1. 1.
    0
    okudum ama bence -18 olmalı o yaş ya
    ···
  2. 2.
    0
    up up up up
    ···
  3. 3.
    0
    'Maddi durumu kötü olan çocuklara Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden ücretsiz işitme cihazı verilecek' e-mail'i de gerçek dışı çıkınca hem vatandaşlar hem fakülte yönetimi zor durumda kaldı. E-mail'lerde, sağlık güvencesi olmayan 12 yaş altı çocuklara ücretsiz tedavi imkanı ve işitme cihazı verileceği bilgisi yayılmaya başladı. Üç gün içerisinde birçok insana ulaşan bu yanlış bilginin altında fakültenin tıbbi sekreterine ait iki cep telefonunun numarası da yer alınca vatandaşlar telefonlara sarıldı. Ücretsiz işitme cihazından faydalanmak isteyenlerin telefonları karşısında bunalan sorumlu ise vatandaşları bilgilendirmekten yorulduğunu söylüyor. E-mail'e 'Çevrenizde bu tür çocuklar varsa lütfen benim telefonumu verin' bilgisi de eklenince iyilik yapmak isteyen birçok insan e-postayı tanıdıklarına gönderdi. Sekreter ise çareyi Microsoft'a başvurarak bütün hotmail kullanıcılarına bilgilerin doğru olmadığını içeren bir e-mail yollamakta buldu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Sekreteri Sema Onay, bu e-mail'in kim tarafından ve ne amaçla hazırlandığını bilmediğini söylüyor. Üç gündür telefonlarının susmadığını anlatan Onay, e-mail'in birçok insanı mağdur etmesinden oldukça rahatsızlık duyduğunu ifade ediyor.
    Aranmaktan da rahatsız olduğunu dile getiren tıbbi sekreter, "insanlar bu bilginin geçerli olmadığını öğrenince ağlıyor. Ben bu duruma daha çok üzülüyorum. Arayan insanlardan bana mail atmalarını istedim. Bu e-mail kimlere gitmişse teker teker bilgilendirici bir mail attım. O kadar çaresiz kaldım ki. Çok zor durumdayım." diyor. Daha önce bu tarz bir uygulama gerçekleştirdiklerini ifade eden Sema Onay, yaklaşık 100 çocuğa yardım ettiklerini söylüyor. O faaliyet sırasında da bu tarz bir e-mail atılmadığını belirten tıbbi sekreter, "Arayan insanlara maddi durumlarını soruyorum. Yeşil kartları olup olmadığını öğreniyorum. En azından bir yol göstermeye çalışıyorum. Benim annem de rahatsız. Bu nedenle çok küçük yaşlardan itibaren hastanelerde dolaştım. Onun için gelen insanların derdiyle geldiğini biliyorum. Bu düşüncede olmasam uğraşmazdım. Telefonumu da kapattırdım." diye konuşuyor.
    ···
  4. 4.
    0
    bu yazıları gibseler okumamda faydalı bişey
    @1 şuku
    ···
  5. 5.
    0
    up
    ···
  6. 6.
    0
    - işitme Engelliler ile ilgili istatistiki Bilgiler:

    Ülkemizde işitme engelliler ile ilgi en geniş araştırma Başbakanlık Özürlüler idaresi Başkanlığı (ÖZiDA) ve Devlet istatisitik Enstitüsü (DiE) tarafından 2002 yılında gerçekleştirilmiştir (Türkiye Özürlüler Araştırması-TÖA). TÖA’ya göre ülkemizde işitme özrünün insidansı %0 3.7 olarak bulunmuştur. Ancak, bu sayıya tek taraflı işitme kayıpları da dahil edildiği için, TÖA’da sunulan sayılar incelendiğinde bizim işitme engelli olarak kabul ettiğimiz iki taraflı orta, ileri ve çok ileri işitme kaybı sıklığı yaklaşık %0 2.8 olarak hesaplanmaktadır. Bu olguların da yaklaşık % 40’ının ileri-çok ileri işitme engelliler olduğu görül-mektedir. işitme engelliler, ortaya çıkış yaşına göre incelen-diğinde de, doğuştan işitme kaybı (DiK) sıklığının yaklaşık % 0.1 olduğu hesaplanmaktadır ki bu sayı Gazi (2004) ve Hacettepe (2002) Üniversiteleri’nin yeni doğan işitme taramaları sırasında saptadığı prevalans değerleri ile uyumludur (% 0.1-0.2). Bu durumda ülkemizdeki canlı doğum sayısı 1.300.000 /yıl olduğuna göre her yıl topluma 1.300-2.600 civarında işitme engellinin katıldığını söylemek yanlış olmaz. TÖA’daki sayılara göre işitme engelli sayısı hayatın ilk 10 yılında bu sayının yaklaşık % 20’si oranında artmaktadır ki bu dönem işitme kaybına neden olan çocukluk hastalıkları ve kazaların en sık görüldüğü dönemdir.

    TÖA’ya göre, ülkemizde 0-19 yaşları arasında 63.173 işitme kayıplı çocuk vardır; bunların yaklaşık 47.000’inin iki taraf-lı orta, ileri veya çok ileri kayıplı olduğu tahmin edilmektedir. Bu çocukların eğitimi için ülkemizde 50 işitme engelli özel eğitim ilkokulu ve 14 lise mevcut olup ayrıca 4 de ana okulu var-dır. M. Eğitim Bakanlığı’nın 1998 Bütçe raporuna göre sadece 7.000 işitme engellinin okula gidebildiği bildirilmiştir ki 2003-2004 döneminde de bu sayı, ana okulu dahil, 7.033 olarak bildirilmektedir. Bu durum ülkemizde ‘geç tanı’ ve ‘geç cihazlama’ nedeniyle doğal işitme-konuşma sürecinin kaçırılmasının dışında da önemli bir sorunumuzun olduğunu ortaya koymaktadır: işitme engellilerin yaklaşık olarak sadece % 15’i okula gitmektedir.

    işitme engelliler ile ilgili diğer bir sorun da ülkemizdeki işitme engellilerin işitme cihazı kullanma oranlarındaki düşüklüktür; TÖA’ya göre ülkemizdeki işitme kayıplıların sadece % 20’si işitme cihazı kullanmaktadır. Tek taraflı işitme kayıplılar hariç tutularak, bu cihazların iki taraflı kayıp olanlarca kullanıldığı var sayılsa bile, ülkemizde işitme engellilerin işitme cihazı kullanma oranı % 30’u geçmemektedir. işitme cihazı kullananların sadece ileri-çok ileri işitme kayıplılar olduğu varsayıldığında da en fazla işitme cihazı kullanma oranı % 50’ye çıkmaktadır.

    Elimizde ülkemizdeki işitme kayıplıların pgibolojik ve sosyal gelişmesi ve topluma sağladığı uyumu konusunda yeterli veri yoktur. Ancak, TÖA’ya göre işitme kayıplıların yaklaşık % 38’i toplumla ilişkilerinin iyi olmadığını, % 35’i günlük hayatta karşılaştıkları basit problemleri dahi çözemediklerini, % 38’i iletişim probleminin olduğunu, % 58’i ise devletçe sağlanan ola-nakları dahi kullanamadıklarını ifade etmektedirler. Ülkemizdeki işitme engellilerin istihdam ve iş arama oranları hakkında da elimizde yeteri bilgi mevcut değildir. TÖA’ya gö-re bütün özürlülerin işgücüne katılma oranı % 21.71’dir. iş Kurumu’nun verileri dikkate alınarak bir tahmin yapıldığında, işitme kayıplıların sadece yaklaşık % 8’inin bir iş sahibi oldu-ğu ortaya çıkmakta ve sadece % 5’i de hala hazırda bir iş aramaktadır. Halbuki ülkemizde çalışan nüfusun toplam nü-fusa oranı yaklaşık % 40’dır. işsizlik oranı ise % 10 civarın-dadır. Bu sayılar bize, işitme engellerinin büyük kısmının bir işi olmadığı gibi, daha büyük bir kısmının da bir işe girmeyi dahi düşünecek durumda olmadığını göstermektedir. iş Kuru-mu’nun kayıtlarına göre 2004 yılında iş bulmak için başvuranların sadece % 12’si işitme ve/veya konuşma özürlüdür (muhtemelen bu özür grubuna işitme özründen bağımsız konuşma bozuklukları da (yarık damak-dudak, kekemelik vb) dahil edilmiştir).

    - Ülkemizde işitme Engelliler ile ilgili Sorunlar:

    - Ülkemizde işitme engelinin sıklığı, neden olan hastalık ve risk faktörleri ve diğer tanımlayıcı bilgiler hakkında yeterli araştırma yoktur.

    - Ülkemizdeki sağlık sistemi işitme engellileri erken tanısını sağlamada ve ilk 6 ay içinde cihazlamada yetersizdir. Ülkemizde ortalama tanı ve cihazlama süresi 24 ayı geçmektedir.

    - Her yıl tahminen 1.300-2.600 civarında doğuştan işitme engelli topluma katılmakta ve hayatın ilk 10 yılında yaklaşık 250-500 çocuk daha bu sayıya eklenmektedir.

    - Şu an itibariyle en az 47.000 işitme engelli çocuk ilkokul ve lise çağındadır; bunlara 20-29 yaş grubun-daki 27.000 çocuk da eklendiğinde yaklaşık 75.000 çocuk ve genç eğitim ve mesleki eğitim ihtiyacı içindedir.

    - M.Eğitim Bakanlığı verilerine göre yaklaşık 7.000 işitme engelli çocuk (yaklaşık % 15’i) ilk öğretim ve liseye devam etmektedir.

    - Ülkemizdeki bütün işitme engellilerin tahminen % 8’i bir işte çalışmakta ve % 5’i iş aramaktadır. Geri ka-lan % 87’si çalışma hayatının dışındadır. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık % 40’ının çalıştığı ve işsizliğinde % 10 olduğu kabul edilirse işitme engellilerin topluma üretken bir vatandaş olarak katılma şansları toplu-mun geri kalanına göre yarı yarıya azdır.

    &

    - Ülkemizde yeterli sayıda işitme engelli okulu olmadığı gibi işitme engelli ailelerinde de çocuklarını okula yollama eğilimi de çok yüksek değildir.

    - Ülkemizdeki işitme engelliler okullarında sadece ‘doğal işitsel sözel yaklaşım’ uygulanmaktadır ki bu bu yöntemin başarısı erken tanı ve uygun cihazlamayla doğrudan ilişkilidir.

    - Ülkemizde işitme engellilerin tanı ve cihazlama yaşı en iyi tahminle 2-3 yaştır.

    - Ülkemizde işitme kayıplıların cihaz kullanma oranı en iyi tahminle % 30 civarındadır.

    - Ülkemizde işitme engelliler için alternatif bir eğitim yöntemi olan ‘Tüm iletişim’ yöntemini uygulamaya olanak verecek ‘işaret dili’ eğitimi alt yapısı yoktur.

    - TiD eğitimi deneyimi yok denecek kadar azdır.

    - TiD için sözlük ve gramer hazırlığı son derece yenidir; geliştirilmeye gereksinim duymaktadır.

    - Yeterli sayıda TiD öğretecek eğitilmiş eleman yoktur.

    - TiD üzerine çalışan akademik merkez, Koç Üniversitesi ve Hollanda’daki Merkez hariç, yoktur.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    lan bu ileti maillerde 3-4 sene önce dolaşıyodu, rektörün adı bile aynı.
    milleti kandırmayın, giberunn.
    ···
  8. 8.
    0
    benim 18 yaşında olan var ve fakir ona neden yardım etmiyorlar
    ···
  9. 9.
    0
    iŞiTME ENGELLiLER

    iki grupta ele alınmaktadır. Bunlar;
    A-Sağırlar: Gerekli düzeltmelerden sonra ana dilini konuşmayı olağan yollardan öğrenmeyi engelleyecek kadar fazla ve bu yüzden özel eğitim gerektiren çocuklardır.
    B-Ağır işitenler: Düzelttikten sonra, iyi işiten kulağındaki işitme kayıpları olağan yollardan ana dilini öğrenmesini ağırlaştıracak derecede olup bu yüzden özel eğitimi gerektirenler ağır işitenlerdir.
    Aileye Öneriler

    1 Doğal ve açık ifadelerle konuşulmalı, ses tonu fazla yükseltilmemelidir.
    2.Davranışsal iletişimden (dokunma gibi durumlar) kaçınılmalı ve işitme engelli –çocuğun işitme kalıntısını kullanabilmesi için sözel iletişim kurulmalıdır.
    3. Çocuğun hareketleri istenmeyen şekilde olursa hayır diyerek ikaz edilmeli, eğer çocuk sözel cezadan anlamıyorsa yüz ifadenizi değiştirerek istenmeyen bir hareket yaptığının farkında olunmasına yardımcı olunmalıdır.
    4. işitme engelli çocukta normal işiten çocuk gibidir. Diğer çocukların arasına, oyunlarına katılmak ister. Bu nedenle çocuğun sahip olduğu engeli, onun sınıfta bulunmadığı bir zamanda, sınıf arkadaşlarına anlatılmalıdır.
    5. işitme engelli çocuğa konuşmayı kazandırmak için ~tek tek sözcükleri öğretmek yerine günlük doğal ortamlardan yararlanın. En kolay ve kalıcı öğrenme yaşantılarımız aracılığıyla kazanılan öğrenmedir.
    6. işitme engelli çocuğu konuşması için zorlamayın; ama onda konuşma ihtiyacı yaratın. Çocuğu konuşması için zorlamanız onda bıkkınlık yaratacaktır. Konuşmaya ihtiyaç duymasını sağlamak gelişimi için çok daha önemlidir.

    7. Çocukluktan ergenliğe geçişte işitme engelli gençlerde işitme engelinden dolayı işiten akranlarıyla arkadaş edinmede güçlükler, cihaz takmada isteksizlik gibi sorunları görülebilir. Bu sorunlar çocuğunuzla kuracağınız yakın ve içten bir iletişim giderilebilir.
    8. Çocukluktan ergenliğe geçişte işitme engelli çocuklarında mutlaka yapamadıkları, beceremedikleri şeyler vardır. Gelin biz onların yapamadıklarına beceremediklerine değil de yapabileceklerine güçlü yönlerine bakalım, onları geliştirmeye çalışalım.
    9. Çevrenizden size bir çok öğüt, fikir verenler olabilir. Sizler ancak deneyimlerine ve bilgisine güvendiğiniz kişilere ve uzmanlara danışın, onların söylediklerini dikkate alın.

    Öğretmene Öneriler
    1. işitme engelli çocuklar için sınıfta en uygun oturma yeri sağlanmalı, öğretmene en yakın bulunan ve onu en iyi şekilde görebileceği bir yere oturtulmalıdır.
    2. işitme engelli çocukla iletişim kurarken ona dinlemesi ve düşünmesi için zaman tanıyın, çocuğun ne söylediğinizi anlayıp anlamadığını araştırın, çocuğa bazı şeyler sorun ve size doğru cevap verip vermediğine bakın.
    3. işitme engelli çocukların kendilerini anlatma zorlukları olduğundan, sınıfta onlara daha fazla zaman ayırın ve kendisini ifade edebileceği farklı yollan anlamaya çalışın.
    4. işitme engelli çocukların ilgi-yeteneklerini en iyi şekilde kullanabilmeleri için çocuğu pek çok yönü ile değerlendirin ve ona en uygun olan eğitim programlarını saptayın. Bu durum aile ve diğer derslere giren öğretmenlerle işbirliği yapılarak ortaya çıkarılır.
    5. işitme engelli (ağır işiten) işitme cihazı kullanıyorsa müzik yeteneğini geliştirmeye ve program dışı grup faaliyetlerine katılmaya teşvik edin.
    6. işitme engelli çocuklar öğretmeni tarafından zamanında fark edilmez ve gerekli önlem alınmazsa bu engelinin dışında bir takım uyum güçlükleri geliştirebilirler. işitme engelli çocuk bu engelini gizlemek için yalnızlığı yeğler. Sınıf içinde geçen konuşma, tartışma, soru ve direktifleri anlamayabilir. Bu anlamayış onu alay konusu haline getirebilir. Öğretmen bunları dikkate alarak, sınıfta bazı önlemler almalıdır
    7. işitme engelli olan çocuklar sınıftaki etkinlikleri ya gözle ya da sürekli ve zorunlu bir dinlemeyle izlemeye çalışacaklarından ötürü bu çocuklar diğer öğrencilerden daha çabuk yorulabilirler Bu husus öğretmen tarafından dikkate alınmalıdır.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    0
    bunu uplamak lazım..
    ···
  11. 11.
    0
    Tanım: Çalıştığı eğitim kurumunda işitme engelli öğrencilere eğitim veren kişidir.

    Görevleri :

    işitme engelliler sınıf öğretmeninin işitme engelli öğrencilere hangi yöntemlerle, hangi bilgi, beceri ve tutumları kazandıracağı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanan öğretim programlarında (müfredat programı) belirtilmiştir.
    işitme engelliler öğretmeni bu program çerçevesinde;
    - Çocukları dinlemeye ve konuşmaya teşvik eder. Bunun içinde işaret dili ve dudak okumayı zorunlu olduğu hallerde yardımcı olarak kullanır, kullandırır,
    - Çocuğa kişilik kazandırmak ve onu hayata hazırlamak için eğitim ve öğretim yöntemlerini sabırla, şefkatle ve bilhassa çocuğun kişisel özelliklerini ve yeteneklerini dikkate alarak uygular,
    - Eğitim ve öğretimini üzerine aldığı çocukların davranışlarını gözlemler, yeteneklerini geliştirici etkinlikler düzenler,
    - Yemekhanede, yatakhanede, bahçede, spor alanlarında ve serbest zamanlarını değerlendirme sırasında çocuklarla beraber olmak suretiyle onlara iyi alışkanlıklar kazandırmak, kötü davranışlara karşı önleyici tedbirler almak için rehberlik yapar,
    - Nöbetçi olduğu günlerde okulda düzen ve disiplini sağlamak üzere görev yapar.
    Mesleğin getirdiği özellikler :

    işitme engelliler sınıf öğretmeni olmak isteyenlerin;
    - Üst düzeyde genel yeteneğe sahip,
    - Sözel yeteneği gelişmiş,
    - Sosyal bilim konularına ilgili,
    - insanlarla, özellikle işitme engelli çocuklarla uğraşmaktan, onlara yardım etmekten zevk alan,
    - Düşüncelerini başkalarına açık bir biçimde aktarabilen,
    - iyi bir öğrenme ortamı sağlayabilen,
    - Dikkatli, işine özen gösteren,
    - insanlarla iyi iletişim kurabilen, sevecen, hoşgörülü, sabırlı,
    - Öğrencilerin duygu ve düşüncelerini anlayabilen,
    - Kendini geliştirmeye istekli, coşkulu, yaratıcı,
    kimseler olmaları gerekir.
    Çalışma ortamı : işitme engelliler sınıf öğretmeni Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda sınıf ortamında çalışır. Çalışma ortamı biraz gürültülü ve tozludur. Uzun süre ayakta kalabilirler.

    iş bulma olanaklari :

    Meslek elemanlarının büyük çoğunluğu Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullara Sınıf Öğretmeni (işitme Engelliler) olarak atanmakta, ayrıca branş derslerine girmemektedirler.
    MEB bağlı rehabilitasyon merkezlerinde ve rehabilitasyon okullarında çalışabilirler. Bireysel ve grup derselerine girerler.
    Eğitim aldiği yerler : Mesleğin eğitimi, Eğitim Fakültelerinin işitme Engelliler Öğretmenliği bölümünde verilmektedir.

    Eğitime giriş koşulları : Bu bölüme girebilmek için Öğrenci Seçme Sınavında (ÖSS) yeterli Sözel (SÖZ) puan almak gerekmektedir. Ayrıca daha önceki yıllarda Özel Eğitim Öğretmenliği ve Özel Eğitim Bölümü mezunları da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu alanda öğretmen olarak atanabilirler.

    Eğitim Süresi : Mesleğin eğitim süresi 4 yıldır. Eğitim süresince, Eğitime Giriş, Matematik, Fen Bilgisi, Sosyal Bilgiler, Özel Eğitime Giriş, Pgiboloji, Dil Gelişimi ve iletişim, Sağlık Bilgisi ve ilk Yardım, Türkiye Tarihi, Eğitim Yönetimi, Öğrenme Pgibolojisi, Ses Bilimi ve Ses Bilgisi, Pgibolojik Danışma ve Rehberlik, işitme Engelli Çocuklarda Dil Gelişimi, işitme Engelli Çocuklara iletişim Becerileri Kazandırma, Aile Eğitimi, Türkçe Eğitimi, Özel Eğitimde Yasa ve Yönetmelikler, Öğretim Materyalleri Hazırlama Teknikleri, işitme Cihazlarının Kullanımı vb. dersler verilmektedir. Öğrenciler, eğitimleri sırasında okullarda uygulama yapmaktadırlar.

    Meslekte ilerleme :

    Üniversitelerde lisans üstü eğitimden sonra araştırma görevlisi, doçent ve profesör unvanını alabilirler.
    Çalıştıkları okullarda idari görevlere yükselebilirler.
    BENZER MESLEKLER: Zihin engelliler öğretmenliği, görme engelliler öğretmenliği.
    Burs kredi ve ücret durumu :

    Bu programı ilk beş tercihinde gösteren ve bu programa yerleştirilen adaylardan belirli sayıda olanlara Milli Eğitim Bakanlığı’nca burs verilmektedir.
    Öğrenciler Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu?nun imkanlarından veya çeşitli kuruluşların burslarından yararlanabilirler.
    Eğitim sonrasında, meslek dersi öğretmeni olarak görev alanlar 9. derecenin 1. kademesinden göreve başlarlar. Her yıl tüm öğretmenlere öğretim yılı başında eğitim – öğretim tazminatı adı altında bir ödeme yapılmaktadır.
    Bu bölümde işitme kaybı 70 desibel’den fazla olması nedeniyle normal eğitim ve öğretim etkinliklerinde işitme gücünden yararlanamayan sağırların ve tüm düzeltmelere karşın işitme kaybı 25-75 desibel arasında olan, çeşitli yardım ve araçlarla eğitim ve öğretimden yararlanabilecek ağır işiten çocukların eğitimini gerçekleştirebilecek öğretmenler yetiştirmek amacıyla eğitim ve araştırma yapılır. Mezunları özel eğitim kurumlarında ve sınıflarda, sağırlar okullarında öğretmen olarak çalışırlar. Devlet Personel Yasası hükümlerine göre öğrenim düzeylerine uygun maaş ve ders ücreti alırlar.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    0
    ACUN Ilıcalı imza attığı her programı başarıya taşır. Onunla aynı grupta Amerika’ya gitmiştik.
    Jack Daniels viskisinin üretildiği kasabada birkaç gün birlikte geçirdik.
    O zamanlar sadece “Acun Firarda” progrdıbını yapıyordu.
    Son derece nazik, zeki, içten, ışığı güçlü bir genç adam tanıdım o gece.
    Bir hafta on gün süren gezimizde bol bol konuştuk.
    insanlar yolculukta içki masasında belli olurmuş.
    Acun içmez ama yolculukta keyifliydi.
    Dönüşümüzden sonra “tutmayın artık onu” grafiğini çizdi.
    Kendi yapım şirketini kurdu, programları birbirini izledi.
    Ama…
    Bütün bunları “sosyal sorumluluk projele-riyle” taçlandırması dikkat çekiciydi.
    iki ay kadar önce telefonda “Güneri abi bir rüyam var” diye girdi söze…
    “Yok Böyle Dans” projesini anlattı.
    Müthiş heyecanlıydı…
    “Hedefinin, buradan sağlanacak gelirle 0-6 yaş grubu işitme engelli çocuklara ilköğretim öncesi eğitim verecek bir okul kuracağını” söyledi.
    Bu alanda uzman doktor olan ağabeysiyle böyle bir okulu daha önce de kurmuşlardı.
    Bu ikincisi…
    Duygulanmıştım…
    Ve “senin de bu proje için dans etmeni istiyorum. Kabul eder misin?” diye sordu.
    Başka hiçbir şey konuşmadık.
    “Sen varsan, ben de varım” cevabını verdim.
    işte benim dans gösterisine kalkışımım böyle başladı.
    Zaten daha ilk turlarda eleneceğim kanısın-daydım.
    Çorbada tuzum olsun istedim.
    Yoğun çalışma ajandam nedeniyle, dans öğretilerine ve provalarına yeterince vakit ayıramadım.
    Bu saatten sonra benden dansçı performansı çıkmaz.
    Dostlarım ve program izleyicilerinin çoğunluğu da anlaşılan bu gözle izlemişler.
    Ayrıca bu bir dans değil, koreografi…
    Partnerim olan Roswitha Wieland koreografiyi hazırlıyor ve beni de çalıştırıyor.
    Ne kadar prova o kadar iyi sonuç.
    Bernal Show dans eden çiftleri izlerken “peki ama neden ayakta” diye sormuş.
    Yani cinsel mercekten bakmış.
    Fakat o tarihler çok gerilerde kaldı.
    “Yok Böyle Dans” bağlamında laf dokundurmaların 2010 yılında hâlâ “cinsel mercekle bakarak” yapılmasına ne denilebilir?
    Cevabı, pgibanalizin atası Freud’da.

    Dipnot : Acun ILICALI işitme engelli çocuklara destekleriniz için teşekkür ederiz. ( Edremit işitme engelliler derneği )
    ···
  13. 13.
    0
    up up up up up
    ···
  14. 14.
    0
    G- işitme Kayıplı Çocuğun Dinleme Becerisini Geliştirmek için Temel Kurallar

    § Sesleri fark ettiğiniz anda onun da fark etmesini sağlayın.

    § Gözlerinizi iyice açarak kulağınıza dokunun ve ‘‘Sesi duydun mu?” sorusunu yöneltin.

    § Ses ve ses kaynağını eşleştirin (örn: köpek ve hav hav sesi)

    § Sese karşı herhangi bir tepki verdiğinde onu ödüllendirin.

    § Çocuğunuz için eğlenceli olacak dinleme alışkanlıkları geliştirin.

    H- işitme Kaybı Olan Çocuğun Konuşma Gelişimini Desteklemek için Öneriler

    1. Çocuğunuzun dikkatini çekmek için;

    § Çocuğunuzun boy seviyesine inerek yüzünüze bakmasını, dudak hareketlerinizi ve mimiklerinizi takip etmenizi sağlayın.

    § Normal bir ses tonu ile konuşun. Dudaklarınızı abartmayın.

    § Sesiniz ve konuşma şekliniz eğlendirici olsun.

    § Çocuğunuzun her zaman aktif katılımı sağlayın. Unutmayın ki lisan yaşanırken öğrenilir.

    2. Anne ve babanın konuşmalarında uyması gerekli kurallar;

    § Yaşadığınız an ve bulunduğunuz mekan hakkında konuşun.

    § Çocuk merkezli konuşun, onun ilgisini çeken konuları saptayın.

    § Basit ve kısa cümleler kullanın.

    § Açık konuşun.

    § Çocuğunuza yönelik konuşun.

    § Her şeyin adını kullanın.

    § Çocuğunuzun duygularını ve düşüncelerini tahmin ederek ona ifade edin.

    § Çocuğunuzun yanıtlaması için fırsat verin.

    § Anlaşılıncaya kadar mesajı tekrarlayın.

    § Konuşurken kullanacağınız tek kelimeyi cümleye dönüştürün (cümle içinde kullanın).

    3- Anne ve babanın işitme kayıplı çocuğu ile konuşurken dikkat etmesi gereken konular;

    § Çocuğunuzu konuşması için cesaretlendirin, ona şans tanıyın. iyi bir dinleyici olmayı deneyin.

    § Konuştuğu zaman ona karşılık verin.

    § Söyleyemediği kelime ya da ifadeleri tamamlayın.

    § Kelimeleri tekrarlayarak cümle içinde kullanın.

    § Yeni kelimeler kullanarak kelime hazinesini geliştirin.

    § Yanlış ifadeler kullandığında bunu tekrarlayarak düzeltin

    § Çocuğunuz bir fikrini ifade ettiğinde daha fazla bilgi ekleyerek düşüncesini geliştirin.

    I- işitme Engelli Çocukların Eğitiminde Okul Seçimi

    Bu çocuklar için okul seçimi yapılırken takvim yaşı ve konuşma ve lisan yaşı arasındaki farklılık göz önünde bulundurulur. Önemli olan çocuğun takvim yaşının okul çağı seviyesine gelmesi değil, lisan ve konuşma yaşının okul yaşantısını sürdürebilecek durumda olmasıdır. Bu nedenle, okul seçimi yapılırken çocuğun zihinsel, duygusal, lisan ve konuşma gelişimi değerlendirilir. Ayrıca, ailenin eğitime katılımı ve desteği de okul seçimini etkiler. Bu kriterlere uygun olan çocuklar, özel eğitim ve danışmanlık programlarında ve normal işiten çocukların eğitim aldıkları okullarda eğitim yaşantılarını sürdürebilirler.

    J- Tek Taraflı işitme Kaybı Olan Çocuğun Eğitimi

    Bu çocuklar sınıfta tercihli oturtulmalıdır. Öğrenme güçlüklerinin en aza indirgenmesi ve sesin geldiği yönü bulma problemlerinden kaynaklanan işitsel algı bozuklukları için danışmanlık almaları yeterli olur.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    up
    ···
  16. 16.
    0
    ap ap ap
    ···
  17. 17.
    0
    up up .
    ···
  18. 18.
    0
    upupupupup
    ···
  19. 19.
    0
    Okumadım ama up up up
    ···
  20. 20.
    0
    dıbına koyayım desene maille geldi diye hiç umut bağlamazdık
    ben olayı bizzat sen duyuruyosun sandım amk
    ···