1. 251.
    +2
    okumadan geçmeyin amk abazaları

    ve pembe sende okursan sevinirim.

    Sana işin olayını söyleyim panpa zaten bu zamana kadar anlamadıysan git kendini gib!

    bir pembe var esmaya sırılsıklam aşık ve onun köpeği... esma sıkılıyor sözde (aşk) dediği şey günden güne eriyip gidiyor. pembe onun için her şeyini feda etmeye hazır...

    ve pembe yetersiz kalıyor. esra başka arayışlara giriyor ve mustafayı buluyor...

    esra neden deli gibi sevdiği pembeden sıkıldı? bunu biriniz sordu mu? çünkü aşk diye bir şey yoktur dıbına kodumun çocukları! bunu o gib kafanıza sokun!

    ulaşamamak, elde edememek vardır. bir lüks arabayı deli gibi istediğinizi düşünün... o arabayı alıyorsunuz ve daha iyisini istemeye başlıyorsunuz...

    evet doğru tahmin ettiniz araba burada pembe... her zaman bindiğiniz her şeyini çözdüğünüz ve her zaman aynı hiç bir değişiklik olmayan pembe...

    ama o pembe öyle bir şey yapıyor ki esranın senin dıbına koyarım sen kimsin lan diyor... esra kendi arabasından dışarı atılıyor ve 250 gramıda elinden alınarak.

    şimdi siz kız olsanız ve yetersiz kalan gavatı istemeseniz, bu sizi bir güzel gibip gibtir çekse. siz ondan nefret mi eder yoksa aşık mı olursunuz? evet güzel kardeşim bu soruyu beynine direk yönelttiğim için 1. seçeneği seçtin.

    oda ne! artık o sıkıldığı lüks arabası yok artık esranın! kendine lanet etmeye başlıyor. değerini kıymetini anlıyor. köpekler gibi o arabaya yeniden sahip olmak istiyor...

    ama o arabanın başka sahipleri oluyor binen binene sürekli sahip değiştiriyor oda bunu uzaktan izlemekle yetinip kıskanıyor! ben neden binemiyorum o arabaya?

    binemezsin tabi amk kızı binemezsin... o zütünde pervane olduğun pembe artık sana ilgi duymuyor! işler tam tersine döndü... (4s)

    neden peki? neden deliler gibi aşık olan pembe artık esmayı istemiyor? neden uğrunda öleceği kızı giblemeyip çorap gibi kız değiştiriyor? neden amk evlatları bana mantıklı bi cevap verin.

    diyeceksiniz ki işte kız buna kötülük etti şöyle oldu böyle oldu ondan nefret etti...

    hayır! dıbına koduğumun çocuğu hayır! pembe onu gibti lan! tamamiyle esranın sahibi oldu. artık onun bi çekiciliği yok!

    kevser... neden kıçında pervane pembenin neden o kadar aşağılamasına gibtir çekmesine rağmen peşinde pervane ayaklarına kapanıyor?

    çünkü kabullenemiyor amk çocukları kabullenemiyor... ilgi görmek istiyor ama ilgi göremiyor(beyinsel orgazm). diğer kızlar pembenin altına yatarken pembe onları giberken o uzaktan izliyor... filmlerdeki gibi aşık olan (gibtir amk) kevser bir gün onun seveceğini düşünüyor...

    ama bakıyor ki rezil olmaya başlıyor... okulda dedikoduları yayılıyor... beyni devreye giriyor amk kızı kendine gel kendini daha fazla rezil etme...

    zorda olsa daha önce reddettiği yetersiz bi gavatın koluna giriyor... e girmezse zaten onun ben amk her yol o gavata çıkıyor çünkü...

    kevseri bi kenara gibtir edelim... ha bu olaylar yaşandıktan sonra pembe, kevsere gidip gel benim ol deseydi. kevser o gavatı bırakır koşa koşa pembenin yanına gelirdi...

    esra tekrar sahalarda... pembenin yarasını tekrar açıyor... hatıralarla alışkanlıklarla bi nebzede olsa pembeyi tekrar esraya çekiyor...

    esra en büyük golü o kolyeyi geri iade ederek atıyor. tribünler ayakta esra esra sesleri geliyor ah gözlerim yaşardı...

    pembe noluyoruz amk diyor? bu neydi şimdi diye dolaylı yoldan esrayı düşünmeye başlıyor... zaten dağılmış sahte ortamı ve o gevşek kızlarda ortadan kaybolmuş saracak bişey lazım.

    pembe bu soruyu sürekli kendine soruyor. sonra bir de bakıyor ki esradan günaydın mesajı heh amk gibtir et diyo gitmemiş hala yerinde istediğim zaman uzanırım diyor...

    bu mesaj 3 güne kadar devam ediyor. pembenin keyfi yerinde çünkü beyinsel orgazm ı bi nebzede olsa tamamlanmış durumda.

    4. gün birde bakıyor ki mesaj yok! aman tanrım didim

    lan noluyoruz amk bu kız niye kesti mesajı zütümde pervane olması lazımdı ne değişti diyor. tekrardan esrayı düşünmeye başlıyor. gene mesaj olmayınca esrayı düşünerek tekrardan bağlanmaya başlıyor.

    sonraki gün mesaj geliyor ve saftrik pembe içindeki hatıraları uyandırmaya başlamış esranın mesajına düşünmeden cevap veriyor. connecting please wait...

    arkadaşlarının yardımıyla esra pembeyi o eve sokuyor ve pembenin en zayıf noktası yemeği kullanıyor. pembe bunu yiyip doyduk yea diye göbeğini kaşırken esra pembenin beyninde yerini dahada büyütüyor...

    sonra rakılar içilmeye başlanıyor... bakıyorki pembe bu hala benim zütümde pervane ben bu masadan gibtir olup gitmeliyim çok sıkıcı amk ekşın yok diyor ve kalkıp gidiyor...

    bu artistlik hareketine esradan çıt çıkmıyor. ve tabiki pembe noluyoruz dıbına koyim daha dün yemek hazırladı beni yatağa atacaktı nerdeyse şimdi niye mesaj atmıyor diye düşünmeye başlıyor...

    esrayla olan bağları daha da artıyor...

    sonra birde rakibi çıkıyor hasan. hasan onun filmlerdeki gibi en iyi arkadaşı ve aynı kızdan hoşlanıyorlar. pembe iyi niyetli hasanı kıramaz kabul ediyor amk. iş iyice romantik filme dönüyor... bilinç altımızın en sevdiği türden. zor olan imkansız aşk... ah ne kadar acıklı bir tablo... dıbına kodumun evlatları sizi...

    ... hikayenin gerisini yorumlamaya devam edicem.

    bu hikaye tamamen gerçektir beyler. olaylar ve sonuçları bunu gösteriyor. tamamen gerçekliğe uygun. zevkle gece 2-3 den beri okuyorum ve bir çok muhasebe yaptım okurken yazmadan geçmeyim dedim...

    özet isteyenlere: aşk diye bir şey yoktur amk.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 252.
    0
    muhafazid ahmet mehmet

    sende mustafa ya da ekremsin heralde
    ···
  3. 253.
    0
    rezerve edildi.
    ···
  4. 254.
    0
    Bastan sona okudum sabah sabah
    Kendimden seyler buldum
    Yas 45
    Benim esmam simdi gizli sakli odalarda sevistigim birakamadigim gayrimesru iliskim oldu
    ···
  5. 255.
    0
    panpacım yaz hadi artık yeni bölümü
    ···
  6. 256.
    0
    pcnin hdd yandı aq. bu gece yazcam. ayrıca @204 yazdıklarının bir kısmı doğru bir kısmı yanlış.
    neden yanlış dersen hikayenin son kısmında hepinizin beyni kitlencek o zaman öğrenceniz
    ···
  7. 257.
    0
    insan eti yiyen devranını gibtiğim bir manyak başlık açmış. kabilesini gibtiğimin yamyamı.ama insan merak ediyor.
    onu okuyup hemen başlıyacam yazmaya
    ···
  8. 258.
    0
    şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=_T9dc33EldE
    o günden sonra ne bir mesaj ne bir konuşma ne bir bakış.
    bende eve kapandım sayılırdı. sadece okul,staj arada bir işim oldugunda çarşı. çarşıdan dönerkende bakkaldan sigara almak. ( her alışımda 3-4 paket alırdım. bi süre çıkıp almam gerekmesin diye. ) zaten sigara almayada çoğu zaman kardeşi gönderirdim. bunların haricinde evden cıkmaz oldum.
    evde kalınca sürekli annemle babamla kavga falan edip durdum taktan sebeplerle. inanın bana tecrübe meselesi bunlar.
    bir çoğumuz düşünmüşüzdür bunu. annem babam niye böyle ? beni niye anlamıyorlar. keşke benim gibi düşünebilseler falan. onların bizim gibi olmalarını isteriz. hatta çoğu zaman aileniz size uyar. sizin onlara uymanız gerekirken. sebep belli. anne baba olm onlar. onlara en kötü şeyleride yapsanız bir süre sonra unuturlar. affederler. anne olmak baba olmakta budur zaten aslında. kim çevirdiyse yapıştırdıysa zamanında bu kelimeyi 12 den vurmuş. rahim.. anne rahmi falan hani.

    rahim sevdiklerine merhamet eden, onları koruyan, onlara acıyan bagışlayıcı karşılık beklemeyen anlamlarına gelir.
    bu da mı tesadüff kafirleRR!1!1!!!.!!

    konuyu şu tespite getiricem. bakın dikkat edin bir kişiyi ya da kişileri ne kadar sıklıkla gördüğünüz ona ya da onlara karşı rahat olma ile doğru orantılıdır.
    benim o dönemde yaptıgım gibi eve kapanırsanız. gittiğiniz en büyük mesafelerden birisi wc ise eğer bu dediğimi çok rahat anlarsınız.
    evde kaldıkca değişirsiniz. en büyük değişiklik ise ya mal gibi olursunuz ya da olaylara karşı aşırı tepkili..
    mesela ayda bir defa çarşıya çıkacaksınız ve o gün atıyorum sevdiğiniz bir pantolonu anneniz makineye atmış. en nihayetinde konu bu.
    siz ne yaparsınız ? söyleyeyim eğer halen mallaşmamışsanız vereceğiniz tepki diğer basit şeylere oldugu gibi aşırı olacaktır.
    yarım saat tartışırsınız bi pantolon yüzünden. bağırırsınız durmadan. hele bir de o halinize alışmış bir anneyse karşınızdaki elinden özür dilemekten başka bir şey gelmez. halbuki ne kadar doğal bir giysinin yıkanması. ama sizin bu yıkanma ile eş zamanda ki o giysiyi giyme istediğiniz çarpılırsa sonuç aptallık, anne babaya eziyet olur.

    fakat tam tersi olursa ?
    annenizi ya da babanızı daha az görseniz ?
    çok şey değişir be aq.

    düşünün mesela il dışında bir yere okumaya gittiniz. yahut il dışında bir yerde çalışıyorsunuz. iş saatleri ya da okul saatleri dıbınıza koyuyor.
    stres desen keşke en büyük etkisi saçları ağartmak olsa.
    aklınıza ilk fırsatta ne geliyor biliyor musunuz?
    anı olarak beyninizin köşesine kazınmış o sıcacık yuvalar.
    dışarıda yağmur şakır şakır.
    yanan sobanın ısıttığı bir odada tüm aile bireyleri.. belki sobanın üstünde kestane falan hani..
    ya da ne bileyim. yemeğin üstüne demlenen o mükemmel çay. hep berabersiniz. tv acık. babanız baş köşede sigarasını içiyor. kardeşiniz uykuya yenik gelmek üzere. bir diğer köşede anneniz. yarın giyilecek önlükleri falan ütülüyor. bir yandan da tvye bakmaya calısıyor. sizde pazar banyonuzu yapmışsınız. annenizin hasta olursun bak tembihlemesi ile sobaya yakın oturuyorsunuz. ne bir derdiniz var ne yapmanız gereken herhangi bir iş. çocuksunuz daha. diğerlerinin hayat koşuşturmacasını anlayamayacak yaştasınız. tek yapmanız gereken uyuyup sabah içinde eşek ölüsü mü var ula diye tabir ettiğimiz ağırlığa denk gelen bir sürü kitap barındıran çantayı sırtınıza takıp hayat bilgisini öğrenmek.

    evde oturup mallaşma sürecine kibar tabiri ile bunalıma adım adım gidiyorsunuz. en güzel yaşlarınız evde geçiyor. playlist te hareketli şarkı çıkınca siz ve diğer tüm acılı şarkılar bir olup o hareketli şarkıya düşmanmış gibi bakıyorsunuz. acılı şarkılar mahkemesi karara varıyor. derhal kellesi vurula diyor. sizde onların dediğini harfiyen yapıp şarkıyı bırak playlisti bilgisayardan siliyorsunuz.
    bir daha bu pcye hareketli şarkı girecek olursa onun amıha koruh lan naraları eşliğinde.
    geceleri aile bireyleri uyuduktan sonra sigaranızı içiyorsunuz. belki yanında birde acı kahve. başlarda bu esnalardayken herşeyi düşünür her bir şeye küfür edersiniz. sonralarda ise artık aklınıza bile gelmez. gelsede aman be diyip kafanızda atarsınız. bomboş bir kafa ile bazen dakikalarca uzağa bakarsınız. aklınızda ne bunalımdan cıkmak için gereken planlar vardır ne de daha dibe batmak için gereken adımlar.
    akışına bırakmak bile değildir bu. bu öylece beklemektir. düşünmeden ses etmeden.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 259.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=nAJlZ_udySg

    ne kadar taktan bir şeydir o hal. ama burada anlatıp içinizi çok karartmak istemem. zaten hepiniz yaşdıbınızın bir döneminde o hale bürünürsünüz. henüz olmadıysa da illaki olur.
    durum böyleydi. eve arada hasan gelirdi. ama hiç soramadım. noldu esma ile konustun mu ? aranız nasıl falan diye.
    kaç defa geldi gitti. ama diyemedim. belki de yeniden sevgili olmuşlardı kim bilir.
    en son bir gün geldi yine. 2 saat civarı durup gitti. bense o gün uyuyamadım. gece ağladım beyler hüngür hüngür ağladım. ne yapayım oluyor işte. seviyordum lan ben esmayı.
    uzunca bir süre ağladıktan sonra dedim ki kendi kendime. sorayım en azından ne olup bittiğini öğreneyim. iş olmuşsa belki daha da üzülecektim ama en azından bilecektim.
    bundan bir kaç gün sonra hasan geldi. saatlerce durdu. en son giderken biz hep hasanla dışarıda kaldırıma oturur birer sigara içeriz. sigara içerken sordum. + ben
    + ne oldu senin o iş

    - kabul etmedi kuzen.

    + nasıl valla mı

    - hea. gibimde değil olm zaten öyle bi hoşlantı başlamıştı kabul etmeyince bitti.

    + ..

    - zaten şimdi başka bi kızla cıkıyom (yanlış olmasın ama sanırım melis demişti. ) melisle cıkıyom.

    sigaralar bitip hadi görüşürüz laflarına kadar ağzımı acamadım.

    şok oldum lan resmen. aq ben kaç aydır aşk acısı çekeyim adamın ettiği lafa bak.
    ama kabahat bende. hasana kızamam. hasan ayran gönüllüdür. hatırlarım benle bi kızın muhabbetini yapardı. anlatırdı nasıl bir kız oldugunu boyunu kilosunu göz rengine kadar. cok sefiyom yaf derdi. bende şöyle yap şöyle de. ah be olm nerden kaptırdın gönlünü vs derdim.
    1 hafta sonra gelir başka bir kızın muhabbetini yapardı böyle.
    ···
  10. 260.
    0
    kanımca ödeşmiş sayılırdık hasanla. ben ona bir ayıp etmiştim o da bana.
    ben iyice mallaştım. ne yani ben o sözleri kıza tak takuna mı söylemiştim. onu hiç umursamadan cok ağır konusmustum.
    artık ne yapacagımı bilmiyordum.günler böyle devam edip durdu.
    okulun kapanmasına 1 ay kalmıstı. millet mezuniyet havalarına coktan girmişti. Mezuniyet Balosu ( gavur icadıdır. )
    için yer tutmalar pastalar çalacak şarkılar kim kimle dans edecek konuşmaları falan. bense olayın içinde olmama rağmen hep uzaktan izliyordum.
    içimden gelmiyordu oynamak etmek yazın görüşelim liseden sonra birbirimizi kaybetmeyelim diyip yalandan hüngürdeşmek. eskiden olsa yapardım ama bende ki o ışık sönmüştü artık.
    nasıl söylüyüm eski pempe tarihe gömülmüştü. insanlarla fazla muhabbet etmez gerektiğinde konusur fazla espiri yapmaz. karşılıklı hahaha hihihi yapmaz. diye tanımlayayım.

    halen yapılıyor mu bilmiyorum. millet böyle gömleğine imza falan attırıyordu arkadaşlarına. sonra ne bileyim defterler olurdu. sınıfın bütün üyeleri oraya bir şey yazardı falan. karşılıkla vegibalık değiştirmek gibi ilginç olaylar vs.

    bir gün evde yalnızım. annemler bir yere gitmiş kardeş falanda yok. yaktım sigarayı şu şarkıyı dinliyorum
    http://www.youtube.com/watch?v=V0LbzZKLe4w
    bu şarkıyı dinlerken esma ilk defa bana mesaj atmıştı. hiç bir tanışıklığımız falan yokken.

    şarkı dakikalarca çaldı durdu değiştirmedim. sigara üstüne sigara.
    sıfır düşünce ile telefonu elime aldım. esmayı aradım.

    açtı alo dedi.
    esma dedim.
    önce biraz sustu sonra efendim dedi kısık bi sesle.
    bir şey diyemedim.
    o da demedi.
    hani böyle ağlayack olursunuz da kendinizi sıkarsınız. büyük ihtimalle başarılı olmaz o eyleminiz.
    heh işte öyle oldu. başladım sessiz sessiz ağlamaya. bir kaç dk sonra karşıdan da hıçkırık sesleri geldi.
    yaklasık bi 10 dk kadar karşılıklı ağladık. hiç konusmadık ama sadece ağladık.
    sonra telefonu kapattı.

    beceri eğitim sınavları var bizim okulun son haftası olur. onlarda bitti. mezun olmaya bir kaç gün kalmıstı.
    mezuniyet olaylarını da geçiştirdik. karne günü. karneler alındı hocaların elleri öpüldü. kezbanlar karşılıklı ağladı. arkadaşımm seni çok özlüceeem vs diyerekten. son bir defa bir yerlere gidip bir şeyler içildi. akşdıbına biz otel tutmuştuk. orada bir güzel içtik.
    lise hayatım bitmişti. hiç değerlendirmedim şöyle bir lise hayatım oldu böyle bir lise hayatım oldu diye. beni üzense suydu.
    esmayı okulda görebiliyordum bazen. o da alınmıştı elimden.
    yaz tatili başlayalı 15 gün falan oldu. öğlen sırasında bir mesaj geldi tele. bakmadım bir süre. sonra telden akrabayı aramam icab etti.
    aradım sonra tele gelen mesaj yinemi turkcell den diye küfür ederek mesajları açtım.
    mesaj esmadan gelmişti.
    ikindi 4 gibi .. parkına gel.

    ne lan bu falan derken. fazlada takmadan 4 te gittim parka.
    esma beni bekliyordu. yanına geldim.
    hiç bir şey demeden elindeki zarfı bana uzattı. aldım.
    sonra da sıkıca sarılıp koşar adımlarla uzaklaştı.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 261.
    0
    yarın 2-3 part daha atıp bitiricem hikayeyi.
    ···
  12. 262.
    0
    bu ne amk yine mi kari kiz muhabbeti kadinlar sadece gibilmek icin var olm bi anlamadiniz
    ···
  13. 263.
    0
    bir saate final partını atıcam
    ···
  14. 264.
    0
    şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=TmgotaM-Wp8
    yaktım sigaramı açtım zarfı. içinde rahat 5-6 sayfa vardı.
    yavaş yavaş okudum.
    içinde neler yoktu ki..
    uzun uzun anlatmış her şeyi.
    hani ben size anlattım ya burada. hep kendim cephemden ama.
    o da kendi cephesinden anlatmış. açık açık yazmış her şeyi.
    inanın gözlerim doldu. sigara üzerine sigara yaktım.
    bir cümleyi 10 defa okudum.
    ulan ben ne yapmısım dedim. kendime küfür ettim durmadan.
    bir saniye olsun yazdıklarının yalan oldugunu düşünmedim. kuşkusuz öylece inandım ulan. sevmek bu demek.
    benden ilk ayrılmaya çalıştığı zaman varya o zamanı anlatmış mesela.
    meğersem sebep ben değilmişim ki. esmagilin bir akrabasının oğlu varmış. oğlan benden 3 yaş falan büyük. hani nasıl desem beşik kertmesi mi oluyor bu tam emin değilim. esma liseye başladıgından beri ailesinden baskı görüyormuş. yani anlayın ailesi eski kafalı. hatta bu oğlanla nişanlamışlar zorla esmayı. oğlan şuan dişçi. iyi para kıran biri.
    ailesinin düşüncesi şuymuş. onunla evlenmesini istiyorlarmış esmanın.
    esma hep karşı çıkmış. ama yapamamış ki güzelim.
    çok defa dayak yemiş annesinden. oğlan biz esmayla sevgiliyken ünide okuyormuş sanırım.
    esmada artık direnemeyince ben üzülmeyeyim diye belki unuturum onu diye benden ayrılmaya calısmıs. ama işte ben ikna etmiştim onu.
    tabi iki hafta sonra falan ayrılmıştı.

    durum bu. aslında hiç ayrılmak istememiş.

    anlayacagınız esma okulda benleyken evde eziyet çekmiş resmen. bir iki defa karşı cıkmıs ama sonu kötü olmuş.
    esmanın ailesi karşı taraftaki aileye ise hiç caktırmamıs. esmada istiyor demiş hep.

    hani benim bıçak yediğim zaman vardıya. esma hiç gelmemişti yanıma. adım atmamıştı hastaneye.
    olay şöyle imiş.
    esma o gün ağlamışta ağlamış evde. zaten benim bıçak yediğimin haberi bütün okula öğrencilere hatta velilere ışık hızıyla gitmişti.
    hatta bir kaç yerel haber sitesinde haber bile olmuştu.
    o gün esmayıda öyle görünce ailesi olayı cakmıs. kızın ağzını burnunu kırmış babası.
    nasıl böyle bir olaya karışırsın diye. o cocuktan hemen ayrılacaksın yoksa öldürürüm seni falan demiş. bunun gibi laflar etmiş.
    esmayada yasak koymuşlar. baya bi süre evden cıkamamıs okul harici. annesi bırakmış annesi almış okuldan o süre içinde.
    çıkamamış esma evden. telini melini hepsini almışlar elinden.
    esma uzun süre düşünmüş yapamam edemem. ayrılsamda o ayrılmaz ki benden demiş. ama ailesinden gördüğü baskı, yediği dayaklar üzerine kendince mantıklı düşünmeye başlamış. pempeye öyle bir şey yapmalıyım ki benden o ayrılsın.
    benimde o sıra işte en yakın arkadaşlarımdan mustafa vardı hani.
    mustafa ben esmayla cıkarken bile yan gözle bakıyormuş. ama esma kavga gürültü olmasın diye ses etmemiş zamanında.
    ona göre mustafayla sevgili olursa ve bunu ben cakarsam birde üzerine hastaneye falan hiç gidemeyişi bir de soğuk davranırsa bu iş olur pempe benden ayrılır demiş.
    kendi de üzülmüş ama en cok ben üzüleceğim için üzülmüş. uzun süre yapamamış. ama en sonunda mustafaya yazmış. konuşmaya başlamışlar bu konuda.
    zaten mustafa dünden hazır olunca iş kolaylaşmış.
    zaman geçiyor ve ben okula geri dönebiliyorum. bu seferde esma bana soguk davranıyor. ama beyler bir yazmıs bu kısımları inanın ağlamamak elde değil. beni terslerken bile içi gitmiş yapmak istemediği gibi davranmış hep. sürekli kavga cıkarması bu yüzdenmiş. belki daha önce ayrılırda mustafayada postayı koyarım en azından mustafa konusunu hiç duymamıs olur diye. belki daha az üzülür diye.
    sonra da ben şifresini buldurtuyorum onun planları ters gidiyor. facedeki konusmalarını okuyorum.
    işte bunun üstünede gelişen olayları anlatmıştım. esmas plan out, pempe plans in.
    demiştim hani zamanında. garip demiştim. bu esmayla mustafa sevgililer ama hiç okulda falan konusmuyorlar çarşıda pazardada görmedim çok garip nasıl sevgili lan bunlar demiştim. heh işte onun aslı şuymuş. esma mustafayı kullanarak benim ayrılmamı sagladıktan sonra mustafayada postayı koyacak. o yüzden fazla takılıp etmiyormuş. sadece faceden falan yazıyormuş.hatta demiştim konusmalarında esma biraz daha zaman geçsin 2 hafta sonra falan söyleriz diyordu hep. heh işte o da şu. esma plana göre hareket etmeyi bırakmış. bir süre sonra yapamayacak hale gelmiş. sürekli beni beklemiş ayrılmamı beklemiş. bende yapmayınca mustafayıda sürekli geçiştirmiş biraz zaman geçsin söyleriz , az daha zaman geçsin söyleriz diye. aslında ne söyleyecek gücü varmış ne de yüzü.
    esmanın planları ters gidiyor ve ben esmayı kadın yapıyorum. sonrada iplemiyorum hani.
    kız orada paramparça olmuş. aramızda bir şeyler geçeceğini daha o eve gelmeden biliyormuş.
    o votkayı sevdiğinden falan içmemiş. sırf ben istedim diye lan. dışarıdan belli etmemiş ama içine içine ağlamış yaptıgım şeyden dolayı.

    bu olayların sonrasındada koymus postayı mustafaya zaten.
    ben nasıl taktan bi haldeysem o da öyleymiş. ağlamadığı gece sayılıymış . ulan ne büyük eşeğim. ben bu kıza neler yaptım.
    ne kadar acı cektirdim aslında hiç bir sucu yokken hemde.
    sonrasın da da malum beni farklı farklı kızlarla gördükçe kahrolmuş ama ses edememiş ki.
    hem hakettim diye düşünmüş hemde ailesinin baskısı işte.
    hani demiştim bu sinir krizleri falan. işte onların sebepleride bunlarmış aq. üst üste gelen bu olaylar.
    anlatmıştım. gizli numaralarından ve iki farklı tel numarasından arıyordu birileri müzik falan dinletiyordu.
    o iki farklı tel annesiyle babasınınkilermiş.
    sonraları gittikçe hafiflesede cezalar devam etmiş. sebepsiz yere teli elinden alınmış durmadan.
    o da şarkı dinleyecem yatarken diye güç bela annesinden falan izin alıp telefonlarını alıyor. arıyor beni o numaradan. sonrada şarkıyı başka bir telden ya da müzikçalardan açıyormuş. ailesi odaya girerse falan mantıklı bir açıklaması olacakmış. şarkı dinlediğini söyleyecekmiş.
    karşıdaki kişi hiç konusmuyordu. zaten konussaydı ailesi falan duysaydı meseleye uyanabilirlermiş. o da böyle şeyler yapmış.
    aradan zaman geçmiş. esma yapamayacagını ayrı kalamayacagını anlamış. yaptıklarından dolayı gelip yüzyüze konusmaya yüzü olmamış. sarılsam bir defa yeter falan demiş.
    bir ara okulda hani beni sınıfa cekip sarılmıstı sonrada gitmişti. işte o sarılma bu oluyor.
    ben düşünürdüm ben bu ilişki için neler yaptım nelerden fedarkarlık ettim diye fakat fedakarlık yapan sadece ben değilmişim.
    o sarılmaya karşı koymamam onun için yetmiş. bunları okurken kaç damla gözyaşı döktüm bilemezsiniz.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 265.
    0
    şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=2RqgRyJD4bY
    zaman içinde ailesinin bu baskısı sürekli devam etmiş. bazen çok bazen az. ama hiç yok olmamış. önünde tek yol varmış. o da lise bitince o çocukla evlenmekmiş. hatta nişanı mı atmış öyle bir şey yapmış. ama fayda etmemiş.
    bunlar devam ederken bendeki değişikliklerde etkili olmuş. beni farklı farklı kızlarla beraber görüp durması.. esmayı silmem..
    demiş ki kendi kendine tamam pempe benden umudu kesti diye. sadece sevmiş. benim onu sevmemi beklememiş. karşılıksız sevmiş.
    birde bunların üzerine şu gerçekleşmiş.

    ben esmayla çıkarken bile bir kaç defa tanık oldum esma sebepsiz yere hastaneye giderdi. grip mirip derdi bana.
    hani demiştim belki salakça ama biz esmayla evimizin nerede olacagını mobilyaların ne renk olacagını bile konusurduk diye.
    olacak olan çocuklarımızın ismini bile belirlemiştik. kızın ismi ayşe olacaktı. erkeğin süleyman turan.

    meğerse esma grip mirip değilmiş. kesinleşmemiş bir olay varmış. onun için gidiyormuş arada.
    bu olaylar devam ederken de gitmeye devam etmiş. sonuç mu?
    esmada ovulasyon bozukluğu varmış.
    yani esma kısırmış beyler.
    bunu öğrenince kahrolmuş. ağlamış defalarca üzülmüşte üzülmüş. ama üzülmek fayda etmiyor işte.
    peki size bu kadar üzülmesinin sebebini söyleyeyim mi ?
    esmanın bu kadar üzülmesinin sebebi kısır oldugunun kesinleşmesi değilmiş. bana çocuk veremeyeceğini düşünmesiymiş.
    düşünün ulan herhangi birimizin böyle bir durumda oldugunu düşünün. evet hepimiz üzülürüz. üzülmeyen olmaz. ama ne için üzülürüz. çyeocugumuz olmayacak diye. ama o ne için üzüldü ? bana çocuk veremeyeceğinden. belki tüp bebek falan ama bunlar yüzdeyüzlük başarı sağlayan şeyler değil.
    işte sırf bu yüzden ağlamış. kendinden nefret etmiş hep.

    olaylar böyle sürüp gitmiş. en son dayanamamış. arkadaşlarımla konusmaya baslamıs. benim son durumum ne halde oldugum hakkında falan.
    bende o dönem içinde okudugunuz üzere bir arayış içinde idim. bir hesaplaşma dönemiydi.
    arkadaşlarımı inandırmış beni hala sevdiğine tekrar beraber olmamızı istediğine.
    işte o yemek hazırlama rakı içmeye davet etme olayı bu yüzdenmiş.
    alkolünde etkisi ile bütün her şeyi rahatça anlatabilirim diye düşünmüş. fakat bildiğiniz üzere ben o masadan kalkıp gitmiştim.
    kızda tamam demiş tamam kesin bitmiş her şey. ben pempe için bitmişim.

    o doğum gününde boş bir not yollatmıştım hani esmaya. o zaman ne kadar mutlu olmuş bilemezsiniz. o mutluluğu bir anlatmış cümleleriyle cok güzeldi be beyler cok güzeldi.
    belki demiş. bir umut vardır.
    bunların üzerine hasanın tekrar esmaya salça olması ise olayı taktan hale getiren şey olmuş. hatta benim ondan tiksindiğimi sırf peşimi bıraksın diye hasanı üzerine yolladığımı düşünmüş bir ara. hani konusmaya gelmişti benle. ben hasanı istemiyorum seni istiyorum diye bende hayatımda yaptıgım en büyük hatayı yapmıstım. seni hiç sevmedim kandırdım hep hala da sevmiyorum falan demiştim.
    bu olayın üzerine esma tamamen bitmiş.

    bu gibi olayları en ince detaylarına kadar anlatmış mektuplarda. ben size özet haline getirdim. yoksa bir 5-6 sayfa vardı.

    mektubun sonlarına doğru sunlar yazıyordu. demiştim ya nişanı atmıştı hani.
    tekrar nişanlayacaklarmış. esmanın ailesi, oğlanın ailesini, esma daha genç kafası karışmıştır o yüzden böyle bir hata yapmış. ne oldugunun farkında bile değil. kusura bakmayın vs diyerekten tekrar nişanlamaya ikna etmişler.
    nişan 4 gün sonraymış.

    mektubun son cümlelerini hiç unutmam. şunlardı:
    pempe seni hep sevdim, seveceğim. sadece şunu bilmeni istedim. ben sevgimize hiç ihanet etmedim..

    mektup bitince inanın kendimi öldürmek istedim. çünkü hakettiğim buydu. ben her şeyi kendime göre düşündüm. hep planlar yaptım. onu umursamadan. bu ilişki ayaktaysa benim sayemde diye düşündüm hep. ben daha çok seviyorum dedim kendime.
    fakat acı gerçek şuydu. bunca zaman sonra gördüğüm ise benimkinin yanında dev gibi duran kocaman, korkunç bir sevgiydi. esmanın sevgisi benim sevgimi alır yerden yere çarpabilrdi. benim ki onunkinin yanında ufacık kalıyordu.

    en azından bu sevgiye karşı borcumu ödemek gerekliydi. nişan yüzüğü takılacağı sırada gidecektim. girecektim ortalık yerde hiç korkmadan söyleyecektim açık açık. seviyorum diyecektim. o da beni seviyor diyecektim. ben varken esma asla baskasının olamaz diyecektim.

    gözlerimi sildim eve gittim. 4 gün sonrayı bekledim.
    fakat oç hayat şamar oğlanına dönmüş olan bana bir tokat daha atacaktı.
    halen düşündüğüm neden ben ulan buradan gelmektedir.
    esma mektupta akşam 8 gibi geleceklerini söylemişti.
    akşam 7 gibi çıktım evden. 2-3 efes içtim. daha rahat olayım diye. dayak yiyeceksem de karşılık veremeyeyim diye. esmanın babasının yüzüne daha salyalı tüküreyim diye.
    saat 8 e gelirken ben ayağa kalktım yürümeye başladım. esmanın evi 5 dklık mesafede.
    yürürken telefon çaldı. arayan mehmetti.
    önce bakmadım. sonra yine aradı. bu sefer baktım.
    alo dedim.
    mehmet heycanlı heycanlı bir şekilde nerdesin dedi.
    noldu falan dedim
    nerdesin dedi yine. ama böyle bir diyişi var. dersiniz herhalde kıyamet kopuyor.
    ..dayım dedim. çabuk ordan .. geç dedi.
    ben daha noluyor olm bile demeden.
    muhammeti öldürcekler koş olm koş dedi.
    o tarif ettiği yer şöyle eski toprak evlerin oldugu pek kimsenin geçmediği bir yer.
    tamam kosuyorum sen anlat olayı olm dedim. bende telaş oldum.
    olm 2 adam peşindeymiş. muhammet onlardan kaçarken beni aradı. bende geliyorum zaten ama biraz uzun sürecek. yakınlardaysan ssende git diye aradım. dedi
    bunu duymamla teli kapatıp yardırmam bir oldu.
    en sonunda vardım o yere. 2-3 dk etrafıma baktım. bi toprak evin yanında uzanan bi bacak gördüm.
    koşa koşa gittim. muhammet yerde yatıyor. göğsünün soluna doğru kanayan bir yer var.
    hemen bagırmaya basladım muhamme olm. lan olm sen ne yaptın lan muhammet falan diye bir yandan ağlamaya basladım bir yandan üstümdekini cıkarıp kanayan yere bastım. hemen 112 aradım. mehmette geldi 2 dkya. o bir yandan ağlıyor ben bir yandan. ellerim kan olmuş.
    düşünün en yakın arkadaşlarınızdan biri bu durumda.. ah ulan cok kötü bir durum.
    cok gecmeden ambulans geldi hemen hastaneye. yoğun bakıma ameliyata. vurmuşlar.
    bunlar olurken saat 9-9 bucuk falan oldu.
    zaman akarken esmada ellerimde akıp gitti.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 266.
    0
    http://www.youtube.com/wa...z8CYpuXdROhL4nd08hzNJQSkh

    hastane koridoru. tak gibi bir ortam. helede bir yakınınızın kötü bir durumu varsa. annesi babası geldi muhammetin. perişan haldeler.
    muhammetin ölüm riski vardı çünkü. biz desen onlar gibiyiz. ailesi bir yandan ağlıyor. haberi duyup gelen ahmet bir yandan muhammeti öyle gören mehmet bir yandan esmayamı muhammete mi üzüleyim diye kendini yırtan ben bir yandan. içeride kardeşim dediğim adam vurulmuş yatıyor belki ölecek belki kalacak belli değil. öteki tarafta esma ben gelmeyince ne yaptı.. çok fena bir durum olm. umarım başınıza hiç böyle şeyler gelmez.
    gelmezde hiç tatmazsınız bu duyguları. çünkü çok acı ulan. elinizden hiç bir şey gelmiyor. hayata haykıyorsun ama fayda etmiyor. dur ulan hayat nedir bu çektirdiklerin diyemiyorsun. çok kötü be. en kötüsü de bunlar olup biterken ağlayıp sızlamaktan başka bir şey yapamaman.
    biz ağladıkça ailesi daha da perişan oluyor. cıkalım diyorum mehmete ahmete. bahçeye cıkalım. kalkın olm muhammete bir şey olmayacak diyorum.
    güç bela birbirimize tutuna tutuna yürüyoruz. bahçede farklı mı? hayır.
    oturmuşuz bir banka birbirimize sarıla sarıla ağlıyoruz. ağladığını hiç görmediğim ahmet, koca adam ahmet yerlerde sürünüyor ağlamaktan.
    bizi sakinleştirmeye calısan etraftan geçen insanlar. konusamıyoruz bile. erkekler ağlamazmış. hadi oradan lan. hadi oradan. ağlar. hemde dibine kadar ağlar. ağlamaktan sesimiz kısılmış bir halde sağolun falan diyip gönderiyoruz etrafımızdaki insanları. mehmetin cebinden cıkan sıfır paket yarım saate kalmadan bitiyor. polise ağlaya ağlaya verdiğimiz bir ifademiz var. adamların bile gözleri yaşardı ulan.
    sabaha kadar o parkta oturup bekledik. 2 defa sigara almaya gittik. başka hiç hareket etmedik yerimizden. sabah saat 10 gibi sınıftan diğer arkadaşlar simit falan alıp gelmişler.
    yiyemedik ki. nasıl yiyelim. kimse yiyemedi.

    nihayet güzel haber gelmişti. hayati riski geçmişti.

    saat akşama doğru falan. muhammetin annesi yanımızda. kadın nerdeyse yalvaracak. gidin evinize yine gelirsiniz diyor. ama öyle bir diyor ki içiniz parçalanır beyler. yavrularım benim nolur bak hiç uyumadınız muhammetimide odaya alacaklar. gidin bir iki saat uyuyun yine gelirsiniz diyor.
    bunları derken halen ağlıyor. bizde daha fazla üzmeyelim diye kabul ediyoruz. evlerimize dagılıyoruz.
    eve gidince olanları anlatıyorum aileme. çekiliyorum odama boş boş oturuyorum. bir yandan mutluyum bir yandan hüzünlü.
    mutluluğumun sebebi muhammetin aramızda kalacak olması üzüntümün sebebi ise esmanın en ihtiyac duydugu anda yanında olamamam.
    arayıp soracak yüzümde yok. büyük ihtimalle o mektuplarda acık acık okumama ragmen onu giblemediğimi düşünüyor. onu gerçekten sevmediğimi düşünüyor. ve de tamamlanmış olan nişan törenine üzülüyor.
    ama ben yine bir çözümünü bulup koparacagım onu ailesinden. yine benim olacak esma diyorum.
    sabaha karşı ağlamaktan ve uykusuzluktan bitap düşmüş bedenim kendini 3-4 saatlik bir uykuya teslim ediyor.
    kalktıktan sonra 10 dk içinde evden cıkıyorum saat 11 civarı hastaneye varıyorum.

    beni karşılayan ise ahmetin önce hareketsiz sonra ise tane tane yaş akıtan gözleri oluyor.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 267.
    +2
    hikayenin son partının ilk şarkısı : http://www.youtube.com/watch?v=swAicg0GjNg

    koşuyorum ahmetin yanına.
    ne oldu lan ahmet noluyor olm diyorum.
    ahmet konusamıyor. sadece bana bakıyor.
    arkasından mehmet görünüyor ona koşuyorum
    mehmet diyorum ne oluyor ahmet neden aglıyor muhammete bir şey mi oldu
    söyleyin lan diye bagırıyorum ortalık yerde.
    mehmet bana sarılıyor sıkı sıkı.
    çıldırmış bir haldeyim halen bagırıyorum.
    kafam mehmetin omzunda.
    ne oldu lan ne oldu diye ağlıyorum.
    en sonunda mehmetin ağzından çıkan cümle beni bitiyor.
    tutunmaya calısıyorum mehmetten ama nafile. ayaklarım boşalıyor. yere düşüyorum. bağıra bağıra. hastane bahçesindeki herkes bana bakıyor.
    mehmet beni kaldırmaya calısıyor ama yapamıyor. sürüye sürüye kenara çekiyor.
    kardeşimmm kardeşimmm diye ağlıyor mehmet.

    kardeşim yapma bu da geçecek kardeşim diye bagırıyor.

    beni bitiren o acımasız cümle de mehmet, esmanın intihar ettiğini söylüyor. kendini astığını söylüyor.

    hayat sizi bazen yol ayrımına sürükler. tercih yapmanızı ister. birinden birini seçmeniz gerekir.
    ve bazen bu tercihler sizin canınızı öyle yakar ki bir daha toparlanamazsınız.

    ben mehmet telefonla aradıgında muhammeti seçtim. bu tercih yanlış öteki doğru değildi. ya da bu doğru öteki yanlış değildi.
    sadece ödenmesi gereken bir bedel vardı. fakat neyin bedeliydi bu?

    hayat beni öyle bir noktaya getirmişti ki ayrım yapamazdım. milyonlarca sonuç içinde bile benim istediğim sonuç olmayacaktı.

    muhammeti vuran o 2 adam yakalanmıştı. tam hatırlamıyorum ama önemli diyebileceğimiz sayıya denk gelen bir süre zarfı hapiste olacaklardı.
    belki cıkmıslardır coktan.

    olayın aslını muhammet iyileştikten sonra kendi ağzından dinledik.

    muhammet site falan yapar satardı parayla. muhammet önce bu adamlardan 1-2 milyar civarı bir para alıyor ama siteyi teslim etmiyor. aradan uzun bir süre sonra bu adamlar nette muhammeti tekrar görüyorlar ama onları dolandıran kişi oldugunu bilmiyorlar. bir kere daha site yaptırmak istiyorlar ellerine geçen son parayla. muhammet yine ciddi bir miktar para alıp bunları dolandırıyor.
    adamlar işin peşine düşüyorlar bu sefer.
    sonrada dolandıran kişinin muhammet oldugunu ögreniyorlar.
    sanırım rizeydi. ordan kalkıp bizim şehre geliyorlar muhammeti bulmaya.
    buluyorlarda. fakat muhammet eline geçen parayı coktan harcamış durumda.
    bunu kovalamaya baslıyorlar. işte o sırada muhammet koşarken mehmete tel acıyor. mehmette bana. muhammete ya para ya canın diyorlar.
    muhammettede para olmayınca..

    ha muhammet uslandı mı? hayır. halen netten ek gelir sağlıyor bazen dolandırarak. ama daha küçük paralara.
    30-40 max 60 liraya iddia tips falan satıyor. şikeli maç diye insanların paralarını alıp normal maçlar atıyor.

    esmanın babası şuan alkolik birisi. annesi desen en son bir yıl önce gördüm. saçları bembeyaz kupkuru kalmıs. kadın çökmüş.

    mehmet ahmet ve muhammet suanda üni okuyorlar.

    hikayenin son şarkısı: http://www.youtube.com/watch?v=VUgC6215Gko

    ben mi ?

    o gün hastane bahçesinde haberi aldıktan sonra ki ve şuan ki halim farksız.
    bakmayın burada iki üç başlığın altına ananzaa yazdığımıza. sanalda ve real de durum cok farklı.
    sadece benim için değil bir çoğumuz için geçerli. burada komik şeyler yazıp gülmeye eğlenmeye calısıyoruz ama bir çogumuzun gerçekten durumu içler acısı. sadece ben değil bir çok kişi yaşamıştır buna benzer şeyleri. buraya giren herkes normalde cok mu mutludur?
    hayır. sadece başımızın içinde dönüp duran o dertlerden kederden uzaklaşmak için gireriz buraya.

    lise bittikten sonra sadece ben okul puanımla üniye geçiş yapabiliyordum.
    arkadaşlarım yapamıyordu.
    benimse hiç halim yoktu okumak için. ışığım sönmüştü. yaşama amacım yoktu ki bir kere. ne ünisi.

    gitmedim üniye. kpss hazırlanmam gerekiyordu en azından.
    annem o yaz calısmaya basladı cocuk bakmaya gidiyordu.
    babam zaten işte.
    kardeşimde bir kafeye girip garsonluk yapmaya baslamıstı.
    evde tek kalıyordum. annem evden her çıkışında ama oğlum çalış sınavına tamam mı diyordu.
    bende kafa sallıyordum.
    çalışamadım.. kafamdan atamadım esmayı.
    kitabı actım önüme fakat gerçekleşen tek eylem gözyaşlarımın sayfayı ıslatması oldu.
    yapamadım beyler olmadı. oysa ki benim planlarım böyle miydi?
    ikna olacaktı esmanın ailesi direncim karşısında. rahat bırakacaklardı onu.
    kavuşacaktık birbirimize. ileride sıcacık yuvamızda cocuklarımızla oyunlar oynayacaktık beraber. her gece yatmadan önce alnından öpecektim ben onu. seni seviyorum diyecektim. beraber yemek hazırlayıp beraber doyuracaktık karnımızı.
    beraber gülecektik filmlere beraber üzülecektik.
    hiç bırakmayacaktık birbirimizi. mutlu olması için varımı yoğumu koyacaktım ortaya.
    istediğim sadece eve gelince beni gülerek hoşgeldin diyip karşılayacak biriydi. gözlerindeki ışık ilk günkü gibi hiç sönmeyecek biri.
    ama olmamıştı işte. hayat cok görmüştü bana bunu.

    evet. kpssden iyi bir puan alamadım. arkadaşlarda alamadı. hiç birimiz atanamadık.
    onlar başlarda anladılar halimi ama sonraları geçti unuttular. bunlar sonraki sene üni kazandılar. onu okuyorlar halen. son seneleri.

    bense eve kapanmıştım. cıkmıyordum evden. halen öyle.

    aileme karşı mahçup oldum. onlar çalışırken ben evde ağladım durdum. yeterli puanı alamadım. sonraları 2 işe girdim. fakat onlardan da kovuldum. sebep dikkatsizlikti. dikkatimi veremiyordum hiç bir şeye.
    üç dört ay hap kulllandım. antidepresan. ailemin haberi olmadı. anlatmadım onlara olan bitenleri. anlatıp onlarıda üzmeye gerek yoktu cünkü.
    iyice taktanlaşan bir halim vardı. aylarca öyle kaldım.
    telefonlara bakmadım. dısarı cıkmadım. arkadaşlarım başlarda anlayışla karşıladılar fakat sonraları farklı düşünmeye başladılar.
    işte en son 2 yıl kadar önce muhammetle faceden konusuyorduk. beni dışarı davet etti. kabul etmedim taktan bir bahane uydurdum.
    sonrada şunu yazdı: ne yani okul bitti, arkadaşlık bitti diye mi düşünüyon.
    siz böyle düşünüyorsunuz yani öylemi dedim.
    cevap vermeden başka bir konuya saptı.

    olanlar yetmezmiş gibi birde arkadaşlarımın beni silmesi cok ağırıma gitti be aq. ben hiç okul bitti arkadaşlık bitti diye düşünmedim düşünmemde ama onlar farklı yorumlamışlar.

    anlayacagınız suan onlarda yok. sadece arada selam napıyon gibi konusmalar geçer aramızda.

    ben de biraz kendimi toplayıp kpss 1 ay kala calısmaya calıstım. 81 aldım. tercihler falan olucak. büyük ihtimalle gibtirip giderim bu şehirden.

    bazen dışarı cıkıyorum. işim oluyor bakkala falan gidiyorum. ama her yerde onu görüyorum lan. gittiğimiz bir kafe. oturdugumuz bir park geçtiğimiz bir sokak defalarca film izlediğimiz sinema kısacası onunla birlikte oldugum her yer onu bana hatırlatıyor.
    silemiyorum ve inanır mısınız sesini artık unutmaya başladım. zar zor hatırlıyorum.
    bir insan sabah içtiği ilk sigarasında hep aynı kişiyi mi düşünür ? düşünüyor işte.

    artık keşke de demiyorum. çünkü geri getirmiyor ki onu hiç bir şey getirmeyecek.
    sonrasında hiç bir kızada bakmadım. bakamadım.
    çünkü o sevgimize hiç ihanet etmedi. bende etmeyeceğim. gerekirse bir ömür boyu. ona olan borcumu böyle ödeyeceğim.

    belki diyebilirsiniz. bütün bu olanlara rağmen sen neden hala yaşıyorsun ulan ?

    bekliyorum be beyler. annemin babamın vefat etmesini bekliyorum. yapamam. üzemem onlarıda. onlar gitsin. bir dakika durursam şerefsizim.

    hikayeye başlamamın sebebide şu.

    ben bu hikayeye başladıgım gün facede gezinirken hani böyle sağda solda tanıyor olabileceğiniz kişiler cıkarya.
    orada esmanın eski facesini gördüm. uzun süre sonra yine ağladım hüngür hüngür. fotoğrafına girdim. baktım dakikalarca. o gülen yüze o ışıldayan bir çift göze karşı dakikalarca ağladım.
    içimden anlatmak geldi. belki herhangi birimiz ders cıkarabilir de aynı hataları yapıp aynı şeyleri yaşamaz. belki üzülmez bu kadar.
    birini gerçekten seviyorsanız bekletmeyin olm gidin yapışın yakasına tutun ellerinden bırakmayın onu. izin vermeyin gitmesine.

    son olarak diyeceğimse

    ateş düştüğü yeri yakıyor. inanın sönmüyor o ateş. kor git gide alevleniyor. sadece daha sessiz olabiliyorsun.
    acıyı içinde yaşatıyorsun.

    çünkü acı unutulmuyor, sadece hafifliyor.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 268.
    0
    son partlar için yeniden reserved
    ···
  19. 269.
    0
    içim parçalandı son bölümü okurken
    ···
  20. 270.
    0
    gözlerim doldu lan allah sabır versin
    ···