Selam binler, o zmanlar lisedeyim. Otobüsle eve gidip geliyorum. Akşamları otobüse bindiğimde şansım yaver giderse güzel bir kız görüyorum, tamamen rastlantı.

Kızı biraz tarif edicek olursam mavi gözlü, uzun siyah saçlı, beyaz tenli, hanım hanımcık çok hoş bir hatun. Tahminim ya bir iki yaş benden büyük yada yaşıtız.

Günler gelip geçiyor. Akşam okuldan çıkarken tuvalete girip kendime bakıyorum, hani olur ya bazen kendinizi yakışıklı görürsünüz. Aynanın karşısında saçları eller sonrada vay aq çekip, mutlulukla aynanın karşısından ayrılırsınız. Buda öyle bir gündü..

Güneş hafiften kendini karartırken otobüs durağında ki sırada yerimi alıyorum, Belki hatunuda görürüz.

Otobüse biniyorum etrafı süzerek arkalara doğru ilerliyorum, Boş bir yer buluyorum ve yan tarafından mavi gözlü kız oturuyor. Elinde bir roman..

selam binler yazan parmaklarını gibeyim

O günün akşamı tekrar mesajlaşmaya başlıyoruz. Bir şekilde onu eve davet etmek istiyorum. (anne baba çalıştığı için ev akşama kadar boş.)

Ben korkak tavırlarla yaklaşsamda kız teklifimi kabul ediyor. Buluşuyoruz ve bize geçiyoruz, hemen kötü şeyler düşünmeyin.

Sadece muhabbet edip müzik dinliyoruz bikaç saat sonrada kız evden ayrılıyor.

Akşam olduğunda tekrar mesajlaşmalar başlıyor.

kız: uyuydun mu?
b: yok hayır sen
kız: bende uyumadım.
b: bigün beraber uyurmuyuz dersin?
kız: kaderde varsa neden olmasın kader:)
b: kaderi bilmemde benim yatak tek kişilik.
kız: gibisiriz artık.

Burda kan beynime sıçramış olmalı ki. mesajda gelen sıkışırızı i harfleri yüzünden gibişiriz anlıyorum.

b: biraz acele etmiyo muyuz?
kız: nasıl yani anlamadım
b: gibişiriz dedin ya.
kız: sen ne diyosun be sapık.
b: :S :S :S
kız: bidaha bana selam fln verme. seni babama söylerim şerefsiz.

Gerçekten öyle oluyor. kızı bikaç kez görüyorum ama liseli ergeniz aq korkudan selam veremiyoruz. Ahh ulan teknoloji senin kara zütünü gibeyim ben..

Son

Şimdiki özgüvenim lise yıllarında olmadığı için bişey söylemeye cesaretim yok, kızın okuduğu romanı merak edip sayfayı takip etmeye başlıyorum, bir kaç sayfa geçiyor. Kendimi kaptırmışım ki kızda bunu farketmiş, Bana dönüp bitirdin mi? sayfayı geçiyorum?
O böyle diyince birden afalladım, ne diyeceğimi bilemedim.
Şey ya fln derken kız roman okurmusun dedi.
Roman okur musun?
-Evet arada
Ne tart okuyorsun?
- Fantastik harry potter fln, bu hangi roman?
Ben bunu daha önce okudum sana ödünç vereyim, böyle otobüs köşelerinde başkalarının kitaplarını okumamış olursun. (hafif gülümsüyor.)
Peki diyorum kitabı bana verip otobüsten iniyor.

Sanırım babamın yerinde ben olsaydım, doğacak çocugumdan utanır çocuk yapmazdım aq.

Kız tipimle pek umursamıyor yada beni beğenmiş olmalı ki benimle gerçekten ilgileniyor. Sürekli sorular soruyor. Masadan mutlu bir şekilde kalkıyoruz...

Bikaç gün sonra otobüste görüyorum bunu. Beni görünce oturduğu yerden kalkıp yanıma geliyor. Beraber ayakta gidiyoruz, konuşmuyoruz ama beraberiz. Bu bana yetiyor da artıyor be panpalar.

okuyan yok herhalde kendi kendimize yazıyoruz(:

Sabah telefonun alarmıyla uyandığımda mesaj simgesi gözüme çarpıyor, heycanla açıyorum.

Gönderen: Turkcell. Hay şansımı gibeyim diyerekten okulun yolunu tuttum. Derste mesaj geldi, rehberde kayıtlı olmayan bir numaradan gelen bu mesajda sadece günaydın yazıyordu. Telefon elimde nasıl bir cvp atsam diye düşünürken hoca bunu farkediyor ve telefonuma el koyuyor.

Dersten sonra hocaya bin yakar telefonu geri alıyorum, kız tekrar mesaj atmış.

Naber David Becker. (david becker romanda ki baş karakterlerden biri.)

Bende hemen cevabı yapıştırıyorum iyilik susan senden naber? (bende kadın olan baş karakteri yazıyorum.)

gözümü aydınlığa açıyorum sabah. hemen pencere kenarına geçip bi sigara yakıyorum ve içli içli ağaçları izliyorum. ''acaba bu ağaçlardan kaç tane 5'lik odun çıkar?'' deyü iç geçiriyorum. severim böyle hesaplar yapmayı. sonra ayak parmaklarımla yerden aldığım çorabı havaya atım elime alıyorum. eğlence hayat felsefemdir, dediğim gibi. hızlıca çoraplarımı giyip duvardaki saate bakıyorum ve saatin 10:21:19 olduğunu görüyorum. saniye çıbığını çok iyi takip ederim. zaman konusunda bilinçliyimdir. elimi yüzümü yıkamak için odanın kapısını açtığımda, dal taşak çıkmamam gerektiği aklıma geliyor çünkü kız kardeşim var bir tane. beni öyle görmesi etik olmaz. bilinçliyimdir. hemen avizede asılı duran eşofmanımı giyiyorum altıma ve elimi yüzümü yıkayıp kahvaltımı hazırlıyorum...

Memleket şehir okul yaş derken muhabbet ilerliyor uzun uzun konuşmaya başlıyoruz. Baya baya mutlu geziyorum o sıralar, arkadaşlarımda fark ediyor.

Bigün kıza biryerde buluşma teklif ediyorum kabul ediyor. Görüşüyoruz, ilk defa okul elbiseleri harici görüyorum onu. Düzgün bacakları dikkatimi çekiyor. Sonra kendi çarpık bacaklarıma bakıp bir daha sövüyorum aileme, Ulan bu kadar çirkin bir aileden nasıl olabilirim?

sonra romanı kafama vuruyor. zuhahahaha

Bu arada kitap dan brown'un dijital kala kitabı. (bilgisayarla uğraşan arkadaşlara öneririm gerçekten sürükleyicidir.)

Arada kızla otobüste denk geliyoruz ama romanlar dışında başka bir konu yok. Okuyomusun hangi bölümdesin muhabbetleri var. Arada kitap hakkında tartışıyoruz fln. O da yeni bir kitap edinmiş kendine, Kültürlü bir hatun.

Birkaç hafta sonra kitabı bitiriyorum ve arasına numaram yazılı olan bir kağıt bırakıp. kitabı otobüste denk gelince hatuna veriyorum.

Bütün gece kızdan mesaj gelmesini bekleyerek uyuyamıyorum ama ne arayan var nede mesaj.

kodumun kaşarı huzursuzlanıyor lan. getire getire buraya mı getirdin amk bakışı atıyor bana. ben bir lafı ikiletmem arkadaş! hemen kızın kolundan tutup kaldırıyorum ve kapıdan dışarı atıyorum. gibtir git lan burdan diye bağırıyorum sonra da. kız masum kediler gibi yüzüme bakıyor ama hala benim gibtir giiiiiiit naralarım sürmeye devam ediyor.

çünkü yazdıklarımı kimse okumuyor amk kızı göndermek şart oldu. okusaydınız sevinirdim :(

2 gun geciyor aradan kiz otobuste yanima gelip benden ozur diliyor ve eve davet ediyor. Evlerine gittigimde 3 abisi birden got deligime kerkiniyor ve o gundur bu gundur gotumu gibtiririm.

Son.

Yaz üstad sevdim bunu

Rezledigime pisman ettin atgibi 5para etmesin amkk

önüme koyduğum 16 karper peyniri sırayla açıyorum. dün 5 çayından kalan yarım simidi de masaya koyup, simidi peynirle kaplıyorum. dolaptan çıkardığım reçeli ise bir dilim beyaz ekmeğin üzerine sürüyorum ve yiyorum. simit gibimde değil, canım eğlenmek istemişti. dediğim gibi eğlence üzerine kurulu hayatım benim. bu kadar fazla masada oturmaya dayanamayıp sandalyeye geçiyorum. orada da sıkılınca kalkıyorum sofradan ve koşar adımla sokağa çıkıp ali usta'ya, tandır yemeye gidiyorum. hayat felsefem bu benim, anlık karar veririm ve olabildiğince eğlenirim...

saat 14'e geliyor git gide ve ben kadıköy sınırındayım. 130A'dan inip yukarı doğru çıkıyorum ve boğanın oraya saat 14:10'da varıyorum. buluşmaya 2 dakika var ve bu süreyi beklemek benim için işkence. bu süre içerisinde ne yaparım? diye düşünürken aklıma break dance figürleri sergilemek geliyor ve tam montumu çıkarım kıbleye dönüp eğilmişken saatin 14:12 olduğunu fark ediyorum. amk düşünürken zaten 2 dakka geçmiş. neyse bakınıyorum etrafa hatun yok. boylu poslu ama yine de gözükmüyor hadi cüce olsa neyse. parlak zekam onu aramamı söylüyor ve karşı kaldırıma geçip bi mağazanın önünde beklediğimi söylüyorum telefona. telefon beni dinlemiyor sanırım. ben de kızı arıyorum ve lokasyonumu belirtiyorum. enlemlere kadar her ayrıntıyı vermemden etkilenmiş olacak ki kahkahalarla gülmeye başlıyor. neyse zaten kız da boğanın arkasına saklanmış. aklınca bana sürpriz yapacak amk salağı. mal ya kaç yaşına gelmiş düşündüğü şeye bak al işte zaten tak oldu. he işte sonra bu görüyor beni ve yüzünde okaliptüsler açıyor. hemen tokalaşıp nereye geçek? diyorum.

kız babamın holding sahibi olduğunu bildiği için lüks bir yer beklerken onu kıytırık bir köfteciye getiriyorum...

o gün muhabbetimiz otobüste sona eriyor ve bense okulda sürekli kızı düşünüyorum. la acaba mesaj atçak mı napçak? deyü. deyü deyü düşünürken birden orgazm oluyorum. zekiyimdir beni kafam çalışır. telefonu gibimin üstüne koyuyorum ki her titremeden zevk alayım. hayat felsefem bu benim. olabildiğince zevk almak her şeyden. bakıyorum bizim hatun mesaj atmış.

+selam :')
-selam, naber? (bilerek ciddi takılıyorum artık caka satmam lazım çünkü)
+iyiyim, neler yapıyorsun?
-okuldayım dersteyim şimdi. çıkınca konuşalım dersi kaçırıyorum.
+olur :')))

kızın babasını gibsem gülecek amk. öyle cool'um ki gözünde anlatamam. neyse ders bitiyor nabün diye mesaj atıyorum. arada böyle espriler yaparım, ciddi tavrımın değeri artsın deyü.

+heh :') ben de seni bekliyordum. nolsun kitap okuyordum işte.
-(hay amk ne kitapmış) hmm ne güzel. bu akşam işin var mı? görüşelim?
+oluur :'))))
-ya da boşver ya. (iyice manyak ediyorum)
+neden? müsaitim diyorum işte
-tamam o zaman yarın saat 14:12'de boğanın orada ol(bilerek klişe mekanda absürt zamanda buluşma ayarladım. bu marjinalliğimle kızı iyice etkilemiş olmalıydım ki şu mesajı aldım;)
+ahahah 12 geçe he? tamam süper :') okul?
-yarın cumartesi (kodumun salağı... )

Bir şekspır kitabı ve ahlaksiz bir tekliftr bulundum.. hshhshs

sonra bir anda cep telefonuma incici binlerden mesaj geldi panpa okuyoduk lan kızı geri getir yoksa zütüne galaxy tab2 sokarız deyü. ben çok korktum ve hışımla köfteciden dışarıya koştum. adama hesabı ödemeden kaçacağımı açık bir dille de belirtmiştim zaten abi sizin tuvalet dışarıdaydı di mi? deyü sorup kendi kendime onay vererek...

sibeeeeeeel deyü çığırttım kıza, o güzel zütünün bi sağa bi sola vuruşlarına bakarak. bir anda durdu ve döndü; benim adım sibel mi amk salağı, ceren ben ceren! der gibi baktı. hemen sezmiştim ben de adının ceren olduğunu ve tamam amk zaten şaka yaptım ehe bakışı attım. ancak kız yemedi. aslında söylediğimi duymuş olsa belki yerdi. demek ki bakışlar her şeyi anlatmıyor.

neyse kızın ardından koşup yanına vardım ve sibel dedim tekrar. ehehe deyü de güldüm. ceren dedim sonradan. ironiden anlaması için uçan spagetti canavarına defalarca dua ettim 15 saniye içinde ve kızın suratında yine yamuk bir gülümseme oluştu. kodumun kaşarının gözlerinden acaba kaç doları var? hazır dolar da yükselmişken iyice sömüreyim ben bu bini hihihi okunuyordu. ancak ben anlamamış gibi yaptım ve saf ve 45 yaşını geçmiş takım elbiseli, hafif kirli sakallı ve uzun saçlı iş adamları gibi sigaramı yakıp hiçbir şey olmamış gibi devam ettim sözlerime;

+hadi gel sinemaya gidelim
-olur...

Yaz panpa takipteyim