/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 301.
    +7
    Yurda ayaklarım yere değmeden gittim. Tam odadan içeri adımımı atarken telefonumun titrediğini farkettim. Mesaj Gamze’dendi;
    “Heeey”

    Sempatik girişti. Üstelik beni “Ulan ne yazsam, ne zaman yazsam” derdinden de kurtarmıştı. Odaya girince çocuklarla aramdaki samimiyete güvenerek duyuru yapar gibi konuştum;

    “selam beyler, artık bi yenge adayınız var haberiniz olsun”

    Furkan bilgisayar başında LoL’ü oynamaya çalışırken “ooo hayırlısı olsun, bu ne hız” diyerek katıldı. Kadir’se “gibtir len daha dün bir bugün iki” diye gülerek bi çıkışta bulundu. “Al olm, mesaj attı şimdi inanmıyosan bak” diye gösterdim. Ağzı açık “vay züt” diyip yerine oturdu. Furkan nasıl olduğunu sorarken olanı biteni anlattım. Öte yandan da Gamze’ye cevap verdim. O gün öyle geçti. Araya haftasonu girdi, buluşmaya karar verdik. Bu sefer yancısı olmadan, ikimiz.

    Güzelde geçti buluşma. Birbirimizi daha iyi tanıma fırsatımız oldu. O bana kendini açtı ben ona. Ama açılan yarama değinmeden tabii ki, orası hala hassas. Samimiydik, iyiydik yani. Kampüs tarafında bi yurtta kalıyomuş, mavi durak’a pek sık gelmezmiş yani. Cumartesi günümüz öyle geçtikten sonra onu otobüsüne bindirip yurda döndüm. Dönen geyikler yine aynıydı, güldük eğlendik. Biz üçümüz iyi anlaşırken Berkay hep arka plandaydı. Ara ara lafa katılır geri kalan zamanlarda laptop’ından Lig TV’yi açar maçları ya da özetlerini izleyerek okul harici günlerini geçirirdi. Bu arada odada olan 4 kişide bağlattığım internete ortak oldu. Faturayı bölüşüyoruz. Kadir yalnızca telefondan bağlanıyo, laptop kullanma gibi bi durumu yok. Furkan’la ben yan yanyanayız zaten, izlediğimiz dizilerde oyunlarda bir. Ortak kullanıyoruz gibi. Berkay’da sürekli canlı yayın seyrediyodu. O kastırıyodu interneti biz oyundayken, ama bi kaç kez uyarmayla çözdük, yani çözdüğümüzü sandık
    ···
  2. 302.
    +6
    Önümüzdeki 2 hafta su gibi geçip gitti. Furkan spora başlamaya karar vermiş benide yanına çekmeye çalışırken ben inatla reddetmekteydim ? Fazla bi kilom yoktu aslında, ama zayıf biriside sayılmazdım. Ama canım istemiyodu spora gitmeyi falan. Zaten dersler ve Gamze’yle fazlasıyla meşguldüm. Mutluydumda. Her ders aralarında, okul giriş-çıkışlarında görüşür olmuştuk. Fakat son 2 gündür aramızda anlam veremediğim bi esinti vardı. Yürürken el ele, otururken omuz omuza, hatta bazen dudak dudağa geldiğimiz oluyodu. Çok hızlı gelişmişti aslında her şey ? Korkulacak bişey miydi bu ? Aslında hayır. Çünkü kazanmak, elde etmek için uğraş göstermediğim, kendiliğinden olan ve hızlıca gelişmiş bi ilişkinin bitmeside girişi kadar hızlı olurdu benim için. Zorlanmazdım yani. Bi kaç gün sonra dökülüverdi hanımefendi;

    “Ben seni stalklamak istedim biraz. Google’a senin adını soyadını yazdım. Çıkanlar bi miktar üzdü beni. Eski sevgilinle ilgili olan yazıların, paylaşımların falan. Unutamamışsın belli ki, hala aklında bi yerlerde o var”

    Hassas noktama gelmişti bu sefer. Her konuda şaf cambazlığı yapabilecek olan ben bu sefer lafı dolandırmaya mecalim yok gibi hissetmiştim bi anda. Dolandırmadım da. Direk “Evet, önceden paylaşmıştım öyle şeyler. Sonradan da kaldırmak falan istemedim, duruyolar hala öyle” diye devam ederken “Bi aptallık yapıp kaybetmiş senin gibi birisini, neden hala üzülüyosun ki onun için” yanıtı geldi. Aptallık ? Eski sevgilime ? En hassas noktama ? Bu söylenecek şey değildi, sen değil kralı gelse söyletmezdim.

    “Sen ne dediğinin farkında mısın Gamze ? Konuşmalarına dikkat et kalbini kırmak istemiyorum. Kimse böyle konuşamaz”

    “Hala korur gibisin ? Bana hak vereceğine hala yasını tutuyosun ? Hem de benimle birlikteyken, sana inanamıyorum (izmirli) gerçekten inanamıyorum”

    “Madem öyle bitsin Gamze, ben yasımı tutmaya devam ederim. Ama sen bu konu hakkında en ufak bir yorum bile yapamazsın bunu kafana sok”

    Sert bi sondu, sert bi final. Ama olması gerekende buydu. Ben kimsenin geçmişini sorgulayıp dil uzatmıyorsam kimse de bana aynısını yapamazdı. Hele bu konuda hiç kimse söz hakkına sahip değildi. Yaramı satacağını düşündüğüm bandajım çok erkenden kopuvermişti altındaki kanamaya dayanamadan. Damlayan kan sargıyı yıpratmıştı yavaş yavaş. Ki fazla da dayanamadan kopup gitti.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 303.
    0
    Seriiiiiiiii
    ···
  4. 304.
    0
    Belki okurum
    ···
  5. 305.
    +9
    Çok üzgün ya da karalar bağlamış durumda değildim. Ama içimde bi kırgınlık vardı, yalan değil. Bi kaç haftam güzel geçmişti sayesinde. Keyfim yerindeydi, okulu ya da dersleri zorlanırcasına kafama takmıyodum, hatta canla başla yapıyodum bile verilen ödevleri falan. Bundan sonra kendimi salıp okula küsecek değilim elbette. Ama bu duruma alışmam kısa da sürse bi zaman alacak gibi.

    Yurda döndüğümde odada kimse yoktu. Kadir yemekte olmalıydı, Berkay zaten ikinci öğretim, okuldadır. Furkan’da spordan dönmemiş hala. Ben kendimi yatağa bırakıp odanın karanlığında gözlerimi kapatırken bi yandan da kafamdaki düşünceleri sorguluyordum

    “Ben nerede hata yapıyorum ?”

    Sahi, neydi benim hatam ? Ben mi fazla iyimserdim ? Ya da yaşadıklarımdan sonra yanaşmaya korkar mı olmuştum böyle durumlara ? Hayır, korkak değildim ki ben. Gayette yaklaşıyodum kafamı dağıtıp yeni şeylere başlarmışcasına. Ama yok, geçmişim karşıma çıkıp çıkıp duruyordu; ya doğrudan ya da dolaylı bi yolla.

    Bi kaç saat geçmiş olmalıydı ki kendime gelmeye başladığımda Kadir yine yatağının başında telefonla meşgul, Furkan ingilizce ödevleriyle boğuşmakta Berkay’sa yeni gelmiş üzerini değiştirmekteydi. Uyandığımı farkedince “hayırdır olm, manitacılık falan yapıyosun diye fazla mı yormaya başladın kendini” diye takılmaya başladı.
    “Yok be kanka, kavga ettik bitti. Ayrıldık galiba, yani öyle gözüküyo”
    “Noldu anlat bakalım, neye kavga ettiniz durup dururken ?”
    Olanı biteni anlattıp üstünkörü bi şekilde. Kadir ve Furkan pür dikkat dinlerlerken Berkay yine Lig TV’yi açmış laptop’ıyla ilgileniyodu. “gibtiret kanka, çok erken olmuştu zaten boşver. Ben sevmemiştimde zaten Gamze’yi” diye tesselivari söylemlerde bulunan Furkan “Yemeğide kaçırdın zaten. Bizde iyi yedik, menü çok güzeldi. Sen de yarramı ye” diye devam etti. binti lan bu, sinir etmesinide biliyodu beni. Ama iyice samimi olmuştuk. Seviyodum yani. “Çıkıp yürüyelim ya biraz, açılırız hem” diye katıldı konuşmaya Kadir. Olurdu lan, süper fikir. Çıkalım dıbına koyim. Hayret, Berkay Bey Hazretleride katılmak istedi bu sefer bize. Başımıza taş yağacak taş...
    ···
  6. 306.
    +9
    Yıllarca süregelecek, bir gelenek olarak varsayacağımız o akşam yürüyüşlerinin ilki böyle başlamıştı işte. Dört kişi mavi durağın etrafında sohbet-dedikodu yaparak dolanıp en sonunda yurda girecektik. Plan buydu.

    O gecenin konusu benim konumu konuşup kafamı dağıtmaktı. Ama ben bu ekiple konuşmaya başladıkça zaten dağılacak bi kafam kalmamıştı ki, rahattım. Sadece Berkay yeni yeni konuşmaya başlamıştı.

    Bu arada azeriler ortalarda yok, nerde diye soracak olursanız puştların ilk tömer sınavları kötü geçmiş. Eee yumurta da züte dayanınca canla başla dil çalışmaya başladılar. Aksi takdirde azerbaycana geri gönderilecekler. Hem benimle araları fazlasıyla iyiydi, ama oda kalabalıklaşınca birazcık çekinir gibi oldular. Furkan’dan mı diğerlerinden mi bilemiyorum. Ama zaten fazlasıyla yırtık tipler, aşarlar bunuda. Gelirler yanımıza sohbetimiz daha da büyür. Ama önce bi türkçeyi öğrenmeleri lazım. Azeri balaları sizi
    ···
  7. 307.
    +8
    Bu gecelik final olsun beyler, fazlasıyla yoruldum bugün. Yarın daha uzun partlarla daha çok ilerleriz. Takip edenlere iyi geceler olsun, sizleri seviyorum
    ···
    1. 1.
      0
      beklemedeyim
      ···
  8. 308.
    0
    Rezerved
    ···
  9. 309.
    0
    2. Rez güzel hikaye liseli gibikler yüzünden trend de değil ne anlarlar amk
    ···
  10. 310.
    0
    27 rezerved
    ···
  11. 311.
    0
    Rez dostum devam
    ···
  12. 312.
    0
    30 rezerved
    ···
  13. 313.
    +7
    herkese iyi akşamlar beyler. umarım keyifler yerindedir.

    eve ancak gelebildim. gelir gelmezde giriş yapıp haberdar etmek istedim. birazcık dinleneyim, bir kaç saat içersinde gelip yazmaya başlicam.

    şimdiden hepinize iyi eğlenceler...
    ···
    1. 1.
      0
      beklemedeyim kumki
      ···
  14. 314.
    0
    Hiakye yarım kalmaz inşallah
    ···
  15. 315.
    0
    Rezerved
    ···
  16. 316.
    0
    Bekliyoruz panpa sabah ise giderken okuyorum rez atam
    ···
  17. 317.
    0
    30 okundu rez
    ···
  18. 318.
    +10 -1
    https://www.youtube.com/watch?v=WQjcFGsZSCA

    aşk karmaşık bi histi. kimisi için ayakkabı bağlamak kadar kolay bi eylemken kimileri için atomu parçalamak kadar zorlu ve yorucuydu. benim içinse kaybolmak gibiydi. bi labirentte sıkışmış kalmış gibiydim hangi yola adımımı atsam daha da kaybolup yol iz bilmez hale geliyordum.

    izmir labirentteki girişimdi hiç girmek istemiyor olsamda. yaşadıklarım, yaralarım beni buraya itivermişti. önce izmirde sağa sola koşuşturup boş bi yol ararken uzun bi koridor bulmuştum kendime üzerinde "sakarya" yazan. bu yoldan yürürsem çıkabileceğimi, hatta daha iyiye gidebileceğimi düşünmüştüm. furkan, kadir, azeriler koluma girip yolumda bana yardımcı olan ilk yoldaşlarımdı. sonra gamze gelmişti işte sürpriz bi şekilde. biliyosunuz, yolumdaki çakılları temizleyip yürümeme yardım ederken koca bi kaya bırakıp çekilmişti köşesine. ama dert değildi, arkadaşlarım yanımdaydı. ya kayayı delerdik, ya etrafından geçerdik. mesele kaya değil, yolun kendisiydi aslında.

    ayrılığın ardından 1 hafta geçmişti. bu geçen sürede hem yurdumdakilere hem de sınıfımdakilere vakit ayırmıştım. 2. sınıf olmasa da 1. sınıfta girdiğim öğrenciler konuşup tanışmaya pek bi meraklılardı. bana özel bi durum değildi bu. hani üniversiteye gelince ilk sınıftan tanışıp ortam edinmeye, o film ve dizilerdeki üniversite hayatını yaşamaya çalışan tipler olur ya, öyleleriyle doluydu sınıf. mesela konuştuğum her konuda bana karşıt olan zeynep diye bi kız vardı. "auracı" olarak kaldı kızın adı, en basit bi tartışmada bile "auraya dahil değil hocam, onun durumu başka" tarzı şeylerden bahsederdi. benimle olan tanışmasıda "böcekler hayvan mıdır yoksa farklı bi kategoride mi değerlendirilir" meselesiydi. böcekler hayvan değildir, canlı olarak başka kategoriye sahiptirler. tıpkı insanlarla hayvanların aynı olmadığı gibi. he genel duruma bakacak olursanız canlılar zaten 3'e ayrılır;
    -hayvanlar
    -bitkiler
    -tek hücreliler

    sonrasında kategoriler kalabalıklaşır. yanlışım varsa düzeltin beyler, biyoloji ya da zooloji bilimleriyle pek haşır neşir değilim. ama bildiğim kadarıyla durum bu.

    Yasin diye bi tip var mesela sınıfta. kendini ortamcı zanneden, herkese "ooo kardeşim nerelerdesin sen ya" lafları eden, kızların kendisine deli divane olduğunu düşünen yavşağın teki. bana samimi yaklaştı, ama bi fitneci olduğunu anlamam çok uzun sürmedi. yalan yok arkadaşlar, aile tarafından varlıklı birisiyim. gösterişide çok severim. he bu benim bi huur çocuğu olduğumu gösterir mi ? öyle zannedilse de kesinlikle hayır. giyim kuşam olsun, kullandığım elektronik aletlerden araçlara kadar gösterişi seven bi insanım. o sıralarda da daha yeni çıkan bi akıllı telefonu ailem bana burayı kazanmamın şerefine hediye olarak almışlardı. sınıfa bununla girince diğer çocuklar "vaay aga güzelmiş he" diyip geçerlerken bu muallak eline alıp her takuna kadar kurcaladıktan sonra "para sende hee biliyosun işini. biz de memur çocuğu sürünelim, senin kadar şanslı olamadık ki. sen şimdi parayla oynuyosundur" tarzı patavatsız şeyler söyledi. ulan dalyannan, sen memur çocuğusun da biz huur çocuğu muyuz ? babam makine mühendisi, annem pastane sahibi. var elimize geçen bişeyler ki harcıyoruz. sana hesabını mı vericem bunun ? bu kadar sert olmasa da benzer şeyleri ona karşıda söyledim. sonra lafı dönüp dolaştırıp "ben de motor alıcam, köpek gibi çalışıp para biriktiriyorum. 1.000 liram ekgib, sen bi destek ateşlersin bana he kanka. borç olarak ama" demeye getirdi. seni tanıyalı olmuş daha 1-2 hafta, sana neden 1.000 lira vereyim ulan. hele ki başın kıçın ayrı ayrı oynarken. "veririm ama faizli olarak 1.500 alırım senden" diye şakaya vurdum. ciddiye alıp tamam dedi gitti yanımdan. amk salağı...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Canlılar ökaryot ve prokaryot hücreler olmak üzere ikiye ayrılır
      ···
      1. 1.
        0
        Ordan da yürüyo işte
        ···
      2. 2.
        0
        haklısın kanka, inan bu konuda münakaşaya giremem kimseyle. çünkü uzmanı olduğum bi alan değil ne yazık ki. aydınlattığın için teşekkür ederim, öptüm
        ···
  19. 319.
    0
    izmirde yıkık olmak başarı panpa kusura bakma
    ···
  20. 320.
    0
    E hadi mk
    ···