1. 51.
    0
    Koridorda daha on adım gidemeden, zaten loş olan ışık azalmaya başladı. Hazine odasındaki meşaleler sönüyordu. Mat bağırmayı bıraktı. Adımlarını hızlandırdılar. Odanın dışındaki ilk meşale söndü, sonra yanındaki. Dönen merdivene ulaştıklarında, artık Mat'i sürüklemelerine gerek kalmamıştı. Arkalarına karanlık çökerken hepsi koşuyordu.
    ···
  2. 52.
    0
    Kayarak, tozlu mermerin üzerinde düşerek yukarıdaki koridora daldılar, sütunların arasında sendelediler, merdivenden aşağı yuvarlandılar ve yara bere içinde bir yığın halinde sokağa indiler.
    ···
  3. 53.
    0
    Rand kendini toparladı ve huzursuz huzursuz çevresine bakınarak Tam'in kılıcını yerden aldı. Güneşin yansından azı çatıların üzerinden görünüyordu. Kalan ışığın daha da karanlık gösterdiği gölgeler, karanlık eller gibi uzanıyor, sokağı neredeyse dolduruyordu. Rand ürperdi. Gölgeler ellerini uzatan Mordeth gibi görünüyordu.
    ···
  4. 54.
    0
    "En azından kurtulduk." Mat yığının dibinden kalktı, her zamanki tavrını taklit eden titrek bir tavırla üstündeki tozları silkeledi. "Ve en azından ben.."
    "Kurtulduk mu?" dedi Perrin.
    ···
  5. 55.
    0
    Rand bu sefer hayal görmediğini biliyordu. Ensesi diken diken oldu. Sütunların arasından bir şey onları izliyordu. Hızla döndü, sokağın karşısındaki binalara baktı. Orada da üzerinde dikilmiş gözleri hissedebiliyordu. Kılıcın kabzasındaki kavrayışı sıkılaştı, ama bir yandan da bunun ne işe yarayacağını merak etti. izleyen gözler her yerde gibiydi. Diğerleri de ihtiyatla çevrelerine bakıyordu, onlar da hissetmişti.
    ···
  6. 56.
    0
    "Sokağın ortasından ayrılmayacağız," dedi boğuk sesle. Göz göze geldiler; onlar da kendileri kadar korkmuş görünüyordu. Yutkundu. "Sokağın ortasından ayrılmayacağız ve gölgelerden uzak duracağız. Hızlı yürüyeceğiz."
    "Çok hızlı yürüyeceğiz," diye kabul etti Mat hararetle.
    ···
  7. 57.
    0
    izleyenler onları takip etti. Ya da sayısız izleyici vardı, hemen hemen her binadan bakan sayısız göz. Rand ne kadar bakarsa baksın hiçbir şeyin kıpırdadığını göremiyordu, ama gözleri, hevesi, açlığı hissedebiliyordu. Hangisinin daha kötü olduğunu bilmiyordu. Binlerce göz mü, yoksa onları takip eden birkaç tane mi?
    ···
  8. 58.
    0
    Güneşin hâlâ uzanabildiği yerlerde birazcık yavaşladılar ve sinirli sinirli gözlerini kısarak hep önlerine çıkıyormuş gibi görünen karanlığa baktılar. Hiçbiri gölgelere girmek istemiyordu; hiçbiri orada bekleyen bir şey bulunmadığından emin olamıyordu. Gölgelerin sokağa uzandığı, yollarını kestiği her yerde, izleyicilerin beklentisi açıkça hissedilebiliyordu. O karanlık yerlerden bağırarak geçtiler. Rand, kuru, hışırtılı kahkahalar duyduğunu sandı.
    ···
  9. 59.
    0
    Sonunda alacakaranlık çöktüğünde, günler önce terk etmişler gibi gelen beyaz, taş binayı gördüler. Aniden izleyen gözler yok oldu. Bir adım ile bir sonraki arasında, göz açıp kapayana kadar kayboldular. Rand tek söz söylemeden koşmaya başladı. Arkadaşları da arkasından koştu. Ancak kapıdan içeri daldıklarında, nefes nefese, yere yığıldıklarında durdular.
    ···
  10. 60.
    +1
    evet beyler. bu ibretlik hikayenin ana fikri insan ya meraktan ya yaraktan umarım sevmişsinizdir.
    ···
  11. 61.
    0
    (bkz: rand ve babası tam ın korku dolu öyküsü)

    gece de bunu anlatcam binler
    ···
  12. 62.
    0
    okumayanlar için up
    ···
  13. 63.
    0
    evet kanka
    ···
  14. 64.
    0
    up
    ···