/i/İnanç

İnanç
  1. 26.
    +4 -1
    muhafazidin kapıyı çalmadan girmeyin
    -allah
    ···
    1. 1.
      0
      Böyle bir ayet hadis her neyse var mı panpa kcidjxsofidi
      ···
      1. 1.
        +2
        ayet var kank da unuttum hangi sayfadaydı :D bi de muhoların karılara göz koyan sahabeler var onları görünce muho şey diye ayet indiriyo muhonun karıları anneniz gibidir onlara iç geçirmeyin diye :D
        ···
  2. 27.
    0
    Dondurma yemeyi sever misin ?
    ···
  3. 28.
    0
    Görmediğin bir şeyden niye korkuyorsun
    ···
    1. 1.
      -1
      Birşey görmekle idrak edilemez. Güneşi sarı görüyoruz fakat rengi beyaz. Suyu mavi görüyoruz fakat şeffaf bir yapıya sahip. Yani herşey göz ile olmuyor.
      ···
    2. 2.
      0
      Güneş ışığının sıcaklığını hissediyoruz suyunda soğukluğunu veya sıcaklığını ama allahı hissetmiyorsun
      ···
  4. 29.
    0
    Neden kuran bilimle çelişiyor?

    O su) Sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar. (Sperm)
    ···
    1. 1.
      +2 -3
      "insan neden yaratıldığına bir baksın! Atılıp dökülen bir sudan yaratıldı. (O su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar. işte Allah (başlangıçta bu şekilde yarattığı) insanı tekrar yaratmaya da kadirdir” (Târık, 86/5-8).

      Âyet-i Kerime insan için; “Atılan bir sudan yaratılmıştır,” diyor. Bu su, sulb (omurga) ile terâib (eğe kemikleri) arasından atılan erkek menisidir. Bunun içerisinde milyonlarca sperm vardır. Bunlardan bir tanesi, kadının yumurtası ile birleşerek insanın teşekkülüne sebep olacaktır.

      Âyet-i Kerime’de spermi ihtiva eden sıvının sulb ile terâib, yani omurga ile göğüs kemikleri arasından çıktığı beyan ediliyor. Hâlbuki spermlerin erkek üreme organı olan husyelerde, kadının yumurtasının da üreme organı olan yumurtalıkta teşekkül ettiği biliniyor. Burada zahiren bir zıtlık görünüyor. Bunun iki açıklaması olabilir:

      Birincisi; insan anne rahminde cenin safhasında iken yumurtalık ile husyeler, bu ceninin sulbu ile terâibi arasında gelişir. Yani, husye (er bezi) ile yumurtalık sulb olarak ifade edilen omurga ile terâib olarak belirtilen eğe kemikleri arasındaki bölgede hâsıl olur. Cenin yedinci aya girince husyeler yavaş yavaş vücudun dışındaki torbaya, yumurtalık ise, leğen boşluğuna iner.

      ikici yaklaşım tarzı ise; husye ile yumurtalıklar gıdalarını, omurga ile eğe kemiği arasındaki yerden alırlar. Yani, Karındaki aorttan gelen ve husye ile yumurtalığa giden atar damarlar, belkemi (omurga) ile eğe kemiği arasından geçerler. Aynı şekilde, yumurtalığı ve husyeleri besleyen sinirler de mide altındaki sinir kümesinden gelir ki, bu tam manasıyla belkemiği ile eğe kemiği arasındaki bölgededir. Lenf damarları da omurga ile eğe kemikleri arasından çıkar1.

      Görülen odur ki, gerek husyeler ve gerekse yumurta hücresi, gıdasını, kanını ve sinirlerini sulb ve terâib olarak ifade edilen bölgeden, yani omurga ile eğe kemiği arasından almaktadır. Fennin bu tespiti, Kur’an-ı Kerim’in, insanın yaratılışı ile ilgili icazlı ifadesine de uygundur.

      Bilimin bu konuda ulaştığı nokta budur. Mümkündür ki, ileride ilmin gelişmesiyle bununla ilgili başka tarzlarda açıklaması da olabilecektir.
      ···
      1. 1.
        0
        Peki kalp neden düşünme organı olarak geçiyor?
        ···
      2. 2.
        +1 -1
        Hacc suresi 46: ”hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.”
        Bu ayette kalp kelimesi iki defa geçmektedir. Kur'an'da kalp üç şekilde kullanılıyor, ve Arapçada kalp kelimesi birçok anlama gelebilir.

        Üstteki ayette kalple düşündüklerini söylüyor fakat ayetin sonunda göğüsler içinde kalpleri kör olur diyor. Kalbin kör olmayacağını herkes biliyor. burada mecazi bir anlam vardır.

        Eski mısır zamanlarını sümer zamanlarını araştırırsan o zaman bile beyin ile düşünüldüğü bildiklerini ogrenebilirsin.
        ···
  5. 30.
    +2 -1
    Tanrı neden kainatı yarattı? Buna 3 mantıklı cevap sunabilirsin:
    1- Tanrıyı başka bir varlık yaratmaya zorladı.
    2- Tanrı yarattığı kainattan herhangi bir çeşit fayda sağlamaya çalışıyordu.
    3- Tanrı mantıklı, akıllı, düşünen bir varlık değil. Kelimenin tam anlamıyla rastgele bir şeyler yaratıyor, herhangi bir amacı, hesabı, vs. yok.
    Şimdi 1. öncül tanrı tanımına uymaz çünkü tanrıyı zorlayabilen, köleleştirebilen bir varlık varsa o köleleşen varlık tanrı olamaz (mutlak kudretli değil).
    2. öncül de aynı mantıkla tanrı tanımına uymaz çünkü tanrı bir fayda gözetiyorsa tanrıda bir şey ekgibtir ve bu faydayla o ekgibliği kapatmak ister. Ama tanrıda bir şey ekgibse bu yine onun tanrı tanımına aykırıdır.
    3. öncül doğru olabilir, her ne kadar saçma gelse de bir tanrı varsa ancak böyle olabilir. Rastgele, bir amaç gözetmeden yaratma gücünü öylesine kullanan bir tanrı olabilir ama bu da dinlerin bahsettiği tanrı tanımına uymaz çünkü dinlerde tanrı mutlak iyidir, vs.
    Ben de agnostiğim zaten, tanrı kesinlikle yoktur diyemem ama dinlerin bahsettiği tanrı kendiyle çelişir, bu yüzden dinlerdeki tanrı var olamaz.
    ···
    1. 1.
      -1
      1.si evren oluşmadı, evren hep vardı. Şimdi diyeceksin e bigbang, başlangıç falan yok mu diye. Evet var, ama buradaki önemli nokta bizim "hep"ten kastımızın ne olduğudur. Hep vardı demek olmadığı bir zaman yoktu demektir. E zaman da bigbang ile çıkmadı mı? Evet, demek ki zaman ile evren aynı anda çıktı, bu da demektir ki evren "hep" vardı.
      2.si bulunduğumuz evrenin rastgele oluşmasının ihtimali düşük evet, ama şöyle düşün: mesela piyango kazanma olasılığın milyonda bir, ama sen gidip yeterince bilet alırsan elbet birinde kazanırsın dimi? Bu da aynı, şöyle düşün: sayılamayacak kadar farklı sayıda evren var, her birinde bizim "bilimsel sabitler" dediğimiz rakamlar farklı. Bizimkinde de şu an sahip olduğumuz rakamlar mevcut ve bu rakamlar da bu şekilde bi evreni oluşturdu. Bu sonsuz evren açıklaması, buna ek olarak bi de ana postumdaki 3. açıklama da uyar: tanrı birçok evren yarattı rastgele, bi tanesi de buydu.
      3.sü ressamın neden resim çizdiği bellidir: ya biri onu çizmeye zorlar (kral falan), ya para için çizer, ya kendini tatmin etmek için çizer, ya da delidir ve rastgele şeyler çizer. Tanrı da bunun aynısıdır (eğer varsa).
      ···
      1. 1.
        +1
        Yazı tura atıyorsan ve sonsuz deneme hakkın varsa, üst üste 100bin kere, hatta 1 milyon hatta 1 milyar kere yazı gelme ihtimali %100dür. O yüzden evrenin ve dünyanın şu anki halinde var olması için 10 trilyar olasılığın gerçekleşmesi gerekiyorsa ve gerçekleştiyse bu gayet olabilir. Olmasa burda olmazdık zaten. Evrenin tesadüf eseri oluşması bir zaman sonra çok ilgimi çekmiyor. Çünkü evren hakkında zaten her şeyi öğrenebiliriz, insanlık olarak yeterince uzun süre hayatta kalırsak evren hakkında her şeyi öğrenme potansiyelimiz var.

        Evren üstünü hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz ama. O sıkıntı işte
        ···
      2. 2.
        0
        1.si evrenin ve zamanın oluştuğunu veya oluşturulduğunu nerden çıkardın? Zamanı kimse oluşturamaz çünkü oluşturmak bir fiildir ve fiil de harekettir. Hareket olan yerde zaman vardır çünkü zamansız sadece mutlak durgunluk vardır. Fark ettiysen bunların hepsi tanımlardan çıkarılan sonuçlardır, bu yüzden kanıtı kelime anlamındadır. Bunu daha kısa ve kolay anlaşılır halde şöyle de açıklayabiliriz: Eğer zamanı biri oluşturduysa zamandan öncesi vardır. Ancak önce ve sonra kelimeleri zamansız bir alanda anlamsız olur çünkü zaman olmayan yerde önce de yoktur sonra da yoktur, bu yüzden de "zamandan öncesi" ifadesi çelişkilidir. Ayrıca hepin anldıbını değiştirmedim, hep ile her zaman eş anlamlıdır, istersen tdkye bak kontrol et.
        2.si estafırullah çok bildiğimi söylemiyorum, burada yaptığım çıkarımlar bilgililiğin eserinden çok düşünmek, neden sonuç kurmaktan geliyor. Felsefe yapmak için çok bilmek gerekli değil, tabi ki bilmek faydalı olur ama asıl olay sorgulamaya, düşünmeye cesaret edebilmekte yatıyor.
        ···
  6. 31.
    +1 -1
    youtube.com/watch?v=Q90Kc9je2EM&list=LL1ckz7N4UOUcecTChuUxtmQ&index=213

    1:37-2:21
    ···
  7. 32.
    +4
    Kylie neredesin huur çocuğu tam senlik Bi başlık
    ···
  8. 33.
    +1
    Dinimiz insan soyunun Adem ve Havva nın cennetten kovulup dünyaya yerleşmesiyle başladığını söylerken evrim yasası(yasa diyorum doğruluğu kanıtlanmış günümüzde ve gelecekte yanlışlığı söylenemez) bunun tam tersi yönde
    insan ırkının milyon yıllar süren evrimsel bir süreç sonucu oluştuğunu söyler istersen araştırabilirsin bu konuyla alakalı doğruluğu kanıtlanmış bir sürü deney ve bilimsel makale var. Sence sırf bu çelişki bile yaratıcılığı savunan dinlerin(semavi dinler) insan uydurması olduğunu kanıtlamaz mı? Bu soruma cevap verirsen çok sevinirim. Amacım sadece fikir alışverişi yapmak.
    ···
  9. 34.
    +1
    Scaling diye bir şey var. Adam öğretmen ile yaratıcı arasında benzerlik kuruyor bu müslolarda hiç eleştirel, rasyonel düşünce belirtisi yok.
    ···
  10. 35.
    0
    her ayette kendini öven bir yaratıcı var.
    allah yukarıdan inip ben allahım dese ben yine inanmazdın panpa sen nasıl inanıyorsun ya. düşünsene kötülük yaptın diye seni ateşe atıyor ne kadar gaddar bir yaratıcı awk.
    ya tecavüzcüsü, sapığı neyse atsın yansın huur evlatları ama ben kör babannemin karşısında 31 çektim diye niye cehennemde cayır cayır yanıyorum amk. belki üşüdüm odada sıcak dışarısı soğuk fırsattan istifade babannem kör diye 31 çektim sessizce ve ılık boşaldım bunun için yanacaksam böyle işin zütünü dübelleyeyim.
    ···
  11. 36.
    +2
    ben böyle bi soru geldi mi okumadım ama şunu sormak istiyorum. Kuranı okuyunca şöyle bir kanıya varıyorum neden yazarı homofobik, sexist, orta yaşlı bir erkek gibi?
    ···
  12. 37.
    +1
    sözlük ateist doluymuş aq
    ···
  13. 38.
    +1
    anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.
    ···
  14. 39.
    +2
    bakara 178:
    --spoiler--
    Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında kısas size gerekli kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ancak her kime, kardeşi tarafından bir şey bağışlanırsa artık ona hakkaniyetle uymalı ve diyeti ona güzellikle ödemelidir. Bu, rabbinizden bir hafifletme, bir rahmettir. Bundan sonra kim haddi aşarsa ona elem verici bir azap vardır.
    --spoiler--

    yani sen benim kölemi öldürürsen ben de senin köleni öldürürüm. benim karım seninkini öldürürse sen de benim karımı öldürürsün. hiçbir suçu olmayan kadını veya köleyi öldürmek nedir?
    ···