1. 51.
    0
    @36 kardeşim @30 daki yazıda ruh ellerimizde demiş ona cevaben ruh olayına girdim.bu arada ruh olayı inanışa bağlı dedim..
    ···
  2. 52.
    0
    @39 cevabı yok onun idealizm realizm tartışmasına gireriz şimdi hiç çekilmez, ben sırf bu tartışmadan uzaklaşmak adına ilişkisel, değişken bütünlüğü görmeye çalışıyorum. neyse gibtir edelim
    ···
  3. 53.
    0
    bu arada şu sorum var. yeni doğduğunuzda veya 10 yaşına geldiğinizde tek bir varlk gibi hissettiren şey nedir? yani 4 yaşındaki fotografındaki sen ve 20 yaşındaki sen fiziksel olarak tamamen farklı 2 varlksın. fakat seni tek bir varlıkmışsın gibi hissettiren 4 yaşındaki senle 20 yaşındaki sen arsındaki 'ben' hissini kuran köprü nedir?
    ···
  4. 54.
    0
    yaşadıkların lan, geçmiş diye bir şey var, ilişkilerin var, tarih var lan, süreklilik kopuş var, biyolojik gelişimin var daha ne diyeyim
    ···
  5. 55.
    0
    başlığı doğru yazaydın lan bari
    ···
  6. 56.
    0
    ingilizce yazıcam diye niye kastın felsefe demeye dilin mi varmadı?
    ···
  7. 57.
    0
    konuşmak bize cok sık yaptığımız için sıradan gelir.. halbu ki konuşmak sadece biz düşüncenin dışa çıkış şeklimizdir..ses sadece havanın ses tellerine çarparak çıkardığı bir oluşumken nasıl olurda beni senin yanına katar? ben konuşma olayına girmediğim sürece fikirim.. bunu senin yani karşımdaki düşünce yoğunluğunun içine dahil edebilirim.ama enerji olarak sen farklı bir frekanstaysan seninle bütünleşmez samanla senin tarafında soğurur ve gider.
    ···
  8. 58.
    0
    Ben beden değilim: "Biz yalnızca beden­den ibaret olamayız; bir kimsenin bedeni tamamen para-lize olduğu; görme, dokunma, işitme, tat, koku duyuları yok olduğu zaman bile, bilinci yerinde kalır. Ellerini, bacaklarını kesin, gözlerini ve bedeninin diğer organlarını alın, yine de benlik (Ben) her zamanki kadar güçlüdür." Ben, beyin midir? Belleğin geniş bir bölümü kapanabi­lir. Fakat Ben devam eder. Sonuç olarak, bedenin ayrı ayrı parçaları ve değişik duyuları Ben değildir; öyleyse bunların toplamı da gerçek benlik (Ben) olamaz.

    Ben duygular değilim: Duygular da Ben değildir. Duygularımıza, üzerimize giydiğimiz elbiselere bakar gibi baktığımız zamanlar vardır. Ruhsal haller ve duygular gözümüzün önündeki perdeden geçen renkler gibi gelirler ve giderler. Fakat Ben değişmeden kalır. Duyguların farkında olmak, onların Ben'i oluşturduk­ları anldıbına gelmez.

    Ben zihin değilim: Bu meditasyon şeklinin üçüncü aşaması, "Ben düşünen zihin mıyım?" diye sormaktır. Dr. Brunton, "<ihninizi çalışır­ken inceleyin, düşüncelerin sonsuz bir dizi halinde birbirleri­ni takip edişine dikkat edin. Sonra düşünen bir varlığın bu­lunduğunu anlamaya çalışın ve sorun: "Bu düşünen kimdir? Bu uyuyan ve uyanan, düşünen ve hisseden, çalışan ve konuşan kimdir? içimizdeki Ben diye adlandırdığımız ne­dir? içinizdeki bu bilinmeyeni sebatla araştırmakta direnir-seniz, zamanla boyun eğerek sırrını size açıklayacaktır." Yazılı tarih boyunca pek çok ülkenin mistikleri; düşün­celer susturulabilir ve boşlukta düşünmeyle, kişinin gerçek yaradılışı ortaya çıkar demişlerdir. Düşünceleri susturmak bilinçsizlik değil, saf bilinçtir; parlak-şeffaf bir sezgidir.



    Öyleyse Ben neyim? Ben nedir? Dünya sürekli bir akış halindedir ve kişinin kendisi de, görünüşe göre, değişen düşünce ve duygular kütlesidir. Eğer kendisini derinden düşünmek ve incelemek zahmetine kat­lanırsa, kendisine dış dünyadan gelen etkiler akımını ve bunlardan doğan düşünce ve duyguları görerek kabul ede­cektir. Bu derin kısım, gerçek varlık, görünmeyen tanık, ses­siz gözlemci, Ben'dir.

    özet: "Beden ve onun fonksiyonları Ben değildir. Aynı şekilde duygular Ben değildir ve düşünceler Ben değildir. Bunun ya­nı sıra öğrencilerine Ben duygusunu, öz nedenine, varoluşun derinliklerine dek izlemelerini söyledi; Ben, ışığında bede­nin, egonun ve her şeyin parladığı saf gerçektir. Düşünceler durdurulduğu zaman saf bilinç kalır. Ve bu gerçek tek şey­dir. O da Ben'dir. Geriye kalan her şey sadece onun dışında­ki görünür şeylerdir.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    0
    @47 gelin laf ebeliği yapalım diye niye başlık atmadın lan? enerjiye bağladın oradan fiziğe bağla bari, "öteki" muhabbeti yapacaksan onu yap bu ne lan felsefe diye bu zırvalıkları döşüyorsun bir gibtir git.
    ···
  10. 60.
    0
    @43 "yeni doğduğunuzda veya 10 yaşına geldiğinizde tek bir varlk gibi hissettiren şey nedir?"

    tek bir varlık gibi hissetmezsin. 5 yıl önceki kendini düşün mesela şimdi. sonra bir tanıdığını düşün. bu ikisini düşünmen sende benzer hisler uyandırır. sanki 5 yıl önceki kendin "başkasıymış" gibi. yani 5 yıl önceki kendini bilmen şimdiki kendini bilmenden çok farklıdır. ilkini tarihi olarak bilirsin, ikincisini doğrudan deneyimlersin.

    o köprü basit: başka bir tanıdığını "bu x" diye nasıl tanımlıyosan (kişinin görüntüsüyle adını eşleştiriyosan) kendi geçmişini de "bu benim" diye öyle tanımlıyosun.

    özet: hakkatan gibtik attık ortamı. okumayın.
    ···
  11. 61.
    0
    ya senin yükselteceğin seviyeyi gibeyim.
    ···
  12. 62.
    0
    bu ne lan tuğla gibi entryler özet geçsenize
    ···
  13. 63.
    0
    @48 "görme, dokunma, işitme, tat, koku duyuları yok olduğu zaman bile"

    bunlar ve diğer "input" lar olmadan zihinde herhangi bir kavramın (ben kavramı dahil) oluşacağına dair şüphelerim var. (görüsüz kavramlar boş, kavramsız görüler kördür)
    ···
  14. 64.
    0
    @44 geçmiş ve gelecek kavramları sadece bizim varsaydıgımız kavramlar.. benim orada belirtmek istediğim şey vücudun aslında sadece arac olduguna acıklk getirmekti.sen düşüncesin ve varolduğunu hissettiğin sürece yenileri ekliyorsun düşünce yogunluguna ve bu yogunluk enerjiden ibarettir.sen bunu bir kara delik gibi de düşünebiilirsin içine giren herşeyi enerjiye dönüştürür.. mıknatısın cevresınde bırıken demır tozu gibi, mıknatıs asıl enerji demir tozları var olduğunu hissettiğin aralık boyunca eklediğin yeni fikirler toplulugu.ama esas olan sen dedirten ortadaki mıknatıs olduğından sen bütünlük olduğunu sanırsın.
    ···
  15. 65.
    0
    @54lan kant'la bitti ya tartışma ne diyeyim şimdi...
    ···
  16. 66.
    0
    @55 zamanı varsayma lan ne yapacaksın, geçmiş şimdi ve gelecek arasında salınıyoruz, sen nerde salınıyorsun? vücudun olmadan ne yapacaksın niye kartezyen düşünüyorsun? Vücutla düşünceyi niye ayırıyorsun lan? illa ki bir belirleyen bir öncelik koyma derdi, koydun belirleyenini hadi rahat rahat uyu sen yorma kendini.
    ···
  17. 67.
    0
    @54 peki zihin diye adlandırdığımız olgu nerede yer alır ve düşünceleri nasıl muahafaza eder? inputlar olmadan varlık hissinin olmayacağında çok iddalıyım. eğer hiçbir iletiyi algılayabileceğimiz bir aracı olmasaydı (aldığın nefesi) dahi hissedemediğinde var olduğunu hissetmen anormal olur gibime geliyor.
    ···
  18. 68.
    0
    @57 sadece düşünyoruz farklılıkları görmek için..ben vücutla düşünceyi ayırarak bir mukayese yapmaya çalışıyorum. çünkü elimizde 2 esas olgu var düşünce ve beden. ilkini 5 duyu organından sadece 2 siyle duyarak ve görerek algılayıp kendimize dahi edebiliyoruz ama bedeni 5 duyu organının 5 iylede algılayabiliyoruz. birisi diğerinden daha somut geliyor. neden?çünkü ispatında 5 duyu organı var ama diğeri daha soyut çünkü duyarak ve okuyup görerek düşünceleri iletip alabiliyoruz daha soyut gelir.
    ···
  19. 69.
    0
    beden daha pasif geliyor ama baktığımızda beden olmadan, biz düşünce dışarı çıkamayız uzamayz ve de kısalmayız. sadece aracı olan beden bizi neresinde muhafaza ediyor? hakimiyet kısmen beyinde kısmen düşüncede.. aramızda parmağına bakıp kımıldatırken bu komutu nasıl verdiğini bilen varmı? deniyelim isterseniz parmağınıza bakın ve yavaş yavaş hareket ettirin bunu nasıl yaptığınızı nasıl komut verdiğinizi anlamlandırabilecekmisiniz.
    ···
  20. 70.
    -1
    bu arada hayvanlar aleminden örneklendirelim..bir inek acıktığında muhtemelen bizimle aynı aclık hissini alıyor. ardından yemek ya da yememek şıklarından birini seçip karar verip uygulamaya geçiyor.. peki onlarda acaba bizler gibi varlık hissine sahipler mi? aynı duyu organlaırndan onlarda da var.. onlarda bizim gibi düşünceden mi oluşurlar? onlarla iletişebileceğimiz ortak bir dil olmadığından onların bizimle sözlü (yani bizim kendi aramızda kullandığımız tarzda) bir düşünsel alışverişleri olamıyor. aynı şekilde bizde onlara fikirlerimizi aktaramayız..ama onlar kendi aralarında gayet güzel anlaşma halindeler. burdan bakarak onların da düşündüklerini ve bilinç lerinin olduğunu savvunamazmıyız?
    ···