/i/İnanç

İnanç
  1. 101.
    0
    Neden kuran bilimle çelişiyor?

    O su) Sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar. (Sperm)
    ···
    1. 1.
      +2 -3
      "insan neden yaratıldığına bir baksın! Atılıp dökülen bir sudan yaratıldı. (O su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar. işte Allah (başlangıçta bu şekilde yarattığı) insanı tekrar yaratmaya da kadirdir” (Târık, 86/5-8).

      Âyet-i Kerime insan için; “Atılan bir sudan yaratılmıştır,” diyor. Bu su, sulb (omurga) ile terâib (eğe kemikleri) arasından atılan erkek menisidir. Bunun içerisinde milyonlarca sperm vardır. Bunlardan bir tanesi, kadının yumurtası ile birleşerek insanın teşekkülüne sebep olacaktır.

      Âyet-i Kerime’de spermi ihtiva eden sıvının sulb ile terâib, yani omurga ile göğüs kemikleri arasından çıktığı beyan ediliyor. Hâlbuki spermlerin erkek üreme organı olan husyelerde, kadının yumurtasının da üreme organı olan yumurtalıkta teşekkül ettiği biliniyor. Burada zahiren bir zıtlık görünüyor. Bunun iki açıklaması olabilir:

      Birincisi; insan anne rahminde cenin safhasında iken yumurtalık ile husyeler, bu ceninin sulbu ile terâibi arasında gelişir. Yani, husye (er bezi) ile yumurtalık sulb olarak ifade edilen omurga ile terâib olarak belirtilen eğe kemikleri arasındaki bölgede hâsıl olur. Cenin yedinci aya girince husyeler yavaş yavaş vücudun dışındaki torbaya, yumurtalık ise, leğen boşluğuna iner.

      ikici yaklaşım tarzı ise; husye ile yumurtalıklar gıdalarını, omurga ile eğe kemiği arasındaki yerden alırlar. Yani, Karındaki aorttan gelen ve husye ile yumurtalığa giden atar damarlar, belkemi (omurga) ile eğe kemiği arasından geçerler. Aynı şekilde, yumurtalığı ve husyeleri besleyen sinirler de mide altındaki sinir kümesinden gelir ki, bu tam manasıyla belkemiği ile eğe kemiği arasındaki bölgededir. Lenf damarları da omurga ile eğe kemikleri arasından çıkar1.

      Görülen odur ki, gerek husyeler ve gerekse yumurta hücresi, gıdasını, kanını ve sinirlerini sulb ve terâib olarak ifade edilen bölgeden, yani omurga ile eğe kemiği arasından almaktadır. Fennin bu tespiti, Kur’an-ı Kerim’in, insanın yaratılışı ile ilgili icazlı ifadesine de uygundur.

      Bilimin bu konuda ulaştığı nokta budur. Mümkündür ki, ileride ilmin gelişmesiyle bununla ilgili başka tarzlarda açıklaması da olabilecektir.
      ···
      1. 1.
        0
        Peki kalp neden düşünme organı olarak geçiyor?
        ···
      2. 2.
        +1 -1
        Hacc suresi 46: ”hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.”
        Bu ayette kalp kelimesi iki defa geçmektedir. Kur'an'da kalp üç şekilde kullanılıyor, ve Arapçada kalp kelimesi birçok anlama gelebilir.

        Üstteki ayette kalple düşündüklerini söylüyor fakat ayetin sonunda göğüsler içinde kalpleri kör olur diyor. Kalbin kör olmayacağını herkes biliyor. burada mecazi bir anlam vardır.

        Eski mısır zamanlarını sümer zamanlarını araştırırsan o zaman bile beyin ile düşünüldüğü bildiklerini ogrenebilirsin.
        ···
   tümünü göster