1. 51.
    0
    reserved
    ···
  2. 52.
    +36 -2
    bu epey sersemledi ben öyle hırçın hırçın konuşunca,

    bir kaç saniye sağa sola bakındı, sanki görünmez birilerinden akıl ister gibiydi..ben de o ara onu izledim, ilk kez farklı bir gözle bakmayı denedim..

    ebru.. kumral dalgalı saçları olan, irice kahverengi gözlü, güzel yüzlü, düzgün fizikli, iyi giyimli.. hoş kız, bugün izmir alsancak a ya da istanbul taksime çıktığınızda benzerlerini görebileceğiniz tarzda, gerçekten hoş, ama beni çeken ekstra, karakteristik bir özelliği olmayan bir kız.
    ayrıca en başta da farkettiğim gibi, bütün o tiki ve havalı olmayan çalışan halinin altında aslında iyi ve masumane bir kız, biraz safca bile denebilir. ama tabi bunu kesinlikle inkar eden, daha doğrusu etmeye çalışan bir yapıda..

    neyse bu durdu durdu, sonra "eh, iyi paylaşalım o zaman?" deyip gülümsedi, biraz buruk bir ifadeyle.

    oha aq, onca laf etmiş, onca imadan bulunmuştum ama kız hala işi yumuşatmaya çalışıyordu. ben buna konuşurken tabi sadece o 1-2 cümleyi söylemedim, en az 2-3 dakika boyunca çemkirdim kıza, hatta bunu ses tonum ve el kol hareketlerimle de epey güçlendirmiş olmalıyım ama malum tabi hepsini hatırlayamıyorum dediklerimin, 7-8 sene olmuş aq nerden baksan..

    bu benim onca agresifliğime rağmen yine de alttan alınca ben de sakinleştim bu sefer.. daha normal konuşmaya başladım, tanımaya yönelik bir kaç kritik soru sordum, çekinmeden cevap verdi..o öğle arası ebru hanımla ilk kez o denli açık ve net konuşabilmiş, biraz da olsa birbirimizi tanıyabilmiştik..

    masadan kalktık, gidiyoruz, normalde ifadesiz olan yüzü bu sefer epey canlı, gülümsemeye hazır, bana döndü yine, "ya tsigalko ben ilk zamanlar aslında epey konuşmaya çalışmıştım ama sen çok soğuk geldin bana, ne bileyim, kendimce komiklikler filan bile yaptım ama sen o kadar sert durunca ben de demek ki bu çocukla arkadaş olmak için böyle yapmak lazım deyip kendimi kastım, aslında hiç de o ilk izlenimimdeki gibi soğuk değilmişsin"

    beyler okul ve iş yaşamım boyunca bu "hiç de göründüğün gibi soğuk değilmişsin" lafını pek çok kez daha duymuşumdur. aslında hakkaten de cana yakın bir binim, hatta samimi olduklarımla bariz cıvıdığım bile olur bazen ama demek ki biraz da mizaçla alakalı..

    artı bir de benim gözümünü ayşenden başkasını görmeme olayı var o zaman tabi, inanın ebrunun ağzından ne çıkmış, ne demiş ne etmiş hiç gözümün önünde bile değildi yani..

    biz bunla dersin başlamasına yakın girdik sınıfa, neredeyse geç kalacakmışız, o ara bu elini omzuma filan koydu, sıramıza doğru gidiyoruz,ben alışkanlık olduğu üzere gayri ihtiyari cam kenarına doğru bir baktım ki, başımdan aşşağıya kaynar sular döküldü aq..

    nasıl öyle dalmışım bilmiyorum lan, resmen gülüşe gülüşe kol kola sınıfa girdik kızla, o ara ya ayşen gördüyse? ya yanlış anladıysa..
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    +3
    reserved
    ···
  4. 54.
    +19
    güzel hikayeymiş kardeşim ben de rezervimi atıyorum. ama seri seri yollarsan çok süper olur

    edit: lan ben bi efsaneye üçüncü sayfadan rezerve atmışım, ama hatırlamıyor, bilmiyormuşum... vay arkadaş. kim şukuladıysa mesaj atsın lütfen.
    ···
  5. 55.
    +37 -2
    http://fizy.com/tr#s/1agwcb

    bilmiyorum bu işin bir saniyesi var mı ama herhalde en çabuk kızarma konusunda giunnes rekorlar kitabını zorlardım diye düşünüyorum.. resmen ateş bastım..

    oturduk sıraya ama benim gözlerim hala ayşene bakıyor, sırtı dönük, görmemiş olma ihtimali var ama, gördüyse de benim bunu bir şekilde ona açıklama imkanım yok.. ebru farketti bendeki rahatsızlığı,

    "ne oldu ya?" filan dedi, o ara hala kırmızıyım sanırım, güldü sonra, koluma dokundu, önüne döndü tekrar ama hala ince ince gülümsüyor salak..muhtemelen yanlış anladı..anlamak istediği gibi anladı belki de, bilemiyordum.

    o ara hoca girdi sınıfa, ama ben bir tak anlamadım tabi ne o dersten ne de bir sonrakilerden, ders arasında yerimden kalkmadım..çakılmış gibiydim, ebru gelmiyor musun filan dedi, yok dedim..hayret tek başına çıktı bu,

    ben de yine fırsattan istifade ok gibi fırladım, gittim benimkinin yanına, naber falan filan derken, baktım bunda bir tuhaflık yok, o ara ben de suçluluk pgibolojisiyle fazla gaza gelerek resmen bağıra bağıra " bu akşam bir yerlere gidelim mi?" dedim. tabi bu epey şaşırdı çünkü dediğim gibi, sınıfta gayet resmiydik. biraz yüzüme baktı gözlerini kırpıştıra kırpıştıra, ben yediğim taku anladım tabi, sözsüz bir kuralı ihlal etmiş gibiydim..neyse ki bu "olur tabi" diyerek beni yeniden domatesleşmekten kurtardı.

    "yalnız bu akşam kızlarla çıkacağım, yarın çıksak olmaz mı?" dedi, o ara bunun sırasının etrafındaki hatunların hepsi duydu tabi, pis pis gülümsüyorlar, ne var aq? sanki ayıp bir şey var..neyse, tamam dedim ben de, canıma minnet.

    salak salak gülümseyerek ayrıldım sırasından, artık o yanındaki zilliler ne muhabbet döndürdüler arkamdan allah bilir, sıraya doğru bir yöneldim ki ebru da çoktan gelmiş oturuyor, neredeyse ders başlayacakmış gene, zaman nasıl geçmiş onunlayken, farkında değilim..harbiden seviyorum ben bu kızı beyler..ciddi anlamda aşığım..fena halde..
    ···
  6. 56.
    +44 -4
    sıraya oturdum, ebrunun surat gene eski haline dönmüş, somurtuyor denemez, yani, ifadesiz.. neden bilmiyorum ama kız benden inanılmaz çekiniyordu beyler, o kadar üstüne gittiğim zamanlar olmuştu, sonradan da oldu, ama 4 sene boyunca bir kere bile tersleyemedi beni, hep alttan aldı..bu da biraz spoiler gibi oldu ama olsun.. sonuçta her şeyi anlatacağım sıra sıra.. vakit bol.

    biraz sınıftan ve kendimden bahsedeyim.. bizim sınıf -tam olarak hiç bir zaman bilemedim çünkü saymadım- 65-70 kişi kadardı, bu nüfusun 45-50 tanesi kız, açıkcası ilk zamanlar kızlara hiç ama hiç dikkatli gözlerle bakmamıştım zira benim gözümün gerçek anlamda gördüğü tek kız, hatta tek insan ayşen di.

    ilk 2 ay ayşen, kankası ve bizim tayfa haricinde kimseyle tanışamadım desem yeridir. zaten tanışmak da istemedim, tanıdıklarım fazlasıyla yeterdi bana, hele ki bir tanesi.. tüm dünyama bedel olmuştu artık.

    erkekler 20 kişi kadardı, bizim tayfayı çıkarınca geriye kalanlardan 5 tanesi filan bariz pokemondu aq..sınıfın içinde güreşmeden tutun da derste birbirleriyle kağıt savaşına kadar her türlü ergen hareketini hala bünyelerinde barındırıyorlardı..bir 5 tanesi de köylünün tekiydi, yalnız köylü dediysem, yanlış anlaşılmasın, yani kültürsüz ve bir şey paylaşılamayacak, ortalama bir insana bir şeyler katamayacak insan anlamında diyorum.
    yoksa ben de köylüyüm aq, anam da köyden çıkma babam da..yanlış anlama olmasın.

    geriye kalanlardan da bazısı inek modunda, bir tanesi aşırı sessiz, bir tane de kırık vardı eğer sonradan yanlış gözlemlemediysem *

    anlayacağınız sınıfta eli ayağı düzgün, kafası yerinde olan 3-5 adamdan biriydim denebilir, ha kime göre neye göre derseniz, bunun bir ölçüsü yok tabi, kimse kendine "ben kötüyüm" demez.

    hazır konu gelmişken, kendimden de bahsedecek olursam, eh ruhsal yapımı siz az çok biliyorsunuz zaten, şimdiki halimin bir kaç katı toyluk ve saflık eklerseniz o zamanki ben e rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

    fiziksel olarak da, kitleleri peşinden sürükleyecek tarzda bir popstar ışığım olmasa da eli ayağı düzgün bir adamım, çok şükür. aynaya baktığımda gördüğüm yüzü seviyorum ki zaten bence en önemlisi de bu. eğer hala lise ya da üni de olsam ifşa babında caps paylaşırdım ama artık yaşını-işini almış bir adam olarak bu toplara girmek niyetinde değilim.

    her neyse, siz beni de kendinizden bilin işte, zaten o kadar da önemli değil kişiler ya da görünüşler.. önemli olan yaşadıklarımızın bize hissettirdikleri.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    +33 -1
    http://fizy.com/tr#s/1ahbre

    bu partı da girip kaçıcam, gece 1 de sonra gene uğramayı düşünüyorum bakalım.

    benim aşırı gaza gelip sınıf ortasında yırtına yırtına ettiğim buluşma teklifi, o hafta içi bir şekilde yalan oldu..kız sonraki akşam da gelemeyeceğini söyledi, bilirsiniz bu tarz konularda her zaman için bahane, en kolay bulunan şeydir.

    bilmiyorum belki de öyle yaptığım için benden bir şekilde intikam alıyor, naza çekiyordu kendini, çünkü muhtemelen etrafındakilerin arsızca sorularına yanıt üretmek zorunda kalmıştı benim o hareketimden sonra ve bu tarz şeylerden pek hoşlanan bir yapısı olduğunu da söyleyemeyeceğim.

    o gece ve takip eden gecelerde bu kez ebrunun mesajlarını da cevaplıyordum artık, bir ara hatlar karışacak diye endişelenmedim değil..

    kızın niyetini artık iyice anlamıştım, ben genelde bu tarz mevzularda üstüme alınmayı pek sevmem, yani "abi şu kız da bana yazıyor yeeaa" cı adamlardan değilimdir, hatta tam tersine yanlış anladığımı düşünürüm ama ebru nun bana karşı standard olmayan duygu ve düşünceler beslediğini de az çok farkediyordum. işi kötüsü, o da benim için aynısını düşünüyor olabilirdi zira ayşen le aramızdakilerden haberi olduğunu sanmıyordum,

    muhtemelen o ders arası o bensiz dışarı çıkınca ben de onu kıskandırmak için diğer kızların sırasına gittim diye düşünüyordu..aq bu şekilde düşündüğünü düşünmek bile mideme kramplar sokmak için yeterliydi, gönül kırmak, o zamanlar istediğim en son şeydi zira benim gönlüm de o ara epey yükseklerde bir yerde, tekinsizce sallanıyordu ve her an düşebileceği o boşlukta onu kurtarabilecek her hangi bir önlem de yoktu.

    okulda ilk ayı devirirken, o cuma yurtta epey azıtıp sabaha kadar içmiş ve felaket muhabbet döndürmüştük..sabaha kadar batak bir yandan, karı kız muhabbeti desen gırla, bir ara smackdown benzeri birbirimize girdik, uzun eşşek filan oynamaya çalıştık..anlayacağınız epey zıvanadan çıktık, it gibi eğlendik, hayvanlık ettik, yurdun yarısına yakını da buna iştirak edince (zaten 45 kişi filandık) yapmayın diyen de olmadı aq.

    neyse o gecenin sabahı olmadı, ben bir uyandım ki o cumartesi, saat olmuş akşam 4 küsür, hemen telefona sarıldım, ayşen mesaj atmış mı diye, obaa..ben ayılmadan 5 dakika önce o da beni hatırlamış beyler, kalbim temizmiş valla..

    mesajı baktım, bu akşam nargileye gidelim mi? yazmış. yataktan bir zıplamışım ki..beni dışarı davet ediyordu la? kendisi çağırıyordu?! vay anasını ya..ve ben mallığım yüzünden az daha bu fırsatı kaçıracaktım.

    hemen yazdım, "olur tabi, ne zaman buluşalım?"

    hemen şimdi olabilir, yazmış. ulan aynada kendime bir baktım, leş gibiyim, akşamdan kalmayım. kendini bir atarsın duşun altına, kafayı filan bile kurutmadan, jöleyi boca ettim, nasıl acele ediyorum ama..

    ve bu hayatta en nefret ettiğim şeydir, asla ve asla, hiç bir işimi aceleye getirmemeye çalışırım, zamanı geniş kullanmayı severim.

    neyse tabi fırladım çıktım yurttan, dediği yere gidiyorum, içimden yalvarıyorum ama..ne olur, ne olur allahım bu sefer sadece ikimiz olalım..sadece ikimiz olalım ki bu gece bitsin bu iş..
    Tümünü Göster
    ···
  8. 58.
    +23 -2
    takip eden panpalar, gece görüşmek üzere, öpüldünüz.
    ···
  9. 59.
    +5 -1
    çok güzel panpa bekliyorumm
    ···
  10. 60.
    +41 -1
    güzel bir şarkıyla başlayalım,

    http://fizy.com/tr#s/1ai6rx

    söylediği yere gittiğimde bulamadım ayşen i, biraz geç kalmışım tabi, o beni direkt 5 dakika içinde yurttan çıkar gelir diye tahmin ediyordu muhtemelen. mesaj attım nerdesin gibisinden,
    "biz kafeye geçtik, üst kattayız" yazmış... aq deliricem beyler. gene "biz" diyor..gene yalnız değil..yani nedir bu anlayamadım ki? gibicez mi sanki tek yakalayınca?

    yemin ediyorum o kadar seviyor olmasaydım çeker giderdim, ama mümkün mü? ağzıma sıçsa gidemem işte..bu hareketleriyle de sıçmaktaydı zaten.

    içimden "ulan gene bu çengel burun salça olduysa bu akşam ne yapıp ne edip züt edicem onu o masada çaktırmadan, öyle ki bir daha benle değil aynı masaya oturmak, sınıfa bile girerken iki kere düşünecek..

    neyse girdim kafeye, han tarzı bir yer beyler, bursa da da çok vardır böyle, hemşolarım bilir.

    çıktım üst kata baktım bu, karşısında da kızıl saçlı bir hatun var, tanımadığım. yani bizim sınıftan değil diyelim en azından.

    ben bunun ay gibi ışıldayan yüzünü, gözlerini görünce gene kendimden geçtim tabi, sinir minir kalmadı..

    bu arada öbür kızın da günahını almışım (çengel burun), muhtemelen geçen sefer de onun gelmesini bizim ki istemiş olmalı..neden diye düşünürken cevaba benzer bir şeyler buldum gibi oldu.

    yanlarına oturdum, kızıl saçlı hatun bunun yanına geçti, karşısına ben geçtim ayşen in, lan bir an kendimi kız istemeye gitmiş gibi hissettim aq,

    mekan böyle tarihi, dekorlar filan, 80 lerin ortasında döşenmiş evler gibi..

    "nargileyi sen geldikten sonra söyleyelim dedik" dedi benimki, "gül-nane aromalısından yokmuş yaa senin sevdiğinden, neli söyleyelim dersin?" diye ekledi,

    gül nane yi sevdiğimi unutmamış..

    "elmalı olsun o zaman, uyar mı?" dedim, "harika olur" filan dediler,

    neyse nargile geldi masaya biz o ara muhabbetteyiz, öbür hatunun adı da gözde imiş, baya konuşkan bir şey, ama inanın öbür bedbahttan sonra bu o kadar cana yakın ve pozitif geldi ki, iyi dedim, en azından işi bozmaya çalışmaz diye düşündüm.

    sonra ayşen bana, "tavla oynayalım mı?" dedi, aslında konuşmak ve akşam boyu gözlerinin içine bakabilmek daha çok işime gelirdi ama "tamam" dedim, "ama kazananın kaybedenden bir dilek hakkı olacak ;)"
    parmağını çenesine dayadı, düşünür gibi yaptı..yüzünü komik komik şekillere soktuktan sonra,

    "eh, nasılsa ben kazanacağım için, sıkıntı olmaz herhalde, tsigalko bey düşünsün artık" dedi..

    paslarıma paslarla karşılık veriyor, inceden inceye yaptığım imalara ortak oluyordu..her zamankinden daha da güzel, içten geliyordu gözüme bu akşam..

    derken tavla geldi, biz oyuna başladık..
    Tümünü Göster
    ···
  11. 61.
    +42 -1
    biz bir yandan oynuyoruz bir yandan da yine konuşuyoruz,
    ben artık dayanamıyorum tabi, 2 cümlemden birinde ince ince mesajlar vermeye çalışıyorum, bu da pası aldığını belli ediyor, hepten heyecan yaptırıyor bana.. tutulması meçhul sözler veriyoruz birbirimize, "oraya da gideriz, gideriz demi? şunu da yaparız, şuna da bakarız, şunu da izleriz, bunu da dinleriz, şunu da konuşalım bir ara" gibi...

    öbür kız da çok bin çıktı beyler inanamazsınız, önce yalnız olmadığımız için lanet etmiştim ama gecenin sonunda "lan iyi ki de gelmiş bu kız bu gece" diyecektim. nedeni malum, öbür kaltak gibi yoluma çıkmak şöyle dursun, daha da ortalığı elektriklendiriyordu, muhabbet tıkanacak gibi oldu 1-2 kere, bu kurtardı filan.

    neyse, bizim kız da bana 2-1 geçirdi tavlada sağolsun. dedim "ne istiyorsun bakalım, emrinize amadeyim"

    gene aynı muzip düşünceli tavrına büründü.."hımm valla çok bulaşığım var aslında, seni gizlice yurda sokup yıkatsak?" bunlar kahkahayı koyuverdiler sonra, bense hem şaşırmış, hem salakça heyecanlanmış, hem de tırsmıştım..aq sanki harbiden sokacak seni yurda, ama işte mallık beyler, beynimin %1 i filan anca çalışıyordur.

    sonra biraz daha düşündü, "dur ya aslında daha iyi bir fikrim var, karaokeye gidelim bir gün, sen de benim seçtiğim şarkıyı söyle olur mu? bak hem sesim iyi diyordun" göz kırptı, bu sefer de ben gülmeye başladım, zira hangi şarkıyı seçeceğini biliyordum.. daha önce muhabbeti geçmişti ve ben içinde adım geçtiğinden ve saçma sapan olduğundan ötürü sinir olduğumu söylemiştim.. fena sıkıştırmıştı beni, ama bilmiyordu ki değil hoşlanmadığım şarkıyı söylemek,

    elinden zehir olsa içerdim.. abartıyor muyum bilmiyorum ama o anki ruh halimi ancak gerçekten gönülden sevenler, tutkuyla kapılanlar bilir beyler, damdan düşenin halini, damdan düşen anlar..

    "eh tamam o zaman" dedim. "bulaşıktan yırttığım iyi oldu" gülüştük.

    o gece de yine istemediğim gibi başlamasına rağmen ummadığım şekilde iyi gidiyordu,

    kafeden kalktık,
    ben bunları gene yurda bırakıcam, biraz daha gezinelim mi? dedi. e benim de canıma minnet zaten, yurdun tersi yöne saptık, aşıklar yoluna giden ışıltılı ara sokaklardan birine, insanların arasına karıştık..
    ···
  12. 62.
    +26 -1
    http://fizy.com/tr#s/1ago51

    fonumuz boş kalmasın..

    ışıklı yolda dolaştık..banklardan birinde, ağaçların altında biraz mola verdik, o ara benim telefon çaldı,

    baktım annem arıyor, bu tip şeylerden gocunmam beyler onu belirteyim, anamdır, arayacak tabi, artı saatte biraz geççene olduğundan hafiften kaygılandım bile,

    neyse açtım konuştuk filan, nerdesin diyor, dedim merkezdeyim, geziyoruz arkadaşlarla..

    ama sesim öyle bir çıkmış ki, müsamere çocuğu gibi coşkulu-mutlu, bizim kurt hemen soruyu patlattı,

    "haa nasıl arkadaşlarmış acaba bunlar?"

    "sınıftan arkadaşlar ya anne, öyle takılıyoruz bakalım"

    "iyi iyi, tamam oğlum, çok geçe kalma sen de tamam mı?"

    "tamam annem, hadi öpüyorum"

    "hadi ben de öptüm, selam söyle arkadaşına"

    ulan annem bile taşşağa alıyor beni görüyor musunuz? "arkadaşına".. bu kadar mı belli acaba aşk zevzekliğinin üzerimdeki etkisi? yoksa oltayı boş attı da dolu mu gelsin diye bekledi diğer tüm annelerin yaptığı gibi?

    fazla düşünmedim,

    kızları yurda doğru zütürmeye başladım, bu gene koluma girdi beyler, benim de adımlarım yine havada yüzmeye başladı haliyle..

    gözde ye de gecedeki katkılarında ötürü adam akıllı selam verip yalandan da olsa sarılarak veda ettim,

    ayşenle ise her zamankinden biraz daha fazla sarılı kalmıştık birbirimize, ipek gibi saçlarının çilekli kokusunu alabilecek kadar fazla..

    ayrıldığımızda bir nev-i içmeden sarhoş sayılırdım artık..

    gene ağzım kulaklarımda, adımlarım bulutlarda, vardım yurduma mutlulukla..
    ···
  13. 63.
    +31 -1
    benim olayı okandan başka oda arkadaşlarım da biliyordu artık,

    o gece ben odaya girdiğimde pehlivan gibi karşıladılar beni, yarı gırgır, yarı tebrik.."ooo tsigalko, koçum benim bee, nasıldı randevu? oldu demi bu sefer, yakışırrrr" gibi nidalarla inlettiler odayı, ben de utangaç utangaç sırıtıp "tamam lan tamam" demekten başka bir şey diyemedim.

    o gece gene batak matak döndük, arada karı kız, aşk meşk muhabbetleri döndü, oda arkadaşlarımdan birinin başka şehirde kız arkadaşı vardı, ayrılmış "olmuyor be aga öyle msn ile telefon ile, araya fazla mesafe girmeyecek, yapamıyorsun" diyordu.

    neyse ki benim sevdiğim, müstakbel sevgilim dizlerimin dibinde diye düşündüm..ne kadar şanslıydım.. şanslı mıydım?..
    ···
  14. 64.
    +33 -1
    neyse beyler,

    günler böyle geçedursun, okuldaki 1.5 uncu ayında sonuna geliyorduk artık, o akşamdan sonra 2 kere daha buluşmuş, okulda da nispeten daha samimi olmuştuk, aq hala yanına oturma şerefine ulaşamasam da (acaba kimin yüzünden) bir iki kere çıkıp takıldık kampüs etrafında..

    o ara ebruyla da aramızdaki enteresan ilişki epey ilerlemişti, kızla epey şey paylaşmaya başlamıştık benim o son çıkışımın ardından, ama elbette aklımdan yanlış ve yasak düşünceler bir an için bile geçmedi.. ayşen in güneş olduğu bir sistemin gezegeniydim ben.. başka yıldızlar benim için nokta kadar bile önemli ve yakın olamazdı..

    derken bir gece, ayşenle mesajlaşıp kıza iyi geceler dilememin ardından tam yatmaya hazırlanırken bir mesaj geldi,

    gece 1.30 filan olmalı..

    baktım, ebru,

    "uyudun mu?" yazmış..

    acaba hiç giblemesem mi diye düşündüm, ama bu saatte mesaj atıyorsa muhakkak bir numarası vardır diye düşündüm, 5-10 dakika cevap vereyim mi vermeyeyim mi diye düşündükten sonra, uyuduğumu düşünüp telefonu bir yere kaldırdığını umaraktan,

    "yo, hayırdır?" diye yazdım.
    ···
  15. 65.
    +7 -93
    nasıl huur çocuğu olduğunuda ben anlatayım ananı gibtim ve huur cocugu oldun şimdi gibtir git.
    ···
  16. 66.
    +7 -45
    özet:baban anneni gibti ve birdaha da gelmedi. uzatmana gerek yok bu kadar
    ···
  17. 67.
    +28 -1
    http://fizy.com/tr#s/1aiuck

    ışıkları kapatıp yatağa da uzanmıştım ki mesaj geldi, benim oda arkadaşlarım yukarda counter yapıyorlardı, o zamanlar inanılmaz popülerdi amk oyunu..millet bağımlısı olmuştu resmen,

    neyse, mesaja baktım,

    "uyku tutmadı, sen de uyumadıysan biraz konuşuruz belki diye bi yokliyim dedim. bugün pek öğlen arasında göremedim seni?" yazmış.

    göremezsin tabi, nasıl sıvıştığımı ben biliyorum..o öğle arasını ayşenle geçirmiştik..tabi kız benim ebrudan resmen kaçarak geldiğimi filan bilmiyor aq..öbürü de ona gittiğimi bilmiyor... zaten o zamanlar başıma ne geldiyse hep bu "aman kimse üzülmesin, kimse kırılmasın, incinmesin" diye ince düşünmem yüzünden geldi..

    "biraz yalnız kalmak istedim ya. yarın da quiz var biliyorsun demi?"

    diye gayet öküzce bir mesajla ilk dalgayı savuşturmayı denedim, en azından kısa kestirebilirdim. zira attığım her mesaj, sanki ayşenin hayaline ihanet ediyormuşum gibi hissettiriyordu.

    "ben de çok yalnız hissediyorum bu aralar, sen de olmasan doğru düzgün konuşacak kimsem yok. evet quiz den de çakıcaz galiba bu gidişle"

    yazmış. lan resmen ne demek istediğimi anlamamazlıktan geliyor, tam uyumak istiyorum diye direkt olarak niyetimi yazacaktım ki gözüm ilk cümlesine takıldı. bir an için, bu şaşalı görüntüsünün altında oldukça naif bir kişilik taşıyan, kendini kanıtlama çabasındaki kıza karşı ufak bir acıma hissi oluştu içimde..

    yazdığımı sildim,bu kez,

    "yalnızlığını yaratan yine sensin, farkındasın değil mi?" diye sordum. "iyi bir çevren olabilirdi, sen elinin tersiyle ittin onları, e sınıfta da kimsenin yanına sokulmuyorsun, insanlar sana gelip, ebru ne olur bizimle tanış-arkadaş ol diye yalvaracak mı?"

    diye acımasızca üstüne gittim gene, iğneledim.

    bir kaç dakika cevap gelmedi, o ara ben de vicdan azabı moduna bağladım aq..kız ağlıyor mu, ne tak yiyor diye düşünüyorum.

    neyse, aradan 10 dakka filan geçti heralde ben artık neredeyse uykuya dalıyordum ki bir mesaj geldi, mesaj ki ne mesaj, paragraf bildiğin..
    ···
  18. 68.
    +30 -1
    "aslında haklısın, ama diyorum ya, anlaşamıyorum onlarla. bana bir şey katmıyorlar, beni heyecanlandırmıyorlar, beni mutlu etmiyorlar, benimle mutlu olduklarını da sanmıyorum. kısacası tamamen kuru kalabalıktan ibaret sınıftakilerin çoğu. benim bahsettiğim yalnızlık bambaşka bir türden. yoksa ben de gidip tanışmayı bilirim herkesle, kimseden de çekinmem, onlar benden çekinsin.

    beni çok eziyorsun tsigalko farkında değilim sanma ama sandığından fazlasıyım emin ol. yanlış anlama sana kızdığım filan yok, sadece gereksiz insanlarla gereksiz samimiyetten kaçınmaya çalışıyorum. yalnız sana kendimi yakın hissediyorum ve bunun bazen seni bunalttığının da farkındayım. benimle takılmak zorunda değilsin, sonuçta senin birlikte olmaktan keyif aldığın daha fazla insan var.
    madem konu buralara geldi, ben artık seni daha fazla engellemek ya da kısmetini filan kapatmak istemem. bir daha selamlaşmasak bile olur, en fazla yalnız kalırım, canı sıkılır bir süre, sonra da bir şekilde alışırım işte.

    yarınki quizde başarılar, iyi geceler"

    bu mesaj hala sim de kayıtlı durur.

    ilk okuduğumda bariz bana ayar veriyor sandım, sinirim tepeme çıktı..aq biz iyi davrandıkça kabahat işlemişiz yani..
    ama sonradan baktım ki kız aslında inceden inceden kendini acındırmaya çalışıyor, sübliminal mesaj mı ne var ya hani öyle bir tak gibi işte.. ironi yaparak anlatmaya çalıştığını tersten söylemek ister gibi,

    ama yine de mesajı fazlasıyla sert bulduğum için biraz oynamaya karar verdim..az önceki acıyan halim yerini "haa. demek öyle!" diyen kızgın ergen moduna bırakmıştı,

    ben de buna güzel bir iyi geceler mesajı döşeyeyim de içimde kalmasın dedim..
    ···
  19. 69.
    +5
    reserve alalım bi daha kaybolmasın
    ···
  20. 70.
    +2
    rezerved
    ···