/i/Teknoloji

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +56 -19
    bu yazı disizi sayesinde;

    1) tanrı var mı?
    2) dinlerin doğruluk payı var mı? varsa hangisi doğru?
    3) uzaylıların varlığı
    4) piramitlerin sırrı
    5) teknolojinin gelişim ve ilerleme konusundaki istikrarı
    6) türkiye'nin geleceği
    7) dünyanın geleceği
    8) kapitalist sistemin ömrü

    gibi birçok soruya yanıt bulabileceksiniz. yazıyı ben yazacağım, sizden iki ricam var,
    özet geç dememek ve yazının kaynağını sormamak.
    okuyup okumamakta ve hatta beğenmemekte tabi ki serbestsiniz.
    şimdilik diyeceklerim bu kadar, bu 8 sorunun cevabını gerçekten merak ediyorsanız 01.31'de bu başlıkta olun. ilgi göstermeniz, entry yazmanız şart değil.

    --içindekiler--

    (bkz: #20239283)

    --içindekiler--



    --özet--
    tanrı ve din: tanrı var ama dinler yalan
    tanrı: dinlerde anlatıldığı gibi olmama ihtimali yüksek. bigbang'e sebep olan bir tür enerji olabilir.

    uzaylılar ve piramitler: dünyada hayatı uzaylılar başlattı. piramitleri uzaylı dediğimiz canlılar yaptı. gelişmekten çok geriye gittiğimiz için bizi sallamıyorlar.

    teknoloji: üretimini hep mikroçip mantığı üzerinde devam ettirdiği için, teorik anlamda olduğu yerde sayıyor denilebilir.

    türkiye ve dünyanın geleceği: medya insanların düşünmesini engelliyor. türkiye ilerde işleri yoluna koyacak ve diğer ülkeler türkiye ile anlaşmak zorunda kalacak.

    bilim: genelde insanlığa hizmet etse de, başımıza bela olan birçok virüsün laboratuvar ortamında üretilebilmesine de sebep oluyor.

    kapitalizm: çökmesi, abd'nin çökmesine bağlı. kaynaklar bitse bile, kapitalizm kullandığı bankacılık gibi sistemler sayesinde varlığını devam ettirebilecek. kaldı ki toprak yok olmadıkça üretimin bitmesi de imkansız. abd çöktüğünde oyun biter. abd'nin çökmesi de, paranın değerinin beklenenden çok azalması, dolayısıyla sürekli para basmanın getirdiği piyasadaki para bolluğunun kontrol edilemez hale gelmesiyle alakalı.

    matematik: evren, matematik üzerine kurulu bir sistemdir. saçma veya mantıklı bir çok olayın matematiksel karşılığı vardır.

    paralel evren ve zaman: (bkz: #19934944)

    amerika birleşik devletleri: (bkz: #20238777)

    --özet--

    bu konuda yazılan herşeyi, sahip olduğunuz inanç, siyasi ideoloji veya diğer manevi değerleri bir süreliğine görmezden gelerek okumanız rica olunur.

    tanrı ve din

    insanlık, gelişim süreci boyunca varlığının sebebini iradesi nedeniyle sürekli sorgulayan bir varlıktı.
    etrafında olup bitenler, doğa olayları ve değişimlerin gerçekleşmesi, bu sorgulamayı daha da arttırdı.
    ilk insanlar, şimşeğin çakmasından tutun da, geceyle gündüzün değişimine kadar her olayda farklı bir yaratıcı tasvir ettiler.
    ancak, bu tasvirler maalesef ki varsayımdan öteye gidemedi.
    çünkü, tanrı denilen olgu/varsayım, insanlarla hiçbir zaman iletişime geçmedi.
    tanrı'nın bu muammalığı, insanlardan bazılarının, aslında tanrı diye birşey olmadığı düşüncesine kapılmasına neden oldu.
    toplumlar içten içe bu düşünceyi benimserken, zaman içinde yoldan çıkmaya, başka bir deyişle birbirlerine zarar vermeye başladılar. toplumların yoldan çıkması veya birbirlerine zarar vermesi, yine aynı toplumdan olan duyarlı insanları rahatsız etmeye başladı. eski dönemlerde şuanki gibi devlet otoritesinin yerleşmemiş olması, insanları haksızlık yapma ve zarar verme konusunda neredeyse teşvik eder gibiydi. böyle bir durumda yapılacak tek şey, aslında yeryüzünde varlığımızdan beri içimizde saklı olan doğaüstü korkuyu kullanıp, toplumları tekrar eski mutlu hallerine geri döndürmekti: din.
    dinler bir süreliğine de olsa, insanları hata yapmaktan alıkoyabildi. toplumların özlerini kaybetme konusundaki her çabası,
    bu toplumların içinden zeki ve duyarlı insanların çıkmasına da sebep oluyordu.
    çoğunlukla "peygamber" adı verilen bu insanlar, kendi toplumlarını güzel ahlak mantığı doğrultusunda hata yapmamaları için çabalayan insanlardı.
    yukarda yazılanlar, herkesin tahmin edebildiği, belli bir düşünceyle varılabilecek sonuçlardır.
    fakat, burada genelde gözden kaçan küçük bir ayrıntı, bütün bu düşünceleri yıkmaya yetecek kadar etkili:
    insanlığa böylesine yön veren bu dinler, neden hep ortadoğu'dan çıkmıştır?
    bu küçük ayrıntı, birçoğumuzun dikkat etmesine karşın, pek de önemsenmeyen ama derin açıklamalar gerektiren bir konudur.
    dünyada sadece ortadoğu halkları mı tabiri caizse yoldan çıkmıştı da, bütün peygamberler ortadoğu ve özellikle arap toplumuna gönderiliyordu?
    "ilahi dinler" adı altında bahsettiğimiz bütün dinlerin çıkış kaynağına dikkat ettiğimizde, bu dinleri toplumlara empoze edenlerin tamdıbının yahudi halklarından ya da yahudi soyudan gelen insanlar olduğunu görürüz.
    yahudilik kavramı, tahmin ettiğimiz din kavramından da öte, ırklaşma mantığı taşıyan bir kavramdır.
    varlıklarından bu yana, bu toplum hep kontrolü kendi ellerinde tutmak, daha doğrusu kontrol etmek istemişlerdir.
    dinlerin çıkış sebebi de, insanlığı kontrol etmek, onlara "gereken" şekilde yön vermekten ibarettir.
    "ilahi" sıfatı taşıyan bütün dinlerde bu gerçeklik payı vardır ve bilindiği gibi, yerel dinlerin çıkış sebebi de çoğunlukla doğal olayların etkisinde kalınarak yapılan "tanrı" tasvirlerinden öteye geçememiştir.
    insanlık tarihi boyunca isa ve musa'nın varlığına dair hiçbir kanıtın bulunamaması, başka bir şüpheyi de beraberinde getirdi:
    bu peygamber dediğimiz insanlar gerçekten yaşamış mıydı?
    şimdiye kadar hiçbir kanıtın bulunamaması nedeniyle, bu insanların aslında hayal ürünü veya diğer bir anlatımla sembolik karakterden ibaret olduğunu söyleyebiliriz.
    toplum düzenlerinin bozulmasından endişelenen, dönemin birkaç idealist insanlarının, böyle sembolik karakterler yaratarak insanları istedikleri gibi kontrol edebildikleri gerçeğine varırız.
    yaşadığı kanıtlanan tek "peygamber"in muhafazid olduğuna dair birçok kanıt vardır.
    ancak, muhafazid'in yaydığı din de kasıtlı olarak hristiyanlık ve museviliğe dayanıyordu.
    isa ve musa'nın gerçekten varolduğunu ve tanrı'nın elçileri olduğundan bahseden bu din, muhafazid'in yanına küçük yaşta gelen selman-ı farisi'nin büyük katkılarıyla oluşturulmuştur.
    selman-ı farisi, islam'dan önce yaygın olan iki dini de, konuştuğu papazlar hahamlar sayesinde öğrenebilmişti.
    muhafazid adında "bir peygamber"in varlığını öğrendikten sonra evinden kaçarak yollara düşen küçük yaştaki bu çocuk, çektiği onca sıkıntı sonucunda muhafazid'in yanına varabilmişti.
    selman-ı farisi muhafazid'i bulmamış olsaydı belki de şuan islam adında bir din olmayacaktı ya da asırlar önce tarihe karışmış olacaktı.
    sonuç itibariyle, bütün dinlerin insan aklının ürünü olduğunu söylemek mümkün.
    ancak, "yoktan varedilemeyiş" prensibi itibariyle, tanrı'nın varlığının kesin olduğunu söyleyebiliriz.
    peki, dinler güzel ahlakı emretmesine rağmen neden insanlık halen savaşıyor, halen döküyor?
    bunun sebebi de aslında yine insanlıkla ilgili.
    toplumlar yoldan çıktıkça, yeni bir din oluşturma yoluna gidildi ve birden fazla dinin varlığı sebebiyle, bir süre sonra dinlerin de özü bozuldu. farklı inanç sahibi insanlar, kendi inançlarının doğruluğuna inanmak zorunda bırakıldı ve diğer inanca sahip insanlara karşı, dinin yetkili kıldığı insanlar tarafından kasten düşmanlık oluşturuldu.

    -ölümden sonra hayat-
    tanrı'nın varlığının kesinliği, ölümden sonra hayatın varlığı ihtimalini de beraberinde getirdi.
    çünkü, dinlerin etkisinde kalan insanlık, yaptıkları hatanın ilahi bir adaletle cezalandırılacağına inandırılmıştı.
    buna da kısaca değinmek gerekirse, ölümden sonra hayatın varolma ihtimali konusunda bile hiçbir bulguya rastlanmamıştır.
    cennet, cehennem gibi bütün dinlerde bahsedilen nihai son, insanları sözümona doğru yolda tutabilme maksatlıydı.
    insanları iyiliğe teşvik edip, kötülükten uzak tutma maksadı taşıyan bu tasvirler ve ölümden sonra hayat olup olmayacağı konusundaki muammalık, dinlerin varolmasını ve günümüze kadar gelmesini sağladı.
    ölümden sonra hayat, şuanki bilimin geldiği nokta yeterli görülmesi sonucunda değerlendirilirse, dinlerde anlatıldığı gibi gerçek değildi ve hatta gerçeklik payının bulunma ihtimali bile yoktur.
    tanrı'nın varlığı, evrendeki belli bir manevi dengenin de doğal olarak varolmasını sağlıyor.
    kısacası, hesaplar açıldığı yerde, yani burada kapanıyor.
    bugün birine iyilik veya kötülük yaptığımızda, ertesi gün aynı etkide bir iyiliği veya kötülüğü farklı insanlardan ya da etkilediğimiz insanlardan buluyoruz.
    şimdiye kadar iyi veya kötü, bütün yaptıklarınız ve hayatta bu noktaya gelmenize sebep olan olaylar hakkında bir liste oluşturabilseydiniz, bunun şaşırtıcı gerçeğiyle karşı karşıya kalabilirdiniz.
    çünkü, tanrı denilen varlık, evrende belli bir manevi denge yaratmıştır ve insanlara verdiği irade sonucunda onları yaptıklarıyla serbest bırakmıştır.
    herşeyin bir tür dengesi vardır ve bu, ilahi adalet dediğimiz kavramın gerektirdiği bir gerçekliktir.
    ···
  1. 577.
    0
    akşam türk kızlarından da bahsediim mi lan?
    ama baştan diyim baya saçma olcak.
    en azından kıl olduğunuz karılara gönderirsiniz bilimsel araştırma diye aq.
    yazmamı isteyenler ses etsin beyler. ses çıkmazsa yazmıcam.
    1.31-2.31 arası tabi. her gece. kendi saatimizde.

    edit: geyik maksatlı yazcam bunu. eleştireni giberim. diğerlerini eleştirebilirsiniz saçma bulabilirsiniz vs.
    ···
  2. 578.
    0
    up up up
    ···
  3. 579.
    0
    gece bakıcam aq @481deki konuyla alakalı yazmamı isteyenler ses ederse koycam buraya yazıyı.
    ···
  4. 580.
    0
    rezervasyon.
    ···
  5. 581.
    0
    okucam ayraç.
    ···
  6. 582.
    0
    yaz lan bişiler hadi binçç aq hangi kitaptan koyuyosan tarat pdf olarak at o da olur. beklemeyelim boşuna yaz diye amk.
    ···
  7. 583.
    0
    @487 ben yazıyom lan kitaptan değil. birini daha eklicem birazdan
    ···
  8. 584.
    +1 -1
    amerika birleşik devletleri

    -1/2-

    tarihinden önceki konularda bahsettiğimiz için, burada değinmeyeceğim. bu konuda, abd'nin dünya üzerinde yaptığı kumarbazlıklardan bahsedeceğim.
    öncelikle, abd ekonomisini kuruluşundan bu yana savaş çıkarma ve silah satma üzerine kurmuş bir ülkedir.
    amerika kıtasına avrupa'dan gelip yerleşen para babalarının etkisiyle abd, kana susamış katil haline ge(tiri)ldi.
    bu yoldaki ilk siftahını 1. dünya savaşıyla yaptı ve bunu 2. dünya savaşı izledi.
    savaşlarda ilk başlarda hep tarafsız görünme ve mağdur rolü yapma politikası izledi. çünkü, savaşa girebilmesi için başka yolu yoktu.
    savaş demek kan demekti, silah demekti ve silah da para demekti.
    mağdur politikasıyla iki savaşa da girdi abd, geliştirdiği silahları kullandı, bu silahlardan bi süre sonra para kazanmaya başladı, işi büyüttü.
    2. dünya savaşına girme sebebini de pearl harbor olarak gösterdi.
    pearl harbor, savaşın ilk zamanlarında amerika'nın kontrol ettiği, sonrasında ise japonlar'ın saldırısına uğramış adalardan biridir. japonlar'ın pearl harbor'a saldırmasını gerekçe gösteren birleşik devletler, savaşa girmeyi böylece meşrulaştırmış oldu.
    ancak, bu sadece olayın görünen boyutuydu.
    savaşa girmek ve silahlarını "savaş" denilen bu büyük pazarda denemek için can atan dönemin abd'li yetkilileri, pearl harbor olayında işi şansa bırakmak istemedi. adada bulunan amerikan askerlerinin japonlar'a karşı yaptığı taciz ateşi, japonlar'ı adaya saldırmaya adeta mecbur bırakmıştı.
    2. dünya savaşı, abd'nin de girmesiyle, fazladan milyonlarca insanın ölümüne ve bir o kadar da sakat kalmasına sebep oldu.
    2. dünya savaşı, yerini sovyetler ve birleşik devletler'in başrol oynadığı soğuk savaşa bıraktı.
    birbirini yokedecek kadar hırslanan bu iki devlet, her fırsatta daha gelişmiş silahlar üretip, birbirlerine meydan okuyorlardı.
    sovyetler'in usanmadan bu yarışa karşılık vermesi, silah pazarını elde tutmak isteyen sam amca'nın canını sıkmaya başlamıştı.
    yuri gagarin'in ay'a yaptığı ilk yolculuk, abd'nin daha da tedirgin olmasına sebep oldu.
    abd bu gelişmelerden geri kalmamak için öncelikle film sektörünü kullandı.
    bu anlamda ilk filmlerinin adı da "ay'a adam gönderme" oldu. sahne hazırlandı, efektler ayarlandı, herşey hesaplandı ve artık dünyayı uyutma vakti gelmişti.
    başrolünü neil armstrong'un oynadığı bu film, 1968'de çekildi, ay'da yürüme sahneleri dahil herşey mantığa uygun şekilde kaydedildi, yaklaşık 1 yıl boyunca bu video izlendi ve hatalar giderilmeye çalışıldı.
    "film", 1969 yılında tüm dünya tvlerinde aynı anda vizyona girdi.
    abd, sovyetler'den geri kalmadığını kanıtlamış oldu.
    sonuç itibariyle soğuk savaşı sovyetler kaybetti.
    abd teknolojisini konuşturmuş, sadece sermayesiyle o uçsuz bucaksız topraklara sahip olan birliği yerle bir etmişti.
    rambo filmlerini amaçsızca izleyen nesiller olarak biz bunun farkına yıllar sonra varacaktık.
    tek başına orduları dağıtan rambo, sovyet zulmünün altında ezilen milletlere ilham kaynağı olmuş, sovyetler'in kısa sürede dağılmasında büyük rol oynamıştı.
    aynı şekilde, kendi kültürünü(cola+hamburger en bilinenleri) de bu ezilen toplumlara empoze etmeyi başaran abd, bu toplumların fiilen sovyetler'den kopmasını sağlamış, teknolojisi sayesinde de bu işi resmiyete dökmüştü.
    sovyetler'in dağılmasında türkiye de abd'ye lojistik destek sağlamıştır.
    sovyetler'in himayesinde birçok devletin türk kökenli olması sonucu, türkiye bu toplumların liderleriyle gizli görüşmeler yapmış, gerektiği yerlerde ödenek sağlamış ve sovyetler'e yapılan bu başkaldırıda büyük rol oynamış. abd'nin de desteğiyle sovyetler tarihe karışmak zorunda kalmıştır.
    sovyetler'den kurtulan birlşik devletler, silah sanayisine hız verdi, ortadoğu'da geri kalmış ülkeleri birbirine düşürüp, silah satma stratejisiyle ekonomisini genişletmeye başladı.
    ilk icraatı, 2 müslüman ülke olan ırak ve iran'ı birbirine düşürmek oldu.
    eski sovyetler yeni rusya, bu planda geri kalmak istemedi, iran'a silah desteği yaptı.
    abd ırak'a yaptığı silah desteğiyle, ırak'ın iran'a saldırmasını sağladı.
    soğuk savaş, abd ve rusya arasında, ırak ve iran üzerinde devam etti.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 585.
    0
    amerika birleşik devletleri

    -2/2-

    körfez savaşında kazanan taraf olmadı çünkü, savaşan bu iki ülkenin de birbirlerinden alıp vereceği birşey yoktu.
    kayıplarsa dökülen onca kan ve ekonomisi yıpranan iki ülkeydi.
    abd kazanan taraf olmayı, savaşa hiç girmeden başarmıştı.
    rusya da bu savaş sayesinde yenilgisini kabullenmek zorunda kaldı.
    saddam hüseyin, ırak'ta abd destekli yapılan küçük çaplı devrimin, abd destekli lideri olarak ırak'ın başına geçti.
    ırak'ta işler abd'nin istediği gibi gidiyordu, ta ki saddam'ın abd'yi tehdit etmesine kadar.
    görünürde abd, ırak'a düşman olmaya başlamıştı, tabi ki düşmanlık yoktu.
    maksat, ırak'ta sesini yükseltmeye başlayan etnik grupların, saddam'ın kontrolünden çıkmasıyla yeni devletler kurma çabalarını önlemekti.
    abd, ırak'ın bölünmesine hiçbir zaman karşı olmadı ancak, bu etnik gruplar abd'nin kontrolü olmadan bölünmeyi gerçekleştirmeye çalışınca, abd oraya müdahale etmek "zorunda" kaldı.
    abd'nin adamı saddam, işler çığırından çıkmaya başlayınca, abd'nin basit ama etkili planlarından biri olan "bize ters davran, bize orayı işgal etmek için bahane yarat" planını uyguladı.
    saddam abd'yi rol icabı tehdit etmeye başladı, danışıklı dövüş 2003 yılında abd'nin ırak'ı işgaliyle son buldu.
    abd'nin adamı saddam, meşhur dublörlerinden en benzerini feda etmiş, abd'nin güvencesiyle hayatının geri kalanını ortadoğu ülkelerinden birinde yaşamaya başlamıştı.
    ortadoğu'dan ayrılmak istemeyen saddam'a abd anlayış göstermiş ve kontrolü altındaki başka bir arap ülkesinde saddam'ı huzurlu bir hayata kavuşturmuştu.
    ezilen ve işkence görenlerse, her zamanki gibi hiçbirşeyden haberi olmayan halklar olmuştu.
    bu arada abd'nin ırak'a girmesinin diğer bir sebebi de, petrol stoklarının tükenmeye başlamış olmasıdır.
    eğer abd ırak'a zamanında girmeseydi, o zamanlarda araplar'ın sözünün geçtiği, araplar'la yapılacak olan petrol anlaşmasında tarihinde ilk defa başka bir devlete bağımlı olmak zorunda kalacaktı.
    birçok devleti de ayartan abd, japon ordusu dahil farklı farklı ordularla ırak'a girdi.
    japonlar'ın orada ne işi var gibi bir soru aklımıza gelebilir.
    japonlar, hiroshima ve nagazaki'ye atılan atom bombalarından sonra dağılan ekonomilerini yine abd'nin desteği ve şartları sayesinde toparlayabildi. abd'nin şartlarından en önemlisi, japonlar'ın askeri harcamalar yapmasını engellemesi şartıdır.
    abd bu şart sayesinde, japonya'nın savunma sanayisini tekeli altına almış, yetiştirdiği sınırlı sayıdaki japon askerini de istediği gibi kullanabilme imkanı elde etmişti. ırak'taki japon ordusunun bulunma sebebi de tam olarak bu konuyla alakalıydı.
    ırak, tarihin kanlı sayfalarında birer birer yerini alırken, körfez savaşının diğer tarafı olan iran'ın geleceğini de tahmin etmek zor değil gibi görünüyor.
    ahmedinejad'ı çoğunlukla takdir eden bir toplum olarak, iran'ın bu saldırgan tutumundaki ırak benzerliğini de gözden geçirelim.
    bir zamanlar modern bir ortadoğu ülkesi konumunda olan iran, cia ve dolayısıyla abd destekli ayetullah humeyni sayesinde yapılan "islam devrimi" sonucunda, islami kurallara göre yönetilen, bağnaz bir ülke durumuna geldi.
    abd ortadoğu'da hep aynı stratejiyi kullanıyor, her seferinde de başarılı oluyordu.
    hedefinde olan ülkede önceden saçma bir devrim yapılmasını sağlıyor, ülkenin içe kapanık ve gelişimden uzak bir hal almasını sağlıyor, daha sonra da "siz geri kaldınız, size demokrasi getireceğiz" bahanesini öne sürüp o ülkeyi işgal ediyordu.
    iran da sıradaki ülkelerden biriydi.
    humeyni'nin yolundan giden mahmut ahmedinejad, tıpkı humeyni gibi abd'nin buyruklarından çıkmıyor, "bize ters davran, bize orayı işgal etmek için bahane yarat" stratejisini hızla uygulamaya devam ediyordu.
    iran önümüzdeki aylarda işgal edilecek ve bu işgal edilecek ay, muhtemelen müslümanlar için kutsal sayılan aylardan biri olacaktır. abd, ırak'ı muharrem ayı'nda işgal etmişti.
    buradaki ince ayrıntıda, abd'nin ortadoğu'da yapmış ve yapacağı bütün işgalleri "haçlı seferi"ne büründürme çabasıyla diğer batı ülkelerinin de desteğini alma ve dolayısıyla büyük bir savaş çıkarma isteği saklıdır.
    büyük savaşlar, abd gibi büyük silah üreticilerine para kazandıran savaşlardır.
    abd'nin iran'ı gerçek anlamda işgal edecek olmasının iki sebebinden en önemlisi,
    bu toprakların dünyanın merkezi olduğunun farkında olmasıdır.
    insanlığı yönlendiren bütün dinler, bu topraklardan çıkmıştır. bu bölgeler, uygun bir sırayla ele geçirilmesi, insanlığın da manevi direncinin kırılması ve sonuç olarak abd'nin hayalini kurduğu, tüm dünyayı kapsayan "amerikan imparatorluğu" hayalinin gerçekleşmesinde büyük bir adım olacaktır.
    iran'ın işgal edilmesine sebep olacak diğer bir sebepse, iran'nın rusya'dan sonra dünyada doğalgaz rezervine sahip en önemli ülke olmasıdır.
    abd iran'ı işgal ettiğinde, doğalgaz rezervleri sayesinde rusya'ya bu alanda da rakip olabilecek, ekonomisini daha da büyütecektir. bunun sonucunda daha gelişmiş silahlar, daha büyük savaşlar, daha fazla kan ve getirisi olan daha fazla para kazanılacaktır.
    kuruluşundan bu yana bir yandan bilimsel ve teknolojik anlamda insanlığa büyük hizmetleri olan abd, diğer yandan ürettiği silahlar ve politikalarıyla aynı insanlığa kan kusturmaya önümüzdeki (en az)50 yıl boyunca devam edecek gibi görünüyor.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 586.
    0
    --özet--

    amerika birleşik devletleri: büyük bir imparatorluk kurma peşinde. savaşları kendisi yaratıyor, böylelikle büyük paralar kazanıyor. savaşlar biterse imparatorluklar da biter. bunun en önemli örneği, roma imparatorluğu'dur.

    --özet--
    ···
  11. 587.
    +2 -1
    --içindekiler--

    tanrı ve din (bkz: #18012512)
    tanrı (bkz: #18233628)

    uzaylılar ve piramitler (bkz: #18065253)
    teknoloji (bkz: #18068314)
    türkiye ve dünyanın geleceği (bkz: #18072155)
    bilim (bkz: #18223837)
    kapitalizm (bkz: #18375260)
    matematik (bkz: #18393370)
    paralel evren ve zaman (bkz: #19934720)

    amerika birleşik devletleri(1/2) (bkz: #20238639)
    amerika birleşik devletleri(2/2) (bkz: #20238674)

    --içindekiler--

    ilk entrye sığmadı, içindekiler bölümünü buraya aldım. bu entrynin numarasını ilk sayfaya içindekiler olarak ekledim.
    ···
  12. 588.
    0
    amerika birleşik devletleri eklendi.
    ···
  13. 589.
    0
    up lan up, okucam diyen muallak tiz buraya gele
    ···
  14. 590.
    +1
    biz hayvan olmaktan memnunuz
    ···
  15. 591.
    0
    @495 ben de. şuku
    ···
  16. 592.
    0
    onu bunu gibtir edin kafanız dağılsın biraz
    http://www.youtube.com/watch?v=txlXcJDtDwM
    ···
  17. 593.
    0
    reserved
    ···
  18. 594.
    0
    @498 yukardaki şarkıyı dinle.
    ···
  19. 595.
    0
    i s a
    "i(boşluk)s(boşluk)a"...
    bilginin adresi... şimdiye kadar hiçbir yerde yazılmamış, anlatılmamış olayların perde önü.
    ···