1. 151.
    +1
    reserve
    ···
  2. 152.
    +1
    reserved
    ···
  3. 153.
    +1
    reserved
    ···
  4. 154.
    +1
    rezerved
    ···
  5. 155.
    +1
    beyler adam yakalandı bence devam edemedi
    ···
  6. 156.
    +1
    AHAHAHAHAHAHAAHAAHA... okumadım.
    ···
  7. 157.
    +1
    Şizofren başladı
    ···
  8. 158.
    0
    Kahvaltımı yapıp evin yolunu tuttum. Bastığım yerler bundan gurur duyuyormuş gibiydi. Zemin ayaklarımın altında ‘ez beni’ dercesine bir ahenk içinde uzanıyordu. Bastım. Adımlarımı korkmadan attım. Birkaç esnaf beni görünce içeri girdi. Gerçekten insan öldürmek kişinin karakterini, görünüşünü değiştiriyor muydu? Bu kadar çabuk mu?

    Salonun yanından geçerken babamla göz göze geldik. Çocuklara yakışacak bir utançla kaçırdı gözlerini. Balık gibilir mi lan? Neyse bunu düşünmek beni olumsuz yönde etkileyecek.
    ···
  9. 159.
    0
    Sandalyeme oturdum. Pencereden fakir binaların eskimiş çatılarındaki güvercinleri izledim. Bir tanesi kafasını sallaya sallaya kovalıyordu dişi bir güvercini. Aslında kovalamak da sayılmazdı bu. Sonuçta birisi guruk kurug diye kanatlarını aça aça peşinize takılırsa kaçarsınız bir zahmet. Biraz hırsız polisçilik oynadıktan sonra arkadaki ani bir hareketle altına aldı diğerini. Bir iki kanat çırpması kadar zamanda işini halledip başka bir binanın çatısına uçtu. Dişi tek başına kalmıştı kiremitlerin üzerinde. Kim bilir kaçıncı defa yemin ediyordu bu olayın bir daha olmayacağı üzerine. Hayat garip.
    ···
  10. 160.
    +1
    Japon balığımın akvaryumunu alıp okşamaya başladım. Sağ bacağım pencerenin kenarında yaylanıyordu. En iyisi güzel bir kedi alayım ben. Böyle cam sevmekle olacak iş değil bunlar.

    Bir süre sonra bacağım yorulunca yatağa geçtim. Yatıp tavandaki karışık şekilleri bir şeylere benzetmeye başladım. işte sivri burunlu bir kadın. Şu da Mickey Mouse galiba.

    Rüyamda küçük bir tekneden atladığım su bir anda kana dönüşüyor ve boğuluyordum. Ağzıma dolan kan tadı cinayetlerimi hatırlattı. Son nefesimi de verince uyandım. Ağzımdaki kan tadının hala duruyor olmasına şaşırarak parmağımla kontrol ettim. Dilim kanıyordu. Isırmışım demek ki. Küçükken yaşadığım evin duvarına işediğimi gördüğüm bir rüyadan uyandığım sırada yatağı sırılsıklam bulmam benim için çok daha travmatikti. Dilimi ısırmaktan da utanacak halim yok.
    ···
  11. 161.
    0
    Hava henüz aydınlanmamıştı. Dışarı çıkıp biraz dolaşmak istedim. Japonu uyandırmadan sessizce çıktım odadan. Televizyonun ışığı koridoru biraz aydınlatmıştı. Yine erotik kanallara bakıyor huur çocuğu. Çıktığımı belli edecek bir şiddetle kapıyı kapattım arkamdan. Apartmanda nazmi abi’yle karşılaştım. Hiç konuşmazdık. Adını da ben uydurmuştum zaten. Ufak bir nazmi’lik yok değildi kendisinde. Yanından geçerken hafif temas etti omzuma omzu. Ürperdim. Korkuyordum bu adamdan.
    ···
  12. 162.
    0
    Hava çok soğuktu. Şöyle sıcak bir meyve suyu ne güzel giderdi şimdi. Ama nereden bulacaksın bu saatte açık bakkalı. Zaten bu ortaklaşa dükkan kapatma olayına da kıl oluyorum. Ne olur bir bakkal da gündüz kapatıp gece açsa sabaha kadar. Hadi bakkalı geçtim, burada tekel bayiler bile yatsı ezanıyla beraber kapatıyor dükkanı. yasak masak diyorlar da olmaz öyle şey.
    ···
  13. 163.
    0
    Yürüyüşümün hızlı olduğunu fark edip yavaşladım. Ağzımdan çıkan dumanlar düzgün yürümemi engelliyordu. Gözüm takılıyordu sürekli. Şekilleri bir şeylere benzetiyordum yine. Aha bir kayıkçı, bu da samuraya benziyor. Yanımdan hızla geçen bir araba beni kendime getirdi. Arkasından ‘karın mı doğuruyor züt!’ diye bağırdım. Sesim şehrin içinde yankılandı.
    ···
  14. 164.
    0
    Böyle hız yapan şoförlerden nefret ediyorum. Ya benim ayağım takılsaydı o an, yola doğru düşseydim? Direkt üzerimden geçecekti. Bir de işin yoksa o an plan kur, o ‘bi şeyiniz var mı beyefendi?’ diye yanına gelince sapla bıçağı kalbine. O can havliyle insan öldür. Neyse ki çok sabırlı biriyimdir.
    ···
  15. 165.
    0
    başlamış..
    ···
  16. 166.
    0
    Yolun aşağısında yerin dibine yapılmış gibi duran bir gecekondunun küçük penceresindeki zayıf ışık dikkatimi çekti. Etrafı kolaçan ederek yaklaştım. Yüksekçe bir kaldırımdan atlamak zorunda kalsam da bu tip farklılıklar beni kendisine çekiyordu. içimdeki maceracı katil dur durak bilmiyor, beni o aksiyon senin bu aksiyon benim savuruyordu hayatın içinde. Kafamı uzatıp içeriye baktım. Küçük bir masada bir şeyler yazan büyükçe bir adam vardı. Gövdesini masaya zar zor sığdırmış, bozulmaya yüz tutmuş, göz kırpan masa lambasının ışığında kalemini sürtüyordu beyaz kağıtların üzerine. Ne yazdığını merak ettim ama bu mesafeden okumam imkansızdı. Cama tıkladım.
    ···
  17. 167.
    0
    Ani bir refleksle masanın üzerindeki kağıtların üzerine kapandı. Önce boş boş sağa sola, sonra bana baktı. Bana bakınca gülümseyip dost olduğumu hatırlattım ona. Sandalyesini geriye çekip ayağa kalktı. O kalkınca odanın üçte biri doldu. ihtişamından etkilenerek geriye çekildim. Demir parmaklıklar olan pencereyi açtı.

    ‘sen kimsin lan?’

    ‘ne yazıyorsun?’

    Kağıtlarına baktı tekrar.

    ‘seni ilgilendirmez.’

    Bu cevap beni kırmış, yüzümü önüme düşürmüştü. Dudaklarımı büzüp ruh halimi anlamasını bekledim. Tepki vermedi.
    ···
  18. 168.
    0
    Tekrardan rizorvd
    ···
  19. 169.
    0
    iyi gidiyorsun panpa, Kısa kesme. Baban ile ilgili espirler ve diğerleri çok iyi. Ama sana tavsiyem hikayeyi espiri yapayım da ne olursa olsun üzerine kurma. Mantık, sıralanış, tutarlılık heyecan vb konuları ihmal etmeden devam et. Kısa kesme, uzun yaz. Takipteyiz..
    ···
  20. 170.
    0
    valla güzel yazıyor adam, devam et panpa beklemedeyiz
    ···