1. 37.
    0
    her zamanki bekleme yerimiz olan harmoni avm'nin yemek katında bizimkileri beklemeye başladım. alışkanlıklarım gereği her buluşmaya 15 dakika önceden gider, buluşma için en uygun yeri belirledikten sonra oturacağım yere en sevdiğim deodorantımdan sıkarım. bizimkiler de geldikten sonra hep beraber kalkıp avm'nin yanındaki her zamanki buluşma yerimiz dönerci neco'ya geçtik. kısa bir süre avm'nin ne kadar pahalı olduğundan ve en iyisinin dönerci neco abi olduğundan bahsettikten sonra bayramlaşma faslına geçtik. hemen ardından da asıl konuşmamız gereken konuya "bizim p.çi dövme meselesi"ne geldik.

    edit: en sevdiğim deodorant caldion.
    ···
  2. 36.
    0
    annem babama nasıl verdi hikayesi havası sezdim.. anlatış şekli, notlar falan..
    ···
  3. 35.
    0
    kahvaltımı yaptıktan sonra bizimkilerle buluşmak üzere dışarıya çıkmaya karar verdim. binanın merdivenlerinden aşağı inerken tek tek komuşuların kapısına vardım. yolculuğumda bana enerji sağlayacak şeker stoğumu doldurmak üzere hepsinin kasesinden birer avuç şeker aldım. hacı amca yine dandik pazar şekerinden almıştı. ayıp olmasın diye ondan da bir tane aldım. çıkışta o şekeri kapıdaki onospu kediye verdim. belki kısırlaşır bir şey olur amk. mahallede vermediği kedi kalmadı her gece bağırıştan çığrıştan uyuyamaz oldum.

    edit: en son dönüp baktığımda azer bülbül gibi titreşiyordu. ölürse de üzülürüm lan. :/
    ···
  4. 34.
    0
    tam birbirimize giricez. hemen yan dolaptan bir ses geldi. baktım çay. "abi ne oluyor abi? sakinleş abi saçma bir şey yapma. bırak genç kız işte. baban sineye çekerdi." diyor. babam... "ulan kavaşe sen bu çocuğa dua et." dedim. sonra dönüp demlik üstüne "hadi toparlanın da bir kahvaltı yapalım." dedim. o da "tamam abi, kusura bakma tekrardan" dedi. sinirim tavada cızırdıyan yumurtanın ve fokurdayan demliğin sesleri arasında kaybolmuştu. artık yavaş yavaş gökyüzündeki maviliği yaran turuncu rengin eşliğinde çayımdan yudumlama vaktim gelmişti. kalktım pes kupamı yerinden alıp bir bardak çay doldurdum kendime. kahvaltımı etmeye başladım. bugün bayramdı bayramı kutlanacak arkadaş çoktu. enerji toplamalıydım.
    ···
  5. 33.
    0
    sabah sporumun ardından bizimkilerin yanına mutfağa girdim. dün gece benden sonra iyice dağıtmışlar. baktım bulaşıklıkta herkes birbirinin üstünde. "bu ne hal lan!" diye bağırdım bunlara. "siz de hiç mi utanma yok lan!" dedim. herkes birbirinin üstünde olunca nevrim döndü tabii. hemen oradan tabak atladı. ilk kendine gelen o.çocuğu buydu. "abi vallahi bir şey olmadı. sen bizi düzgün bırakamamışsın dün gece. biz de düşmeyelim diye birbirimize girdik yani." diyor. "lan bir uyutmadınız be." diye demlik altı uyandı sonra. "lan kavaşe dün gece treni yaptın tabii uyuyamazsın." dedim. ne treni lan deyip çatalı bir saldı üstüme. baktım dellendi iyice hemen çatalı filan aldım yanından. demlik üstü de bunu sakinleştiriyor. dedim "bırak gelsin kodumun kavaşesi. sabah sabah yaptığı nedir lan bunun!"
    ···
  6. 32.
    0
    sabah erken saatlerde kalkmak gibi bir huyum vardır. istesem de geç kalkamıyorum. üstünü de bir de bayram sabahı olması eklenince sabah 6:30 deyince uyandım tabii. uyandıktan sonra biraz yatak içerisinde sağa sola döndüm. daha sonra ilişkide verilen haz süresini arttırmak amaçlı yapmış olduğum rutin spor egzersizlerimi yapmak üzere pencere karşısına dikildim. karşı binadaki selim amcaların mutfağına doğru iki üç atılım hareketi yaptırdıktan sonra benimkine, gelen tepkiyle beraber yan balkona geçip ezgilerin apartmana doğru salınım hareketlerimi yapmaya başladım. selim amcanın mutfağından gelen ikinci tepkiden sonra kendilerini gençlik ve spor bakanlığına şikayet edeceğimi ve kapılarına bir demlik, bir semaver ve iki araba polisle dayanacağımı söyledim. nedense hiç aldırış etmedi. sanırım bunları içimden söylüyor olmamın bunda bir etkisi vardı. bilemiyorum.

    edit: polis arabalarının farları neden bu kadar aydınlık olur ki? bu soruyu araştırmam lazım.
    ···
  7. 31.
    0
    uyudu heralde nse artık yarın bakarız
    ···
  8. 30.
    0
    reserved
    ···
  9. 29.
    0
    yine kıyamadım bizimkilere, gittim güzelce pril'le yıkadım bunları. ulan adamlara pril'den aşağı deterjan sürmüyoruz ettikleri laflara bak. neyse ben onların büyüğüyüm deyip sineye çektim. sanırım çarşamba günü kalaya da yollayacağım bunları. zaten bayram bayram kırgınlık dargınlık bana gelmez. bulaşığı yıkadıktan sonra facebook'uma son bir kez baktım. yatmadan önce "şu yaşadıklarımla pgiboloğa gitsem, sanırım çözülemeyen bir vaka olarak pgiboloji tarihinde yer edinirdim." deyip, gecenin kapanışı için gerekli olan beğeni sayısını da topladım. daha sonra yatağın altına girip telefonda biraz bubble popper oynayıp yarın bizimkilerle buluşup bayramlaşmak üzere uykuya daldım.

    edit: bir iki kez domestos kullandığım da oldu ama o nedense elimi aşındırıyor.
    ···
  10. 28.
    0
    "oğlum sen nereden öğreniyorsun bu lafları? ilk bardakta şekerlik de attırdı iki üç cümle. varsa bir bildiğin benden gizleme yani." dedim. "abi sen bakma bizim bim'de satıldığımıza. biz hepimiz italya'dan taşınıyoruz, burada paketlenip dağıtılıyoruz." diyor. "ulan karadeniz çayı falan diyorlar onlar da yalan dolanmış öyle mi? dedim. "hai." diye cevap verdi. "oğlum sen japoncayı nereden biliyorsun?" dedim. "benim dedem japonya'da yeşilçaylık yapmış." diyor. "bu yaştan sonra devlet yapılanmanıza giremeyeceğim." dedim çıktım işin içinden. baktım saat geç oluyor. en yakın arkadaşlarıma "bro yarın şu muallakyi dövme meselesini konuşalım bayramdan sonraya sarkmasın." diye mesaj attım ve bulaşığı yıkamak üzere mutfağa yöneldim.

    edit: sonradan öğrendim dedesi ayrıca kore gazisiymiş.
    ···
  11. 27.
    0
    başlık takip
    amk şu anasını giben adamı arayan binin yazı tarzına benziyo bu hadi hayırlısı
    ···
  12. 26.
    0
    özür diledikten sonra yazdıklarıma gülmüş olacak ki konuşmaya benim neler yaptığımı sorarak devam etti. ben de "hastayım diye eşi dostu aradım. evde spontane yaşantıların kapitalist sistem üzerindeki etkisiyle ilgili makale yazıyordum." dedim. bunun üzerine "hımm." diye bir cevap alınca hemen konuyu değiştirip, "çayım az önce o güzel hanfendiye bağırdığı için üzgün olduğunu ve istediği zaman demliği kullanabileceğini söylüyor." diye mesaj attım. bu tarz esprilerle gönlünü tekrar kazanmayı ve ortamı çok daha konuşulabilir bir hale sokmayı düşünüyordum. ard arda gelen 3 gülücükten sonra "haha çok teşekkür ettiğimi söylersin." diye bir mesaj daha aldım.

    edit: "abi sen de cevap olarak nessun problema senorita. deseydin ya." diyor çay. nerden öğreniyor bu lafları bu çocuk anlayamadım gitti. o.o
    ···
  13. 25.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=hdZtwLteKhk terk beyler
    ···
  14. 24.
    0
    uykum geldi rezerve ediyorum yarın devam ederim burdan.
    ···
  15. 23.
    0
    bütün gün misafir ağırladığını üstüne de kesilen kurban etleriyle uğraştığını söyledi. üstelik mutfak da kan içindeymiş. konuşmanın devam edeceği düşüncesiyle "sen yazarken ben de bir bardak çay doldurayım." dedim. çayı ışık hızında doldurdum. mutfaktan çıkarken arkamdan konuşulanları takacak vaktim olmadığından bu seferlik kulis yapmalarına izin verdim. hemen bilgisayar başına geri döndüm ve "bırak şu çayı. temizlik yapmaya gidiyorum zaten." diye bir mesaj gördüm. sinirim tepeme çıktı! "heme çayimdan özür dile!" diye çıkıştım. ilk önce afalladı. özür dilemezse 151,152 ve 153'üncü maddeler gereğince mala zarar verme suçundan demlik, semaver ve iki araba polisle kapılarına dayanacağımı söyledim. sonunda özür diledi tabii.

    edit: çarşamba günü gelsin ben o zaman görücem o demlik altıyla üstünü. altıma yatsalar o kalaya yollamıcam muallakleri.
    ···
  16. 22.
    0
    "bir fırt çek de anlat abi." dedi. "fırt mırt? sen iyice sokak ağzına düşmüşün be oğlum." derken gözüm yandaki telefona ilişti. gelen mesaja bakmayı unuttuğumu fark ettim ve telefonu hemen elime aldım. mesaja baktım "o"ydu. anasını satayım elim ayağım birbirine girdi. ne oluyor lan?! diye mesajı açtım. özel olarak bayram mesajı atmıştı. -8'de olduğum için karşılık veremedim tabii. ben de son çare facebook profiline gelip "bayram mesajın için teşekkürler. sana da iyi bayramlar." diye mesaj attım. biraz bekledikten sonra "n'apıyorsun? bayram nasıl geçiyor?" diye bir ekleme yaparak sohbetin devam etme potansiyelini daha da arttırdım. yaklaşık bir seven nation army uzunluğunda beklemeden sonra beklenen mesajı aldım.

    edit: "o" ve ben the white stripes'tan çok daha iyi bir grup olabiliriz.
    ···
  17. 21.
    +1
    bilgisayarın başına çaysız oturduğum haftaların ardından yeniden onunla beraber olmak iyi gelmişti. ama bu sürede biraz hödük olmuş amk. tam "üstüne fazla gittim bro. kusura bakma." diye lafa girecektim. "abi sen fifa'cı değil miydin ya? pes kupası ne ayak?" dedi. dedim yapıştır şuna tokadı diye ama çok sıcaktı. kupanın ancak sapından tutabiliyordum. onca hafta içinde biriktirmiş demek ki. "ee nasılsın görüşmeyeli?" diye lafa giriş yaptım. karşı tarafın nabzını yoklayarak konuşmaya dahil etmek konusunda engin tecrübelere sahibim. o yüzden o da cevap verdi hemen; "ne yapayım be abi. bim'deki çalışanlar değişti işte. kezbanları inönü bim'e yollamışlar. bize yeni sarışınlar geldi. oradan birkaç kız kaldırdım. iki üç döt kstim. odur yani." dedi. içimden "vay p.ç benden ayrı kaldı diye üzülmüştür, kahrolmuştur şimdi. diyordum. herifin yaptığına bak." dedim. "ne oldu abi? daldın. sen ne yaptın ben yokken." dedi. "hiç ya biz de işte baktık dalgamıza. bir kız var." dedim.
    ···
  18. 20.
    0
    huur çocugu hepimizi hipnotize etti . her kelimesini , hayatın anldıbını bulmuş bir ciddiyette okuyorum.
    ···
  19. 19.
    0
    taş var mitsubişi var..
    ···
  20. 18.
    +1
    aniden koltuktan fırladım. güçlü soydemir yoktu. telefonumun mesaj alındı melodisi 15 kişiye saldırdım çalıyordu. hemen sesi durdurdum ve mutfağa koştum. demliğin altını kıstım. "nerede kaldın lan telef olduk burada şerefsiz!" diye bağırdı demlik altı. "lan kavaşe sen bu aralar çok bozdun. başlarım şimdi telefine de senin!" dedim. "ulan çok fazla üzerine gittim galiba." diye içim içimi yemedi değil sonradan. ama o sırada önemsediğim tek şey çaydı. "abi tamam yapma." diye demlik üstünden bir ses geldi. bu ses... çay! hemen pes 2012 kupamı çıkardım, kupaya çay koydum. 3 kaşık şekerimi attıktan sonra şekerliğe "eyvallah." dedim. o da "nessun problema." diye cevap verdi. şerro çaydan kapmış bir şeyler bana kullanıyor. hoşuma da gitmedi değil.
    ···