1. 1.
    +3
    olum sen hülya koçyiğit'le muhabbet etmediğine emin misin lan ? beyefendi diye konuşan liseli kız mı olur amk
    ···
  2. 2.
    +2
    bunu dinlersen ağlarsın tabi pekekent
    ···
  3. 3.
    +2
    okumadan geçmeyin amk abazaları

    ve pembe sende okursan sevinirim.

    Sana işin olayını söyleyim panpa zaten bu zamana kadar anlamadıysan git kendini gib!

    bir pembe var esmaya sırılsıklam aşık ve onun köpeği... esma sıkılıyor sözde (aşk) dediği şey günden güne eriyip gidiyor. pembe onun için her şeyini feda etmeye hazır...

    ve pembe yetersiz kalıyor. esra başka arayışlara giriyor ve mustafayı buluyor...

    esra neden deli gibi sevdiği pembeden sıkıldı? bunu biriniz sordu mu? çünkü aşk diye bir şey yoktur dıbına kodumun çocukları! bunu o gib kafanıza sokun!

    ulaşamamak, elde edememek vardır. bir lüks arabayı deli gibi istediğinizi düşünün... o arabayı alıyorsunuz ve daha iyisini istemeye başlıyorsunuz...

    evet doğru tahmin ettiniz araba burada pembe... her zaman bindiğiniz her şeyini çözdüğünüz ve her zaman aynı hiç bir değişiklik olmayan pembe...

    ama o pembe öyle bir şey yapıyor ki esranın senin dıbına koyarım sen kimsin lan diyor... esra kendi arabasından dışarı atılıyor ve 250 gramıda elinden alınarak.

    şimdi siz kız olsanız ve yetersiz kalan gavatı istemeseniz, bu sizi bir güzel gibip gibtir çekse. siz ondan nefret mi eder yoksa aşık mı olursunuz? evet güzel kardeşim bu soruyu beynine direk yönelttiğim için 1. seçeneği seçtin.

    oda ne! artık o sıkıldığı lüks arabası yok artık esranın! kendine lanet etmeye başlıyor. değerini kıymetini anlıyor. köpekler gibi o arabaya yeniden sahip olmak istiyor...

    ama o arabanın başka sahipleri oluyor binen binene sürekli sahip değiştiriyor oda bunu uzaktan izlemekle yetinip kıskanıyor! ben neden binemiyorum o arabaya?

    binemezsin tabi amk kızı binemezsin... o zütünde pervane olduğun pembe artık sana ilgi duymuyor! işler tam tersine döndü... (4s)

    neden peki? neden deliler gibi aşık olan pembe artık esmayı istemiyor? neden uğrunda öleceği kızı giblemeyip çorap gibi kız değiştiriyor? neden amk evlatları bana mantıklı bi cevap verin.

    diyeceksiniz ki işte kız buna kötülük etti şöyle oldu böyle oldu ondan nefret etti...

    hayır! dıbına koduğumun çocuğu hayır! pembe onu gibti lan! tamamiyle esranın sahibi oldu. artık onun bi çekiciliği yok!

    kevser... neden kıçında pervane pembenin neden o kadar aşağılamasına gibtir çekmesine rağmen peşinde pervane ayaklarına kapanıyor?

    çünkü kabullenemiyor amk çocukları kabullenemiyor... ilgi görmek istiyor ama ilgi göremiyor(beyinsel orgazm). diğer kızlar pembenin altına yatarken pembe onları giberken o uzaktan izliyor... filmlerdeki gibi aşık olan (gibtir amk) kevser bir gün onun seveceğini düşünüyor...

    ama bakıyor ki rezil olmaya başlıyor... okulda dedikoduları yayılıyor... beyni devreye giriyor amk kızı kendine gel kendini daha fazla rezil etme...

    zorda olsa daha önce reddettiği yetersiz bi gavatın koluna giriyor... e girmezse zaten onun ben amk her yol o gavata çıkıyor çünkü...

    kevseri bi kenara gibtir edelim... ha bu olaylar yaşandıktan sonra pembe, kevsere gidip gel benim ol deseydi. kevser o gavatı bırakır koşa koşa pembenin yanına gelirdi...

    esra tekrar sahalarda... pembenin yarasını tekrar açıyor... hatıralarla alışkanlıklarla bi nebzede olsa pembeyi tekrar esraya çekiyor...

    esra en büyük golü o kolyeyi geri iade ederek atıyor. tribünler ayakta esra esra sesleri geliyor ah gözlerim yaşardı...

    pembe noluyoruz amk diyor? bu neydi şimdi diye dolaylı yoldan esrayı düşünmeye başlıyor... zaten dağılmış sahte ortamı ve o gevşek kızlarda ortadan kaybolmuş saracak bişey lazım.

    pembe bu soruyu sürekli kendine soruyor. sonra bir de bakıyor ki esradan günaydın mesajı heh amk gibtir et diyo gitmemiş hala yerinde istediğim zaman uzanırım diyor...

    bu mesaj 3 güne kadar devam ediyor. pembenin keyfi yerinde çünkü beyinsel orgazm ı bi nebzede olsa tamamlanmış durumda.

    4. gün birde bakıyor ki mesaj yok! aman tanrım didim

    lan noluyoruz amk bu kız niye kesti mesajı zütümde pervane olması lazımdı ne değişti diyor. tekrardan esrayı düşünmeye başlıyor. gene mesaj olmayınca esrayı düşünerek tekrardan bağlanmaya başlıyor.

    sonraki gün mesaj geliyor ve saftrik pembe içindeki hatıraları uyandırmaya başlamış esranın mesajına düşünmeden cevap veriyor. connecting please wait...

    arkadaşlarının yardımıyla esra pembeyi o eve sokuyor ve pembenin en zayıf noktası yemeği kullanıyor. pembe bunu yiyip doyduk yea diye göbeğini kaşırken esra pembenin beyninde yerini dahada büyütüyor...

    sonra rakılar içilmeye başlanıyor... bakıyorki pembe bu hala benim zütümde pervane ben bu masadan gibtir olup gitmeliyim çok sıkıcı amk ekşın yok diyor ve kalkıp gidiyor...

    bu artistlik hareketine esradan çıt çıkmıyor. ve tabiki pembe noluyoruz dıbına koyim daha dün yemek hazırladı beni yatağa atacaktı nerdeyse şimdi niye mesaj atmıyor diye düşünmeye başlıyor...

    esrayla olan bağları daha da artıyor...

    sonra birde rakibi çıkıyor hasan. hasan onun filmlerdeki gibi en iyi arkadaşı ve aynı kızdan hoşlanıyorlar. pembe iyi niyetli hasanı kıramaz kabul ediyor amk. iş iyice romantik filme dönüyor... bilinç altımızın en sevdiği türden. zor olan imkansız aşk... ah ne kadar acıklı bir tablo... dıbına kodumun evlatları sizi...

    ... hikayenin gerisini yorumlamaya devam edicem.

    bu hikaye tamamen gerçektir beyler. olaylar ve sonuçları bunu gösteriyor. tamamen gerçekliğe uygun. zevkle gece 2-3 den beri okuyorum ve bir çok muhasebe yaptım okurken yazmadan geçmeyim dedim...

    özet isteyenlere: aşk diye bir şey yoktur amk.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +2
    hikayenin son partının ilk şarkısı : http://www.youtube.com/watch?v=swAicg0GjNg

    koşuyorum ahmetin yanına.
    ne oldu lan ahmet noluyor olm diyorum.
    ahmet konusamıyor. sadece bana bakıyor.
    arkasından mehmet görünüyor ona koşuyorum
    mehmet diyorum ne oluyor ahmet neden aglıyor muhammete bir şey mi oldu
    söyleyin lan diye bagırıyorum ortalık yerde.
    mehmet bana sarılıyor sıkı sıkı.
    çıldırmış bir haldeyim halen bagırıyorum.
    kafam mehmetin omzunda.
    ne oldu lan ne oldu diye ağlıyorum.
    en sonunda mehmetin ağzından çıkan cümle beni bitiyor.
    tutunmaya calısıyorum mehmetten ama nafile. ayaklarım boşalıyor. yere düşüyorum. bağıra bağıra. hastane bahçesindeki herkes bana bakıyor.
    mehmet beni kaldırmaya calısıyor ama yapamıyor. sürüye sürüye kenara çekiyor.
    kardeşimmm kardeşimmm diye ağlıyor mehmet.

    kardeşim yapma bu da geçecek kardeşim diye bagırıyor.

    beni bitiren o acımasız cümle de mehmet, esmanın intihar ettiğini söylüyor. kendini astığını söylüyor.

    hayat sizi bazen yol ayrımına sürükler. tercih yapmanızı ister. birinden birini seçmeniz gerekir.
    ve bazen bu tercihler sizin canınızı öyle yakar ki bir daha toparlanamazsınız.

    ben mehmet telefonla aradıgında muhammeti seçtim. bu tercih yanlış öteki doğru değildi. ya da bu doğru öteki yanlış değildi.
    sadece ödenmesi gereken bir bedel vardı. fakat neyin bedeliydi bu?

    hayat beni öyle bir noktaya getirmişti ki ayrım yapamazdım. milyonlarca sonuç içinde bile benim istediğim sonuç olmayacaktı.

    muhammeti vuran o 2 adam yakalanmıştı. tam hatırlamıyorum ama önemli diyebileceğimiz sayıya denk gelen bir süre zarfı hapiste olacaklardı.
    belki cıkmıslardır coktan.

    olayın aslını muhammet iyileştikten sonra kendi ağzından dinledik.

    muhammet site falan yapar satardı parayla. muhammet önce bu adamlardan 1-2 milyar civarı bir para alıyor ama siteyi teslim etmiyor. aradan uzun bir süre sonra bu adamlar nette muhammeti tekrar görüyorlar ama onları dolandıran kişi oldugunu bilmiyorlar. bir kere daha site yaptırmak istiyorlar ellerine geçen son parayla. muhammet yine ciddi bir miktar para alıp bunları dolandırıyor.
    adamlar işin peşine düşüyorlar bu sefer.
    sonrada dolandıran kişinin muhammet oldugunu ögreniyorlar.
    sanırım rizeydi. ordan kalkıp bizim şehre geliyorlar muhammeti bulmaya.
    buluyorlarda. fakat muhammet eline geçen parayı coktan harcamış durumda.
    bunu kovalamaya baslıyorlar. işte o sırada muhammet koşarken mehmete tel acıyor. mehmette bana. muhammete ya para ya canın diyorlar.
    muhammettede para olmayınca..

    ha muhammet uslandı mı? hayır. halen netten ek gelir sağlıyor bazen dolandırarak. ama daha küçük paralara.
    30-40 max 60 liraya iddia tips falan satıyor. şikeli maç diye insanların paralarını alıp normal maçlar atıyor.

    esmanın babası şuan alkolik birisi. annesi desen en son bir yıl önce gördüm. saçları bembeyaz kupkuru kalmıs. kadın çökmüş.

    mehmet ahmet ve muhammet suanda üni okuyorlar.

    hikayenin son şarkısı: http://www.youtube.com/watch?v=VUgC6215Gko

    ben mi ?

    o gün hastane bahçesinde haberi aldıktan sonra ki ve şuan ki halim farksız.
    bakmayın burada iki üç başlığın altına ananzaa yazdığımıza. sanalda ve real de durum cok farklı.
    sadece benim için değil bir çoğumuz için geçerli. burada komik şeyler yazıp gülmeye eğlenmeye calısıyoruz ama bir çogumuzun gerçekten durumu içler acısı. sadece ben değil bir çok kişi yaşamıştır buna benzer şeyleri. buraya giren herkes normalde cok mu mutludur?
    hayır. sadece başımızın içinde dönüp duran o dertlerden kederden uzaklaşmak için gireriz buraya.

    lise bittikten sonra sadece ben okul puanımla üniye geçiş yapabiliyordum.
    arkadaşlarım yapamıyordu.
    benimse hiç halim yoktu okumak için. ışığım sönmüştü. yaşama amacım yoktu ki bir kere. ne ünisi.

    gitmedim üniye. kpss hazırlanmam gerekiyordu en azından.
    annem o yaz calısmaya basladı cocuk bakmaya gidiyordu.
    babam zaten işte.
    kardeşimde bir kafeye girip garsonluk yapmaya baslamıstı.
    evde tek kalıyordum. annem evden her çıkışında ama oğlum çalış sınavına tamam mı diyordu.
    bende kafa sallıyordum.
    çalışamadım.. kafamdan atamadım esmayı.
    kitabı actım önüme fakat gerçekleşen tek eylem gözyaşlarımın sayfayı ıslatması oldu.
    yapamadım beyler olmadı. oysa ki benim planlarım böyle miydi?
    ikna olacaktı esmanın ailesi direncim karşısında. rahat bırakacaklardı onu.
    kavuşacaktık birbirimize. ileride sıcacık yuvamızda cocuklarımızla oyunlar oynayacaktık beraber. her gece yatmadan önce alnından öpecektim ben onu. seni seviyorum diyecektim. beraber yemek hazırlayıp beraber doyuracaktık karnımızı.
    beraber gülecektik filmlere beraber üzülecektik.
    hiç bırakmayacaktık birbirimizi. mutlu olması için varımı yoğumu koyacaktım ortaya.
    istediğim sadece eve gelince beni gülerek hoşgeldin diyip karşılayacak biriydi. gözlerindeki ışık ilk günkü gibi hiç sönmeyecek biri.
    ama olmamıştı işte. hayat cok görmüştü bana bunu.

    evet. kpssden iyi bir puan alamadım. arkadaşlarda alamadı. hiç birimiz atanamadık.
    onlar başlarda anladılar halimi ama sonraları geçti unuttular. bunlar sonraki sene üni kazandılar. onu okuyorlar halen. son seneleri.

    bense eve kapanmıştım. cıkmıyordum evden. halen öyle.

    aileme karşı mahçup oldum. onlar çalışırken ben evde ağladım durdum. yeterli puanı alamadım. sonraları 2 işe girdim. fakat onlardan da kovuldum. sebep dikkatsizlikti. dikkatimi veremiyordum hiç bir şeye.
    üç dört ay hap kulllandım. antidepresan. ailemin haberi olmadı. anlatmadım onlara olan bitenleri. anlatıp onlarıda üzmeye gerek yoktu cünkü.
    iyice taktanlaşan bir halim vardı. aylarca öyle kaldım.
    telefonlara bakmadım. dısarı cıkmadım. arkadaşlarım başlarda anlayışla karşıladılar fakat sonraları farklı düşünmeye başladılar.
    işte en son 2 yıl kadar önce muhammetle faceden konusuyorduk. beni dışarı davet etti. kabul etmedim taktan bir bahane uydurdum.
    sonrada şunu yazdı: ne yani okul bitti, arkadaşlık bitti diye mi düşünüyon.
    siz böyle düşünüyorsunuz yani öylemi dedim.
    cevap vermeden başka bir konuya saptı.

    olanlar yetmezmiş gibi birde arkadaşlarımın beni silmesi cok ağırıma gitti be aq. ben hiç okul bitti arkadaşlık bitti diye düşünmedim düşünmemde ama onlar farklı yorumlamışlar.

    anlayacagınız suan onlarda yok. sadece arada selam napıyon gibi konusmalar geçer aramızda.

    ben de biraz kendimi toplayıp kpss 1 ay kala calısmaya calıstım. 81 aldım. tercihler falan olucak. büyük ihtimalle gibtirip giderim bu şehirden.

    bazen dışarı cıkıyorum. işim oluyor bakkala falan gidiyorum. ama her yerde onu görüyorum lan. gittiğimiz bir kafe. oturdugumuz bir park geçtiğimiz bir sokak defalarca film izlediğimiz sinema kısacası onunla birlikte oldugum her yer onu bana hatırlatıyor.
    silemiyorum ve inanır mısınız sesini artık unutmaya başladım. zar zor hatırlıyorum.
    bir insan sabah içtiği ilk sigarasında hep aynı kişiyi mi düşünür ? düşünüyor işte.

    artık keşke de demiyorum. çünkü geri getirmiyor ki onu hiç bir şey getirmeyecek.
    sonrasında hiç bir kızada bakmadım. bakamadım.
    çünkü o sevgimize hiç ihanet etmedi. bende etmeyeceğim. gerekirse bir ömür boyu. ona olan borcumu böyle ödeyeceğim.

    belki diyebilirsiniz. bütün bu olanlara rağmen sen neden hala yaşıyorsun ulan ?

    bekliyorum be beyler. annemin babamın vefat etmesini bekliyorum. yapamam. üzemem onlarıda. onlar gitsin. bir dakika durursam şerefsizim.

    hikayeye başlamamın sebebide şu.

    ben bu hikayeye başladıgım gün facede gezinirken hani böyle sağda solda tanıyor olabileceğiniz kişiler cıkarya.
    orada esmanın eski facesini gördüm. uzun süre sonra yine ağladım hüngür hüngür. fotoğrafına girdim. baktım dakikalarca. o gülen yüze o ışıldayan bir çift göze karşı dakikalarca ağladım.
    içimden anlatmak geldi. belki herhangi birimiz ders cıkarabilir de aynı hataları yapıp aynı şeyleri yaşamaz. belki üzülmez bu kadar.
    birini gerçekten seviyorsanız bekletmeyin olm gidin yapışın yakasına tutun ellerinden bırakmayın onu. izin vermeyin gitmesine.

    son olarak diyeceğimse

    ateş düştüğü yeri yakıyor. inanın sönmüyor o ateş. kor git gide alevleniyor. sadece daha sessiz olabiliyorsun.
    acıyı içinde yaşatıyorsun.

    çünkü acı unutulmuyor, sadece hafifliyor.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +2
    eldivenleri çıkardım. peşlerinden 4 numaraya geçtim.4 numara dediğim kabinler oda tipi. kadın ve oğlan girdi. arkalarından bi 5 sn sonra ben açtım perdeyi.
    karşımda sağ kolundan açılmış damar yolu. o yolu takip eden serum damlacıkları. soluk bi ten rengi. buna ragmen ışıl ışıl duran kahve çekirdeği tonunda 2 göz. boylu boyuna uzanmış üzerinde taktan bir hasta örtüsü. diğer kolu sıvanmış tansiyın için bekleyen bir kız. esma.
    beni görünce toparlandı. yanına yaklastım. kolunu kavradım. tansiyon aletini taktım. steteskop da güm güm vuran kalp atışlarım. onunkiler benimkilere karısıyordu.
    nihayetinde ölçüp 11 7 oldugunu gayet iyi oldugunu söyledim. yanında duran kadına neyi vardı dedim. bu arada esma beni izliyordu. üşütmüş güzelim :)
    normalde cıkmam lazımdı. bir işim kalmamıstı ama ben bir de ateşine bakayım dedim. gittim hemen ateşölçeri getirdim. diit der ölçer zaten saniyelik iş makineninki.
    sonra cıktım. hasta takip kağıtları olur. oraya verileri kaydettim. sürekli aralarda serum kontrolüne gittim. hem serum akıyor mu diye hemde esmaya bakmak için. kadın yengesiymiş sonradan öğrendim. abisiymiş o oğlanda başka şehirde üni okuyormus. aradan bi 15 dk geçtikten sonra abisinin. bir şeyi yokmuş ben gidiyorum konusmlarından sonra hastane cıkısına gittiğini gördüm. kısa bi süre sonra yengeside cıktı kabinden aman üzerini iyi ört guzum ben hemen gelicem deddikten sonra.
    benim sıramın geldiğinin habercisiydi bu. kabine girdim esma uyukluyordu. biraz baktım. sonra perdeyi ssonuna kadar çekip içeri girdim. kafası diğer tarafa cevriliyken eğilim alnından öptüm. 10 saniye sessizlikten sonra ucan pempe özür dilerim senden. .. seni çok özledim.. dedi.
    ···
  6. 6.
    +2
    10 dk ekrana baktım ellerim gitmedi yazmaya. kızın cıkıs yaptıgını farketttimde kurtuldum aq. yoksa içeri biri girse ferre izlerken yakalanmaktan daha garip bi durumdaydım. bildiğin mağara addıbının pcyle tanısması gibiydi durum.
    ertesi gün yeniden yazdı yine aynısını.
    bu sefer tutamadım. iyiyim, sen nasılsın? yazabildim.
    sohbet bi 5 dk sürdü sürmedi.
    geceleri uyuyamaz hale geldim. yanlısmı yapıyorum falan diye.
    cok iyi hatırlıyorum kulaklıgı takıp uyumaya calısırken su calıyordu http://www.youtube.com/watch?v=V0LbzZKLe4w
    telefonda eski bir şey beyler markasını tipini hatırlamıyorum pek anlamam telden zaten.
    dızzzzzzzıırtttt diye telefon titredi. uyku mahmuru ile telefona baktım. mesaj gelmişti bilmediğim bi numaradan
    - nasılsınız beyefendi :)
    ···
  7. 7.
    +1
    hastane kısmını es geçiyorum. yani ana baslıklar halinde şu şekilde: aileme normal bi kavga oldugunu söylemem. okulumun bir bucuk ay kadar aksaması,
    sürekli yanımda kalan kardeşim dediğim adam muhammet, bana bıcagı takan muallaknin baska bir ilde yakalanması,
    ve esmanın hiç gelmemesi, arayıp sormaması..
    okula devam ettiğim süre içinde de okuldakilerin bana zavallı, salak vs muamelesi yapması. bi kız için bıcak yedi dalgalarını duymamazlıktan gelmem.
    bu süre zarfında bol bol olanları ve olacakları düşünüyor olmam.. muhammetin sürekli yanımda kalması sonucunda yaz aylarında milet okuldan kaçarken
    bizim beraberce okula gitmek zorunda olmamız..
    okula döndüğümde ise esmayla konusmamı hiç unutamam
    + esma..
    - naber ucan pempe
    + neden hiç gelmedin
    - söyleyemeceğim bazı sebeplerden dolayı gelemedim.
    + peki.. özür dilerim olanlar için
    - azranın sevgilisinin arkadaşı beni görmüş beğenmiş, o kadar olmaz dememe rağmen tanısmak zorunda kaldım
    konusurkende beni zorladı sevgilim olduguna ikna edemedim, sinirlendi tartışırkende sen geldin zaten.
    + peki sormamıstım zaten.
    + şimdi ne olacak
    - bir şey olacagı yok. olan neyse devam edecek.
    + peki sen nasıl istersen.
    ···
  8. 8.
    +1
    aklıma hiç bir şey gelmedi. ne yapılırdı ki bu durumda ?
    hediye alınmaz. doğum günü kutlanmaz. telefon açıp hal hatır sorulmaz.
    bir not bırakayım dedim. olmadı. içimden geçenleri kağıda dökemedim.
    zaten yazımda çirkindir.
    bir şeyler yazabilsem hemencecik arkadaşlarından birini ayarlıyacam. notu
    esmaya ulaştırcam. arkadaşına, esmaya, notu benden aldığını söylememesini
    söylediğimi söylettircem.
    ne cümle oldu ama demi. ahahah gelin çözün.
    bunu söyletmek istememin sebebini inanın bilmiyorum.
    ergenlik gizemi. tap gibrıt falan galiba.
    ama işte yazamadım. sonra aklıma geldi.
    esmanın bana aldığı bir parfüm vardı. bayaa kaliteli.
    ama kokusu öyle böyle değil. insanı mest eder mest!
    onu esma ile buluşacağımda, özel zamanlarda falan sıkardım.
    yarısından çoğu doluydu nerdeyse.
    işte kağıda ondan sıktım. fazla fazla sıktım. kokusu geçmesin diye.
    zaten fazla sıkınca ya da ilk sıkıldığı anda ucuz parfümler gibi kolonya kokmuyor.
    sonra bir de ufak zarf buldum. şöyle üç parmak kadar bir şey. ufacık.
    onada sıktım parfüm ama çok değil.
    boş notu zarfın içine koyup verdim arkadaşına.
    ···
  9. 9.
    +1
    hasandan bahsedeyim biraz. benden yakısıklı. uzun sayılabilecek bir boyu var. vücut 10 numero 5 yıldız. kızlarla akıcı konusur.
    ikimizi kıyaslarsam ben edward norton o brad pitt. fayt kılap filmi ceviriyoruz.

    okulun arka bahcesi geniştir her taraf çim. orda esma ile oturuyorduk. zaten arka bahcede ne kadar şarapçı tipli lise talebesi varsa sigara içerdi. haliyle hocaların bi gözleri sürekli burada. alt sınıftan bi bebe geldi ucan pempe abi. hasan abi seni cagırıyor.
    yüzümü tahmin edin?
    esmanınkini tahmin edin ?
    dana zütü gibiydi ikimizde
    gidince haber verirsin deyip sınıfına gaçtı gahpe.
    gittim okulun önüne dogru. kapıda bizim hocalar sigara içerdi. orda dil anlatımcı gomonist pijle benim kuzen sohbet ediyor
    ···
  10. 10.
    +1
    bazen geceleri soğuk olurdu. zaten iç anadolu da yaşıyorum. coğrafya dersinde fail takılan kişilere söylüyorum.
    iç anadolu da gündüz ve gece sıcaklık farkı cok olur.
    soguk oluyordu. annemler uyuyunca. eşofmanlarımı giyerdim.
    cıkardım kosmaya 2-2.5 km kosardım günlük geri gelir sokak lambasının altında ip atlardım.
    setler halinde şınav çekerdim. yatardım tozlu tozlu. mekik cekerdim. apartmanda yaşadıgım için evde ses olur diye evde yapmazdım sporumu.
    ekmeği kesmiştim. sporum tamamen dısarıdaydı. çok kez tinercilerden kaçtım ehehe. cok kez köpek kovaladı. bunlar işte hep geri dönüp baktıgımda güleceğim
    anılar, güzel şeyler.
    okudunuz. nasıl beyler kaçınız yapardı bunları ? asosyal geni vardı benim içinde. buna ragmen cıktım ben dısarı. kaçınız yapardı aqlarım
    işteböyle beyler.. bi amacınız varsa gerçekten, içten istiyorsanız katlanmayacagız hiç bir şey yok. basınıza gelince zaten anlarsınız dediğimi.
    2 ay içinde kilolardan kurtulmustum. aynada kendime bakmakdan zevk alıyordum. o yaz tatili içinde 4-5 defa berbere gittim hangisi bana daha uygun
    bu saç tıraşlarından diye. harclıklarımla gidip sürekli kıyafetler aldım. parfüm doldurdum evin içini.
    sigaramada yetiyordu. o zamanlar 3 günde bir paket falan içiyordum sanırım.
    laptop bile almıstım lan. dell marka.
    ···
  11. 11.
    +1
    dertlendim eski sevgilimi arıyorum mutlu musun?
    ···
  12. 12.
    +1
    bende seni güzelim, ama sen böyle yaptıkca acı cektiriyorsun ikimizede. mutlu olmak varken bu olanlar anlamsız. dedim.
    affedebilir misin beni? .. dedi.
    affetmek ne kelime ulan. sıç bi kaba. yanına iki maydonoz serper orucumu acarım ben onunla demek geldi içimden ama böyle demek adabı muaşeret kurallarına isyan etmek, durup dururken anarşistlik yapmak olurdu.
    bunu düşünmene gerek yok ben sana hiç küsmedim ki dedim.
    biraz daha duygusal konustuktan sonra yeni numarasını aldım. olay yerinden uzaklasmam gerekiyordu. malum yengesi her an görebilirdi. dayanamayıp bir kere de yanağından öptüm. kokusunu içime cektim. serumunu kontroledip cıktım.
    öğle yemeği için yemekhaneye cıktıgımda ise esma serumunu bitirmiş ve hastaneden ayrılmış olacaktı.

    bütün yaz uğraştıgım uğruna didindiğim kişi, benim ne fiziğime bakmıstı ne düşünce tarzıma ne fikirlerime. gerek yoktu çünkü birini gerçekten seviyorsanız. özellikleri pek umrunuzda olmazdı.onu o yapan şeyleri sadece siz fark eder o şeyleri siz sevebilirdiniz başkası değil
    ···
  13. 13.
    +1
    devam panpa
    ···
  14. 14.
    +1
    reserved kardeşim okumaya devam edeceğim anıları aklıma getirdin açıkcası şarkıda belamı gibti müzik tarzını da çok beğendim meziyetini gibeyim senin kardeşim ağlattın lan benim hayatım çabalarım aklıma geldi çok samimi geldin ama bana hayatım boyunca hep öyle olmustur mutlu insanlarla hiç anlaşamam nerde üzgün nerde ruh hastası nerde acı çekmiş adam var 10 dk da kardeş gibi oluruz neyse senle oturup bi 2 duble rakı içmeyi gerçekten isterdim
    ···
  15. 15.
    +1
    1 ay falan oldu. esma dısarı cıkmak istedi. aklıma sinema geldi :) osbirci varsa anlatmıcam o kısmı
    cıktık sinemaya gitti ama beyler olaya bakın simdi. kız hasanın ailesini tanıyor onlarda esmayı. benim arkadaslarda kıllanmıs bi durumda.
    esma önde 2 adım gerisinden ben sinemaya gittik. ajan mıyız casusmuyuz havamız kime lan
    sinemadan cıktık bi kafeye gittik. 1 saat sonra kalktık evine dogru gittik. yaklastık evine doğru. yırtık dondan cıkan arkdaas mustafa beni ve esmayı görmüştü.
    bu mustafa önemli..
    aha yannanı yedik falan kızı evine bıraktım. mahalle basından döndüm aq.

    beyler bende o da tamamdı. sürekli ileri hakkında hayal kuruyorduk sarılıyorduk. cok seviyeli olacak ama
    ben esmayı, yanındayken bile özlüyordum lan.
    param da yetiyordu mesaj için. sıkıntı yoktu. ileriye saralım biraz.
    artık hafta sonu dısarı cıkıyorduk esma ile. okuldada bilmeyen kalmamıstık zaten 350 kişilik okul aq. arkadaslar biraz tavır yapıyorlardı bizi satıyon diye. gerçi onlarda haklı aq. ama gönül işte. pek takmıyordu zaten onlarda bu durumları olgun adamlardı. zütümü istesinler anında veririm. taşaklarını nese aq gibişe döner bu.
    hafta içi evine kadar yürüyorduk. bazen okuldan gaçıyorduk xd
    ama tek bilmemesi gerek kişi cakmaya baslamıstı. ya da ben öyle hissediyordum. hasan bize geldi
    hasanda zeki bi bintir. salak değildir beyler.
    ···
  16. 16.
    +1
    napıyon faslı. kantır faslı. hasanla dısarı cıktık. sigara içerdi o. ben içmezdim o zamanlar.
    içerken konular ordan burdan devam ederken. esmaya gelmişti. o da sizin okulda kuzen. görüyon mu onu hiç dedi.
    yok olm tanımamki. dedim
    olm aynı servisteymişssinz lan görmüşsündür. dedi.
    siz ne anlarsınız böyle konussa beyler. cakmıs gibi değil mi.
    nasıl bi kız
    şöyle şöyle.. tarif etti
    ha tamam o mu esma. tanımam işte kuzen.
    neyse gibtir et biz ayrıldık zaten.
    niye lan ( sinsi, yüzsüz haysiyetsiz oçe = ben )
    olmuyordu kuzen falan fıstık.
    o gün böyle geçti. dahada konusmadık sonra.

    zaman aksınn efenim
    bi yandan yakalanacaz mı diye düşünürken bi yandan esma ile 40 sene evli kalmıs gibi birbirimize asık. kaç olay oldu aq. hasandan zor gizledim.
    en önemlisini anlatıcam. bir gün okula hasan geldi
    ···
  17. 17.
    +1
    yaklastım kapıya dogru benim kuzen beni gördü sonra telini cıkardı konustu ya da konusur gibi yaptı emin değilim. basıp gitti. arkasından bagırdım durlan nereye diye. ama oglan kosa kosa gitti beyler. kafamda yine zibilyon düşünce.
    ···
  18. 18.
    +1
    okuyan varsa dıbına koyayım ama beyler suan ağlıyorum lan ellerim titremeye basladı. cunku hikyenin bu kısmından sonraki bölümü benim hayatımda yasadıgım en kötü şyler. o yüzden sizde yatın uyuyun aq. yarın ayık kafayla devam edecemj.
    ···
  19. 19.
    +1
    sinirli her şeye atarlanan, angry ergen moduna geçmem uzun sürmedi. en ufak şeyde kendimi gibecek kadar sinirleniyordum. kendimi derslere verdim
    esma misketlerinin 3/1 ini ayşeye verdi geri kalanla..
    esma hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır ?
    esma tahta geçen kacıncı padişahtır? ıslahatları nedir?
    tarzı sorularla bogusuyordum. cıkartamıyordum aklımdan.
    sürekli düşünüyordum. okulda görmemeye calısıyorduk birbirimizi.
    sonra bi karara vardım.
    belkide esma bende ekgib bir şeyler görmüştü? belki zihnen belki fiziken.
    ···
  20. 20.
    +1
    son senemde dersler taka sarmaya başladı. bu yüzden zamanla gereksiz şeyleri bırakıyordum. bırakıyorduk. alkol sadece ayda bir. hap map yok.
    sadece sigara o da günde bir paket olarak fixlendi. bunun haricinde itlikler hovardalıklar da bitti. aq kaşarlarına çok iyi dersler verdim.
    milletin o kaşarların arkalarından gizli gizli konuştukları şeyleri tek tek ortamlarda kalabalık ortamlarda yüzlerine çekinmeden söyledim.
    bütün huurluklarını yüzlerine vurdum acımadan. ne kadar alındılar bilemem. ama bazen birilerinin bu tip şeyleri yapması gerekiyor.
    ben yapmazsam sen. sen yapmazsan o.
    illaki birilerinin zaman zaman bu huurlara kaşarlanmış dıbını öteye çek demesi gerekiyor. hem kendinizi bunlara çok kaptırmışsanız ve içinden çıkmak istiyorsanız hem de gerçekten güzel kızların ortaya çıkması için. güzel dediğim fiziksel değil. genel olarak güzel kızlar. her açıdan güzel olanlar.

    bu sorunda bitmişti.

    belki çok sosyal değildim. belki arkadaş sandığım kişilerle ortamlara akmıyordum. belki o kız bu kız derken ayran gönüllülük etmiyordum. belki çoğunun istediği yaşam biçiminden kendimi adım adım uzaklaştırmıştım. değer miydi ?

    hem de nasıl..

    artık sayılı arkadaşım bir çok düşmanım vardı. kötülüğümü isteyen hatalarımı yanlışlarımı gözleyen. ama olsun böylesi daha iyiydi. artık insanların hepsine kapılarımı öylece açmıyordum. vizesiz giremiyorlardı. yoksa hal perişaan. suriyelilerin aramızda bulunması gibi..

    ders çalışmamama rağmen derslerim iyi olmaya başladı. matematik zaten o sene yoktu. geometri fizik kimya biyoloji falanda yoktu. sözel dersler ve geriside meslek dersleri. sözelci olmam son senede işe yaradı. tabi büyük rol kopyada idi.

    sosyal pempe yoktu. hatta asosyalliğe geri dönüş yapan bir pempe vardı. okul sonlarında 3. dolmuşu bekliyordum. millet ilk ikisine biniyordu. ben ise boş diye 3. bekler ona binerdim. çünkü ne insanlarla selamlaşasım ne muhabbet edesim vardı. garip bi durum ama belirlediğim 7-8 kişi hariç kimselerle sohbet edesim hal hatır sorasım yoktu. onların da bana sormasını istemiyordum.

    eve gelince kafamı online oyunlardan kaldırmadım. halen kantır mantır oynarım. cso gelin beklerim..
    hatta öyle bi hal aldı ki. haftasonları falan dışarı cıkmadım hiç. sadece bir kahve ( sade, şekersiz.. canım çekti. ) bir sigara bahçeye cık. kedileri izle havayı içine çek. yıldız varsa ekşicilik olsun diye onları isimlendir. onlara gülümse. inanın bunlar benim için o dönemde 100 milyar ile eşdeğerdi. tmm 100 değilse de
    25 falan..

    içimde hep bir şeyler ekgib gibiydi. aradıgın şeyi bulamayınca bu oluyor. genellikle zor mutlu oluyorsun. olsanda çabuk geçiyor etkisi. çikolata ye. seviye aynı sayılır .

    güzel bir şey hiç olmayacak mı ?
    tabi ki olacak. esma bana bir sabah günaydın mesajı atacak..

    öylesine: http://www.youtube.com/watch?v=2yvWre83fMA
    Tümünü Göster
    ···