1. 60.
    0
    Devam etsene amina koyayim efsane olabilirdin
    ···
  2. 59.
    0
    ya giberim ama devam et olm ya

    türkiye ye yerleşicektin askerliğini yapacaktın daha dıbına koyayım ya
    ···
  3. 58.
    0
    bingöl'e hiç girmemiş sayarak muhteşemdi diyebilirim panpa , zaten biz hewal geyiğini hep yapıyoruz. ne güzel yeni bi şey üretiyodun.

    lakin jeremiyi esenler bağcılarda gezdirseydin , night club diye pavyona girdiyseydin çok değişik olabilirdi.

    yine de ellerine sağlık panpa. hemen bi nick6 çakıyorum.
    ···
  4. 57.
    -1
    maxle eve gelmiştik. eve girmek için anahtarı kapıya soktum. fakat kilitli değildi. şaşırdım. buda nesi, içerde biri mi vardı.. hemen kapıyı açtım. lanet olsun ahbap!!!

    koltuğumda eski karım jennifer ve kocası john çırılçıplak ciks yapıyordu. eski karımda hala anahtar vardı, bunu unutmuştum. john gülümseyip 'ooo jeremi, ahbap eski karını özlemedinmi, neden bana yardım etmiyorsun' diyerek benide cikse davet etti. işte biz yabancıların bu paylaşımcılığı beni gururlandırmıştı. eski karımda 'hadi jeremi senide zütümde istiyorum lanet serseri' diyerek beni tahrik etmişti. hemen soyunup cikse dahil oldum. yukarıdan kızım mişel ve yeni tokmakçısıda çırılçıplak indi. onlarda süpriz yapmışlar. salonda bize katıldılar. oğlum takırberide yan odada bize bakarak 31 çekiyordu. yine tüm aile birlikteydik. içimden 'ne kadarda mutlu bir ailem var, işte benim gerçek dünyam. bu mutluluk hiç bozulmasın tanrım' diyerek ciks yapmaya devam ettim. birden açık kapıdan içeri maxte girdi. yanındada başka bir köpek vardı. işte o da artık tokmakçı bulmuştu. onlarda salonun ortasında ciks yapmaya başladılar. bu mutlu aileyi gördükçe gözlerim yaşardı..

    şuan maxle evimizde mutlu şekilde yaşıyoruz dostum. hiç bişey umrumda değil. biz yabancıların ipiyle kuşağı, gibiyle taşşağı denktir. hikayemi dinlediğiniz için teşekkürler.

    max kalk yürüyüşe gidiyoruz lanet serseri.
    ···
  5. 56.
    0
    topallaya topallaya caddede yürüyordum. yabancılığım büyük yara almıştı. burası nasıl bir dünyaydı böyle. bu lanet olası yerden bir an önce kurtulmalıydım. hemen bir taksiye atladım. havaalanı dedim. 10 dakikalık yere 100 dolar verdim. sanırım buralarda taksiler baya pahalı, taksici 'ohh oh enayi' gibi anldıbını bilmediğim kelimeler sarfetti. sanırım bana iyi yolculuklar diliyordu. fakat artık türkiye benim için bitmişti. gerçek babamı bulmuştum ama umrumda değildi ahbap.

    amerikaya inmiştim. sağda solda insanlar ciks yapıyor, kızlar yarı çıplak dolaşıyor, evli çiftler karılarının başkaları tarafından tokmaklanmalarını gururla izliyor, aileler 15 yaşına gelen kızlarına vibratör hediye ediyor ve mutlu şekilde yaşayıp gidiyorlardı. işte ahbap ait olduğum yere gelmiştim. max te hoplayıp zıplamaya, havlamaya başlamıştı. o da mutluydu. türkiye defterimi sonsuza dek unutmaya karar vermiştim. nasılsa annem elinorun ardını tokatlamayan kimse kalmamıştı. bu ha bir türk, ha bir kızılderili olmuş ne farkeder. yabancılığımı tekrar doyasıya yaşamaya karar vermiştim. kızım mişeli aradım 'ciks hayatını asla ihmal etme mişel, küskülerden küskü beğen, ardını tokatsız bırakma. zencilerle takıl birazda, hayatı öğren minik prensesim' diyerek sesli mesaj bıraktım. telefonu açmamıştı, sanırım ciks yapıyordu. gururla yolda yürümeye devam ettim.

    max hadi şu lanet evimize gidelim
    ···
  6. 55.
    0
    'gençken antalyada bir tatil köyünde garsonluk yaparken gibtiğim garıdır loo bu' dedi adam. pek birşey anlamıyordum. sanırım annem elinoru tanımıştı. 'hewal ogluna merhaba desene looo ahuhahahaha' diyerek hayvan gibi gülmeye başlammıştı kabile lideri. 'giberim oğlu hewal, huurdan oğulmu olurmuş. tek gece anasını gibmiştim hepsi bu,vurun huur çocuğuna!!' gibi şeyler söyledi ve o şanlı dayak kaldığı yerden yine başlamıştı. lanet olsun ahbap bu dayak tebriği hak ediyordu fakat sanırım kolum kırılmıştı. dayaktan yoruldukları vakit babam olacak adam üzerimde sigarasını söndürdü ve beni tekmeleye tekmeleye kapıdan dışarı attı. 'gibtir ulan burdan orrrospu çocuğu' gibi anlayamadığım kelimelerde kullandı. maxle gözgöze geldik. tek gözüm dayaktan kapalıydı. her yerim kandı. max suratımı yalamaya başladı. halim olmadığı için içimden maxe tek bir kelime söyledim: yavşak.

    max tek tekmeyle kurtuldu
    ···
  7. 54.
    0
    birden arkadan boynuma uçan tekmeyle yere yığıldım. tüm kafe yerde beni tekmeliyordu. babam 'vurun dıbına goduğumun düdüğüne, vurun dıbına goduğumun muallaksine. bizi ne sandın loo' gibi şeyler söyleyerek iyice dayakçıları gaza getiriyordu. tekmeler tekmeleri yumruklar yumrukları kovalerken bi an dışarıdaki maxle gözgöze geldik. sadece izliyordu huur çocuğu. bırakın içeri koşup dayakçılara saldırmayı,tek bir hav bile demeden izliyordu. son tekmeyle gözümde kapandı zaten. o sırada cebimden elinorun fotoğrafı düştü. babam fotoğrafı yerden aldı ve ' bu gadın elodur loo' dedi. elo dediği sanırım annem elinor olmalıydı ahbap. 'hewaller durun vurmayın hele bi gonnuşşsun' deyip tekmeleri durdurdu. iki kişi kolumdan tutup beni kaldırdılar. ağzım burnum kan içindeydi. ayakta duramıyordum ahbap,bu serseriler beni iyi benzetmişlerdi. iki kolumdanda tutuyorlardı. sadece 'daddy' diyebilmiştim..

    seni gibtim oğlum max, kaçarın yok
    ···
  8. 53.
    0
    işte gelmiştik. lütfü internet kafenin önündeydim dostum. içeri girdim aniden tüm gözler bana çevrildi. birden 'hovvv hoştt looooo, çıkar şunu çıkar' gibi şeyler söyleyerek karşıdan biri geliyordu. bu adam bu kabilenin lideri olmalıydı. fakat pek barış yanlısı gözükmüyordu. birden geldi ve maxe tekme attı. max neye uğradığını şaşırdı. ilk kez köpek olduğunu o an hissetmiş olabilir ahbap, maxi dışarı çıkardım. içeri girdim ve babamın adı ve soyadının yazılı olduğu kağıdı adama verdim. 'selami abey bu parlak çocuk seni arıyor. ne iştir bu loo, düğmecimi oldun selami abeeeeyyy ahahahahahuhu' diyerek bağırmaya başladı kabilenin lideri. işte ordaydı. babam yine bilgisayar başında sigara içiyordu. kalktı ve yavaş yavaş bize doğru yürümeye başladı..

    max rahatın bozuldu dimi lan amcık it
    ···
  9. 52.
    0
    bingöle indim. burası nasıl bi yer böyle lanet olsun adamım. çevredeki insanları ilk kez görmüş gibiydim, sanki eski çağa dönmüştüm. her an bi yerden bir dinazor çıkacak, her an bi kişi bir ceylanı avlayacak gibiydi ortam. max yanımda elimde bavulum bingöl sokaklarındaydım. herkes ters ters bana bakıyordu. max ilk kez hoplayıp zıplamadan, usul usul yanımda yürüyordu. o da tedirgin olmuştu. derin nefes aldım kendime gelmek için. ve bir esnafa elimdeki kağıdı gösterdim. kağıtta 'lütfü internet kafe' yazıyordu. adam 'lo bu hewalde kimdir, hele buraya bak hasan. ne diyor bu keke' gibi anlamadığım kelimeler söyledi. sanırım şehrimize hoş geldin tarzında birşeyler söylüyordu. bende gülümseyip tenk yu tenk yu dedim. oradaki herkes 'huhahahahahaha' deyip gülmeye başladı. sanırım selamlama şekilleri böyleydi. küçük bi çocuk 'ok ok com on men' deyip yürümeye başladı. sanırım beni lütfü internet kafeye zütürüyordu. ben cocuğun arkasında,max benim arkamda başladık yürümeye..

    maxin sesi soluğu çıkmıyor
    ···
  10. 51.
    0
    reserved böyle hikayecilikten prim yapan huur çocuklarını reserved yapmalıyız çünkü.
    ···
  11. 50.
    0
    hemen bilet aldım. ilk önce istanbul daha sonra bingöle gidecektim. bavulumu hazırladım. bin maxi de aldım havaalanına doğru yola koyuldum. havaalanında lanet maxi kafesine koydum. görevli evcil hayvanınız yanınızdamı yoksa kargo kompartımanında mı seyahet etsin istersiniz diye sordu. atın kargo kompartımanına dedim ve maxi salladım. artık uçaktaydım. yanımda oturan adam 'bu uçak nasıl uçuyor acaba, çok enteresan' gibi değişik cümleler kurdu. sanırım bu bir türktü. ne dediğini anlamadığım için sadece gülümsedim. yol boyunca yarı türkçe yarı ingilizce birşeyler sordu, konuştu ama hiç birşey anlamamıştım. bu konuşma isteği nerden geliyordu böyle?

    istanbula indik. beklediğimden güzel bi yerle karşılaştım. demekki bingöl daha güzeldir ahbap deyip bingöl uçağına bindim. artık bingöle doğru yol alıyordum..

    amk maxi bavulların arasında böyle git işte. yavşak ya,bizden iyi hayat yaşıyor. bu ona ders olsun
    ···
  12. 49.
    0
    ilk üç entrisini okudum, jeremy adında bir yabancı arkadaşım var, bir süre amerikada beraber kalmıştık. yazanların yüzde 85i doğru beyler.
    ···
  13. 48.
    0
    önlerden rez alalım
    ···
  14. 47.
    +1
    karşıma bir tane profil çıkmıştı. ona tıkladım. profile girince hemen profil resmine tıkladım. sanırım webcamden çekilmiş bir fotoğraftı. arka planda bi kaç masa daha vardı. lanet olsun buda neydi böyle. bu fotoğraf nerde çekilmişti. egzotik ve mistik bir mekan gibiydi. fotoğrafın arka planını biraz daha büyüttüm. mekanın camında 'lütfü internet cafe' yazıyordu. burası internet kafe olmalıydı. sanırım babam olacak adamda fotoyu webcamden çekerek eski zaman özlemine bir gönderme yapıyor, umursamaz tavrıyla dış dünyaya meydan okuyordu. ağzında sigara,pos bıyık, olmayan tek ön diş ve webcamin kalitesiz çekimiyle adeta okyanus ötesinden beni türkiyeye davet etmişti bu adam. bütün fotoğrafları açıktı. hepsine baktım. zaten hepside aynı gün aynı saat aynı webcamden çekilmişti, sadece bakışlar ve açılar değişikti. bu adam adeta beni kendine çekmişti ahbap, aradığım hayat yoksa burdamıydı. hemen yaşadığı yere baktım. bingöl yazıyordu..

    max hazırlan bin köpek, yolculuk var
    ···
  15. 46.
    0
    okuyoruz pasnpa rezerved iyi gidiyon türk olunca işler daha da renklencek sanırım :D
    ···
  16. 45.
    +2
    elinorun cenazesindeydim. herkes siyah güneş gözlüğü takmıştı. lanet olsun ahbap bu bir gizli ayin mi. neden herkes güneş gözlüklü. fakat yabancılığım bu soruları sormama engel oluyordu fakat artık babamın türk olduğunu biliyordum. bunca yıl neden sürekli yabancılığı bu denli sorguladığımın nedeni bekli de buydu. corç yanıma yaklaştı. 'elinor bunu sana vermemi istemişti ahbap, sanırım babanın adı soyadı yazıyor' deyip bana bir kağıt parçası uzattı. lanet olsun adamım herşey çok hızlı gelişiyordu. cenazeden sonra arabama atladım ve hemen eve gittim. bu adamı araştırmalıydım. hemen bilgisayarımı açtım. kendime birde kahve koydum. kahvesiz sıçmaya bile gitmezdik biz yabancılar, bunu size söylemiştim. facebooku açtım ve aramalar kısmını corcun verdiği kağıttaki ismi girdim ve enter tuşuna bastım..

    max'in bugün doğum günüymüş. eski karım aradı. ulan bi itin doğum günü olurmu, gibmişim maxi. hayvan mı evlatmı belli değil amk
    ···
  17. 44.
    +2
    elinor ağzında oksijen maskesiyle yatıyordu. hareketsizdi. yanına gittim. 'lanet olsun elinor bırak şaka yapmayı' dedim ama durum ciddiydi. yanındaki sandalyeye oturdum. elini tuttum. zorla gözlerini açmıştı elinor. ağzındaki oksijen maskesini çıkardı. 'senin..' nefesi yetmemişti. derin bir nefes daha aldı. 'lanet olsun elinor kendini yorma' desemde durmadı. ağzına doğru kulağımı yaklaştırdım. dudaklarını araladı.. 'senin babanı hep sakladım ama bunu söylemeden ölmek istemem..' nasıl yani? benim babam ölmemişmiydi. buda ne demek oluyordu. 'senin baban bir türk ve türkiye'de yaşıyor' dedi ve gözlerini kapadı. aman allahım, ahbap o an ne yapacağımı şaşırmıştım..

    çevremde ardını dövdürmeyen sadece max kaldı. onada bi tokmakçı bulmak lazım
    ···
  18. 43.
    +2
    'annen hastanede jeremi, ciks yaparken fenalaştı. şuan durumu ağır, hemen gelsen iyi olur ahbap' diyerek telefonu kapadı corç. hemen üzerime bir mont geçirip dışarı çıktım. (bilirsiniz ahbap biz yabancılar evde her an dışarı çıkacakmışız gibi giyinik otururuz ve üzerimize bir mont alıp hemen evden çıkmasına bayılırız) hemen arabama atladım. hastaneye doğru yola kovuldum. hastane kapısının tam önünde frene bastım ve kayarak durdum. erkek danışmana 'elinor ahbap, elinorun odası nerde. hadi ama lanet serseri acele et' diyerek çıkıştım. oda numarasını öğrendikten sonra koşarak odaya gittim. kapının önünde corç sigara içiyordu. 'hey senin derdin ne dostum, burada sigara içilmez' dedim. corç umursamazca burun kıvırdı ve son dumanı çekip sigarayı yere attı. 'annenin sana söylemesi gereken çok önemli bir şey varmış ahbap,son anları, acele etsen iyi olur' dedi. lanet olsun bu çok önemli haberde neyin nesiydi böyle. hemen içeri girdim..

    max bazı geceler havlıyor
    ···
  19. 42.
    0
    Reserved
    ···
  20. 41.
    0
    telefonu 'buyrun jereminin evi' diyerek açtım. telefonu böyle açmak yabancılığın altın kuralıydı. bu biz yabancılar arasında adeta bir sırdı. telefonun diğer ucunda tok bir ses 'hey jeremi beni hatırladın mı ahbap' dedi. evet hatırlamıştım. bu annemin en son erkek arkadaşı olan corçtu. fakat bu lanet serseri beni neden arardı ki. annem elinorun, son tokmakçısının benimle ne işi olabilirdi. annemin ardını tokatlayan, annemin darbukasını çalan bu adam benden daha ne isteyebilirdi. lanet kafamda bir sürü soru oluşmuştu. bende cevap verdim. 'hatırladım ahbap, nasıl gidiyor, elinoru mutlu ediyorsun dimi' dedim. kısa bi süre sessizlik oldu..

    max bırak o lanet paspası, onun evin dışında olması gerekiyordu.
    ···