1. 1.
    +1
    Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde isviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, italya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Lozan Üniversitesi salonunda imzalanmış barış antlaşmasıdır.
    ···
  2. 2.
    -1
    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  3. 3.
    -1
    zafer değildir. Lozan yalnızca hayatta kalmamızı sağlamıştır. Ancak hiçbir şey kazanılmamıştır yalnızca kayıpler önlenmiştir. Lozan'da ülkemizin sömürülmesinin sebebi olan pek çok madde vardır ancak onlar Lozansız da kaybedilecekti. Pek çok farklı şeyle beraber.

    Gelelim Sevr anlaşmasına. O düz sömürme amaçlıdır ve zamane saltanatının aptallığı sebebi ile başımıza musallat olmuştur. Ancak yine de hayatta kalmamızı sağlamıştır ( ne kadar zor da olsa). Bu sebeple bu antlaşmaların ikisi de ne tapudur ne zafer.

    http://c12.incisozluk.com...11503/9/1211179_o24d9.jpg
    ···
  4. 4.
    +1
    Şimdi ben bunu yazmazdım(zira üşengeç bir insanım) ama dün lise'de okuyan kuzenim bana abi Lozan hezimetmiydi diye sordu. Anladım ki bizim dönemimizde ki(.ok değil 5 sene önce lise sondaydım) berbat eğitim şimdi iyice rezalet duruma düşmüş. E sözlükte belki merak edende vardır diye birşeyler karalayayım dedim.
    Lozan yıllardır tartışma konusu olmuştur.(Rıza Nur'dan beri gelen bir tartışma)
    Bugünlerde özellikle gündem olmuş. Belli ki birileri(kendi lisans diplomasını bile şaibeli birileri) gündemi değiştirmeye çalışıyor. Zira birileri Atatürk'ü unutturmaya çalışıyor bunu düpedüz yapmaya cesareti olmadıklarından faturayı ismet inönüye kesiyormuş gibi görünüyorlar. Hal bu ki Lozan'a laflar sıralayan bu kişiler neden hiç Sevr'den bahsetmez diye kendi kendimize sorduğumuzda cevap da kendiliğinden ortaya çıkıyor. Ben şimdi size Lozan şöyle kötüydü böyle kötüydü diyemem. Zira haddim değil ama okul değiştirmiş olsam da lisans düzeyi tarih okumuş bir panpanız olarak bir kaç şey göstermek isterim. Lozan'a saldıran kişilere dikkat ederseniz eğer Lozan'dan önce Kurtuluş savaşı'nı ne zorluklarla kazandığımızı görmezden gelirler. Bu insanlar Lozan'ı, sanki biz dünyanın en güçlü silahlarına sahipmişiz de bilerek topraklarımızdan vazgeçmişiz(ki musul,hatay ve taTrablusgarp savaşından sonra italyanlara bırakılan oniki adalar dışında misak'ı milli sınırlarından taviz verilmemiştir)gibi göstermeye çalışırlar. Kurtuluş savaşı'nı anlamadan Lozan'ı öğrenmeniz mümkün değil. Kurtuluş savaşına dikkat edersek size şu şekilde ne kadar zor kazandığımızı anlatabilirim diye tahmin ediyorum.
    -Eğer Rusya'da bolşevik ihtilali olmasaydı ve çar devrilmeseydi(hani o nefret ettiğimiz komünist iktidar gelmeseydi) doğu cephesini kapatamaz. Dolaysıyla doğuda ki orduları batıya aktaramaz Kurtuluş Savaşı'nı kaybederdik.
    -Eğer ingiltere ile Fransa'nın arası bozulmasaydı(petrol kavgası) Fransa güneyde sert bir kuvay-ı milliye direnişiyle karşılaşmasaydı. Fransa ile Ankara anlaşmasını imzalayamaz güneyde de cephe açıp orduyu bölmek zorunda kalır, Kurtuluş savaşı'nı yine kazanamazdık.
    -Eğer italya izmir Yunanlara verildi diye ingilizlere kızmayıp akdeniz bölgesinden çekilmeseydi biz yine Kurtuluş savaşı'nı kazanamazdık.

    işte bu şartlar altında kazanılabilmiş(ki askerlerin ayaklarında doğru dürüst ayyakkabı yoktu) bir savaştan çıktıktan sonra yapılmış bir anlaşmadır Lozan. Ve unutmayın ki biz oraya barış için gittik. Kurtuluş savaşında ki en büyük sloganın 'uluslar kaderlerini kendi tayin etmelidirler' dedikten sonra insanları savaşla tehdit edersen haklıyken haksız duruma düşersin. Zira Kurtuluş savaşını efsaneleştiren en temel etkenlerden biri de savunma savaşı olmasıdır.

    edit: http://www.sozcu.com.tr/2...lmaz-ozdil/lozan-1419717/
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    0
    bu antlaşmayla annenin 25 yıllık egemenlik hakkını ele geçirdim.
    ···
  6. 6.
    0
    vikipediden kopyala yapıştırmışın ama emeğe saygı beyler
    ···
  7. 7.
    0
    Arkadaşlar beğendiyseniz şukulayın eğer beklediğim ilgi gelirse möntro boğazlar antlaşması'nı anlatacağım(Lozan ile bağlantısı olan bir antlaşma)
    ···
  8. 8.
    0
    Lozan antlaşması 1923 - bitiş tarihi 2023 ( anlaşma 100 yıl)
    Lozan Antlaşması Ne Zaman Bitiyor?

    Lozan'ın geçerlilik süresi 100 yıldır. imzalanma tarihi 24 temmuz 1923'tür. Yürürlülüğü devam etmektedir. Lozan Antlaşması ismet inönü tarafından imzalanmış olup, Türkiye ile Fransa, Japonya,italya, Birleşik Krallık, Yunanistan,Romanya ve Yugoslavya arasında imzalanmıştır.

    Lozan Antlaşması Tarihi

    Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde isviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, italya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Lozan Üniversitesi salonunda imzalanmış barış antlaşmasıdır.

    Konferansa önce Başvekil Rauf Orbay katılmak istemiştir. Fakat Atatürk ismet Paşa'nın katılmasını istemiştir. (Nedeni; Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzayanların vatan haini olarak kabul edilmesidir. Buna bağlı olarak Mustafa Kemal, Lozan'a Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzalayan Rauf Orbay yerine ismet inönü'yü göndermeyi uygun bulmuştur.) Mudanya Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasından sonra itilaf Devletleri 28 Ekim 1922'de TBMM Hükümeti'ni Lozan'da toplanacak olan barış konferansına davet ettiler.

    Mustafa Kemal Paşa Mudanya görüşmelerine de katılan ismet Paşa'nın Lozan'a baştemsilci olarak gönderilmesini uygun buldu. ismet Paşa Dışişleri Bakanlığına getirildi ve çalışmalar hızlandırıldı.

    itilaf Devletleri Lozan'a istanbul Hükûmeti'ni de davet ettiler. Bu duruma tepki gösteren TBMM, 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırdı.

    TBMM Hükûmeti Lozan Konferansı'na katılarak Misak-ı Milliyi gercekleştirmeyi, Türkiye'de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus degişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.

    20 Kasım 1922'de Lozan görüşmeleri başladı. Osmanlı borçları, Türk - Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapıldı. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, istanbul'un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır. Temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923'te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir.

    Mareşal Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusu'na izmit ve Silivriye yığınak yapmasını emretmiştir. Bunun üzerine izmit ve istanbul'a karşı yığınak yapmaya başlandı.

    Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923'te tekrar başlamış, 23 Nisan'da başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923'e kadar devam etmiş ve bu süreç Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçlanmıştır.

    Lozan Antlaşmasının Sonuçları

    Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'na göre kabul edilmiştir.
    Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda ingiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.
    Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri'nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı tahribata karşılık, savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verildi.
    Adalar:Gökçeada ile Bozcaada Türkiye'de, diğer Ege Adaları Yunanistan'da kaldı. Yunanistan'ın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Böylece, Balkan Savaşı sonrasında imzalanan Atina Antlaşması (1913) gereğince I. Dünya Savaşı başladığında ve savaş boyunca da Osmanlı toprağı olarak kalan Ege adaları Yunanistan'a bırakılmış oldu.
    Türkiye-iran Sınırı: Osmanlı imparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlenmiştir.
    Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.
    Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması'nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: "Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır."[2] Batı Trakya'daki Türklerle, istanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türkler'in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.
    Savaş tazminatları: itilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi.
    Osmanlı'nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı imparatorluğu'ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye'ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye de böylece tarihe karıştı.
    Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.[1]
    Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye'nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.
    Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak istanbul'da kalmasına izin verildi.

    Montrö boğazlar sözleşmesi 1936 - bitiş tarihi 1956 (20 yıl) sözleşmeyi imzalayanlar ses çıkartmadığı ürece devam ama ses çıktımı boğazlar bizden gidecek !!

    Boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen ingiltere'nin Türkiye'yi desteklemesine paralel olarak Balkan Antantı Daimi Konseyi'nin 4 Mayıs 1936'da Belgrad'da yaptığı toplantıda, Türkiye'nin teklifini destekleme kararı alınmıştır. Türkiye'nin girişimi Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince, boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936'da isviçre 'nin Montrö kentinde toplanmıştır. iki ay süren toplantılardan sonra, 20 Temmuz 1936'da imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye'ye geçmiştir. Türkiye daha önce Sovyet Rusya ile yaptığı anlaşma uyarınca (saldırmazlık antlaşması) Sovyet Rusya'nın da desteği alınmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    0
    lozan hezimet imiş..
    adım adım madde madde anlatacağım*

    MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINDAN SONRA TÜRKiYEYE YAPILAN DÖRT BARIŞ TEKLiFi ARASINDA BiR KARŞILAŞTIRMA



    sevres - mart 1921, mart 1922, lozan barış antlaşmalarının kıyaslaması

    1- Sınırlar:(#201221626)
    2-Kürdistan:(#201221646)
    3-iktisadi Nüfuz Bölgeleri:(#201221733)
    4-istanbul:(#201221757)
    5-Vatandaşlık:(#201221800)
    6-Adli Kapitülasyonlar:(#201221819)
    7-Azınlıkların Korunması:(#201221872)
    8-Askerlikle ilgili Hükümler:(#201222008)
    9-Ceza:(#201222136)
    10-Mali Hükümler:(#201222176)
    11-iktisadi Hükümler:(#201222199)
    12-Boğazlar Komisyonu:(#201222240)
    Son Söz: (#201222277)
    ···