hayatınızı kökten değişterecek olan şey

şimdilik açılış babında bir çeviri koyayım, devamı gelecek beyler. takipte kalın.
---
NOFAP, süper güçler - yazan: adrihel

selam millet, bu yazımı herhangi biriniz okuyacak mı bilmiyorum ve o kadar da iyi olmayan ingilizcem için özür dilerim. Montréal Québec'ten yazıyorum, bir şans verirsiniz umarım.

öncelikle, burada nofap ile alakalı herhangi bir şey yazıp paylaşmış olan herkese teşekkür ederim. ben de burada kendi tecrübelerimi paylaşıp mastürbasyonu bırakmak isteyenlere ilham vermek istedim.

mastürbasyon yapmayalı 90 gün oldu. birçok kez ciks yaptım ancak mastürbasyon ve ferreya hiç yaklaşmadım. sadece yatağımdaki güzel bir kız beni boşaltabilir ;)

öncelikle, 22 yaşındayım ve üniversite öğrencisiyim. nofap(mastürbasyona hayır)'e kadınlarla yatmak ya da onları etkilemek için başlamadım çünkü son 6 yıl içinde 2 farklı kızla 3'er yıllık birlikteliğim oldu. belki biraz garip gelecek ama artık kadınlardan yorulmuştum ve zamanımın tamdıbının kendime ait olmasını; böylece olabileceğim en üst konuma gelmeyi istiyordum. nofap'e başlamamın sebebi olabileceğim en mükemmel hale dönüşebilmek için ihtiyaç duyduğum "itici güce" sahip olmaktı. bu dünyaya bir amaç için geliyoruz ve benim 22 yıldır hayatımla ne yaptığıma dair tek bir lanet olası fikrim bile yoktu.

beyler, babam ben küçükken öldü. annem sokaklardaydı ve korkunç bir fakirlik içinde büyüdük. çoğu zaman paramız ya da 3 öğün yiyecek yemeğimiz olmazdı. son 4 yılda iki kez kalp kırılması(ayrılık) yaşadım. geçmişte, ortamdaki en özgüvensiz, anksiyeteli(endişe, tedirginlik) eleman bendim. insanlarla konuşmak ve gözlerinin içine bakmak benim için zordu. fiziksel ve zihinsel olarak zayıftım. intihara meyilliydim ve major depresyonla mücadele etmiştim. ama bildiğiniz gibi, bu benim serüvenim ve yaşadıklarımı paylaşmaktan utanmıyorum, sonuçta bunu, herkesin olabileceği en üst seviyede olmasını istediğim için yapıyorum.

bir yıl boyunca okulda, sporda ve diğer her şeyde disiplinle mücadele ettim. ve bir sabah uyandığımda kendi kendime sıradan bir insan olmak istemediğimi ve bu hayatın bana sunabileceği mükemmel şeylerin hepsini hakettiğimi söyledim. böylece kişisel gelişim kitapları okumaya başladım. bir yıllık okumanın ardından başarılı insanların nasıl başarılı, başarısız olanların da nasıl başarısız olduklarını anlamıştım. anladığım bir diğer şeyse, başarılı insanların her gün ferre karşısında mastürbasyon yapmadığı gerçeğiydi.

aslında nofap, bir tür ciksüel dönüşüm halidir. nofap'e başladım ve dostum, görmeliydiniz. gördüğüm her kadını gibmek istiyordum, hatta en yakın kız arkadaşımla bile yatmak istedim ve aldığım karşılık suratıma bir tokat şeklinde oldu (: böylece, kadınlara olan takıntımdan vazgeçtim ve içimdeki bu cinsel enerjiyi üniversitedeki derslerime ve spora kanalize ettim(yönlendirdim).

son 90 günde, penisim neredeyse patlayacak noktaya geldi ancak şimdi bu cinsel enerjim üzerinde kontrol sahibiyim ve bu enerjiyi yaptığım her şeyde kullanıyorum. yaptığım spor duathlon, yani çokça koşuyorum ve çokça bigiblet kullanıyorum. şu anda nofap sebebiyle çok hırslıyım ve hedefim ulusal şampiyon olmak ve sonrasında kendimi geliştirip dünya şampiyonu olmak. bundan sonrasıyla ilgiliyse hiçbir fikrim yoktu, ta ki nofap'le tanışıncaya kadar. artık ne yapmak istediğimi biliyorum, kendi danışman menajerlik şirketimi kurup dünyadaki en büyüklerden biri olacağım.

bana hayalperest diyebilirsiniz, ben hayalperest değilim. benim hayalim yok. ben başaranım, benim hedeflerim var ve o hedefler birbirinin ardı sıra duruyorlar.

burada nofap'e katılan herkesin bunu kızlarla yatmak için yaptığını görüyorum. inanın bana, kızlar mastürbasyon yapmamanın sadece ufak bir getirisi. en önemli getirisi ise, olabileceğiniz en mükemmel halinize gelmenizdir. vaktinizi facebook, bilgisayar oyunları, televizyon, sosyal medya gibi şeylerle harcamaktan vazgeçecesiniz. sizi kötü etkileyen ve size bir şeyler katmayan insanları hayatınızdan çıkaracaksınız. öyle büyük başarılaınız ve hedefleriniz olacak ki, bunlar etrafınızdaki diğer başarılı insanları etkilemeye başlayacak. kızların peşinde koşmayı bırakın, hedeflerinizin peşinde koşun. VE ONLARI GERÇEKLEŞTiRiN!

iki saatinizi pornhub'da lela star izlerken harcamak yerine o iki saati hedeflerinizi bir kağıda yazmak için kullanın. kağıdı cebinize koyun, günde 10 kez okuyun ve GÖTÜNÜZÜ YERDEN KALDIRIP HAREKETE GEÇiN. dünyadaki en çekici şey nedir biliyor musunuz? BAŞARI! başarılı insanlar kendi potansiyellerini gerçekleştirmiş, kendilerini olabilecekleri en iyi hale getirmiş insanlardır. günümüzde herkes ortalama düzeyde ve siz kendi potansiyelinizi zorladığınızda, olumlu insanları kendinize çekeceksiniz, başarılı insanları, pozitifliği, mutluluğu, sağlığı, cömertliği ve bu hayatta istediğiniz her şeyi.

hepimiz kendi hayatımı var ediyoruz ve kendimizi günde iki saati mastürbasyona ayırarak olabileceğimiz en iyi hale getiremeyiz dostlarım. saçmalığı kesin, çöpten hallice fast food yemekleri bırakın, vaktinizi boşa harcamayın; disiplinli olun, hırslı ve başarıya aç olun ve hayatınızda muhteşem şeyler yapın.

nofap'i kadınlar için yapmayın; kendinizi olabileceğiniz en iyi hale getirmek için yapın.

mastürbasyon yapmamak çok zordur. ama sonuçları muhteşem. bu yolculukta dopamin ekgibliğinden depresif bir hale bürünüp kendinizi öldürmek istediğiniz (flatline) zamanlar olacak. bu sorunu halletmek için mastürbasyon yapmayın, dışarı çıkıp güzel bir kızla muhabbet edin ve BOOM, dopamin geri döndü bebeğim. zütürün o kızı eve ve erkekliğinizin ne kadar maskülen olduğunu gösterin ve ardından çalışmaya geri dönün, harcanacak zaman yok.

herkese güzel bir yolculuk, güzel bir gün ve kendilerinin olabilecekleri en iyi hale gelmelerini diliyorum. çünkü fark yaratan tek şey bu.

Bu başlığa ilk yazdığım entriden(bkz: http://www.incisozluk.com.tr/e/159024559/) 2 hafta sonra dayanamayıp çekmiştim aq. Burda herkes 7. ve 21. günlerin en zor günler olduğunu söylemişti. Öyle de oldu gerçekten. 21. günde dayanamadım ve çektim. Ama sonra tekrardan başladım ve şu an 22. günündeyim.

2 gün önce yine çok zorlandım ama bu sefer kararlıydım ve direndim beyler. Ve ilk seferkine göre kendimi vazgeçirmem daha kolay oldu. Beyin kendini toparlamış biraz sanırım, kararımdan caymadım. Bu arada 15. günde yıllar sonra ilk kez rüyalandım beyler. Bazılarınız için kamyonu devirmek can sıkıcı bir durum biliyorum, üstünün pislenmesi, temizlenme ihtiyacı vesaire. Fakat bana inanın 31'den 100 kat daha zevkli bir olay beyler. Gerçek cikse yakın bir his ve ayrıca 31 sonrası yaşanan o pişmanlık, hayata küsme, özgüven düşüşü falan olmuyor. Bırakın bedeninizi kendi dengesini kursun...

Sıra geldi bu süreçte yaşadığım olumlu gelişmelere;
Bir önceki entrimde ses olayına değinmiştim. Belki plasebo etkisidir demiştim fakat geçen süreçte teyit ettim ki değilmiş. Gerçekten sesim daha baskın çıkıyor ve insanlarla konuşurken kendimden emin bir şekilde konuşuyorum. Özgüven artışı meydana geldi. Arkadaş ortamlarında sözüm geçiyor. Arkadaşlarla muhebbet sırasında ara sıra birbirimize laf sokarız liseli gibi. Ama birbirimizi kırmadan, herkes olayın goygoy olduğun farkında olarak. Bana birşey söylediklerinde anında hiç beklenmedik cevaplar veriyorum. Ve bunun üzerine birşey söyleyemiyorlar beyler. Kızlarla konuşurken daha rahatım. Heyecan yapıp gözlerimi kaçırmıyorum.

Ancak bunlar benim için ekstra kazanımlar oldu beyler. Henüz esas kazanımımı tam anlamıyla gerçekleştirmedim, belki de uzun bir süreç olacak. Ben bu olaya başlarken yukarıdakilerin hiçbiri esas amacım değildi. Esas amacımı anlatacağım şimdi, eminim ki benimle benzer durumda olanlar vardır.

Ben ilk ve ortaokul yıllarımda çok zeki bir öğrenciydim. Derslerim çok iyiydi. Üstelik birçok zorluğa rağmen... Derste hoca soru yazdırırken ben sorunun devdıbını tahmin eder ne soracağını anlar ve yazardım. Diğerleri kelime kelime yazarken ben soruyu çözerdim. Konsantrasyonum çok iyiydi, dersi derste öğrenirdim. Birçok kişi beni parmakla gösteriyordu. Beklentileri yüksekti. Ne zaman ki 31 denen pisliğe başladım, o zaman düşüşe geçtim. Özgüvensiz, kararsız bir liseli oldum çıktım. Üniversite sınavına girdim ve lise giriş sınavında gösterdiğim başarının yarısını gösteremedim beyler. Üzerine zor bir bölüm seçtim. Makine mühendisliği... Ve 3 senedir başarısız sayılabilecek bir grafik gösteriyorum. Ama karar verdim ve bu okulu max.1 sene uzatarak bitireceğim. Ben eski ben olmak istiyorum. Kafası çalışan, sivri zeka, beyni temiz ve konsantrasyon sorunu olmayan halime dönmek istiyorum. Üniversitede kazandığım deneyimlerle birlikte, üniversite sonrası yaşamımda kimseye muhtaç olmayan, kafası çalışan, hayattan zevk alan biri olmak istiyorum. Ve bu yolda ilerliyorum.

ingilizce kursuna başladığımı yazmıştım önceki entrimde. Ev arkadaşımla beraber kursa gidiyoruz. Kurstaki hoca neredeyse benimle yaşıt, genç ve güzel bir bayan. Eğer ki 31 bağımlısı ben olsaydım onun karışısında heyecandan 2 kelimeyi bir araya getiremez tir tir titrerdim beyler. Fakat şu an tam tersi bir durumdayım. Seviyem sınıftan biraz daha iyi olduğu için neredeyse tüm ders karşılıklı konuşuyorum hocayla. Arada espiriler, şakalar falan yapıyorum. Ev arkadaşımsa, ingilizcesinin biraz daha kötü olması sebebiyle tüm ders heyecandan ölüyor beyler. Hoca bana bişey sorarsa ne diyeceğim diye düşünüp duruyor. Hep 31' in etkileri bunlar.

Sizlere de bırakmanızı öneriyorum. inanın arkadaşlarıma bundan bahsetmedim."31'i bıraktım, sizde bırakın diyemedim". Ve en azından bir süre daha bahsetmeyeceğim. Çünkü biliyorum ki içlerinden bazıları anlamayacak, üstüne bir de taşşak yapmaya kalkışacak. Arkadaş ortamında bununla ilgili espiriler yapıp prim yapmaya çalışacak. Oysa sözlük kültürü olan adam öyle değildir. En azından çoğunluğu değildir. insan pgibolojisinden az da olsa anlar, kültürlüdür, bir şeylerin farkına varır. Bu nedenle bunları sizlere anlattım ve sizlere de tavsiye ediyorum. Eğer ki çok zorlanırsanız dışarı çıkıp hava alın, ders çalışmaya çalışın, sevdiğiniz bir dizi varsa takunu çıkarmamak kaydıyla onu izleyin. Cinsellik içermesin mümkünse. Sözlükteki çıplaklık içeren başlıklara girmemeye çalışın. Ve hepsinden önemlisi hedeflerinizi, amaçlarınızı, olmak istediğiniz kişiyi bir kağıda yazın beyler. Kağıt olmasa da sözlüğe yazın. isterseniz bununla ilgili bir başlık bile açabiliriz. Fakat kısa sürelerde çok büyük değişim beklentisine kapılmayın ve "işe yaramadı bu amk" demeyin. Sabredin beyler. Belki 1 sene sonra hedefinize ulaşacaksınız belki 5 sene sonra. Ama sonunda mutlaka ulaşırsınız beyler. Fakat 31' i bırakmadığınız takdirde bu hedefe ulaşmak mümkün olamayabilir...

Neyse biraz uzun yazdım fakat söylediklerimi dikkate alın. Unutmayın dünyayı yönetenler genç beyinleri ferregrafi bağımlılığı ille embesilleştirmeye çalışıyor. Şimdi gidip vizelerime çalışma vakti. Vizelerden sonra da eskisine oranla sınavlarımın nasıl geçtiğini yazarım buraya. Kalın sağlıcakla.