Rez panpa değerli bir balgib

Okumak istemiyorum ama rez alayim belki okumam

BAŞLIYORUZ

istihbarat okuluna kabul edildiğim zaman heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu…..
Sonunda çocukluktan beri hayalini kurduğum mesleğin kapısını açmıştım…
Ülkem adına…..
Türkiye adına çalışacak bir ajan olabilecek…
Perdenin arkasındaki kahramanlardan biri olabilecektim….
Okulu tam puanla birinci olarak bitirdim….
Silah eğitimleri…
Teknik eğitimler….
Savunma ve saldırı eğitimleri…
Dil eğitimleri….
Bütün eğitimlerden tam puanla geçmiştim…
Sırf bu yüzden ödüllendirilmem gerekiyordu….
Fakat aldığım ödülde…
Yıllar yılı hayalini kurduğum meslekte..
hiç düşündüğüm gibi değilmiş…..
Kafamın hemen üstünde kırbaç gibi şaklayan merminin sesinden hemen sonra anladım bunu….

01 TEMMUZ 2016…..
ZAGROS DAĞLARI….
IRAK / iRAN SINIRI….
Oğuz bunları düşünürken hemen yanından bir mermi sekti. Elinde hangi ölü teröristten aldığını hatırlamadığı bir AK- 47 ile ateş etmeye başladı.
- Kartal yuvası, ben kurt gözü açığa çıktım, acil hava desteği istiyorum
- Kurt gözü burası kartal yuvası, harddisk sende mi ?
- Evet bütün bilgileri aldım…..gönderin şu s.ktimin helikopterini
- Anlaşıldı hava desteği yolda

Oğuz hemen bulunduğu siperi terk ederek 5 metre solundaki kayalığın arkasına saklandı. Burada yere serdiği iki terörist vardı. Birinin üzerindeki el bombalarından birini alarak kendisine ateş edilen yere doğru bütün gücüyle fırlattı. Bomba düştüğü yerde büyük bir toz bulutu kaldırmış ve attığın yerin arkasında bulunan üç teröristin kaçmasına sebep olmuştu.
Kendilerini belli eden teröristler Oğuz’un tüfeğinden çıkan mermiler ile yere serildiler.

Aradan iki dakika geçtikten sonra telsizden şunları duydu.
- Kurtgözü burası Kartal 3..hedef bölgeyi lazer ile işaretleyebilirmisiniz ?
- Olumlu kartal 3
Oğuz çantasından önünde küçük bir kamera lensi olan, avuç içi büyüklüğünde bir cihaz çıkardı ve teröristlerin olduğu yeri görecek bir kayanın üzerine bırakıp hemen geri saklandı.
- Kurt gözü burası kartal 3 hedefi gördüm.
- Anlaşıldı kartal 3
Ateş sesleri bir an için durmuştu. Ne onlar oğuzu, nede oğuz onları görebiliyordu.

Önce çok şiddetli bir şekilde savaş uçağının sesi geldi, sonrada oğuzun hemen 20 metre ötesinde adeta küçük bir cehennem ortaya çıkmıştı.
Savaş uçağı adamların üzerine TAKTiK NAPALM BOMBASI bırakmıştı.
Bu bomba kısa bir süre ortamdaki oksijeni kullanıp büyük bir alev topu oluşmasını sağlıyordu.
Bombanın atıldığı yerden on ila on beş kişi üzerleri alev almış ve vücutları yanarak kıpkırmızı olmuş bir şekilde etrafa doğru koşmaya başladılar.
Oğuz hepsini teker teker tek mermi ile kafalarından vurup öldürdü.
Ortalık çok sessizleşmişti….

Sonra bu sessizliği helikopter sesi bozdu.
- Kurt gözü burası sansar 1 yerinizi belli edin
- Anlaşıldı sansar 1 açığa çıkıyorum.
Gelen helikopter UH – 1 markalı bir arama kurtarma helikopteri idi , açıklık bir araziye indi ve Oğuzu alıp zütürdü.
Helikopter çok sarsılıyordu ve içerde biri albay ve biri binbaşı iki rütbeli asker vardı . Oğuzdan aldıkları harddiski hemen yanlarındaki laptop ile kontrol ettiler.
Neden bu kadar önemli bu şey dedi oğuz.

Güzel olur gibi devamm

15 temmuzda yapılacak büyük bir operasyonun bilgileri var içinde dedi binbaşı.
- Neden burada peki ?
- Kaçırılmıştı.
- Kim tarafından
- Gizli bilgi evlat söyleyemem
- Peki operasyon nedir ?
- Buda gizli bilgi Oğuz…fakat şunu söyleyebilirim sana….YER YERiNDEN OYNAYACAK.
Helikopter ANKARA AKINCILAR ÜSSÜNE doğru ilerliyordu….

Yaklaşık dört saatlik bir yolculuktan sonra akşam saatlerinde helikopter Ankara’ya vardı.
Fakat helikopter inmek yerine bir süre daha havada kaldıktan sonra inişe geçmişti. Oğuz’un aklında türlü ,çeşitli sorular dönüp duruyordu.
Hard diski almak için onların arasına sızmıştı, yaptığı ilk sızma değildi bu özellikle KANDiL DAĞINDA yaptıkları operasyon unutulmazlar arasındaydı.
Helikopter büyük bir gürültü ile akşam saatlerinde piste iniş yaptı.

Albay oğuza bakıp sen buradan giriş yapma, 4 nolu hangara gir şu üstünden başından kurtul orada senin için hazırlanmış, kıyafetler bulacaksın onları giy, bir tanede anahtar var…dışarda senin için bir araba ayarladık, bir tanede bilet var, hemen ESENBOĞA’ya git arabayı orada bırak ve istanbul’da, evinde bizden haber alana kadar bekle dedi.

Oğuz denileni yaparak helikopterden direk hangara gitti. Albayın dediği gibi köşede büyükçe iki tane bavul ve üstünde düzenlice katlanmış kıyafetler vardı. Onları giydi anahtarı aldı ve bilete göz gezdirdi.
Yarın tarihli bir biletti bu “ hay yapıcanız işi s.kiyim” dedi içinden.
Araba gerçekten göze batmayacak bir HYUDAI ACCENT’ti.
Arabaya atladığı gibi SiNCAN’da kalan annesinin yanına gitti.
Annesi Oğuz’un gerçek mesleğini bilmiyordu, uluslararası bir pazarlama şirketinde çalıştığını biliyordu sadece.. Birde bi türlü evlenmediğini…
Yorgun bir şekilde kapıyı çaldığında annesi kısık gözlerle açtı kapıyı , karşısında oğlunu gördüğünde ilk başta gözlerine inanamadı ama sonrada OĞLUMMMM diyerek sarıldı boynuna.

REFiK BAK KiM GELDi….
Babası her zamanki yerinde abajurun dibinde, gözlüklerini burnunun ucuna kadar indirmiş bir şekilde, üzerinde çizgili pijamasıyla gazetenin verdiği bulmaca ekini çözüyordu.
VAY EŞŞŞOLEŞŞEK SEN GELiRMiYDiN BURALARA….
Diyerek sarıldı oğluna. Ee bu saatte ne işin var burada diye ekledi.
istemezsen hemen giderim baba diyerek şakadan tekrar bavullarına eğilirmiş gibi yaptı. Babası gülerek LAN EŞŞŞEĞiN SIPASI DALGAMI GEÇiYORSUN LAN diyerek Oğuz kafasına hafiften vurdu. HADi dedi babası Bi GÜREŞELiM SENiNLE, YENERSEN EVLENDiRCEM SENi….
Oğuz babasının ellerinden kurtulmaya çalışırken TAMAM AMA BEN YENERSEM BEN SENi EVLENDiRCEM SÖZ MÜ dedi.
DALGAMI GEÇiYOSUN BABANLA EŞŞOLEŞŞEK diyerek güreşmeyi bıraktılar.

Oğuz babasının yanına oturdu, diğer tarafınada annesi oturdu.
Ee nasılsın oğlum….ne zaman indin uçaktan….işlerin nasıl diye sordu.
iyi dedi oğuz sorun yok şimdilik sorun yok bakalım…müşterilerimiz var onları ziyaret etmek için gitmiştim zaten…gitmişken bi de iş bağladım geldim…
Ne işi bağladın dedi babası.
Eeeee şey dedi oğuz, birden cevap verememişti. Yanık tedavisi için gerekli bir ilacın Türkiye temsilciliği işi babacım dedi. YANIKLARA ÇOK iYi GELiYOMUŞ.

Ha iyi , iyi o zaman dedi oğuzun babası….iŞiN OLSUNDA, iYi KÖTÜ ÇALIŞCAN ARTIK, BAK BANA YILLARCA KARAYOLLARINDA ŞEFLiK YAPTIM,ŞiMDi UNU MU ELEDiM ELEĞiMi ASTIM..AMA SENDE Bi DEVLET iŞiNE GiRSEN FENA OLMAZDI…DEVLET GÜVENCESiNDE OLURDUN HEM..
Dedi.

Oğuz içinden AHHH BABA O DEVLET DEDiĞiNiN iÇiNDEN NELER ÇIKIYO Bi BiLSEN demek isterdi ama bunu söyleyecek cesareti yoktu tabi.
Özellikle telefonundaki dinleme cihazının 7 gün 24 saat dinleme yaptığını hesaba katarsak….
Ne istersin dedi annesi karnın açtır senin şimdi.
Yağda yumurtan varsa yerim valla dedi oğuz….
Annesi tamam deyip yerinden kalktı ve mutfağa gitti.

Babası oğuza “ oğlum bi kız buldun buldun, yoksa annen seni köyden bulduğu bıyıklı bi kızla evlendircek haberin olsun “ dedi ve gülerek ekledi bıyıklara beraber badem yağı sürersiniz artık.
Annesinin mutfaktan sesi geldi
REFiK SENi DUYUYORUM…..SAĞIR OLMADIM ÇOK ŞÜKÜR……
Bir süre sonra mutfaktan kokular gelmeye başlamıştı.
Annesi yumurtanın yanında oğlu için bir de ayran yapmıştı.
Afiyetle yedi hepsini.