Arkadaşlarimla eve gidiyodum. Evin onune geldiğimde polis arabalari vardi . Babami goturuyolardi. Hemen yanina kostum ve ona sarildim. Sonra onu polis arabasina koyup goturduler. Icim cok kotu olmustu. Agliyamiyodum. Gozlerim kapandi ve bi anda bayildim.

Gozlerimi actigimda onumde bi kadin vardi. Ona nerede oldugumu sordum. Benim sesimi duyunca bi anda sasirdi. Daha sonra yuzu bembeyaz oldu ve disari kostu. Sonra bi adam bi tanede kiz girdi iceri. Bana iyi olup olmadigimi sordular.

Iyi oldugumu soyledim. Saat kac dedim. Adam bana 12.30 dedi. Tamam dedim ve kalkmaya calistim. Kalkamiyodum cunku ellerimde kelepce vardi. Pgibopat ve ruh hastalarına taktıklarından.

Korktum bune diye bagirdim kiza. Kiz cok guzeldi. Mavi gozlu ve kumraldi. Yuzu kucuk ve kendiside minyondu. Ama benim yaslarimda oldugu cok belliydi.

Panpalar devam etmemi isteyenler şukulasın 1 kişi bile olsa devam edicem.

ilk 20 rez alan kişiyide bu antriye eklicem

Beni tam 2 saat cozmediler. Bi hemsire gelip cesitli sorular sordu sonrada gidip doktoru cagirdi. Doktor geldi ve yorganı uzerimden çekti. Sonra karnımı açıp bi ine soktu . Çok acıyodu. O ignenin icinde ne vardi bilmiyorum ama butun damarlarimda nanenin ağzını yakması gibi bi his vardı. O anda adam bileğimi tuttu ve kenardaki ameliyat aletlerinin olduğu kutuyu yanina cekti. Içinden kalin bi neşter alip bi anda bileğime vurdu. Bileğimden oluk oluk kan geliyodu.

Orada koluma baktım. Bi süre kan geldikten sonra siyah bi sıvı gelmeye başladı . Korkuyodum gençler hemde çok korkuyodum.

Bi süre sonra o siyah şey artık gelmiyordu, sadece kan...

Bayılmışım. Bu bayılma işleri beni cidden çok yoruyordu. Uyandığımda kolumda dikişler vardı ve üzeri sarılıydı. Uyandığımda yanımda bileğimi kesen doktor, o kız ve yanındaki kadın vardı. Ve sanırım farklı bi odadaydım.

Devamini isteyenler lutfen kendini belli etsin dedigim gibi 1 kisi bile olsa yazicam

Konuşucak halim yoktu. Bende biraz etrafıma baktıktan sonra gözlerimi yumdum ve uyudum. Rüyamda o kızı gördüm. Çığlıklar atarak bana koşuyodu. Ben kımıldıyamıyodum. Ve bana sarılmaya çalışınca bi anda kayboldu ve hareket etmeye başladım. Sonra ağlayarak yere yattım ve intahar ettim.

O rüyayı gördüğüm gün ağlayarak uyandım. Kız bana bakıyodu. O gözlere ömrünü verirsin okadar güzeldi. Göz yaşlarımı sildi ve bana ağlama işareti yaptı. Ben yavaşça doğruldum ve sordum
-neden burdayım? O doktor neden kolumu kesti? Nezamandır yatıyorum burda?
-...
-niye cevap vermiyosun?
-...
-peki . Mağdem öyle bende konuşmuyorum anasını satim.
 
Bıraz gülümsedi. Yüzünde 2 tane gamze vardı. Bi an beni senin gamzelerine gömsünler diye bağırasım geldi ama ilk defa tanıştığım kıza bukadar yakın olmak iyi olmazdı.

O gülünce içim bi hoş oluyodu. Ona bakarken gözlerimi ondan ayırasım gelmiyodu.

O sabah benim için çok iyiydi. Çünkü babamın yanına gidicektim. Kahvaltımızı nergiz teyzeyle sinem beraber hazırlamışlardı. Beraber bi şekilde kahvaltımızı yaptık. Ellerinize sağlık dedikten sonrada üzerimi giyindim, nergiz teyze ve sinemle dışarı çıktık.

Hapishaneye vardık. Ziyaretçi odasında beklemeye başladık. Babam geldiğinde çok heycanlanmıştım. Annem ben daha 2 yaşındayken ölmüş. Babamsa beni tek başına büyütmüş.

Lafı gelmişken kendimi size tanıtayım. Benim adım yasin ve 19 yaşındayım. Okumadığım için babama yardımcı olmak babında çalışmaya başladım. Zaten babam hastaydı bi bakıma. Bacağı sakat olduğu için amelelik yapamıyodu. Zaten ben çalışmaya başlayınca babama hiçbişekilde çaslıştırmadım.

Neyse işte babam içeri geldiğinde çok heycanlanmıştım hemen ayağa kalktım ve babama sarıldım. Ağlamaya başladım. Babamda ağladı ve oturduk dertleştik. Aslinda ben 3 aydir hic bisey yasamamiştim ne anlata bilirdim ki. Ama öyle değil insan kendini boş bi rüyada gibi hissediyo. Tek fark bu rüya biraz daha uzun sürüyodu.

Bu, gecenin son partıydı panpalarım. Inşallah yarın akşam tekrar yazmaya başlicam.

Vücudunda bişeler birikmeye başlamış. Tam 1 ay boyunca hiç hareket etmedin sonrada kendine geldin. Bütün vücudun kıpkırmızı olmuştu. Önce korktum doktoru çağırdım. Sonrasında zaten olanları biliyosun.

Ben bunları dinleyince zaten içim bi garip oldu. Direk odama gittim. Yattım ve düsünmeye başladım. Kendimi iyi hissetmiyodum. Bu hikaye beni rahatsız etmişti. Zaten bunları düşünürken uyumuştum çoktan.

Sabah uyandığımda sinem yanımda beni izliyodu. Bu beni ürpertiyodu ama yinede hoşumada gidiyodu bi yandan. Gözlerimi açtığımda bana baktı ve gülümsedi. Bende gülümsedim ve ona ;
-selam sinem hanım. Bugün daha bi konuşkan gördüm seni.
-...
Bıraz güldü.
-oo gülerken gamzelerinde belli oluyo.
-...
-neyse sen konuşma ben deli gibi kendimle konuşurum.
Yine güldü. Bu sefer daha içten güldü ama sanki daha samimi bi gülüştü.

Son 1 part daha aticam gencler

Bu sözlerden sonra bişey diyemedim. Sadece düşündüm. Sonra yavaşca kafamı kaldırıp kadına sordum;
-peki ben ne zamandır o hastahanedeydim ve benim ellerim neden bağlıydı? O doktorun bana yaptığı iğne neydi? Neden bileğimi kesti? Bileğimden çıkan siyah şey neydi?
-bak oğlum, benim adım nergiz. Bu kızım. Onun adıda sinem. Kendisi dilsiz. Bunun sebebi onu babası çok döverdi ondan dolayı pgibolojik sıkıntıları oluştu. Sana herşeyi anlatıcam ama önce sakinleş.

Sen babanın polis arabalarıyla zütürüldüğü gün orda bayıldın. Ben senin arkandaydim. Sen bayilinca ambulansi ben aradim. Tam 3 ay uyudun ama normal bi uyku değildi bu. Doktorlara göre bi şoka girdin ama vücudun sürekli hareket ediyodu. Sen uyumaya başladiğindan beri 2 ay geçmişti ki...

Bıraz gülümsedi. Yüzünde 2 tane gamze vardı. Bi an beni senin gamzelerine gömsünler diye bağırasım geldi ama ilk defa tanıştığım kıza vukadar yakın olmak iyi olmazdı.

Sonuç olarak sessizce oturduk. Aradan 1 hafta geçti o kadin ve kız benim taburcu olmamı falan beklediler ve işlerimi hallettiler sağolsunlar. Beni evime zütürdüler yani babami polisler almıştı ve hapse atmıştı. Zaten bitek bunu biliyodum.

Neyse iste en sonunda evime gelmiştim ve iceri girdikten sonra oturdum kadin ve kizda oturdu. Onlara sordum babam nerde diye, bana hapse atıldığını söyledi. Peki suçu ne diye sordum, bana adam öldürmek ve gasp. Kimi gasp etmiş ki babam asla para için adam öldürmez dedim, benim kocamı öldürdü sağolsun benide kurtardı. Benim kocam şerefsizdi. Kendisinin bankada birsürü parası olmasına rağmen bize 1 kuruş getirmezdi. Senin baban onu öldümüş, iş yerindeki kasasındaki tüm parayı almış. Sonra o parayı bize getirdi. Bize sana sahip çıkmamızı ve o parıyada kullanmamızı söyledi.

Bu şekilde günler geçti haftalar geçti. Tam 3 hafta olmuştu ben hastahaneden çıkalı. Zamanımın çoğunu sinemle geçiriyodum. Okuma yazma işinde baya çalıştığı ve cabaladığı için çoktan harfleri sökmüş yazma işlerine başlamıştı. Tabi ben ona alfabeyi yazmayı falan öğretirken sırıl sıklam aşık olmuştum. Hani bi insana ne kadar aşık olunuyosa onun 100bin katını düsünün. Işte ben onu okadar seviyodum.

Bi gün açılmaya karar verdim. Sineme her şeyi anlatıcaktım. Ona aşık olduğumu onun için öle bileceğimi herşeyi...

Onunla bi kafeye gidicektik. Ondan önce alınıcak bi kaç şey vardı. Sinem üzerini giyindi ve hazırlandı. Tam dışarı çıkıcaktı ki durdu. Bekledi bekledi bekledi...
Bi anda bayıldı. Ben ne olduğunu şaşırmıştım. Hemen yanına koştum onu kaldırdım ayıltmaya çalıştım. O ara nergiz teyze geldi. Ambulansı falan aradık. Hastahaneye gittik.

Hapishaneden çıktığımızda çok mutluydum. Bu 3 ay içinde babamda ilk defa bukadar mutlu olduğunu söyledi. Babamın cezası 10 yıldı ama gece ve gunduz 2 gun olarak sayildigi icin 5 yil olmuştu cezası.

Artik eve gelmiştik. Ben nergiz teyzeye sinemle gezmek istedigimi soyledim. Kabul ettikten sonrada hazirlandim ve sinemin hazirlanmasini bekledim. Sonra beraber disari ciktik.

Evden ciktiktan sonra bi restoranta girdik. Biseyler yedik ve birbirimize baktik. Yani kiz konusamiyodu ki napalim. Mecburen bakiyoduk birbirimize. Bi ara bana bakarken gözlerine dalmısım ben kendime geldiğimde sinem kahkaha atarak gülüyodu.

Gençler yarın eve geldiğim anda yazmaya başlarım. Okuyanlara şimdiden teşekkür ediyorum.

Sinem beni görünce biraz daha gülümsedi ve odadadan cıkıp kapımı kapattı. Ben bi süre düşündükten sonra akşama kadar uyudum. Zaten uyumam gerekiyodu bedenim çok yorgundu.

Akşam olunca sinem beni sakince uyandırdı ve benim kalkmama yardımcı oldu. Ben kalktıktan sonra elimi ve yüzümü yıkadım. Sonra sofraya oturduk hep beraber. Güzelce yemeğimizi yedik. Yemekler çok güzel olmuştu. Nergiz teyze cok güzel yemek yapıyodu. Tabi yemeğin üzerinede bi kahve içmeden olmazdı. Sinemin yaptığı kahve olmalıydı ama bu. Çünkü dün onun kahvesini içmiştim ve emin olun ben bukadar güzel kahveyi hiç bi kahvecide içmemiştim.

Ben bu lafları duyunca doktora sarıldım ve  teşekkürler ederek odadan çıktım. Sonrada sinemin yanına gidip ona herşeyi anlattım. Oda bana sarıldı ve yanağımdan öptü. Benim kalbim göğüs kafesimi parçalicak gibi oldu resmen. Tabi ben herzamanki gibi belli etmemeye çalışsamda utandığımı yüzüm çoktan kızarmıştı bile.

Biraz sonra yanımıza nergiz teyze gelmişti. Ona 2 gün önce sinemi sevdiğimi söylemiştim. Oda anlayışla karşıladı. Ben mahalleden bi arkadaşımdana araba almıştım. Yavaşça onun yanına doğru gittik ve ben sinemi arabaya bindirdim. Sonrada eve gittik. Ben arabayı arkadaşıma verdim ve bi süre oturup konuştum. Helallik istedim. Sonrada çiçekçiye ayrı ayrı 2 deste gül yaptırdım. Gülleri alıp direk eve geçtim. Ve bi gül destesini nergiz teyzeye birinizde sineme verdim. Ikiside çok sevindiler. Onlar mutu olunca tabi bende mutlu olduğum için ultra mutlu olmuştum.

Sizin için son bi partda atayım dedim beyler.

Babamı ziyaretten çıktık nergiz teyze istersen kafa dinleyebileceğimiz biyere gidelim dedi. Sinem kafa sallayarak onayladı. Bende tamam olur dedim nergiz teyze bizi baya tenha biyere getirdi. Burası neresiymiş böyl... Derken kafama arkadan bir darbe aldım uyandığımda Nergiz teyze ve sinem 30cmlikleri ağzıma veriyordu.

-(ben hic okumadim. Yani babam okula gondermedi. Ama okumayi cok istiyorum. Yani en azindan okuma yazmayi oğrenmeyi.)

-istersen ben sana öğretirim. Benden yana sıkıntı olmaz. Zaten türkçe dışında 3 dil biliyorum. Babamla almanyadayken öğrenmiştim onları. Ama almancam daha iyi türkçe gibi konuşabilirim yani. Yani hocaları ve dersleri sevmezdim ama 4. 5. Sınıfa kadar her şeyi öğretebilirim.

-(eğer ciddiysen çok sevinirim. Hayatımda okuma yazmayı öğrenmek kadar hiç bişey istemiyorum.)

-evet ciddiyim sinem. Senin öğretmenin olmak benim için bi şereftir. Dedim gülerek.

-(peki bakalım öğretmen bey. )dedi ve oda sırıttı.
-bakıcaz tabi.

Bi süre daha oturup kahve içtikten sonra dışarı çıkıp sahile indik. Biraz gezdik dolastik. Sonrada ona;

-isaret dili biloyomusun?

(Parantez içindeki konuşmalar işaret diliyle yapılmıştır.)

-(evet)

-ooo hanım efendi demek işaret dilini biliyosun. Güzel de keşke bunu onceden soyleseydin.

-(soyliyemezdim ki. Konuşamıyorum unuttunmu)dedi gülerek.

Ama bu espiriden sonra bi afallamıştım. Sonuçta bu tam benim espiri tarzım.

-iyi bakalım espiriler güzelmiş hanım efendi.

-(teşekkür ederim. Sana bi soru sormak istiyorum. Okulu neden bıraktın? )

-okumak bana göre değil. Şahsen ordaki hiç bi hocayla iyi anlaşamıyodum derslerinide sevmezdim. Liseyi zar zor bitirdim. Sonrada daha okumadim. Simdide ben sana bi soru sorucam. Peki ya senin okul durumun ne ?

Gençler biraz geç geldim. Ondan dolayı 2 part yolladım. Kusura bakmayın. Malum YGS .

Up up up haydi gençlet trende çıksak yeter.

Gençler tekrar başladım. 2 3 part daha atip yaticam. Hastahaneden geldim yorgunum kusura bakmayin.

O gece yemekte dolmalarmı desem sarmalarmı desem etlilermi desem yoksa en iyisi baklava ve künefeyimi desem bilemedim. Ama hepside çok güzeldi. Baklava ve künefe fırındandı. Ama yinede sinemin yaptiği kahveyle baya iyi gidiyodu. Yani sinem bir numara kahve yapıyo.

Sinem artık yazma işini çözmüştü. Çokta güzel bi yazısı vardı. Onun her şeyi güzeldi. Bende ona yazma işini öğrendikten sonra matematik falan genel şeyleri öğretmeye başladım. Gerçekten sağlam bi öğrenciydi. Ben ödev veriyodum prosedür olarak ama onu bile yapıyodu. Azmine hayran kalmıştım.

Ben tabi bu olaylar olurken babamı hepten atlamıştım. Ondan dolayı yarın hapishaneye gidicektim. Erken kalkmam gerekiyodu ondan dolayı erken yattım. Ve hemen uyudum.

Uyandıktan sonra herzamanki gibi kahvaltımızı yaptık ve hazırlandık. Ben babamın yanına gidiceğim için çok heycanlıydım.

Neyse gençler bu günlük bukadar. Size söz verdiğim gibi 12 part attım. Muhtemelen yarında bitiririm.

-(sen işaret dilini nerden öğrendin?)

-bi kız vardı almanyada. Onu çok severdim. Oda konuşamiyodu. Ama aynı zamanda duymuyoduda. Yani dilsiz ve sağırdı. O kız için öğrenmiştim bunu. Ama işte kader olucak ki araba kazası geçirdi. 1 hafta hastahanede kaldım . Onun yanında, onunla beraber. Ama öldü . O öldüğünde de ondan bana sadece bu dil kaldı.

-(Allah rahmet eylesin. Senin için üzüldüm. Kusura bakma)

-yok canım önemli değil. Bu sayede güzel bir kızın duasını aldı hem. Bu çok güzel oldu. Hem artık eskisi kadar üzülmüyorum. Ozamanlar daha 11 yaşındaydım. Yani üzerinden çok geçti.

-(peki. Burasıda baya soğukmuş.)

Üzerimdeki montu çıkarttım ve sinemin üzerine koydum.

-şimdi nasıl?
Biraz utandı sanki ama hala gülümsüyodu. Hemde çok güzel gülümsüyodu.

-(teşekkür ederim)

-nedemek canısı. Gel istersen biyerlere gidelim. Kafeye falan oturalım.

Sinem kafasıyla onay verdi ve bi kafeye gittik. Oturduk. Ben herzamanki gibi türk kahvemden yudumluyodum . Mağlesef vücudum acıyodu. Çünkü o hastahanede yattığım 1 ay boyunca hareket etmemiştim. Ama ondan onceki 2 ayda surekli hareket etmisim. Yani o 2 ayi saymiyorum.

Vücüdüm ve kemiklerim çok acıyodu. Ben bunu her adım attığımda hissediyodum ama yorgunluktan olucak ki kafede otururken daha fazla acımaya başladı vücudum. Bende sineme;
-istersen eve gidelim zira kendimi iyi hissetmiyorum.
-(peki. Kalkalım)

Mekandan kalktık ama benim yüricek halim kalmamıştı. Sinem hemen koluma girdi. Yavaş yavaş eve gittik. Evin kapısını caldık ve kapıyı nergiz teyze açtı. Sinem hala benim kolumdaydı. Beni ağır ağır odama zütürdü. Sonra yavaşça beni yatağıma bıraktı. Yorganımı üzerime serdi ve yanıma oturdu.
-(çok teşekkür ederim. Annem dahi benimle konuşamıyo. Çünkü işaret dilini bilmiyo.)
Bu sefer farklı olarak bende işaret diliyle konuştum
-(herzaman güzellik. Şuan pek halim yok ama akşam yine konuşurum seninle.)
Ben bunu diyince yüzü kıpkırmızı oldu. Kafasını salladı ve yine yüzünde o güzel gülümseme belirdi.
Ulan arkadaş ben baya bi zamandır kalbimin bukadar hızlı attığını hissetmedim. Tabi kalbimin carpıntısıyla bende utandım.