/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 151.
    +68 -5
    Alel acele telefona sarıldım, içimden de sürekli dua okuyordum. Oturma odasının kapısını o an açtım ve halı yanıyordu. Halının köşesi alev almıştı. Babamı aramadan önce halıyı söndüreyim dedim. Su doldurup geldim geldiğimde kendi kendine sönmüş sadece yanık yer duruyordu. Bu nasıl olurdu? Nasıl yanardı duru durduk yere halı… Bu zaman a kadar böyle bir durumla karşılaşmamıştım.
    Babamı aradım daha köye varmadan hemen geri döndü. Babam gelene kadar çıkıp kapının binanın önünde bekledim. Babam son sürat geri geldi. Ağlayarak olanları anlattım. iş çığırından çıkmıştı artık. Dünün, kral gibi emir verip istediğini yaptıranı, bugün köle olacak durumdaydım. Halının yandığından bahsettim. Yukarı çıkıp babama da gösterdim. O gece direkt dedemin yanına gittik. Dedem o kitabı tekrardan çıkardı ve bir sayfa açtı. Açtığı sayfayı sonuna kadar bana okuttu. Onları okuduğumda beynimde çığlık sesleri oluşuyordu. Beynim patlayacak gibi oldu, o an elimi başıma zütürdüm. Dedem de galiba bunu deniyor olacak ki kitaba okumamam için elini tuttu. Bu okudukların sana zarar veren şerlilere acı veriyorsun. Onların çığlıklarını duydun. Kaç tane çığlık duydun dedi…
    Bağımda neredeyse 100 tane çığlık vardı ve hepsinin tonu farklıydı. Sayıyı duyunca dedemin tipi değişti. Babama sen burada kal dedi beni yatak odasının yanında küçük bir oda vardı oraya zütürdü.
    Çekmeceden bir sürü mum çıkardı ve halka oluşturacak şekilde dizdi. Benden bir bardağa küçük abdestimi bozmamı ve bardağı getirmemi istedi. Gidip biraz ıkınarak ta olsa yapıp getirdim. Bardağı en ortaya koydu. Kitaptan başka bir sayfa açtı ve açtığı sayfada aynı şekilde oluşturulmuş bir resim vardı. Dedem şeklin altında ki yazıları okumamı istedi. Ben okuduğumda mumların ateşi diğer olanların aksine çok azaldı, neredeyse sönecek duruma geldi.
    Dedem dur dedi. Ben sana dediğimde buradaki mumları sırası ile yavaşça alıp bardağın içine sokup söndüreceksin dedi. Bunu yapış amacımız ; buradaki her bir mum, her bir şerli için boyut değiştirebileceği bir kapı görevindeydi. Okuduğum yazılar onları çağırıyormuş fakat ne diğer boyuta geri dönebiliyor ne de bizim boyutumuza geçebiliyormuş. Onları zoraki çağırıp bu duruma sokan bir yazı…
    Mumların ateşinin azalma sebebi ise; tek yapabildikleri şeyin kendi mumlarını söndürüp eski boyutlarına kaçabilmesiymiş. Ben eğer onları bardağın içine söndürmeden sokabilirsem, o kapıdan gelen şerli ölecekmiş. Bu şekilde 4 tane mum söndürebildim, diğer kalan mumlar okumaya başladığımda, ya da elime aldığımda sönüyordu. Bunları öldürmek imkansız görünüyordu…
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -3
      Bugünlük bu kadar diyosun
      ···
    2. 2.
      0
      demesin daha erken
      ···
    3. 3.
      +3 -3
      gençler hikayenin sonunu yazıyorum buraya onları kendi alemine gönderip kendi alemine gelmesini engelleyecek bütün bilgiler dedesinin kitabında saklı.
      ayrıca belirteyim dayımın karısı huur yani karakter olarak anasını gibtiğimin bini. neyse konuya döneyim abim evlenme aşamasındayken evi hazırlamaya yardım edecem ayağına yatakların arasına muska koymuş böyle en alta amk. 4 yıl sonra yeğenim havale geçirdi yaklaşık 1 ay sonra da bu muskayı bulmuşlar. Dine falan inanmam ama bu büyü olayı %99 gerçek onu biliyorum.
      not:deistim
      ···
    4. 4.
      +1 -1
      DiNE iNANMIYON AMA BÜYÜYE iNANIYON... büyü ne ile yapılıyo acaba
      ···
      1. 1.
        +3
        sakinim
        ···
      2. 2.
        -1
        yarar var... ben de...
        ···
      3. diğerleri 0
    5. 5.
      0
      nick'ini niye yengenin ismini koydun hala evli misiniz aq
      ···
      1. 1.
        0
        amk yenge yaptık en sonunda. Yenge aşağı yenge yukarı :D
        ···
    6. 6.
      +1
      Rezerved bi bitmedi mk
      ···
    7. 7.
      0
      Rezerved
      ···
    8. diğerleri 5
  2. 152.
    +66 -3
    Dedem tekrar tekrar denedi, fakat kalan mumlar nedense kendi kendine sönüyordu. Bunun sebebi onların güçlü olmasıymış. Şerlilere kapıları açan mumları, kendileri söndürerek o kapıdan geri gidiyorlardı. Bu nasıl bir güçtü? Bunlarla baş edebilmek için ne yapmam gerekirdi? Fiziksel boyuta geçiyorlardı artık ve bana fiziksel müdahale de bulunuyorlardı. Dedeme ister istemez sitem ettim. Başka yolu yok mu bunlardan kurtulmanın. Hayatım bitti dede. Kimse ile arkadaş bile olamıyorum. Benim bu halimi gören benden uzaklaşıyor. Ben ne zaman normal insanlara döneceğim dedim.
    Dedem konuşmalarımı dikkate bile almadı. Kaldırdı mumları, zaten hepsi sönmüştü. Bana da bardağı verdi. Serentinin altında kazma var toprağı biraz eşele bardağı oraya dök, bardağı da at dedi.
    Dışarı adımımı atar atmaz evin önündeki fındık bahçesinin aşağısında bir ışık yanıyordu. Eğilerek gidip baktım. Aşağı da 4,5 kişi vardı ama o saatte dedemin bahçesinde kim olacaktı yani? Bardağı falan bıraktım yere hemen dedeme çağırdım. Dedem geldi aşağı taş atmaya başladı. Dedemin attığı taşlar bize geri gelmeye başladı. O kadar mesafeden yukarıdan aşağı taş gelme şansı yok zaten, hem de ağaçlara vurur yani. Hemen içeri geçtik o ara ben bardağı dökmeyi unuttum. Aklıma bir yarım saat sonra geldi. Hemen dedemle beraber dışarı çıktık tekrar. Bardak duruyor ama içi boş. içindeki benim idrarım buhar olmuş sanki. Dedem bana biraz bağırdı neden dökmedin diye ama dökmeden önce olanlar yüzünden unutmuşum.
    ···
    1. 1.
      +97
      Mal niye dökmedin
      ···
    2. 2.
      +1
      bu gece bitir panpa gözünü seviyim uykusuzum kac gündür btisin diye bekliyorum
      ···
    3. 3.
      +1 -3
      al işte dıbınakodugum beynini gibtiğim salağı türk dizilerine döndü olay
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 153.
    +67 -2
    içeri geldik oturuyorduk. Evin çatısı çinko çatıydı. Eve girdikten sonra sanki birisi çatıda yürüyor gibi ayak sesleri olmaya başladı. Çatır çatır yürüyordu birisi çatıda ve bizim olduğumuz odasın üzerinde durdu. Dedem sesli sesli ayetler okumaya başladı, o şey bizim üzerimizde dururken çatının mutfak tarafındaki yerinden aynı şekilde çatıdan ayak sesleri gelmeye başladı. Artık Dışarı çıkacak duruma geldik. Salona doğru gittik sessizce . Bir anda yağmur sesleri gelmeye başladı çatıdan…
    Ama bu yağmur olamazdı. Dolu yağarmış gibi öyle bir ses oldu ki ama bitmek bilmiyordu bu ses. ..
    Dedem bize dönüp … BiZi TAŞLIYORLAR, herkes içinden ayetel kürsi yi okusun dedi. Okuyorduk ama bitmek bilmiyordu. Camlara da vurmaya başladı aynı şekilde çakıl taşları. içeride dua okumasını duyamaz hale gelmiştik. Öyle bir ses olamaz. Resmen çatıyı geleceklerdi. Artık olan ses kulakalrımızı çok fazla rahatsız etmeye başladı. Nasıl bir şeyin içine düşmüştük. Buradan kurtulamayacağımızı düşündüm. O an aklımdan annemin evde yalnız olduğu ve bunca zaman işlediğim günahlarım geldi. Sanırım bu ölüm korkusuydu. Artık evde duramadık dedem çıkalım, çıkarsak keserler belki dedi. Dedem dış kapıyı açtığı anda çatıdan sadece takılı kalan taşların yuvarlanma sesleri gelmeye başladı. Bir anda bıçak gibi kesildi sesler. Birde saçak diplerine baktık ki milyonlarca küçük küçük çakıl taşarlı vardı ve nasıl olurda bu şerliler bu kadar çakıl taşını bir araya getirmiş olabilirlerdi. Dedem dış kapının ışığını yaktı ve evin kenarında ki küçük tarlanın tam başında bir kazık vardı. Tarlanın etrafı tel örülmemiş, sadece kazıklar çakılmıştı. Bahsettiğim kazığın üzerine oturmuş kolarını birleşirmiş ve suratı çok eşki şekilde kısacık boylu bir şerli vardı. Hafif keçi sakalı vardı ve görüntüsü o Harry potter filminde ki dobby den farklı değildi. ( Bu filmler gerçek şeylerin benzetmelerinden yapılmıştır.)
    Bize doğru öyle bir kötü bakış atıyordu ki. O kadar kısa boylu bücür bir şey olması inanın beni diğerlerinden daha çok korkutmuştu. Dedem Kul euzü bi rabbin nas, melikinnas ilahinnas, min şerril vesvasil hannas ellezi yüves visu fisudurinnas minel cinneti vennas ın cinneti kısmını okuduğu anda gözden kayboldu. Etrafa baktığımızda başka hiçbir şey yoktu. O kadar çakıl taşını tek bir cin mi yapmıştı..Ben hiç sanmıyordum.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +19
      2 dk aralıkla entry girdin amk kıyamet alameti mi bu??

      Yine züt yalattı editi: 1. Senin hatandı 2. Benim hatamdır..

      Amk yaz lan yaz tadımlık veriyon üstüne tadını biz alamadan gibiyon bizi..ben sana çatal kaşık setide getiricem.. biraz da onla gib..
      Ama ben sana hastaneden serum da getiricem onla enerjini topla yine gib... ama bitir şu hikayeyi amk bitir BiTiRRRRR
      ···
    2. 2.
      0
      panpa bitir sunu bu gece sonunu merak ediyorum yenge nasıl su an iyimi yanındamı selamlarımı ilet sizi bekledigim kadar game of thronesi beklemedim selene bu kadar vakit ayırsam simdi yanımda ayse deigl selen olurdu hadi gözünü seviyim
      ···
    3. 3.
      0
      tya abi bekliyoruz aq bari bi cevap ver devam edecekmsin etmeyecekmisin sadece mal mal f5 cekiyoruz aq yeirnde
      ···
    4. 4.
      0
      Rezerve
      ···
    5. 5.
      0
      Miner degil "min el cinneti vennas" olacak kardesim.
      ···
    6. 6.
      0
      hayırdır birader deseydin ya, biraz atarlı olsan belki r yapacaktı
      ···
    7. diğerleri 4
  4. 154.
    +75 -1
    Dedem biraz daha etrafa bakındı sonrasında ama başka bir şerli ile karşılaşmadık. Biz içeriye girdik ve aradan 2 dakika geçmeden yine bir şey çatıda yürümeye başladı. Çatıda öyle bir şey var ve biz aşağıda duruyorduk. Dedem koşup kitabını getirdi. Kitabı masanın üzerine koydu ve sanki bu anları daha önce yaşamış gibi bir sayfayı arıyordu. Alel acele sayfaları hızlı hızlı çeviriyor, sanki biraz sonra olacaklardan haberdarmış gibiydi. Dedemin bu aşırı stesli hali ve çatıda tepinen şerlinin evin içine verdiği atmosfer bizi resmen bunalıma sokuyordu. Bizi resmen dışarıya çıkmak için zorluyordu. Pencerelere baktığımızda normalde sokak lambalarını görürdük. Ama pencerelere baktığımızda sanki önlerine bir şey konulmuş gibi her taraf karanlık görünüyordu. Sabki kapana kısılmıştık. Çatıdaki yürüme ve tepinme sesleri artık dayanılmaz bir hal aldı. Zıplayarak çatıyı çökertmeye çalışır gibi bir halleri vardı. Bunu görüp dışarıda oturan şerli varlığıda hatırladıkça tüm zamanlardakinden daha çok korkmuştum.
    Artık bu stresli dakikaların bir an önce bitmesi için sürekli içimde dualar okuyordum. Nas Felak surelerinide okuyordum fakat nedense bu sefer ayrılmıyorlardı. Bizi dışarı çıkarma çabaları kendini çok belli ediyordu. Deddem bu stres ortamında bir türlü aradığı sayfayı bulamıyor ve çatıda devam eden ses artık deprem etkisi yaratmaya başlamıştı. Dedem durup arkasına dönüp mahcup bir şekilde bana baktı ve sonra cama doğru birkaç adım attı. Sim siyah bir perde vardı sanki önümüzde. Oraya bakmaktan vazgeçti mutfağa doğru gitti ben yerimden bil kıpırdayamaz hale gelmiştim. Belki dışarıda insanlar olsa bu kadar tedirgin olmazdım. Çıkar saldırırdım. Öleceksemde en azından mücadele vererek ölmüş olurdum, fakat dışarıda daha tam olarak nasıl bir şey ile karşılaşacağımdan bile emin değildim. Bazen güzeller güzeli bir prenses iken bazen dünyanın en çirkin varlığı, bazen bir bebek, bazen sakallı kırmızı gözlü uzun boylu ayakları ters bir varlık, bazen mor bacak, bazen ise normal bir insan sureti ile karşıma çıkıyorlardı. Dedem bir ara aşırı donuklaştı. Sanki ele geçirilmiş gibi bir ifadesi vardı. Babam zaten ömründe böyle bir olaya şahit olmamıştı. Ben herkesten daha çok şeyler yaşamıştım ama tek güvencemiz dedemdi. Onunda bu donuk ifadesi bizi artık sona geldiğimiz hissiyatına alıştırmaya başlamıştı. Derken dedem ayağa kalktı dış kapıya yöneldi. Sanki dedemi onlar yönlendiriyor gibiydi. Dedemin kapıya yöneldiğini ananem görünce bastı çığlığı nereye gidiyorsun diye. Dedemi babam belinden sarılıp geri çekti ama biz aşağıda bunları yaşarken yukarıdan gelen ses bizi strese boğuyordu. Aşağıda olanları biliyorlardı ki bizi daha da kargaşanın içine sokuyorlardı. Dedem kapının önüne gitmekte ısrar ediyordu. Fakat elini kapı koluna değil, elektrik saatinin altında ki kapı pervazına uzatıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      Commeeeennn hocaa commeeeennn nerdesinnnn
      ···
    2. 2.
      -12
      dıbına koydumun asosyalleri 7 sayfa okumuşlar ahahahahaha
      ···
  5. 155.
    +67 -1
    Dedem ısrarla elini uzatmaya devam ediyordu. Sanki niyeti dışarı çıkmak gibi değildi. O an bırakalım dedik, sanki konuşamaz durumda ama hala bir şeyler için çabalıyor sandık. Dedem elektrik saatinin altında ki pervazı çekiştirmeye başladı. Esnettikçe arkada şeker poşetine sarılı sap sarı olmuş yağmur almış kağıda yazılmış muska kendini gösteriyordu. Dedem eskiden bu işlerle uğraşan bir hoca olduğu için, zamanında korunmak için kapının önüne bu şekilde muskalar bırakmıştı ki evin içine şerliler giremesin diye. Ama artık bunu kendi elleriyle çıkaracaktı, çünkü artık bedeni yönetiliyordu. Dedemin bunu yapmaya çalıştığını görünce geri çektik ikimiz tutunca daha ilerleyemeden geri getirdik. Arkadan ellerini tutup yere eğdim. Babam onu okudukça koca adam hırıltılı hırıltılı derinden babamla konuşuyordu. Şerli bir şekilde dedemi yönetiyordu. Ne söylediği anlaşılmıyordu ama konuştuğu gırtlaktan gelen bir sesti. Bu ses kesinlikle dedeme ait değildi. Dedem nefes alamıyordu. içindeki şey dedemi boğuyordu sanki. Nefes almadan sürekli peş peşe konuşuyordu ve ses azalıyordu. Dedem boğuluyordu ölecekti . insan o anda sevdiklerinin o şekilde olmasına dayanamıyor. Bende o anki korku ve cesaret arası duygu ile cama yöneldim. Camı açtığımda o siyah örtü kalktı ve karşımda duran yüzlerce kırmızı göz ile artık burun burunaydım. Ben bunu yaptım da dedemin kendi sesini duydum. Kapat camı dedi sadece…..
    Hiç ama hiç hatırlamıyorum. Ben o camdan nasıl geçti isem dışarı çıkmışım. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Tekçe dedemin senini hatırlıyorum. Hala kulaklarımda çınlanır o ses. Ben dışarıdayken dedemler benim peşimden kapıdan çıkıp hemen çıkarken de kuzine üzerindeki sıcak ibrikteki suyu alıp çıkmışlar. Pencerenin önünden başlayıp etrafa döküp kaynar su ile şerlileri kaçırmışlar. Ben bunları hiç hatırlamıyorum. Hayatımda bu bölüm yok arkadaşlar. Uyumak yada bayılmak gibi bir şey de değil. Narkoz gibi. Bir saniye sonrasıymış gibi geldi bana. Dedemler beni yerde bulduklarında öldü sanmışlar. Nefes almıyormuşum. Başımda Saatlerce ayetler okumuşlar. Dedem o kitabından da bir çok şey yapmış…
    Ben uyandığımda hala o anda geri kalmıştım. Çok tuhaf ama benim yüzüm gözüm şekil değiştirmişti resmen. Elmacık kemiklerim çıkmış yüzüm zayıflamış, eklemlerim sanki kırılacak duruma gelmişti. Bana orada birkaç dakika içinde her ne yaptılarsa son amacına öldürme ye varamamış ama bana bir zarar verdikleri kesindi.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +7
      ya yeter aq yenge nerde bıraktımı seni öylece o
      ···
    2. 2.
      0
      uyudu beyler dağılın amk
      ···
    3. 3.
      +7
      sayende hikayeye ilgi düştükçe düştü dıbına koydun hikayenin zaten ilk zamanlardaki gibide yazamıyosun bitir artık daha fazla küfür yemeden
      ···
    4. 4.
      0
      iyice sıçtın dıbına koyim
      ···
    5. 5.
      0
      Rezerved
      ···
    6. 6.
      +11
      Yazsana alagavat giberim tahtanı bekletme bizi !!!1!1!1!
      ···
      1. 1.
        0
        Ben dedim panpa bu pünönünke yüz vermeyin diye
        .
        ···
      2. 2.
        +6
        Okadar okudum quantum bini gibi yaparsa giberim tahtasını ciddiyim
        ···
      3. diğerleri 0
    7. 7.
      +2
      yenge yenge dedik evlendirdik aşka olan inancımı kaybettim
      ···
    8. diğerleri 5
  6. 156.
    +66 -7
    Babam beni o halde görünce şok geçirdi. Resmen çökmüştüm. Kabir azabı gibi azap yapmışlardı sanki. O kadar kısa süre içerisinde ne yaptılarsa artık bu hale gelmiştim. Dedem hemen kuzine üzerinden su alıp, beni ılık duşun altına soktu. Orada yıkandıktan sonra biraz açıldım. Dedem ben seni iyi edeceğim dedi yine kitabına sarılacaktı ama babam yok ben alıp gideceğim dedi. Bir tane nefesi kuvvetli hoca tavsiye etmişler köyde babama babam ilk başlarda diğer hocadan kaynaklı pek güvenemediğinden yok demiş fakat bu olanları kendi gözüyle de gördükten sonra dedemle biraz darılışsalar da mecburen çıktık oradan o dakika. Babam beni köye getirdi. Sabah olması zaten yakındı. Namaz vaktini bekledi. Namazını kıldı ve köyde ki ona hocayı tarif eden adamı aradı. Adam uyuyormuş o saatte babam yine de acil olduğu için kapatmadı telefonu… Adam Adıyaman da imiş. Adını vermeyeceğim hala hayatta ve bu işlere devam eden feyzli bir adamdır. Biraz yanımıza eşya alıp yola çıktık. Babam arabayı şehirde ki bizim evin önüne park etti. Oradan otobüs bileti alıp Adıyaman a doğru yola çıktık. Yolda iken sürekli geri dönme isteği vardı bende. Beni resmen ruhum içimde sıkıştırıyordu. Sürekli canım otobüsten inmek ve yürümek istiyordu. Sanki her yanım kaşınıyordu, beni o otobüsten indirmek için sanki bana baskı uygulanıyordu. iyice daraldım sanki yaklaştıkça daha da nefes alamaz hale gelmiştim. Sonunda Adıyaman a vardık. Oradan babam irtibata geçip birileri ile Hoca’nın numarasını buldu. Birkaç otobüstü vs... Hocanın evinin oraya vardık. Yeri tarif etmeyeceğim. illaki bilen vardır aranızda… Hocanın kapısını çaldık. Bir kadın açtı kapıyı hoş geldiniz gelin oturun dedi. Hocanın odasına girmedik. Salonda oturduk biraz bizden hariç bir kadın daha vardı sürekli düşlerini gıcırdatan gözlerinin içi deli gibi bakan bir kadın. içeriden bir adam çıktı. Onun peşine o deli kadını alacağına kapı eşiğinden bana bakıp kaşını çattı, sen gel bakim dedi. Sanki hastane amk 65 yaş üstü gibi aldılar beni içeri. Deli kadından zaten ses çıkmadı. Öyle beklemiştir gariban. Hocanın odasını tarif ediyorum. Arkasında köy evelerinde duvara asılı olan kumaştan yapılan geyik resmi, etrafta tavan ile duvarın birleşim noktalarından asılmış Arapça harfler yazan ama anlaşılmayan yazılarla dolu çerçeveler. Hocanın önünde rahle ve yanında bakış 3 tane çanak… Masanın üzerine mum yakmıştı bizden önceki çıkanlar için hala yanıyordu. Hoca odaya girer girmez minderine oturdu rahlesini önüne çekip başını eğdikten sonra hiç yüzümüze bakmadan bir şeyler okuyup durdu içinde. Okudukça da bir sağ bir sol omzuna üfleyip duruyordu. Bizbabamla ses çıkartmadan bekledik. Oradaki en çok dikkatimi çeken şey ise, Mumlar yanıyordu ama yanarlından ne eriyen kısımları akıyordu, nede en ufak azalma vardı. Bir ara buna dikkat kesildikten sonra ben, hoca alttan göz ucu ile bana bakınca mum parladı resmen ve pat diye söndü. Beni herhalde bu konularda yeni sandı. Biz neler gördük hoca efendi diyecektim ama demedim. Ufaktan bir şov yaptıktan sonra beni etkilemeyeceğini anladı ve başını kaldırdı.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      hocam son cümle nedir öyle o kadar olaydan sonra... :D
      ···
    2. 2.
      0
      entry 158 sayfa 7 ayraç
      ···
    3. 3.
      +4
      gitmişken adıyaman tütünüde alaydın panpa
      ···
    4. 4.
      0
      küfür ve son cümle hikayenin anasını avradını gibti attı. yazıklar olsun.
      ···
    5. diğerleri 2
  7. 157.
    +66 -6
    Niye geldin dedi. Babamda doktora dert anlatır gibi anlatmaya başladığında hoca onu sormadım… Deden sana yardım edecekti zaten neden bırakıp geldin dedi… Bana bunu söylediğinde gerçekten o zaman benim aklımı almıştı, o zaman beni etkiledi. içimde zaten hocalara karşı ön yargılı olduğum için, bu hareketi beni ona karşı saygı duymaya ikna etmişti. Bunları biliyorsunuz demek hocam dedim. Biz her şeyi biliriz dedi. Sağa sola baktı. O ara bende arkamı dönüp baktım. Arkamda saçaları up uzun çirkin görünmeyen, sadece kolları zayıf vücudu insan vücuduna çok yakın bir şerli hocaya odaklanmış bakıyordu. Ben ona baktığımda belki fark etmişti ama hiç bana bakmadı. Gözleri çukurdu. Diğerleri gibi ateş saçmıyordu. Zaten insan baktığında kötülük amacı olmadığını hissedebiliyordu. Ben tekrardan hoca ya döndüm. Hocam 1 tane mi var sadece dedim. Hoca ney 1 tanemi dedi. Hocam işte arkamızdaki cinden sadece bir tanemi var dedim. Hoca onu duyunca gözü büyüdü. Sen nasıl görürsün bunu dedi. Ben rutin zaten gördüğüm için şaşırmamıştım. Hoca seceremizi hep bulmuş ama onları görebildiğimi anlamamıştı herhalde. Babama döndü sen görebiliyor musun dedi. Babam da benden dolayı alışık olsa da pek görebilmiş değildi. Babam yok hocam benim öyle şeylerim yok dedi. Hoca bakır çanaktaki suyu aldı, parmağını uzat dedi. O şeker ölçmek için parmaktan kan alan küçük bir iğne var. Onu elime yaptı, çıkan kanı parmağımı silkeleyerek bakır kabın içine düşürdü. Hoca kan düştükten sonra suya yoğunlaştı. Sanki bir şeyler görüyor gibi yüz ifadesi değişiyordu.. Bende neden yaptığımı hala anlamıyorum, dalga geçer gibi.. Var mı hocam bir şeyler dedim. Babam dizi ile beni dürtükleyip gözüme baktı. Ben normalde saygılı bir insandırım, fakat o zaman hoca ile böyle bir alay etme hissi oluşuyordu bende lakin bu benden kaynaklanmıyordu. Hoca kafasını bir daha kaldırdı. Babası sen dışarı çık dedi. Babam hiç ikiletmeden dışları çıktı. Hoca tekrardan kafasını kaldırdı. Sen nereden geldin dedi. Söyledim. Sizin oralarda benim çok samimi arkadaşım var dedi ama bahsettiği il bize komşu başka bir ildi. Hocanın bunu demesi çok saçma ama benim giciğima gidiyordu. Bende orası ile benim olduğum yer aynı değil dedim. Yok yok aynı dedi. Hoca da benim zıttıma gidiyordu. Bende arkadaşın seni kandırmış hoca dedim. Ben normalde bırak arkadaşın seni kandırmış demeyi, hocam derim bir kere hoca demem… Hoca sakalından bir beyaz tüğ aldı. Sen bu sakalımda ki kıl olamazsın dedi. Ben, sanki ağız benimdi ama kontrol başka bir yerdeydi. Sakalına tüküreyim senin dediğimi o kadar net hatırlıyorum ki… Hoca o parmağımın kanını akıttığı suyu alıp, yüzüme kaldırıp attı suyunu. Ben o an ne oldu hocam dedim. Hoca yok bir şey dedi. Az önce konuştuğumu ben o an hatırladım. Hocam ben valla farkında değilim Allah aşkına dedim. Hoca ben biliyorum sen yorma kendini dedi.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi panpa seri devam et bozuldu bilmem ne diyenleri sallama
      ···
    2. 2.
      0
      Bismillah
      ···
    3. 3.
      +10
      Kardeş hocadan faydalanmaya geldin niye atar yapıyosun ayıptır.
      ···
    4. 4.
      +2
      Herşeyi biliriz diyor öyle hoca mı olur amk
      ···
    5. 5.
      +1
      aynen herşeyi biliyoruz ne amk
      ···
    6. 6.
      0
      hoca anlayışlıymış
      ···
    7. diğerleri 4
  8. 158.
    +68 -4
    Hoca resmen babamı çıkartıp, benimle ters konuşup test yapıyormuş. Hocam ben çok uğraştım ama başımdan bir tülü atamadım bu musibetleri dedim. Beni kurtara bilir misiniz dedim. Artık evlere barklara girmeye korkuyorum, akşamları hep huzursuzum hocam kurtarın beni dedim. Sana cannile yapmışlar dedi. Anlamadım hocam dedim. Şu anki olduğun durumun adı bu dedi. Sana bunları musallat etmişler dedi. Adama güveniyordum. Beni bu işlerden kurtaracağını hissediyordum. Hoca burada bir yerde kalın dedi. 1 hafta gitmeyin inşAllah çözeceğiz dedi. Dedim 1 hafta babam duramaz görevi var, bende işten zaten çok izin alamadım çok hocam bizim için bu dedim. O zaman başka zaman gelin dedi, 1 hafta duracaksınız burada her gün geleceksin dedi. Babama söyledim, babam sen dur dedi. Bende orada yakın bir pansiyonda durmaya başladım. 2 kişilik odaydı. Yanımda biri daha kalsın diye dua ettim ama kimse gelmedi. Korkuyordum bir şeyler olacak diye ama öyle düşüne düşüne sabah etmişim. Sabah kalktım yine hocanın yanına geldim. Hoca bana çeşitli otlardan bir karışım yaptı içtim. Sona bir kitap açtı… Bu kitap zaten dedemde olan kitaptı ( Kitabı açıklıyorum.. Havas ilmi kitabı ve orijinal eski baskıdır.) Hoca kitabı açtığında benim gördüğüm sayfa, dedemlerde kaldığımda kitap kendi kendine açılıp ışık saçtığı anda ki sayfaydı. Ben onu görünce bu sayfayı biliyorum deyip hoca ya kitabın nasıl ışık saçıp beni cezp ettiğini anlattım. Hoca direkt sayfayı kapattı. Verdiği karışımı içtim ve beni gönderdi. Ben kitaptan bahsettikten sonra zaten hoca bir tuhaf olmuştu. Zaten tuhaf bir adamdı. Bazı şeyleri biliyor, bazılarına aşırı şaşırıyordu, değişken ruh hali beni kararsızlığa itiyordu. O gece kaldığım pansiyona geldiğimde beni babam aradı. O gece hayatımın en büyük şokunu yaşadım ve hala atlatamadım….
    Dedemin vefat haberini aldım.
    ···
    1. 1.
      +46
      noooooooooooooooooooooooooo
      ···
    2. 2.
      +26
      Allah rahmet eylesin panpa üzüldüm
      ···
    3. 3.
      0
      allah rahmet eylesin kardeşim..ç
      ···
    4. 4.
      +2 -2
      allah rahmet eylesin
      ···
    5. 5.
      +29 -2
      dedeni bırakmayacaktın kardeşim. böyle durumlarda hep toplu hareket etmek lazım.
      ···
    6. 6.
      +1
      ooooooooooo yoooooooooooooo
      ···
    7. 7.
      0
      Çevrimicisin abi Giresunlulardan gavat çıkmaz bak yazmayan gavat olsun mu
      ···
    8. 8.
      +12
      ben Giresunlu çok gavat tanıyorum valla... üzgünüm ama ne kadar berduş dolandırıcı varsa Giresunlu çıkıyo... taaaaa amerikada bile ünlüler yani... üzgünüm...
      ···
    9. 9.
      -1
      Ayraç 7
      ···
    10. 10.
      0
      Yıkıldım kardesin ya Allah rahmet eylesin . adiyamana gitmisken kahtanin menzil köyüne gitseymissin hic gibinti olmadan cikardin isin icinden
      ···
    11. 11.
      +1
      Ulan dede orada yalnız bırakılırmıydı be o adamki senin için havasın dibine vurdu... Saçını sakalını süpürge etti onu da zütürmeliydin oraya. Ve bu bahsettiğin hoca Hacı Seyda mı?
      ···
    12. 12.
      0
      Allah rahmet eylesin
      ···
    13. 13.
      0
      Başın sağolsun kardeş üzüldüm.
      ···
    14. diğerleri 11
  9. 159.
    +68 -4
    Dedemin ölüm haberini uzakta almış olmanın şoku hala üzerimdedir. Hemen apar topar memlekete döndüm. Dedem gece kalp krizi geçirmiş. Ananem sesini bile duymamış ama dedem yattığı yataktan mutfağa kadar sürünerek gelmiş. Cenazesini toprağa verirken hastaneden gelen ölüm kağıdı ile toprağa verdik. Özellikle baktım enteresan bir şey aradım. Lakin ölüm sebebinde kalk krizi yazıyordu. Kalp krizi geçiren insan morarır ama dedemi toprağa verirken gördüğümde hiç morluk yoktu yüzünde ve göğüs bölgesinde…
    Kimseye bir şey diyemedim. Dedem sağlığında iken şekeri ve tansiyonu vardı sadece… Benim hayatımda ki, en büyük yıkımlardan birisidir onun vefatı. Nur içinde yatsın..
    Cenazeden sonra cenaze evine geldik. Zaten ölümü ani olduğu için yaşlı da olsa herkes onu dinç bilirdi. Bu yüzden ağlama sızlama çok oldu. Dedemin cenaze ve cenaze işlerinden doğan olaylardan ötürü Adıyaman da ki hocanın yanına gidemeyecektim. 3 gece evde Kur’an okundu sonra hayat ne olursa olsun normale dönmeye başlıyor, ne kadar içimizde olsa da acısı…
    1 hafta falan geçmişti, Ananem tek duramayacağı için dedemin emekli maaşını o alacaktı ve köydeki evden taşınıp şehirde duracaktı artık. Olaylar biraz durulduğunda ananemden o gece neler olduğunu anlatmasını istedim. Dedem o gece sürekli düşüncelere dalıyormuş ananemle beni konuşuyorlarmış. Rahmetli kendi çocuklarına vs fındık bahçelerini bölmüş, kendine de küçük bir yer ayırmıştı. Ananeme, ben ölürsem oğlana buradan yer ver gelir gider fındığını toplar demiş. Ben bunu duyunca zaten göz yaşlarımı tutamadım. Ananemde zaten ağıt yakarak anlattığı için daha fazla dayanamadım. Dedem o gece ananemle beraber yatmaya gitmemiş. Ben daha sonra gelirim sen yat demiş. Eline beraber baktığımız kitabı alıp okumuş. Ama akşam yattığında ananem uyanmış. Yattığını görmüş. Ama dedemin yataktan kalktığını görmemiş. Yani eğer kalk krizini yatakta geçirse illaki uyanırdı ananem patırtısına diye düşünüyorum. Tuvalete kalktı desem, mutfak ile tam zır bir yer. Su içti desem su zaten sürahide, yatak odasında hep vardır. Bir şeyler atıştırmaz zaten şeker hastası. Yemek saatlerinin haricinde yemezdi. Ananem kitap okuduğunu deyince sabah kalktığında kitap neredeydi dedim. Masanın üzerinde değilmiş, Gidip sandığa baktım, dedem kitabı oraya bırakmış. Elimi dahi sürmeden sandığı kapattım. Evin içinde biraz düşündüm. Dedem sürünerek gelmişti çünkü halılar kilimler hep kaymış. Sanki birisi onu evin içinde sürükleyerek zütürmüş gibi bir izlenim bırakmış ananemde de…
    Tümünü Göster
    ···
  10. 160.
    +78 -5
    Daha fazla ananemle bu konuları konuşmadım. Benim aklıma ilk gelen ise, dedem o gece o kitapta bir şeyler yaptı ve ona zulüm ettiler sanki.. Bu durumun düşüncesi bile benim kahrolmama sebep oluyordu. Dedem beklide benim yüzümden ölmüştü. Bunun yükü ne ağırdır. Ne vicdan azabıdır….
    Ananemin evinde şehre zütürecek çok eşyası yoktu zaten. Buzdolabı ve televizyonunu aldık. Yatak döşek vs. onları bıraktık. Ne de olsa en azından yazları fındığa gelecekti. O eşyaları taşıyıp evi toparlarken yatak altlarında tavan aralarında birçok yerde muskalar buldum. Ne için olduğunu bilmediğim için yerlerini değiştirmedim. Gördüğüm yerlerine bıraktım. Ananem sandığı açıp banyo ilifleri ve ördüğü birkaç yelek vs.. vardı onları ve albümlerini aldı. Onun işi bittikten sonra, dedemin o gece ne yaptığına okuduğuna dair belki bir şey bulurum diye kitabı korkarak ta olsa oradan almak istedim. Hemen bir çantaya koydum ananem görmeden. Kitabı da eşyaların arasında çaktırmadan arabaya yükledim.
    Dayımlar biz gelmeden ev kiralamışlardı zaten Kur’an falan okutulurken köyde. Evin temizliği bittikten sonra eşyalar yerleştirildi. Ben başkası görmeden kitabı bizim arabaya bıraktım, sonra yardıma gittim. Evi kurduk her şeyi ile, Artık ananem geri kalan hayatını burada geçirecekti ama o da 8 ay sonra vefat etmişti zaten : (
    Akşam olduğunda herkes ananemler e oturmaya gitti. Ben eşya vs taşıyıp ev temizliğinede yardım ettiğim için çok yorulmuştum. Annem, babam, abim herkes oradayken ben arabayı alıp eve geçtim. (Hikaye de abim den çok bahsetmedim. O askerden sonra Isparta da çalışmaya başlamıştı. Sonradan devlet memuru oldu. Şu an Manisa da görev yapıyor. Aranızda gizli okuyanlardandır abim de… Buradan Selam olsun..)
    Aslında oradaki geliş amacım da bir an önce gidip kitaba bakmaktı. Belki okuduğu yeri kıvırmıştır ya da belli olur diye düşünmüştüm.
    ···
    1. 1.
      +15
      Bende manisalıyım panpa abine bendende selam olsun
      ···
    2. 2.
      +1 -8
      Aleykum selam bro
      ···
  11. 161.
    +66 -1
    Eve gelir gelmez kitabı elime aldım. Kitap normal bir kitap olabilir, fakat ben elime aldığımda sanki patlayacak gibi oluyordum. Daralıyordum, O kitap açıldığında odanın atmosferi değişiyordu benim için. Kasvet dolu ürkütücü bir kitaptı. ilk kez bu kitabı bilinçli olarak açıp bakacaktım. Tüm bu sıkıntılara rağmen bunu yapmak istiyordum.
    Kitabın kapağını kaldırdığım anda , sanki arkamda derin derin nefes alan birini hissettim. Ayağa kalktım hemen, bir an ben ne yapıyorum burada dedim. Gerçekten bunu yapmama, bu işe kalkışmama çok şaşırdım. Sanki bilincim kapanmış ve beni bunu yapmaya zorlamış gibiydim. Kitabı kapatacakken aralardan bir sayfanın arasına beyaz kağıt konulduğunu fark ettim. Kağıdı aradan çekip aldım. Dedem oraya sayfa numaralarını yazıp notlar almıştı. Kitabın sayfa numaraları 1,2,3,4,5 diye gitmiyordu. Acayip şekiller ver ve bu şekiller sayıları simgeliyordu. Korku ile daha kitabı okuyamadım. Hemen kaldırıp çekmeceye koydum. Beyaz kağıdı yanıma aldım. Evde de korktuğum için hemen milletin yanına geri döndüm. Orada 1,2 saat daha oturdum ama aklım hep kitapta ve kağıttaydı. Milletin yanında çıkarıp bakamadım ama dedem oraya çok fazla not almıştı ama hep Arapça yazmıştı. Onları çözümlemek istiyordum. Dedemin o gece ne yaptığını çok merak ediyordum.
    ···
    1. 1.
      +6 -1
      Arapça harflerin bi rakamsal vs bi karşılığı oluyor belki öyle birşeydir
      ( ne diyorlardı amk o tarz arapça yazılara ? )
      Edit : Ebced değeri
      ···
    2. 2.
      0
      Seri bro seri bitir artik hikayeyi
      ···
    3. 3.
      +18
      bu parttaki ilerleme; yazarın kitabı açıp , kapatması
      ···
    4. 4.
      0
      ya amk su parta kadar harbiden gercek oldugunu dusunuyordum ama simdi film koptu amk bildigin da vincinin sifresini almısın bize anlatıyon ya dıbına koyim senin ben
      ···
    5. diğerleri 2
  12. 162.
    +65 -1
    Ananemin yeni evinden hep beraber kalktıktan sonra eve geldik. Saatte geç olduğu için herkes yatağına yattı. Ben odada abim ile kaldım. O yatakta yattı, ben yere döşek serdim.
    Yattığımda telefonumun ekranındaki ışık ile kağıtta yazanları okumaya çalıştım. Ama çok anlamsız karışık yazılar yazmıştı dedem, bu yüzden hiç bir şey anlayamadım. Sabah herkesten önce kalktım gündüz gözü ile kitaptaki sayfa sayıları ile kağıttakileri karşılaştırıp, ne anlamlara geldiklerini, kitaptan belki anlayabileceğimi düşündüm. Kitabı alıp oturma odasındaki masanın üzerine koydum. O saatte herkes uyuyordu. Dedemin yazdığı sayfa numaralarını en baştan sırası ile bakmaya başladım. Dedem ilk sayfadan beni şok etti. Açtığı sayfa bir ritüel yapmayı anlatan sayfaydı. Dedem o gece bir ritüel yapmıştı , yada yapmaya çalışmıştı. Oraya aldığı notlar neydi onu anlayamıyordum. Kağıtta yazdıkları sanki şifreli gibiydi. Ama ilk notlarında dedemin o gece bir işler yaptığından emin oldum. Gündüz olduğu için gün ışığında o kitap bana kasvet ya da korku vermiyordu. Rahatlıkla okuyabiliyordum.
    Dedemin diğer işaretlediği sayfaya geçtim ama bu sayfada sadece bir piramit şekli vardı ve yanlarından paraf atılmış gibi işaretler vardı. Hiç yazı yazmıyordu. Kağıt ta aynı bölümde ise bu sayfa ile ilgili 4,5 satır yazı vardı. Ama hiç okunacak cinsten yazmamıştı dedem. Bu durumda beni bu olayı araştırmak için daha da heyecanlandırıp, bu olayın üzerine daha da gitmemi sağlıyordu. Dedem diğer sayfalardan da yine aynı şekilde notlar almıştı ama ne kitaptan, ne de dedemin notlarından hiçbir şey anlamamıştım. Birkaç gün ne kitaba ne de kağıda baktım…
    O günler içerisinde, beni hiç bir mahlukat rahatsız etmedi. Sanki her şey bitmiş. Adıyaman da ki hocanın bana yaptıkları şey etkisini göstermiş gibiydi, fakat hoca daha buraya geleceksin demişti. Elbet bir şey olacaktı. Bunları beklemeden babam beni tekrardan Adıyaman a hocanın yanına gönderdi. Hoca beni görünce kızdı, nerelerdesin falan dedi. Bende dedemin vefatından dolayı alel acele ayrıldım dedim. Hoca da bu duruma üzülmüştü, olayın üzerine pek konuşmadı acımı deşmemek için.
    Nerede kaldık seninle dedi, bende pek bir şey yapmadık dedim. Ama hoca ya asılında sormak istediğim bir şey vardı. Dedemin kağıda yazdıkları neydi, o gece neler olmuş olabilirdi….
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +17
      Kusura bakma da o her şeyi bilen hoca değil miydi
      ···
    2. 2.
      +1
      1- hoca nerede olduğunu bilmiyor mu?
      2- dedesi kendini feda etti (bence)
      3- saygım sonsuz abim yanlış anlama abimm
      ···
  13. 163.
    +43 -8
    Yarın devam edeceğim. Herkese hayırlı geceler.
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      Hayırlı geceler zuzu
      ···
    2. 2.
      +28
      iyi geceler panpa ve diğer panpalar

      Ananen ve özellikle deden için başın sağolsun
      ···
    3. 3.
      -1
      Sırf senin için hesap açtım yazdıkların ilk inandırıcı gelmedi ama snra nick ile hikayenin uyumluluğu güvenimi arttırdı. Bu arada başın sağolsun ölüm haberini okuyunca 2 dk telefona bakakaldım çok üzüldüm inşallah hayat istediğin gibi gidiyordur
      ···
    4. diğerleri 1
  14. 164.
    +69 -5
    Hocaya kağıttan bahsedemeden yine bir şeyler okuyup üflemeye başladı ve kağıtlara bir şeyler yazdı. Bana senin evliliğin tek taraflı bitmiş dedi. Nasıl bir şey bu tek taraflı bitmesi nedir hocam dedim. Zuzumbilesi için ben bir heves gibi bir şeymişim. ilk başlarda bana musallat oldukları zaman kendi aralarında beni öldürmek için karar almışlar. Ardında da zuzumbilesi bana aşık olmuş ve beni korumuş kollamış ve sonunda benimle evlenmiş. (Bu kısımları zaten biliyordum, fakat beni bıraktığını bilmiyordum.)Onlarda aynı biz insanlardaki gibi evlilikten cayabilir ya da terk edebilirler. Aslında bu pekte umurumda değildi…
    Hocam peki bu evlilik bitti ise beni bıraktılar mı yani dedim. Hoca o zaman, tam tersi şimdi senin peşini bırakmayacaklar. Sana ızdırap verecekler dedi. Bu işten kurtulmak için sana reçete yazıyorum dedi. Oturdu kağıda yine bir şeyler karalamaya başladı. Bir süre bekledikten sonra işin sonunda 2.100 tl alacağını, ben yabancı olmadığım için benden 2000 alacağını söyledi. Ne samimiyetimiz olduysa benden 100 tl almayacakmış.Ne diyeyim Allah razı olsun dedim. Hoca yanında ne kadar para ver dedi. Benimde yanımda yaklaşık 300-500 Tl arası bir para vardı, tam net hatırlamıyorum..
    Bende şu an yok hocam yarın babamdan isterim dedim. Fakat hocanın bu şekilde para istemesi, Hocanın ne olduğunu ap açık göstermişti. Belki beni kurtarsa ve sonra para istese 5000 Tl de verirdim, yeter ki kurtulsaydım… Hoca ya sonra bakarız der gibi bir babamı arayayım dedim oradan ayrıldım.
    Babamda artık ne kadar bıkmış ise para göndereyim ver dedi. Ama hocanın aşırı samimiyetsizliği beni ondan buz gibi soğuttu. Gerçekten bir şey yapacaksa da artık yapmasına gerek yoktu. Babama bu hoca bizim hocadan da beter dedim. Babam da gel o zaman başka hoca bakalım dedi. Bu Hocalardan bir umut olmadığını konusunda artık emindim. Tek yapmak istediğim dedemin kağıda neler yazdığıydı. Adıyaman dan ayrılmadan yine bir hoca bulup, en azından bana kağıtta yazanları açıklamasını isteyecektim.
    ···
    1. 1.
      +79
      Yenge gönül eglendirmis ama sen unutamamissin kanka, nickinden belli herşey ajdjags
      Edit:Çok taşak geçtim inceden tırsıyorum amk
      ···
    2. 2.
      +67 -1
      Bir anlık hevesmiş diyenler şaşsın
      Aşkımız yıllarca sel olup taşsın
      Darısı her seven gence bulaşsın
      Gelinliğinle gel bir kuğu gibi zuzumbilesi
      ···
    3. 3.
      -2
      yenge bile dayanamamış bu oç' nu terk etmiş ya biz ne edek
      zıtra nerde kaldı lan gawat hani gelecekti hani ha şerefsiz
      ···
    4. 4.
      +9
      Vay mk zuzu huuru gönül eğlendirip ortadamı bıraktı. Şerlide olsa bütün kızlar aynı gömdüklerim bari sende gibip hamile bıraksaydın panpa çocuğun kabile reisinin torunu olacaktı anasını ağlatırdın ortalığın. . s.s
      ···
      1. 1.
        +1 -1
        Hee iyice geym of tronsa dönsün hikaye
        ···
    5. diğerleri 2
  15. 165.
    +64 -5
    Hocanın yanından çıktıktan sonra otobüs bileti baktım ama en yakın otobüs biletini ertesi akşama bulabildim. Bu nedenle bir gece daha burada kalmak zorundaydım. Kaldığım yere geldiğimde cebimden dedemin yazdığı kağıdı çıkardım ve kurşun kalemle yazıldığı için yazılar hafif silinmeye başlamıştı. Yazıların tamamen silinmesinden korktum ve aşağı da orada çalışanlardan kağıt ve kalem aldım. Oturdum ve dedemin karışık yazısı ile yazdıklarının aynısını itina ile yazmaya çizdiklerini, itina ile çizmeye başladım. Yazığı kağıttaki her şey bölüm bölüm yazılmıştı. ilk bölümü yazmaya başladım, yazdıkça da okumaya çözümlemeye çalışıyordum. Yazdığım masanın yan tarafında tuvalet ve banyo vardı. Oda zaten çok küçüktü. Gözümün ucu ile böyle hafif bir karaltı gördüm ve ben görür görmez tekrar tuvalete kaçtı. Kafamı kaldırıp bakmıyordum. Sadece bir şeyin sana baktığını analarsın ya, öyle bir bakmaydı bu…
    Bundan tam emin olamadım, bunca olanlardan sonra paranoya yaptığımı düşündüm. Zaten hava tam kararmamış akşam ezanı okunmamıştı. Onların gündüz olamayacağını düşündüm.. Kısacası kendimi rahatlatmaya, sadece göz yanılgısı olduğunu düşünmeye çalışıyordum. Tekrar kağıda odaklandım ve Aynı karaltı kapının yan tarafından kafasını uzatmıştı. Bu sefer o kadar emindim ki, ama kafamı kaldırıp bakamıyordum bile. Ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Bu gündüz karşılaşması nasıl olur diye kafamda fırtınalar kopuyordu. Başımı masadan kaldırmayıp göz ucu ile bakmaya devam ettim. O an aynı yerden başka bir kafa daha uzandı ve refleks olarak döndüğümde, o kadar hızlılardı ki, sadece arkada bıraktığı siyah uzun kuyruklu kıyafetini gördüm. Ayağa katlım odanın içinde, ama ne yapacağımı bilemedim. Çaresizdim..
    Dua okudum biraz bir cesaret geldi ama bakmaya gidemezdim oraya. Dışarısı hala aydınlıktı. Aşağı insem beni deli sanar atarlardı oradan.Çıkıp dışarıda olsam, gece olduğunda ne yapacaktım. Kimsesizdim burada çaresizdim. Bir ara hocanın bile yanına geri dönmeyi düşündüm ama para isteyecekti hemen..
    Bir an cesarete geldim ve tuvalete girdim.
    ···
    1. 1.
      +1 -6
      reyiz tüm hikayeyi arkadaşımla beraber 5 saatte okudum takipteyim
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      Zuzum bu hocanın adı menzil mi
      ···
    3. 3.
      0
      REZZZZZZZZZ
      ···
    4. diğerleri 1
  16. 166.
    +66 -2
    Tuvalete girdiğimde kimse yoktu. Bir klozet ayna ve banyo duşa kabini vardı. Kapımın arkasına varana kadar baktım o anki adrenalin ile…
    Tam çıkarken bir ara gözüm aynaya ilişti ve, aradığım mahluklar banyo da değil, arkada yatağımın tam üzerindeydi. 3 kişi gördüğüme eminim. Hepsi birbirine kenetlenmiş, aralarında boşluk b,le olmayacak şekilde yatakta bana arkası dönük oturuyordu. O an çığlığı bastım ve arkama döndüm, hiçbir şey yoktu. Hemen odadan çıktım korku ile, benim sesimi duyan herkes zaten odasının kapısını açmış ne oluyor diye bakıyordu. Ben merdiveni inerken biride .. Ben merdiveni inerken aşağıdan da bir görevli koşarak yukarı çıkıyordu. Ne oldu beyefendi, bir sorun mu var dedi. Adamda çok korkmuştu çığlık atmamdan, o an aklım başıma geldi, ben, deli sanıp atmasınlar diye nereden aklıma geldi ise fön makine sının kablosunda elektrik kaçağı var çağrıldım dedim. Hemen adam yukarı geldi, 40 kere özür diledi benden. Hiç makine ya bakmadan hemen aldı ve peşinden gelenlerden birine hemen değiştirin kontrol edip düzgün bir makine verin dedi.
    Bu şekilde olaydan yırtmıştım. Fakat odada tek başıma kalacaktım. Odaya geri döndüm ama ne yapsam bilemedim. Hiçbir şey yoktu geldiğimde. Biraz oda ya alıştıktan sonra kağıda devam edeyim dedim. Birde baktım ki kağıt yok. Masanın üzerine koymuştum ve üzerinde de kalem vardı. Uçmuş olamazdı. Yinede başka ihtimal olamayacağını düşünüp yerde kağıt aradım. iki yatağında altını kaldırıp bir bir baktım. Ama kağıt buhar olmuştu sanki. Aklıma sonra gelen ise, oradaki mahluklardan birinin kağıdı almış olmasıydı. Hava iyiden iyiye kararmıştı. Kağıdı da yazamıyordum. Ortamda hiç ses yoktu. Hiçbir odadan ses gelmiyordu. En azından koridorlarda bir ses duysam rahat edecektim ama insanlık belirtisi bile yoktu. Biraz yatağın içine gireyim dedim. Yatağın örtüsünü kaldırdığım anda bir şok daha yaşadım. Kağıt yatağın içindeydi..
    ···
    1. 1.
      +45 -1
      Deme oyle deme ..
      ···
    2. 2.
      +55
      ı want to play game
      ···
    3. 3.
      +1
      her çığlık attım yazdığında genç bir kızın çığlık sesi kulağımda yankılanıyor nedense
      ···
    4. diğerleri 1
  17. 167.
    +74 -1
    Kağıdı yatağın içinde bulunca artık bu gece bana etmedik zulüm bırakmayacaklar diye düşündüm. Sanki benimle eğlenmekten zevk alıyorlardı. Eğer gerçekten beni öldüreceklerse, bana artık düşmanlarsa bunu yaparları gerekirdi. Ancak beni galiba delirtmeden öldürmeyeceklerdi.
    Kağıdı aldım ve yatağa girmekten vazgeçtim. Ne kadar ışık varsa açtım. Odamın kapısını azıcık açık bıraktım. Eğer yine bir durum olursa kapıyı açmaya uğraşmadan hemen odadan kaçacaktım. Masada oturmaya tekrardan başladım. Korkularımı bir kenara bırakıp kağıdı tekrardan itina ile yazmaya başladım. Kendim yazınca yavaştan kafamda yazanları çözümlemeye de başlamıştım. Arapça yazan yazılardı, fakat harflerin kuyrukları gereksiz uzatılmış gibiydi. Bu uzatmalarda yazının okunabilirliğini aşırı bozup şifre gibi olmuştu. Yazdığım kağıdı bırakıp, sadece uzatmalarını göz ardı ederek yazmaya başladım. Birincil paragraf şeklindeki bölümü bitirmem yaklaşık 1 buçuk saati buldu ama bitirmiştim.
    Yazıları okumaya başladım. Ben yazıları okudukça odada tuhaf bulanıklıklar belirmeye başladı. Eskiden yaşamadığım görmediğim bir bulanıklıktı bu…
    Sanki saydam maddeler gözümün önünden geçerek şeffaf olarak kendilerini belli ediyordu. Bu bir göz yanılgısı da olabilirdi. Fakat sonrasında gördüklerim, bunu düşünmeme gerek bile olmadığını, kanıtlar nitelikteydi. Aynı şekilde banyodan bir kafa uzandı. Sonra bir başka kafa onun üzerinden uzandı. Kafamı çevirip bakmaya korkuyordum. Sonra bir anda ilk kafasını uzatan varlık tamamen içeriye adımını atar gibi ayakları yerden kegib, süzülerek tuvaletin önüne kondu. Sim siyah bir pelerine bürünmüş bir varlıktı bu. Hiçbir şekilde ne vücut hatları, ne de yüzü görünüyordu. Resmen, sadece bir kumaş gibiydi.
    ···
    1. 1.
      +14 -2
      Orko mu yoksa *
      ···
    2. 2.
      +18 -2
      gölgelerin gücü adınaaaa :D
      ···
    3. 3.
      +1
      Neler yasamıssın bee ben olsam dayanamazdım helal ama cok deli dolu seyler yapmısın bazı yerlerde uyuz oldum sana :D mesela onları kullanman gibi hocayı cezalandırın arkadasalrının yanında cagırman falan
      ···
    4. 4.
      0
      Biraz gec oldu ama rez
      ···
    5. diğerleri 2
  18. 168.
    +77 -5
    Ben süzülerek gelene dönüp bakınca tuvaletin orada kafasını uzatmış olan, kikirdeyerek geri kaçtı. Sanki benimle eğlenmek hoşlarına gidiyor gibiydi. Ben örtülü olan varlığa doğru odaklandığımda dilim damağım kurudu. Oturduğum yerden de kalkamadım. Felç olmuş gibi, sadece olayların farkındaydım. Sadece gözlerimi sağa sola çevirebiliyordum. Ağzımı hareket ettiremediğim için, içimden nas suresini yarıya kadar okur okumaz oradan kayboldu. Gördüklerimin şokunu yaşıyordum. Bana hiç zarar vermek gibi değil, sanki orada oynayıp eğlenmeye gelmiş gibilerdi.
    Bu olanlar, ben bu kağıdı elime alıp okuduğumda oluyordu. Burada ne yazdığını bilmiyordum fakat burada olanları okuduğum kağıt tetikliyordu. Son bir kez bundan emin olmak için yazıları tekrar okumaya başladım. Aynı şekilde saydam cisimler gözümün önünde dolanmaya başlayınca, okumayı bırakıp hemen dualar okudum. Artık şundan emindim ki, bu okuduğum yazı şerlileri yanıma çağırıyordu. Ama ben onlara mum yakarak bir kapı açmamıştım. Yada bir ritüel ortamı oluşturmamıştım. Nasıl olurda bana bu şekilde gelip, zararsız bir şekilde giderlerdi… işte buna bir türlü akıl erdirememiştim. Dedem bu kağıdı bırakarak ne amaçlamıştı ? Bana yapılan bir iyilik mi kötülü mü anlayamamıştım. Diğer yazıları sadece şekilde yazmaya korktum. Bir sonrakinde karşıma çıkabilecek olan olaylar, daha yaşamadan korkularını hissettiriyordu.
    Dedemin yazdığı kağıdı da kendi yazdığımı da çantama koydum ve sabaha kadar oturdum. Uyumamak için kendimi zor tuttum. Sabah olduğunda ise biraz başımı yastığa koyayım dedim uyumuşum. Sabah kapı çaldığında uyandım. Pansiyon görevlisine dün oraya geldiğimde yarın ayrılacağım demiştim. Bu yüzden eğer kalmayacaksam bir gece daha öğlene kadar başka müşteriler için odayı boşaltmamı istedi. Uykusuz-uykusuz toparlanıp çıktım mecburen. Otobüsüm akşamdı. Akşama kadar elimde çanta ile oradan oraya dolandım. Akşam olunca otobüse binip eve geldim. Herhangi paranormal bir olayla karşılaşmadım. Otobüste de uyuyamadığım için eve gelince uyumadan beynim rüya görmeye başladığı için yatıp uyumuşum. Nasıl uyuduğumu bile hatırlamıyorum. Öyle bir uyumuşum ki uyandığımda geceydi. Olanların hepsini unutmuştum. Gece uyandım, kafamdan uyandığım için gündüz olması gerekiyor diye düşünüyorum. Ya da kaç gündür uyuyordum diye. Geceyi gündüzü şaşırmıştım anlayacağınız uykusuzluktan devrim dönmüş. Kendime gelince olayların farkına vardım. Akşamdan babam aradı, köye geleceksen seni alayım dedi. Bende evde korkacağımı bildiğim için babama gel al dedim, çıktık köye.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +46 -7
      Babam gurur duyuyorum
      ···
    2. 2.
      +2
      hahahhah
      ···
  19. 169.
    +197 -17
    Caps atıyorum yarısı açamıyor. Açan yarısının sayısı ile 190.
    Şurada gizli okuyan arkadaşlar bir meydana çıksınlar bakim. Herkes kendini belli etsin. Okunduğunu bilelim de ona göre daha seri yazalım. ( Hevesle)
    ···
    1. 1.
      +7 -10
      Burdayım oç yaz hadi
      ···
      1. 1.
        +50 -3
        okuyan tek kişi olsa bile decam edecem diyodun ,noldu da emeğe saygı rep mep diyon iyice sıktın aq hergün iki part iki part
        ···
      2. 2.
        +34
        Haklisin ama babam da ilgi istiyor
        ···
      3. 3.
        +2
        Kuzumbilesi yani sen melez misin
        ···
      4. 4.
        0
        yaz panpa
        ···
      5. 5.
        0
        Üye oldum reis senin için :D
        ···
      6. diğerleri 3
    2. 2.
      +6 -25
      Yaz panpa
      ···
      1. 1.
        +24 -7
        k*rde çugu
        ···
      2. 2.
        +6 -13
        Anana şuku
        ···
      3. 3.
        +1
        Okuyoruz rahat ol sen
        ···
      4. 4.
        0
        Yaz panpa devam et
        ···
      5. diğerleri 2
    3. 3.
      +1
      Yaz lan giberim
      ···
    4. 4.
      0
      YazLa burdayız
      ···
    5. diğerleri 2
  20. 170.
    +151 -13
    Babama sadece olanlardan, hoca ile olan diyaloglarımı anlattım. Son zamanlarda daha iyi olduğumu söyledim. Biraz soru cevaptan sonra normal konuşmalara başladık. Annemlerin bir an önce yatmasını bekliyordum. Zira onlar yatınca bende kağıtta yazanlara devam edebilecektim. Babam yatak odasına önceden yatmaya gitti, sabah namazına camiye gittiği için…
    Annemle biz biraz daha oturup televizyon izledikten sonra, annem sende yatak odasında yere döşek sereyim orada yat dedi ama ben kabul etmedim. Şakaya vurup iyiyim hissiyatı yarattım. Annemde gidip yatınca bir süre sonra kapının camlı kısmından ışık geçmesin diye kapını üzerine banyo havlusu astım.
    Masanın üzerine geçip kağıdımı alıp ikini bölüm olarak tabir ettiğim kısımda yazanları, sade bir şekilde yazmaya başladım. Yazarken hiç bir şekilde çözümlediğim kısım a kadar baştan alarak okumadım. Okuduğumda ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Sadece çözümledim ve sade bir şekilde kendi kağıdıma yazdım. Artında 3. Bölüm olarak tabir ettiğim kısım ı da aynı şekilde yazdıktan sonra saat zaten çok geç olduğu için yattım. Geriye sadece 2 bölüm kalmıştı. Çözümlesem de okumaya korkuyordum. Sadece çözümlemiş olmak için çözümlüyordum aslında…
    Akşam daha fazla dayanamadım. Uykum çok gelmişti. Sessizce altıma minder alıp annemlerin yatığı odaya gidip orada yere kıvrılıp uyudum. Sabah babam namaza giderken üzerime bastı beni görmediği için, tam da ayak diplerine yatmıştım. Babam burada niye böyle yattın. Üstüne adam gibi bir şey alsaydın vs. vs. biraz fırça attıktan sonra, ben, o namaza gittikten sonra oturma odasında ki çekyatta yattım uyudum. Sabah olduğunda kağıtları tekrardan çözümlemeyi düşünüyordum. Sabah kahvaltıya kalktım tekrardan. Babamda öğleden sonra ilçeye inecekmiş, sonra da oradan il e geçip mevlit okuyacakmış. Sende gel dedi, ben de neyse akşam bakarım kağıtlara deyip babamla birlikte il e kadar geçtim ama mevlit e katılmadım. Gelmişken iş yerine falan uğradım. Ben gelmeyince yerime adam almışlar. Hiçte gel falan demediler bana da…
    Biraz bozulsam da belli etmedim. Ercan ne zaman başlıyorsun falan diye sordu ama patronlar Sohbetten öte ye girmediler. Oradan çıktım eve geldik babamla buluşup. Dedim beni isten çıkarmışlar demek ki başka adam bulmuşlar dedim. Birde git abi, sen hallet abi vs. vs. diye konuşuyorlardı. Klagib cemaatçi işte ne beklersin…

    Not: Hala gizli okuyanlar var. Adam gibi çıkın ortaya.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Qo xkslxlwb
      ···
    2. 2.
      +4 -1
      Sırf cevap vermek için kaydoldum biraz hızlı yaz buralardayız
      ···
    3. 3.
      0
      Hızlı yazsana bin okuyoz işte
      ···
      1. 1.
        +1 -1
        sen okuma oç
        ···
      2. 2.
        0
        Ben mağarayım beyler daha burdayım
        ···
      3. diğerleri 0
    4. 4.
      0
      ne atar yapıyon amk burdayız
      ···
    5. 5.
      +11 -1
      gibtir lan yarram sen adam gibi bitirsene hikayeni iyice sıktın amk malı yok emeğe saygı yok şuna saygı gibmim saygınıda senide amk biz mi dedik hikayeni anlat diye geldin kendin başladın mal mal havalara girme giberler ciğerini... ayrıca günde 2 part girmek nedir lan kafası..en başta yüz vermeyin demiştim bu pekekente sonuna kadar da haklıyım
      ···
    6. 6.
      0
      Baba giberim He adam akilli mağaradan vçikin lan adam hakediyor
      ···
    7. 7.
      +3
      1 kişi okusa bile devam ederimden bu tavır değişikliğin,
      hikayenin kalitesini düşürüyor dostum haberin olsun.
      ···
    8. diğerleri 5