1. 726.
    +2
    O kadar bunalmıştım ki haftaiçi, Pazartesi ve Salı günü istanbul’da eğitimlere katılmış, döndüğümde ise zaten sallantıda olan bölgeyi toparlamak için deli gibi çalışmıştım.
    Eczanelere de giriyordum artık ama onlar tamamen paraya bakıyorlardı.
    Yıllarca ziyaret zütürmeyip bir anda kapıları çalınınca ellerindeki kozun farkına varmışlardı.
    Doktor reçetesini karşılamak ve yeri geldiğinde ilaç yapmak gibi görevleri olan bir kurum tamamen ticarethaneye dönüşmüştü artık.
    Aynı non-etik doktorlarda olduğu gibi hangi ilacın maması daha fazlaysa o ilaç çalışılıyordu.
    Benim ise reçetemden başka bir avantajım yoktu.
    Cuma gecesi kafam işle ilgili bir dünya şeyle dolu, dağevine girdim.
    Vodkamı açıp ertesi günün atyarışı bültenini çıkardım.
    Tek başına içmeyi seven biriyimdir, derin konuları düşünmek ise atasporum.
    ’Sahi Hande diye bir kız vardı lan’ ‘ve Fulya tabi ki, bu gecelerin karanlık olmasının sebebi..’.
    iş hayatı ne kadar gerse de, haftasonu olduğunda şirket hattımı kapatıyor tamamen özel hayatıma entegre oluyordum.
    Bilgisayarımı açtım ve eskileri yad edebileceğim bir şarkı seçtim arşivden..

    (bkz: http://fizy.com/#s/12fes5)
    ···
  2. 727.
    +1
    Çok mutlu anlarım oldu benim; çok umutsuz dönemlerim de..
    Ama baki kalan tek şeydi yenilik; ölmeyen tek şey.
    Fulya’nın tek rakibiydi yani; yeni acılar, yeni kadınlar, yeni hayaller, yeni hedefler..
    Ancak böyle öldürebilirdim onu.
    Bu evde bir cesedim yoktu henüz elleriyle boğduğu ama yalnızlığımı yüzüme vuruyordu bir yerden tanıdık gölgelerim.
    Omuzları dik görünse de simsiyahtı ruhum gibi.
    Işık nereden vuruyorsa ona göre şekil alıyordu mesleğim gibi..
    Henüz bir şarkımız yoktu, Fulya ile yeni başlamış sayılırdık.
    Hatrı sayılır bir kavga sonrası barışmış ve tenha bir cafede birbirimize sarılıp tek kelime etmeden çalan müzikleri dinliyorduk.
    Ona ‘kıvılcım dudaklım’ diye seslenirdim genelde ve yeni yeni çıkmıştı Duman’ın ‘Herşeyi yak’ coverı.

    Beni yak kendini yak, her şeyi yak
    Bir ‘kıvılcım’ yeter, ben hazırım bak
    ister öp okşa, istersen öldür…

    Şarkı o ana dek hiç dikkatimizi çekmemişti, göz göze geldik, gülümsedik ve şarkı bitene kadar öpüştük; artık bir şarkımız vardı.

    (bkz: http://fizy.com/#s/16krlj)
    ···
  3. 728.
    0
    beyler bugünlük yeter, yarın görüşürüz
    ···
  4. 729.
    0
    bir iki bişiler daha yazaydın okuyorduk ne güzel.
    ···
  5. 730.
    0
    şok şok şok
    ···
  6. 731.
    0
    günaydınlar. beklemedeyiz.
    ···
  7. 732.
    0
    okunayanı gibmemişlerse ben giberim lan
    ···
  8. 733.
    0
    günaydın beyler, 10:30 gibi başlarım
    ···
  9. 734.
    +2
    Bana attığı bütün mesajları saklamıştım; oturup tek tek okumaya başladım hepsini.
    ‘iyi ki varsın ela gözlüm ve iyi ki doğdun; kollarında unuttum ben her şeyi ve gözlerinde büyüdüm..Çok seviyorum seni..’
    Ve benim ona doğumgününde attığım mesaj
    ‘sen doğarken ağladığında, ben sonsuza dek güleceğimi bilemezdim.’

    O günler, o anlar, o döneme ait her şey masal gibi geliyordu artık.
    Yaşadığım bunca şey fazlasıyla yıpratmıştı ve sığınabildiğim tek huzur kapısıydı Fulya.
    Peki Fulya tarafında neler oluyordu?
    Kimdi onu evine bırakan herif?
    Neler yaşamıştı benim olmadığım dönemde?
    Ya tekrar başlarsak tüm bunları sorgulamayacak mıydım?
    En güzeliydi onu dışarıdan sevmek…
    Mutluluk denen şeye inanmaz olmuştum, insanın böyle bir ihtiyacı olmadığını düşünüyordum artık.
    iş hayatında sevdiğiniz işi yapmak çok önemlidir ama orada mutluluk arayamazsınız.
    Tatminiyet ararsınız, kimisi için bu paradır, kimisi için statü, kimisi için bir meşguliyet…
    Özel hayatımda ise kankalarımla vakit geçirmekti tek mutluluk kaynağım.
    Kadınlarda ise aradığım tek şey gerçekti ve gerçek şeytanın gizlendiği yerde olurdu hep.
    ···
  10. 735.
    +1
    Sahi bir Hande vardı?
    Barlarda kucaktan inmeyen, yazlığa gittiğimizde bakire kesilen..
    Hasta olmuştu telefonlarına cevap vermediğim için, bunalımlardaydı ve millete de kendisini zorladığımı anlatmıştı hani.
    Bacakları geldi aklıma, en ufak bir çarpıklık unsuru yoktu; uzun ve bembeyazdı bacakları.
    Çok güzel bir hatundu Hande ve görüşmeyeli –daha doğrusu telefonlarını açmayalı- uzun zaman olmuştu.
    Aynı dönemde Ayten ile de beraber olduğum için çok da üstüne düşmediğim bir konuydu kendisi.
    Gece yalnızlığımı kusuyordu yüzüme ve Hande olayına el atmanın vakti gelmişti.
    Saat gece 10 gibi aradım; 8-9 kere çaldı ama açan olmadı.
    Sanırım misilleme yapıyordu veya gerçekten görüşmek istemiyordu.
    Gerçi telefonu açsaydı ne diyeceğimi de bilmiyordum; tamamen akışına bırakacaktım her şeyi.
    Kafamda kurduğum tek şey Hande’nin yataktaki çıplak haliydi.
    Votkamdan bir yudum aldım ve düşünmeye başladım telefonu açsaydı nasıl bir giriş yapacağımı; muhtemelen daylami denen elemanla birbirimize girdiğimizi biliyor olmalıydı ve suçlu olan kendisiydi aslında.
    Yine de üste çıkmak riskliydi; sıradan bir sohbet olmalıydı.
    ’Bayadır aramak istiyordum, rüyamda gördüm vs..’ gibi bir giriş gayet uygun görünüyordu.
    Bunları düşünüp planlarken telefon çaldı; arayan Hande’ydi..
    Açmadım telefonu, birkaç dakika sonra arayıp meraklanmasını sağlamak istiyordum ve zamanı geldiğinde aradım;
    ···
  11. 736.
    0
    rezervasyon
    ···
  12. 737.
    0
    rezerve
    ···
  13. 738.
    0
    rezerved
    ···
  14. 739.
    +1
    -Hande merhaba
    -Merhaba Todon, hayrola?
    -Bir süredir aramak istiyordum
    -Sebep?
    -Belki de yanlış yaptım bilmiyorum, rüyamda gördüm de seni, merak ettim..
    -iyiyim iyi olmasında ama nasıl gördün?
    -Şey, kötü görünüyordun.. büyük bir kalenin surlarında tek başına ağlıyordun..
    -Sen ne yapıyordun o sıra?
    -Rüya görüyordum..
    -Hahaha, onu biliyorum, sen de orada değil miydin?
    -Değildim sanırım, tek hatırladığım sensin
    -Hatırlanıyor olmak güzel..
    -iyi olmana sevindim, merak etmiştim.. arayıp aramamakta kararsızdım ama aramayı seçtim
    -Neden kararsız kaldın?
    -Açmayabilirdin, bana kızgın olabilirdin
    -Kızgınım zaten..
    -Üzgünüm, çok sıkmayayım seni, sesini duymak iyi geldi..
    -Dur bir saniye..
    ···
  15. 740.
    +2
    sıradaki hedef: hande

    roket kitlendi, vuruşa hazır
    ···
  16. 741.
    +1
    -Efendim
    -Gerçekten bunları söylemek için mi aradın?
    -Evet gerçekten rüyamda gördüm ve merak ettim..
    -Beni merak ettin yani?
    -Hande üzgünüm sana yaşattığım şeyler için, seni kırmak gibi bir niyetim yoktu ama
    -Bunu biliyorum, iyi birisin sen
    -Neyse belki görüşürüz daha sonra, bitirmem gereken bir şişe votka var
    -Hala içiyoruz yani
    -Hala yaşadığıma göre?
    -Sesini duymak iyi geldi..
    -Bu tekrar duymak istediğin anldıbına geliyor olmalı?
    -Ne kadar korksam da hayır diyemem buna
    -Ben de sesini duyduğuma sevindim, belki haftaiçi uğrayacağım Buca tarafına
    -Ara geldiğinde, bir de çok içme lütfen…
    -Tamam görüşürüz..
    -Görüşürüz
    ···
  17. 742.
    +1
    Sırf arkadaşlarına olayları çarpıttı diye canını yakmak adaletli bir davranış değildi ama hayat hiçbir zaman adil olmadı ve olmayacaktı da..
    Aslında dediği gibi iyi biriydim ben; ne olmuştu bana?
    Çok kadın girmişti hayatıma ve nedense hiçbiri için bir ‘pişmanlık sebebi’ olmamıştım.
    En ücra acıları tattırdıklarım bile ilişkimizi yanlış görse de ‘yaşanması gereken bir şeydi’ diye adlandırıyorlardı beni; oysa benim için zerre anlam ifade etmiyorlardı.
    Fulya’yı ve hatıralarını kafamdan atmanın tek yoluydu yeni maceralar.
    Hande atlanmaması gereken bir duraktı; içimde kalan bir ukte gibi..
    Görüştüğümüz ilk gün düzmek istiyordum onu.
    çok masumane konuşmuştu telefonda ve bir daha benimle beraber olursa çevresinden de ciddi tepki alacağını biliyor olmalıydı ama her kadın gibi umursamayacaktı bunları büyük ihtimalle.
    Karşı koyamadıkları bir içgüdüydü sanki bu; tehlikeye ve gösterişe gözleri kapalı atlıyorlardı ve tabi ki canları yanacaktı.
    ilişki denen şey kadınlar için ‘acı vermek ve acı çekmek’ anlamı taşıyordu mutluluktan önce ve ben o 2 tercihten sadece biri için yaşıyordum Fulya’dan sonra.
    ···
  18. 743.
    0
    rezene
    ···
  19. 744.
    0
    reserved
    ···
  20. 745.
    0
    "ilişki denen şey kadınlar için ‘acı vermek ve acı çekmek’ anlamı taşıyordu "

    bilemedim ben onu
    ···