bakın beyler. hadislerin gerek akılla gerek ayetlerle uyuşmadığı ortadadır. en sahih hadislerde dahi bu gibi durumlara rastlarız. tabi bundan yola çıkarak "hadislerin hepsi uydurmadır" diyemeyiz. bazıları akılla, kuranla yahut bilimle çelişmese bile "yaşanmıştır" da diyemeyiz. yani her halükarda yalan olma ihtimali söz konusu. en ufak bir şüphe dahi olsa bu dini bir kaynak olarak kabul edilebilir mi? soruyorum size. oysa kur'an için şüphe duymaya gerek yoktur, zaten c14 metoduyla ispatlanmış ilk hali de mevcuttur.
kısaca hadislerin hepsine "doğrudur" demek yanlış olduğu gibi "yanlıştır" demek de yanlıştır. burada bir "şüphe" söz konusudur, çünkü en sağlam rivayetlerle gelen sahih hadislerin bile "akıl, kur'an ve bilim" süzgecinden geçemediğine şahit oluyoruz. en doğrularında bile yanlışların olduğundan yola çıkarak hepsinin yanlış olduğunu da söyleyemeyiz (buna "bütünleme/indirgeme safsatası" denir), ortada bir rivayet olduğuna göre yaşanmış da olabilir, ama kesin değildir. bu yüzden de dini bir kaynak olarak ele alınamaz.