştım. iyi amk dedim, enteresan olabilir, alalım bakalım. 5 lt'lik pet şişeye doldurup verdiler büyük bidondan. siteye girdim, baktım bloğun önünde 3 tane zibidi oturuyor yere çömelmiş, biri hatun ama. hani gibtiğimin emo tipleri var ya, sözlükte de çok var bu amkmun evlatlarından. tiksiniyorum adeta. iyi çocuklar da var sitede ama bunların o özentiliği midemi bulandırıyor. hepsinin üzerinde kurt cobain'in bunalım hırkasından var. bitanesinin elinde dandik lumix fotoğraf makinesi, hayır yani dört köşe beton, neyini çekiyorsa artık amkmun evladı; diğer kevaşenin kucağında yavru kedi, birinin saçlar dana yalamış gibi yapışmış alnına. napıyosunuz lan burada dedim, hiieeç dedi sığırlardan biri. zaten başka bir şey beklemezdim diyip çıktım yukarı. valideyi aradım, nasıl yoğurt yaparım öğreneyim diye. sütü tencerede ısıt dedi, hafif ısınmışken içine iki üç kaşık yoğurt koyup karıştır dedi. eyvallah, sonra? sonra tencereyi yünlü bir şeylere sarıp bir kenara koy ve 1 gün bekle dedi. 3 tane hırka yeter mi dedim sarmak için, yeter dedi. indim aşağı, zibidilerin yanına gidip hırkalarınız lazım bana 1 günlüğüne, çıkarın dedim. ama abi falan, çıkarın amk çarpıcam şimdi dedim. çıkardılar. yarın akşam gelin alın evden diyerek çıktım yukarı, sardım tencereyi iyice, koydum bir kenara. ertesi gün tencereyi açıp baktım, yoğurt olmuştu cidden. tadı da gayet güzeldi. akşam emolardan biri geldi, yau ağbie bisim hırqalarımızh ne olhdu diye sordu. bekle dedim, getirdim hırkalarını, verdim bine. tam gidiyordu ki, dur dur dedim, içeri gidip zaten hafif sıvımsı olan yoğurttan (evde yapılan yoğurt hazırları gibi olmuyor, daha sıvımsı, katı ayran kıvamında) bir bardağa döküp getirdim, al lan iç dedim. ama ağbie falan, iç ulan dedim. zorla içirdim yoğurdu bin kurusuna. öğrenin dedim bunları, ecdadınızı bilin, yoğurt yiyin biraz dedim ve içeri girdim. o akşam rakı içerken cidden içimde tuhaf bir mutluluk vardı, sonra biraz cacık yaptım ve uzun zamandan beri ilk defa erkenden uyudum
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    +82 -3
    malumunuz aralık ayına girdik, yılbaşı geliyor yani. yılbaşı akşamları dışarı çıkmayı sevmem pek, evde dostlarla takılmayı tercih etmişimdir genellikle. bu yılbaşı için site yönetimine dilekçe yazdım, süslemeleriyle ışıklandırmasıyla birlikte bir noel ağacı istedim sitenin ortasına. dün akşam yönetici yardımcısı aradı ve bu tarz kararların genel istek doğrultusunda alındığından bahsetti. sokayım genelinize dedim, ben mescide gitmiyorum mesela ama benden jut tabanlı mescit halısı, klima, tesbih, abdest terliği vs almak için aidat kesintisi yaparken iyi miydi, aylık faaliyet raporlarını okumuyorum sanma dedim. peki benim hakkım ne olucak? bunu tekrar görüşücez dedi, iyi dedim ve kapattım telefonu suratına. hem, hani filmlerdeki yaşantıya özeniyordunuz muallakler? fitness salonu, hamam, sauna, açık ve kapalı havuz falan. noel ağacı mı girdi zütünüze şimdi ben istiyorum diye. sonra üşenmedim ve bizim bloktaki daireleri tek tek dolaşarak yılbaşı süslemeleriyle ilgili fikrimi ilettim komşulara, destek vermelerini istedim. kimi olumlu baktı mevzuya, olumsuz bakanları da tek tek daire numaralarıyla birlikte kaydettim deftere. ya o arada yaşlı bi komşumuz evladım sende mınçıka mı varmış, ne varmış öyle dedi. teyze mınçıka ne amk, ok o ok dedim. bütün sinirim boşaldı bi anda.

    neyse, bu iş olmazsa eğer, bizim bloğun önündeki akasya ağacına yukarıdan cereyanı basıp kendim kurucam düzeneği. sitenin içine hindi salmayan okçuyu da gibsinler. görücez bakalım
    ···
  8. 58.
    +77 -1
    bi keresinde site yönetimi toplantısına katılmıştım makara olsun diye. amk tipleri görüceksiniz ama, sanırsın yaşaran holding'in aylık genel kurul toplantısındayız, herkes takım elbise giymiş. ben şortla gitmiştim oysa ki, üzerimde de the beatles yazan siyah t-shirt ve ikide bir kopan parmakarası terliklerim. yönetimde görev alan biri var, sesi ve konuşması aynı necmettin erbakan'a benziyor adamın. baktım anlatıyor işte sitemizi daha da güzelleştirmek için gayret gösteriyoruz, güvenliğe yatırım yapıyoruz, yok fitness salonuydu, yok süs havuzuydu, yok yüzme havuzuna dökülen klordu vesaire derken beni bi gülme aldı ama nasıl böyle; aklıma necmettin erbakan geliyordu, sanki böyle apartman toplantısına gelmişti bizi ziyarete. karnıma ağrı girdi inanın gülmekten, millet bakıyor böyle tip tip ama kimse de bir şey diyemiyor falan. sonra topladım kendimi, baktım kimse yemiyor, masanın üzerindeki kurabiyeleri yedim meyve suyuyla birlikte ve size kolay gelsin deyip çıktım odadan. eve giderken hala gülüyordum inceden
    ···
  9. 59.
    +94 -1
    özellikle uyuz olduğum zütveren bi güvenlik var. böyle güneş gözlüğü falan takıyor ama tripleri görseniz, sanırsın obama'nın yakın koruması amk. işini çok ciddiye alıyor; siteye girenleri araştırmalar, devriye atmalar, misafirleri binanın içine kadar zütürmeler falan. araştırıp facebook profilini buldum, meslek bölümünde private security yazıyor ahaha, adeta uçmuş amkmun evladı. neyse, bi akşam tekele çıktım rakı almak için, baktım bizim bloğun koridorunda kapıcıya bir şeyler tembihliyor bu sığır. hiç bakmadım yüzlerine, direkt çıktım dışarı. döndüğümde ne göreyim, telsizi binanın girişindeki danışma masasında unutmuş mal, hani geçen eskortları tespit ederken oturduğum masada. telsizi alıp eve çıktım. bi duble rakı doldurdum, bi de sigara yaktım ve geçtim bilgisayarın başına. askerliği çorlu'da 301 kd olarak yapmıştım. telsizlerden anlarım, muhabere bilgim var yani. açtım orhan gencebay'dan hatasız kul olmaz'ı. zeki müren açsam benim olduğumu anlayabilirlerdi çünkü. bastım telsizin mandalına, açtım sesi, hataasız kuul olmaaaz dırıdın dırıdın dırıdın hatamla sev benii stop, 38 anlaşılmadı, dermansız dert olmaaaızz dermanaa saal beniiğğ stop, ne diyosun mustafa?. ilerledi böyle şarkı tabi ve sesi açtım iyice, feryaadaa gücümm yoook, feryatsız duy beniiiğ
    dırdırı dırıdırı dı sevenlerin aşkınaaa ne olur sev beniiğ sev beniiiğğğ stop, ananı gibeyim mustafa ananııı

    baya eğlendim ama o dubleyi içene kadar. sonra sessizce inip telsizi bulduğum yere geri bıraktım. o akşam tüm site inlemişti hatasız kul olmaz diye
    ···
    1. 1.
      0
      iyi güldürdün dede şarkıyı melodili okudum
      ···
  10. 60.
    +17
    @226 lan gerizekalı oç, orada yayınlıyor benim yazdıklarımı bi arkadaş. yayınlayabilir miyim dedi, ben de neden olmasın dedim.
    ···
    1. 1.
      0
      Ayraç entry 50 başlık sahibi
      ···
    2. 2.
      0
      Kaldığımoz yerden devam
      ···
  11. 61.
    +64 -2
    geçen hafta bi arkadaşım geldi akşam rakı içelim diye. sitenin misafir otoparkında yer yoktu, içeri alalım bari arabayı dedim. ama gibtiğimin uzaktan kumandası uzaktan kumanda edemiyor maalesef, mecbur aşağı inmek durumunda kaldım site girişine kadar ve arabaya bindim. öbür türlü misafir aracı diye içeriye almıyorlar çünkü, güvenlik sebebiyle. sizin güvenliğinizi gibeyim ben. elini versen kolunu kaptırırsın burada. neyse, bana ayrılan parkın yan tarafına parkettik arkadaşın arabayı. araçtan indik, tam yürümeye başladık ki, bizim komşu, bloktan bağırıyor aşağıya doğru benim park yerimden aracınızı çekin lütfen diye. ulan dedim, senin araban bile yok, neyi çekicez? olsun dedi, benim yerim orası. öyle mi, öyle. tamam dedim amk, bir yan taraftaki parka çektirdim arabayı. eve çıktık, 10 dakika geçmeden aşağıya indim ve adamın park yerine zamanında shell'den yakıt karşılığı aldığım gibindirik f1 arabalarından bir tanesini koydum. sonra çıktım bunun kapısına, çaldım zili. açtı kapıyı, dedim ki ya senin arabayı görmemişiz biz, kusura bakma. ne arabası dedi, araba park ediyormuş orada küçük bi şey vardı dedim ve iyi akşamlar dileyerek daireme geçtim.

    güzel bir geceydi, sonra hatunlar da geldi. rakı da güzeldi ama biraz asabımı bozmuştu zütveren. boşver dedim sonra, bi duble daha rakı doldurdum
    ···
  12. 62.
    +108
    içinde bulunduğumuz ortama rağmen sevdiğim bi komşum var ama. aynı blokta oturuyoruz. bi gün sitenin kafesinde tavla turnuvası vardı çeyrek altın ödüllü, orada tavla oynarken tanıştık. öyle turnuvaymış, yok aktiviteymiş falan pek sevmiyorum çünkü etraf sığır dolu yani kimseyle paylaşacağım bir şey yok ama kafam güzeldi belki de, o yüzden katılayım dedim sanırım. yok lan, belki de o ara bi arkadaşın düğünü vardı, kazanırsam çeyreği alıp takarım diye düşünmüş de olabilirim. amk adam zar atıyor ama kafasına göre oynuyor züt. dedim abi sarhoş değilim, kimse kimseyi gibmesin şimdi burada; hisli adamım ben, içinde bu tarz yavşaklık olan mevzulara hiç gelemem. o anda bi muhabbet koptu. samimi geldim herhalde, başladı anlatmaya. ihtilal zamanında içeri almışlar, biraz marizlemişler. siyasi görüşümüz pek uymuyordu ama muhabbeti sarmıştı. yine yanlış oynuyordu, dayı dedim bak sen bunu alışkanlık haline getirmişsin; kapadım tavlayı, eleyin amk beni dedim turnuvadan, giberim çeyrek altınınızı.

    gel zaman git zaman dayıyla ara ara muhabbet eder olduk denk geldiğinde ama tavla oynamadım bi daha hiç. bi akşam, sanırım saat 23:00 sularıydı, kapım çaldı. bi baktım bu dayı, dedi ki okçu sende rakı vardır, dişim ağrıyor bi çay bardağı verir misin?. dedim ki dayı valla rakı kalmadı ama sana daha tesirli bir şey vericem. hava yollarında pilot abilerim var, arada içki getiriyorlar sağolsunlar. absinthe diye bir içki getirmişti biri. böyle yeni yetme özenti bin kurusu muhabbetlerinde çok lafını yaparlar bunun ama tuhaftır ki hiçkimse de içmemiştir. ben birkaç kere denedim ama pek tat alamadım açıkçası. salladı da hani. kafa yapıyor fakat muhabbetle güzel olmadan içmek tarzım değil. neyse, dayı dedim daha tesirli bir şey var. dişimin ağrısı geçer mi diye sordu, kafanı bile hissetmezsin amk dedim. dayıya bi çay bardağı absinthe verip yolladım. ertesi gün adamı süs havuzunda bulmuşlar, olta atıyomuş ucuna ekmek bağlayıp. duydum ve güldüm biraz, sonra iki dilim sucuk attım teflona, bi duble rakı doldurup ulan dedim okçu, iyi ki rakı içiyosun, öbürü bozar bizi cidden
    ···
    1. 1.
      -4
      Hani raki yoktu? Yoksa yeni mi aldin?
      ···
  13. 63.
    +24
    panpalarım eyvallah. valla buralarda enteresan şeyler oluyor ve sizlerle paylaşıyorum işte amk. evde alkol kalmamış bu arada, gidip rakı alıp gelicem. içen içmeyen herkese afiyet olsun şimdiden
    ···
  14. 64.
    +34
    @271 yok panpa o tarafta değilim

    biraz önce aradılar yine. işte biz yönetimden arıyoruz, komşunuzdan şikayet var, çok sifon çekiyormuşsunuz. sıçmayalım mı amk dedim. neyin peşindesiniz? hayır yani bu ay 43 kere gusül abdesti aldık, 5 kere çamaşır makinesi ve 7 kere de bulaşık makinesi çalıştı, onları da saydınız mı dedim. bahçeşehir ya da benzeri bir yer; hep mevzular aynı. aynı tiplerle birlikte yaşıyorsun panpa
    ···
  15. 65.
    +55 -7
    fitness salonuna gittim bi akşam. dışarısı soğuktu, sadece koşu bandında tek başıma yürümek için gitmiştim oraya. yürüdüm biraz tek başıma. sonra kafeye geçtim. kafede site yöneticisini gördüm. sizi mescitde de görmek isteriz dedi bana. tabi dedim, geliriz oraya da tabii ki. yatsı okunuyordu herhalde, topladı etrafındakileri. giderken bana baktı hadi sen de gel hesabı, ben de eyvallah dermişçesine onayladım. mescite gidiyordum. bu arada tanrıya inanırım. giderken bi yavru kedi buldum ve aldım polarımın içine. adamlar cemaat kurup namaza durdu, ben de bakıp kılıyorum tabi. yöneticinin secdeye yattığı bir an, kafamı kaldırıp çıkardım koynumdan kediyi ve sırtına attım binin. hayatımda bu kadar içten bi aalllahh sesi duymadım ama, herkes irkildi. kedi bini de nasıl tırmıkladıysa artık, ortalık karıştı tabi. kedi kaçtı dışarı nasıl yol bulduysa artık, konsantrem bozuldu diye çıktım ben de mescitten. eve gittim sonra, kurufasülye yapmıştı bi hatun, onu yiyip bi su bardağına kırmızı şarap doldurdum
    ···
  16. 66.
    +118
    geçen hafta bi gün evde kahvaltı yapmaya üşendim. dedim ki bari ineyim site içindeki kafeye, orada atıştırırım bir şeyler. büfeden gazete aldım ve kafeye geçtim. demli çay söyledim ince belli bardakta, 2 tane de peynirli poğaça. poğaçalar geldi, ulan bir ısırdım, iki ısırdım, alla alla; poğaçada peynir yok amk. garsonu çağırdım, ben peynirli poğaça istemiştim dedim, yanlış getirdin galiba. hayır abi peynirli poğaça bu dedi. poğaçanın içini açtım ve garsona göstererek, ulan dedim bunu yapan hangi muallakyse poğaçanın içine peynir koyacağına poğaçaya doğru hafifçe peyniir diye fısıldamış ve kapatmış herhalde, peynir görebiliyor musun sen? abi bir şeyler var sanki dedi. git dedim içeriden bi dilim beyaz peynir getir. peynir geldiğinde açtım tekrar poğaçanın içini, bastım peyniri içine. bak dedim, peynirli poğaça böyle oluyor. kahvaltımı yaptıktan sonra hesabı istedim. hesap geldi ve adisyona baktım; bir çay 1 tl, iki peynirli poğaça 3 tl, bir dilim peynir 3 tl, toplamda 7 tl yazıyor. cebimden 5 tl çıkardım, garson geldiğinde kulağına doğru yediii diye fısıldadım ve beşliği bırakıp çıktım mekandan. sabah sabah canım sıkılmıştı; eve gidip sağa sola biraz ok atar da rahatlarım belki diye geçirdim içimden
    ···
  17. 67.
    +26
    eyvallah panpalarım sağolun. rakı vakti geliyor yavaş yavaş bu arada.

    @285 panpa o siteyi buradan bi arkadaş yaptı. bana msj attı bir gün, ya dedi senin yazılarını yayınlayalım mı sitede, baktım siteye, güzel bir site neden olmasın dedim. olay bundan ibaret. burada yazıyorum, bir müddet sonra arkadaş kopyalayıp siteye alıyor. güzel bir site ama, tavsiye ederim
    ···
  18. 68.
    +84 -3
    arada pizza söylediğim bir yer var. genelde aynı çocuk getiriyor siparişleri. bi akşam eve girerken baktım yan bloğun önüne çekiyor motoru, pizza getirmiş birine. naber lan keraneci dedim, napıyosun. sağol abi dedi, iş güç devam. ver bakayım şu motoru biraz dolanayım site içinde sen gelene kadar dedim. hiç tereddüt etmeden buyur abi dedi. pizzacı motorlarını bilirsiniz, scooter tarzı. kebapçılar falan da hep aynı tip motor kullanır. neyse bindim, biraz hız yapayım dedim. hava zaten karanlık, hafiften kafam da güzel. biri geliyordu karşıdan, üzerine doğru sürdüm motoru böyle korkutmak için, fren mesafesini tam ayarlayamayınca çarptım adama amk. bi baktım bizim kapıcı, yerde sudan çıkmış istavrit gibi oynuyor. indim motordan. hiç bozuntuya vermeden naber sadık nasılsın dedim. iyi değilim abi dedi. pardon kardeşim yaa dedim, görmedim karanlıkta, aniden önüme çıktın. sen üzerime sürdün diyemiyor tabi, biliyor beni. kalktı ayağa, baktım bişeyi yok. iyisin iyi maşallah dedim, domuz gibisin. üzerini silkeliyormuş gibi yaptım biraz, gönlünü almak lazım tabi. sonra tekrar atladım motora, yan bloğun önüne gittim. pizzacı çocuk beni bekliyordu, teşekkür ettim ve eve çıktım ben de. evde bira vardı, açtım bi tane buz gibi, birkaç parça da eski kaşar dilimleyip bi sigara yaktım. ulan düşündüm sonra, çarptığım yönetici falan olsa ne olurdu amk diye. kendi kendime gülümsedim ve bi fırt çektim biradan, peynir de güzeldi gerçekten
    ···
  19. 69.
    +65 -1
    sitenin bi servis minibüsü var, pejo. hani okul servisleri olurdu, aynı ondan. ne olucak ki zaten amk, vip transporter mı koyucak zütverenler. saat başı belli güzergahlara hareket ediyor. bi gün ziyaretime gelen iki arkadaşımı dönerlerken bindirdim. inecekleri yer son güzergahtan biraz daha ilerideymiş. belki 1-2 km kadar ve rica etmişler oraya kadar bırakabilir misiniz diye şoföre. yok demiş bizim görev adamı, kurallar var maalesef güzergah dışına çıkamıyoruz. hatunlar aradı sonra, söylediler bunu bana. ulaştım bu bine bir şekilde, dedim ki bırakamaz mıydın misafirlerimi, ne oldu yani? kurallar böyle, kusura bakmayın dedi. öyle mi, öyle. tamam amk. sonra hep hatasını kolladım yaklaşık 2 ay boyunca ama bi gece, işte o gece var ya hiç ummadığım bir yerde çıktı o fırsat karşıma. bizim sitenin yakınlarında fazla bilinmeyen ıssız bir kuytu köşe var. tesadüf eseri alışveriş yaparken tanıştığım komşu sitelerden birinde oturan bi hatun öğretmişti orayı bana. arabayla gidip arabada içebiliyorduk mekanda. genelde hep birkaç tane araba oluyordu. saat 22:00 sularıydı. bi baktım sitenin servis minibüsü orada amk. tanınmamak için sweatshirtün kapşonunu geçirdim başıma. arabanın kenarında turladım dikkat çekmeyecek bir şekilde. arabaya karı atmış amkmun evladı, içki içiyorlar. şöför tarafına geçip camı tıklattım. kapıyı açtı bu, çektim fotoğrafını telefonla. öyle bir kare aldım ki ama, hem bu mal, hem yanındaki mal, hem de konsoldaki biralar görünüyor. kurallarda bu da var mı lan dedim. tanıdı beni, abi napıyorsun ya dedi. yarın görürsün dedim muallak, sitenin minibüsüyle ne taklar yiyorsun sen. abi kulun kölen olayım dedi, yalvarırım aramızda kalsın, işimden olurum, yanarım dedi; artık çok geç zütveren dedim. nasıl yalvarıyor ama görseniz. yarın ola hayrola diyip eve geldim. bulmuş bu numaramı artık nereden bulduysa, gece saat 01:00 civarı aradı beni. abi diyor, ben ettim sen etme, gözünü seveyim anla halden falan. sen dedim bi büyük rakı al, vardır bu saatte açık bi tekel illaki, benim daireye getir şu numaraya bekliyorum. bi baktım geldi 15 dakikaya kalmadan. 100'lük rakı almış bi de yağcı bin, yanında şalgam suyu falan. şalgamı geri verdim, kim istedi dedim, bunu sen iç. rakıyı aldım tabi. zorla 1 litrelik şalgam suyunu içirdim bine kapının önünde. tamam dedim sonra, git sen. sabaha tekrar konuşuruz. gitti tabi, sabah arıyor zütü tutuşmuş bir şekilde abi ne yapıcaksın kurbanın olayım falan diye. tamam dedim, şikayet etmicem seni. şimdi kuru temizlemeciden tut, cips almaya kadar gönderiyorum iti. hatta geçen tv ünitesi almaya bile zütürdüm. isterse gitmesin amk, benimle uğraşmak ne demekmiş çok iyi anladı
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      -6
      Ayraç mq
      ···
  20. 70.
    +34
    @311 panpa bunu son defa söylicem, bi tekrarı daha olmicak. ananzaa.com'da yayınlanan yazılar burada ben yazdıktan sonra kopyalanıp oraya alınan yazılar. sitenin sahibi inci'de yazar olan ve yaratıcı zekasına inandığım bi arkadaş. bi gün mesaj attı ve yazdıklarını yayınlayabilir miyiz sitede diye sordu, neden olmasın yayınlayın dedim. hiçbir ticari ya da maddi etmen gözetmeden yapılan şeyler bunlar. ben aklıma geleni yazarım, istersen kendi sitende de yayınlayabilirsin, oturduğun apartmanın girişine de asabilirsin. isteyen herkes alabilir bir şekilde. ben içtiğim rakıya bakarım, etrafıma bakarım neler oluyor diye ve söylenecek sözüm varsa söylerim. reelde zaten bunları yaşıyorum, sanalda panpalarla paylaşayım dedim sadece. olayın özü budur. bu konu hakkında diyeceğim son şey de budur amk
    ···