/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 226.
    +9
    https://www.youtube.com/watch?v=kGE0qFav5YQ müziği açmayan katiyyen okumasın.

    Kapıdan içeri yavaşça girdikten sonra kan izlerine rastladık. Oda da birden fazla kapı vardı. Ve biri sürüklenmişti o belli. Adamım olmasın diye dua ederek takip ettim izleri. Arkamı kolluyor diğer adam. Kan izlerinin kesildiği yerde taşaklarına ve boynuna makas ve şiş geçirilmiş halde ölmüş olan adamımı gördüm. Hasgibtir dedik aynı anda. Adam konuşurken doğru dedi amk. Ölürken bu lafımı unutma dedi.
    Nabza baktım durmuş,ölür zaten nasıl yaşasın amk. Yüz ifadesinden anlaşılacağı üzere önce taşaklarını deştiklerini anlamak zor olmadı.
    Adamıma sakin olmasını söyledim ve telsizle diğerlerine haber etmesini.
    Ama hiçbir cevap alamıyorduk.
    Kapılardan birinden takırdama sesi duydum. Derken solda ki dolaptan bir deli üzerime atladı ve nereden bulduysa mutfak bıçağını yüzüme savurdu kaşımı yardı geçti.
    Acının verdiği enerjiyle bıçağı yakalayıp bunun kafayı dolaba vura vura vura vura kafası içine göçene dek vura vura öldürdüm.
    Adamım da şok olmuş izliyor. Efendim gidelim buradan dedi. Hak verdim tam gideceğimiz sırada kapılar birden açıldı. Ananı gibeyim ondan fazla deli üzerimize hücüm ediyor. Hemen koşup kapıyı kapattık. Ama uzun sürmedi kapıyı açtılar ve koridorun bir ucunda biz, diğerinde onlar vardı. Tabancalarımızı çıkardık. Ve ateş dediğim an seri şekilde indirmeye başladık. Hepsi yere serilmişti ve benim kaş fena kanıyordu. Az aşağıdan gelseydi bıçak kör olabilirdim. Neyse ki şanslıydım. Ama bitmedi arkadan da sayamadığım kadar çok deli fırladı 5 kadarını indirdikten sonra şarjörüm bitti, kısa süre sonra adamımınki de öyle.
    Birbirimize baktık ve savaşmaktan başka çaremiz olmayacağına kanaat getirip jopları çıkardık. Gelene vuruyoruz gidene vuruyoruz yine ayağa kalkıyor muallakler. Daha sonra adamımın üstüne atladı delinin biri karnına soktu bulduğu inşaat demirini.
    Öfke kontrol problemim azmıştı, bu sefer çok daha şiddetli. Jopla etrafımda dönerek hepsine aynı anda vurup sersemlettikten sonra adamımı odaya sürükleyip bıraktım, ölüme terk edemezdim.
    ···
    1. 1.
      0
      Hava kılıcıda bas tam olsun amk
      ···
  2. 227.
    +1
    Devam et panpa
    ···
  3. 228.
    +2
    dıbına kodugumun cocugu süper man misin sen
    ···
  4. 229.
    +1
    Pic iki gunde bir yaziyo. Oglum
    ···
  5. 230.
    0
    hadi pmp devam devam
    ···
  6. 231.
    +7
    Hemen toparlanip tekrar üzerime koşmaya başladılar. Bende hemen odaya girdim ve kapıyı kapatmayı denedim kırmışlar huur çocukları. Hemen dolabın birini alıp yatırdım üzerine bir dolap daha sürükledim ve yığdım. Sadece üst kısım açık kaldı oradan da giremezlerdi.
    Adamım hayattaydı ama kanaması vardı.
    Ve lanet telsizden kimseye ulaşamıyorduk.
    Silahimin mermisi bitmiş, uzaktan indirme planım suya düşmüştü. Daha sonra bunlar kapının önünden ayrıldılar. Pes ettiler herhalde
    inşaat demirini nerden bulupta soktu hiçbir fikrim yoktu ama onu şimdi çıkarırsam kanama artar ve şoka girerdi.
    Onun yerine üzerimde ki gömleğin birazını yırtıp tampon yapmayı denedim.
    10 dakika kadar sonra arkada ki diğer koridora çıkan kapının gümledigini duydum. Kısa süre sonra kapı açıldı, başka yol bulmuş huur çocukları.
    Dolapları hemen kaldırmayı denedim. Tek başıma fazla zordu, üsttekini ittikten sonra hemen adamımı koridor tarafına dolabın üstünden sürükleyip bıraktım.
    Jopumu çıkardım ve en ondekine vurdum ve digerine. Ama nereye kadar?
    Kollarım yorulmuş ve jopu düşürmüştüm. Artık ya ölecektim ya kaçacaktım.
    Kullanabilecegim tek bir silah kaldı, adamımın karnında ki inşaat demiri. Hızla karnından çıkarıp birinin boynuna sapladım. Bu onları duraklatti. Sonra adamı kollarıma alıp hemen koşmaya başladım.
    Arkamdan deli gibi koşuyorlardı.
    Merdivenlere ulaştım ve aşağı indim aşağıda bütün güvenliklerin ve Jeremy Blaire'nin beklediğini gördüm. Arkalarından silahlı bir tim geldi, güvenlik değil bu defa askerler. Ve bana yere yat demeleriyle hemen yere yattım ve hepsini taradılar.
    Daha sonra alkış sesleri yükseldi. Ne oluyor amk?
    ···
  7. 232.
    +6
    Hemen adamıma sağlık personeli müdahale etti ölmedi çok şükür. Jeremy bana doğru yaklaştı ve "Bravo, çok etkilendim doğrusu. Hepimiz seni izledik bence çok iyiydin. Yanında ki adamı bırakmaman da ne kadar sadakat taşıdığını gösteriyor."
    Bir şey demedim boş boş baktım suratına.
    "Anlamadıysan söylüyorum bu bir testti seni sınamak için. Richard ve diğer gordugun güvenlikler de böyle bir testten geçirildi.Bir çoğu öldü bu gördüklerin sağ kalanlar. Sana anlatmadı mı? Büyük bir supriz olmuş olmalı." Dedi.
    "Ama adamlarımdan biri öldü ve orada ben de ölebilirdim" dedim.
    "Ama ölmedin, adamın için üzgünüm ama zayıf halkalar elenmeli bu projede sağlam adamlara ihtiyacımız var."
    "Testten geçmiş olmalıyım."
    "Hemde yıldızlı bir A ile geçtin"
    "Benim için bir zevkti efendim" dedim.
    Ve yaramın acil bir durumu olmadığı için aşağıda baktirmami söylediler. Yanıma bir hemşire verip asansöre gönderdiler.
    Aşağı indiğimde bütün personellerin toplandığını ve bana geçiş hazırladıklarını gördüm. Sağda ve solda herkes alkışlıyordu.
    Kameraları fark etmedim sanırım oradan izlediler. Kapının sonradan açılması da bilgisayarla kontrol edildiğini düşündürdü.
    En son alkışlayanlar arasında Richard abi ve Anna vardı.
    Onlara kızamazdım. Richard abi de bu testten geçti, bana anlatsa başı yanardı.
    Richard ve Anna peşime takıldılar ve revire geldik.
    Doktor Trager yoktu. Yerine bayan bir doktor vardı. Nedense çok sevindim buna.
    isminin Elizabeth olduğunu yaka kartından öğrendim. Ve aklıma bizim Elizabeth kelimesini ne anlamda kullandığımiz geldi ve o halimle sesli güldüm.
    ···
  8. 233.
    +11
    Doktor Elizabeth yarama baktı ve aynen benim düşündüğüm gibi konuştu.
    "Şanslısın, kıl payı kurtarmışsın gözüne gelebilirdi. Ve gelseydi şuan korsan bandı takıyor olacaktın" dedi ve güldü dikiş atarken konuşmaya devam etti.
    "Orada harikaydın, hepimiz izledik. Ama aramızda kalsın adam için üzüldüm. Boyle bir testi hiç tasvip etmiyorum ama ben ne yapabilirim ki? Sadece bir doktorum."
    "Demek bu eylemlerden gibayetcisin ha?" Dedim.
    "Aynen, ama sesimizi kestiler fikrimizi belirtirsek başımız yanar. dedi.
    Ve Richard abi ve Anna'ya baktım.
    Bu kadın da buradan gibayetciyse bizim için çalışır mıydı acaba? Burası konuşmak için uygun değildi.
    "Doktor, işin bittiğinde ben ve arkadaşlarım seninle yemek yemek isteriz.Bir teşekkür yemeği."
    "Neden olmasın, akşam 5 te görüşürüz mind. Kendine dikkat et bu kadar şans üst üste fazla. Bir daha ki sefere seni morgda ziyaret etmiş olurum."
    "Kendi şansımı kendim yaratırım doktor"
    Deyip biraz sedyede uzandiktan sonra kalkıp çıktık oradan.
    ···
  9. 234.
    0
    hadi be pmp akşam oldu.
    ···
  10. 235.
    +1
    Oglum hDi be iyi yaziyosun daha fazla gonder
    ···
  11. 236.
    +4
    Olaylar taka saracak az kaldı.
    ···
  12. 237.
    +4
    Okuyan 2 adam mı var, sukulamayin okuduğunuzu belirtin insanın azıcık yazma zevki varsa kaçıyor
    ···
  13. 238.
    +1
    Okuyoruz be güzel kardeşim
    ···
  14. 239.
    +1
    kardeş yaz ya ben her entarını sukuladım lütfen yaz amk
    ···
  15. 240.
    +1
    Zevkine osurtma hikaye sardı yarıda bırakırsan taşşaklarını teflon tavada 500 selsiyus yağ ile kızartırım
    ···
  16. 241.
    0
    Amk okuyan en az 15 kişi var. salla hadi pmp
    ···
  17. 242.
    +8
    Çıktığımızda Richard abi ile konuşurken Anna nın gözü hep bendeydi. Ama ben donupte bakmadım. Yüz vermemek lazımdı.
    Anlasin neyi kaybettiğini.
    Yemekhaneye gidip boş bir masaya oturduk. Richard abiyle muhabbete devam.
    "Evlat seni test için haberdar edecektim ama bekledigimden de erken olduğu için artık çok geçti. Bana kızgın değilsindir umarım."
    "Yok abi ne kızgınlığı baksana herkes bana bakıyor herkesin saygınlığını kazandım kısa sürede. Oradan sağ da cikamayabilirdim. Birileri gerektiğinde öldürmenin şart olduğunu öğrenmeli" dedim.
    Anladı Anna'ya baktı hemen. Ben de dönüp bakmıyorum bile.
    Onun bana baktığını periferik vizyonum sayesinde fark ettim ve kontrolü kaybeder de ona bakarsam diye başka şeyler düşünmeye çalıştım.
    Kasımda ki yarayı düşündüm. Şaka maka kör olacaktık amk. Yine de kasımda bir ömür taşıyacağım bir yara olacak
    Bana neler hatırlatacağıni da zaman gösterecek.
    Ölen adamı düşündüm acaba onu kurtarabilir miydim? Bilemiyorum ama en azından diğerini kurtardım. Ama ölen adamın kanını yerde bırakmazdım o ayrı.
    Onlarca akli dengesi başında olmayan ruh hastası insan öldürdüm. Kısa bir zamanda bir ölüm makinesi haline gelmiştim. Yoksa bu sadece bir başlangıç mıydı?
    ···
  18. 243.
    +5
    Tek bir isteğim vardı o da Anna ve Richard abiyle buradan gitmek. Belki Elizabeth yeni bir müttefik olarak bize katılırdı ha?
    Tabi o da içeriden bir ajan değilse. Evet ona nasıl hemen güvenebilirdik ki. ifşa olursak bütün çabalar boşa gitmiş olacaktı.
    Birinin dürtmesiyle irkildim. Anna'dan başkası değildi.
    Yüzüme baktı ve "Mind" dedi üzgün bir ses tonuyla.
    Hemen yüzümü başka tarafa çevirdim.
    Yüzümü eliyle kendine zorla çevirip iyice yaklaştı, sıcak nefesini hissedebiliyordum.
    Etrafta insanlar olduğunu unutmuş olmalıydık ki hemen geri çektim kendimi.
    Bozuldu biraz sonra başladı konuşmaya.
    "Ya mind neden kaçıyorsun benden"
    Cevap vermemem üzerine devam etti
    "Ya mind özür dilerim o zaman sana inanmalıydim. Sen keyfi olarak kimseyi öldürmezsin. Ekranda seni izledik sana bir şey olacak diye öyle korktuk ki,korktum ki.
    Lütfen mind bağışla beni her şey için çok üzgünüm söz çok iyi bakacağım sana"
    Dedi. Ama ben kolay lokma mıyım hemen bırakmam kendimi.
    "Sonunda anlayabildin ekip arkadaşım."
    Çok bozuldu l konuşmadı bir süre benden atak bekliyordu. Gelmeyince tekrar başladı konuşmaya
    ···
  19. 244.
    0
    yapacağın tribi gibim. kız baya baya yavşamış işte. uzatma da yala şu kahpeyi
    ···
  20. 245.
    +4
    "Ben illa ki bulurum kendimi affettirme yolunu" dedi.
    Tam o sırada yaramda büyük bir yanma ve ağrı hissettim. Hasgibtir ağrı kesiciyi unuttuk anestezinin etki de gitti zaten kadın vermedi ağrı kesici falan.
    Bu da her saniye zonklayan baş ve yanan bir yara demekti.
    Bakışlarımdan anladılar hemen gittik Elizabethin yanına. Hem bu onu biraz olsa gözlemleme şansı verirdi bana.
    Odaya girdik kimse yoktu hemen açtı tekrar baktı yaraya. Fazla mimik yapma dikişleri patlatirsin dedi.
    O ara odada kamera var mı diye kontrol ettim.
    Yoktu. Peki gizli kamera? Onu bilemezdim işte.
    Kadının üzerini inceledim pek bir şey göremedim. Genç bir kadın bu arada en fazla 2 yildir çalışıyordur. Yazık harcanıyor bu güzellikle.
    Bu işin peşini bırakmam ben. Bu odayı incelemeliydim kimse yokken. Ağrı kesiciyi alıp biraz uzanmak istediğimi söyledim sedyede. Richard abiye çıkmalarını söyledim. Yatıyorum kadın da bilgisayarla uğraşıyor. Duvarların her köşesine iyice baktım kamera falan yok. Ama saklamışlardır belki bir yere.
    Kadın kısa süre sonra lavaboya gitti. Benim için fırsat. Bilgisayara baktım hastalarla ilgili dosya.
    Çekmeceleri karıştırdım bir şey yok. En son çıkardığı doktor önlüğüne yöneldim bütün ceplere baktım kayda değer bir şey yoktu. Tam o sırada kadın gelmiş öhöm dedi.
    Bakakaldım.
    "Ne o bir şey mi arıyordun"
    "Evet gizli kamera, dinleme cihazı falan."
    "Benimle dalga mı geçiyorsun"
    "Bak akşam 5 için sana güvenmem gerek anlamıyorsun."
    "5 te görüşürüz biri girmeden lütfen çık odamdan."
    Kapıyı vurdum çıktım.
    Lan nasıl anlayacağım ben bu kadının ajan olmadığını amk.
    Oda da kamera var mı onu da bilmiyorum. O an aklıma Waylon Park geldi. Adam yazılım mühendisi lan ne diye odayı aramakla uğraşıyorum
    ···