ne kadar boktan bi dunya

takipteyiz

ölmek için ve son nefesini bir denize bakarak vermek için güzel bir gün. öylece bakıp düşünmek ve ne yaptığını, neden yaptığını bilmemek. utanç dolu bur hayatın oldu sefa diye kendine seslenmek. pislik ve tak çukuru olan dünyada temiz kalmak imkansız. birgün sağına bakıyorsun ve "ne yaptım" diye düşünüyorsun. denedim ve yenildim diyorum. basarisizlik ve siyah dolu bir  hayatı süsleyen son şey başarılı bir ölümdür. kumral saçların, yeşil gözlerin ve ses tonun dünyanın en güzel ve en ahenkli sarkisiydi. seni kazanamamak bana birşey öğretti. sevdiğin kişiye son bakışınmışcasina bak çünkü birkaç dakika sonra gibtir olup gidebilir. birkaç saçma sebep sunup bir daha yüzüne bile bakmayabilir.sen seversin, özlersin ve keşke sin bir defa sarilsaydim dersin.ben başarısız bir şair,bir yazar ve insanım. tanrı herekese bir şans ve bir bilet veriyor. herkes kendi filminin başrolünde. aşık olduğumuz kişiler, ailemiz,arkadaşlarımız, barmen ve diğerleri sadece birer konuk oyuncu. dikkat edin, yüzüne bile bakmadan yanından geçtiğiniz kişi bir başrol oyuncusu ve siz sadece kalabalık yapmak için kullanılan kalabaliksiniz. yönetmen tanrı ve bizler.

birkaç pislikle geceye dalıyor ve ucuz saraplar içiyordum. halime üzülmüş gibi yapan kadınlarla sevişiyor ve ölümden bahsediyorsun. yüzleri değişiyor ve benimle konuşmayı bırakıyorlardı.bir kadın hariç. bilge.ölümü dinlerken gözleri büyüyor ve birasını bana bakarak yudumluyordu. kollarında ki jilet yaralarıni gizlemiyor onları masada gezdiriyordu. farklı bir kadındı. saçları kısa ve sarıydı gözleri mavi ve büyüktü teni beyazdı. kaybetmis bir kadın. ailesi yoktu, arkadaşlarını sevmiyordu. sevisirdik bazen. sorular sorardım cevaplardı. barda ki kaslı, uzun boylu ve yakışıklı adamlar dururken neden ben ? diye sorardım. onlar yaşamayı bilmiyor.sen hem yaşamayı hem ölmeyi biliyorsun derdi. ölümü neden bu kadar merak ettiğini anlayamıyor ve onun bir deli olduğunu düşünüyordum. benden bir farkı yoktu. aşk ve mutluluk ona uzaktı. tanrıya inanır ve onu severdi. belki de onunla buluşmak için istedi ölümü.kim bilir ? 

bir gecede altı bira. aman tanrım ne pislik bir kadın. tekila ve sigara deli gibi gidiyor, herkes küfür ediyordu. dans ve yumruklar ahengli bir şekilde yaşatıyor ve öldürüyordu.ben tanrıyım diye bağıran alkollü çocuklar ve sabah kadar uyumayı düşünmeyen insanlar. kalkıp yürümeliyiz, yoksa kusarız diyen kadınlar ve barmene bir bira daha ver huur çocuğu diye bağıran kadınlar. harika bir gece tak gibi bir hayat. saatlik yaşayan insanaların yanında iyi hissediyordum kendimi. bilirsiniz,birkaç dakikamızın garantisi yok.

küfür ve sadelesmis son sigara palavralı yapan insanlardan iğreniyorum. sigarayı bırakmak akıl işi değil. yani mutlu olursun sigara icersin, aglarsin sigara icersin ve sigara seni her defasında dinler. unutma herşeyi anlattığın sigarayı bile parayla alırsın.bir paket sigara son paranı vermek ve son dalı içmek. öylesine kederli öylesine yalnız kalıyor ki bazen insan sigara bile miğde bulandıriyor. sigara güzeldir ama. çikolatalı,sade ve kremalı sigaralar. keyif için icilmemeli bence. şiirden anlamayan kişiler nasıl ki şiir okumamaliysa sigaradan anlamayan kişiler de sigara icmemelidir. dünyanın en güzel şiiri ise cameldir.

beş parasız ve seni görmeden evde geçirdiğim bir gün daha. neye yara ki yaşamak ? kimin için, neyin için yaşadığını bilmiyorsan yaşamamak en mantıklısıdır. sabah uyandığında yüzümü yikiyorum ve aynaya bakıyor.kim severdi beni ? neden inanmıştım sana ? yokluk ve kimsesizlikten ibaretim. birgün beni görme ihtimalin, bana yalandan da olsa seni seviyorum deme ihtimalin beni yaşatıyor. bana son birkez bakman ve tanrima, yalanima ve yasantima son vermelisin. beş parasız ve seni görmeden geçirdiğim bir günün daha sonuna geldim.iyi geceler.

yarın uyandığımda göremezsem seni. aşktan,sistemden, caydan,sigaradan, ciksten,charlesdan, uykusuzluktan,denizden, banktan,ölümden, kahkahadan ve yalandan bir daha bahsetmem. çünkü sen, hepsi senden ibaret. genel olarak aşkın tanımı mutlu olmak yada acı çekmektir. yani ya aglarsin yada gülersin. risk,aşk çok büyük bir risk.ben bu riski aldım ve kaybettim. hayatim, hayallerim ve umudum bir birahaneden çıkıp gitti.

birgün buradan kurtulabilir miyim ? bilmiyorum. yarı aç yarı tok olduğum günlerde alkollü olup mutlu ölüyorum. satılık hayalleri bur kente bırakıp sahilde ki banka oturuyorum. elbet ölüm sirasi bana da gelecek. azrail elinde bir mektupla gelip bana küfür edecek. birgün öleceğimi kabullendim.ama nerede ve nasıl olabilir ? sıcak bir yatakta, gözlerim evimin yanında ki gölde ve göbeğim bira dolu. belkide sırtımda soğuk bir namlu hissederim. sonrası ise sonsuzluk ve sessizlik. önemli olan nasıl değil neden öldüğündür.

balkonda oturmuş öylece kalabalığı seyrediyordum. işten çıkanlar, okuldan çıkanlar, öylece dolaşanlar ve iş arayanlar.ben onlardan birisi değildim. sokaklarda kosmuyorum. mutlu çiftler görünce kusmak istiyorum. sigaram bitti, çay soğudu bira yok. hava soğuk ama ben buradayım. açım ve yalnızım ama hala varım. elimde tükenmez kalem, sayfalar ise hep başkasının defterinden yirtilanlar. oysa yazılarda söylediklerim aşkım, karanlığın ve bensizligim o kadar benim ki.özlüyordum bir corbayi.

güzelliğin bir insanı öldürebilirdi. aşık ediyor ve üzüyordun. öylesine yaşamış ve yoksundu ki gözlerin ; 

bitirebilirdi bir geceyi bile.

arka sokaklarda satılık olmayan ruhunla sevişip, dudaklarında bir nefes gibi son bulmak isterdim. sahi ne olurdu ? 

 

bir bira,bir sigara içimlik daha kalsaydın.

bir bira aldım ve odama geçtim.oda soğuk ve incinti. defterleri ortaya döktüm ve boş olanlardan bir tane seçtim. masaya oturdum, parmaklarımı hazırladım ve beni bilge hissettiren o saçma gözlükleri taktım. kalemi elime aldım. yazamıyordum.deli gibi özlemiştim ama kalem kıpırdamıyordu. birayi yudumluyor ve parmaklarımı izliyordum. ellerimle yüzümü kapattım ve ağlamaya başladım. yazmadım belki de dedim kendime. yanımda sen olsaydın bu taklari birakirdim.sen isteseydin yaşamazdik.bir iş bile bulurdum sen isteseydin. istediğin kişi olurdum. gördüğümüz şeyleri anlatan filmler izlerdik.sen gülerdin.ne güzel gulerdin. yüzüm donuktu ama ben anlardım güldüğünü. tanrının en asil görüntüsüydün. gecenin yeşili, gökyüzünün turkuazı, doğanın sarısı ve aşkın huursuydun. hiç sevmeyecek kadar alçak,hep sevilecek kadar asildin.

genemi sen ulan

var panpa

efsane başlık reserved

(bkz: pgibolojik sorunları olanlar)

biraz bekleyin, alkollüyüm ayrıca hepinizi seviyorum.

oraya oturdum ve kimseyi beklenedim.ben sizin yarın ki güveninizim.bir çiçek olup tanrı dağında olmayı diledim. sabaha kadar içip kafayı buluyor sonrada buraya geliyordum. hiçbir amaç doğrultusunda yaşamıyordum. aslında bunu pek istemiyorum. yani yaşamayı. sıcak bir havada arkadaşlarimla oturup sürekli şikayet etmek istemiyorum.bir cafede oturup karşıdaki kızın bana boş gözlerle bakmasını ve yarın aklına dahi gelmeyeceğimi düşünmek istemiyorum. buradayım ışte. neyi değiştirir bu ? kimse adımı oğluna vermeyecek. taktan bir cenaze töreni ve hiç tanımadığım insanlar.ben entel değilim. beni şarkılarla falan gömmenizi falan da istemiyorum. bırakın öylece kalsın cesedim. saçlarım ve sakallarim geceye karişsin. hayatta ki tek hedefim bir kadının aşık olduğu kişi olmak ki buda imkansız görünüyor. yani burada oturup bir mucize beklemek çocukça olur sanırım. birden tanrının gökyüzünden bir melek indirip " bu meleği al ve tüm hayatını mutlu yasa" demesini beklemiyorum. burada oturup sistemden ve kadınlardan bahsetmekte saçma geliyor. bana bir hayal ve bir ülkü gerekiyor. biraz kağıt ve biraz hayal.bir kadın yanıma oturup ne yazıyorsun? diye sormadı. sormuyor ve sormayacak.bu bir çaresizlik ve yalnızlık göstergesidir.bir kadın,bir kadın herşeyi değiştirebilir.

burdayizzzzz

bak sigaram. neyimiz vardı bir gece sahilde bol yalanlar ve taktan şarkılardan başka. birkaç atilla ilhan şiiri ve sen. sensizlik.hep boğazıma kadar taka batmış ve iğrenç hissettim kendimi. sensin sebebi, sensizlik yani. bitmeyen bir sigaram ve tanrıya olan inancım olsaydı belki daha mutlu olurdum. bıktım işte. aynı olmaktan, sensiz olmak ve sen olmaktan.sen ne kadar benden kaçtıysan ben o kadar sen oldum.ne vardı yani ? şarkı, rakı,aşkı ve ot bitmeseydi.hep aynı melodinin üstüne şiir okumak gibi seni bira içerken düşünmek.o gün o yolda sana bağırmak, ağladığını görmek ve ağlamak.ne kadar acıydı. canım yandı, anlıyorsundur umarım. uykularım yarım ve gecelerim uzun.ne bunları okuyacak kişi umurumda nede bu sabah ki ölüm. perdeler kapalı ve güneş yok. küsüz bu aralar naralarımla. kavgalarımla.sen varsın artık yani yokluğun artık.sen ve ben. asla biz olamadık. olamazdık zaten.sen turuncunun en huur hali ben ise taktan bir hayatın en anlamsız çocuk yazarı. ölümsün be kadın, ölümsüzsün.

kazandığım son para elimde ve nereye harcamam gerektiğini bilmiyorum. bir içki alıp köşeme cekilmeliyim belki. belki de yiyecek birseyler almalıyım.son para önemli oluyor. fazla bir para değil ama kendime kızıyorum. parayı bu kadar önemli kılan bizleriz. dıbına koyduğum gecesinde yapabilir hiç birşey yok ve benim cebimde 100 lira var.bir huur ile geceyi geçirmek cazip gelmiyor. sıkıldım artık hergün aynı şey. evden çık, sahile git,tek başına otur, orada bir paket sigara içip taktan şeyler yaz,eve dön, birkaç içki al,koltuğa uzan ve saçma şeyler yaz, içkiyi bitir, yatağa git ve tavana bak. hayatımın ve bir günümün özeti böyle. hiç yeni insan tanımıyorum. eski kişiler ile konuş ve eski günlerden bahset.ne kadar eğlenceli olduğunu ve eskilerden kimse kalmadığını söyle. neden onlarla takılmadığın hakkında yalanlar uydur. hala sokaklara slogan yazan arkadaşlarim var. kirmiziya gidiyorum bazen. çay ocağı gibi bir yer. yeni çocuklar bana düşman gözü ile bakıyorlar. faşist diye bağırmak için can atan çocuklar. koyu bir çay ve ilker geliyor yanıma. eski günleri özlediğini söylüyor. tekrar kavga etmemizi ve eylem denilen serseriliklere dönmemi istiyor. eğer şansınız varsa bir gecede 3 kavga çıkabilir. kimin için,ne için kavga ettiğini sormazsin bile. kalkıp evime dönerim ve yalnız yaşamanın iyi birşey olduğun söylerim kendime.